Ekonomi son 3 yıldır büyüyor, şirketler eleman ve yönetici alımını devam ettiriyor. 2001 krizi sırasında işsiz kalanlardan bir bölümü işe dönebildi. Ancak, özellikle “nitelikli işgücü” olarak değer...
Ekonomi son 3 yıldır büyüyor, şirketler eleman ve yönetici alımını devam ettiriyor. 2001 krizi sırasında işsiz kalanlardan bir bölümü işe dönebildi. Ancak, özellikle “nitelikli işgücü” olarak değerlendirilen, aralarında genel müdür, müdür, şef gibi yöneticilerin de bulunduğu grup hala iş arıyor. Bunların bazıları işi, önemli bölümü de ücreti beğenmiyor. Araştırmalar, işsizlerin yüzde 12-15’inin bu gruba girdiğini ortaya koyuyor. Uzmanlara göre, 3 yılı kadar işsizliğe dayanabilen “nitelikli işsizler”de dayanma süresinin de sonuna gelindi.
Çok değil, bundan 4 yıl öncesine kadar basit bir iş için bile üniversite mezunu, dil bilen eleman aranıyordu. Nitelikli işsiz sayısının fazlalığı bu durumu tetikliyordu. Krizin ardından nitelikli işsiz oranı yüzde 40’lara dayandı. Orta ve üst düzey kademelerde çalışan pek çok yönetici işsiz kaldı. Bu durum da şirketlerin iştahını kabarttı. Bu kötü tablo 2004 yılından itibaren düzelmeye başladı. Yine de nitelikli işsiz sayısı diğer ülkelerle kıyaslandığında yüksek bulunuyor.
Aslında Türkiye’de nitelikli işsiz sayısını net olarak gösteren bir veri yok. DİE’nin (Devlet İstatistik Enstitüsü) verilerine göre Türkiye’de toplam 2 milyon 269 bin işsiz var. Bu işsizler arasından yüzde 20’sinin nitelikli işgücü olduğu tahmin ediliyor. Türkiye’nin en önemli iş arama portallarından Yenibir.com’un aday havuzunda bulunan 721 bin 338 işsizin ise yüzde 12’si nitelikli işsiz kategorisine giriyor.
Genel müdürlerin işi zor
Nitelikli işsizler sadece üniversite mezunu kişiler arasından çıkmıyor. Geçmiş deneyimleriyle orta ve üst düzey yöneticilik yapmış kişiler de nitelikli işsiz olarak adlandırılıyor. Yenibir.com sitesine kayıtlı nitelikli işsizlerin yüzde 53’ü üniversite mezunu. Portala kayıtlı nitelikli işsizlerin profiline bakıldığında ilginç sonuçlar ortaya çıkıyor. Bu grubun yüzde 30’u 6-10 yıl arası iş deneyimine sahip. 10 yıldan fazla iş deneyimine sahip olanların oranı ise yüzde 26. Bu durum Türkiye’deki nitelikli işsizlerin yarıdan fazlasının uzun yıllar iş hayatında bulunmuş kişiler olduğuna işaret ediyor.
Nitelikli işsizler arasında belirli bir kısmı iş bulduğu halde beğenmediği için işsiz kalıyor. Uzmanlar eskiden bu nedenle işsiz kalmış kitlenin daha fazla olduğunu düşünüyor. Boyden Global Yönetici Ortağı Özlem Ergün, bu kitlenin kişisel birikimi doğrultusunda ideal işi bekleyen kişiler olduğunu söylüyor. Nitelikli işsizler arasında genel müdür ve genel müdür yardımcılarının iş bulmakta en fazla zorlanan kesim olduğunu belirtiyor. Özellikle bu statüde yaşı ilerlemiş genel müdür ve yardımcılarının işinin zor olduğuna değinen Ergün, “Son yıllarda genç ve daha ucuza çalışan hırslı yöneticiler ön plana çıkmaya başladı. Bu nedenle bu kesimin yerini bu genç ve başarılı yöneticiler doldurmuş durumda” diyor.
Uzmanların iş bulma şansı yüksek
Aslında Türkiye’de meslek dağılımına göre de işsizlik oranı değişkenlik gösteriyor. Genç işsizler arasında belli mühendislik dallarından, örneğin makine, endüstri, elektronik mühendisliği ve dikey uzmanlık alanlarından tekstil, hukuk, tıp gibi bölümlerden mezun olanlar kısa sürede iş bulabiliyor. Genel uzmanlık alanları arasına giren işletme, iktisat, istatistik, psikoloji mezunları ise uzun süre işsiz kalabiliyor. Bunun sonucunda bu kişiler genellikle meslekleriyle ilgisi olmayan ve kendilerini geliştiremeyecekleri işlere girebiliyor. Human Resources Management Ortaklarından Pınar Unaran Gelin, nitelikli işsizlerde ise mesleki dağılımın ikinci planda kaldığını söylüyor. Ona göre, yeterli deneyim ve uzmanlığa sahip olan bu kişiler genellikle yönetici olarak kariyerlerini sürdürmüş oluyor. Aynı zamanda konularında uzman kişiler olarak firmalarında özel bir konum ve ücrete de sahip oluyorlar. Gelin, bu kesim içinde uzman olanların kısa sürede iş bulma şansının daha yüksek olduğunu düşünüyor. Ancak, özellikle 5-10 yıl arası orta ve üst kademelerde yöneticilik yapmış olan kişilerde bu sürenin uzadığını belirtiyor. Gelin sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Şef ve müdür gibi orta düzeyde çalışmış kişilerin işsiz kalma süresi ortalama 3-6 ay arasında değişiyor. Bu rakam üst kademelere çıktıkça, yani genel müdür yardımcısı, genel müdür ya da direktör seviyelerine ulaştıkça 6 aydan 2 yıla kadar uzayabiliyor.”
“Sonunda danışmanlık yapıyorlar”
Nitelikli işsizleri diğer işsizlerden ayıran en önemli özellik, daha seçici davranmaları. Hatta kimi zaman kendi beklentilerine uygun iş bulana kadar işe girmemeyi tercih edebiliyorlar. Pınar Unaran Gelin, nitelikli işsizlerin istedikleri gibi bir iş bulana kadar kendi kaynaklarını tüketerek yaşamayı tercih edebildiğini söylüyor. Gelin, “Bu bekleyiş bazen yıllar da alabiliyor” diye konuşuyor. Ona göre, böyle durumlar, iş arayan yöneticiler için büyük bir risk doğuruyor. Çünkü, aktif hayattan ve yeni gelişmelerden kopma durumuna geliyorlar. “Bu sefer de bu kişilerin tercih edilmeyen aday durumuna düşme riskleri artıyor” diyen Gelin, bu durumda olan kişilerin sonunda kendi işini kurmaya karar verdiğine dikkat çekiyor.
Gelin’e göre bu durumda olan kişiler kimi zaman danışmanlık yapmayı da tercih edebiliyor. Bu sayede profesyonel kimliklerini sürdürmeyi amaçlıyorlar. Gelin, uygun iş bulamayan kişilerin kendi işini kurmasının girişimcilik için yeterli bir araç olmadığını düşünüyor ve ekliyor:
“Bu nedenle bu kişiler bir iki yıl içinde işlerini kapatmak zorunda kalıyor. Üstelik kaynaklarını daha da tüketerek, hatta borçlanarak bu kez istemedikleri, daha alt düzey işleri kabul edebiliyorlar. Bu kısır döngü, nitelikli işsizler için en büyük tehlike.”
Finans sektörü hala toparlanıyor
Her yıl ortalama 700 bin civarında genç üniversite mezunu iş piyasasındaki rekabete katılıyor. Mevcut nitelikli ve deneyimli kişilerin çoğunluğu ise, 2001 krizinden sonra işsiz kalmış kişilerden oluşuyor. Bunların çalışan işgücüne katılanlarının oranı ise hala oldukça düşük. Alanyalı&Alanyalı Yönetici Ortağı Mehtap Alanyalı, bu nedenle son 3 yılda işsizlik oranının geçmiş yıllara göre daha yüksek olduğunu söylüyor. Özellikle finans sektöründe işsiz kalmış kişilerin yoğunluklu olarak işgücüne katılamadığını belirten Alanyalı, yine de son 1 yılda bazı ufak tefek düzelmelerin oluştuğu gözlemini yapıyor.
Kendi yürüttükleri projelerde iş beğenmeyen nitelikli iş gücüyle karşılaştıklarını söyleyen Alanyalı, “Hatta çalıştığımız kişiler arasından yaklaşık yüzde 25-30’u iş beğenmeyen kesimden oluşuyor diyebiliriz” diyor. Bu kişiler arasında uzun yıllar çalışmamış kişiler olduğuna da dikkat çeken Alanyalı, bu kişilerin çoğunun üniversite mezunu, dil bilen ve masterlı kişilerden oluştuğunu sözlerine ekliyor.
“Nitelikli işsizlerin büyük bir çoğunluğu da daha önce iş deneyimi var olan kişilerdir” diyen Alanyalı, bu kişilerin çalışma yerleri konusunda da son derece seçici olabildiğini belirtiyor. Ona göre kariyeri uğruna, İstanbul dışı ya da yaşadığı il dışı farklı yerlere taşınma cesareti isteği gösteren kişi sayısı oldukça az.
“Nitelikli sözünü hak etmeyenler var”
Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de nitelikli işsiz sayısını artıran en önemli faktör ekonomik kriz. Krizin yarattığı olumsuz etki dağıldığı zaman ise nitelikli işsizlerin iş bulma şansları artıyor. Türkiye’de de özellikle 2004 yılının görece daha istikrarlı ve olumlu geçmesi nitelikli işsiz sayısının düşmesine neden oldu. Ernst&Young İnsan Kaynakları Yöneticisi Elif Baydar, Avrupa Birliği’ne giriş sürecinin olumlu geçmesinin de nitelikli işsiz sayısındaki düşüşü etkilediği görüşünde. Genelde nitelikli işsizlerin içinde önemli sayıda orta ve üst düzey yönetici bulunduğunu düşünüyor. Krizle beraber organizasyonel yapılarını gözden geçiren şirketlerin, yönetim kademesindeki çalışanlarının performanslarını incelediğini ve bu doğrultuda organizasyon yapısını yenilediğini belirten Baydar, “Bu durum da nitelikli işsiz sayısının artmasına neden oluyor” diyor. Bazı uzmanlar ise geçmişte pek çok kişinin hak etmediği halde orta ve üst kademelerde görev alabildiklerini düşünüyor. Amrop International Türkiye Genel Müdürü Yeşim Toduk Akiş de bu görüşü paylaşan uzmanlar arasında yer alıyor. Ona göre hak etmediği halde tepe pozisyonlarda gelen yöneticiler, işlerini kaybettikten sonra kendilerini standardın üstünde algılayarak “nitelikli işsiz” olduklarını düşünüyor. Üniversite mezunu olmayan, yabancı dil özellikle İngilizce bilgi seviyeleri düşük bir grubun da “nitelikli işsizler” arasında anıldığını söyleyen Akiş, bu kişilerin uzun yıllar iş aradığını söylüyor.
DEĞİŞİMİ ANLAYIP, YENİDEN İŞE GİRSİNLER
RAHAT HAYAT BİTTİ Bir defa krizden sonra herkes dersini aldı. Kar marjları düştü, şirketlerin ayakta kalması için sabit masraflar kontrol altına alındı. Krizden önce şirketler çok açılmıştı. Transferler yapılıyor, açıktan paralar veriliyordu. Çok rahat bir hayat vardı. Artık o günler sona erdi. Artık doğru insan ve doğru ücret dönemi başladı.
DEĞİŞİMİ ANLAMAK LAZIM Yönetici ve çalışanlar bu hayata alışmıştı. Ancak, onların bir bölümü hala değişmedi. Akılları geçmişte kaldı. Çok ücret alırım, çok fazla çalışmam diye düşünüyorlardı. Benim hizmet eden müdürlerim, şeflerim var. Ben balkondan yönetirim, aşağıya inmem mantığı diye düşünüyorlar. Fakat bütün dünyada bu değişti. Artık iş sadece para değil. Bu değişimi bu yöneticilerin anlaması lazım. Ancak, yeni çalışma düzenini kabul etmiyorlar.
SORUN NEREDE? Esas sorun ücret ve yan olanaklarda. Bu kişiler, çok lüks evlerde oturuyorlardı. Kiraları, çocukların okulları, arabaları vardı. Her şeyin en iyisini istiyorlardı. Şimdi o standardı düşürmüyorlar. Şu an aldıkları tazminatlarla geçiniyorlar. O yüzden hala seçici davranıyorlar. İşveren de eski rakamlara çıkmak istemiyor, çıkmıyor da. Rekabet avantajını kaybedecek.
NE KADAR DAYANACAKLAR?
Genel müdürler 2.5-3 seneye kadar işsiz kalabiliyorlar. Lee Hecht Harrison’un araştırması vardı. Orada, bu tür yöneticilere, “İş bulmadan ne kadar dayanabilirsiniz?” diye sorulmuştu. Sonuç 3 yıl çıkmıştı. Bu 3 yılın sonunda koşulları tekrar gözden geçirecekler.
DAHA FAZLA İŞ YAPSINLAR Kesinlikle kendilerini tekrar gözden geçirmelerini öneriyorum. Belki sektör değiştirebilir, farklı iş yapabilirler. Ya da birden fazla iş yapabilirler. Örneğin, kitap yazabilir, okulda ders veririr, bunun yanında işini de yapar. Tek bir kazanç yerine, birden fazla yerden kazanç elde edip, gelirini yükseltebilir.Yurtdışında da bu böyle.
NİTELİKLİ İŞSİZLERE ÖNERİLER
YENİ MEZUNLARIN İŞİ ZOR Türkiye’de özellikle son derece iyi eğitim almış parlak yeni mezunlar iş arama ve bulma sürecince ciddi sıkıntılar yaşıyor. Yaşanan krizler öncesinde şirketlerin çoğu önde gelen üniversitelerin gelecek vaad eden yeni mezunlarını bünyelerine katmak için yarışıyordu. Şu anda ise bırakın yeni işe alım yapmayı mevcuttaki çalışanlarını bile işten çıkarmak durumunda kaldılar. Bu durum da yeni mezunları ümitsizliğe sürüklüyor.
PARLAK DÖNEM BİTTİ Aynı şekilde kriz öncesinde hali hazırda çalışırken birçok yerden teklif almaya alışık olan yöneticilerden bazıları krizden sonra mevcut işlerini de kaybettiğinde büyük sıkıntı yaşadılar. İster yeni mezun ister deneyimli olsun iş aramak durumunda kalanlar bir sure seçici davrandıktan sonra zamanın uzaması ile beraber en iyi alternatife yöneliyor.
Bu da kişinin motivasyonu ve şirkete verimliliği düşünülürse problem yaratabiliyor.
YILMADAN DEVAM ETMEK ÖNEMLİ Özellikle üst düzey yöneticilerin işsiz kalması maddi boyutun yanı sıra psikolojik bir boyut da içeriyor. Bir anda kişi işe yaramama duygusu ile karşı karşıya kalıyor. Depresif olabiliyor ve sağlıklı karar veremeyebiliyor. Biz danışmanlar ise, tüm iş arayanlara umutsuzluğa kapılmadan, iş arama sürecini bir iş gibi kabul edip yılmadan yollarına devam etmelerini öneriyoruz.
NİTELİK SADECE EĞİTİMLE ÖLÇÜLMÜYOR Türkiye’ deki nitelikli işgücünde işsizlik oranı, niteliksiz işgücüne göre daha düşük. “Nitelikli” derken sadece eğitimli işgücünü değil, yeterli mesleki eğitim sonrası kendini geliştirmeye devam eden, girişimci, uyum becerisi olan, kariyer planını doğru çizmiş ve uygulamış kişilerden bahsediyoruz.
GENÇ İŞGÜCÜNÜN İŞİ ZOR Ancak henüz bu tanıma girme fırsatı bulamamış, eğitimli ancak deneyimsiz genç işgücü için özellikle kentsel bölgelerde, işsizlik oranının tam tersine çok yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle son yıllarda bu oran daha da arttı. Bunun en önemli nedeni ekonomimizin eğitimli işgücünü istihdam edecek yeterli sayıda kalitesi ve katma değeri yüksek işler yaratamaması.
DÜNÜN MESLEKLERİ HALA GÜNDEMDE Eğitim ile istihdam arasındaki ilişkinin kurulması ve geliştirilmesi de lazım. Bir çok üniversitede hala dünün meslekleri öğretiliyor, yarının meslekleri için yetiştirilen genç sayısı ise çok az. Oysa, Avrupa Birliği yolunda, Türkiye'nin genç nüfusunun sahip olabileceği fırsatlar yarının meslekleri ile ilgili.
50 YAŞ ÜSTÜ NEDEN İŞSİZ KALIYOR? Özellikle 50 yaş altında “nitelikli” tanımına giren kişilerin işsiz kalması belli nedenlerden kaynaklanıyor. Bu nedenlerden biri; söz konusu kişilerin sadece tek bir sektörde geçerliliği olan deneyim kazanmaları. Bu kişiler bulundukları sektörde yaşanan krizler sonucu işsiz kaldığında, farklı sektörlere kendini kabul ettirmekte güçlük çekiyor. Örneğin; bankacılık, tekstil, inşaat ve turizm sektöründeki nitelikli işgücü zaman zaman bu sorunla karşılaşıyor.
ŞİRKETLER HANGİ ÖZELLİKLERE BAKIYOR?
YARATICI OLMAK ÖNEMLİ Pozisyonlardan ve sektörlerden bağımsız olarak, her şirket esnek düşünebilen ve davranabilen, kendini geliştirme becerisi olan, araştırmacı, teknolojik gelişmelere hızla adapte olabilen ve yaratıcı kişilerle çalışmayı arzu ediyor. Nitelikli elemanı belirleyen ilk etapta bu tür özellikler, eğitim ve iş deneyimi olarak görülür.
DENEYİM VE EĞİTİM BELİRLEYİCİ DEĞİL Ancak uygulamada özgeçmişi çok parlak görünen nitelikli bir elemanın psikometrik testler ve mülakatın ardından yetkinliklerinin yeterli olmadığını görebiliyoruz. Örneğin geçmişinde çok fazla iş değiştirmiş kişiler mülakat sırasında işi yapmak için gerekli yetenek ve bilgi birikimine sahip olmadığı için işsiz kalmış olabiliyor.
NİTELİKLİ İŞSİZ SAYISI DÜŞÜYOR Bankalar krizinden ve özellikle 2001 krizinden sonra nitelikli işsiz sayısı ciddi şekilde arttı. Ancak 2003 yılının 2’inci yarısından sonra piyasaların açılmasıyla özellikle büyük şehirlerde bu birikim erimeye başladı. Ben büyük şehirlerde bu rakamın yüzde 60’larda olduğunu düşünüyorum. Diğer bölgelerde ise yüzde 30 oranında nitelikli işsiz bulunduğunu söyleyebiliriz.
ÜST VE ORTA KADEME ARASINDA FARK VAR Üst düzey ve orta düzey nitelikli işsizler arasında belirgin bir farklılık var. Orta kademede iş arayan bir kişinin yaklaşık 3 ile 6 ay arasında iş bulabildiğini görüyoruz. Bu seviyede işi beğenmediği için işsiz kalmayı tercih edenlerin oranı çok daha düşük. Üst düzey yöneticilerde ise özellikle kendisine uygun pozisyon olmadığını düşündükleri taktirde bu süre uzayabiliyor.
Şeyma Öncel
[email protected]
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?