En ilginç mülakatlar

Şirketlerin İK sorumlularına ve İK uzmanlarına yaşadıkları olumlu/olumsuz en ilginç mülakat deneyimlerini sorduk...

18.03.2016 16:06:570
Paylaş Tweet Paylaş
En ilginç mülakatlar
Üniversite bitti ve siz elinizde diplomanızla, size en uygun işe başlamak için hazırsınız! Sadece küçük bir problem söz konusu; aynı pozisyona başvuran yüzlerce insan var ve sizin yeterince iş görüşmesi deneyiminiz yok. Aslında bir iş görüşmesinde dikkat edilmesi gerekenlere dair yazılmış sayısız kitap vemakale olmasına rağmen bazen tembellikten yeterince ön hazırlık yapmıyor bazen de yaratıcı olmak adına gençliğin verdiği cesaretle tüm davranış/iletişim kalıplarını yıkıp itici olmayı göze alıyorsunuz. Tabii, zaman zaman çizginin dışına çıkmanız, görüşmede ipleri makul şekilde elinize almanız, aktif şekilde doğru soruları sormanız ve pratik, sıra dışı çözümler sunmanız görüşmecileri olağanüstü etkileyebilir ve işe alınmanızı hızlandırabilir de… Tüm bu etkenler adaydaki reddedilme korkusu ve rekabet duygusuyla birleşince zaten özünde gerginlik barındıran iş görüşmelerini özellikle görüşmeciler için çok ilginç hale getirebilir. Genç Capital olarak biz de masanın öteki tarafındaki İK uzmanlarına yaşadıkları en alışılmadıkmülakat deneyimlerini ve bu konudaki değerlendirmelerini sorduk. Anlattıkları anekdotlar arasında annesi/ babasıyla görüşmeye gelenler, kardeşinin yerinemülakata girenler, genel müdüre maaşını soranlar ya da kızıp “Çıkışta görüşelim!” diyenler bile var. İşte uzmanların ağzından “en ilginç mülakatlar”…
AKTİF TAVIR
Akbank Strateji ve İK’dan sorumlu genel müdür yardımcısı Burcu Civelek Yüce, işe alımgörüşmelerinde birbirinden ilginç hikayeler biriktirdiklerini söylüyor ve bunlardan birini şöyle anlatıyor; “Birkaç yıl önce mülakatın sonunda işe alım yöneticimiz genç bir adaya son bir soru olarak şunu soruyor: ‘Senin bana sormak istediğin tek bir soru olsa ne sorardın’. Aday bunun üzerine ‘Siz neden buradasınız, sizi bu kadar uzun süre burada tutan neydi’ sorusunu yöneltiyor. O zamana kadar pek çok adaydan ‘Süreç bundan sonra nasıl ilerleyecek’ gibi sorular duyarken, bu farklı soru işe alım yöneticimizi çok heyecanlandırıyor. Karşısında bu kurumla ilgili, kurumun deneyimli bir çalışanından bilgi almak isteyen, motivasyonu yüksek ve istekli bir aday olunca, kendisi de bu soruya adayın merak ettiği tüm noktaları açıklığa kavuşturacak bir yanıt veriyor.” Yüce, bu örnekten yola çıkarak gençlere şu tavsiyede bulunuyor; “İşe alım yöneticileriyle mülakatları sırasında gençler, akıllarındaki soruları yöneltmeli, kurumun değerleriyle kendi beklentilerinin uygunluğunu karşılaştırmalı, bilgi alma konusunda talepkar olmalılar.” ~YANLIŞ SORULAR
Tabii bazen bilgi alma konusunda aşırı talepkar olmak da sorunlara yol açabiliyor. Doğuş Otomotiv İK Direktorü Ela Kulunyar, bu konuya örnek teşkil eden bir anısını şöyle anlatıyor ; “İlk aşamalardan başarıyla geçtikten sonra, iki olumlu adaydan biri olan genç bir arkadaşımızı ilgili genel müdürle tanıştırdık. Görüşme oldukça pozitif ve olumlu devam ederken, genel müdür adaya kendisine bir sorusu olup olmadığını sordu. Adayın ‘Siz ayda ne kadar kazanıyorsunuz’ sorusu, diğer adayın tercih edilmesindeki önemli etkenlerden biri oldu. Başka bir görüşmede ise aday, ilgili bölümün direktörünün benzer sorusuna karşılık ‘Sizin bu şirketteki kariyer planınız nedir’ şeklinde bir soru yöneltmişti.” Kulunyar, mülakatlarda adayların verdikleri yanıtlar kadar, karşı tarafa yönelttikleri soruların da değerlendirme aşamasında önem kazandığını söylüyor. Kulunyar, “Bu sorugüvenlar, hem adayın şirket kültürü ve pozisyon detaylarını anlayıp kendi beklentileri ve yetkinlikleriyle uyumunu değerlendirmesini sağlıyor hem de görüşmeye ne derecede hazırlıklı geldiğine dair ipuçları veriyor. Ancak, profesyonellik dışı soru ve yaklaşımlar, görüşülen kişinin unvanı ne olursa olsun, farkındalık açısından olumsuz bir etki yaratabiliyor” diyor. 
ÖZGÜVEN ŞART 
Özgüven sahibi bir aday şüphesiz mülakatlarda öne çıkıyor. Özgüven eksikliği ise kesinlikle olumsuz bir etki yaratıyor. GittiGidiyor İK Müdürü Murat Yüksel mülakatlarda özgüvenin önemine dikkat çekerken, karşılaştığı uç bir örneği şu sözlerle aktarıyor; “Aklımda kalan en ilginç iş görüşmelerinden biri, mülakata annesiyle gelen bir çocuktu. Üniversiteden yeni mezun olmuştu ve pazarlama departmanında çalışmak için başvuru yapmıştı. Toplantı odasına geçmek üzere çocuğu almaya gittiğimde yanında birinin oturduğunu gördüm ve sonrasında o kişinin annesi olduğunu öğrendim. Annesi ısrarla iş görüşmesine çocuğuyla beraber girmek istemiş, hatta ‘hayır’ dememize rağmen peşimizden toplantı odasına kadar gelip kapının önünde beklemeye kalkışmıştı. Görüşme boyunca önümde konuşmayan ve içine kapanık bir aday oturdu. Olayın en ilginç kısmı ise görüşmeden sonraki 3 hafta boyunca adayın annesinin bana e-posta yoluyla ve telefonla ulaşarak sürekli çocuğunu işe almamız için ısrar etmesi ve niye almadığımızı sorgulaması olmuştu.” Yüksel’e göre kendisine güvenmeyen bir adayın, görüşme sırasında karşısındakine güven vermeyi beklememesi gerekiyor; “Tabii ki özgüven altı doldurulduğunda daha da ortaya çıkan bir özellik. Bir görüşmeye giderken aday başvurduğu pozisyon ve şirketle ilgili bilgi sahibi olmalı. Görüşme esnasında sadece cevap veren olmamalı, soru da sorabilmeli” diyor.~ÖZGÜVEN FAZLA OLUNCA…
Özgüven şart peki ya aşırı özgüven? Sarar Holding İK Direktörü Derya Altuntaş “Kendine güven başarı için ilk adımdır ancak özgüven fazlalığı da kişinin gelişimi açısından doğru olmayan bir özelliktir” diyor. Altuntaş’ın tecrübeleri de bu sözü doğruluyor. Altuntaş, ev tekstili markaları Sarev’in üretim aşamasında bir kimya mühendisi ararken tecrübesiz bir adayın kendilerine gönderdiği iddialı ön yazıdan etkilenerek adayı görüşmeye çağırdığını anlatıyor. Altuntaş’ı etkileyen ön yazı ise şöyle; “Sayın yetkili, iş deneyimim yok. Fakat sizin o yıllarca iş deneyimi kazanmış diyerek öncelik tanıdığınız kimya mühendislerinin size vereceği katkıdan daha fazlasına sahibim. 25 yaşındayım. Yoğun iş temposunu her türlü başarabilir, analitik düşüncelerim sayesinde sizin iş yükünüzü hafifleterek daha fazla verimi daha kısa zamanda kazanmanızı sağlayabilirim. Bana ayıracağınız iki, üç aylık emek sayesinde sizi bir ömür mühendis arama derdinden kurtarabilirim.” Altuntaş, görüşmeleri son derece olumlu geçen aday için fabrika müdürünün de onayının istendiğini ve kendisine çalışma alanının gezdirildiğini anlatıyor. Gerisini yine Altuntaş’tan dinleyelim; “Aday üretim alanındaki gezisinden gelince; ‘Fabrikamızı nasıl buldunuz’ diye sordum. ‘Güzel ancak makineleriniz çok eski’ dedi. İşte ilk etapta bizim dikkatimizi çeken ama sağlam temellere dayanmayan özgüven tavan yapmıştı ve çamları devirmeye başlamıştı. Görüştüğümüz bir kimya mühendisiydi. Üretim alanında ise tekstil makinaları vardı ve bu konuda teknolojiyi yakından takip ediyorduk. Makinelerimiz dünya standartlarındaydı. Adaya daha önce bir tekstil firmasında bulunup bulunmadığını, neye göre eski olup olmadığına karar verdiğini sorduğumda; daha önce hiçbir tekstil firmasının üretim alanını görmediğini ama makinelerin kendisine eski gibi geldiğini söyledi. Sonuç olarak; adayımızın özgüven fazlalığından dolayı iyi bir takım arkadaşı olamayacağını düşünüp adaya iş teklif etmedik.”
TECRÜBEY ABARTANLAR
Sınırlı tecrübelerine paha biçemeyerek şaşkınlık yaratan kimi Z kuşağı adaylarda var. Yemek Sepeti İK Uzmanı İlke Kuyucuoğlu, “Kendimizi Y kuşağının sabırsız, hızla öğrenen ve hemen daha fazlasını öğrenmek isteyen yapısına yeni alıştırabilmişken, Z kuşağı gençleri ile de enteresan diyaloglarımız olabiliyor” diyor ve örnek bir diyaloğu şöyle aktarıyor: “1992 doğumlu, Z kuşağından bir adayla yaptığımız görüşmede, aday beklentilerini şu şekilde ifade etti: ‘Üniversite boyunca çeşitli okul kulüplerinde çalıştığım için ekip yönetimini çok iyi öğrendim, ayrıca X firmasında yaptığım 1 aylık stajda kendi projemi hayata geçirerek proje yönetimi konusunda tecrübe kazandım. Değişim programı ile yurtdışına gittiğimde uluslararası bir ortamda deneyim kazandım. Bu nedenle uzman seviyesi bir pozisyonun bana az kalacağına inanıyorum’.” Kuyucuoğlu’na göre Z kuşağından adaylar, okul hayatlarındaki stajlarıyla birçok farklı sektör ve departmanda yeterli tüm tecrübeyi kazandıklarını düşünerek, mezuniyetlerinin ardından yaptıkları iş görüşmelerinde 6 ay- 1 yıl içerisinde yönetici pozisyonuna gelmek istediklerini açıkça belirtebiliyorlar. Ya da tam zamanlı olarak 1 yıl civarında çalıştıkları pozisyonlardan ‘alabildikleri her şeyi aldıkları’ için tatmin olmadıklarını belirterek iş arayışında olduklarını söyleyebiliyorlar. Kuyucuoğlu, “Bu nedenle, birkaç yıl içinde başlangıç ve uzman seviyesi pozisyonlara kimseleri yerleştiremeyeceğimizden endişeliyiz” diyor.~PRATİK ZEKA HER ZAMAN  İŞE YARAR MI? 
Yaratıcı düşünce ve pratik çözüm yeteneği iş mülakatlarında oldukça işe yarayan unsurlar… Hepsiburada. com İK Yöneticisi Gözde Bakım’ın anlattığı anektod da bunu doğruluyor; “Yeni mezun mühendis bir adayla görüşme yapmıştık. Görüşme oldukça olumlu geçmiş ve iyi bir izlenim bırakmıştı. Görüşme tamamlandığında, odadan çıkmak istediğimizde, kapı hiçbir şekilde açılmıyordu. Adayımız sakin bir şekilde ayağa kalktı, çok fazla casusluk filmi izlediğini, sorunu hızlıca çözebileceğini belirtti. Masada duran çay kaşığını kullanarak kilitlenmiş olan kapıyı açarak, sadece teoride değil, pratikte de yaratıcı olduğunu göstermiş oldu.” Bakım, “Bu hikâyeden yola çıkarak, pratik olmanın aslında IQ’dan daha önemli olduğunu söyleyebilirim” diyor. 
AĞABEYİMİN İŞİ ÇIKTI! 
Ancak CarrefourSA İK Departmanı’nın yaşadığı deneyime kulak verince pratik düşüncenin her zaman olumlu sonuç vermediğini görüyoruz… CarrefourSA İK yetkililerinin unutamayacağı bir mülakat şöyle gerçekleşmiş: “Geçen yıl mağaza görevlisi pozisyonu için gerçekleştirilen görüşmeye elindeki başvuru formuna istinaden adaya ‘Hoş geldiniz Gökhan Bey’ diyerek hitap edildi ve aday ‘Ben Gökhan değilim, kardeşiyim’ diye yanıt verdi. Abisinin şehir dışında olduğunu, kendisini onun yerine görüşmek üzere yönlendirdiğini, başvuru formunu abisinin bilgilerine göre doldurduğunu iletti. Görüşmenin bu şekilde yapılamayacağı iletildiğinde ‘Tamam ama isterseniz abimi anlatabilirim, çocukluktan beri tanıyorum sonuçta’ diyerek karşılık verdi. Görüşme gerçekleşmeden sonlandırmış olduk. Bu görüşme sonucunda gençlere tavsiyem çalışma hayatlarında karşılaştıkları fırsatlara ciddiyetle ve istekle yaklaşmalarıdır.” 
DOZU İYİ AYARLAMAK GEREK 
CarrefourSA’dan gelen başka bir örnek yine “sınır tanımayan” yaklaşımların çok olumlu karşılanmadığını gösteriyor: “Antakya’da bir marketimiz için Yenibiris.com’dan ilan açılmıştı, ilanı gören aday tarafından İK yöneticimize ulaşma yolları bizim için çok ilginç bir deneyim oldu. Aday İK yöneticimize önce Messenger üzerinden duygu yüklü mesajlar yazarak (işe çok ihtiyacı olduğu, ailesine bakması gerektiği vs.) ulaştı ve kendisini görüşmeye davet ettirdi. Fakat sürekli mesaj atması, ne zaman görüşmeye çağıracaksınız, ne zaman Antakya’ya geliyorsunuz, benimle ilgili düşünceniz nedir gibi sorularının yanı sıra Facebook’tan arkadaşlık isteği göndermesi gibi önce ilginç gelen ama daha sonra sıkıcı olmaya başlayan bir durumla karşı karşıya kaldık. Facebook arkadaşlık teklifini kabul etmedik fakat mesajlarına cevap yazdık ve kendisine sabırlı olup beklemesi gerektiğini belirttik. 
PROJELERDEN BAHSET 
L'Oréal Türkiye İnsan Kaynakları Direktörü Canan Karacan ise yoğun işe alım surecinde en çok en iyi okullarda okumuş, staj yapmış gençlerin yetkinlik bazlı sorulara verdikleri cevapları ilginç bulduğunu söylüyor. Karacan, gençlerin bu sorulara cevap verirken zaman zaman özel hayatlarından veya aileleriyle yaşadıkları problemlerden bahsettiklerini anlatıyor. Karacan, “Bunun öğrencilerin henüz kurumsal şirketlerin işe alım modellerine hakim olmamalarından kaynaklandığını düşünüyorum. Sorularımıza duymak istediğimiz cevaplar okulda yaptıkları projelerden, organizasyonlardan veya staj süreçlerinde elde ettikleri bilgileri öğrenmek” diyor. 
NE İSTEDİĞİNİZİ BİLİN!
Yeni mezunların hepsinin ne istediğini tam olarak bilmesi elbette mümkün değil. Vodafone Türkiye İşe Alım, Yetenek Yönetimi, Eğitim ve Gelişim Direktörü Hande Yalgın da iş görüşmelerindeki en ilginç durumların genellikle yeni mezun adayların iş görüşmelerinde ne istediklerini tam olarak tarif etmekte zorlandıkları durumlarda ortaya çıktığını söylüyor. Yalgın, “Bu durumda, görüşmeyi yapan işe alım uzmanının, adayı yönlendirerek ve bir anlamda ona koçluk yaparak görüşme sırasında doğru rotanın bulunmasına yardımcı olması ve adayın potansiyelini iyi tespit edebilmesi gerekiyor” diyor.
~İLKNUR SEVEN / HRM DANIŞMANLIK ORTAĞI
Yeni mezunlara mülakat tüyoları
KISA ÖZGEÇMİŞ

Yeni mezunlara verebileceğimiz en önemli tavsiyelerden bir tanesi, özgeçmişlerinin çok uzun olmaması. Her konuda bilgi vermek yerine merak uyandırmak ve görüşmeye davet edilmek önemli.
ÖZENLİ EĞİTİM
Zamanında ve özenli bir giyimle mülakat yapacak olan kişinin karşısına çıkılması, pozisyonla ilgili bilgi sahibi olmak, şirketi araştırmak, mülakat yapacak kişinin profiline hakim olmak, olmazsa olmazlar arasında yer alıyor.
SAMİMİ İFADE
El sıkışmayla başlayan ilk teması doğru yapmak, size gösterilen yere oturmak, yer gösterilmemişse nereye oturacağınızı sormak ve doğru göz teması ilk anda dikkat edilmesi gereken aşamalardır. Soruları dinlemek ve doğru anlamak, buna göre yanıt vermek, stres yapmadan net, kendinizi abartmadan samimi bir şekilde ifade etmeyi unutmayın.
GERÇEKÇİ TALEP
En zor sorulardan bir tanesi ücretle ilgili olandır. Şirket politikasına yönelik bir teklife sıcak bakacağınızı söylemekte fayda var. Ama bazı şirketler yanıtınızı öğrenmekte ısrarcı olabiliyor. O zaman yeni mezunların aldığı ücretleri araştırarak ortalama bir rakam telaffuz etmekte fayda var. Burada da gerçekçi olmayan bir rakam geldiğinde adaylar hemen elenebiliyor.

PROFESYONEL İLETİŞİM KURUN

Adecco Türkiye İnsan Kaynakları Direktörü Akgül Can Beyhan, yeni mezunlara iş görüşmesinde rahat, doğal ve profesyonel bir iletişim sergilemeye gayret etmeleri uyarısı yaparken, bu kapsamda karşılaştığı en renkli diyalogları şu örneklerle aktarıyor: 
ŞİİR OKUYAN DA VAR 
Bir müşterimiz için yürütülen kabin memuru mülakatında, “Daha önce hiç uçağa bindiniz mi” sorusu soruluyor, gelen yanıt; “Binmedim ancak biliyorum ki ‘İstikbal Göklerdedir’ diyor ve ayağa kalkıp şiir okumaya başlıyor. 
ÇIKIŞTA GÖRÜŞÜRÜZ 
Bir aday grup mülakatında öfkelenerek “Çıkışta görüşürüz” diye hafif bir tehdit savurdu. 
ANNE İLE MÜLAKAT 
Annesi veya babasıyla gelen hatta annesiyle mülakata katılmak isteyen adaylar oluyor. 
TİŞÖRTÜM YAKIŞMIŞ MI? 
“Hoşgeldiniz, nasılsınız?” diye rahatlatmak için bir adayımıza sorulduğunda; “Bu tişört bana yakışmış mı” diyerek ayağa kalkıyor ve kendi etrafında dönüyor. 
SİZ EVLİ MİSİNİZ? 
Sormak istediğiniz bir bilgi var mı denildiğinde: “ Ve şimdi sıra bana geldi evli misin, hangi üniversite mezunusun” diye sorulara başlayanlarla da karşılaştık.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz