Gençlerin hedefi CEO'luk olmalı

Karaca’yla yeni kitabını ve başarılı bir CEO olarak liderlik yolunda ilerlemek isteyen gençlere tavsiyelerini konuştuk..

18.03.2016 16:09:220
Paylaş Tweet Paylaş
Gençlerin hedefi CEO'luk olmalı
Unilever Türkiye’ye 11 yıl liderlik yapan eski CEO’su İzzet Karaca, 2013’te profesyonel iş yaşamına son verdi. Geçen 2 yıl boyunca kariyeri boyunca edindiği deneyimleri kitaplaştırdı. Karaca’nın “Yeni CEO Sensin” adlı kitabı, gençlere ve kariyer yolunda ilerleyen iş insanlarına önemli mesajlar veriyor. Unilever Türkiye cirosunu CEO olduğu 11 yılda Euro bazında 3’e, kârını ise 4’e katlayan Karaca, “35 ülkedeki 5 milyar Euro’luk ciroyu yönetirken, babamın küçük dükkanında öğrendiklerimi hiç unutmadım” diyor. Öğrencilik yıllarında 45 yaşından önce genel müdür olmayı hayal ettiğini söyleyen Karaca, bu hedefine 2 yıl daha önce ulaştığını belirtiyor. “Yeni CEOSensin” isimli kitabıyla yeni nesille ve CEO olma yolundakilerle kariyeri boyunca yaşadıklarını paylaşan Karaca, “Okurken her günün kıymeti var, lisan çok önemli. 4 üzerinden 4 yapmaya çalışmak yerine 3- 3,5 yapıp sosyal olmak da gerekli. Yaz dönemlerini iş hayatını öğrenmek için değerlendirmek lazım. Kariyerimizi kendimiz planlayalım, şirketin bizi takdir etmesini beklemeyelim” diye konuşuyor. Karaca’yla yeni kitabını ve başarılı bir CEO olarak liderlik yolunda ilerlemek isteyen gençlere tavsiyelerini konuştuk.
* Öğrenciyken bir gün CEO olacağınızı hayal ediyor muydunuz? Hayalleriniz nelerdi?
70’li yıllarda CEO terimi bilinmiyordu. Kariyerin en üst noktası olarak genel müdürlük koltuğu ön plandaydı. Benim hayalim de 45 yaşına kadar genel müdür olabilmekti. Başarılı bir kariyerim oldu ve planladığımdan 2 yıl önce hedefime ulaştım.
* Kariyerinize Koç Holding’de başlamışsınız? Kariyerinizi nasıl planlamıştınız?
Oldukça planlı bir öğrenciydim, denetimirahmetli annemin disiplinli olması ve ortaokulda Avusturya Lisesi’nin verdiği alışkanlıkla üniversitede önemli dersleri kaçırmazdım. İyi ders dinlerdim ve anlardım. Böylece serbest zamanımda daha az çalışıyor ve sosyal faaliyetlere de daha fazla zaman ayırıyordum. Satranç ve briç oynardım. Birçok dernek yönetiminde yer aldım. Örneğin Boğaziçi Üniversitesi’nde yıllık çıkarmıştım. Çok emek verilmesi gereken bir işti, çok şey öğrendim. Bu iş hayatımda bir anlamda ilk genel müdürlüğümdü. 70’li yıllarda, hatta 80’li yıllarda büyük şirketlerin üniversitede tanıtım faaliyetleri yoktu. Şirket ilişkileri ilk olarak iş arama ilanlarının asılmasıyla başladı, daha sonra kariyer günleri ile arttı. Koç Holding’e girmemi o zaman endüstri mühendisliğinde hocam olan Selçuk Erden önermişti. Memnuniyetle kabul ettim ve mezuniyetimin ertesi günü Koç Holding’in araştırma geliştirme merkezinde çalışmaya başladım. 45 yaşında genel müdür olmak istiyordum ama ne zaman ne yapacağımı bilmiyordum. Bu konu bugünkü gençlerde de pek farklı değil, epeyce teorik kitap var ama her adımda somut olarak neler yapılması gerektiği üzerinde çok çalışma yok. “Yeni CEO Sensin” kitabımı yazmamın önemli nedenlerinden biri de bu boşluğun doldurulması.~* Unilever’e neden geçtiniz? O zamanlar hedefinizde neler vardı?
Unilever’den Almanya’da yönetici olarak çalışma teklifi geldi. 7 ülkedeki Unilever şirketlerinin denetimini yönetmem bekleniyordu, zor bir karardı. Zira o sırada Ford Otosan’da daire müdürlüğüne yükselmiş, genel müdür yardımcılığına terfi bekler hale gelmiştim. Ama uzun vadeli düşünerek o büyük riski aldım. Bir Türk olarak Almanya’da Avrupalılar’dan oluşan bir uluslararası ekibi 20 yıl konuşmadığım Almancamı kullanarak yönetecektim. Bugün bunun CEO olmak için ne kadar doğru bir adım olduğunu daha iyi anlıyorum, artık yurtdışında çalışmadan CEO olmak neredeyse imkansız. 
* Kariyerde şansa inanıyor musunuz? Siz bunun önemini nasıl yaşadınız? 
Kariyerde şans mutlaka var ama şansın tanımı zor. Belki de en yakın tanım doğru zamanda doğru yerde olmak. Aslında çoğu kez şanssızlık olarak adlandırılan konularda yapacak çok iş var. Bu yüzden kitabımda bu konuya da yer verdim. Örneğin “Şanssızlık, tam hedefleri tutturacakken yüzde 50 devalüasyon geldi” denebilir. Bence bu şanssızlık değil, kur sabitlemesiyle büyük ölçüde önlenebilecek bir problem. Bir başka örnek de “Şanssızlık, tam müdür olacakken bana söz veren patron gitti, bana söz vermişti” diyenler olabilir. Bu da yine şanssızlık değil, yıllık değerlendirmelerde yazılı olarak kariyer planı yer alsa patronun gitmesi terfi almayı etkilemeyebilirdi. 2001 yılında Latin Amerika kıtasının dondurma işini yönetmem istenmişti, çok istiyordum ama Brezilya’da güvenlik sorunu vardı, ben de kabul etmedim. Üzüntüyle geri döndüm, artık uzun süre terfi beklemezken, 1-2 hafta sonra “rüya işim” olan Unilever Türkiye CEO’luğu teklif edildi. Kariyerimde en mutlu günümdü. 
* Kariyerinizin ilk yıllarında ders niteliğinde neler yaşadınız? 
Kariyerimde ilk yıllarım Koç Holding’de AR-GE’de geçti. Potansiyel gördüğümüz birçok yeni iş alanını Koç Holding yönetimine sunuyorduk. Bunlardan biri de Maret kırmızı et projesiydi. Fizibiliteyi ben yazmıştım ve o zamanlar şeref başkanı olmasına rağmen aktif olan çok takdir ettiğim Sayın Vehbi Koç’a sunuyorduk. Kendisi toplantıda en çok dinleyen ve not alan kişiydi. Sunum sonunda “Evladım, bulduğunuz arsa büyük mü” diye sordu. “Eğer işler hızlı büyürse genişleme için gerekecek, taşımak zorunda kalmayalım, işler kötü giderse de arsa altın gibidir, değer artışı ile zararı kapatırız” diye devam etti. Haklıydı, bugün birçok fabrika yersizlikten taşınıyor ve gayrimenkul fiyatları enflasyonun çok üzerinde artmaya devam ediyor. 
* Kariyeriniz boyunca elde ettiğiniz en önemli deneyimler neler? 
İlk işim olan rahmetli babamın yanında esnaflığı, tüccarlığı, satışı, bakkal hesabını, az parayla çok iş yapmayı öğrendim. Profesyonel hayatta, AR-GE’ de iş hayatını, projeciliği, girişimciliği ve yaptığım projelerden dolayı kalitenin önemini, işi yapanın ne kadar önemli katkıda bulunabileceğini deneyimledim. Ford-Otosan’da görevim olan sistem kurma sırasında Türkiye’nin ilk beşinde olan büyük bir şirketin her türlü operasyonlarını detaylarıyla öğrendim. Almanya’da Hamburg’da uluslararası denetimde 7 ülkeyi detaylı olmak üzere, Avrupa’yı ve oradaki iş hayatını tanıdım. İş hayatında denetimin önemini, nerelerde problem çıkabilir, inceliklerini öğrendim. Sistemci yaklaşımı gördüm, uluslararası ekiplerle çalışmayı ve iş Almancamı ve İngilizcemi çok geliştirdim. Almanya Mannheim’da dünya ve Avrupa lojistiğini, üretimi, iş güvenliğini, yatırım yapmayı, satın almayı, muhasebe uygulamasını, fabrika hayatını, depoculuğu, işletme sermayesi yönetimini öğrendim. Algida’da ticaret direktörüyken dağıtımı, görselliğin önemini, soğuk zinciri, mevsimselliği, Türk Cumhuriyetleri’ni ve orada zor ortamlarda iş yapmayı anladım. İlk CEO’luğum olan Unilever Baltıklar’da sıfırdan ekip ve iş kurmayı, tüketiciyi, reklam yapmayı, pazarlamayı, ithalatı, bankacılık ilişkilerini öğrenirken, girişimciliği her an deneyledim. Algida genel müdürlüğünde Doğu Avrupa’yı, yeni ürün geliştirmeyi, birçok ülke genel müdürüyle birlikte çalışırken onları yönetmeyi ve 2001’de kriz yönetimini öğrendim. 
~* Genç öğrencilere ve yeni mezunlara nasıl bir kariyer planı yapmalarını önerisiniz?
Kariyerlerine kendileri karar vermeleri gerekir. Planı mutlaka yapsınlar, önce sondan başlasınlar. Yani kariyerlerini “Kaç yaşında emekli olacağım, oradan geriye gelerek, son işim ne olacak, bir önceki işim ne olacak dolayısıyla yarın ne yapmalıyım” sorularına cevap vererek planlamaları lazım. Bu onların kariyer hedefi olmalı. Daha sonra bu plan her yıl kısaca 3 yılda bir de detaylı gözden geçirilmeli. Hedeflerden ciddi sapma varsa aksiyon alınmalı. Eğer profesyonel çalışacaklarsa her zaman en yükseğin yani CEO’luğun hedeflenmesi motivasyon açısından önemli. Nitekim yaklaşık yüzde 90 mezunun isteği bu, yüzde 6-7 babasının işini devam ettirmek istiyor. Kalan yüzde 3-4 de üniversitede kalmak istiyor. Bir B planı da şart. Sonuçta CEO olma şansı yüzde 1’in altında. Olmazsa kendilerini ne tatmin eder bunun cevabı da hazır olmalı.
* CEO olmak için mutlaka çalışılması gereken departmanlar hangileri size göre?
Ne kadar fazla departmanda, ne kadar fazla ülkede, ne kadar fazla kategoride çalışırlarsa CEO’ luğa hazırlanmak o kadar kolay olur. Gerçekçi bakılınca pazarlama yapanın satış da yapması, üretim yapanın lojistik de yapması gerekir. Eğitim alanında taze bilgi varken kariyere o dalda başlamak doğru. Pazarlama okuyanların satış temsilcisi olarak başlayıp 2-3 yıl sonra pazarlamaya geçmeleri doğru olur. Gerçek hayatı gördükten sonra markaya daha iyi destek verebilirler. Ancak bu süre 5 yılı geçerse satışın çarkları içinde pazarlamaya geri dönmek zor olur. İnsan kaynaklarına geçiş herhangi bir zamanda masa başı eğitimle olabilir. Mühendislik ve teknik departmanlarda kariyer başında çalışmak doğru.
* Çalışma hayatının hangi yıllarında yani kaç yıl deneyim edindikten sonra yurtdışında kariyer fırsatları takip edilmeli?
Yurtdışı her an olabilir, hatta yurtdışında okuduktan sonra 3-4 yıl çalışıp ülkeye dönmek büyük avantaj sağlar. İleride, başarılı olmak için, kendi çalıştığı dalda yurtdışına gitmek uyum açısından doğru olur. Ben yurtdışında hem müdürlük hem genel müdürlük yaptım. Kariyerine Singapur’da başlayan birçok kadın ve erkek yönetici adayımız da vardı.
* Üniversiteyi Türkiye’de okuyanlar için kariyere en doğru başlangıçlar nereler olmalı?
 Uluslararası bir şirkette mi, Türk şirketinde mi, aile şirketinde mi başlayacağız, bunun tek bir doğru cevabı yok, hepsinin artısı, eksisi var.
* Kitabınızda CEO olarak ne söylediğiniz mi nasıl söylediğiniz mi önemli diye bir bölüm var. Bu konunun öneminden bahseder misiniz?
Bu çok önemli, topluluk önünde “Arkadaşlar bu yıl bu ortamda yüzde 3 büyüdük” cümlesini güçlü bir şekilde ve motive olarak söylersek bu çalışanlar tarafından olumlu karşılanacaktır. Bu olağan bir şekilde, heyecan duyulmadan “Arkadaşlar bu yıl da maalesef yüzde 5” büyüdük cümlesinden daha olumlu etki yapabilir. Yazılı hitabette de kime yazıyoruz, kime kopya koyuyoruz bu da çok önemli. Onun için kitapta bu soruyu da detaylı ele aldım.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz