Leasing sektörü son 2 yıldır zorda. KDV indiriminin kaldırılmasının ardından bir de krizden darbe alan sektörde, işlem hacmi yüzde 75 oranında daralma gösterdi. Finansal Kiralama Derneği (Fider) Başkanı Bülent Taşar, “Bu herhangi bir sektör için son derece rahatsız edici bir tablo” yorumunu yapıyor. Taşar’ın beklentisi gelecek 3 yılda kayıpların yerine konabileceği yönünde. Geçtiğimiz dönemde Maliye’nin bazı mal gruplarında KDV’yi yüzde 18’den yüzde 8’e çekmesini, olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyor. Geçtiğimiz haziran ayında çıkması beklenen, ancak hala çıkmamış olan leasing yasasının da bir an önce çıkarılmasının, sektöre can suyu olacağını düşünüyor.
Leasing sektörünün 2007 yılında 8,2 milyar dolar olan işlem hacmi, 2008 sonunda 5,3 milyar dolara geriledi. 2009’un ilk 9 ayında 1,6 milyar dolarlık işlem yapıldı. Bülent Taşar, sektörün yılı 2,3 milyar seviyesinde işlem hacmiyle kapatacağını söylüyor. 2010 içinse yüzde 30-35’lik bir büyümeyle 3 milyar dolar işlem hacmi öngörüyor.
Leasing şirketleri yeni dönemde düşük işlem hacminin yanında bir de kârsızlık sorunuyla karşı karşıya. Bülent Taşar, geçmiş dönemde yazılan işlerin, bugüne kadar şirketlere, kârlılığı belirli bir seviyede tutma imkanı verdiğini söylüyor. Ancak geçtiğimiz eylül ayından bu yana kârın, sadece yeni yazılan işlerden geldiğine dikkat çekiyor. 2008’de başlayan, 2009’da devam eden düşük hacmin, 2010’dan itibaren sektörün kârlılığını olumsuz etkileyeceğini söylüyor ve ekliyor:
“Geçtiğimiz 2 yılda yaşanan kayıplarla sektör bugün genel giderlerini karşılayamayacak hale gelmiş durumda. Yakında istihdam azalabilir. Birtakım konsolidasyonlar da söz konusu olabilir.”
Fider Başkanı Bülent Taşar ile leasing sektörünün son 2 yıllık performansını, yeni döneme yönelik beklentileri konuştuk. Sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:
Leasing sektörü KDV’nin artırılmasından bu yana zorda. Bugün geldiğimiz noktada tablo nasıl? Sektörün performansı son 2 yılda nasıl gelişti?
Türkiye ekonomisi 2007 yılına kadar çok iyi gitti. Yıllık ortalama yüzde 6’nın üzerinde büyüme oldu. Leasing sektörü de buna paralel, ağırlıklı olarak KOBİ’lere hizmet vererek büyüme gösterdi. 2007 yılı sonunda, sektörün toplam işlem hacmi 8,2 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Ortalama işlem hacmi de 130 bin dolar düzeyinde oldu. 2008 yılında, kriz başlamadan önce, süratle alınan bir kararla KDV indirimi kaldırıldı. Birdenbire leasingin pahalılaştığına dair yanlış bir algı oluştu.
Oysa KDV oranı leasingde KOBİ’leri sübvanse etmek amacıyla düşük tutuluyordu. Bu cari hale geldi. Yani aslında leasing sektörü değil KOBİ’ler sübvanse ediliyordu. Biz leasing şirketleri olarak bu sübvansiyona aracılık ediyorduk.~
Sonuç olarak KDV indiriminin bir geçiş süreci olmadan, birden siyasi tasarruf olarak gündeme getirilmesi, sektörü ve satıcıları kötü etkiledi. İş hacminde belirgin bir düşüş oldu. Bunun üzerine bir de kriz eklenince 2007 yılında 8,2 milyar dolar olan işlem hacmi, 2008 sonunda 5,3 milyar dolara geriledi. 2009’un ilk 9 ayında 1,6 milyar dolar civarında bir işlem hacmi gerçekleşti. Son aylarda işler biraz hızlanır. Yılı 2,3 milyar seviyesinde bitireceğimizi düşünüyorum. Bu da sektörün son 2 yılda yüzde 75 düzeyinde daraldığı anlamına geliyor. Bu, sektör açısından son derece rahatsız edici bir tablo.
Müşteriler tarafında tablo nasıl? Geçtiğimiz 2 yılda ne kadarı leasingden vazgeçti? Türkiye’de bugün leasingden yararlanan müşteri sayısı ne kadar?
Müşteriler tarafında küçülme daha fazla. Sözleşme sayısındaki daralmanın son 2 yılda yüzde 85’i bulduğu söylenebilir. Türkiye’de inşaat iş makineleri sektörünün yüzde 75-80’i leasing ile yatırım yapıyor. CNC iş makineleri sektörünün yüzde 75-80’i de leasingde. Bu sektörlerdeki daralmalar yüzde 50-70 arasında oldu. Dolayısıyla leasingden vazgeçenlerin başka bir enstrüman kullanmadığı da ortada.
Sektörler ve mal grupları bazında tablo nasıl? En büyük daralma nerede oldu, nerede küçülme nispeten daha azdı?
Aslında bütün sektörlerde daralma var ama bazılarında daha az, bazılarında fazla. Örneğin inşaat ve iş makineleri sektörü yüzde 50 daralırken tıp sektörü yüzde 6 daraldı.
2010 yılı ve sonrası için öngörüleriniz ne yönde? Sektör önümüzdeki dönemde nasıl, ne yönde performans gösterecek? Kayıplar ne kadar sürede yerine konabilecek?
Burada belirleyici birkaç unsur var. Öncelikle Maliye, belirli ürünlerde KDV oranını yüzde 18’den yüzde 8’e geri çekti. Bu pozitif bir düzeltme oldu. Ancak benim şahsi fikrim, KDV oranının her üründe aynı olması yönünde. Örneğin tekstil makinesini, nakış makinesinden farklı tutmamak gerekiyor.
Geçtiğimiz hafta Berlin’de bir toplantıdaydım. Dünya genelinde de krizden dolayı bir küçülme var. Ancak oralarda küçülme rakamları, yüzde 20-24 düzeyinde. Bizde de daralma bu oranlarda olabilirdi. Ne yazık ki KDV kararı çok zamansız oldu.
Diğer yandan geçtiğimiz dönemde işlem hacmi artmasına rağmen ortalama işlem adedi artmadı. Daha büyük ve orta ölçekli kurumlara leasing yaptık. KOBİ’ler açısından bu çok üzücü. Kayıpları yerine koyabilmek için yeniden KOBİ’lere yönelmek önemli.
Kârlılıklar nasıl seyrediyor KOBİ’lerden çıkış şirket kârlarını olumsuz etkiledi mi?
Leasing sektörü genel anlamda ortalama 3-4 yıllık işlem yazar. Dolayısıyla sektörün geçmiş yıllarda yaptığı~ işlemlerin kiralarının getirisi, leasing şirketlerinin kârını bugüne kadar belirli bir seviyede tuttu. Ancak 2008’de başlayan, 2009’da devam eden düşük hacim, 2010’dan itibaren sektörün kârlılığını olumsuz etkileyecek. Geçmiş yıllarda yapılan işlemlerin getirdiği kârlılık 2009 Eylül sonunda bitti. 2010’dan itibaren leasing sektöründe genel giderlerle ilgili daha ciddi tasarruflar yapılmaya başlanacak. Yani leasing sektörü açısından zor bir dönem bekliyoruz.
Diğer yandan işlem hacminde 2 milyar dolarlar seviyesinde dibi gördüğümüzü düşünüyoruz. Yavaş yavaş KDV indiriminin kalkmasından ötürü ortaya çıkan algı da azalıyor. Bir de artık daha büyük hacimli işler yapıyoruz. Dolayısıyla 2010’da işlem hacminde bir artış öngörüyoruz. Benim görüşüm, gelecek yıl 3 milyar dolarlık bir hacme ulaşabileceğimiz yönünde. Bu da yüzde 30-35’lik bir büyüme anlamına gelir ki bu da iyidir.
Eğer ekonomi genel anlamda iyi giderse 2012 gibi yani önümüzdeki 3 yıl içinde kayıplarımızı yerine koyarız.
Leasingde uzun zamandır beklenen bir yasa vardı. Burada son durum nedir? Yeni yasa ne zaman çıkacak, ne getirecek?
Önümüzdeki dönemde beklediğimiz büyümeyi en çok etkileyecek konulardan biri bu. Yeni kanunla beraber operasyonel leasing, sat ve geri kirala, yazılım leasingi gibi yeni ürünler de devreye girecek. Özellikle sat ve geri kirala, çok önemli bir ürün. Kriz döneminde KOBİ’ler için adeta can suyu.
BDDK kanunu hızla hazırladı ve Meclis’e gönderdi. Kanun şu anda plan bütçe komisyonunda ancak önceliğini kaybediyor. Biz takibini yapıyoruz ama hala bir hareket yok. İlk görüşmelerimizde, BDDK ile beraber bu kanunun 2009 Haziran’da çıkmasını hedeflemiştik.
Hali hazırda gecikmiş durumdayız. 2010 Haziran’a kadar çıkarsa iyi. Ama emin olun geçtiğimiz 2 yılda yaşanan kayıplarla sektör genel giderlerini karşılayamayacak hale gelmiş durumda. Yakından birtakım konsolidasyonlar başlayabilir. İstihdam azalabilir. Kanun ne kadar hızlı devreye girerse o kadar iyi olur.
REKABETİN YÖNÜ NASIL OLACAK?
İLK 10’A DİKKAT Sektörde bugün BDDK’nın izin verdiği 74 şirket var. Finansal Kiralama Derneği’ne üye ise 37 şirket bulunuyor. Bu 37 şirket sektörün yüzde 98’ini temsil ediyor. Bunların yarattığı toplam hacmin de yüzde 90’ını ilk 10 şirket yapıyor. Bunlar banka iştiraki şirketler. Dolayısıyla sektör aslında kendi içinde konsolide olmuş görünüyor. Önümüzdeki dönem de yine ilk 10 şirket işi götürür.
YENİ DÖNEM Diğer yandan yeni kanunla birlikte özellikle operasyonel leasing konusunda uzmanlaşmış şirketlerin pazara girmesi söz konusu. Bugün yurtdışında sadece otomotiv sektöründe her üreticinin bir leasing şirketi olduğunu görüyorsunuz. Aynı şekilde inşaat şirketlerinin de kendi leasing şirketleri var. Türkiye’de de kısa süre önce ENKA kendi leasing şirketini kurdu. Operasyonel leasinge hazırlık başladı diyebiliriz.~
KAYNAK ÖNEMLİ Leasing sektörü finansman satıyor. Dolayısıyla rekabette, kullanılan faiz ve vade belirleyici oluyor. Önümüzdeki dönemde de orta ve uzun vadeli kaynağa ulaşabilen firmaların öne çıkacağını düşünüyorum. Tabi eğer öbür şirketler pozisyon riski almazlarsa. Müşteriler tarafındaki rekabetin ise 1 yıl daha orta ve büyük hacimli işletmelerde olacağını düşünüyorum. KOBİ’lere geçiş ancak 2011’den itibaren söz konusu olabilir.
“YATIRIMIN YÜZDE 30’UNA ULAŞABİLİRİZ”
RAKAMLAR NE GÖSTERİYOR? Biz sektör olarak iyi dediğimiz yıllarda, Türkiye’deki sabit yatırımların yüzde 7’sini yapıyorduk. Bugün bu rakam yüzde 3,5’lere düştü. Oysa Avrupa’da yüzde 20’lerin üzerinde, Amerika’da yüzde 33 düzeyinde. Kuzey Avrupa ülkelerinde yüzde 46’lara varan oranlar söz konusu. Bu biraz da ülkelerin gelişmişlik seviyesi ile ilgili. Oralarda kimse mülk edinmiyor çünkü gelecekle ilgili kaygıları bulunmuyor. Bizim ülkemiz de geliştikçe oranlar artacak.
HEDEFTE NE VAR? Sektör henüz çok yeni. Türkiye’de ilk leasing işlemi Mart 1987’de yapıldı. O zaman ben de İktisat Leasing’de çalışıyordum ve o ilk sözleşmeyi yazan grubun içindeydim. Ülke raytinginiz B ise size 5 yıl vadeli bir yere kadar para geliyor. Türkiye’nin ratingi BBB olsa bize ciddi şekilde uzun vadeli kaynak gelir. Sonuç olarak Türkiye’de leasing sektörü ilk aşamada Türkiye’deki toplam sabit yatırımların yüzde 10-12’sine, ondan sonra 15’ine ulaşabilir. Sonra da yüzde 30’larına kadar ulaşabiliriz.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?