Yüksek enflasyon, baskılanan kur ve artan finansman maliyetleri şirketlerin net kârı ile FAVÖK makasını açıyor. Birçok şirket, makasta ideal üst sınır olarak gösterilen 2 katın üzerine çıkmış durumda.
Nilüfer Gözütok Ünal
Maliyet artışını fiyatlarına yansıtmakta zorlanan ve finansmanda dış kaynak kullanmak mecburiyetinde kalan şirketler için önümüzdeki dönemde bu makasın daha da açılması kaçınılmaz görünüyor. İhtiyaç duydukları yatırımları yapamayan ve bu nedenle rekabetçiliğini kaybetme riskiyle karşı karşıya olan şirketler, bir taraftan bu tabloyu yaratan olumsuzlukları aşmaya çalışırken bir taraftan da kendilerine özel formüllerle net kârlarını artırmaya odaklanıyor.
Son dönemde şirketler kârlılıklarında kritik bir sorun yaşıyor. Sorunun kaynağı enflasyon nedeniyle bozulan denge ve artan maliyetler. 2022 yılında asgari ücret yüzde 60,3, mazotun fiyatı yüzde 92, sanayi elektriğinin fiyatı yüzde 430 arttı. Bu tabloda şirketlerin FAVÖK marjı geriledi. Bunu en net İSO500 şirketlerinin rakamlarında görüyoruz. 2021’de İSO500 şirketlerinde FAVÖK’ün toplam net satışlardan aldığı pay yüzde 17,5 iken 2022’de bu pay yüzde 15,4 oldu. Net dönem kârı da yine toplam satışlardan 2021’de yüzde 9,5 pay alırken 2022’de bu pay yüzde 9,3’e geriledi. Bahçeşehir Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Ekonomi ve Finans Bölüm Başkanı Prof. Dr. İbrahim Ünalmış, 2022 yılında üretici fiyat endeksi (ÜFE) enflasyonunun yüzde 97 olarak gerçekleştiğini belirtiyor. “2022’de maliyet unsurlarındaki fiyat artışlarıyla ÜFE arasındaki makas 2020 ve 2021 yıllarındaki kadar açılmadı. Dolayısıyla FAVÖK marjı geriledi” diyor. Altınbaş Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu da kredi imkanları sınırlanan şirketlerin gelir ve maliyetlerinin normalden daha fazla arttığını ifade ediyor. “Bu da aynı ölçüde net kârlara yansımadı” diye konuşuyor. Bu yıl da tablonun değişmesi beklenmiyor. Ağustos ayı sonrasında açıklanan PMI ve sanayi üretimi gibi öncü göstergelerin sanayide düşüşe işaret ettiğine dikkat çeken Prof. Ünalmış, “Yılın geri kalanında satış gelirlerinde yaz aylarına kıyasla sınırlı bir düşüş görülmesi mümkün. Diğer taraftan 2023’te asgari ücret yüzde 104 arttı. Ocak-ekim döneminde mazot fiyatları yüzde 70,4 artarken sanayi elektriğinin fiyatı yüzde 14,6 azaldı. Aynı dönemde üretici enflasyonunun yüzde 36 olduğunu gözlemliyoruz. Dolayısıyla ücret ve mazot gibi maliyet kalemlerindeki artış FAVÖK aleyhine hareket ederken elektrik fiyatları FAVÖK lehine hareket etti. Ekonomideki yavaşlamayla birlikte iş gücü ve yakıt maliyetlerindeki artışlar, FAVÖK marjının 2023’te 2022’nin altında kalma ihtimalini artırıyor” diye konuşuyor.
77 ŞİRKETTE MAKAS AÇILDI
FAVÖK marjı düşerken birçok şirketin FAVÖK, net kâr makasındaki artış da dikkat çekiyor. BİST’te net kâr ve FAVÖK’te eksiye düşmemiş şirketler üzerinden yaptığımız 2021 ve 2022 yılını kapsayan analizde, 77 şirkette FAVÖK/net kâr makası 2022 yılında 2 kat ve üzerinde gözüküyor. 3 kat ve üzerinde makas olan şirket sayısı ise 24. Uzmanlara göre bu durumun en önemli nedeni artan finansman maliyeti. Deloitte Türkiye Finansal Hizmetler Endüstrisi Lideri Yaman Polat, bankaların kendilerine zorunlu tutulan çeşitli rasyoları tutturabilmek için kredi kullandırımında çok seçici davranırken aynı zamanda yüksek faiz talep ettiklerini belirtiyor. “Bu da şirketlerin finansman giderini önemli ölçüde artırarak net kârın FAVÖK’ten ayrışmasının en önemli sebeplerinden biri haline geldi. Diğer önemli faktörse devalüasyona bağlı olarak kur farkı gideri. Özellikle short pozisyonda olan şirketler açısından kur, kontrol edilmesi gereken önemli bir gider olarak kârlılığı etkiliyor. Birçok sektör bu durumdan etkileniyor. Ancak temel olarak net ithalat pozisyonunda olan şirketler kurdan daha fazla etkileniyor. Aynı zamanda özkaynak finansman oranı düşük olan ve krediye bağlı olarak nakit akışlarını çeviren şirketlerde de makas açılıyor” diyor. Önemli bir diğer nokta da BİST şirketlerinde net kâr ve FAVÖK makasının kritik nokta olarak gösterilen 2 katın üzerine çıkması. BİST’te yer alan toplam 50 şirket de bu konuda sınırı geçmiş bulunuyor. FAVÖK net kâr makasının 2 katın üstüne çıkmaması gerektiğini ifade eden Yaman Polat, aksi durumda sonuçları şöyle paylaşıyor: “Üstüne çıkması durumunda kârlılığın çok azalmaya başladığını görüyoruz. Hammadde fiyatları enflasyona göre düzenli olarak artan, bu nedenle stok maliyeti yükselen, ancak bu artışı rekabet ve birtakım düzenlemeler nedeniyle aynı oranda satış fiyatlarına yansıtamayan şirketler için kârlılık önemli bir sorun olarak gözüküyor. Aynı zamanda son 1 yıldır özellikle finansman yükünü hafifletmek ve öz finansmana dönebilmek için şirketlerin halka arz yöntemini daha fazla değerlendirdiklerini gözlemliyoruz.”
EROZYONUN NEDENİ
Şirketler de enflasyon nedeniyle kâr marjlarının düşmesinden şikayetçi. Sahibinden.com CFO’su Burcu Batı, enflasyonun son birkaç yılda hız kazanmasıyla şirketlerin kâr marjında düşüşler olduğunu belirtiyor. “Bunun da ana nedeni, enflasyon dolayısıyla yükselen maliyetlerin birebir satış fiyatlarına yansıtılamıyor olması ya da geç yansıtılabilmesi” diyor. Bu sorunun özellikle fiyat duyarlılığı yüksek segmentlerde daha da belirgin olduğuna dikkat çeken Batı, “Çünkü yüksek enflasyon alım güçlerini düşürdüğünden tüketici davranışlarında da değişiklikler oluşmaya başlıyor. Şirketler de satış kaybı yaşamamak ve müşterilerini kaybetmemek için maliyet artışlarını birebir ve eş zamanlı fiyatlarına yansıtamıyor. Bu da kâr marjlarında erozyona neden oluyor” diye konuşuyor. Hafele Türkiye İcra Kurulu Başkanı Hilmi Uytun, enflasyondan arındırılmadığında yüksek çıkan kârın, esasında yerine koyma maliyeti dikkate alındığında oldukça düştüğünü söylüyor. “Artan maliyetler ve satış fiyatları şirketlerin çalışma sermayesi ihtiyacını çok yükseltti. Aynı hacimdeki işi yapabilmek için, TL bazında yüzde 100 civarında daha yüksek işletme sermayesi ihtiyacının piyasadaki şirketleri zorladığını gözlemliyorum. Son dönemde artan faizlerin ve finansmana erişim zorluklarının pazarda negatif etkisi gittikçe artıyor. Olası döviz kuru ve faiz oranlarını tutarlı öngörmek kârlılıkta çok belirleyici” diyor. Orhan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ayşegül Orhan da sektördeki net kâr marjlarının düşmesinin ana nedeninin yüksek finans giderleri olduğunu belirtiyor. Bu yıl “deprem vergisi” gibi beklenmeyen harcamaların da FAVÖK’ü olumsuz etkilediğini dile getiren Orhan, “Bizim gibi ihracat yapan şirketlerin gelirlerinin büyük bir kısmı Euro cinsinden olduğu için, TL maliyetlerinin artmasına rağmen Euro’nun sabit kalması kârlılığımızı olumsuz etkiliyor. Yani aslında ne kadar Euro satışı yaparsak yapalım, Ortodoks olmayan ekonomik stratejilerin yol açtığı sorunları aşmak bizim için oldukça zorlaşıyor” diyor.
YÜKSEK FİNANSMAN ENGELİ
Enflasyonist ortamda şirketler aldıkları önlemlerin de yeterince işe yaramadığına inanıyor. GF Hakan Plastik Finans Direktörü Fulya Çankırı Kamal, mevcut enflasyon artışına yetişebilecek seviyede zam yapılamadığını belirtiyor, finansman ihtiyacının da günden güne pahalılaştığını belirtiyor. “Ayrıca piyasadaki likidite sorunu aşikar. Dolayısıyla her şirket gibi operasyondan elde ettiğimiz kârımız yüksek finansman maliyeti altında eziliyor” diyor. Caffe Nero Türkiye CEO’su Ahmet Yanıkoğlu, şirket dışı kaynaklara erişimdeki zorlukların ve yüksek maliyetlerin net kâr üzerinde baskı oluşturduğunu dile getiriyor. Enflasyonun vergiler ve özkaynak pozisyonları üzerinde yarattığı baskının da net kâr performansını etkilediğini söylüyor. Cotton Box Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Turgut’a göre net kârı artırmada en çok iki konu zorluyor. Bunlardan birincisi finans maliyetleri diğeri de işçilik giderleri. Birdenbire olağanüstü artışların bu kalemlerde kendilerini çok zorladığını ifade eden Turgut, “Finansman maliyeti 4-5 katına çıktı, genel bütçe içinde bu durum maliyetlerimizi 3-4 puan yukarı taşıdı” diyor. Doruk Un Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Gürsel Erbap da net kârı artırma konusunda tüm piyasanın yaşadığı ortak problemin uygun şartlarda ve yeteri kadar kredi sağlayamamak olduğunu belirtiyor. “Kredi bulduğunuzda da artan finansman maliyetleri dolayısıyla net kârlılık azalıyor” diye konuşuyor. İnoksan Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Varlık, dalgalanmanın yüksek olduğu dönemlerde, brüt kârdan sonraki kalemlerin kontrolünün zorlaştığına dikkat çekiyor. Varlık, “Enflasyonla birlikte önce politika faizinin, sonra piyasa faizlerinin 3 katına yükselmesiyle şirketler, kârlarından önemli bir kısmını finansman maliyetlerine bırakmak zorunda kaldı. Ayrıca yeni yatırım gerçekleştirmiş şirketler için amortismanlar da yüksekse, FAVÖK’ten net kâra giden yolda önemli girdaplar ortaya çıkıyor” diyor.
NET KÂRI ARTIRMA AJANDASI
Tüm zorluklarına rağmen şirketlerin net kârı artırmak için özel bir ajandası var. Akman Holding, bu kapsamda bu yıl tesislerinde güneş enerjisi paneli yatırımına gitti. Uzun dönemde düşük maliyetle enerji kullanmayı planlayan şirket, böylelikle beklenmeyen zamlardan ve eksesif enerji maliyetlerinden korunmayı hedefliyor. Finansman kullanmamaya gayret ettiklerini de belirten Akman Holding CEO’su Melisa Akman, “Geçen yıl bu dönemlerle kıyaslandığında finansman maliyetinin neredeyse 4 katına çıktığını görüyoruz. Yüksek faiz yükü altına girmekten imtina ediyoruz” diyor. Doğanlar Mobilya Grubu, üretim maliyetlerine odaklanıyor, satış ve kampanyalarını dinamik şekilde yönetiyor. Böylelikle brüt kârlılığını bütçesi paralelinde korumaya çalışıyor. Doğanlar Mobilya Grubu CEO’su Mustafa Karamemiş, “Artan ihracat hacmimizle döviz bazlı kredi borçlarımızı dengeleyerek artan kurlara göre kur farkı zararı değil kâr elde etmeye başladık” diyor. Biotrend, finansman maliyetlerinin bu dönemde ciddi yük oluşturmaya başlamasıyla net kârı artırmak için elindeki fazla sermayeyi en yüksek risksiz getirisi olan hazine ürünleriyle nemalandırıyor. Mevcut kredilerden faiz yükü yüksek olanları kapatıyor ya da düşük oranlarla refinanse ediyor. BLC Group Yönetim Kurulu Başkanı Şahin Balcıoğlu, net kârı artırmak için kapasite kullanımını en yüksek seviyeye çıkarmaya çalıştıklarını söylüyor. “Aynı zamanda teknoloji, otomasyon ve yenilenebilir enerji yatırımlarımızla daha verimli ve maliyet düşürücü çalışmalar yapıyoruz” diyor. Işıklar Holding, net kârını artırmak için katma değerli ve kâr marjı yüksek ürün üretip ihraç etmeye çalışıyor. Kredilerini azaltıp mümkünse borçsuz çalışmaya geçiyor. Desa CEO’su Burak Çelet de Eximbank kaynaklı krediler dışında finansman kullanmadıklarını belirtiyor. “Net nakit fazlamız, net kârımızın FAVÖK’ten daha yüksek olmasını sağlıyor” diyor.
FARK KAPANIR MI?
Peki önümüzdeki süreçte net kâr ve FAVÖK makasında durum ne olur? Pek çok şirket yöneticisine göre makasın açılması olası. Keskinoğlu Tavukçuluk CFO’su Nevzat Şahin, yüksek seyreden faizler nedeniyle dış kaynak yani banka kredisi kullanan tüm şirketler için FAVÖK ile net kâr arasındaki makasın yükselmeye devam edeceğini öngörüyor. GF Hakan Plastik Finans Direktörü Fulya Çankırı Kamal, sadece kendi sektörlerinde değil tüm sektörlerde bu farkın açılacağını düşünüyor. “Zira dövizin sabit tutulma çabası, finansman maliyetinin günden güne artış göstermesi ve bununla birlikte bankaların kısa dönemli kredi sağlıyor olması, ne yazık ki FAVÖK ile net kâr arasında ciddi fark yaratacak” diyor. Caffe Nero Türkiye CEO’su Ahmet Yanıkoğlu da dış kaynak kullanımındaki maliyet artışları ve vade yapısının FAVÖK’ten üretilen net kârı olumsuz etkilemeye devam edeceğini dile getiriyor. “Tekstil sektöründe özellikle konfeksiyon alanında 2024 ortalarına kadar durgunluk bekleniyor. Bu durumun yanı sıra enerji, işçilik gibi maliyetlerin artmasıyla birçok şirketin finansman ihtiyacı artacak” diyen Çalık Tekstil Genel Müdürü Serhat Karaduman, bundan ötürü FAVÖK ile net kâr arasındaki farkın önümüzdeki dönemde açılacağını tahmin ediyor. “Ancak TİM’in 11 farklı bankayla devreye aldığı Vade(SİZ) İhracat Kredi Paketi kapsamında ihracatçılara sunulan uygun finansman olanakları ve aynı şekilde yine MB politika faizini aşmayacak uygun faizli reeskont kredileriyle bu fark kapanacak” diyor. İnoksan Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Varlık da farkın açılmasını kesin görüyor. Bunun nedenini de şöyle açıklıyor: “Çünkü enflasyon eğiliminde henüz duraklama görülmüyor. Önce duraklamanın, sonra inişin başlamasını bekliyoruz. Bu gerçekleşinceye kadar da finansal kaynak maliyetleri artmaya devam edecek ve net kârlarda azalma sürecek.”
REKABETE ETKİSİ
Tüm bu tablo, sektörleri birçok açıdan olumsuz etkiliyor. İhtiyaç duyulan yatırımların yapılamaması ve rekabet gücünün zayıflaması da bunların başında geliyor. PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, özellikle 2022 yılında girdi maliyetlerindeki artışların şirketlerin tüm rasyolarda kârlılığını olumsuz etkilediğini belirtiyor. “Şirketlerin satışları artsa da görece kârlılıklarının düşmesine sebep olan üretim girdilerindeki artışlar, rekabet süreçlerini olumsuz etkilemeye devam edecek” diyor. İSO500 şirketlerinin makine teçhizat varlıkları detayı incelendiğinde şirketlerin 2022 yılında önceki yıllara göre bu alandaki yatırımlarının sınırlı artış gösterdiğini de dile getiren Eroğlu, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bunda şirketlerin kredi kaynaklarına erişimde yasadığı sıkıntılar ve faiz oranlarındaki artışlar rol oynuyor. Bundan sonraki süreçte bu olumsuzlukların devam etmesi şirketlerin global pazarlarda rekabetçiliğini olumsuz etkileyebilir.” BLC Yönetim Kurulu Başkanı Şahin Balcıoğlu da tekstil sektöründe finansmana erişmekte zorlanan şirketlerin bazen zararına satış yaparak nakit girdi sağlama yoluna gidebildiğini belirtiyor. Bu yaklaşımın da piyasadaki fiyat beklentilerini aşağı çektiğini ifade eden Balcıoğlu, “Tüm bunlara ek olarak depremden etkilenen sektör şirketleri bir de sigortadan alacaklarının gecikmesi veya eksik ödenmesi sorununu yaşıyor. Bu durum bu şirketleri finansman arayışına mecbur bıraktı. Finansman kaynağına ulaşabilenler yüksek faiz oranıyla kullanıp bu maliyetlere katlanmaya mecbur kaldı” diye konuşuyor.
“FİNANSMANA ERİŞİMDE SIKINTILAR YAŞIYORUZ” MÜŞFİK YAMANTÜRK GÜRİŞ HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKANI “KÂRI ARTIRMAK İÇİN ÇALIŞIYORUZ” Maliyelerimizi minimize ederek, nakit akışını iyi yöneterek, türev işlemler vasıtasıyla faiz ve kur riskini mümkün mertebe ortadan kaldırarak, Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarına yoğunlaşarak net kârımızı artırmak için çalışıyoruz. “YATIRIMCILARIN ÖNÜ AÇILMALI” Net kârı artırmaya çalışırken uygun finansmana erişimde sıkıntılar yaşamaktayız. Bu konuda yatırımcıların önü açılmalı. Bizi zorlayan bir diğer husussa altı aylık Euribor/SOFR oranlarının 2023’te kısa sürede çok fazla yükselmesi. Sektörümüzde FAVÖK ile net kâr arasındaki fark ekonomik koşullar iyileştikçe makul seviyelere gelecektir. |
“AMORTİSMAN VE KUR FARKI GİDERİ KÂRLILIĞI SINIRLIYOR” MEHMET KUTMAN GLOBAL YATIRIM HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKANI DEĞER KAYBI Yüksek kârlılığı sınırlayan en önemli konular amortisman ve kur farkı gideri olarak öne çıkıyor. Enerji gibi girdi maliyetlerindeki artışlar da kârlılığı sınırlayan bir diğer unsur. Bu yılın ilk 6 ayında, LIBOR artışı ve TL’nin yabancı para birimleri karşısında değer kaybına bağlı olarak amortisman, kur farkı gideri ve finansman maliyetlerinde önceki yıla kıyasla önemli artışlar oldu. Bu paralelde, 2023’ün ilk 6 ayındaki kâr rakamımızın içinde 465 milyon TL’si amortisman gideri ve 23,1 milyon TL’si kur farkı gideri olmak üzere toplamda 488,1 milyon TL’lik nakit çıkışı gerektirmeyen giderler yer aldı. “GİDERLERİ AZALTMAYA ODAKLANDIK” Kârlılığı artırmak için finansman giderlerimizi azaltmaya odaklandık. 2022 yılının ilk 6 ayında net borç/FAVÖK oranımız 6,7’ydi. Bu yılsa bu oran 3,9’a geldi. İş modelimiz ve stratejimiz çerçevesinde güçlü finansal sonuçlara sahibiz. Bugün geldiğimiz noktada küresel çapta emtia fiyatlarındaki yükseliş, enerji maliyetlerindeki artışlar, parasal sıkılaşma dönemi gibi faktörleri düşündüğümüzde net borç/FAVÖK rasyomuzun son derece iyi olduğunu söyleyebilirim. Fakat hedefimiz tüm rasyolarımızı daha da iyi seviyelere getirmek. |
“EN RASYONEL ÇÖZÜM” PROF. DR. VOLKAN DEMİR GALATASARAY ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ “YÜKSELİŞ TRENDİ BOZULDU” Net kâr marjındaki yükseliş trendinin içinde bulunduğumuz yılda bozulduğu görülüyor. Bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 10,96 olan bu marj, bir önceki yılın ilk çeyreğinde yüzde 16,43 olarak gerçekleşmişti. Bu yılın ilk yarısındaysa yüzde 13,62 olan bu marj, bir önceki yılın ilk yarısında yüzde 18,68 olarak kaydedildi. MALİYET ARTIŞLARI 2023’te brüt kâr marjı ve esas faaliyet kâr marjında gerçekleşen azalışlar, net kâr marjının bu kaynaklardan yeterince destek alamamasına sebebiyet veriyor. Bu azalışlar, işletmelerin maliyet artışını fiyatlara yansıtamadığı şeklinde yorumlanabilir. Dahası, bu yılın son dönemi itibarıyla yaşanan parasal sıkılaşmadan kaynaklı olması muhtemel olan finansman maliyetlerinin payındaki artış, net kâr marjını eritici bir unsur olarak karşımıza çıkıyor. BRÜT MARJA YÖNELİK AKSİYONLAR Bir nevi FAVÖK marjı göstergesi olarak da addedilebilecek esas faaliyetlerden kaynaklı kâr marjında yaşanan düşüşe ek olarak finansman maliyetlerinin hasılata oranındaki artış, esas faaliyetlerden kaynaklı kâr ve net kâr arasındaki makası kapatıcı bir rol oynuyor. İşletmelerin özellikle brüt kâr marjına katkıda bulunacak aksiyonlarda bulunmaları ve böylelikle yaşanabilecek finansman maliyetlerindeki artışlara karşı finansal performanslarını güvence altına almaları en rasyonel çözüm olacak. |
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?