Öztürk Grup Yönetim Kurulu Başkanı Ufuk Öztürk’le grubun yeni dönem hedeflerini, başta akaryakıt olmak üzere mevcut işlerinin geleceğini ve büyüme planlarını konuştuk...
Ayçe Tarcan Aksakal
atarcan@capital.com.tr
14 yıl Londra’da yaşadıktan sonra 2 yıl önce Türkiye’ye dönen Öztürk Grup Yönetim Kurulu Başkanı UFUK ÖZTÜRK, hedefinin babası Fikret Öztürk’ün kurduğu grubu yurt dışına açmak olduğunu söylüyor. “Hedefimiz 10 yılda toplam kârlılığımızı iki katına çıkarmak ve bunun da yüzde 50’sinin yurt dışı işlerimizden gelmesini sağlamak” diyen Öztürk, bunu gerçekleştirmek için yurt dışında şirket satın alabileceklerinin sinyallerini veriyor. 2 yılda toplam 450 milyon Euro yatırım yapacaklarını da söyleyen Öztürk, “Elektrikli araç şarj istasyonlarında çok büyüyeceğiz. Bu alanda ilk 3 oyuncu arasına girmeyi hedefliyoruz” diye konuşuyor.
Ufuk Öztürk, OPET’in kurucusu Fikret ve Nurten Öztürk çiftinin 3 çocuğunun en büyüğü. OPET-Koç Grubu birleşmesinin baş mimarlarından. 18 yıl önce çocuklarının eğitimi ve yurt dışında iş yapma hayalini gerçekleştirmek için Londra’ya taşındı. Orada fintek işine giren ve bu konuda oldukça başarılı olan Öztürk’ün yüzde 50 ortak olduğu Life Time Group, 14 yılda İngiltere’nin en büyük fintekleri arasına girdi. Yurt dışında bugüne kadar farklı teknoloji alanlarında faaliyet gösteren 12 start up’a yatırım yapan Öztürk, 2 yıl önceyse Türkiye’ye döndü ve babasından bayrağı devralarak Öztürk Grup’un başına geçti. Hala bir ayağı yurt dışında olan Öztürk, hedefinin grubunu yurt dışına açmak olduğunu söylüyor. “Uluslararası alanda yatırım yapmayı kişisel olarak başardım. Şimdi hedefim aile şirketimizin de bunu başarmasını sağlamak” diyor. Öztürk, 5 yılda grup gelirlerinin yüzde 20’sinin, 10 yıldaysa yarısının yurt dışından gelmesini hedeflediklerini belirtiyor. Bunu gerçekleştirmek için yurt dışında şirket satın alabileceklerini, enerji, turizm, gayrimenkul ve lojistik olmak üzere 4 sektörde büyümeye devam edeceklerini vurgulayan Öztürk, şöyle devam ediyor: “Elektrikli şarj istasyonları alanında en büyük ilk 3 oyuncu arasına girmeyi planlıyoruz. 2 yılda toplam 450 milyon Euro yatırım yapma hedefimiz var. Yurt dışı açılımına ise Balkanlar’dan başlayacağız.” Öztürk Grup Yönetim Kurulu Başkanı Ufuk Öztürk’le grubun yeni dönem hedeflerini, başta akaryakıt olmak üzere mevcut işlerinin geleceğini ve büyüme planlarını konuştuk:
Uzun yıllar Londra’da yaşadıktan sonra neden Türkiye’ye döndünüz?
Londra’ya yerleşme kararı vermemde ailevi nedenler ve orada iş yapma hayalim etkili oldu. O dönem çocuklarım ufaktı. Dünya vatandaşı olmalarını ve bir lisana çok iyi hakim olmalarını istedim. Hayalimde hep Londra’da bir şeyler yapmak vardı. 14 yıl ağırlığımı Londra’ya verdim. Çocuklar büyüyüp İngiltere’deki işlerim oturmaya başlayınca Türkiye’deki yatırımlarımız artmaya başladı ve bana burada ihtiyaç olduğunu düşündüm. Ama halen zamanımın bir kısmını Londra ve Miami’de, yüzde 60-70’iniyse Türkiye’de geçiriyorum.
Geçen yılı grup olarak nasıl kapattınız? Cironuz ne oldu?
Kombine 11 milyar dolar civarında ciromuz var. Ancak konsolide ciromuz 6 milyar dolar.
Enerjinin payı nedir?
Enerji grubu toplam cironun yüzde 85- 90’ını oluşturuyor. Ancak kârlılık açısından payı yüzde 40. Turizm grubunun da payı aynı. Gayrimenkul geliştirme ve lojistik geri kalan yüzde 20’yi oluşturuyor.
Bu şekilde mi devam edecek?
Özellikle büyüyeceğimiz alan yenilebilir enerjiler ve e-mobilite. İkincisi de turizm ve otelcilik olacak. Ancak şu anda en çok otel yatırımımıza konsantre olduk.
Turizmdeki en büyük yatırım ne?
Turizmdeki markamız Regnum Carya, yaklaşık 600 odasıyla Türkiye’nin en büyük resort otellerinden biri ve en üst segmentte yer alıyor. Şimdi oteli daha da büyütüyoruz. Regnum Carya’nın yanında “Zeynep” diye bir otel vardı, onu satın alıp yıkarak otelin arka tarafına villalar, ön tarafına da büyük bir otel binası inşa ediyoruz. Böylece 920 odaya ulaşacağız. Turizmde yaklaşık bin 600 çalışanımız var. Yeni yatırım sonrasında bu sayı 2 bin 500’lere çıkacak.
Turizme ne kadar yatırım yapacaksınız?
350 milyon Euro yatırım yapacağız. Bu yatırımın 150 milyon Euro’sunu gerçekleştirdik. 200 milyon Euro’sunu da önümüzdeki dönemde gerçekleştireceğiz.
Enerjide yatırım ajandanız nasıl?
Özellikle güneş enerjisine yatırımımız var. Daha işin çok başındayız. 11 megavat civarında bir güneş yatırımı yaptık. 80 megavatlık ilave güneş yatırımı daha yapacağız. Daha çok yeni elektrikli araç şarj ağı işletmeciliği üzerine yatırım yaptık. Bunu da farklı bir şekilde yaptık. Univolt adında bir girişim sermayesi fonu kurduk. Bu girişim sermayesinin altına Ovolt ve Sharz. net’in yüzde 100 hisselerini alarak güçlü bir yapı oluşturduk. Bu girişimimiz Öztürk Grubu çatısı altında ve OPET’ten tamamen bağımsız.
Bu alana ne kadar yatırım yaptınız?
Şu ana kadar 10 milyon Euro civarında bir yatırım yaptık ancak yatırımımız sadece bununla sınırlı kalmayacak. Bu alanda ciddi büyüme planımız var. Bu alana önümüzdeki yıl en az 50 milyon Euro civarında daha yatırım yapacağız.
Elektrikli şarj istasyonlarında büyüme stratejiniz ne olacak?
Şu anda yaklaşık 400 noktada varız. Bu sayıyı 2025 sonuna kadar 1.000’in üzerine çıkarmayı hedefliyoruz. Kendi ağımız dışında 20 şirkete roaming hizmeti veriyoruz. Bu, markalarımızın müşterisinin sadece 400 noktadan değil roaming hizmeti verdiğimiz bütün bu şirketlerin şarj istasyonlarından hizmet alabileceği anlamına geliyor. Roaming çatımıza “Şarj Club” adını verdik. Şarj Club üyesi şirketlerin toplam istasyon şarjı noktası 2 binin üstünde ve her gün bu zincire yeni şirketler ve şarj noktaları ekleniyor. Şarj Club üyeleri bütün bu noktalardan kesintisiz hizmet alabilecek ve Türkiye’nin herhangi bir yerinde şarj istasyonu bulma sıkıntısıyla karşılaşmayacak. Amacımız sadece akaryakıt istasyonları değil, hayatın her yerinde olmak. Ofis, hastane ve alışveriş merkezlerinde de olmak istiyoruz. Zaten bu alanların bir kısmında Sharz.net vardı ama şimdi bu birliktelikle şarj ağımızı çok hızlı bir şekilde genişletiyoruz.
İngiltere ve Avrupa’ya göre sektörün büyümesi nasıl?
Türkiye elektrikli şarj ağı kurmaya Avrupa’dan nispeten daha geç başladı. Ancak arayı çok hızlı kapatıyoruz. Türkiye’de 20 binin üstünde şarj ünitesi ve 120 bin civarında da elektrikli araç var. Aslında bu kadar araca bu kadar şarj noktası çok fazla. Pazara çok marka girdi. Bazı markalarda ciddi servis problemleri var. Bu da piyasada müşteri memnuniyetsizliği yaratıyor.
Sektörün geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Filolar yavaş yavaş elektrikli araçlara dönmeye başladı. Bence bu, büyük resmi değiştirecek. Çünkü bugün hızlı şarj ünitelerinde maliyet akaryakıta göre yüzde 50’nin altında. Eğer kendi evinizde şarj ediyorsanız bu rakam yüzde 20’lere geliyor. O yüzden çok ekonomik. İşin geleceğini belirleyecek en önemli unsur devletin vereceği teşvikler ve otomotiv şirketleri olacak. Bana göre Türkiye’de sektörde hibrit bir yapı oluşacak. Hem akaryakıtla hem elektrikle çalışan araçlar olacak. 2000’li yılların başlarında LPG’yle çalışan araçlar başladı ve yüzde 10 pazar payı aldı. Bunun yanına elektrikliler de eklenecek. EPDK verilerine göre 2030 yılında 1,5 milyon, 2035 yılında 4,5 milyon elektrikli araç olacağı tahmin ediliyor. Dolayısıyla 2035’te toplam araç parkının ancak yüzde 11’ine elektrikli araçlar ulaşacak. Bu rakam 2050 yıllarına geldiğimize yüzde 25’lere, yüzde 30’lara kadar çıkabilir.
Elektrikli araçlar pazara hakim olduğunda akaryakıt istasyonları ne olacak?
2035’te Türkiye’deki toplam 40 milyon aracın 4,5-5 milyonu elektrikli araç olursa hala 35 milyon içten yanmalı akaryakıtla çalışan araç olacak ve bunların tamamı akaryakıt istasyonlarını kullanmaya devam edecek. Ayrıca akaryakıt istasyonlarında elektrik şarj üniteleri var veya oluyor. Elektrikli araçlarda yüzde 10-15 ihtiyacı akaryakıt istasyonları karşılayacak. Gerisi AVM, hastane, ev önleri, ev garajları, ofisler, belediye otoparkları gibi yerlerde karşılanacak. Ancak miktarsal olarak bakıldığında akaryakıt istasyonları ciddi anlamda satış kaybetmeyecek hatta satış miktarları artmaya devam edecek. Çünkü artık yeni akaryakıt istasyonu açmak kolay değil. Belediyeler de kolay kolay lisans vermiyor. Toplam istasyon sayısı artmadığı gibi verimsiz olanlar kapanıyor. Bu nedenle akaryakıt istasyonları açısından önümüzdeki 25-30 yıl endişelenecek bir durum yok. Ancak biz grup olarak, tüketici ihtiyaçları ve tercihleri neredeyse orada olmayı hedefliyoruz. Hatta 2050’lere geldiğimizde toplam araç parkının belki yüzde 5’i hidrojenle çalışacak. Tüketicinin tercihi hidrojen olduğu zaman biz hidrojende de olacağız.
Elektrikli şarj istasyonlarında OPET gibi güçlü bir marka olma hedefiniz var mı?
Kesinlikle, bu alanda ilk 3’te olma hedefimiz var. Amacımız Türkiye’nin her noktasında hizmet verebilmek. Bunun için Türkiye’de en az yüzde 85-90 kapsama alanına ulaşmanız gerekiyor. Akaryakıt işinde OPET’in ve alt markası Sunpet’in yaklaşık 2 bin istasyonu var ve ancak böyle bir sayıyla Türkiye’nin her yerinde hizmet verebiliyor. Elektrikte de bu sayının en az 10 bin olması gerekiyor. Çünkü şarj süreleri çok daha uzun. Bunun da en az yüzde 20-25’inin hızlı şarj olması gerekiyor. Şimdi eğer Şarj Club olarak 10 bin elektrikli şarj istasyonu sayısını başarabilirsek o zaman açık ara sektörde en fazla noktada hizmet veren şirket konumuna geleceğiz. Sadece biz değil Şarj Club’a üye bütün şirketler bunu başarmış olacak. Kurduğumuz fon sayesinde Ovolt ve Sharz.net’le yetinmeyip pek çok yeni şirketi ve şarj noktasını da bu girişim sermayesi altına alma hedefimiz var.
Gayrimenkulde yeni proje var mı?
Bodrum’da Regnum Bodrum Golf and Country Club diye bir projemiz var. Burası aynı zamanda bir gayrimenkul geliştirme projesi. Bir golf kulübünün çevresinde inşa edilmiş 300 civarında villa ve daireden oluşuyor. Son etabımızın bitmesiyle bu sayı 400’lere ulaşacak. Ayrıca İstanbul’da 2 proje üzerinde çalışıyoruz. Biri Koşuyolu Metro Transfer Merkezi’nin arka tarafındaki 200 daireden oluşan konut projesi. Bu binanın altında tarihi yapılar var. Bu yapıları koruyarak altında halka açık müzesi olan bir ortam yaratıp bu kalıntıları aydınlatacağız. Halk ücretsiz gelip gezebilecek. Üstünü de rezidans yapmayı düşünüyoruz. Diğer gayrimenkul projesiyse Riva Beykoz’da olacak. O da 230-240 villadan oluşuyor.
Bu yıl büyüme ne olur? Yıl sonu için ciro hedefiniz ne?
Bu yıl grup cirosunun dolar bazında yüzde 10-15 civarında artmasını bekliyoruz. Konsolide ciromuzun 7 milyar dolar olmasını hedefliyoruz.
Bundan sonra en önemli hedefiniz nedir?
Türkiye merkezli uluslararası bir şirket olmak ve bunu yaparken de cirodan daha fazla kârlılık üreten ve sürdürebilirliği olan işlere yatırım yapmak istiyoruz. Grup olarak amiral gemilerimiz olan turizm ve enerji alanında yurt dışına büyümek istiyoruz. Hedefimiz 10 yılda toplam kârlılığımızı iki katına çıkarmak ve bunun da yüzde 50’sinin yurt dışı işlerimizden gelmesini sağlamak. Ben, şahıs olarak İngiltere, Bulgaristan ve hatta ABD’deki yatırımlarımla bunu kısmen başardım. Ancak Öztürk Grup olarak Türkiye dışında operasyonumuz yok. Amacımız ileriki dönemde grup olarak da artık yurt dışında faaliyet göstermek. Balkanlar’da birkaç ülkeyle görüşmelere başladık. Bu alanda İngiltere’de gelecekte faaliyet gösteririz veya aynı alanda yatırım yaparız diyemem ancak kesinlikle bu şirket yurt dışına açılacak.
Turizmde yurt dışına açılım olacak mı?
Evet, turizm ve ona bağlı veya ilişkili işlerimiz için olabilir. Kardeşim Ali Şafak bu işlerin içinde ve onun vizyonuyla Regum Carya’da geliştirdiğimiz Aria Beach Club ve Japon mutfağı markamız Kusimato’yu uluslararası markaya çevirme hedefimiz var. İlk önce Antalya’da bu konseptleri denemek ve geliştirmek üzere iki yer kiraladık. Bunlar başarılı olursa başta Dubai ve Miami olmak üzere dünyanın değişik lokasyonlarına taşımayı değerlendiriyoruz. Yine gayrimenkul ve otelcilik alanında karma projeler üretebilir ve projeleri değişik uluslararası destinasyonlarda deneyebiliriz.
Önümüzdeki dönemde grup olarak toplam ne kadar yatırım yapacaksınız?
2 yılda 450 milyon Euro’luk yatırımı gerçekleştirmiş olacağız.
Yurt dışı odağınız çerçevesinde gelirlerin ne kadarı yurt dışından olacak?
İlk 5 yılda gelirlerin yüzde 20’si civarında olur. 10 yılda yüzde 50’lere gelmeyi hedefliyoruz. Bunu şirket satın alma veya organik büyüme yoluyla yapabililiriz.
ÖZTÜRK'ÜN BÜYÜME AJANDASI
|
NASIL YÖNETİYORUZ? 3 KARDEŞ İki kardeşim Filiz Öztürk ve Ali Şafak Öztürk’le aramızda görev dağılımı yaptık. Her ne kadar yönetim kurulu başkanlığını yürütsem de daha çok enerji grubuyla ilgileniyorum. İnşaat, gayrimenkul geliştirme ve lojistik alanlarına kız kardeşim başkanlık yapıyor ve Opet’te de bize destek veriyor. MERKEZİ YÖNETİM Erkek kardeşim turizm grubunun başında. Otel ve golf kulüpleri tarafını o götürüyor. Böyle bir iş paylaşımı var aramızda ama holding yapısında merkezi bir yönetim söz konusu. Babam Fikret Öztürk grubumuzun onursal başkanı ve ihtiyacımız olan her konuda kendisine danışıyoruz. Onun engin tecrübelerinden faydalanıyoruz. |
“İNGİLTERE’DEKİ FİNTEK İŞİM ÇOK BÜYÜDÜ” ARACILIK 2011 yılında Londra’da bir aile dostumuzun finansal servisler alanındaki şirketi Life Time Group’a yatırım yaptım. 13 yılda işlerimiz çok büyüdü. Yıllık yaklaşık 2 milyar poundluk uzun vadeli konut kredisine ve yıllık 1,5 milyar poundluk hayat sigortası ve emeklilik sigortasına aracılık ediyoruz. Bunun dışında 2 milyar pound civarında servet yönetiyoruz. 3,5 MİLYON KİŞİ Aracı firmalarla çalışıyoruz, 3,5 milyon insanın her türlü finansal bilgilerini saklıyoruz. Direkt müşterilerimiz aracı kurumlar olduğu için biz bu firmaların danışmanlarıyla çalışıyoruz ve kullanıcı başına bu firmalardan aylık bir ücret alıyoruz. Benim grup bazında yüzde 50 ortaklığım var. Bütün bu şirketlerin hissedarıyım ama icranın içinde değilim. Çoğu toplantıya online olarak Türkiye’den katılıyorum. İşlerimiz tam hız büyümeye devam ediyor. START UP YATIRIMI 2014 – 2015 yıllarında Londra’da start up yatırımları yapmaya başladım. Bugüne kadar teknolojinin farklı alanlarında 12 start up’a yatırım yaptım. Bunlardan özellikle 3’ü belli bir eşiği geçti. Genelde yatırım yaptığım şirketler ilk tohum aşamasını geçen, 5 ila 15 milyon pound arasında şirket değerinden yatırım turuna çıkan After Seed veya Seri A aşamasına gelmiş şirketler oluyor. “EXIT YAPMADIM” Yatırım yaptığım 12 şirketin tamamı yüzde 100 başarılı olur diyemem. Henüz yatırım yaptığım start up’lardan çıkmadım. Ancak çıkmaya yakın olduğum şirketler var. 5–15 milyon pound değerleme üzerinden girdiğim şirketlerden birkaçı değerlemelerde 50-100 milyon pound bandını geçti. |
“3’ÜNCÜ JENERASYON TAM GAZ GELİYOR” YENİ İŞLER Son dönemde grup olarak e-mobilite ve güneş enerjisi olmak üzere iki yeni alana girdik. Otelimizin içindeki restoran ve beach club’ları yurt dışına açmak da nispeten bizim için yenilik olacak. Grup olarak enerji ve hizmet sektörlerinden uzaklaşmayı pek düşünmüyoruz. Çok dağıldığınız zaman işlerle başa çıkmanız çok zor oluyor. KURUMSAL YAPI Bulunduğumuz sektörleri Türkiye dışına çıkarıp kurumsal bir yapıyla büyütme hedefimiz var. Ben ikinci jenerasyonu temsil ediyorum. Üçüncü jenerasyon çocuklarımız tam gaz geliyor. Artık çoğu 20’li yaşlarda. Gruba uluslararası bir kimlik kazandırmak daha çok onların işi olacak. ÇOCUKLAR Çocuklarımın ikisi de Amerika’da yaşıyor. Biri New York’ta, biri Miami’de. Kızım Londra’da 3 yıl Ernst&Young’ta çalıştıktan sonra Columbia Üniversitesi’nde sürdürebilirlik master’ı yapıyor. Oğlum Miami Üniversitesi’nde gayrimenkul geliştirme ve şehircilik masterını yeni bitirdi. YURT DIŞI AÇILIMI 2-3 yıl sonra özellikle grubumuzun yurt dışı açılımında çocukların ciddi bir rol oynamasını bekliyorum. Zaten bu kültürde büyüdüler. Bize göre çocukların lisanları çok daha kuvvetli. Oğlum 5 lisan konuşuyor. Kızım zaten çok uzun bir süredir hem Londra hem New York’ta yaşadı. Onların yurt dışında yapılanmaları ve o yapıyı büyütmeleri bize göre daha kolay olacak. |
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?