Abdülkadir Konukoğlu, tekstil denince ilk akla gelen iş insanlarından biri. Ancak, yakın zamanda bu algı değişecek. Çünkü o grubun geleceğini enerji, çimento, ısıtma-soğutma ve iş makineleri olmak ...
Abdülkadir Konukoğlu, tekstil denince ilk akla gelen iş insanlarından biri. Ancak, yakın zamanda bu algı değişecek. Çünkü o grubun geleceğini enerji, çimento, ısıtma-soğutma ve iş makineleri olmak üzere 4 sektör üzerine kuruyor. “Zaten çok fazla sektöre dağılmış durumdayız” diyor ve başka sektörlere girmeyi düşünmediklerini ekliyor. Hedeflerini ise “Bulunduğumuz bütün sektörlerde ilk 10 şirket arasına girmek” olarak açıklıyor¬.
Sanko’nun kaderi, bundan tam 11 yıl önce patronu Abdülkadir Konukoğlu’nun Portekiz seyahatiyle değişti. Avrupa’daki büyük tekstil fabrikalarının kapandığını, patronlarının iflas ettiğini gören Gaziantepli iş adamı, hemen yeni işlere girdi. İlk iş olarak da dede yadigarı tekstilin grup içindeki payını azalttı. O günlerde holding cirosu içinde yüzde 99 olan tekstilin payı, yüzde 50’nin altına kadar indi. Faaliyet gösterilen sektörlerin sayısı ise 10 yılda 11’e yükseldi.
“Tekstil sektörünün o günlerde zor duruma düşeceğini gördük ve tüm yumurtaları aynı sepete koymadık” diyen Konukoğlu’na göre, bunun karşılığını da fazlasıyla aldılar. Şimdilerde onu en çok kardeşinin başında olduğu enerji yatırımları heyecanlandırıyor. “En az haftada bir günümü baraj inşaatına ayırıyorum” diyen Konukoğlu, 600 milyon dolara mal olacak olan Adana Yedigöze Barajı’nın inşaatını yakından takip ediyor. Grup, Adana’da 50 milyon dolara mal olacak bir liman da yapıyor.
Konukoğlu’nun bugünlerde zamanını alan bir diğer proje de, limanın yanında hayata geçirilecek olan petrokimya tesisi. Petkim’in benzeri olacak bu projeye, yabancı ortak bulunması halinde hemen başlanacağını söylüyor.
“2 milyar dolar ciroya ulaşan Sanko, enerjide Türkiye’nin en büyük ilk 10 üreticisi arasına girecek” diyen Konukoğlu, kâr etmese de dede yadigarı tekstilden çıkmamaya kararlı. Kapasite artırmıyor, ama teknoloji yatırımı yapmaktan da vazgeçmiyor.
İş dünyasının önemli isimlerinden biri olan Abdülkadir Konukoğlu, geleceğin Sanko’sunu dergimize anlattı. Konukoğlu’nun sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:
*Tekstil dışındaki diğer işlerinizin cirosu hızlı büyüyor. Bugün Sanko denilince akla tekstil geliyor. Gelecekte Sanko hangi sektörlerle anılacak? Büyümenizi hangi sektörlerin üzerine kuracaksınız?
Önümüzdeki yıllarda, Sanko tekstilde yine ağırlığını koruyacak. Ancak, tekstilden sonra Sanko olarak enerji ve klimada da güçlü bir marka olmak istiyoruz. İsmimizi soğutucu-ısıtıcı, radyatör, iş makineleri ve enerji üretiminde duyurmaya çalışacağız. Zaten şu anda enerji alanında çok önemli yatırımlarımız devam ediyor. Enerji üretiminde Türkiye’de ilk 10’un içine girmeyi istiyoruz. Aslında Sanko olarak bizim hedefimiz, bütün sektörlerde ilk 10 şirketin arasına girmek. Enerji, makine, çimento, ısıtıcı ve soğutucu sektörlerinde çok hızlı büyüyoruz.
*Rüzgar ve HES santralleri gündeminizde. Şu ana kadar 10 HES santraline yatırım yaptınız. Enerjide bundan sonra hangi alana, ne kadar yatırım yapmayı planlıyorsunuz?
Enerji işine ilk kez 10 yıl önce kendi fabrikalarımız için yaptığımız üretimle başladık. Bugün, toplam enerji yatırımlarımız 2 milyar dolara ulaştı. Ancak bu rakam, yeni HES lisanslarını almamızla daha da artacak. Enerjinin baraj, hidroelektrik ve rüzgar santralleri olmak üzere 3 ana kolunda yatırım yapıyoruz.
Adana Yedigöze Barajı’nın değeri 500-600 milyon dolar civarında. İnşaatına bir yıl önce başladık. 2010 veya 2011’de bitirmeyi hedefliyoruz. Tamamlanınca günde 300 megawatt enerji üretimi olacak. Yine şu ana kadar 10 tane hidroelektrik santrali yatırımı yaptık. İlki Rize’de önümüzdeki aylarda devreye girecek. Enerjide projeler birbirinin devamı şeklinde ilerleyecek. Bu konuda, yabancı yatırımcılarla da görüşmelerimiz devam ediyor.
*Enerji sektörünün geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Türkiye’nin akarsu kaynakları belli. Onun dışında zaten yatırım yapmak imkansızlaşıyor. Ancak, rüzgar öyle değil. Türkiye’nin rüzgar enerjisinde çok önemli bir potansiyeli var. Bizim de rüzgar santralleri konusunda önümüzdeki yıllarda, Türkiye’nin birçok yerinde projelerimiz olacak.
Bunlar arasında Antalya, Ege, Adalar, İstanbul ilk sırada yer alıyor. Enerjiyle ilgili ilk yatırımımız önümüzdeki aylarda İstanbul’da devreye girecek olan rüzgar santralimiz olacak. Günlük elektrik üretimi 60 megawatt civarında. Daha sonra da Rize’deki HES yatırımızı devreye sokacağız. 2011’de de Adana’daki Yedigöze Barajı’mızın açılışını yapmayı planlıyoruz.
*“Bugüne kadar 2 milyar dolarlık yatırım yaptık” diyorsunuz. Enerji yatırımlarından memnun musunuz?
Enerji projelerine biraderim bakıyor. Daha şimdiye kadar bir liralık fatura kesmedik.
Fiyatlar her gün değiştiği için şu anda enerji yatırımlarının geri dönüşümünü hesaplamak çok zor. Ancak, petrolün bu kadar pahalı günümüzde gelecek enerji sektöründe olacak.
*Şu an 11 sektörde faaliyet gösteriyorsunuz? Bunların holdingin toplam cirosu içindeki dağılımları nasıl?
Toplam ciromuz 2 milyar dolara ulaştı. Tekstil işlerimiz hala ön planda. Ciroda tekstilin payı hala birinci sırada geliyor. İkinci sırada ise Süper Film ve çimento şirketlerimiz var.
*Ceyhan’da petrokimya yatırımı yapmayı planladığınız konuşuluyor. Bu hangi aşamada? Yabancı ortağınız belli mi?
Petkim tipinde bir petrokimya tesisi kurmayı planlıyoruz. Bu projeyi hayata geçirirsek, naylon torbanın hammaddesini üreteceğiz. Ancak, şu anda bununla ilgili çalışmalar proje aşamasında devam ediyor. Geçmişte Amerikalı bir yabancı ortağımız vardı. 2001 krizinde, onlar bu yatırımdan vazgeçti.
O günden bu yana bu işi ciddi ele almadık. Bir yandan da enerji işine ağırlık verdiğimiz için henüz bu projeyi bekletiyoruz. 50 milyon dolarlık Adana Yumurtalık’taki liman inşaatı şimdilik en önemli yatırımız.
*2006 yılında AUER markasının çoğunluk hisselerini aldınız. Bu şirketi almanızın arkasında nasıl bir stratejiniz var? Planlarınız nedir?
Biz AUER’i ileride tamamen beyaz eşyaya girmek için plan yaparak aldık. Buzdolabı, çamaşır makinesini üretecektik. Şu anda bu projeyi de bekletiyoruz. Şimdilik AUER markasıyla sadece fırın üretiyoruz. Ayrıca, kombi, radyatör ve klimasını da yapıyoruz.
*Özelleştirmede çimento fabrikalarının satın almasında çok aktiftiniz. Bartın Çimento’yu aldınız. Yeni satın alma düşünüyor musunuz? Planlarınız nedir?
Çimento da çok hızlı büyüdüğümüz sektörlerden biri. Bartın Çimento’yu aldık. Rekabet Kurulu izin vermediği için Gaziantep Çimento’nun yerine Kahramanmaraş Çimento’yu aldık. O dönem bizim parçamız olan Gaziantep’in en önemli çimento tesisini alamamak bize çok ağır gelmişti. Ama böylesi daha hayırlı oldu. Biz de şöyle bir söz vardır, “Nefsine ağır gelen akıbet sana hayırlıdır.” Biz Antep Çimento’yu alamadık. Bu, bize çok ağır geldi. Sonunda Kahramanmaraş’ta tesisimiz oldu.
Çimentoda yatırımlarımız devam ediyor. En son Kahramanmaraş Çimento’nun kapasitesini artırdık. Şimdi de Bartın Çimento’yu büyütüyoruz. Yatırımlar bittiğinde Bartın Çimento bin 500 tonluk kapasiteye ulaşacak. Kahramanmaraş’ın yıllık kapasitesi ise 3 bin 500 ton. Ekonomideki durgunluk ile konuta olan talep ve tüketim azaldı. İnşaat sektöründeki durgunluk şimdilik çimentoyu rahatsız etmiyor. İnşaat sektörü bir hızlanır, bir durur. Şimdi de durgunluk sürecinde. Sektörün 2009’un haziran ayından sonra ivme kazanacağını düşünüyorum.
*Yeni işlere çok hızlı giriyorsunuz. Son olarak bir yat yapım şirketi satın aldınız. Yeni iş geliştirme süreci sizde nasıl işliyor? Bunların arkasında kim var?
Bizde yeni fikir çok olur. Genellikle bunlar kurum içinden veya ailedeki gençlerden gelir. Gençler bu konuda bizden daha yetenekli diye düşünüyorum. Ancak, yat işine bir dostumun tavsiyesiyle girdik. Ben bu işle pek ilgilenmiyorum. Genelde, ortağımız işlerin başında. Yat üretimimizi Tuzla’da yapıyoruz. Şu anda satışlar fena değil. Amerika’ya bile ihracat yapıyoruz.
*Gelecekte Sanko Holding hangi iş kollarında olacak? Girmeyi ve çıkmayı düşündüğünüz alanlar¬ var mı?
Enerji, çimento, ısıtma-soğutma ve iş makinelerinde büyümeye devam edeceğiz. Bu 4 sektör bizim temel yatırım alanımız olacak. Zaten çok fazla sektöre dağılmış durumdayız. Artık, başka sektörlere girmeyi düşünmüyoruz.
Geçtiğimiz yıllarda, bilişim şirketimizi satarak bu sektörden çıktık. Ancak, şimdilik çıkmayı ya da girmeyi düşündüğümüz yeni bir sektör yok.
*Geleceğin Sanko Holding’ini oluştururken satın alma ve birleşmelerle büyüme yapacaksınız mı? Yoksa sadece kendi kaynaklarınızla mı büyüyeceksiniz?
Büyük firmalara teklifler çok gelir. Ancak, bundan sonra yeni satın almalarla ilgilenmiyoruz. Satın alma planımız yok. Daha fazla sektöre dağılmak istemiyoruz.
*Moraliniz bozulmasın diye Reuters ekranını açmıyormuşsunuz. Moralinizi bozan nedir?
Bakıyorum dolar patır patır iniyor. Ben de dayanamayıp ofisimdeki Reuters ekranını kapatıyorum. Doların aşağı gittiğini gördüğüm zaman elimde değil moralim bozuluyor. İş konsantrasyonumu kaybediyorum. Bizim işimiz dolar takip etmek, hisse senedi alıp satmak değil. Doların bu kadar aşağıda kalması reel sektörü, emek yoğun sektörü ciddi biçimde rahatsız ediyor.
*Son günlerde sizi en çok heyecanlandıran proje hangisi oldu?
Beni en çok heyecanlandıran proje Adana’da inşaatı devam eden Yedigöze Barajı. Hemen her hafta Adana’dayım. İlk barajımız olduğu için beni çok heyecanlandırıyor. Ayrıca, yapımını yakinen takip ettiğim ilk enerji projemiz. Türkiye’nin büyük enerji ihtiyacının olduğu yıllarda böyle bir tesisin hayata geçmesi bizi çok heyecanlandırıyor. Baraj, elektrik üretiminin yanında 75 milyon hektarı da sulayacak.
“Tekstilden Çıkmayız Kapasite De Artırmayız”
11 Yıllık Plan
Tekstilin kârlılığı az, ama dededen geldiği için bu sektörden çıkmayız. Küçülmüyoruz, ama kapasiteyi de büyütmüyoruz. Bu alanda, sadece daha yeni ve kaliteli ürün için teknoloji yatırımı yapıyoruz. Biz, 1997’de tekstilin bu duruma geleceğini öngördüğümüz için o günlerden hazırlıklı davrandık. O dönem fuarları gezdiğimizde Portekiz’de tesislerin kapandığını gördük. 1997’den sonra da sadece bir sektörde olmamaya karar verdik. Sonuçta, aynı sepette yumurtaları toplamayalım deyip, 11 sektöre dağıldık.
Geleceği Parlak
Bu projemizi de 11 yıl gibi kısa bir sürede hayata geçirdik. Eskiden Sanko’nun işlerinin yüzde 99’u tekstildi. Şu anda grup içinde tekstilin payı yüzde 50’in altına indi. Ancak, Türkiye’de tekstilin geleceğini hala çok parlak görüyorum. Şimdi, krizde gibi gözüküyorsa da daha çok uzun yıllar devam edecek. Çünkü Türkiye’de pamuk, kaliteli mal ve yetişmiş eleman var.
“65 Yaşında Emekli Olacağım”
Büyük bir holdingsiniz. Ama hep ön planda sizi görüyoruz. Grupta ikinci bir yöneticinin ismini bilen sayısı az. Neden böyle bir yapılanmayı tercih ediyorsunuz?
“Son Sözü Ben Söylerim”
Bir ailede herkes ayrı konuşursa, koalisyon hükümetlerine benzersiniz. Koalisyon hükümetleri de ortada, pek başarılı olamıyorlar. Bizim ailede de kim baştaysa, en son sözü o söyler. Sanko’da da en son sözü ben söylerim. Ancak, Sanko’da güçlü bir aile geleneğimiz vardır. 2013 yılında, 65 yaşında emekli olacağım. Benden sonra da işlerin başına oğullarım değil, kardeşim Zeki Konukoğlu geçecek.
“Hayır İşleriyle Uğraşacağım”
İnsanların 65 yaşından sonra tecrübesi artıyor, ama verimliliği düşüyor. 65 yaşına geldiğimde danışman olarak kalıp, bir ağabey olarak şirketlerimizi gezmeyi istiyorum. İşlerden tamamen elimi eteğimi çekeceğim. Ayrıca, hayır işleriyle uğraşmayı planlıyorum. Belki başka hobilerim de olabilir.
“Tekstilde Profesyonelleşmek Oldukça Güç”
Aileden Kimler Var?
Sanko’da aktif olarak yöneticilik yapan aileden 7 kişi var. Bunların ikisi benim oğullarım, diğerleri ise kardeşlerim. Bizde bölüm başkanları vardır. Bu şekilde iş paylaşımı yapıyoruz. Örneğin ben, ağırlık tekstilde olmak üzere işlere genel olarak bakarım. Büyük oğlum Sani, klima yatırımlarımızın başında. Küçük oğlum ise sadece finansmanla ilgileniyor. Kardeşim Zeki ise enerji yatırımlarının başında.
Neden Aile Yönetimde?
Bazı sektörlerde işi tamamen profesyonel yöneticilere bırakmak çok zor oluyor. Örneğin tekstilde tamamen profesyonelleşmek oldukça güç. Profesyonellere bıraktığınızda bir yere kadar gidiyor, sonra da şirket sıkıntıya giriyor. Yanlış kararlar alabiliyorsunuz. Tekstil gibi sektörlerde daha çok fedakarlık yapmak, daha fazla çalışmak gerekiyor. Tekstil gibi emek yoğun sektörlerde işin patron merkezli olması gerektiğini düşünüyorum. Enerji, klima gibi sektörlerde ise tepe yönetimde profesyonel yöneticiler olabilir.
Ayçe Tarcan Aksakal
aaksakal@capital.com.tr
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?