Datateknik Genel Müdürü Mehmet Yolcu, tam bir oyuncak tutkunu. Özellikle tahta oyuncakları çok seviyor. 1.000 adete ulaşan koleksiyonu için lise yıllarından beri oyuncak topluyor. Yolcu, oyuncaklar...
Datateknik Genel Müdürü Mehmet Yolcu, tam bir oyuncak tutkunu. Özellikle tahta oyuncakları çok seviyor. 1.000 adete ulaşan koleksiyonu için lise yıllarından beri oyuncak topluyor. Yolcu, oyuncaklarla stres attığını, yaratıcılığını beslediğini ve çocukluğuna geri döndüğünü söylüyor. “Oyuncak huzur veren bir şey. Yüzde 100 hislere hitap ediyor ve insanı çocukluğuna götürüyor” diye konuşuyor.
Oyuncaklarla herkes gibi çocuklukta tanıştı. Ancak birçok yetişkinin aksine onlara olan ilgisi hiçbir zaman bitmedi. Lise yıllarında biriktirmeye başladığı oyuncaklarına, ilerleyen yıllarda da yeni parçalar eklemeye devam etti. Bugün 1.000 adet oyuncağı var.
Sözünü ettiğimiz kişi, iş dünyasının başarılı profesyonellerinden Datateknik’in genel müdürü Mehmet Yolcu.
Yolcu için oyuncaklarının hayatındaki yeri çok özel. Evinin bir odasını ve pek çok noktasını kapsayan, ofisinde hemen masasının arkasında sıralanan oyuncaklarla hem stres atıyor hem yaratıcılığını besliyor hem de çocukluğuna dönüyor. Özellikle tahta oyuncakları çok seviyor. Ama bunun yanında teneke oyuncaklara, robotlara da ilgi duyuyor. Sanayileşmiş oyuncaklar ise onun dünyasının dışında… “Duygusal zekaya inanan bir insanım. İşle ya da özel hayatla ilgili birçok parametreyi farklı değerlendirebiliyorsunuz. Pek çok şeye daha sevgi ile yaklaşabiliyorsunuz. Oyuncak huzur veren bir şey. Yüzde 100 hislere hitap ediyor ve insanı çocukluğuna götürüyor” diye konuşuyor.
Bu ilgiyi sadece hobi olarak görmenin dışına çıkan Yolcu, sosyal sorunların çözümünü de oyuncakta buluyor. Bunun için çeşitli projeleri de var. Bu projelerden birini şöyle paylaşıyor: “Türkiye’deki hapishanelerde çok insan var. Onlara oralarda eğitimler vererek, kendi oyuncaklarını yapmaları sağlanabilir. Böyle bir projeye ön ayak oldum. Milli Eğitim bulmacalarla ilgili çalışıyor” diyor.
Datateknik Genel Müdürü Mehmet Yolcu, hayatında özel bir yeri olan oyuncak tutkusunu ve koleksiyonunu Capital’e anlattı:
*Tahta ve teneke oyuncak koleksiyonu yapmaya ne zaman ve nasıl karar verdiniz?
En başta tahta oyuncak koleksiyonu yaparak başladım. Tahta oyuncaklara olan ilgim çocukluktan itibaren vardı. Tahtaya dokunmak, onunla uğraşmak çok hoşuma gidiyor. Tahta oyuncaklardan özellikle boyasız ve doğal olanlarını daha çok seviyorum. Çocukluktan beri oyuncakları biriktiriyorum diyebiliriz. Koleksiyonumda çok eski oyuncaklar olduğu gibi çok yeni, son teknoloji ürünü oyuncaklar da var.
*Özellikle hangi oyuncaklara ilgi duyuyorsunuz?
Aslında tüm oyuncaklara ilgi duyuyorum ama yap-boz olanlara ayrı bir ilgi duyuyorum. Zaten yakın arkadaşlarım dünyanın dört bir yanından getirdikleri oyuncaklarla koleksiyonumu destekliyor, bana hediye getiriyorlar.
*Peki oyuncaklarınızla nasıl vakit geçiriyorsunuz?
Tahta bulmacalı oyuncaklar, hem günlük iş yaşantısının getirdiği stresi dağıtıyor hem hayal gücüme yön veriyor. Konsantrasyonumun başka bir yöne kaymasını sağlıyor ve dinlendiriyor. Böylece işin yoğun olduğu anlarda, kendime bir alan yaratmış oluyorum. Zihinsel gücümün de geliştiğini hissediyorum. Özellikle tahta bulmacaları çözerken kendimi iş yerinde bir problem çözer gibi hissediyorum.
*Çocukluğunuzda oyuncaklarınızla nasıl bir ilişkiniz vardı?
Biz iki kardeşiz. Kardeşim oyuncak mucidi diyebilirim. Çok enteresan buluşları vardır. Enerji ve basınçla çalışan bir arabası var. Ben böyle bir evin içinde büyüdüm. Yaratıcılık oldukça yüksekti. Bazıları oyuncaklarımı görünce çocukluğumda oyuncuklarımın olmadığını düşünüyor. Ama öyle değil. Oyuncaklar bende farklı duygular yaratıyor. Bir kere oyuncak almak büyük bir mutluluk. Oyuncak biriktirmeye ise lise yıllarında hediye olarak tahta bulmaca alınca başladım.
*Oynamaktan en çok zevk aldığınız oyuncak hangisi?
Ben en çok tahta yap-bozlarla oynamayı seviyorum. Teneke koleksiyonuna yeni başladım. Teneke oyuncaklar çok enteresan. Aslında tahta ile tamamen zıt bir oyuncak. Tahtaya dokunmak, onunla oynamak çok daha yumuşak bir his verirken tenekeyle oynamak çok daha sert. Teneke oyuncakları işlemek de çok zor. Bu nedenle artık üretilmiyor. Bir dönemin oyuncaklarıydı. Onları ancak toplayabilirsiniz. Bu da benim hoşuma gidiyor. Ben tahta oyuncakta da hareket edebileni seviyorum. Eski tip oyuncaklarla oynarken geçmişe gidiyorum. Şimdi oyuncaklar sanayileşmiş durumda. Sanayileşmiş oyuncaklardansa el sanatının yoğun olduğu oyuncaklarla ilgilenmeyi tercih ediyorum. Oymacılık yapmaya çalışıyorum. Benim de 3 tane oyma takımım var ama süper ürünler çıkartamadım. İlk olarak tahtadan kaşık yaptım. Sonra çok zor bir iş olduğunu gördüm. Ciddi vakit alan bir iş. Belki emekliliğimde daha fazla vakit ayırabilirim. Bir yazlığımız var, orası bu iş için çok uygun.
*Peki sadece tahta ve teneke oyuncaklar mı biriktireceksiniz?
Yeni bir alana geçiyorum. En son Kore ziyaretimde güneş enerjisi ile çalışan, kişinin kendisinin yapabildiği cihazlara merak saldım. Farklı zamanlarda, farklı serilere ilgi duyuyorum. Bu cihazlar araba, uçak veya helikopter olabiliyor. Mesela güneş enerjisiyle çalışan arabam var. Bu tip oyuncaklar bilimsel oyuncaklar serisine giriyor. Bir arkadaşıma bunu iş olarak önerdim. Bu oyuncakları Türkiye’ye ithal etmesi için. Bizim de Mersa Sistem diye bir şirketimiz var. Onlara da teklif ettim. Yurtdışında BT mağazalarında bu tip oyuncaklar satılır hale geldi. Orada pazar çok ciddi şekilde büyüdü.
*Ofisinizde de oyuncaklarınıza yer veriyor musunuz?
Evet, işteki odamda da oyuncak var. İş arkadaşlarım stresli olup olmadığımı oyuncaklarımla oynamaya başladığımda anlıyor. Eğer odaklanmış bir şekilde küp bulmaca çözüyorsam, “Tamam Mehmet Bey stresli” diyorlar. Randevu almak için de “Mehmet Bey size oyuncak aldık, geliyoruz” diyorlar. Ben de hemen randevuyu veriyorum. Oyuncakları tasarlayıp üretenleri çok takdir ediyorum. Biz de Exper’e ürün yapıyoruz ve biliyoruz. Bir ürün üretirken çok emek harcıyoruz. Basit bir oyuncak arabada bile o kadar çok emek var ki… Oyuncak deyip geçilmemesi lazım. Benim hassas bir kişiliğim de var. Aynı zamanda oyuncaklarla oynarken kafama takılmış bir problemim için çözüm de bulabiliyorum. İnsan beyni bir probleme odaklanınca bir şeye takılı kalıyor. Bir şekilde ondan çıkmanız, kafanızı farklı şekilde çalıştırmanız, o problemden uzaklaşmanız lazım. Kendinizi soyutladığınızda beyin daha rahat çalışmaya başlıyor.
*Oyuncaklarla ile ilgili bundan sonraki planlarınız nedir?
Oyuncak, bende tiryakilik gibi oldu. Ben de olmayan bir oyuncağı gördüğümde onu muhakkak alıyorum. Bu hobim devam edecek. Tahta, tenekeden sonra robotlara merak saldım. Dikkatimi çeken motorlu oyuncak arabalar var, benzinle çalışıyor, 75-80 kilometre hızla gidiyor. Ayağınıza çarpsa kırar. Türkiye’de de bir grup, bu oyuncakları yeni getirmeye başladı. Biraz daha gençler için ama tabii çocukların dikkatini çekmemesi mümkün değil. Amerika, Çin, İngiltere, Fransa, Tayvan gibi ülkelere gittim. Her kültürde farklı oyuncakların olduğunu gördüm. Oyuncaklar da türküler gibi. Bölgelere göre bile değişebilir. En çok yapmak istediğim şey eski oyuncakları bulabilmek. Mardin’de müzeleri gezerken M.Ö 3.000 yılına ait oyuncakların olduğunu gördüm. Çok ilgimi çekti. Bu oyuncakları bulmak istiyorum. Çocuklarına önem veren ülkeler gelişecek. Biz de eğitim için farklı öneriler getirdik. Milli Eğitim Bakanlığına bilgisayar hediye ediyoruz. Sanat okullarının imkanları var. Orada ağaç işleri bölümleri var. Öğrenciler aynı zamanda para da kazanabilir. Türkiye’deki hapishanelerde çok insan var. Onlara oralarda eğitimler vererek, kendi oyuncaklarını yapmaları sağlanabilir. Böyle bir projeye ön ayak oldum. Milli Eğitim bulmacalarla ilgili çalışıyor.
“1.000 Adet Oyuncağım Var”
Oyuncak Huzur Veriyor
Duygusal zekaya inanan bir insanım. İşle ya da özel hayatla ilgili birçok parametreyi farklı değerlendirebiliyorsunuz. Birçok şeye daha sevgiyle yaklaşabiliyorsunuz. Oyuncak huzur veren bir şey.
İnovasyona Katkısı Var
Yüzde 100 hislere hitap ediyor ve insanı çocukluğuna götürüyor. Zaten çocuk kadar sevimli bir şey var mı dünyada? Çocuk denilince akla yaratıcılık da geliyor. Oyuncakla ilgilenmenin inovasyona doğrudan katkısı var. Ben de olaylara farklı çözümler sunabilen bir yapıdayım. Farklı sektörler için bile bana danışırlar.
Bazen Bir Hafta Uğraşırım
Ben iş yerinde problemleri çözerken de detaylara inerim, çözüme adım adım ilerlerim. Tahta bulmacaları çözmek için bazen bir hafta uğraştığımı biliyorum. Bu oyuncakların nasıl yapıldığını da düşünüyorum. Hatta yeni oyuncak fikirleri ürettiğim oluyor.
Tahta Oyuncak Yaptım
Daha inovatif ürünler ortaya çıkarmaya çalışıyorum. Bir zamanlar tahta oyuncaklar da yaptım. Ama şimdi bunun için zamanım yok. Bazen iş hayatının yoğunluğuna o kadar kapılıyorum ki oyuncaklarımı unutuyorum. Bir kez onların arasına girince de iş hayatından tamamen kopabiliyorum. Bin adet oyuncağım var.
“Artık Oyuncakçılar Beni Tanıyor”
* Oyuncaklarınıza ne kadar sürenizi ayırabiliyorsunuz?
Açıkçası çok fazla zaman ayıramıyorum. Genellikle toplantılarımızı alışveriş merkezlerinde yapmayı tercih ediyoruz. Toplantıya giderken ve gelirken kendimi oyuncakçılarda buluyorum. Bazen elim kolum oyuncak poşetleriyle dolu çıkıyorum. Özellikle bazı alışveriş merkezlerinde oyuncakçılar artık beni tanıyor. Belli noktalarım var. Kanyon ve Akmerkez gibi alışveriş merkezlerinde benim için oyuncak ayırıyorlar. Yurtdışına çıktığımızda da toplantıya giderken oyuncak mağazalarına uğruyorum.
“Benim Kadar Oyuncakları Sevmiyorlar”
Eşim Şikayetçi
Oyuncaklar, salonda kalabalık yapıyor. Eşim bu durumdan biraz şikayetçi oluyor. Mecburen bir odada, kapalı şekilde duruyorlar. Ben de arada bir görebiliyorum.
Büyük Eve İhtiyaç Var
Belki biraz daha göz önünde olsa daha çok vaktimi onlarla geçirirdim. Biraz da imkan meselesi. Oyuncaklarım için daha büyük bir ev lazım.
Kızlarım Memnun Değil
Çocuklarım da benim oyuncaklarımla büyüdü. Ama şimdi annelerinden biraz etkileniyorlar. Kızlarım bazen, “Anne, babam yine oyuncak almış” diye beni şikayet edebiliyor. Çocuklar da çok memnun değil.
Farklı Bir Aileyiz
Yani normal bir aileden biraz daha farklıyız. Bazen beni oyuncak alırken engelleyebiliyorlar. Bizim zamanımızda, oyuncak alındığında çok sevinirdik ama şimdiki nesil böyle değil. Benim kadar oyuncakları sevmiyorlar.
Hande Yavuz
hyavuz@capital.com.tr
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?