Ülker Grubu Satın Almaya Devam Edecek mi?

Ülker grubundaki 65 şirketin stratejileri Yıldız Holding tarafından belirleniyor. Grubun iç ve dış pazarlardaki hedeflerine uygun olacak hamleler neyse Yıldız Holding de buna uygun şirket alım ve satımlarını yapıyor. Şirketin güçlü ve zayıf yönlerini yönetip dengeliyor. Bir nevi portföy yönetim şirketi olduklarını belirten Yıldız Holding CFO’su Atilla Kurama, “Hem yurtiçi hem yurtdışı için bir portföyümüz var. Portföy içinde boşluklar olursa, satın almalara gideriz. Ama şu anda portföyümüz, özellikle yurtiçinde istediğimiz seviyede. Yine de önümüzdeki yıllarda ne olacağını piyasa şartları belirleyecek” diyor.

Yıldız Holding, Ülker Grubu’nun çatı şirketi… Bünyesindeki 65 şirket, toplam 9,1 milyar dolarlık ciroya sahip. Dünyanın 9 ülkesinde 8 şirketle yatırımı var. Aslına bakılırsa, Yıldız Holding’in adı Godiva’nın satışına kadar çok fazla telaffuz edilmiyordu. Godiva haberlerinin manşetleri süslediği günlerde ise tüm dikkatler alıcı konumunda bulunan Yıldız Holding’e ve holdingin en fazla ön plana çıkan yöneticisi Atilla Kurama’ya yöneldi. Tüm basın satın alma işleminin perde arkasını öğrenmek için onun peşindeydi.

Bugün kartvizitinde Yıldız Holding CFO’su yazan Atilla Kurama, holdingle ilgili en önemli işlere imza atan birkaç kişiden biri. Türkiye’nin en önemli holdingleri arasında yerini alan Yıldız Holding’de şirket alım ve satımlarında aktif görev alıyor.

Holding bünyesinde yer alan gruplara hizmet verdiğini belirten Kurama, “Holding bizim için portföy yönetim şirketi. Amacımız portföyümüzdeki yatırımları maksimum gelir elde edebilecek bir yapıya dönüştürmek. Bu içimizdeki mevcut şirketleri kullanarak ya da imkan varsa şirket satın almalarla da yapılabilir” diye konuşuyor.

Son zamanlarda Yıldız Holding’in şirket satın almaya meraklı olduğu yönünde bir izlenim oluştuğuna değinen Atilla Kurama, bu durumun da doğru olmadığını söylüyor. “Başka şirket satın almak için iş yapan bir şirket değiliz. Büyümemizin yüzde 90’ı organik yollardan geliyor” dedikten sonra da şöyle devam ediyor:

“Bizim belli bir marka ve ürün portföyümüz var. Bunun içinde bazı eksiklikler olabiliyor. Bu eksiklikleri tamamlamak için o günün şartlarına göre karşımıza çıkan fırsatları değerlendiriyoruz. Şu anda portföyümüz, özellikle yurtiçinde istediğimiz seviyede. Yine de önümüzdeki yıllarda ne olacağını piyasa şartları belirleyecek.”

Yıldız Holding CFO’su Atilla Kurama ile Yıldız Holding’i ve holdingin yeni rotasını konuştuk.

- Yıldız Holding hangi amaçla kuruldu, faaliyet alanı nedir?
Ben 7 yıldır Ülker Grubu’nda çalışıyorum. Yıldız Holding’e 2 yıl önce genel müdür olarak geldiğimde Murat Bey’e “Yıldız Holding ne işe yarar” diye sordum. O da bana “Yıldız Holding bir portföy yönetim şirketi” dedi. 

Portföy yönetiminde bir takım aktifler vardır, bu aktiflerin zaman içinde değerlendirilerek maksimum getiriyi sağlaması hedeflenir. Genelde bu, şirketler için düşünülür. Ama gelinen noktada şirketler de, finansal ürünleri kullanarak, kendi içlerinde değerlendirmeler yapar. Yıldız Holding’in yaptığı da portföyündeki yatırımlarını, temel finansal teknik ve araçları kullanarak, yatırımcıları için maksimum gelir elde edebilecek bir yapıya dönüştürmek. Bu içimizdeki mevcut şirketleri kullanarak ya da imkan varsa şirket satın alımlarıyla da yapılabilir.

- Ülker Şirketler Grubu, ne zaman Yıldız Holding çatısı altına girdi?
Ülker 64 yıllık bir şirket. Bugüne kadar şirket değişik aşamalardan geçti. İlk kuruluş yıllarında ithal etme imkanı olmadığı için birçok hammaddeyi kendisi üretti. Bu durum yatay büyümeyi getirdi.

1990’larda bir gıda şirketi olarak benzer alanlara girdi ve büyüdü. 1990’lardan sonra Türkiye dünyaya açık bir ülke haline geldi. Yurtdışından hammaddeye ulaşmak kolaylaştı. Ülker, 2000 yılından itibaren global bir şirket olmak için adımlar atmaya başladı. Bu da değişik ihtiyaçları, değişik yapıları gerektirdi.

Yapılması gereken işi daha basit ve verimli bir organizasyonla yürütmek, global bir şirket olmanın gerektirdiği karmaşaya çare bulmaktı. Dolayısıyla, bazı şeyleri birleştirecek, belli bir noktadan görebilecek bir çatı şirkete ihtiyaç duyuldu. İşte o noktada Yıldız Holding ortaya çıktı. Yıldız Holding çatısı altında 4 ana iş kolu var. Yıldız Holding, bunlara hem çatı şirket olarak hizmet veriyor hem şirketlerin gelişmesini sağlayacak alternatifler bulmaya çalışıyor. Bizim yaptığımız kısaca bu.

- Yıldız Holding çatısı altında kaç şirket var?
Toplam 65 şirket var. Biz bunları 4 başlık altında topluyoruz. Birincisi “Ülker Grubu” dediğimiz Ali Ülker’in grup başkanı olduğu şirketler. İkincisi başkanlığını Mehmet Tütüncü’nün yaptığı gıda grubu. Diğeri Cahit Paksoy yönetimindeki ambalaj ve teknoloji grubu.

Ayrıca ortaklıklarımız ve iştiraklerimizden oluşan şirketler de var. Bu grup bazı şirketler için bir kuvöz gibi. O şirketler burada büyür, ana şirketlerin parçası olabilirler. Biz bunu geleceğe yönelik yatırım olarak görüyoruz. Bir kısmının da değişen şartlara göre daha verimli olabilecekleri ellerde kullanılmasını sağlamaya çalışıyoruz.

- Son zamanlarda Yıldız Holding’in odaklandığı sektörlerde bir değişiklik oldu mu?
Yaptığımız işi sınırlamayı seven bir şirketiz. Markalı gıda ürünleri üretiyoruz. Ana işimiz bu. Dünyada şu anda gıda şirketleri kendi ana konularına odaklanıyor. Biz de Türkiye sınırları içinde ve dışındaki müşterilerimize daha iyi hizmet etmeye odaklanıyoruz.

- Global olma yolunda neredesiniz?
Şu anda dünyanın en büyük 17’nci gıda şirketiyiz. Dünyada rekabet avantajı sağlamak için ölçek ekonomisi ve bir bütünlük şart. Bizim istediğimiz nokta bunu yakalamak.

Bunun için Türkiye sınırları dışına çıkmak gerekiyor. Godiva bu konuda iyi bir adım, ama tek adımımız değil. Toplam 8 ülkede üretim yapıyoruz. Dünya sıralamasındaki yerimizi daha yukarılara taşımayı ümit ediyoruz.

- Gelirlerinizin ne kadarı yurtdışından?
Toplam yurtdışı gelirlerimiz Godiva’sız 550 milyon dolar civarında. Bu rakam Godiva ile birlikte yıl sonunda en az 2’ye katlanır.

- Satın alma ve ortaklık için yılda kaç teklif alıyorsunuz?
Söylemesi zor. Biz fırsatçı bir şirket değiliz. Bir şirketi satın alabilmemiz için o şirketin stratejimize uygun olması, portföyümüzde o alanla ilgili bir eksik olması lazım. Yaptığımız işler hep bir stratejiye dahil. Yoksa fırsatlar peşinde, çabuk para kazanma peşinde değiliz.

Şirket satın alma stratejimiz yok. Başka şirketi satın almak için iş yapan bir şirket değiliz. Büyümemizin yüzde 90’ı organik yollardan geliyor. Ama bazen bir işi satın almak beklemekten daha cazip olabiliyor. Böyle şeyler çıktığı zaman bunları değerlendiriyoruz.

Bizim belli bir marka ve ürün portföyümüz var. Bunun içinde bazı eksiklikler olabiliyor. Bu eksiklikleri tamamlamak için o günün şartlarına göre karşımıza çıkan fırsatları değerlendiriyoruz. Ama özellikle şu aşamada, “Şirketleri alalım” demiyoruz. Bunlar daha çok private equity dediğimiz fonları ilgilendiren işler. Biz o tür işlerde değiliz.

- Portföyünüzdeki eksiklikler neler?
Şu şartlarda yok, olsaydı alırdık. Önümüzdeki günlerde farklı bir şey çıkarsa o günün şartlarına göre değerlendiririz.

- Geçtiğimiz yıl ne kadar büyüdünüz?
Geçtiğimiz yıl hedeflenen büyümenin de üstünde yüzde 20’lik bir artışla 9,1 milyar dolar ciro elde ettik. Gelirlerimizde yüzde 20’lik bir büyüme kaydettik. Kârımız da yüzde 51 artarak 530 milyon dolar civarında gerçekleşti. Bu bizim yaptığımız işler için doğru bir kârlılık. Bunlar güzel rakamlar. Ama ileride daha iyi olmasını bekliyoruz.

- Bu yıl için planladığınız büyüme rakamları neler?
Beklediğimiz büyüme devam ediyor ama her şey ikinci yarıda belli olacak. Bütün sektörlerimizde 2 haneli rakamlarda büyümeyi hedefliyoruz. Görünüşe göre bu yıl da ciro bazında 10 milyar doları bulacağız ya da geçeceğiz.

- Yapılan satın almalar bu yıla nasıl yansıyacak?
Şu anda cirolara ciddi bir etkisi olmayacak. Geçen yılki en büyük satın alım Godiva. Godiva’nın satışlarımızı etkilemesi de mart ayı sonunda belli oldu. Godiva’nın geçtiğimiz yılki cirosuna bakarsak yaklaşık 500 milyon dolar. Bunun bizim cirolarımıza konsolide edildiği miktarda katkısı olacak.

Godıva Ülker’e Neler Katacak?

Büyümemizin Yüzde 90’ı Organik
Bu satın almanın stratejik değerine bakmak lazım. Bazen sohbetlerde arkadaşlar, “Ülker Grubu, şirket satın almaya meraklı gibi görünüyor” diyor. Halbuki bizim büyümemizin yüzde 90’ı organik büyüme.

Murat Ülker Nasıl Karar Alır?
Bankacılık kariyerimde her yıl ya bir banka aldık ya bir banka sattık. Onun için satın almaların şirket organizasyonuna getirdiği yükleri bilen biri olarak hep dikkatliyimdir. Murat Bey, benden çok daha dikkatli. Hiçbir konuyu uzun süre değerlendirmeden, herkesin görüşünü almadan, karar vermez.

Gıdada Dünya Çapında Olacağız
Godiva işi, uzun bir düşünce mekanizmasının, piyasada oluşan fırsatları değerlendirmesiyle gerçekleşti. Biz 2000 yılından itibaren Türkiye sınırlarının ötesinde global bir şirket olma yolunda ilerliyoruz. Markalı gıda işinde dünya çapında iş yapmak istiyoruz.

Hacimli İşleri Seviyoruz
Bir de sanayicilik geçmişimizden dolayı hacimli işler yapmayı seviyoruz. Godiva dünyada belirli bir hacimde olup da “super premium” segmentinde iş yapan tek şirket. Biz de kitleye üretim yapan segment içindeyiz. Her ikisinin birbirinden öğreneceği çok şey var diye düşünüyoruz.

Godiva Kendi Başına Büyüyecek
Godiva’nın özellikle üretim, Ar-Ge ve tedarik konusunda bizden faydalanacağı birtakım şeyler var. Stratejimiz doğrultusunda Godiva kendi başına bir iş olarak büyümeye devam edecek. Godiva CEO’su Jim Goldman’ın Murat Ülker’e söz verdiği gibi 1 milyar dolarlık bir şirket olacak.

“Emtia Ve Perakendeye  Uzak Duruyoruz”

- Yeni sektörlere girme kararını nasıl alıyorsunuz?
Ülker ve Yıldız Holding, yatırım kararlarında o günün şartlarına göre hareket ediyor. Godiva’yı dünya şartlarına göre değerlendirdik. Ama iş bittikten sonra Murat Ülker, bana 2003 yılında yapılmış bir araştırma gösterdi. Ülker’de yapılan işlerin arkasında uzun süreli değerlendirmeler var. Güzel bir atasözü vardır: “Şans hazır olana güler.” Eğer siz hazırsanız bu şanstan istifade edersiniz. Bizdeki işler bir parça böyle.

Dünyadaki genel trendleri takip etmeyi severiz. Bunlara göre potansiyel alanları çıkarırız. Hem yurtiçi hem yurtdışı için bir portföyümüz var. Portföy içinde boşluklar olursa, kendi içimizde tamamlamayı düşünürüz.

Kısa vadede tamamlayamayacağımızı ve piyasada benzer bir alternatif olduğunu düşünürsek satın almalara gideriz. Ama şu anda portföyümüz özellikle yurtiçinde istediğimiz seviyede. Yine de önümüzdeki yıllarda ne olacağını piyasa şartları belirleyecek. Biz genel büyüme trendlerine göre arzu ettiğimiz noktadayız. Bu şekilde de devam edeceğini düşünüyorum.

- Peki şansın size gülmesi için özellikle hangi sektörlerde hazırsınız?
Gıda sektöründe markalı işlerde. Çünkü biz en önemli aktiflerimizden birinin markamız olduğunu düşünüyoruz. Uzak durduğumuz noktalar emtia ürünleriyle, perakende sektörü. Ama tüketiciye yakın olan sektörlerde hızlı tüketim ürünlerine sıcak bakıyoruz.

Bir Telefonla Ülker’e Katıldı
Boğaziçi Üniversitesi’nde işletme, yurtdışında finans okudum. Kariyerime bankacılıkta başladım. 18 yıl bankacılık yaptım. UBS, Swiss Bank, National Commercial Bank gibi dünyanın büyük bankalarında üst düzey görevler aldım. 2001 yılında seyahat esnasında bir arkadaşımdan telefon aldım, İstanbul’a geldim.

O ziyaretimde Murat Ülker’le yemek yedik. Türkiye’de bankacılık şartlarını konuştuk. Benden sektöre dair değerlendirme istedi. Ben anlattım. “Peki bugünlerde banka satın almak nasıl olur?” diye sordu. “Bana zor görünüyor” dedim.

Bu görüşmeden 2 ay sonra Murat Bey telefon etti. Kendisiyle eski günlerden, üniversite yıllarından tanışıklığımız vardır. “Hayırlı olsun Sabri Bey banka satın aldı. Gel, ne yapabiliriz?” dedi. Murat Ülker davet ettiği zaman hayır demezsiniz. Biz de bu davete icabet ettik. 2006 yılına kadar Family Finans’ın genel müdürlüğünü yaptım. Onu bir parça büyüttük, sonra Türkiye Finans Katılım Bankası olmasını sağladık. En sonunda Yıldız Holding içerisinde çalışmaya başladım. Yıldız Holding’de çalışmaya başlayalı 2 yıl oldu.

Nilüfer Gözütok
ngozutok@capital.com.tr