“Yeni Güç” Nereden Geliyor?

Yakın zamana kadar “lider” denince akla “otorite” gelirdi. Otorite, dünyanın en güçlü liderlerinin de öne çıkan ortak özelliğiydi. Bu liderler, bir imparator havasıyla şirketlerini yönetirdi. Ama “...

1.09.2008 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

Yakın zamana kadar “lider” denince akla “otorite” gelirdi. Otorite, dünyanın en güçlü liderlerinin de öne çıkan ortak özelliğiydi. Bu liderler, bir imparator havasıyla şirketlerini yönetirdi. Ama “gücün” tanımının değişmesiyle birlikte “imparatorluk” devri de kapandı. Yeni dönemde ilişki ağını yönetme yetisi, yenilikçilik ve etkileyicilik devreye girdi. Risk ve sorumluluk alma ile değişimi anlama ve yönetme, yeni liderlerin öne çıkan özelliklerinden. Apple’ın CEO’su Steve Jobs, Wal Mart CEO’su Lee Scott, Google’ın kurucuları Larry Page ve Sergey Brin gibi dünyanın en güçlü isimleri de bu özelliklerden iyi bir karışım yapanlardan çıktı. Capital, “güçteki” bu değişimi dikkate alarak uzmanların desteğiyle “Türkiye’nin En Güçlü 30 İnsanı” seçti. Sıralamaya Mustafa Koç, Güler Sabancı, Murat Ülker, Ferit Şahenk gibi Türkiye’nin öne çıkan iş insanları girdi.

“Kendi oyununu kendi kuruyor ve sonra da kazanıyor. Etrafındakilere yetenekli olduğunu kanıtlıyor, hedeflerine uygun hareket ediyor. Yani parlayan, başkalarını mıknatıs gibi etrafına çekebilen birinden bahsediyorum.”

Dünyanın en ünlü yönetim uzmanlarından ve “Liderliğin Doğası-The Nature of Leadership” adlı kitabın yazarı Joseph White, yeni güçlü lideri böyle tanımlıyor. White, Steve Jobs’u işaret ederek “İşte dünyanın en güçlü lideri o” diyor.

Jobs, son 30 yılda pek çok kez teknolojinin yönünü değiştirdi. 1984’te Macintosh’la bir devrim gerçekleştirdi. 1997’de Apple II ile PC’nin tahtını salladı. 2000’lerde yarattığı iPod’la devleşti. Yani bugünün en güçlü liderleri arasında gösterilen Jobs, bu güce, tüm dünyayı etkisi altına alan yenilikçi uygulamalarıyla sahip oldu.

Oysa güç, tarih boyunca otoriter liderlerin elindeydi. Amerikalı iş insanlarının otorite kabul ettiği tek kişi General Electric’in efsane CEO’su Jack Welch idi. Ancak, GE’den ayrılması istendi. Bu da bir anlamda otoriter liderin sonunu işaret ediyordu. Peter Fisk, “Çünkü, Welch, sadece makine gibi çalışıyordu, maliyetleri azaltmaya çalışıyordu. İnsanlar bunu unuttu” diye değerlendiriyor.

Joseph White’a göre en büyük değişim de dünyada “saf” otoritenin gücünü yitirmesiyle gerçekleşti. Etki, gücün yerini aldı. Yönetim uzmanı Kenneth Blanchars da White’la aynı görüşte. Blanchars, iş adamlarının güce ulaşmaları için otoriter değil, etkin olmaları gerektiğini savunuyor. “Anahtar element, sahip oldukları vizyon ve değerleri, liderlik ettikleri kişilere geçirme yetenekleri olacak” diyor.

hed

Dünyada gücü eline alan bu yeni tip işadamları arasında ise Jobs’un yanı sıra Google’ın kurucuları Larry Page ve Sergey Brin, P&G’nin başkanı A.G. Lafley ve perakendeciliğin yönünü değiştiren Wal Mart CEO’su Lee Scott gösteriliyor.

İmparator Devri Kapandı
Dünyanın önde gelen yönetim ve liderlik gurusu Rosabeth MossKanter, “Hedef belirleyen, değer koyan ve çevresindekileri etkileyebilen insanlar güçlü olabilir” diyerek “güçlü iş insanı” tanımında pek çok yönetim uzmanıyla birleşiyor. Michigan Üniversitesi’nden Prof. Dave Ulrich ise bu özelliklere toplumun sesini dinleyebilmeyi, tüm iş ortaklarının beklentilerine cevap verebilmeyi ve ilişki yönetimini iyi yürütebilmeyi ekliyor.

Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi Direktörü Dr. Cüneyt Evirgen ise etkileyici olmanın dışında lidere güç katan diğer özellikleri şöyle sıralıyor:

“Paniklemeden kriz yönetebilmek, ekibini vizyonu etrafında toplayabilmek, karizmatik, özgüveni yüksek olmak ve büyük resmi görebilmek güç sağlar.” Evirgen de Ulrich gibi ilişki yönetimi iyi, çok etkili bir ilişkiler ağına sahip olan, risk ve sorumluluk alabilen, değişimi anlayan ve değişimi yönetebilenlerin çok daha güçlü olduğunu düşünüyor. Evirgen, bu özelliklere sahip liderlere Mustafa Koç, Güler Sabancı ve Ferit Şahenk’i örnek gösteriyor.

Amerikalı liderlik ve duygusal zeka koçu Susan Dunn da ilişki ağının gücü konusunda Ulrich ve Evirgen’le hemfikir. Dunn, “Biz artık ilişkiler dünyasında yaşıyoruz. Dünyanın en güçlü iş insanları bunun öncüleri. İlişki ağının derinliği bireyleri pozitif etkiliyor. İmparator yönetici anlayışı, devrini tamamladı. Liderler, bugün birçok rolü dengede tutmaya çalışıp birden fazla seyirciyle yüzleşmek durumunda” diyor.

Ayrıca çalışanlarına işlerini yapma konusunda ilham verebildiklerini, geleceği görebildiklerini, geçmişe önem verdiklerini ve analiz yaparak karmaşık durumların üstesinden geldiklerini dile getiriyor.

Değişimin Ayak Sesleri
Dünyada yaşanan bu gelişmeler, Türkiye’de de güç dengelerini değiştirmeye başladı. Türkiye’nin en büyük holdinglerinin 2’nci, 3’üncü kuşak patronları, bugün ilk kuşaktan çok farklı bir lider profili sergiliyor. Ortak özellikleri, sadece başarılı şirketler yaratmaları değil, hızlı, açık, şeffaf, risk alabilen ve paylaşımcı yönetim tarzını benimsemeleri. Her biri sorumlu, kararlı ve etkileyici. Emretmek yerine, kendilerini tüm paydaşlarına kabul ettirerek güçlerini pekiştiriyorlar.

Capital gelenekselleşen “İş Dünyasının En Güçlüleri” araştırmasında, bu yıl da Türkiye’nin en güçlü iş insanlarını, uzmanlardan aldığı görüşler ışığında yeniden bir araya getirdi.

Türkiye’nin en güçlü 30 iş insanı listesinde, en önemli değişiklik zirvede yaşandı. Yıllardır bir numarada yer alan Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç, yerini oğlu Mustafa Koç’a bıraktı. 2003’te grubun başına geçen Mustafa Koç, bu yükselişi, hızlı ve odaklı büyüme stratejisini başarıyla uygulamasına ve şirketini dünya devleri arasına sokmasına borçlu. Attığı stratejik adımlarla şirketini 39,5 milyar dolar ciroya taşıyan Koç, en yakın takipçisine yaklaşık 20 milyar dolar fark attı.

Listedeki diğer bir önemli çıkış Ülker Grubu’nun kaptanı Murat Ülker’den geldi. Godiva satın almasıyla hemen hemen her sektörden iş insanına örnek olan Ülker, global oyuncu olma kararlılığını bu satın almayla kanıtladı. Türkiye’nin en güçlü 8’inci iş insanı oldu.

Listenin tek yeni ismi ise Çalık Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Çalık. Ahmet Çalık, her zaman Türk iş dünyasının önemli isimlerinden biri oldu, ancak birkaç yıl öncesine kadar adından çok söz edilen bir iş adamı değildi. 2008’de tek kalemde 1,1 milyar dolar ödeyip Sabah ve atv’yi satın aldı. Bu satın alma onu, Türkiye’nin en etkili medya gruplarından birinin sahibi yaptı. Listemize 15’inci sıradan giren Çalık, 26 yıldır iş hayatında. Sahibi olduğu Çalık Holding’le milyar dolarlık ciroyu yönetiyor.

Geleceğin Güçlüleri
Bugünün liderleri, güçlerini, şirketlerinin büyüklüklerinden, zenginliklerinden, ilişki ağlarından, başarı öykülerinden ve etki güçlerinden alıyor. Bunlar, girdikleri her pazarda genellikle liderliğe oynuyor. İşlerinde elde ettikleri finansal başarılar onları, güç listesinin zirvesine yerleştiriyor.

Peki bu özelliklere sahip olan liderler, gelecekte de etkinliklerini koruyabilecek mi? Management Centre Türkiye Genel Müdürü Tanyer Sönmezer, geleceğin güçlü liderleri kim olacak sorusuna farklı bir yaklaşım getiriyor. Geleceğin güçlülerinin, hareket etmeden hareket ettirebilen liderler arasından çıkacağını düşünüyor. Sönmezer, “Bu liderleri, çok fazla ön planda görmeyeceğiz. Gerektiğinde devreye girip gerektiğinde devreden çıkacaklar” diyor ve onların çok daha güçlü liderler olacaklarını belirtiyor.

Ayrıca Sönmezer, geleceğin güçlülerinin helikopter gibi hareket edeceğini söyleyerek, “Yükseldikten sonra gücünü en çok kullanması gereken yere inip oradaki sorunu çözecek. Sonra tekrar helikopter gibi yukarı çıkıp büyük resmi görebilecek” diyor.

Stratejik markalaşma konusunda dünyanın en önemli şirketi olan Venture Republic’in CEO’su Martin Roll, yaratıcı, inovatif ve kurumsal sosyal sorumluluğa önem veren liderlerin gelecekte çok daha güçlü olacağını savunuyor. Roll, “Bence Lego’nun CEO’su Jorgen Vig Knudstrup, global sahnede gücünü çok iyi ortaya koyacak” diye konuşuyor.

Yönetim danışmanı Salim Kadıbeşegil ise geleceğin güçlü liderlerinin, geleceğin toplumunun kültür ve değerlerini bugünden okuyabilen, bunları yönettiği kurumun değişim stratejilerine adım adım aktarabilenler arasından çıkacağını düşünüyor.

Güçlüler Nereden Çıkacak?
Dünyada ve Türkiye’de, güçlü iş insanlarının faaliyet gösterdikleri sektörlere bakıldığında enerji, perakende, medya, finans ve teknolojiyi alanlarının öne çıktığı görülüyor.

Küresel ısınma ve enerji kaynaklarında yaşanan sıkıntı, farklı sektörlerden iş adamlarını enerjiye çekti. İşte bu nedenle dünyanın en güçlü ilk 10 şirketinin yarısı enerji sektöründen. Enerjiyi elinde tutan ülkeler, tüm dünyaya kafa tutuyor. Bu durum enerjiyi her zaman güç veren sektör konumuna sokuyor. Gelecekte de bu sektörün önemini koruyacağı ve güçlü liderler yaratacağı düşünülüyor.

Bir diğer önemli sektör ise medya. Medya sahipleri, dünyada da Türkiye’de de en itibarlı isimler arasında yer alıyor. Bu yıl Türkiye’nin en güçlü 30 iş insanı arasına ilk kez giren Çalık Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Çalık’ı, listemize taşıyan da atv-Sabah satın alması oldu.

Dünyaca ünlü strateji gurusu Peter Fisk, “Eskiden üretimde güç önemliydi. En önemli güç kaynağı hammaddeye sahip olmaktı. Gelecekte ise hizmet şirketlerinin önemi artacak. Eğitimden, turizme ve perakendeye kadar en güçlüler hizmet sektöründen çıkacak” diyor. Fisk, bugün en güçlü iş insanlarının yönettiği finans sektörünün etkileyiciliğini sürdüreceğini, ama güç sahibi sektör olmayacağını iddia ediyor.

Nerede Hata Yaptılar?

Geçmişte güçlüler arasında gösterilen, ama bugün adı bile anılmayan pek çok lider bulunuyor. Ne oldu da bu liderler güç kaybettiler, yerlerini koruyamadılar?

Adını açıklamak istemeyen bir yönetim danışmanı, “Hayat acımasız, herkes hata yapabiliyor. Hele gelişmekte olan ülkelerde hatalar daha da acımasız şekilde cezalandırılıyor. Örneğin, Erol Aksoy çok güçlüydü. Parlak fikirleri vardı, ama kişisel hataları yüzünden çok güç kaybetti” diyor. Aksoy örneğinde olduğu gibi kişisel hataların yanı sıra yanlış seçimler de güç kaybettiriyor.

Fortune Danışmanlık’tan Ayşen Arıduru, güç kaybeden liderlerin gözlemlediği bir özelliğini şöyle anlatıyor:

“İşler iyi giderken, güçleriyle övünmeye başlıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar başarılı olacaklarını düşünüyorlar. Bu yüzden yeni fırsatları ve geleceği göremeyip körleşiyorlar.” 1970’lerin sonundaki yeni yasal düzenlemelere ayak uyduramayan ve rekabete karşı koyamayan PanAm, TWA ve Eastern Airlines’ın patronları bu şekilde güç kaybedenlere verilen örnekler arasında.

Uzmanlar gücün, şirket başarısına endeksli olduğu durumlarda da liderin güç kaybedeceğini vurguluyor. Bir diğer görüş ise güç kaybedenlerin genellikle bulundukları pozisyondan güç alanlar arasından çıktığı yönünde. Tanyer Sönmezer, bu görüşe şöyle katkı yapıyor:

“Buna en tipik örnek ordudaki generaller. İş hayatında da generallik yapan genel müdürler var. Oradayken güçlü, ama görevden ayrılınca kimse onları görmüyor.”

Şeffaf, açık ve yalın olamadıkları için güç kaybedenler hakkında ise Kadıbeşegil, “Kendi bankasını hortumlayan iş insanları, yükselen kurumsal yönetim dalgasını zamanında göremedi. Bu yüzden bankaları ellerinden gitti” diye konuşuyor. Ayrıca Kaz Dağları’nda, ellerinde yasal altın arama ruhsatları olmasına rağmen büyük itibar kaybedenlerin de toplumda yükselen doğa sevgisini yakalayamadıkları için bu duruma düştüklerini belirtiyor. Kadıbeşegil, Türkiye’nin bir zamanlar güçlü olan liderlerinin, kısa günün kârı anlayışıyla hareket ederek yok olduklarını ifade ediyor.

Ram Charan / Yönetim Ve Strateji Gurusu

Lidere Güç Katan Özellikler

Fazla Hırs Kör Yapar
 Güçlü lider, potansiyeli fark edip şirketinin o hedefe ulaşmasını sağlar. Liderlerin, kendilerini ve başkalarını hedefe yöneltmesi için öncelikle sağlıklı bir ruh haline sahip olması gerekir. Bunun için hırs gerekir. Ama bazen fazla hırs, kör yapabilir. Çok fazla hırs, şirketi kötü durumlara sokabilir, iflasa bile götürür.

Sonuna Kadar Giderler
Güçlü liderlerin, sorunların köküne inebilme ve çözüm bulabilme yetenekleri var. Sorun, onları alt edene kadar sorunu çözmeye çalışırlar. Çok büyük enerjiye sahipler. Organizasyonun önceliklerini, tutarlı şekilde ön planda tutup nerede bir bilgi eksikliği varsa onu araştırırlar. Sorunu çözmek için uygun modeller yaratırlar.

Kendine Güven Önemli
Omuzlarına önemli bir karar yük olarak oturduğunda, kendi iç sesini dinleyebilir. Beyniyle iletişim kurar ve kararlı bir şekilde hareket eder. Sonuç ne olursa olsun onunla başa çıkabileceğini bilir. Bu durum, bazen lideri, aşırı kendine güvenen bir ruh haline soksa da güç için kendine güven çok önemli.

Risk Almaktan Korkmaz
 Bazı liderler beğenilmeye ihtiyaç duyar. Bu yüzden bazen kendilerine ihtiyaç duyanları bile fark etmezler. Performansı düşük insanlara daha fazla tolerans gösterirler. İş ortaklarının kendisini eleştirmesinden korkarlar. Bu nedenle de risk almaktan kaçınırlar. Hedef koyma konusunda korkak davranırlar. İşte bu, gücü de liderliği de bitirir. Eğer lider yanlış yapmaktan korkarsa yapması gereken hiçbir görevi yerine getirememiş olur.

Ne İyimser Ne Kötümser
 Güçlü lider, ne iyimser ne kötümser olmalı. Gerçekçilik, iyimser ve kötümser düşüncelerin ortasında yer alır. Bu da know how kullanımını etkiler. İyimserler, bir hedef doğrultusunda çalışanlarının başarılı olacaklarına inanır. Kötümserler ise riske girebilecekleri hiçbir işe kolay girmez, kötü sonuç odaklıdırlar. Kötümserler fırsatları kaçırabilir. Oysa realistler bilgileri ayıklayabilen, sonucunu ölçebilen, bir sonraki adımın ne olacağını önceden kestirebilen kişilerdir.

Peter Fısk/Strateji Ve Pazarlama Uzmanı

İlham Vermeyen Yöneticiler Kaybetti

Pazarın Yapısını Değiştirenler
 Dünyada gücü, etkileme kabiliyetine sahip olanlar elde ediyor. Etkileyeceğiniz insanlar öğrencileriniz, yatırımcılar, tedarikçiler ya da kanun düzenleyiciler olabilir. Ama bugünlerde en güçlüler, pazarın yapısını ve şeklini etkileyebilenler arasından çıkıyor.

Güç Herhangi Birinde
Amazon’un kurucularından Jeff Bezos, insanları online alışveriş yapmalarına neden olacak kadar etkiledi. Steve Jobs, müzik dinleme şeklimizi değiştirdi. Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg, arkadaşlarımızla olan iletişimimizi etkiledi. Eskiden güç eşittir hiyerarşiydi, devletti, yönetim kurulu başkanıydı. Şimdi güç, herhangi bir kişinin elinde olabilir.

Welch’in Ayrılması İstendi
 Son 20 yılın en güçlü lideri Jack Welch’ti. Welch’in GE’den ayrılması istendi. Çünkü Welch, sadece makine gibi çalışıyordu, maliyetleri azaltmaya çalışıyordu. İnsanlar bunu unuttu. Ayrıca Disney’in CEO’sunun ayrılması istendi, çünkü vizyon sahibi değildi. Genel olarak geleceği düşünmeyen, kâr odaklı, çalışanlarına ilham vermeyen, sadece işi büyütmeye çalışan, sosyal, çevresel ve etik kuralları dikkate almayan yöneticiler güç kaybetti.

Özlem Aydın Ayvacı
oaydin@capital.com.tr

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz