Aile şirketlerinde liderliğe hazırlık neredeyse çocukluk döneminde başlıyor. Sonrasında tüm stratejik departmanlarda yeni liderin deneyim kazanması da önemli...
Nil Dumansızoğlu
ndumansizoglu@capital.com.tr
Türkiye’de özellikle son 20 yıldaki lider değişimlerinde de bu durum göze çarpıyor. Hayat Holding’in yeni kuşak temsilcisi Avni Kiğılı ve Gedik Holding’in yönetim kurulu başkanı Hülya Gedik, 20 yıllık bir deneyimin ardından liderlik koltuğuna oturmuş durumda. Genç kuşak liderler de benzer bir tablo çiziyor. Öyle ki Mert Boysanoğlu 17, Elvan Ünlütürk 15, Ozan Diren ve Selim Akın 14, Ebru Özdemir ise 13 yıllık farklı deneyimler sonrası yönetimi devralmalarıyla dikkat çekiyor.
Aile şirketlerinin sadece yüzde 4’ü, 4’üncü kuşağı görebiliyor. Kurumsallaşmanın sağlanamaması kadar veliahtların yeterince hazır olmaması da şirketlerin yok olmasının nedenleri arasında... MY Executive Kurucu Ortağı Müge Yalçın, artık gençlerin yönetim hazırlığına iyi bir eğitimle çocukluk döneminde başladığını söylüyor. Bu eğitimde şirket bünyesinde ya da dışarıda başka kurumlarda çalışarak kazanılan deneyimin büyük önem taşıdığını belirtiyor. Yalçın, “Son dönemde fazla sık olmamakla birlikte, mentorluk ve koçluk gibi hizmetler alarak bu göreve hazırlanan veliahtlar da görüyoruz” diye konuşuyor. Yönetimi devralacak ve devreden kuşakların buna psikolojik olarak hazırlığı da önemli. Yönetim Kurulunda Kadın Derneği Genel Sekreteri Selen Okay Akçalı da aynı görüşte. Yönetim kuruluna giden yolculukta genç üyenin organizasyonun her aşamasından geçmiş olmasının önemine değiniyor. Bunun uzmanlar eşliğinde oluşturulmuş bir kariyer planı dahilinde gerçekleşmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Araştırmalar da aile şirketlerinde yeni neslin farklı pozisyonlarda çalışmasının, şirketin bütün bileşenlerine hakim olması açısından önemini ortaya koyuyor. TAİDER Yönetim Kurulu Başkanı Tekin Urhan’ın TAİDER Üye Profil ve Eğilimler Araştırması 2021 raporunun sonuçlarına dayanarak paylaştığı bilgiye göre katılımcıların yüzde 65’i, ailenin genç üyelerinin işe ısınması için erken yaşlarda işle tanıştırıldığını belirtiyor. Yüzde 55’i ise gelecek neslin iş dışında bir işletmede belli bir süre çalışmasını istiyor.
6 YAŞINDA İŞ BAŞI
Bazı meslek gruplarında yeni nesil, çocukluk yaşlarında “çırak” olarak işe başlıyor, deyim yerindeyse çekirdekten yetişiyor. Atasay’ın 4’üncü kuşak yönetici ve CEO’su Atasay Kamer de küçük yaşlarda elde ettiği iş deneyimini şirketi daha ileriye taşımak için kullanan örneklerden... İşe 6-7 yaşlarında Kapalıçarşı’da dedesinin yanında çalışarak başladığını söylüyor. London School of Economics and Political Science’ta bir yıl yönetim ekonomisi eğitimi aldığını belirtiyor. 2008 yılında New York Pace Üniversitesi İşletme Yönetimi’nde lisans eğitimi gören Kamer, Goldman Sachs’ta staj yaptıktan sonra İstanbul’a dönüyor. “İlk sorumluluğum, 2008 yılında Kapalıçarşı’da kiraladığımız 10 metrekare bir alanda Atasay Kıymetli Madenler şirketimize bağlı olarak 8 ay boyunca altın al-sat işi yapmak oldu” diyen Kamer, farklı sorumluluklar üstlenerek 2015 yılında CEO’luk görevini alıyor. Başlangıcı 1906 yıllarına uzanan Ariş Pırlanta’nın üçüncü kuşak yönetim kurulu başkanı Kerim Güzeliş ise Mardin’de telkâri ve kuyumcu ustası babası İlyas Güzeliş’in yanında 6 yaşında çıraklığa başlıyor. Aynı şekilde Dimes’in CEO’su Ozan Diren de çocukluktan işi öğrenenlerden... 1958 yılında Dimes’i kuran Vasfi Diren’in torunu olan Ozan Diren, liseye kadar dedesiyle fabrikaya gittiğini söylüyor. Dimes’in vizyonunu bu sayede dedesinden öğrendiğine dikkat çekiyor. Bu durum Diren Ailesi’nin geleneğinde mevcut. Ailede çocuklar akşamları ve tatillerde fabrikaya gidiyor ve işi öğreniyor.
BAŞKANLIĞA GİDEN YOL
Şirket içinde pek çok pozisyonda görev alarak bugün başkanlık koltuğunu devralan yöneticiler, tecrübe aktarımının önemine inanıyor. 1999 yılında Koç Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olduktan sonra Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde İşletme Yüksek Lisansı yapan NG Hotels Yönetim Kurulu Başkanı Hediye Güral Gür de bu isimlerden... Gür, Kütahya Porselen’de insan kaynakları bölümünde çalıştıktan sonra şirketin ihracat bölümüne geçiş yapıyor. Burada üç yıl çalıştıktan sonra 2016 yılındaysa şirketin başına geçiyor. Gür, “İnsan kaynaklarında edindiğim deneyim bana işveren ve çalışan arasında doğru iletişimin nasıl olması gerektiğini gösterdi. Aynı zamanda problem çözmeye dair birçok şey öğretti. İhracat departmanındaki çalışmalarımınsa araştırma, analiz anlamında büyük katkıları oldu” diyor. Jolly Yönetim Kurulu Başkanı Mete Vardar ise Bilfen Altunizade Özel Turizm ve Otelcilik Lisesi’ne başladığı ilk yıl mecburi stajını Bodrum’da işlettikleri Amiral Tatil Köyü’nde yaptığını söylüyor. Daha sonra İstanbul Üniversitesi Turizm Bölümü’nde okurken yine kış ve yaz dönemlerinde okul dışı zamanlarında yoğun bir şekilde şirkette çalıştığını belirtiyor ve ekliyor: “Mezuniyet sonrası satış şefi, rehber kadrosunun yönetimi, transport ve ulaşım bölümü yöneticiliği gibi alanlarda çalıştım. Aile şirketine başladıktan 17 yıl sonra bulunduğum pozisyona geldim. Akademik anlamda lise ve üniversite bölümünde turizm eğitimi almamın yanı sıra şirketin her pozisyonunda görev üstlenerek edindiğim tecrübe ve en önemlisi Sinan Vardar gibi bir turizm duayeninin hem oğlu hem personeli olmam mesleki anlamda bana son derece büyük katkı sağladı.”
100 YILLIK ŞİRKETLERDE DEVİR
Türkiye’nin 100 yılı devirmiş değerli markalarının üst düzey pozisyonları bugün 6’ncı kuşağa kadar ulaşmış durumda. Hepsinin ortak noktası, çocuk yaşta şirket içindeki işleyişi izlemeye başlayıp iyi bir eğitim hayatından sonra farklı pozisyonlarda deneyim kazanmaları. Örneğin 3’üncü kuşak yönetici Eyüp Sabri Tuncer Yönetim Kurulu Başkanı Engin Tuncer, “1994 yılında görevi rahmetli babam Sabahattin Tuncer’den devralana kadar üretim, pazarlama, satış, satın alma dahil birçok alanda görev yaptım” diyor. Hacı Bekir’de 6’ncı kuşak yönetim kurulu üyesi Leyla Celalyan da şirketin tüm birimlerinde stajyer olarak çalıştığını söylüyor. 2015 yılında Koç Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezun olduktan sonra kurumsal deneyim kazanmak adına otomotiv sektöründe iş hayatına başladığını belirtiyor. Karaköy Güllüoğlu’nun 6’ncı kuşak genel müdürü Murat Güllü ise şunları söylüyor: “Ben küçük yaşlarımdan itibaren üretimde ustalarımızdan, mağazalarımızda deneyimli kadrolarımızdan öğrendiklerimi biriktirme imkanı buldum. İlk işim, mağaza tarafında komilik, üretimdeyse bulaşıkçılık oldu. Elbette bir yandan da okul ve eğitim hayatım kesintisiz devam etti.”
FARKLI ŞİRKETLERDE YETİŞENLER
Bugün aile şirketlerinde CEO’luk görevini üstlenen genç kuşaklar arasında ilk tecrübesini farklı şirketlerde edinen isimler de az değil. Örneğin şirket içinde 10 yıl görev aldıktan sonra bugünkü pozisyonuna gelen Silk and Cashmere CEO’su Ferhat Zamanpur, Amerika’da Güney Kaliforniya Üniversitesi’nde İşletme ve Pazarlama/Reklamcılık Bölümü’nü bitirdikten sonra yaklaşık iki yıl Los Angeles’ta bir alternatif tıp şirketinin pazarlama departmanında koordinatör olarak tecrübe edindi. Sun Tekstil’in yönetim kurulu başkanı Elvan Ünlütürk ise çalışma hayatına ilk olarak 1991 yılında Yaşar Holding’de tekstil bölümünde müşteri temsilcisi asistanı olarak başlıyor. Daha sonra Sun Tekstil’de insan kaynakları sorumlusu, üretim planlama müdürü, satış müdürü ve genel müdür olarak kariyerini sürdürüyor. Liderlik koltuğuna geçmeden önce 15 yıl farklı pozisyonlarda deneyim kazanıyor. Prensip olarak aile fertlerinin mutlaka kurum dışında bir kariyer deneyimlemesine önem verdiklerini ifade eden Zade Vital Genel Müdürü Taha Büyükhelvacıgil ise farklı şirket tecrübesini şöyle özetliyor: “2006 yılında BOTAŞ’ta insan kaynakları departmanında çalıştıktan sonra 4 yıl içinde sırasıyla Dış Ticaret Müsteşarlığı’nda uluslararası yatırımlar destek departmanı, New York Vintage Food Company’de pazarlama departmanı ve Destek Yeminli Mali Müşavirlik Şirketi’nde denetim departmanında farklı görevlerde yer aldım. 2010 yılında ise Helvacızade Şirketler Grubu’nda çalışmaya başladım.”
EN BÜYÜK KATKI
Yönetici koltuğuna oturmadan önce gençlerin farklı pozisyonlarda aldığı görevler, liderlik vasıflarının gelişmesine önemli katkı sağlıyor. Örneğin 1993 yılından itibaren şirket içinde çalışan Dedeman Hotels&Resorts International Yönetim Kurulu Başkanı Banu Dedeman, “Muhasebe departmanında çalışırken öğrendiklerimi tüm hayatım boyunca kullandığımı söyleyebilirim. Tek düzen hesap planını öğrendikten sonra şirketin faaliyetlerini daha kolay kavramaya başladım. En anlamlı deneyimse Decar’daki genel müdürlük görevimdi. Büyük bir yapı içinde farklı departmanlarda çalışırken büyük resmi kaçırabiliyorsunuz. Bir şirketin kâr sorumluluğunu almak önemli bir deneyim oldu” diyor. İşin mutfağında olmanın önemine inanan Erin Motor Genel Müdürü Ersin Şahin, üniversite yıllarında üretim ve kalite departmanlarında çalışmasının finansal analiz yaparken kendisine çok fayda sağladığını ifade ediyor. MESA Mesken Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı Mert Boysanoğlu ise şunları söylüyor: “2003 yılında ince işler şefi olarak başladığım MESA kariyerime, 2020 yılı itibarıyla MESA Mesken Sanayi’nin yönetim kurulu başkanı olarak devam ediyorum. Aynı zamanda holdingin yönetim kurulu başkan vekiliyim. Projeci olarak başladığım meslek hayatıma saha mimarı olarak devam ettim. Masa başında yaptığım bir çizimin maliyetini ve uygulama aşamasında ne gibi sorunlarla karşılaşılabileceğini sahada görmenin bana bambaşka bir bakış açısı kazandırdığına inanıyorum.”
“ÇALIŞTIĞIM GÖREVLERDE KENDİMİ GELİŞTİRDİM” ŞENOL ŞANKAYA / YEŞİM GRUP CEO’SU EĞİTİM YOLCULUĞU Bursa’da tamamladığım lise eğitimim sonrası 2 yıllık ön lisans programı için İsviçre’ye Franglin (Lugano) Koleji’ne gittim. 1982 yılında Los Angeles Pepperdine Üniversitesi İş Yönetimi Bölümü’ne girerek yükseköğrenimimi tamamladım. 1985 yılında Almanya’da 10 aylık bir dil eğitim dönemi geçirdikten sonra 1986 yılında Türkiye’ye dönerek Yeşim Tekstil’de iş hayatına başladım. İki yıl şirketin çeşitli departmanlarında çalışarak bir oryantasyon dönemi geçirdim. Bu dönemde Nergis Holding’e bağlı Aksoylar şirketinin ve Yeşim Tekstil’in ihracat çalışmalarını birlikte yürüttüm. “DEĞERLERİMİZ REHBERİM OLDU” Şirketimizin kurucularından babam merhum Şükrü Şankaya’nın 2005 yılında beklenmedik vefatı, hepimizi derinden sarstı. O güne kadar şirket bünyesinde sürdürdüğüm görevlerim kapsamında önemli deneyimler edinmiş ve şirketimizin gelecek planları ve hedefleri doğrultusunda kendimi donatma şansı bulmuştum. Bundan sonraki süreçte görevi devralmak durumunda olmam ve babamın yanımızda olmaması zorlu bir deneyim süreci yaşatmış olsa da ondan devraldığım değerler bana rehberlik etti. |
“ÇOCUK YAŞLARDAN İTİBAREN İŞİN İÇİNDEYİM” MURAT ORHAN ORHAN HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKANI YURT DIŞI TECRÜBESİ Küçük yaşlardan itibaren babamın yanında fabrika ortamını ve iş dünyasını gözlemleme imkanım oldu. Üniversite yıllarımda yabancı şirketlerle yapılan görüşmelerde, yürütülen projelerde görev aldım. Yaptığımız lisans, ortaklık görüşmeleri, üretim tesislerinin devreye alınması, müşterilerle yapılan görüşmelerin içinde olmak benim için önemli tecrübeler oldu. 1988 yılında Boğaziçi Üniversitesi Kimya Mühendisliği’nden mezun olup 1,5 yıl bu tip projelerde aktif olarak çalıştıktan sonra hem yurt dışı tecrübesi hem de finans konusunda kendimi geliştirmek için ABD’de MBA tahsilimi tamamladım. YUVAYA DÖNÜŞ San Francisco’da uluslararası bir yatırım fonunda finansal danışman olarak çalışırken babamın bana ihtiyacı olduğunu söylemesi üzerine 1994 yılında yurda döndüm ve şirket ve projelerde aktif rol almaya başladım. Şirketlerimizi holding yapısı altında toplama sürecini tamamladıktan sonra 1995 yılında yönetim kurulu başkanı oldum. |
“İHRACAT DEPARTMANINI KURDUM” HÜLYA GEDİK GEDİK HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKANI “İŞÇİ OLARAK BAŞLADIM” Aile şirketinde çalışmaya çok erken başladığım için ilk önce işçi olarak elektrotların elle kutulama işinde çalıştım. Daha sonra telefon santral operatörlüğü yaptım. Bir süre laboratuvarda çalıştım. Üniversiteyi bitirdikten sonra tam zamanlı olarak iç pazar satışta görev aldım. 1990’lı yılların başlarında ihracat satışımız yoktu. Gedik Kaynak şirketimizde ihracat departmanını kurarak şirketlerimizde ihracat satışlarını başlattım. “BABAM MENTORUM OLDU” 2008 yılından beri şirketimizin yönetim kurulu başkanlığını yürütüyorum. Tam zamanlı çalışma hayatımın 20’nci yılında bu pozisyona getirildim. Babam sağ ve sağlıklıyken kendi koltuğunu bana vererek beni çok iyi şekilde hazırladı. Yıllar sonra arkaya dönüp baktığımda, babamın ileriyi öngörerek kurgulanmış kararının arka planında, yaşarken yönetim şeklimi gözlemlemesi, kararlarımı yönlendirmesi ve bir mentor olarak devamlı beni izlemesi olduğunu düşünüyorum. “KADININ YERİ EV DEĞİL” Sektörümüz metal sektörü, dünyada da kadınların fazla olmadığı bir sektör. Babam, beni ağabeyimden hiç ayırt etmeden her işle ilgilenmemi ve özgüvenimi kazanmamı sağladı. Ebeveynlerin kız evlatlarına güvenerek bakması, kız evlatlarını iş hayatlarına yönlendirmesi çok önemli. Kadınların eğitimlerinden sonra evlenerek çocuk sahibi olarak iş hayatlarından isteyerek veya koşullanarak uzaklaşmasını hiç doğru bulmuyorum. Kadının yeri sadece evi değildir, evi ve çalışma yeridir. |
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?