Uzayan toplantılar, planlama eksikliği, zaman baskısı, iletişim kaynaklı sorunlar, pasif agresif tutumlar ve daha pek çok konu...
Hande Yavuz
Birçok iş insanı hedef tutturma, rekabette öne çıkma ve daha çok değer yaratma mücadelesi verirken söz konusu bu unsurlar olduğunda stres seviyesinin yükseldiğini hissediyor. Enerjisini düşüren ve motivasyonunu bozan bu durumlardan kendi çözüm yöntemleriyle çıkmaya çalışıyorlar. Örneğin BSH Türkiye CEO’su Alper Şengül, sadece önemli olan konuya odaklanmayı tercih ediyor. Lila Kağıt Genel Müdürü Alp Öğücü de rock müzik eşliğinde sahilde yürüyüşe çıkıyor.
Herkes için işte stres yaratan konu farklı. Kimi için uzayan toplantılar kimi için belli bir davranış kalıbı kimi içinse hedeflerin tutmaması sinirleri geriyor, stres seviyesini tırmandırıyor. Konu ne olursa olsun iş dünyasının başarılı isimleri mevcut durumla başa çıkma yöntemini yine kendilerinde buluyor. Örneğin Tesla ve Spacex’in CEO’su Elon Musk, uzun süren toplantıları şiddetle eleştiriyor ve şöyle diyor: “Aşırı sayıda toplantı büyük şirketlerin belasıdır. Uzun süren, verimliliği düşük toplantılar vakit kaybı ve motivasyon azaltıcı etki yaratıyor.” Milyarder girişimci ve yatırımcı Mark Cuban da sık sık yapılan gereksiz toplantılardan nefret ettiğini söylüyor. Ona göre eğer bir konu hızlıca e-posta ya da kısa bir yazışmayla çözülebiliyorsa uzun bir toplantı organize etmek gereksiz. BSH Türkiye CEO’su Alper Şengül’e göre iş yerinde stresin en büyük kaynaklarından biri birden fazla önceliği yönetmek zorunda kalmak. Karmaşıklıklarla başa çıkmak ve sürekli değişen bir tempoya ayak uydurma baskısı da sorun yaratan etkenler arasında yer alıyor. Bu stresi azaltmanın anahtarının süreçleri sadeleştirmek ve gerçekten önemli olana odaklanmak olduğuna inanan Şengül, “Gereksiz karmaşıklıkları ortadan kaldırdığımızda ve daha basit bir yaklaşım benimsediğimizde, sadece ekiplerimizin yükünü hafifletmekle kalmıyor, aynı zamanda daha verimli ve olumlu bir çalışma ortamı da yaratıyoruz. Bu sayede daha hızlı ve kararlı adımlar atmak da mümkün oluyor. Günün sonunda, sadeliğin sadece verimlilik değil, aynı zamanda bir güç kaynağı olduğunu düşünüyorum” diyor. Elbette Şengül yalnız değil. İşte iş dünyasının stres yaratan nedenleri ve bu durumla başa çıkma çözümleri…
ROCK MÜZİK EŞLİĞİNDE YÜRÜYÜŞ
Lila Kağıt Genel Müdürü Alp Öğücü’ye göre stresin önde gelen sebepleri arasında belirsizlikler, beklenti dışı sonuçlar,önemli hatalar, kontrolümüz dışındaki büyük değişimler olabiliyor. “Hayatın içinde bunlar da var” diyen Öğücü, “Ama daha sık ne var derseniz hem stresin hem stressizliğin kaynağında insan var. Davranışlarımız, iletişimimiz, değerlerimize uyumlu çalışmamız stresi azalttığı gibi aksi durumlar da yükseltiyor” diye konuşuyor. Öğücü, her ne kadar hayatında yer vermek istemediği bir kavram olsa da hem iş hem özel yaşantısında nadiren de olsa stresli olabildiğini belirtiyor. Bu durumda ne yaptığını şöyle anlatıyor: “Bu stresi yönetmek adına yaz dönemlerinde yüzmek, bisiklete binmek, yürüyüş ve koşu yapmak yaşamımda yer verdiğim sporlar arasında. Hafta sonları genellikle yüzmeye vakit ayırıyorum. Hafta içi sabah 5-6 civarında sahilde rock müzik eşliğinde yürüyüş veya koşu yapmak beni inanılmaz rahatlatıyor ve enerjimi yükseltiyor.”
“‘HAYIR’ DEMEKTEN KAÇINMIYORUM”
Pernord Ricard Afrika ve Orta Doğu CEO’su Selçuk Tümay için stres yaratan konular uzayan toplantılar, zaman yönetimi, sürekli öncelik değişikliği. Uzayan toplantıları hedefsiz ve verimsiz toplantılar, zaman yönetimini de zaman baskısı altında çalışmak ve planlama eksikliği olarak tanımlıyor. Tümay, sürekli öncelik değişikliğini de önceden planlanan işleri bozan ani talepler olarak nitelendiriyor. Bu durumları nasıl yönettiğini şöyle paylaşıyor: “Uzayan toplantılar için ajanda ve amaç belirliyorum. Toplantı öncesinde net bir ajanda ortaya koymak herkesin hazırlıklı gelmesini sağlıyor. Toplantı sürelerini önceden örneğin 30-45 dakika olarak sınırlıyorum. Toplantıya başkanlık ederek konuyu dağıtmadan ilerletiyorum. Zaman yönetiminde çözümüm önceliklendirme, bölme ve yönetme. Acil ve önemli işleri ayırmak için önceliklendirme matriksi kullanıyorum. Büyük görevleri küçük, yönetilebilir parçalara bölerek aşamalı ilerliyorum. Sürekli öncelik değişikliğinde de çözümüm esnek planlama ve ‘hayır’ demek. Esnek planlama kapsamında planları güncellemeye açık tutuyorum ama çekirdek önceliklerden sapmamaya özen gösteriyorum. Gereksiz ve düşük öncelikli taleplere ‘hayır’ demekten kaçınmıyorum.”
ZAMAN EN İYİ İLAÇ
Sarkuysan Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Çaycı, iş hayatının her zaman stresle dolu olduğunu kabul ediyor. Bilhassa ülkemizde ekonomik belirsizliklerin artmasıyla stresin ikiye katlandığını ifade eden Çaycı, kendisi için nelerin stres yaratıp nelerin yaratmadığını ve konuya yaklaşımını şöyle anlatıyor: “Toplantının süresinin uzaması bende stres yaratmaz yeter ki toplantı konuları şirketi zora sokacak hususlarla ilgili olmasın. Toplantıların süresine bağlı olmaksızın kısa veya uzun olsun; çözüm sağlanamayan, neticeye bağlanamayan konuların yarattığı stresi yenmek için çözümü zamana bırakırım. Çünkü zaman çözüm için en iyi enstrümandır.” Hafele Türkiye ve Bölgesi İcra Kurulu Başkanı Hilmi Uytun’un önemsediği konuların başında önceliklerin planlanarak hedeflenen sonuçlara götürülmesi geliyor. Planın hep en önemli konu olduğuna inanan Uytun, “Planın doğruluğu, zaman içinde sonuca giden yolun kurgulanarak sağlanması iş insanlarının önceliği olmalı” diyor. Peki işler yolunda gitmediğinde… Uytun bu durumda ortaya çıkan stresin eksi bir duygu olduğunu dile getiriyor. Bununla baş etmek gerektiğini savunuyor. Bu konuda da şöyle konuşuyor: “Eksi eksiyi çeker. Sakin ele alınmamış konularda hata daha da artar. Stresi bir şekilde azaltmak, yok etmek düzenli bir şekilde korunmalı. Kısa bir mola, sakin bir müzik, bir arkadaşla sohbet gibi işe yarar yöntemleri hem kullanıyor hem tavsiye ediyorum” diyor. Groupe SEB Türkiye Genel Müdürü Ege Pekkınran, global bir şirket oldukları teslim tarihi kısa olan projelerin ek bir stres unsuru olabildiğini söylüyor. “Bunun yanı sıra sistemli ve programlı çalışma stilim olduğu için belirli deadline’lara uyulmaması iş akışını da olumsuz etkilediğinden ekip arasında olduğu gibi lider olarak bende de stres yaratabiliyor” diyor. Bu tip durumlarda sakin kalmak ve çözüm odaklı davranmak gerektiğine inanan Pekkınran, “Belli konularda ekipteki arkadaşlarımda fikir alışverişi yaparak, görevleri paylaşarak bu tür süreçleri birlikte yönetmeye odaklanıyorum” diye konuşuyor.
PLAYSTATION TERAPİSİ
Mudo Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Taviloğlu, stresli anlarda bulunduğu ortamdan uzaklaşarak yürüyüş yapmayı tercih ediyor. Sosyalleşmek ve playstation oynamak ise onun için en etkili terapi yöntemlerinden. Sıkı bir Beşiktaş taraftarı olan Taviloğlu, futbol maçlarını izleyerek de kafasını dağıtıyor. Konuyla ilgili şunları söylüyor: “Stresli bir durumla karşılaştığımda genellikle ortam değiştirip yürüyüşe çıkarım. Bazen programlarımı iptal ederek sevdiğim bir yerde yemek yer, kendimi mutlu edecek aktiviteler yaparım. Arkadaşlarla sosyalleşmek ve playstation oynamak da beni motive eden şeyler arasında. Futbol konusunda ülkece keyfimizi kaçıran durumlarla karşılaşsak da Beşiktaş tutkum hep sürüyor.” Günümüzde iş insanları, iş stresinden uzaklaşmak için müziğin rahatlatıcı etkisinden de faydalanıyor. Terkteks Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Öncel, müziği bir terapi yöntemi olarak kullananlardan... Cep telefonundan müzik dinleyerek Boğaz’da yürüyüş yapmak, onun için en etkili rahatlama yolları arasında yer alıyor. Öncel, “Benim için en güzel terapi, sevdiğim müzikleri dinleyerek yürüyüş yapmak. Playlist’imde Buddha Bar 16 albümü, Lounge Top 55, Nassau Beach Club, İbiza 2015, Kayahan’ın en iyileri, The Best of MFÖ gibi parçalar var. Ayrıca Unutursam Fısılda ve Mine Vaganti filmlerinin müzikleri de favorilerim arasında.”
ENERJİ KAYBI
Superlit Boru Genel Müdürü Turgay Aytekin, aynı şeyi tekrar etme zorunda kalmanın, uzun, kalabalık, gündem dışına çıkan toplantıların, ekip içinde iletişim kaynaklı sorunların üst seviyeye ulaşmasının kendisinde stres yarattığını belirtiyor. Bu gibi durumlarda stresin üstesinden gelmek için de, “Uzun yürüyüşler yapıyorum, yalnız öğlen yemekleri yiyorum, acil durumlarda kısa bir ara verip birkaç bardak su içiyorum” diyor. MAGG Management Yönetici Ortağı Nüzhet Atabek, pasif agresif tutumların stres yarattığını söylüyor. İş yerinde sorunların doğrudan ifade edilememesini sinir bozucu bulduğunu, bu durumun kendisinde strese neden olduğunu belirten Atabek, “Çünkü dolaylı yaklaşımlar zaman ve enerji kaybına yol açarak işlerin ilerlemesini zorlaştırır. Bu gibi durumlarda önce içimden ‘açık konuşmanın benim için önemli olduğunu’ kendime, ardından karşımdakine ifade ederim. Hemen sonuç alamazsam konuyu değiştirir ve ilk fırsatta yine açık iletişimi vurgularım. Konuşacak başka bir konu yoksa o an için sohbeti daha sıradan bir konuya çeker stres seviyemi düşürürüm” diyor. Sportive Genel Müdürü Zeynep Selgur, hantal olarak tanımladığı dikey yönetimleri günümüze uygun bulmuyor. Yatay yönetim anlayışında da iyi hızlı ve çalışmasını matematiğe bağlayan yöneticilerle paralel çalışmayı sevdiğini belirten Selgur, “Dolayısıyla alanında vasat olan, hızlı olmayanlar beni strese sokuyor. Buna izin vermiyoruz. Hız, iş hakimiyeti ve vizyon Sportive’de üç kilit etik kodumuz” diyor.
“VEDALAŞMAYI TERCİH EDİYORUM”
Ortadoğu Holding İcra Kurulu Üyesi Nusret Kayhan Apaydın’ın iş yaşamında katlanmakta en çok zorlandığı durum zaman zaman çalışanlardan bazılarının takım ruhunu zedeleyecek tutum ve davranışlara yönelmesi. Bu çalışanların bir problemle karşılaştıklarında problemin kendisine ve çözümüne odaklanmak yerine suçlu aramaya çalışmalarının kendisini rahatsız ettiğini dile getiren Apaydın, “Benzeri bir durumla karşılaştığımda arkadaşlarımızla açık iletişime geçip, herkesin eteğindeki taşları dökmesini sağlayıp birbirlerini olabildiğince doğru anlamalarına yardımcı olmak gerektiğini anlatıyorum. Tüm bu çabalara rağmen yeterli eğitim, zaman ve fırsat tanındığı halde ortamı sürekli enfekte eden bir çalışan varsa onunla da kendisini daha farklı ve başarılı olabileceği bir zeminde bulabilmesi adına vedalaşmayı tercih ediyorum” diyor. Lumnion CEO’su Cenk Tabakoğlu, işte en katlanamadığı konunun trafikte geçen zaman olduğunu dile getiriyor. Özellikle kısa bir toplantı için İstanbul trafiğinde farklı bir yakaya geçmek gerekiyorsa neredeyse günün yarısının yolda harcandığını ve gereksiz zaman kaybı ve stres yaşadığını ifade eden Tabakoğlu, çözümünü de şöyle paylaşıyor: “Mümkün olduğunca zorunlu olmadıkça toplantıları online olarak gerçekleştiriyoruz. Özellikle pandemi sonrası bu daha kabul edilir oldu. Eğer bir toplantı için yine de karşıya geçilecekse o yakada tüm toplantıları aynı güne planlayıp en azından aynı gün içerisinde halletmeye çalışıyoruz.”
“BİR ŞARKIYI MIRILDANARAK YÜRÜR, DÜŞÜNÜRÜM” HALUK KAYABAŞI KİBAR HOLDİNG CEO’SU ATALARDAN MİRAS Stres olgusu, modern yaşamla kendine çok daha fazla etki alanı bulan bir kavram oldu maalesef. Vücudumuzda atalarımızdan miras; tehlike anında devreye giren, daha hızlı koşmaya, daha güçlü olmaya olanak sağlayan sempatik sistem ve tehlike geçti, dinlen ve beslen diyen parasempatik sistem var. Bunların sağlıklı bir şekilde işlemesi gerekiyor. Ancak kaygılar, korkular, zihinde susmayan olasılıklar bir türlü parasempatik sistemin devreye girmesine müsaade etmiyor. Hal böyle olunca da tüm vücudumuz bu durumdan etkileniyor. Gerçekte tehlike olmadığı halde sürekli ve yenilenebilir bir stres varmışçasına yaşıyor insan da. “ZİHNİMİ RAHATLARIM” Evet, benim de stres konusuna karşı kayıtsız kalamadığım zamanlarım oldu. Hatta sağlık olarak da maalesef ceremesini fazlasıyla çektim. Malum hem ülkemiz hem dünyadaki ekonomik konjonktür, iş süreçlerinde meydana gelen aksamalar, tüm sosyal paydaşların memnuniyetinin sağlanması yolunda karşılaştığımız engeller gibi bir dolu stres kaynağıyla karşılaşıyoruz. Ben öteden beri öncelikle kendime kendimi, gücümü ve sorunların sonsuza kadar sürmeyeceğini hatırlatır ardından derin bir soluk alırım. Yerimden kalkar sevdiğim bir şarkıyı ıslıkla mırıldanarak yürür ve düşünürüm. Çok içinden çıkılmaz bir durumsa fikrine, ilmine güvendiğim üstatlara danışır, zihnimi ve kalbimi rahatlatırım. |
“TOKSİK OLMAMA NEDEN OLAN İKİ KONU” LEVENT ÖZBİLGİN MICROSOFT CEO’SU DİKKAT DAĞINIKLIĞI Pozitif bir insanım ama iki şey toksik olmama neden olur. Biri yarım saatten fazla süren muhabbet, uzayan toplantılar ve açlık. Bu nedenle pozitif ve kararların verildiği bir ortam yaratmaya çalışıyorum. Mesela toplantı çok uzarsa çıkıyorum, daha sonrası için bir zamanlama organize ediyoruz. Bendeki dikkat dağınıklığını yönetmenin tek yolu başka bir şeyle ilgilenmek ve bu karşıdaki insan için kırıcı olabiliyor. TOPARLANMA YÖNTEMİ Bunu yapmanın iki sebebi var. Birincisi kağıt, kalem kullanmadığım için tabletime not alıyorum. İkincisi ve daha kırıcı olan tarafsa oyun oynamak. Bazen toplantı çok uzarsa veya benim odağım dağılırsa kendimi tekrar odaklayabilmek için başka bir şeyle ilgilenmem lazım. 3-5 dakika ilgilenmek tekrar odaklanmamı sağlıyor. Bu beni merkeze getiriyor ve düşüncelerimi toparlamamı sağlıyor. Yönetici olarak benim en önemli konularımdan biri kendimi merkeze getirebileceğim yöntemler bulmak. Son zamanlarda bunu araştırıyorum. |
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?