Bir şirkette son sözü kim söyler? Bu kritik sorunun Türkiye’deki yanıtı, “Son söz aile büyüğümüzün” şeklinde. Çünkü 100 şirketten 95’i ailelere ait...
Yasemin Erdoğan
Grubumuzda bazı kararlarda oy çokluğu, bazılarında oy birliği ararız. Oy birliği gereken kararlarda mutlaka herkesin ikna olması lazım. Örneğin Troy AVM yatırımını 5 kardeş istedi, bir tek ben istemedim. Beni 2-3 ay boyunca ikna etmeye uğraştılar.” Doğanlar Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan’ın bu sözleri, gruptaki karar mekanizmasının nasıl ilerlediğine dair çarpıcı bir örnek. Birçok başka aile şirketinde de benzer durumları görmek mümkün. Hatta yönetim danışmanlarına göre özellikle kritik kararlarda oy birliği şartı, en demokratik ve ideal mekanizmalardan biri. Ancak Türkiye’deki örneklerde son sözün kurucu patrona ve ailede lider rolü üstlenen aile büyüğüne bırakıldığı sıklıkla görülüyor. Kibar Holding’den Sanko’ya, Doğanlar’dan Şölen’e kadar Türkiye’nin önde gelen aile şirketlerindeki karar mekanizmalarına göz attık. Süreçlerin nasıl ilerlediğini, son sözü kimin söylediğini sorduk.
KRİTİK KURUCU ETKİSİ
Türkiye’deki şirketlerin yüzde 95’i, halka açık kuruluşların ise yüzde 75’i, aile şirketi statüsünde. Dolayısıyla alınan kararların son derece geleneksel biçimde aile büyüğünden çıktığı şirket sayısı hiç de az değil. Bu isim ise çoğunlukla baba veya en büyük kardeş oluyor. Aile şirketlerinde ilk kurucu jenerasyonun son kararı vermede en bağlayıcı merci olduğunu uzmanlar da doğruluyor. Örneğin Family Business Advisors Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Alacaklıoğlu, kurucu aklının önemine ve etkinliğine özellikle vurgu yapıyor. “Son sözü kimin söylediği, şirketin kurumsallaşmada bulunduğu seviyeye bağlı olarak değişir” diyen Alacaklıoğlu, Türkiye’deki durumu şöyle özetliyor: “Patron şirketleri dediğimiz birinci kuşak şirketlerde, tüm kararlarda son sözü patron söyler. İkinci ve üçüncü kuşağa geçildikçe, aile konseyi, aile meclisi gibi mekanizmalar kurulur. Türkiye’de gerçek anlamda kurumsallaşmış gerçekten çok az örnek var. Dolayısıyla son sözü hep aile lideri söylüyor.” Benzer durum aslında global örneklerde de gözleniyor. Bain&Company İstanbul ortaklarından Volkan Kara, “Aile şirketlerinin erken kuşaklarında kararların çoğunluğunun, güçlü bir aile reisi figürü tarafından verildiğini sıkça gözlemliyoruz” diyor. Arge Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Argüden de “Türkiye’de son sözü genellikle kurucu söyler” diye konuşuyor. Önde gelen aile şirketlerinin patronları da bu eğilimi haklı buluyor. Makro Market Başkanı Mehmet Songör, “Aile şirketleri patron merkezli bir yapıya sahip. Doğal olarak kurum içi demokrasiden söz etmek çok mümkün değil. Hal böyle olunca son sözü daima patron söylüyor” diye konuşuyor. Namet Yönetim Kurulu Başkanı Tarık Kayar ise aile şirketlerinde genellikle son sözü, yönetimdeki en etkili ismin söylediğini belirtiyor.
OY BİRLİĞİ İLK SIRADA
Patron şirketlerinde, “son söz” konusunda ibre çoğu zaman kurucudan yana olsa da ilerleyen yıllarda aile meclisleri, anayasalar devreye giriyor. Dolayısıyla “oy birliği”, “oy çokluğu” ve “konsensüs” gibi farklı mekanizmalar da öne çıkıyor. Hangisinin kullanılacağı ise alınacak kararın içeriğine göre değişiyor. Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Konukoğlu, en yoğun kullandıkları karar tipinin “oy birliği” olduğunu söylüyor. “Bu mümkün olmazsa konsensüstür” diyen Konukoğlu, nedenlerini şöyle açıklıyor: “Oy çokluğunda birçok sorun yaşanabiliyor. Uzlaşma sağlanmamışsa çoğunluk yönünde oy vermeyen arkadaşlar, alınan kararı yeteri kadar desteklemiyor. Şirketlerin bu gibi kısır çekişmelere ne vakti vardır, ne de tahammülü. O nedenle kararlar muhakkak konsensüs halinde alınmalı.” İnci Holding Yönetim Kurulu Başkanı Neşe Gök, kararların nasıl hayata geçirildiğinin kurum kültürüyle ilgili olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Bizde holding hisselerinin tamamı İnci Ailesi’ne ait. Yönetim kurulumuzda 4 aile üyesi ve 3 profesyonel var. Kararlarda oy birliği önceliğimiz.” Makro Market Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Songör de oy birliğinde ısrarcı olanlardan. Önemli kararlarda fikir ayrılıkları olsa da ikna çabasıyla oy birliğini oluşturmaya gayret ettiklerini söyleyen Songör, “Kritik kararları oy birliğiyle alırız” diyor. Teksüt şirketinde ise birkaç farklı karar türü kullanılıyor. “Çok önemli stratejik kararları oy birliğiyle almayı tercih ediyoruz” diyen Teksüt Yönetim Kurulu Üyesi Arda Aksaray, işleyişe dair kararlarda ise oy çokluğunu tercih ettiklerini belirtiyor.
~
KONSENSÜS ÖNEMLİ
Aile şirketlerinde sıklıkla tercih edilen oybirliği yönteminin avantajlarının yanı sıra, bazı handikapları da var. En önemlisi, karar alma sürecinin uzaması. Son sözü söyleyen kişi veya kişilerin sayısının az tutulması ise bu mekanizmanın hızlı işlemesi açısından çok önemli. Uzmanlar, oybirliği çıkmayan noktalarda mutlaka uzlaşmanın (konsensüs) devreye girmesi gerektiğini söylüyor. Hatta Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Konukoğlu, bu durumun aile şirketlerindeki en kritik mesele olduğunu belirtiyor. “Son sözü kim söylerse söylesin, biri ya da birileri muhakkak söylemeli. Çünkü, en kötü karar, en iyi kararsızlıktan daha iyidir” diyen Konukoğlu’nun görüşlerini, araştırma sonuçları da doğruluyor. Family Bussiness Consulting Group’un “Decision Making on Family Business Matters” raporunda, aile şirketlerinde tercih edilen karar türleri, en hızlıdan en yavaşa göre 7 kademeye ayrılmış. En hızlısı, “tek liderin” son sözü söylediği durumlarda gözleniyor. Karar sürecinin en fazla uzadığı hal ise oy birliği. Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar da konsensüs taraftarı olanlardan. Kibar, “Her tür karar yönetim ve ortaklar arasında konuşma kapsamına girebilir. Ancak her zaman en sağlıklı kararlar konsensüs içinde alınmış kararlardır” diyor. Namet’te başkanın kararı, yönetim kurulu kararı ve konsensüs olmak üzere üç farklı karar mekanizması var. Şirketin yönetim kurulu başkanı Tarık Kayar, “Büyük ölçekli gayrimenkul satın almalarda ve yeni yatırımlarda konsensüs sağlanarak karar alıyoruz. Yönetici atamalarında ise CEO’nun kararı yeterli oluyor” diye konuşuyor. “Ortak akılla ilerlediğimiz zamanlar çoğunluktadır” diyen Şölen Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Çoban, kendi uygulamalarını şöyle anlatıyor: “Alınacak kararların niteliğine göre en uygun mekanizmaları seçiyoruz. Örneğin yatırım gibi hayati kararlarda yönetim kurulu mekanizması devreye giriyor ve oy birliğiyle karar alınıyor.”
ÇOĞUNLUK DİYEN DE VAR
Bazı şirketlerde ise “salt çoğunluk” mekanizması daha yoğun biçimde tercih ediliyor. Bu karar türünün en önemli avantajı, hız. Zaten FBCG’nin “Decision Making on Family Business Matters” raporunda da en hızlı ikinci karar türü, “salt çoğunluk oylaması” . Bu mekanizmada “yarıdan bir fazla oy” çıkması yeterli oluyor. Ancak bu yöntem stratejik konulardan ziyade operasyonel kararlarda tercih ediliyor. Teksüt, oy çokluğu yöntemini sıklıkla kullananlardan. Teksüt Yönetim Kurulu Üyesi Arda Aksaray, bunun nedenini şöyle açıklıyor: “Herkes aynı kararda birleşmek zorunda değil. Farklı fikirler olabilir. Bunu zenginlik olarak değerlendiriyoruz. En doğru karar alma biçiminin oy çokluğu olduğunu düşünüyoruz ve onu tercih ediyoruz.” Saray Holding’deki karar mekanizmalarında da öne çıkan oy çokluğu. Saray Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sami Özdağ şu değerlendirmeyi yapıyor: “Kurum olarak oy çokluğuyla hareket etme ve istişare etme prensibini benimsiyoruz. Çünkü hızlı uygulama, çok önemsediğimiz bir yetkinlik. Kararlar, konsensüs sağlanarak alınıyor. Üç ayda bir toplanan aile meclisi ise aile anayasası doğrultusunda çok temel ve ana konularda karar mekanizmalarını işletiyor.” Arma Elektropanç CEO’su Burak Kızılhan, “Üst yöneticilerimizin aldığı kararlar, yönetim kurulu toplantımızda oyçokluğuna göre onaylanıyor veya reddediliyor. Yönetim kurulu toplantımızda konsensüs sağladığımızda, kararı yürürlüğe koyuyoruz” diyor. Helvacızade Grubu’nda da en sık tercih edilen karar mekanizması oy çokluğu. Helvacızade Gıda CEO’su Mevlüt Büyükhelvacıgil, “Herkesin bir birey olduğunu ve herkesin kendi düşünce ve kararının olduğunu düşünüyoruz. Bu durumda oy çokluğu mekanizmasının hem daha hakkaniyetli bir dağılım olduğuna inanıyoruz” diye konuşuyor.
KRİTİK İŞLER AİLEDE
Uygulanan karar alma türleri şirketlere göre değişse de herkesin hemfikir olduğu bir nokta var. O da kritik kararlarda tek karar merciinin aile olması… “Satın alma”, “ortaklık”, “mülkiyet”, “yatırım” gibi stratejik konularda profesyonellerin veya bağımsızların katkısı her zaman sınırlı. Örneğin Kibar Holding’de bazı kararlar ailenin onayı olmadan kesinlikle alınmıyor. Grubun karar süreçlerinde yatırım ve ortaklık gibi ana stratejik kararlar yönetim kurulundan çıkıyor. Uygulamaya dair kararlar ise profesyonellere bırakılıyor. Zaten yönetim uzmanlarına göre de olması gereken bu. Msearch Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Ali Midillili, “Aile bireyleri tüm önemli kararları kesinlikle kendi içlerinde vermelidir. Böyle durumlarda her zaman sermaye sahibi son sözü söyler ve söylemelidir” diyor. Family Business Advisors Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Alacaklıoğlu da aynı noktanın altını çiziyor: “Hissedarlar her zaman, özellikle belli konularda, yani kendi risklerini içeren durumlarda, son sözü söyleme hakkını ellerinde tutarlar. Kanunen de böyledir.” Aileler de kritik kararları kendi içlerinde almayı tercih ediyor. Şölen Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Çoban, sadece ailenin karar verdiği konuları şöyle anlatıyor: “Örneğin yeni iştiraklerimizle ilgili kararlar aile arasında oy birliğiyle alınır. Ailenin yeni bir iş koluna girmesi ya da yönetim kuruluna bağımsız üye alınması gibi konularda sadece aile karar verir.” Saray Holding’de de sadece ailenin söz hakkı olan özel durumlar var. Saray Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sami Özdağ, bunları şöyle özetliyor: “Şirketin ruhu olarak kabul ettiğimiz kurumsal kültür, değişim, aile anayasasında revizyon, şirket hisse ve ortaklık değişimleri, uyuşmazlıklar aile meclisinde görüşülüp karara bağlanır. Ayrıca holding bazında yatırım gerektiren büyük projeler ve yeni iş alanlarına, yeni sektörlere girme, CEO istihdamı gibi kritik konulardaki kararları aile meclisi verir.”
~
ARAŞTIRMALAR NE DİYOR? Family Business Consulting Group tarafından “Decision Making on Family Business Matters” (Aile Şirketlerinde Karar Almak Önemlidir) başlıklı makaleye göre aile şirketlerinde karar alma şekilleri 3 temel başlıkta toplanıyor: MERKEZİ LİDER Bu yöntemde kurucu lider ya da ikinci kuşaktan büyük bir kardeş yani bir aile büyüğü zorlu kararlarda son sözü söyler. Bu etkin ve hızlı bir karar yöntemidir, ancak çoğunlukla birinci ya da ikinci kuşağın iş başında olduğu şirketlerde uygulanabilir. Aile büyüdükçe ya da üçüncü, dördüncü kuşaklar işe dahil oldukça kritik kararları almak için daha gelişmiş yöntemlere ihtiyaç duyulur. OYLAMA Bu yöntemi kullanan her ailenin kendine has kuralları vardır. Çoğunlukla her aile üyesi bir oya sahiptir. Geniş ailelerde aile konseyi için özel temsilciler seçildiği de olur. Kimi aileler daha sağlıklı ilerleyebilmek için kararlarda yüzde 70-80 oranında oy çokluğu sağlanması kriterini de benimser. Çünkü yüzde 51’in iki farklı gruba bölünmeye yol açacağı düşünülür. KONSENSÜS Uzlaşmayla alınan kararlar uygulamada daha geniş kabul görür ve daha uygulamada başarı yakalama oranı daha yüksek olur. Ancak konsensüsü yüzde 100 fikir birliği olarak tanımlayan ailelerde karara karşı çıkan gruba karşı sert mücadelelerin verildiğine de rastlanabilir. Kimi aileler ise çoğunluğun oyunu esas alır ve çoğunluk oy sağlandığında uzlaşmaya varılmış sayılır ve karar verilir. Uzlaşmaya ulaşıncaya dek kararın modifiye edildiği, karar tarihinin ertelenip konu üzerinde detaylı çalışmalar yapıldığı da olur. |
DAVUT DOĞAN DOĞANLAR HOLDİNG “OY BİRLİĞİ ARARIZ” 6 KARDEŞİZ Holding yönetiminde 6 kardeşiz. Herkesin sorumlu olduğu bir iş alanı var. En büyükleri benim. Genel yönetimden sorumluyum. Demokratik bir yönetim yapımız olduğunu söyleyebilirim. Belli bir limitin üzerindeki yatırımlarda, yüzde 100 katılım yani oy birliği ararız. Organizasyona dönük kararlarda ise oy çokluğuyla ilerleriz. İKNA ŞART Oy birliğinin hemen çıkmadığı ve kararların birkaç ay beklemede kaldığı süreçler de yaşadık. Örneğin Çanakkale’de Troy AVM yatırımını verebilirim. Ben bu yatırıma karşıydım. Diğer 5 kardeş ise çok ısrarlıydı. En sonunda hazırlanan raporlarla ikna oldum ve oy birliğiyle yatırım kararını aldık. Ama ikna olmam 2-3 ay sürdü. | ALİ KİBAR KİBAR HÜOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKANI KARARLARI NASIL ALIRIZ? YAPIYA BAĞLI Karar mekanizmaları konusuna kurumsal yapı olarak bakmak lazım. Kurumsal şirketlerde her şirket kendi iş akışıyla ilgili iş planlarına ve yönetimsel hedeflerine paralel bir şekilde karar alma süreçlerini işletir. Önemli yatırım veya strateji değişikliği gibi üst yönetime gidecek konularda farklı karar alma mekanizmaları devreye girebilir. STRATEJİKSE AİLE Grubumuzca yatırım ve ortaklık gibi ana stratejik kararlar yönetim kurulumuzdan çıkar. Uygulamaya dair kararlar ise profesyonellere bırakılır. Stratejik her kararı ailemizle birlikte alacağımız gibi aynı zamanda uygulamayla ilgili hiçbir karar ailemiz tarafından alınmayabilir. |
NAFİ GÜRAL KÜTAHYA PORSELEN YÖNETİM KURULU BAŞKANI SON SÖZÜ BİRLİKTE SÖYLERİZ FİKİR BİRLİĞİ ÖNEMLİ Aile şirketlerinde son sözü aslında birlikte söylediğimizi düşünüyorum. Elbette birçok fikir telakkisinde bulunuyoruz. Mümkün olduğunca fikir birliğine vararak ortak paydalarda buluşmaya özen gösteriyoruz. SÜREÇ NASIL? Eğer yatırım kararı gerekirse yöneticilerimiz bunun gerekçelerini bizlere izah eder, yatırım bütçesi sunulur, uygun bulunduğu takdirde ise hemen o anda yatırım kararı alınır. Elbette şirketlerin olağan giden işleri vardır. Bunlar için herhangi bir müdahale olmaksızın profesyonel arkadaşlarımız konsensüsle rutin işleyişi sürdürür. |
YURT DIŞINDA NASIL? ÖRNEKLER FARKLI Yurt dışındaki örneklerde farklı mekanizmalar öne çıkıyor. Msearch Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Ali Midillili, “Fiat, Ford, P&G veya Unilever gibi hakikaten anonimleşmiş şirketlerde, tüm operasyonel yetki profesyonel yöneticilere verilir” diyor. Bu örneklerde stratejik kararlar yönetim kuruluyla birlikte belirleniyor ve yönetim kurulunun yılda 2-4 kez toplanmasıyla icraat kontrol ediliyor. LİDER ETKİSİ Öte yandan “güçlü lider” figürü, yurt dışındaki örneklerde de var. Bain&Company İstanbul ortaklarından Volkan Kara, Starbucks örneğini veriyor: “Howard Schultz ilk kurucusu olmasa da Starbucks’ı bu noktaya taşıyan kişidir. Onun yönetimden ayrıldığı kısa dönemde şirket büyüsünü yitirmiş, onun geri gelişi ve tekrar kararlara dahil olmasıyla eski başarısını kazanmıştır. Schultz, oyun kurucu olarak başladığı yolda, özellikle son yıllarında kültür taşıyıcı bir role bürünmüştür.” |
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?