CEO'lar derste

Pek çok CEO, çeşitli üniversitelerde ders veriyor.

1.08.2012 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
CEO'lar derste
Unilever Türkiye CEO’su izzet Karaca, Euro RSCG CEO’su Levent Erden, Soyak Holding CEO’su Emre Çamlıbel gibi pek çok CEO, çeşitli üniversitelerde ders veriyor. Yoğun ajandalarının arasında öğrencilere önemli bir vakit ayıran bu liderler, güncel iş deneyimlerini ve bilgilerini geleceğin liderlerine aktarmak istiyor. Önemli bir bölümü, girişimci olmaları için gençleri yönlendiriyor. Ancak bu yöneticiler, yeni nesli sabırsız ve aceleci buluyor.

Tabloyu görmek için görsele tıklayın.


  “GENÇLER ÇOK UMUTSUZ”
Levent Erden, Türkiye’nin en iyi reklamcılarından biri. Ülkenin de en iyi ajanslarından Euro RSCG’yi yönetiyor. Elbette çok yoğun ama kendini 3 yıldır öğrencilerine adamış durumda. Erden, 3 yıldır Bilgi Üniversitesi MBA programında marka, entegre pazarlama iletişimi ve tüketici davranışları derslerine giriyor. 2012-2013 eğitim döneminde yine MBA programında “interaktif business” adlı dersi de vermeye başlayacak. Peki bu kadar başarılı, talep gören ve yoğun bir iş insanı neden üniversitede ders veriyor? Erden, bu soruyu şöyle yanıtlıyor: “İş hayatı akademik hayatın çok önünde gidiyor. Pazarlama gibi çok hızlı değişen endüstrilerde, akademik dünya iş dünyasını takip edemiyor. Tüm CEO’lara ders vermelerini tavsiye ediyorum. Yapmak zorunda olduğum için hocalık yapıyorum, tüm CEO’lar yapmak zorunda.” Erden, öğrencilerin iş dünyasından en büyük taleplerinin unvan olduğunu söylüyor. “Çokuluslu bir şirkette çalışmak istiyorlar ve unvan istiyorlar. Bu bir facia. Herkes gelecekten çok umutsuz. Bu yüzden yüksek lisans yapıyorlar. Sosyal bilimler okuyan öğrencilerin büyük kısmı gelecekten umutsuz” diye gözlemlerini paylaşıyor. Erden ayrıca derslerin akşam 7’de başlamasından dolayı iş yaşamının etkilenmediğini belirtiyor.

ÖĞRENCİLERİ GİRİŞİMCİ YAPACAK
Nexum’un kurucularından şirketin yönetim kurulu başkanı Joachim Behrendt, 15 yılı aşkın bir süredir Türkiye’de yaşıyor. Behrendt, gerçek bir akademisyen. 1994’ten 1997’ye kadar Marmara Üniversitesi Almanca İşletme Bölümü’nde misafir doçent olarak bulundu. 19972000 yılları arasında London School of Economics ile Birkbeck Colle-ge’de dersler verdi. 2000 yılında Londra’dan dönüp Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü’nde muhasebe ve finans alanında doçent doktor olarak ders vermeye başlayan Behrendt, 2003 yılında ders vermeye ara verdi. Sonrasında 2011’de yine Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü’nde yarı zamanlı çalışmaya ve girişimcilik alanında ders vermeye başladı. Behrendt, her zaman kariyerinin yarısının akademisyenlikle, diğer yarısının da iş dünyasıyla dolu olduğunu söylüyor. Bunun, işletme alanında ders veren bir akademisyen için olmazsa olmaz bir gereklilik olduğunu düşünen Behrendt, “İşletme eğitimini, teorisiz yürütemezsiniz; fakat bu teorileri pratiğe dökebilmeli ve gerçekten işe yaradıklarını kanıtlayabilmelisiniz” diyor. Behrendt, neden ders verdiğini ise şöyle açıklıyor: “Mümkün olduğunca fazla öğrenciyi kendi şirketlerini kurmaları ve işletmeleri için teşvik etmeyi amaçlıyorum. Günümüzde yeni girişimler daha fazla iş olanağı yaratırken eski ekonomiyle karşılaştırıldığında, ekonomik kalkınmaya daha çok destek oluyor.”~

İŞ YAŞAMINI SİMÜLE EDİYOR

3 Seas Capital Partners CEO’su Şevket Başev de Bilgi Üniversitesi MBA Programı’nda öğretmenlik yapıyor. “Şirket alım, satım ve ortaklıkları” adlı dersi veren Başev, her hafta işlenen konuda uzman, başarılı işadamlarını deneyimlerini paylaşmak üzere derse misafir ediyor. Başev, ayrıca teorik bilgi birikimini uygulamaya geçirmek üzere bir birleşme ve satın alma (M&A) işlemini başından sonuna kadar simüle ettiklerini ifade ediyor.
Haftada 4-5 saatini öğrencilerine ayırdığını söyleyen Başev, bu süreci ortakları Tarık Şarlıgil, Emre Erginler ve İbrahim Arınç ile dayanışma içerisinde yürüttüklerini belirtiyor. Başev, şöyle devam ediyor: “Öğrencilerimin bu alandaki merakı üzerine üniversite kampüsünde yapılan dersi M&A işlemi canlandırması sürecinde şirket ofisimize alıyorum. Böylelikle hem arkadaşlarım ulaşım gibi konularda zaman kazanıyor hem süre kısıtlaması olmadan tartışabiliyoruz. Öğrencilerim MBA seviyesinde, yani pek çoğu profesyonel olarak çalışan arkadaşlar. Onlara ilk tavsiyem, not için ders çalışmamaları. Ayrıca onlara kararlı olmak, dürüst olmak, katma değer yaratmak ve ilişkileri her zaman iyi ve taze tutmak gibi tavsiyelerde bulunuyorum.”

“BAŞARISIZLIK ÖYKÜSÜ DİNLEMEK İSTİYORLAR”
Mazars Denge CEO’su Izel Levi Coşkun ise 2004 yılından beri Marmara Üniversitesi’nde yüksek lisans öğrencilerine “girişimcilik” dersi veriyor. Yılda 120-130 saatini üniversitede öğretmenliğe ayırıyor. Ders vermeye ise 2004 yılında TÜGIAD’da girişimcilik komisyonunun almış olduğu bir karar doğrultusunda, üniversite sanayici işbirliği kapsamında bir proje olarak başlamış. Ders programını oluştururken Babson Üniversitesi gibi girişimcilik konusunda uzmanlaşmış üniversitelerin programlarını araştırdığını söyleyen Coşkun, “Bana göre paylaşılmayan bilginin bir değeri yoktur. Yaklaşık 20 yıldır iş dünyası içindeyim. Öğrendiklerimi, tecrübelerimi öğrencilerle paylaşmakonlara biraz olsun yön verebilmek bana büyük keyif veriyor” diyor. Öğrencilerinin kafasını karışık bulan Coşkun, başarı öyküleri karşısında motive olmaktan çok demotive olduklarını belirtiyor. Coşkun öğrencilerinin kendilerinden taleplerini ise şöyle anlatıyor: “Öğrenciler başarı hikayelerinin yanında başarısızlık hikayelerini de dinlemek istiyor. Bir fikrin nasıl bulunduğu ve bu fikrin işe nasıl dönüştürüldüğü yine en çok merak edilen konulardan biri. Finansman da bir diğeri. İşleri hep ailelerden alınacak paralarla kurabileceklerini sanıyorlar. Birtakım fırsatların farkında değiller. Sürdürülebilirlik konusu da yine merak edilen diğer bir konu. Herkes bundan bahsediyor ama tam olarak anlaşılamıyor. Bu konu için bir ders ayırıp iyice anlaşılmasını sağlamaya çalışıyorum.”

ADSCHOOL’DA İKİ CEO
Araştırma sektörünün önemli isimlerinden Ipsos KMG CEO’su Vural Çakır da Bilgi Üniversitesi’nde Adschool İstanbul’da yüksek lisans programında 2006’dan bu yana ders veriyor. Bilgi Üniversitesi ve Reklamcılık Vakfı’nın ortak projesi olan Adschool, pazarlama iletişimi alanında çok önemli bir boşluğu dolduruyor. Çakır, uzmanlık alanı olan kantitatif ve kalitatif araştırma konusunda haftada 2,5 saat ders veriyor. Çakır, öğrencilerine sıklıkla girişimcilik damarlarını güçlendirmelerini öneriyor. “Sık sık antrenman yapmalılar; adaleler gibi girişimcilik damarı da çalıştırılmazsa ölür” diyen Çakır, gençlerin performanslarını aldıkları ücretle ölçmemeleri gerektiğini de söylüyor. Öğrencilerinin kendisini sürekli sorgulamaya hazır olduğunu ifade eden Çakır, ondan ne talep ettiklerini şöyle anlatıyor: “Gelen sorular, genellikle kısa vadeli sonuç almaya yönelik uygulamaların neler olacağı konusunda. Yüksek lisans öğrencileri, daha çok günlük hayatlarında onlara destek olabilecek uygulanabilir modeller istiyor.” ~
Adschool’da ders verenler arasında Monster’dan Ebru Çapa da var. 3 yıldır dijital pazarlama konusunda ders veren Çapa, “Derslerde sosyal medya, dijital mecrada marka konumlandırması, yeni tüketici trendleri gibi gençlerin aktif olduğu alanlara daha farklı açılardan bakmalarını sağlayacak konular işliyorum” diyor. Çapa, gençlere gönüllülük esasına dayalı projelerde yer almanın ve özellikle “networking” olanağı sağlayacak sektörel etkinliklere katılım göstermenin iş bulma sürecini kolaylaştırdığını aktarıyor. Öğrencilerin iş dünyasıyla ilgili merak ettiği konuların başında geleceğin mesleklerinin ve iş fırsatlarının olduğunu söylüyor.

“BİRİKİMLERİMİ PAYLAŞMAK İSTİYORDUM”
Doğan Holding’in sanayi grubu şirketlerinden Çelik Halat’ın genel müdürü Ahmet Çağlar ise Bahçeşehir Üniversitesi’nde MBA programında öğretmenlik yapıyor. ‘Yeni ürün geliştirme” dersi veren Çağlar, yeni dönemde de “yenilikçi ürünler vehizmetler” adlı bir ders verecek. Çağlar, ders verme kararını nasıl aldığını şöyle anlatıyor: “Makine mühendisliği ve işletme ihtisası olan bir profesyonel olarak 1973 yılından beri mühendislikten başlayarak üst yöneticiliğe uzanan bir süreçte sanayi ve enerji sektöründe hizmet verdim. Birikimlerimi gençlerle paylaşmayı bir süredir düşünüyordum. Bahçeşehir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Başkanı Burak Küntay, teklif edince kabul ettim.” Çağlar, öğrencilerine özellikle insanın önemi, sürdürülebilir başarı, stratejik yönetim ve düşünce sistematiği konusunda birikimlerini aktardığını belirtiyor. Çağlar, “Her şeyde hep dünya ölçeğinde düşünmelerini, sabırlı olmalarını ve gelir-gider, bilanço, nakit akımı bağlamında hesaba kitaba hakim olmalarını hatırlatıyorum” diye devam ediyor. Çağlar, öğrencilerinin kendisine en fazla sorduğu soruları şöyle anlatıyor: “İş yaşamında işlerin nasıl yürüdüğünü, örnekleri ve gerçek uygulamaları merak ediyorlar. Bu bağlamda yöneticileri, işadamlarını da konuk konuşmacı olarak davet edip doğrudan bilgilendirmeye çalışıyoruz. Ayrıca işlediğimiz konularla örtüşen gazete ve diğer yayınların haberlerinden kendilerine çeşitli örnekler veriyorum. Ve yayınları bu farkındalıkla takip etmelerini tavsiye ediyorum.”

UNILEVER TÜRKİYE, RUSYA, ORTADOĞU, KUZEY AFRİKA, ORTA ASYA VE KAFKASYA BAŞKAN YARDIMCISI VE UNILEVER TÜRKİYE CEO’SU
İŞ ETİĞİYLE OKUL SIRALARINDA TANIŞTIRIYORUZ"
GELECEĞİN LİDERLERİ

5 yıldan beri Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü’nde iş etiği dersine giriyorum. Unilever’de gerçekten çok yoğun bir ajanda doğrultusunda çalışıyorum. Ancak gençlerle buluşmak, onlarla görüş alışverişinde bulunmak ve gerektiğinde onlardan farklı bakış açıları almak bana çok büyük bir keyif veriyor. İş etiği, en önemli şirket politikalarımızın başında geliyor. Geleceğin liderlerini bünyesinde görmek isteyen bir şirket olarak, geleceğin liderlerinin iş etiği kavramıyla okul yıllarında tanışmalarını önemsiyoruz.
“GENÇLERİ İZLİYORUM”
Muhtelif nesillerle buluşmak, onlarla yakın iletişimde bulunmak müthiş derecede besleyici. Bu şekilde onların dünyalarını da yakından izleme fırsatı bulabiliyorum. Bu kapsamda da iş hayatımda bana rehberlik edecek kadar önemsediğim ve onlara önermek istediğim üç önemli konu var: Birincisi, ‘Sevdiğin işi yapmak’. İnsanın sevdiği işi yapması, mutlaka motivasyonu, başarıyı, sağlığı, kişisel ve onun ayrılmaz bir parçası olan aile mutluluğunu beraberinde getiriyor. İkinci konuyu ise kısaca “yüzde 51’le karar, yüzde 100’le uygulama” olarak özetleyebilirim. Üçüncü olarak ise öğrencilerin vizyonlarını açık tutmaları gerektiğini söylemek istiyorum. Çünkü vizyon bir rüya görmektir. Gençler de aldıkları eğitim sonucunda bir rüya görmeli, kendileri ve ülkeleri için ne yaparak katkıda bulunabileceklerine karar vermeliler.~

DR. M. EMRE ÇAMLIBEL SOYAKHOLDİNG CEO’SU
"DERSLER BENİM İÇİN FIRSAT"
YENİ KUŞAĞI TANIYORUM

Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nde doktora yaptım. Bu süreçte ders verme fikri bana çok sıcak göründü. Gençlerle birlikte olmak, farklılaşan yeni kuşağın bakış açısını anlamak benim için çok önemli. Bu açıdan dersler benim için de bir fırsat. Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat İşletmesi Yüksek Lisans Programı’nda 3 yıl ders verdim. Kadir Has Üniversitesi Gayrimenkul Geliştirme Akademisi’nde de 3 defa sertifika programında hocalık yaptım. Üniversitelere davet edildikçe konuk hoca olarak inşaat ve gayrimenkul dersleri veriyorum.
CEO OLMAM İLGİLERİNİ ÇEKİYOR
Bir CEO’nun gençlere ders vermesi, aslında onlar için de bir fırsat. Zira hem şirket olarak yaptığımız uygulamalar hakkında detaylı sorularla karşılaşıyorum hem kişisel olarak kariyerim ve yöneticilik yaklaşımım hakkında sorular sıkça soruluyor. Tabii bir de iş başvuruları var; yeni mezun biri olarak nasıl tecrübe edinecekleri, nereden başlayacakları konularında sorular soruluyor.
SABIRLI OLUN, ÇOK ÇALISIN
“Y” jenerasyonu diye tarif edilen, teknolojiyi kullanan, kendini rahatlıkla ifade eden, zora pek gelemeyen ve teknolojinin hızına bağlı olarak bizlere göre daha sabırsız, her şeyin çabuk olmasını isteyen, olmayınca kızan ve darılan yeni bir nesil var. Ben de onları tanımak için fırsat yakaladığıma inanıyorum. Onlara önerim sabırlı olmaları, ne istediklerine karar verip çok çalışmaları.

HALİT ZAİM FUJITSU TÜRKİYE VE BALKANLAR GENEL MÜDÜRÜ
"GENÇ NESİL HER ŞEYİ HEMEN İSTİYOR"
ITÜ’DE BAŞLADIM

Üniversitede ders verme teklifi, öğretim üyesi bir arkadaşımdan geldi. Kendi kendime “Neden olmasın” dedim ve 3  yıl önce hocalığa başladım. Aynı zamanda mezun olduğum ITÜ’nün Mezunlar Konseyi ve Mezunlar Derneği Yönetim Kurulu üyesiyim. Burada son sınıf öğrencilerine girişimcilik dersi vererek hocalığa başladım.
DOĞRU HEDEFLER İTÜ
Sabancı Üniversitesi ve Fatih Üniversitesi’nde 3 yıldır son sınıf öğrencilerine iş yönetimi, stratejik planlama, pazarlama ve analiz dersleri veriyorum. Mühendislik eğitimi alanlar, üniversitedeki teknik derslere bağlı olarak icat ve yaratıcılık yönlerini oldukça geliştirmiş olarak hayata başlar. Ancak iş hayatının gerçekleriyle alınan eğitim örtüşmez. Burada amacımız, öğrencilerin doğru hedeflere yönelmelerini sağlamak, özellikleri doğrultusunda iş bulmaları yönünde tavsiyeler vermek.
YENİ NESİL ACELECİ
Yeni hayata başlayacak öğrencilere en önemli tavsiyem, belli noktalara gelmenin bir süreç işi olduğunu hatırlatmak. Bana en çok gelen sorular arasında ‘Yarın bir bilgisayar tasarlamak istiyorsam ne yapmalıyım” gibi son derece aceleci bir arzu var. Gençlerin biraz kendilerine zaman tanıması gerektiğini anlatmamız gerekiyor. Ama genç nesil her şeyi hemen istiyor.
MARATONCU OLUN
Öğrencilerime, bir maraton koşucusunu düşünmelerini öğütlüyorum. Maratoncu, ilk başladığı andan parkurun sonuna kadar var gücüyle koşması durumunda o yarışı asla kazanamaz. Enerjilerini doğru yerlerde kullanmaları ve gerekli hızlı adımları, doğru yerde atmaları maratonda birinciliği getirir. Gençlere de iş hayatında aynı bir maraton koşucusu gibi enerji ve bilgilerini doğru adımlarla, doğru zamanlarda kullanmalarını tavsiye ediyorum.~

DANİŞ NAVARO BRAAS CEOSU
MBA'İ DAHA İYİ İŞ İÇİN YAPIYORLAR"
5 YILDIR YEDİTEPE’DE

5 yıldır Yeditepe Üniversitesi’nde “liderlik”, “rekabet stratejileri”, “çağdaş yönetim” dersleri veriyorum. Gerek akademik altyapımı gerekse iş hayatındaki 30 yılı aşkın tecrübemi gençlere aktarmak istedim. Ülkemizdeki en büyük sorunlardan biri, iş hayatı ile üniversiteler arasındaki zayıf ilişki.
SEVDİĞİNİZ İŞİ YAPIN
Her şeyden önce gençlere sevdikleri işi yapmalarını tavsiye ederim. Kulaklarını popüler söylemlere tıkasınlar ve bilgi ve becerileri doğrultusunda ve yaparken zevk alabilecekleri, sevdikleri bir iş yapsınlar. Yine bilimsel bilgiye önem vermeleri, kulaktan dolma bilgiyle değil, bilimle ve akademik dünyadan beslenerek hareket etmeleri çok önemli.
ÖZGÜVENLERİ EKSİK
Öğrenciler, özellikle gelecekte hayatlarını nasıl kazanacakları konusunda endişeli. Özgüvenleri zayıf. Şirketlerde istedikleri işleri yapamamaktan, aslında gönüllerinde olan meslekleri yapamamaktan şikayetçiler. Kariyerde “aşırı hızlı ilerlemek”, bir an önce maddi refaha ulaşmak yine temel kaygılardan biri. Sıkışıklık ve gerilim yaşıyorlar.

NEDEN MBA? Çoğu öğrencinin MBA yapmasının nedeni, sadece ve sadece daha iyi bir iş bulmak. Böyle olunca da kendi öz yetenekleri, kapasiteleri, eğilimlerini asıl yapabilecekleri ve başarılı olabilecekleri alanlarda kullanamayabiliyorlar. Buna karşılık öğrencilerin bir kısmı, son derece mutlu, istekli ve coşkulu bir şekilde ve aynı zamanda da bilinçli olarak MBA’yi yönetici pozisyonuna yükselebilmek için bir basamak olarak görüyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz