Pek çok sektörün kendi enflasyonu geçen yıla göre puan bazında hızla yükseldi, oysa çok azı bu yükselişi fiyatlarına yansıtmayı tercih etti…
Özlem Aydın Ayvacı
ENFLASYON ORANI TAMAMEN FİYATLARA YANSITILDIĞI durumda pazar kaybına sebep oluyor, yansıtılamadığı durumdaysa kârlılığı olumsuz etkiliyor. Dolayısıyla piyasa ve şirket hedefleri doğrultusunda enflasyon artışı belli oranlarda fiyata yansıtılıyor, yansıtılamayan kısım için maliyet azaltma tedbirleri uyguluyoruz ya da bu kârlılıktan ödün verebiliyoruz.” Anadolu Isuzu Genel Müdürü Tuğrul Arıkan, pek çok sektörün ve şirketin enflasyon karşısındaki büyük çaresizliğini işte böyle anlatıyor. Artık şirketler enflasyona bağlı artışları 80 ve 90’lardaki enflasyonist dönemlerde olduğu gibi satış fiyatlarına istedikleri gibi yansıtamıyor. Pek çok sektör temsilcisi, çift haneli enflasyon karşısında yeniden strateji belirliyor. Capital’in yaptığı araştırma da bu gerçeği gözler önüne seriyor. Şirketler sektörlerinin kendi enflasyonlarıyla maliyet kontrolü, verimli çalışma, kârdan fedakarlık gibi yöntemlerle mücadele etmeye çalışıyor. 2017 Ağustos ayında yıllık enflasyon bir aylık molanın ardından yüzde 10,68 ile yeniden çift haneye çıktı. Eylülde ise tırmanış sürdü. TÜFE eylülde yüzde 0,65, YİÜFE yüzde 0,24 arttı. Yıllık enflasyon tüketici fiyatlarında yüzde 11,20, yurt içi üretici fiyatlarında yüzde 16,28 oldu. İşte otomotivden demir çeliğe, temizlik ürünlerinden hazır giyime onlarca sektörün enflasyonla mücadele yöntemleri…
Kimya sektöründe enflasyon yüzde 21,18. Bir yıl önceki enflasyon oranı ise sektörde 0,48 idi. Bu çok hızlı yükselişin ardındakilere gelince… Kimya sektöründe enflasyon oranlarına etki eden unsurlardan biri talep artışı, bir diğeri ise üretim maliyetlerindeki yükselme. İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz, hammaddede dışa bağımlı olan sektörde üretim için gerekli olan hammaddenin yaklaşık yüzde 70’ini ithal ettiklerini söylüyor. Akyüz, plastik ve kauçukta ise hammaddede dışa bağımlılık oranının yüzde 90’lara vardığına işaret ediyor. Hammadde fiyatlarındaki artışla birlikte enerji ve petrokimya ürünleri fiyatlarındaki artış da kimya sektörü enflasyonu üzerinde önemli etkilere sahip. Akyüz, rekabetin yoğun olduğu ve pazar payı elde etmenin önemli olduğu kimya sektöründe maliyet artışlarını fiyatlara sınırlı şekilde yansıtabildiklerini söylüyor. Akyüz enflasyondaki artışla nasıl başa çıktıklarını şöyle açıklıyor: “Yüksek enflasyon artışı, satış fiyatlarının artmasına, satış hacimlerinin azalmasına ve dolayısıyla kârların düşmesine sebep olduğundan sanayicilerimizin rekabetçiliğini olumsuz etkiliyor. Girdi maliyetlerindeki artışlardan korunmak için şirketlerin stratejik olarak maliyet analizlerini çok iyi yaparak, enflasyonun etkilerini en aza indirmeleri gerekiyor.”
PRİM ARTIŞI AŞAĞIDA KALDI
Allianz Türkiye Finans Genel Müdür Yardımcısı Ersin Pak, kasko ve trafik sigortalarının enflasyon oranını, yedek parça ve tamirhane işçilik ücretleri ile bedeni hasarlara baz teşkil eden asgari ücret tutarının belirlediğini söylüyor. Sağlık branşında ise enflasyon oranları en başta Türk Tabibler Birliği’nin asgari ücret tarife değişikliği olmak üzere Sağlık Uygulama Tebliği Tarife Değişikliği, kur değişimi ve TÜFE değişimleri dikkate alınarak hesaplanıyor. 2017 yılı özel sağlık sigortasına konu olan giderler için enflasyon oranı yüzde 11 oldu. Tüm bu çerçevede, sigorta sektörünün maliyet enflasyonu, genel enflasyonun birkaç puan üzerinde seyretti. Pak, sigorta sektöründe prim artışının bu yıl maliyet enflasyonunun oldukça altında seyrettiğine dikkat çekiyor. Bunda en büyük etkenin, Hazine Müsteşarlığı’nca trafik branşında uygulamaya alınan tavan prim uygulaması olduğunu belirten Pak, şöyle devam ediyor: “Bu uygulama, sektörün prim seviyesini 2016 yılına göre yüzde 25 ila yüzde 30 bandında aşağıya çekmiş durumda. Diğer taraftan kaskodaki rekabet arttı, kur artışının yedek parça enflasyonuna olan sert etkisi sigorta primlerine yeterince yansıtılamadı. Dolayısıyla maliyet enflasyonunun altında kalan sigorta prim artışlarının özellikle 2018 yılı kârlılığına etkisinin oldukça olumsuz olacağını düşünüyoruz.” Unico Sigorta Genel Müdürü Cenk Tabakoğlu, Sigorta Birliği ve Hazine Müsteşarlığı’nın birlikte çalışarak yaptığı yeni düzenlemelerle girdi maliyetlerinin düşürülmesinin hedeflendiğini söylüyor. Tabakoğlu, “Örneğin, eşdeğer parça kullanımıyla ilgili yapılan düzenlemeyle orijinal ve ithal parça kullanımının azaltılması hedeflendi” diyor.
Deri ve deri ürünleri sektöründe enflasyonu döviz kuru, kredi faiz oranları, sosyal girdiler, enerji fiyatları ve uluslararası hammadde fiyatları belirliyor. Orjin Group İhracat ve Uluslararası İlişkiler Direktörü Lemi Tolunay, hammadde fiyatları hariç bu faktörlerin sektörün kendi iç dinamikleriyle değil, genel ekonomi yönetimiyle ilgili olduğunu belirtiyor. Tolunay, sektörde enflasyonun yükselmesinin gerekçelerini şöyle sıralıyor: “Sektör tamamen ithalata dayalı bir iş kolu haline dönüştü. Sadece işçilik ve sosyal girdiler yerli kaldı. Son bir yılda sektör enflasyonu, çok kabaca yüzde 15 civarında. Döviz kuru, kredi faiz oranları, enerji fiyatları sektörün enflasyon oranında şiddetle etkili oluyor. Öte yandan, KOBİ’ler tarafından önemli miktarlarda KGF kredileri kullanıldı. Bu kredi kullanımı maalesef borçların ötelenmesinde veya ertelenmesinde kullanıldı. Sonuçta, KGF kredisi olarak sektöre pompalanan bu taze kredi de dolaylı enflasyon etkisi yarattı.” Tolunay, deri sanayicilerinin kârdan vazgeçip yaşamda kalmak için mücadele verdiklerini ve sektörde kapasite kullanım oranının da hızla düştüğünü ifade ediyor.
HAZIR GİYİMDE KÂR DÜŞTÜ
Hazır giyimde fiyatları ve dolayısıyla enflasyonu belirleyen dört önemli kalem var. En önemlisi kumaş ve yan sanayi girdileri. Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Şeref Fayat, kumaş fiyatlarının son bir yıl içinde yüzde 20-25 arasında arttığını söylüyor. İkinci önemli unsur işçilik maliyetleri. Fayat, son bir buçuk yılda işçilik maliyetlerinin de yüzde 20-25 civarında arttığına dikkat çekiyor. Üçüncü maliyet unsurunun nakliye olduğunu söyleyen Fayat, “Döviz kuru ve akaryakıt fiyatlarındaki artışlarla bu maliyetler de en az yüzde 15-20 yükseldi. Son olarak kredi faiz oranları TL cinsinden son bir yılda yüzde 11-12’den yüzde 15-16’lara çıktı” diyor. Artan maliyetlerini fiyatlara yansıtamadıklarını söyleyen Fayat, “Bunun satışlar üzerinde olumlu etkisi oluyor ancak kârlılık son bir yıldır olumsuz etkilendi” diyor. Enflasyondaki 1 puanlık artış hazır giyimde girdi fiyatlarına yaklaşık 2,5-3 puan etki ediyor. Sektörde müşterilerin fiyat hassasiyeti de çok yüksek. Fayat, maliyet artışlarını özellikle ihracat ürünlerine yansıtmanın daha da güç olduğunu belirtiyor. Burada dengeleyici unsurun döviz kurlarındaki artış olduğunu söylüyor.
~
ZAM 1 YIL SONRA
Perakende, enflasyondan pek çok kalemde yüksek oranda etkilenen bir sektör. Watsons Genel Müdürü Ahmet Yanıkoğlu, 2016 yılının son çeyreğinden itibaren döviz fiyatlarındaki artışa paralel, sattıkları ürünlerin maliyetlerine yansıyan fiyat artışlarına dikkat çekiyor. Yanıkoğlu, “Bazı ürün gruplarında ek gümrük vergileri de maliyetleri artırdı. Piyasa oyuncuları bu maliyetlerin önemli bir kısmını kendi kaynaklarından karşılıyor. Artan maliyet artışlarının fiyatlara yansıması en az bir yılı daha alacak” diyor. Silk&Cashmere COO’su Neşe Tuncer, perakende sektöründe en büyük iki giderin kiralar ve iş gücü olduğunu söylüyor. Silk&Cashmere’in kendi enflasyonunun yüzde 12 olduğunu belirten Tuncer, geçen yılki orana göre enflasyon oranlarının 6 puan azaldığını belirtiyor. 2016 yılında enerji giderlerindeki artış oranının çok yüksek olduğunu hatırlatan Tuncer, “2017 yılında AVM’ler kiralarda döviz kurunu sabitleyerek veya indirim vererek, kur artışının kiraları tamamen etkilemesini engelledi. Oluşan enflasyon oranının tümünü fiyatlarımıza yansıtamıyoruz. Kârlılık, ürün satış kârlarından ziyade tasarruf tedbirlerine bağlı olarak yönetilmeye çalışılıyor” diye özetliyor. İmza İcra Kurulu Başkanı Selahaddin Taşkınırmak, personel zamları ve döviz kuru artışına bağlı kira ve hammadde girdilerinin kendilerini olumsuz etkilediğini söylüyor. Taşkınırmak, “Perakende satış fiyatları gider enflasyonunun altında yükseldiğinden zarar arttı. Personel giderlerini minimize ettik. Artan maliyetleri tedarikçilerimize, kiralama şirketlerine, müşteriye yansıtamıyoruz. Kâr düşüyor” diyor.
HAMMADDE BELİRLİYOR
Yüzde 60 enflasyon oranıyla demir çelik, çok yüksek bir oranda enflasyonla yaşıyor. Demir çelik sektöründe enflasyon oranını temel olarak, hurda, demir cevheri, koklaşabilir kömür, enerji ve işçilik girdileri belirliyor. TCUD Genel Sekreteri Veysel Yayan, son 1 yılda fiyatları 15 kat artış gösteren grafit elektrotun da 2017 yılında maliyetleri belirleyen önemli bir girdi niteliği kazandığına dikkat çekiyor. Yayan, fiyatlar dünya genelinde yükseldiği için sektör ürünlerinde yaşanan enflasyonun kârlılığı ve satışları olumsuz etkilemediğini belirtiyor. Sarkuysan Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Çaycı, bakır sektöründe enflasyon oranını belirleyen girdiler arasında hammadde, elektrik, doğalgaz, işçilik, sarf malzemeleri, genel yönetim, nakliye, pazarlama, satış ve dağıtım giderlerini sayıyor. Bakır fiyatlarının Londra Metal Borsası’nda günlük olarak belirlendiğini hatırlatan Çaycı, “Dolayısıyla fiyatlar kur etkisiyle maliyetleniyor ve direkt enflasyondan etkilenmiyor” diyor. Çaycı, yüksek enflasyonun kârlılık azalmasına, satış miktarlarında düşüşlere neden olduğuna dikkat çekiyor. Endüstriyel mutfak sektöründe hammaddenin yurt dışından temin edilmesi nedeniyle enflasyon oranına dövizdeki artışlar etki ediyor. TUSİD Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Gürkaynak, yaşananları şöyle anlatıyor: “Enflasyon oranlarındaki artışlar kârlılığı doğrudan etkiliyor. Bu nedenle birçok şirket personel istihdamı, reklam yatırımı ve Ar-Ge yatırımlarında kısıtlamalara gitmek zorunda kaldı. Hatta kapanan şirketler var” diyor.
4 SEKTÖRDE DURUM
Bal, tarım ve hayvancılığa dayalı bir sektör. Ana girdi balın kendisi. Anavarza Bal Genel Müdürü Can Sezen, sektörde enflasyonun yüzde 40 olduğuna dikkat çekiyor ve sektöre etkilerini şöyle anlatıyor: “Bu rakam kârlılığımızı etkiliyor çünkü bu artışı raf fiyatlarına yansıtamadık. Ekim ayı itibarıyla raflara yansıması yüzde 15 civarında fiyat artışı şeklinde olacak.” Gülman Group Yönetim Kurulu Başkanı Polat Gülman, yüksek enflasyonun kendilerine etkilerini şöyle açıklıyor: “Konut satıyoruz. Enflasyon alım gücünü azalttığı için maliyet artışını hiçbir yere yansıtamıyoruz. Kârımızı minimumda tutup müşterilere satış yapmaya devam ediyoruz. Enflasyondaki artış satış sürecini 3 ay uzatıyor.” Midpoint Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Çarıkçılar, restoran sektöründe işletmelerin ciro hedeflerinin tutması durumunda kârlılığın minimum yüzde 15 olduğunu söylüyor. Yüksek enflasyonun kârlılığı aşağıya çektiğini belirtiyor. Yüksek enflasyon ortamında menü fiyatlarına yıllık ancak yüzde 4 artış yapabildiklerini ve bu durumda yüzde 10 kâr hedefleyebildiklerini dile getiriyor. İnoksan Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Varlık, artan enflasyonla birlikte endüstriyel mutfak sektöründe yatırımlarla birlikte satışların da azaldığını belirtiyor. Varlık, “Artan maliyetlerimizi ise kârlılığımızdan feragat ederek ve bir kısım da satış fiyatlarımızı yükselterek karşılıyoruz. Ancak konjonktürel olarak talebin yükseldiği ve kapasitelerde doluluklara ulaşıldığı dönemlerde kısmen piyasaya yansıtma imkanı oluşuyor” diyor.
~
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?