Özetle tahsilat ve ödemelerde sektörlerde denge arayışı sürüyor...
Özlem Aydın Ayvacı
Yıldız Holding, Doğuş Holding, Gama Holding gibi büyük grupların borçlarının yapılandırılması talebi, piyasalarda tam bir şok etkisi yarattı. Yeniden yapılandırmaların yeterli olmadığı durumlarda ise büyük şirketler konkordato ilan etmeye başladı. Aralarında Hotiç, Beta Ayakkabı, Yörsan, Keskinoğlu, Emay İnşaat, Gilan, Saray Halı gibi kendi sektörünün önemli oyuncularının da olduğu şirketler, nakit akışları bozularak ödeme zorluğu içine girdi. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekip Avdagiç, Türkiye’de konkordato ilan eden şirket sayısının yaklaşık 500’e, İstanbul’da ise 100’e yaklaştığını açıkladı. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, sayıyı 356 olarak ilan etti. Bazı kaynaklarda bu sayının bine yaklaştığı telaffuz ediliyor. Hatta 3 binli rakamlar bile konuşuluyor. İşte bu tablo, piyasaların içine girdiği sıkıntıyı gösteriyor. Şirketlerin bozulan nakit akışı nedeniyle borçlarını ve kredilerini ödeyemedikleri bu ortamda, tahsilatlarda ve ödemelerde ciddi sarkmalar yaşanıyor. Sektörler bazında yaptığımız çalışma da bunu doğruluyor. 2018’in ilk 9 ayında 26 temel sektörden 16’sında, tahsilatlarda vade uzamış durumda. 6 sektörde süre değişmezken 4 sektörde ise kısalma yaşandı. Aynı dönemde 26 sektörden 11’inde ödemelerde vadenin uzadığı görülüyor. 7 sektörde değişim yaşanmazken 8 sektörde ödemelerde vade kısaldı.
NEDEN UZADI?
Sigorta, bilişim, bakır, inşaat, turizm, gıda gibi pek çok sektörde tahsilat süreleri 2017’nin aynı dönemine göre 2018’in ilk 9 ayında uzadı. Bu sektörlerden biri de boru. GF Hakan Plastik’in CFO’su Ebru Özkök, yılbaşından bu yana ortalama yurt içi tahsilat sürelerinin 160-165 gün aralığında olduğunu, ancak özellikle temmuz sonrası vadelerde uzama eğilimi gördüklerini söylüyor. Ortalama ödeme sürelerininse 50 gün olduğunu belirten Özkök, “Özellikle personel ve hizmet alımları ödeme vademizi aşağıya çekiyor. Satın aldığımız malzemelerde ortalama ödeme vademiz 65 gün” diyor. İç piyasa tahsilat sürelerinin bir önceki yıla göre ortalama 5 gün arttığına dikkat çeken Özkök, tahsilat uzamasının nedenlerini ve sonuçlarını şöyle anlatıyor: “Yurt içi müşterilerimizin tahsilatlarını zamanında yapamaması, yüksek banka finansman maliyetleri ve banka kredi limitlerinde yaşadıkları sorunlar, tahsilat süremizi olumsuz yönde etkiliyor. Aynı vade uzamasını tedarikçi tarafına birebir yansıtamıyoruz; zira yoğun ithal hammadde girdimiz var. Yurt dışı şirketler, vade uzatma konusuna olumlu yaklaşmıyor. Yurt içinden yaptığımız alımlarda ise aracı şirketler kur riski almak istemediği için mümkün olduğunca peşin satış yapmak istiyor. Vadede ısrarcı olduğumuzda ise fiyatlara yüksek vade farkı yansıtıyorlar.” Sarkuysan Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Çaycı, tahsilat sürelerinin iç piyasada 10 gün uzadığını, ihracattaysa aynı kaldığını söylüyor. Çaycı, küçük ölçekli şirketlerin nakit dar boğazına girdiklerini belirtiyor ve “Büyük ölçekli şirketler ise stok ve buna bağlı kredi masraflarını düşürdü. İhracat satışlarımızda yaklaşık yüzde 10 artış olmasına rağmen özellikle son çeyrekteki beklentimiz iç piyasada daralma yaşanacağı yönünde” diyor.
ZİNCİRLEME ETKİ
Pınar yetkilileri, süt ve süt ürünleriyle et ve şarküteri ürünlerinde sektörde tahsilat süresinin son 1 yılda 50-55 günden 55-60 güne uzadığını aktarıyor. Bu sektörlerde ödeme süresi ise 65-70 günden 75- 80 gün aralığına çıkmış durumda. Sektörün tümünün sıkı bir şekilde birbirine bağlı olduğunu belirten Pınar yetkilileri, zincirleme reaksiyona dikkat çekiyor ve şöyle değerlendiriyorlar: “Çoğu kısıtlı sermaye ve yüksek borç yapısıyla çalışan özellikle küçük şirketler, daha çok zorlanıyor. Birçok küçük ve orta sermayeli şirket satışı değerlendirse de müşteri bulamıyor veya değer üzerinde anlaşamıyor. Bazı tedarikçiler veya hizmet sağlayıcılar işlerindeki kaliteyi veya verimliliği düşürüyor, işlerin aksamasına yol açabiliyor. Bazıları ise yaşamlarını sürdüremez hale geldikleri için işi terk edebiliyor.” Gantek Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Şefik Öngün, bilişim sektöründe tahsilat süresinin 30-40 gün, ödeme süresinin ise 20 gün uzadığını belirtiyor. Öngün, değerlendirmesine şu şekilde devam ediyor: “Döviz kurunun kısa zamanda yüzde 50 artış göstermesi ve piyasalardaki hareketlilik vadelerin uzamasına neden oldu. TL/dolar paritesinde yaşanan artış sektörümüzü olumsuz etkiledi. Büyük şirketteki tahsilat ve ödeme sıkıntısı doğal olarak o şirketle iş yapan kırtasiye, temizlik, servis tedarikçisinden tutun hammadde, ürün tedarikçisine kadar çalıştığı bütün tedarikçileri etkiler. Bu etki her tedarikçiye kendi ölçeğinde yansır. Şirketlerin nakit akışına aşırı dikkat etmesi gerekiyor. Bu çerçevede nakit, alacak borç ekseniyle TL- yabancı para pozisyonlarını dengede tutmaları ve risklerini sürekli ölçmeliler.”
DENGESİZLİK YAŞANIYOR
Bazı sektörlerde tahsilat süresi son 1 yılda uzarken ödeme süreleriyse kısaldı. Ayakkabı, bu sektörlerden biri. Elle Ayakkabı Yönetim Kurulu Başkanı Fehim Akar, sektörde 2018’in ilk 9 ayında tahsilat sürelerinin 2017’deki 90-120 gün aralığından 180 güne çıktığını söylüyor. Akar, ödemelerdeyse vadelerin kısaldığına dikkat çekiyor ve şöyle konuşuyor: “Ödeme süremiz, 240 günden 180 güne düştü. Finansal anlamda güçsüz şirketlerin bu dönemi atlatmak için yeni finansman kaynakları yaratması, masrafları kısması, üretimi ucuzlatması ve personel istihdamını minimum seviyelerde tutması gerekiyor.” Büyük şirketlerde yaşanan tahsilat ve ödeme sıkıntısının birlikte çalıştığı yan sanayi ve fason üreticilerini 2 misli etkilediğine dikkat çeken Akar, şöyle devam ediyor: “Çünkü birçoğu ekonomik sıkıntılardan dolayı günü geçirmek için yaşıyor. Şirketler daha önce ödemede kullandıkları uzun vadeleri kısaltmak zorunda kalıyor. Dolayısıyla müşterilerinden gelen taleple tahsilat süreleri de uzuyor. Mevcut çeklerinin vadesini uzatarak geçici önlemler almaya çalışıyorlar.” Gıda takviyeleri de tahsilat süresi uzayan ama ödeme süresi kısalan bir diğer sektör. Zade Vital Genel Müdürü K. Taha Büyükhelvacıgil, bu durumu şöyle açıklıyor: “Hammadde tedariklerimizde süre kısaldı. Satış hasılatında ise tahsilat süresi uzadı. Bunun da kur artışlarına bağlı olarak piyasa belirsizliğinden kaynaklandığını düşünüyoruz. Kurdaki dalgalanmalar tedarikte ciddi zorluklar getiriyor. Hiç kimse döviz riskini üstünde taşımak istemiyor.”
HERKES SAVUNMADA
Hazır giyim, ayakkabı, tekstil ve plastik gibi bazı temel sektörlerde ise tahsilat ve ödemelerde vadelerin önemli ölçüde kısaldığına tanık oluyoruz. Türkiye’nin önemli iplik üreticilerinden Durak Tekstil’in genel müdürü Ömer Durak, 2018’in ilk 9 ayında hem tahsilat hem ödeme süresinin 90 gün civarında olduğunu söylüyor. Bu süreler, 2017’nin aynı döneminde 180-250 gün arasındaydı. Durak, bu kısalmayı şöyle değerlendiriyor: “Tahsilat ve ödeme sürelerimiz kısaldı. Çünkü dolardaki aşırı artış, hammaddesi ithal olan ürünümüzün yerine konmasını zorlaştırdı. Biz de satışlarımızı kısmen dolara endeksledik, kısmen de peşin paraya çevirdik ama işlerde önemli ölçüde düşüş oldu. Kurların aşırı derece artması tüm şirketleri etkiliyor. Bizim gibi şirketler ödeme sıkıntısına girmemek için vadeleri kısaltıyor, kısmen peşin paraya dönüyor. Ancak bu da satışların önemli ölçüde azalmasına, yani daralmaya neden oluyor.” Durak ayrıca yüzde 40-45 faizle banka kredisi kullanmanın şirketleri uçurumun kenarına getireceğini söylerken “Bu dönemi ilave kredi almadan hatta mevcut kredileri ödeyerek geçirmenin gerekliliğine inanıyoruz” diyor.
PEŞİNE DÖNENLER
Pek çok sektörde ise peşine dönme talepleri arttı. Bu sektörlerden biri onlarca alt sektörü olan plastik. TOBB Plastik Kauçuk Kompozit Sanayi Meclisi Başkanı ve PAGEV Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu, tahsilat ve ödeme sürelerinin kısaldığını söylüyor ve yaşananları şöyle anlatıyor: “Yurt dışı piyasalarda Türkiye’nin riskli olarak algılanması, yurt içinde ise piyasa güveninin kaybı, faiz artışları ve finansmana ulaşmadaki güçlükler vadeleri kısalttı. Sektörümüzün yüzde 90’ı KOBİ’lerden oluşuyor ve finansmana ulaşmakta zorluk çekiyorlar. Bazı şirketlerin küçülmeye gittiğini görüyoruz. Bunun yanında iskontolu fiyatlardan peşin ihracat yapmaya çalışan şirketler olduğu gibi iç piyasada tahsilat vadelerini kısarak denge kurmaya çalışanlar da var.” İnşaat, ödeme ve tahsilatta sıkıntıların en fazla olduğu sektör. Sektörün devlerinden Nuhoğlu İnşaat da konkordato ilan etti. Öte yandan Türkiye’nin en büyük metro tünel kazıcısına sahip ikinci inşaat şirketi Yertaş da yurt dışındaki 65 milyon dolar alacağını tahsil edemeyince konkordatoya başvurdu. Şirketin yönetim kurulu başkanı Abdullah Sadıkoğlu, “Türkmenistan’da 25 milyon dolar, Kuzey Irak’ta ise 40 milyon dolar alacağımız vardı tahsil edemediğimiz için konkordato talebinde bulunduk” diyor. Kurların artışı ve buna eklenen risk zamlarıyla birlikte hammadde ve yarı mamul tedarikçilerinin vadeleri ciddi oranda daralttığına dikkat çeken Aslandağ Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Aslandağ, “Nakit talepleri var. Aksi takdirde malzeme temin edebilmek çok zorlaştı. Konut satışındaki düşüş, şirketleri yapmaları gereken ödemeleri ötelemeye yöneltti” diyor.
KAÇ KÜÇÜĞÜ ETKİLİYOR?
Tahsilat ve ödeme sürelerindeki sorunlar, her zaman önce küçük ölçekli şirketleri etkiliyor. Özellikle bir büyük şirketin borçlarını ödeyememesi onlarca küçük oyuncuyu etkileyebiliyor. MOBSAD Başkanı Nuri Gürcan, mobilya sektöründe küçük şirketlerin kapanma noktasına geldiğini büyüklerinse küçüldüğünü söylüyor. Gürcan, “Büyük bir şirketteki sıkıntının, yaklaşık 10 küçük tedarikçiyi doğrudan etkilediğini söyleyebiliriz” diyor. ZÜCDER Başkanı İsmail Erdoğan, büyüklerin sorunlarının küçükleri nasıl etkilediğini şöyle anlatıyor: “Örneğin, üretici bir şirket kendi alt bayisine vadeyi kısıtladığı zaman alt bayisi de ister istemez bu vadeyi daha da kısaltmak ve taksit sayısını azaltmak zorunda. Ortadaki kârlılıklarla bu finansman giderini tek başına küçüklerin kaldırabileceği bir durum yok. Banka faizlerinin getirdiği finansman maliyeti arttı. Bunu karşılayabilecek bir kârlılık olmadığı için ister istemez vadeler geri çekilecek. Vadelerin kısılması uzun vadede herkes için olumlu yansıyacak.” Aksesuar/takı sektörünün önemli şirketlerinden Sezgin Group’un yönetim kurulu başkanı Hakan Sezgin, faiz ve kurda yaşanan dalgalanmaların etkisini şöyle anlatıyor: “Döviz cinsinden yüksek borcu olan şirketler için 2018’in ilk 9 ayı oldukça sıkıntılıydı. Şirketler özkaynaklarını kullandığı ve küçülmeye gittiği bir dönem yaşandı. Hatta özkaynak yetersizliğinden dolayı banka kredilerine başvurular arttı. Kredi kullanımları arttıkça şirketlerin yatırım kapasitelerinde düşüşler oldu. Ekonomide yer alan her şirket, bir zincir gibi birbirine bağlı. Büyük şirketlerdeki finansal sıkıntılar küçükleri doğrudan etkiliyor. Büyük şirketlerin finansal büyüklüğüne bağlı olarak bu durumdan 3 küçük şirket de etkilenebilir, 50 küçük şirket de.”
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?