IBM’İN C LEVEL YÖNETİCİLERLE YAPTIĞI ARAŞTIRMANIN SONUÇLARI, yöneticilerin uykularını kaçıran konuların başında dijital girişimlerin
geldiğini ortaya koyuyor. Araştırmaya katılan yöneticiler, dijital girişimin
kendi endüstrilerini ve işlerini olumsuz yönde etkileyeceğini düşünüyor ve
önümüzdeki 3,5 yıl içinde teknolojinin, iş yapış şekillerini değiştirecek en büyük güç
olacağını belirtiyorlar. Bunu mevzuatlara ilişkin sorunlar, globalleşme ve kalifiye eleman sıkıntısı izliyor. IBM’in 18 kez yaptığı C
Suit araştırmasında, iki yıl öncesine kadar bilgi
teknolojileri en az etkilenen konuyken şimdi
CEO’ların en az yüzde 68’i bunu en büyük risk
olarak gösteriyor. Dünyada durum böyleyken
Türkiye’deki yöneticilerin uykularını kaçıran
konular ise bambaşka...
Kriz ortamında Türkiye’de yöneticileri
en çok endişelendiren konuların başında
döviz kurundaki dalgalanmalar geliyor. Onu
komşularla ilişkiler, makro ekonomik sorunlar,
asgari ücretin artması gibi konular takip ediyor.
Perakende sektörünü değerlendiren Ayaydın-
Miroglio Grubu Başkanı Yalçın Ayaydın, döviz
kurundaki artışların kâr marjlarını tehlikeye
attığını işaret ediyor.
Doğan Holding’in yönetim kurulu başkanı
Begümhan Doğan Faralyalı ve Akfen Holding’in
yönetim kurulu başkanı Hamdi Akın ise
“belirsizlik” konusunun altını çiziyor. Vodafone
CEO’su Gökhan Öğüt de en büyük endişelerinin
“Ezber bozan değişimlere ayak uyduramamak”
olduğunu ifade ediyor.
İş dünyasının liderlerine “uykularını kaçıran
endişelerini” sorduğumuzda bakın daha başka
neler anlattılar: “HIZA” YETİŞEMEMEK
Teknoloji müthiş bir hızla değişim gösterirken doğru gelişmeleri
doğru zamanda yakalayan şirketler rekabette
öne geçiyor. Günümüzde yaşanan dönüşümün tüm sektörlerde
ezber bozan iş modellerini gündeme getirdiğini
ifade eden Vodafone Türkiye CEO’su Gökhan Öğüt,
bu dinamik sürecin kendilerini heyecanlandırırken bir
o kadar da endişelendirdiğini söylüyor. “Heyecanımız
müşterilerimize yeni teknolojileri sunarak onların hayatını
kolaylaştırmak ve zenginleştirmek. Endişemiz ise bu
gelişmelerin hızına ayak uyduramama riski” diyen Öğüt,
konuyla ilgili aldıkları önlemleri ve attıkları adımları şu
sözlerle ifade ediyor:
“Hızla gelişen ezber bozan teknolojiler karşısında
hem kurumsal müşterilerimiz hem kendi organizasyonumuz
için Accenture ile birlikte güçlü bir araç geliştirdik.
Yarına Hazırım Platformu’yla lanse ettiğimiz Dijitalleşme
Endeksi sayesinde, Türkiye’de işletmelerin dijital haritasını
çıkarıyoruz. Toplamda 41 bin işletme Dijitalleşme
Endeksi’ni hesapladı. Türkiye’nin yüzde 53 olan Dijitalleşme
Endeksi’ni yüzde 75’e çıkarmak için çalışıyoruz.
Geleceğe hazırlanmak için değişimi iyi kavramış bir ekip
kurmak gerektiğini düşünüyoruz. Bu doğrultuda üst düzey
yöneticilerimizi de kapsayacak şekilde şirketimizde,
Dönüşüm Liderliği programını başlattık. Bu kapsamda,
tüm çalışanlarımızın kendine güvenen bireyler olarak
yer aldığı bir değişim kültürü oluşturmaya odaklanıyoruz.
Ayrıca inovasyonu bir şirket kültürü haline getirme
hedefiyle kendi bünyemizde Vodafone Kurum İçi İnovasyon
Programı’nı hayata geçirdik. Bu programla kurum
dışındaki girişimcileri de kurum içinden çıkan fikir
ve girişimleri de destekliyoruz.”
GLOBAL OLUMSUZLUKLAR
Dijital gelişmelerin dışında yöneticilerin uykularını kaçıran
konuların ortak noktası makroekonomik konjonktür...
FED’in faiz kararları, Avrupa bankalarının durumu,
Çin ekonomisinin seyri bu sorunların başında gösteriliyor. İnşaat sektörünü değerlendiren Nef İcra Kurulu Başkanı
Erden Timur, “Türkiye dışa açık ekonomik yapısı,
uluslararası ilişkileri ve coğrafi konumu gibi özellikleriyle
pek çok ülkeye göre global konjonktürden hızla ve
yoğun olarak etkilenmeye açık” diyor. Riskleri kaldırmanın
mümkün olmadığını, bu yüzden olumsuz etkilerin
artarak devam edeceğini belirtiyor.
Pegasus’un CEO’su Mehmet Nane de kendini endişelendiren
konunun “belirsizlik” olduğunu söylüyor.
Türkiye’nin dinamikleri dışında gelişen olayların olumsuz
etki gösterdiğini ifade eden Nane, “Temel kaygımız,
ülkemiz dışında çevre ülkelerdeki gelişmeler. Kontrolümüz
dışında gelişen olayları öngöremiyor ve önlem alamıyoruz.
Olaylar geliştikçe ona göre politika izliyoruz.
Ancak kontrolü bizim elimizde olan olaylar için aksiyon
alabiliyoruz. Dijitalleşme konusu bizim elimizde ve Pegasus
olarak dijitalleşmeyi Türkiye’nin çok önünde yaşayan
bir şirketiz. Örneğin satışlarımızın yüzde 63’ünü
online kanallardan alıyoruz” diyor.~GÜVEN SIKINTISI
Perakende sektörünü ise küresel ekonomideki dalgalanma nedeniyle döviz kurunda yaşanan artışlar ve asgari ücretin yükselmesi olumsuz etkiliyor. Tüketici güveninin düşüşü ve düşük kâr marjı sorunu da perakendecilerin kabusları arasında. Ayaydın-Miroglio Grubu’nun yönetim kurulu başkanı Yalçın Ayaydın, globalde ve ülke çapında yaşanan ekonomik ve siyasi gelişmelerin, kur dalgalanmalarının, perakende sektöründe faaliyet gösteren şirketlere ciddi bir maliyet artışı olarak geri döndüğünü ifade ediyor. Bunun yanı sıra perakende sektöründe zaten var olan düşük kâr marjı probleminin bu gelişmelerle daha da derinleştiğini belirtiyor. Aldıkları önemleri ise “Bizim hedefimiz sadık ve mutlu müşteri portföyümüzü sürekli geliştirmek. Yeni lokasyonlarımızda ve dijital platformlarda müşterilerimize yenilikler sunacak, yurtdışında yeni mağazalar açacağız” sözleriyle belirtiyor. Perakende sektörü oyuncularından Terteks’in yönetim kurulu başkanı Sinan Öncel de endişe sebebi olarak makroekonomik sorunlara işaret ediyor ve şunları söylüyor: “Bölgemizde yaşanan çatışma ortamının daha geniş zemine yayılması bizi endişelendiriyor. İnsanlar, güvenlik endişesinden dolayı alışveriş noktalarına gitmek istemiyor. Bu durum satışlarımıza olumsuz yansıyor. Ayrıca döviz kurundaki dengesizlik de tüketicinin alım gücünü etkiliyor.”
Bimeks’in yönetim kurulu başkanı Murat Akgiray, şirketleri
doğru yapılandırmaya ve stratejileri doğru planlamaya
dikkat çekiyor. Akgiray, tecrübelerine dayanarak
şunları söylüyor:
“Endişe yönetmedeki en etkili yöntem, endişeye sebep
olan sorunu analitik bir şekilde
tespit etmektir. O zaman konjonktürel
ya da sektörel konularda çıkan
sorunlar uyku kaçırmaz.”
BİLGİ KİRLİLİĞİ KORKUTUYOR
Makarna sektöründe yaşanan sıkıntıları
değerlendiren Barilla Türkiye,
Ortadoğu ve Afrika Bölge Direktörü
Güneş Karababa, Türkiye’nin
özellikle durum buğdayında dışa
bağımlı hale gelmesine dikkat çekiyor.
Ayrıca gıda konusunda gittikçe
artan yanlış bilgilendirme ve
güvenilir otorite boşluğu nedeniyle
tüketicilerin duydukları her şeyi genellemesi ve inanmasının da endişe yarattığını söyleyen
Karababa, bu konularda aldıkları önlemleri şöyle ifade
ediyor:
“Hem tüketici hem tüm paydaşlarımızı daha düzenli
ve geniş içerikte bilgilendirmeye çalışıyoruz. Ayrıca bu
konuyu sektörel dernekler ve federasyon çatısı altında
sürekli gündemde tutup gerekli önlemlerin alınmasını
sağlamaya gayret gösteriyoruz.
Durum buğdayında dışa bağımlı hale gelmemiz konusunda
ise Türkiye’de sözleşmeli durum buğdayı üretimi
yapan tek marka olduğumuzu söyleyebilirim. Biz
iyi tarım uygulamaları sayesinde Türkiye ortalamasından
yüzde 40-50 daha yüksek verim alıyoruz. Sözleşmeli tarım,
iyi tarım uygulamaları ve durum buğdayına verilecek
teşvikler sayesinde hem durum buğdayı ithalatını
bitirebilir hem ülkemizde üretilen buğdayın kalitesini artırabiliriz.
Bu sorunu çözebilirsek rüyalarımız, hayallerimiz
gerçek olacak. Sektörümüzün stratejik önceliklerini
belirlemek ve gerekli çalışmaları yapmak için sektördeki
tüm paydaşlarımızla çözüm arayışına girdik.”
EN BÜYÜK RİSK
Gedik Yatırım’ın genel müdürü ve yönetim kurulu üyesi
Metin Ayışık ise “Çin’de yıllık yüzde 7’nin altına düşen
büyüme oranları, emtia üreticisi ülkeler ve şirketler için
2016’da en büyük risk” diyerek bu yıla ilişkin endişesini
dile getiriyor. Ayışık, sektördeki yatırımcı sayısının yavaş
büyümesinin de kendi adına büyük bir sıkıntı olduğunu
belirtiyor ve konuyla ilgili şu analizi yapıyor:
“Türkiye’de sermaye piyasaları hala üst segmente hitap
eden bir sektör olarak görülüyor. Küçük yatırımcı dediğimiz
tasarruf sahipleri, yatırımlarını sabit gelirli ürünler
ya da altın gibi ürünlere yapmayı benimsiyor. Bunda,
sermaye piyasalarının tam olarak tanıtılmamasının etkili
olduğunu düşünüyorum. Bu sorunun çözümüne katkıda
bulunmak için ‘Bilinçli Yatırım Seferberliği’ adıyla eğitimler
başlattık. Eğitimlerde yatırımcı psikolojisi, yurtdışı
piyasalar ve türev ürünler üzerinde duruyoruz.”~HAMDİ AKIN AKFEN HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKANI
“HER AN YENİ BİR ŞEY ÇIKABİLİR ENDİŞESİ VAR”
BELİRSİZLİK En önemli sorun, belirsizlikler ve her an her
yerden yeni bir şey çıkabilir endişesi. Buna önlem olarak
mümkün olduğunca kuralların içinde kalmaya, tam
kurumsallığı uygulamaya çalışıyoruz.
ÖNLEMLER Kanunun ya da yönetmeliklerin
gösterdiğinin dışına çıkmamak ve bu konuda hata
yapmamak için her birimi zorluyoruz. Güncel gelişmeleri
yakinen takip ediyoruz. Devlet birimleriyle sürekli
temaslarımızla tavsiyelerini alıyoruz. Yetişmiş eleman
istihdam ederek geçmiş tecrübelerden yararlanıyoruz.
BEGÜMHAN DOĞAN FARALYALI DOĞAN HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKANI
“ÖNGÖREMEDİĞİMİZ BİR DÖNEMDEYİZ”
GÜVENLİK SORUNU Türkiye’de güvenliğin olmaması
ve bölgedeki sorunların gelecekte nasıl şekilleneceğini
bilmememizden kaynaklanan ekonomideki
öngörüsüzlüğümüz benim için en önemli sorunların
başında geliyor. Aslında yıllarca bunu yaşadık, ama bir
dönem ekonomide gözlenen gelişmeler öngörebilme
lüksü doğurdu. Şimdi yine öngöremediğimiz bir
dönemdeyiz.
İNOVASYONA ODAKLANDIK Türkiye ortamı,
sektörel dönüşümden daha çok güvenlik konusunda
endişelenmemize yol açsa da sürdürülebilir büyüme için
şirket içi inovasyon, şirket içi girişimcilik gibi konulara
odaklanıyoruz ve bu konuları nasıl geliştirebileceğimiz
üzerine çalışıyoruz. Bence inovasyon kültürü için biraz
daha özgürlükçü ve hayal eden bir topluma, pozitif bir
kültüre ihtiyacımız var.
ABDÜLKADİR KONUKOĞLU
“PANİĞE KAPILAN YÖNETEMEZ”
GELİŞMELER Türkiye’nin komşularıyla olan ilişkilerinin
durumu, Ortadoğu ülkelerindeki istikrarsızlık, çatışma,
gergin ortam ve terör, endişelenmemize neden oluyor.
Endişeye rağmen paniğe kapılmıyoruz, çünkü paniğe
kapılan yönetemez. Sağduyu ve komşularla ilişkilerin
zaman içinde düzelmesiyle çözüm bulunacağını
düşünüyorum.
SORUMLULUK Şirketimizin de içinde bulunduğu
coğrafyadan kaynaklanan endişelerimizi dile
getirdiğimi
belirtmek
isterim. Komşu
ülkeler ve
Ortadoğu
ülkeleri
şirketimizin
öncelikli ve
önemli pazarı
değil. Daha
çok ülkemiz,
milletimiz ve
kentimize
duyduğum
sevgi ve
sorumluluktan
dolayı
endişelendiğimi
söyleyebilirim.
TUNCAY ÖZİLHAN
“YATIRIM PERFORMANSI ZEDELENİYOR ”
GÖZLER KURDA Siyasi, ekonomik ve toplumsal gelişmeler
birbiriyle sıkı bir ilişki içinde. Herkesin kurdaki değişiklikleri
sürekli takip ettiği günlere geri döndük. Bu nedenle uzun vadeli
düşünmeyi zorlaştıran, yatırım kararı alma koşullarını mümkün
kılmayan kurdaki oynaklığın, zayıf olan yatırım performansını
daha da zedelemesi ve tüketim talebini zayıflatması riskiyle
karşı karşıya kaldık.
CARİ AÇIK Türk Lirası’nın değer kaybetmesinin ihracatı
olumlu etkileyeceği
düşünülüyordu.
Ancak Türkiye’nin
yoğun ihracat yaptığı
birçok ülkenin para
biriminin de değer
kaybetmesi sebebiyle
ihracatta istenen
artış gerçekleşmiyor.
İthalatın ise
daha pahalı hale
gelmesiyle enflasyon
tırmanıyor. Cari
açık sorunu varlığını
korumaya devam
ediyor. Bu nedenle
Türkiye’de cari açığı
azaltacak yatırımların
teşvik edilmesi
gerekiyor.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?