Güçlü şirket sayısı az mı?

Piyasada bilançosu güçlü ve operasyonel kârlılığı tatminkar olan şirketlerin sayısı ancak yüzde 10-15 civarında.

15.02.2016 16:40:020
Paylaş Tweet Paylaş
Güçlü şirket sayısı az mı?
Bu sözler, perakende sektörünün önemli isimlerinden Servet Topaloğlu’na ait. Ona göre Türkiye perakende pazarında kârlı şirket oranının çok daha yüksek olması gerekiyor. “Gıda perakendeciliği alanında irili ufaklı 1.710 şirket faaliyet gösteriyor. Ancak Real ve Beğendik ile aynı kulvarda 100-150 şirket olduğunu düşünüyorum” diyen Beğendik İcra Kurulu Başkanı Hacı D. Beğendik de benzer görüşte. Beğendik, “Pazarımızda güçlü, kârlılığı tatminkar ve finansal açıdan sağlıklı diyebileceğimiz şirket sayısı toplamın ancak yüzde 15-20’si kadar” sözleriyle Topaloğlu’nun saptamasını destekliyor. Makro Market Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Songör de gıda perakende sektöründeki “güçlü şirket” oranının yüzde 20’yi geçmeyeceğini düşünüyor. Sektörün üç güçlü ismini buluşturan bu kritik gösterge, aslında diğer sektörler için de son derece önemli bir veri. 30 sektörü dahil ettiğimiz kapsamlı araştırma, bu anlamda çarpıcı veriler ortaya koyuyor. Bazı sektörlerde neredeyse tüm oyuncular kârlı ve güçlü iken, bazılarında bu oran yüzde 10’ların altına kadar iniyor. Özellikle kalabalık sektörlerde güçlü bilançoya sahip şirket oranının toplama kıyasla oldukça düşük kaldığı görülüyor. 
GÜÇLÜ ŞİRKET VAR MI? 
Capital’in 30 sektörü kapsayan araştırmasına göre güçlü şirket oranı sektörlere göre farklılık gösteriyor. Örneğin uzmanlara göre güçlü bilançoya sahip, finansal anlamda sağlam şirket oranı ilaçta yüzde 40’larda iken gıda perakendede yüzde 15-20, lojistikte yüzde 20’lerde. Çok oyunculu gıda sektörü ise bu açıdan ilginç bir örnek… Pazarda gıda üretimi yapan binlerce şirket mevcut. Ancak bunların sadece 204’ü 100 milyon TL’nin üzerinde satış geliri elde ediyor. Peki bu eşiği aşanların tümü kârlı mı? İSO verilerine göre o sayı sadece 178. Mobilya sektöründe de benzer bir durum var. TÜİK verilerine göre irili ufaklı 34 bin üreticinin rekabet ettiği mobilyada, sektör uzmanlarının “kayda değer büyüklükte” olarak tabir ettiği şirket sayısı, 200 kişi ve üzerinde çalışanı bulunan işletmeler. Onun sayısı ise 50 civarında. Bunlar arasında 100 milyon TL ciroyu aşabilenlerin sayısı 12’ye kadar iniyor. Ev tekstilinde ise 3 binin üzerinde şirket faaliyet gösteriyor. Zorlu Tekstil Grubu Başkanı Vedat Aydın, “Toplamın içinde kayda değer iş yapan 40-50 şirket vardır. Bunlardan bilançosu güçlü, iyi kâr yapan diye bakarsak sanırım en çok 8-10 tane çıkar” diyor. Enerjideki durumu ise Raiffeisen Investment Türkiye Genel Müdürü Gökçe Kabatepe özetliyor: “Türkiye’de 1.000 civarı enerji şirketi var. Ancak belirli bir ölçeğin üzerinde olan grup sayısı 50’ye yakın. Enerji sektörü, finansman olanaklarının çok olduğu bir alan. Pazardaki kayda değer oyuncuların ancak yüzde 25’i güçlü olarak görebileceğimiz bir bilançoya sahip.” 
HANGİ SEKTÖRDE, NASIL? 
Türkiye’de halka arz oranı ve finansal şeffaflık düşük olduğu için birçok sektördeki veriler net değil. O nedenle birçok rakam, tahminden öteye gidemiyor. Deri sektörü de bunlardan biri. Derimod Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Zaim, yine de bir tahminde bulunuyor: “Şeffaf bir bilanço yaklaşımı olmadığı için sağlıklı veri bulmak zor. Ancak özsermaye yapısı güçlü, ciro ve kârlılıkları tatmin edici şirket sayısının yüzde 10-15 civarında olduğunu düşünüyorum.” Aynı sektörden İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Şenocak’ın yorumları ise şöyle: “Son 6 yılın en az dördünde ihracat yapmış 3 bin firmamız var. Bu 3 bin şirket içinde toplam ihracatın yüzde 75’ini 298 şirket gerçekleştiriyor. Dolayısıyla 298 şirketin, bilanço ve kârlılık açısından sektörün en güçlü kısmını temsil ettiğini söyleyebiliriz. Bu da ihracatçılarımızın yüzde 10’una, tüm üreticilerimizin yaklaşık yüzde 4’üne denk geliyor.” Lojistikte ise güçlü finansal yapıya sahip şirket oranı yüzde 20. Omsan Genel Müdürü Osman Küçükertan’ın değerlendirmeleri şöyle: “Lojistikte bu oranın düşük olduğunu söyleyebiliriz. Hatta kayıt dışılığın azalması halinde yüzde 9-10 olacaktır. Bilanço yapısının zayıf ve kâr oranının düşük olması, sektörde kurumsal olmayan firmaların ağırlıklı olduğunu, kalite ve inovasyon yerine fiyata dayalı bir rekabetin olduğunu gösteriyor.” 
EN GÜÇLÜLER NEREDE?
 Peki oyuncu sayısı daha az olan sektörlerde nasıl bir eğilim var? Örneğin uluslararası ve  büyük ölçekli oyuncuların rekabet ettiği alanlarda hem kalburüstü şirket oranı hem finansal sağlamlık göstergeleri çok daha yukarılara çıkıyor. Tütün ürünleri sektörü gibi... 100 milyon TL ciro ve üzeri oyuncu sayısı 4 adet olan tütün ürünleri sektöründe, bu 4 şirketin tamamı kârlı ve finansal açıdan sağlam. Dolayısıyla sektördeki “güçlü şirket oranı” da yüzde 100. Aynı durum madencilikte de geçerli. Capital500 ve İSO 1000 listesinde yer alan 16 madencilik şirketinin tamamı kârlı. Otomotiv de en sağlam sektörler arasında yerini alıyor. İSO 1000 verilerinden oluşturulan kârlılık analizine göre taşıt araçları sanayindeki 67 oyuncunun 62’si kâr ediyor. Dolayısıyla otomotivde de “kârlı ve güçlü” şirket oranı yüzde 92,5 ile en üst seviyelerde. İlaç da tatminkar kârlılığı ve güçlü bilanço açısından şanslı sektörlerden. Uzmanlara göre pazardaki oyuncuların yaklaşık yüzde 40’ı bu nitelikleri taşıyor. Raiffeisen Investment Türkiye Genel Müdürü Gökçe Kabatepe, şöyle konuşuyor: “İlaç sektörü, yüzde 40 ile Türkiye’nin en güçlü sektörleri arasında. Bu oran, sektör için yeterli. Ancak her sektörde olduğu gibi bu sektörde de daha zayıf veya kârlılık problemi çeken oyuncular var. Gelecek dönemde sektöre fiyatlarla ilgili kur düzeltmesi verilmesi durumunda, bu oranın daha da iyileşmesi söz konusu olabilecek.” ~İDEAL ORAN NE?
Peki sektörler bazında en güçlü halkaların oranı yeterli mi? Tatminkar bir kârlılığa ulaşanların oranı hangi sektörde nasıl olmalı? Bu soruların yanıtını sektör temsilcileri veriyor. Derimod Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Zaim, sektördeki yüzde 10-15 civarında seyreden güçlü şirket oranını düşük buluyor ve “Sektörümüzün sürdürülebilirliliği açısından bu oran yüzde 30’dan fazla olmalı” diyor. “Lojistik sektörünün ideal orandan bahsetmek için öncelikle kayıt altına alınması gerekli” diyen Omsan Lojistik Genel Müdürü Osman Küçükertan, şöyle devam ediyor: “Güçlü bir bilanço ve tatminkar bir kâr oranına sahip firmalar, sektörün en az yüzde 50’sini kapsamalı. Bugün bu oranın çok gerisindeyiz.” Pegasus Hava Yolları Mali İşlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Serhan Ulga, havacılık sektöründeki durumu şu şekilde özetliyor: “Havacılık, nakit akışının oldukça yüksek, kârlılık oranının ise yüzde 2-3 civarında olduğu bir sektör. Global olarak düzeltilmiş borç oranının FAVÖK’e oranının 3’ün altında olması, şirketlerin finansal anlamda güçlü olmasına katkı sağlar. Bizim de hedefimiz 3’ün altında kalmak.” Enerjide, uzmanlara göre sektörün en az yüzde 50’si güçlü finansal yapıya sahip ve kârlı şirketlerden oluşmalı. Ancak bu oran şu anda yüzde 25 düzeyinde. Gıda perakende sektörü de yüzde 15’lik güçlü şirket oranıyla idealden epey uzak. Sektör temsilcilerine göre bu oran en az yüzde 50 olmalı. 
GÜÇ PROFİLİ BOZULUYOR 
Aşırı rekabet, belirsizlik ortamı, nakit akışını doğru yönetememek ise şirketlerin finansal sağlıklarını bozan etkenler arasında. Makro Market Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Songör, “Türkiye’de perakende sektörünün temel problemi, kurumsallaşamamasıdır” diyor ve ekliyor: “Diğer sorun da sektörün ölçek ekonomisine adapte olamaması. Hesabını kitabını bilmeyen firmalar geleceğe güvenle bakamaz. Bu durum özellikle kurumsallaşamamış yapıların zamanla finansal güç profillerinin bozulmasına neden oluyor. Finansal açıdan sağlıklı diyebileceğimiz firma sayısı maalesef yüzde 20’yi geçmez. Bu oran elbette endişe verici. Bence bu oran en az yüzde 50’nin üzerine çıkmadığı müddetçe Türkiye’de perakende sektörü açısından kaygı verici bir durum söz konusu.” Ode Yalıtım Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan ise yalıtım sektöründeki yapıyı özetliyor: “Sektörde irili ufaklı yaklaşık 500 şirket var. İyi yönetilmeyen şirketlerin finansal gücünün bozulmuş olduğunu görüyoruz. Fizibilitesiz yatırımlar nedeniyle küçük ölçekli işletmeler bu gücü korumakta zorlanıyor.” İDMİB Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Şenocak ise yoğun rekabete vurgu yapıyor: “Değişen şartlara bağlı olarak şirketlerin mevcut ihracat performansıyla yetinmemesi ve rekabet gücünü artıracak tedbirleri alması gerekli. Sektörün mevcut durumunu iyileştirmesi ve ihracat potansiyelini geliştirebilmesi adına bilişim teknolojilerinden faydalanması, inovasyon ve AR-GE yatırımlarını artırması gerekiyor.” 
ESKİYE GÖRE DAHA MI ZOR? 
Gerek uzmanların gerek sektör temsilcilerinin hemfikir olduğu bir nokta da güçlü kalmanın eskiye göre çok daha zor olduğu... Üstelik bu durum hemen her sektör için geçerli. Derimod Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Zaim, “Ekonomik ve siyasal değişimler şirketlerin sağlıklı uzun vadeli plan yapmasını engelliyor” diyor ve ekliyor: “Çünkü bilinen ve tahmin edilebilecek şeyleri yönetebilirsiniz ancak belirsizliği yönetmek neredeyse imkansız.” Papağan Kuruyemiş Yönetim Kurulu Başkanı Kani Emekçi, şunları söylüyor: “Paketli kuruyemiş sektöründe yeni oyuncuların sıfırdan yer bulması kolay değil. Güçlü bilanço sahibi ve kârlı şirket olabilmek için yapılması gerekenlerin sayısı ve maliyeti her geçen gün artıyor. İlk 3 ya da 4 firma dışındakilerin kendilerine daha niş alanlar bulması yerinde olacaktır.” İnşaattaki durumu Dumankaya İnşaat Yönetim  Kurulu Başkan Vekili Barış Dumankaya özetliyor: “Sektör genelinde hem bilanço güçlülüğü hem kârlılık anlamında ciddi bir yetersizlik söz konusu… Tatminkâr kârlılığı olan şirket oranı yüzde 10’ların altındadır. Sektörde 1 milyar TL ve üzeri projeyi tek başına gerçekleştirebilecek firma sayısı ise çok sınırlı. Türkiye’nin son dönemde gayrimenkul sektöründe yaşadığı iştah artırıcı geliştirmeler ilgiyi sektöre çekti. Ancak sektörel bilgi birikimi olmayan şirketler nakit akışı ve kârlılık noktasında büyük sıkıntılar yaşayabiliyor. Şirketler işlerini proje bazında değerlendirmeli ve iyi planlamalı.” 
GELECEKTE NE OLACAK? 
Peki güç profilindeki bu bozulma önümüzdeki dönemde sürecek mi? Ece Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Çenesiz, kendi sektörünün geleceği açısından iyimser. Çenesiz’in yorumları şöyle: “Sektörde 60’ın üzerinde üretici var. Toplamın en az yüzde 30’u tatminkar bilanço kalitesinde diyebiliriz. Bu oran şu an için düşük. Ancak artacağına inanıyorum. Mevcut kur durumu şirketlerin ihracatını artırmasına sebep oluyor. Bu da bir süre sonra mali yapılarının güçlenmesini sağlayacak. Sektörümüz birçok iş koluna göre daha avantajlı bir gelecek planlıyor.” Zorlu Tekstil’in başkanı Vedat Aydın, şu değerlendirmeyi yapıyor: “Rekabet zorlaştı. Kurumsal yapımızı bozmadan tüketici üzerindeki güven ve itibarımızı koruyoruz. Piyasada dağıtım kanalları bazında bazı düzelmeler gözlemliyorum. AVM’lerde aktif olan markalar, sokak mağazalarına göre daha kurumsal. Piyasa ister istemez kendini düzeltecektir. Yani trend olumlu demek istiyorum. Ancak piyasa düzelene kadar maalesef kapanacak yüzlerce perakendeci olacağını da görüyorum.” Pegasus Hava Yolları Mali İşlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Serhan Ulga ise şunları söylüyor: “Güçlü bilanço sağlıklı şirket, güçlü piyasa güçlü ürünle alakalıdır. Bu kadar çok bağımsız değişkenin olduğu bir ortamda etkin maliyet yönetimi ve kontrolü, nakit yönetimi, riskten korunma işlemleri eskisinden daha da önemli bir hale geliyor. O nedenle şirketlerin eskiye oranla daha sağlıklı tahminler yapması da zorlaşıyor.”
~4 SEKTÖRDE DURUM NASIL?
TEKNOLOJİ PERAKENDE

Bimeks İcra Kurulu Başkan Yardımcısı AHMED AKGİRAY, oyuncu sayısı çok az olan sektördeki duruma dair şu bilgileri veriyor: “Teknoloji perakendeciliği sektöründe 5 şirket var. Sadece ikisi halka açık. 2 yıl öncesine kadar 7 şirket vardı. 2 yabancı şirket kârlılıklarını koruyamadı ve çıkmaya karar verdi. Kanaatimce, sektörün daha güçlü bir yapıya ulaşması için bir konsolidasyon daha gerekiyor. Bunu da bekliyoruz.”
SERAMİK
Seramik sektöründe toplam 67 üretici şirket mevcut. Bien Grup Satış Başkanı METİN SAVCI, “Bilançosu sağlıklı şirket oranı yüzde 25’in üzerinde” diyor ve ekliyor: “Ancak bu oran ne yazık ki düşük. İdeali yüzde 50’lerin üzerinde olmalı. Sektörde rekabet nedeniyle kârlılıklar düşük. Sağlam ve güvenilir dağıtım gücüyle çalışan, tasarım yönü kuvvetli, yenilikçi şirketler azalıyor.”
YAPI KİMYASALLARI
Şirket sayısının 500 olduğu yapı kimyasalları da son dönemde düşük kârlılıkla çalışan sektörler arasında. Sika Türkiye Pazarlama Yöneticisi HAKAN ŞENGÜL’ün yorumları şöyle: “Bazı firmaların yüksek ciro/düşük kârlılık tercihiyle pazar payını koruma çabaları, kârlılıklarını ciddi oranda etkiliyor. Öte yandan kendi istekleriyle kontrollü küçülenler de var. Güçlü şirket oranı yüzde 30 ama yüzde 50’ye yakın olması gerekir.”
PLASTİK
PAGEV Yönetim Kurulu Başkanı YAVUZ EROĞLU ise plastik sektörüne dair şu verileri paylaşıyor: “Sektördeki şirket sayısı 6 bin 500 civarında. Net satış olarak 2014’te İSO sıralamasında ilk 1000’e giren firma sayımız 41 oldu. Ancak ekonomik ve siyasal belirsizliklerin etkisiyle 2014’ten sonra sektörümüzün büyüme oranı gerileme sürecine girdi. Özkaynak yetersizliği, kısa vadeli borç oranının düşük olması, yüzde 85 oranda dışa bağımlılık gibi faktörler, şirketlerin mali yapılarını bozdu ve rekabette zayıf kaldılar.”

HACI D. BEĞENDİK / BEĞENDİK İCRA KURULU BŞK.
“PERAKENDE SEKTÖRÜ,İDEAL ORANDAN UZAK”
İDEALİ YÜZDE 80 

Gıda perakendeciliği alanında büyüklü küçüklü 1.710 şirket var. Güçlü, kârlılığı tatminkar ve finansal açıdan sağlıklı diyebileceğimiz şirket sayısı, toplam şirketlerin yüzde 15-20’si kadar. Bu oranı oldukça düşük buluyorum. İdeal oranın yüzde 80 seviyelerinde olması gerektiğini düşünüyorum. 
KONSOLİDASYON SÜRECEK 
Şirketlerin finansal güçleri zayıflıyor. Bu nedenle de konsolidasyonları sıkça duyuyoruz. Önümüzdeki dönem de duymaya devam edeceğiz. Satın almalar mali yapıları ve alım gücünü etkilediği için bu da finansal tablolara ve kârlılığa olumlu yansıyor. Bu dönemde gelenekselden modern perakendeye doğru bir kayma olacağını düşünüyoruz. Şirket olarak aktiflerimizi güçlendirip marka değerini artırıyoruz.
~HİLAL SUERDEM/ KİĞILI CEO'SU
"KÜÇÜKLER ELENECEK"
REKABET ÇOK YOĞUN 

Yüksek bir hızla büyüme gösteren perakende sektörü, Türkiye’de moda perakendesi alanında da üst sıralarda yer alıyor. Her yıl birçok yeni firma gün yüzüne çıkıyor. Fakat planlamalarını yapmayan firmalar sektör içinde tutunmakta zorlanabiliyor. Önümüzdeki yıllarda büyüklerin daha da büyüyüp küçüklerin yavaş yavaş pazardan çekileceğini öngörüyoruz. 
İDEAL ORAN YÜZDE 90 
Erkek giyim sektöründe 20’ye yakın firma var. Rekabetin de artması nedeniyle tatminkar kârlılığı olan şirket sayısı giderek azalıyor. Pazarın önde gelen firmaları değerlendirildiğinde bu oranın yüzde 30 olduğunu görüyoruz. Rekabetin giderek arttığı bir dönemde, Türkiye’nin dünya tekstil sektöründeki payının artması için finansal anlamda güçlü şirket oranının yüzde 90 olması gerektiğini düşünüyoruz.

ARAŞTIRMA NASIL YAPILDI?
*Güçlü şirket oranını bulmak için öncelikle 30 sektördeki “orta ve büyük ölçekli oyuncu” sayısını ortaya koyduk. 2014’te net satışı (ciro) 100 milyon TL’yi geçen şirketler bu ölçekte değerlendirildi. İSO 500, İSO İkinci 500 ve Capital500 listeleri dikkate alındı.
*Araştırmanın ikinci aşamasında, 100 milyon TL ciroyu aşan şirketlerin yüzde kaçının ‘finansal açıdan sağlam, tatminkar kârlılığa sahip’ olduğu araştırıldı. Veriler, sektör temsilcilerinden ve şirketlerin kendilerinden alındı.
*Böylece sektörler bazında “kayda değer büyüklükteki” şirketlerin yüzde kaçının bilanço ve kârlılık açısından da sağlıklı olduğu ortaya konmuş oldu.
*Bazı sektörlerde ise yetersiz veri nedeniyle “güçlü şirket oranı” 100 milyon TL ciroyu aşanlar üzerinden değil, pazardaki tüm oyuncuların toplamı üzerinden oranlandı. Bu veriler ise ayrı bir tablo olarak “Toplam pazarın yüzde kaçı güçlü” başlıklı tabloda değerlendirildi.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz