Hangi sektörler sıkıntıda?

Sektörel bazda yaptığımız çalışma, sıkıntıda olan şirket sayısının bazı sektörlerde yüzde 20-30’lara ulaştığını gösteriyor.

28.07.2017 15:33:000
Paylaş Tweet Paylaş
Hangi sektörler sıkıntıda?

Nilüfer Gözütok Ünal

[email protected]

Sadece son 1 yılda Gold Teknoloji Marketleri, Sabri Özel, Sezon Pirinç, Starpet, Yolbulan Metal, Nursan Çelik, Profilo Telra ve dünyanın en büyük jeneratör fabrikasına sahip Genpower iflas erteleme istedi. Park Bravo konkordato ilan etti. Aslında bu liste uzayıp gidiyor… Çünkü Türkiye’de 2016 yılında 17 binin üzerinde şirketin iflas ettiği tahmin ediliyor. 2015 yılında bu rakam 15 bin 100’dü. Ancak uzmanlara göre 17 bin, mevcut durumu tam olarak yansıtmıyor. Yansıtmama gerekçesi ise OHAL nedeniyle 2016’nın son 5 ayında iflas erteleme başvurularının kabul edilmemesi. Yılların hazır giyim markası Park Bravo konkordato ilan etti. Sabri Özel, Sezon Pirinç, Genpower, Nursan Çelik, Profilo Telra gibi alanının tanınmış şirketleri iflas erteleme istedi. Son 1 yılda Türkiye’de iflas eden şirket sayısı yüzde 13 arttı. İşte bu tablo akıllara, riski yüksek şirket sayısının yüksek olup olmadığını getiriyor. Sektörel bazda yaptığımız çalışma, sıkıntıda olan şirket sayısının bazı sektörlerde yüzde 20-30’lara ulaştığını gösteriyor. ARS Danışmanlık Genel Müdürü Ayşe Burcu Arslan, “Eğer OHAL ile iflas erteleme başvuruları iptal edilmemiş olmasaydı, bir önceki yıla göre iflaslardaki ve iflas başvurularındaki artış yüzde 20’nin üzerine çıkardı” diyor. KPMG Türkiye Hukuk Bölümü Şirket Ortağı Onur Küçük de aynı noktaya dikkat çekiyor. 2013-2015 arasında yaşanan ekonomik gelişmelere paralel olarak iflas erteleme taleplerinin yeniden arttığını söylüyor. Bu artışın iflas erteleme taleplerinin OHAL süresince yasaklanmasıyla tersine döndüğünü belirten Küçük, sözlerine şöyle devam ediyor: “Adalet Bakanlığı’nın istatistiklerine göre 2015’te iflas erteleme talebinde bulunan şirket sayısı 492 iken bu sayının 2016 yılının ilk yarısında 250 civarında olduğu tahmin ediliyor. OHAL ilan edilmeseydi 2016’da sayı çok daha yüksek olacaktı.” İflas ertelemenin yanında icra takip dosyaları da 2016’da artış gösterdi. MTN Hukuk Yönetici Ortağı Umut Metin, İstanbul adliyelerindeki icra takip dosyası sayısında yüzde 4’ü bulan bir artış gözlendiğini belirtiyor. “Adliyedeki 100 bin dosya 104 bin dosyaya ulaştı” diyor. Ayşe Burcu Arslan ise 2015 yılında 2016’ya devredilen toplam dosya sayısının 18 milyon 82 bin iken devreden dosyalarla beraber 2016 yılındaki toplam icra takip dosya sayısının bir önceki yıla göre yüzde 30’un üzerinde artmış olabileceğini düşünüyor.

KİMLER ZORLANIYOR? 

Yukarıda verdiğimiz rakamlardan da görüldüğü gibi sinyaller bir tehlikeye işaret ediyor. Peki bunların sektörel yansımaları nasıl? İcra takip dosyalarına bakarak bir değerlendirme yapan uzmanlar, özellikle tekstil, inşaat ve turizmin finansal anlamda en çok zorlanan sektörler olduğunu düşünüyor. Ayşe Burcu Arslan, icra takiplerinde turizm, elektronik, tekstil, gıda ve kimyevi ürünler sektörlerinin ilk sıralarda geldiğini söylüyor. MTN Hukuk Yönetici Ortağı Umut Metin, “İnşaat, turizm, süt ve süt ürünleri, hazır yemek, teknoloji ve bilişim bizim tarafımızdan finansal zorlukları daha yoğun yaşayan sektörler olarak görülüyor” diye konuşuyor. Deniz Leasing Genel Müdürü Kahraman Günaydın, son 1 yılda özellikle iş ve inşaat makineleri ile imalat sanayinde riskli işletme sayısında bir artış gözlemlediklerini ifade ediyor. Sektör yetkililerinin verdiği bilgiler de bu tabloyu doğruluyor. Kimya sektöründe son bir yılda oyuncuların yüzde 5’i iflas etmiş durumda. Viking Kozmetik Başkanı Nurettin Avcı, mevcut oyuncuların da yüzde 20-30’unun finansal risk taşıdığını ifade ediyor. Gülman Group Başkanı Polat Gülman, gayrimenkulde ciddi sıkıntıda olan oyuncu oranının yüzde 15’i bulduğunu dile getiriyor. Intercity CEO’su Vural Ak da filo kiralamada, pazarın yüzde 25-30’unu oluşturan ve merdiven altı kiralama yapan 1.000 şirketin zor durumda olduğunu açıklıyor. Sarkuysan Başkanı Hayrettin Çaycı, “Sektörümüzdeki oyuncuların yüzde 20’si zor durumda” diyor. İncekaralar Holding CEO’su Özgür İncekara, tıbbi cihaz sektöründe 5 şirketin kapandığını ve yüzlercesinin zor durumda olduğunu ifade ediyor. 

SIKINTININ TEMEL NEDENİ 

Ekonomik büyümenin yavaşlaması, ağırlaşan rekabet koşulları, artan döviz fiyatları, maliyet artışını fiyat artışıyla dengeleyememe, batışa götüren ana nedenler olarak ön plana çıkıyor. Bunların yanında sektörler özelinde yaşanan birtakım gelişmeler ve değişen dengeler de şirketlerin sıkıntıya girmesinde etkili görünüyor. Deniz Leasing Genel Müdürü Kahraman Günaydın, iş ve inşaat sektöründe yeni projelerin azalmaya başlaması ve devam eden projelerde yaşanan yavaşlamanın şirketleri nakit akışı ve finansman ödemeleri anlamında zorladığını ifade ediyor. “Bu sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin yaşadığı sorunların temelinde özellikle ekonomik dalgalanmalara ve kur risklerine karşı gerekli finansal koruma mekanizmalarını kullanmıyor olmaları yatıyor” diyor. Viking Kozmetik Başkanı Nurettin Avcı, sektör şirketlerini batışa götüren nedenleri ağırlaşan rekabet ve döviz fiyatlarındaki artış nedeniyle hammadde tedariğinde zorlanma olarak açıklıyor. Erkunt Traktör Başkanı Zeynep Erkunt, sadece geçtiğimiz yıl 7-8 üreticinin sektörden çekilmesinin ana nedeninin sektörün yaşadığı genel sıkıntı olduğunu şöyle dile getiriyor: “Biz traktör üretebilmek için her tür malzemeyi yüzde 18 KDV ile alıyoruz. Ancak traktörü yüzde 8 KDV ile satıyoruz. Aradaki fark ortalama 18-20 ay boyunca şirketlerin üzerinde yük olarak kalıyor, bankalara borçlu hale getiriyor. Sermaye ve borç rasyoları bozulan şirketler hayatını devam ettirmekte zorlanıp küçülme yoluna gidiyor.”

OYUN DIŞINA İTİLENLER 

Bakliyatta da kur artışı ithalatçıları zorluyor. Tat Bakliyat Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Veysel Memiş de emtia fiyatlarında ani iniş çıkışlar ve kurdaki dengesizliğin yanı sıra atıl kapasiteler ve vade probleminin sektördeki iflasların nedeni olduğunu ifade ediyor. Anadolu Yakası İnşaat Müteahhitleri Derneği Başkanı Melih Tavukçuoğlu, inşaat ve gayrimenkulde zora giren şirketlerin ortak özelliğinin iş yaptıkları bölgeyi yakından tanımamaları olduğunu düşünüyor. “İnşaat maliyetlerindeki yanlış hesaplamalar, belediyelerdeki bürokratik sürecin göz ardı edilmesi de diğer nedenler” diyor. Sarkuysan Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Çaycı’ya göre sektör oyuncularının yüzde 20’sini zor duruma düşüren sebep, işletme sermayesinin yetersizliği ve orantısız yatırım yapılması. Comdata Türkiye Genel Müdürü Bahadır Pekkan, negatif büyüme dönemine geçişin bazı oyuncuları oyun dışına ittiğini söylüyor. ZÜCDER Başkanı Ömer Ertuğrul Erdoğan, yükselen asgari ücret, ilave gümrük vergileriyle birlikte üretim maliyetlerinin yükseldiğine bu durumun da finansal anlamda zorlanmalara neden olduğuna dikkat çekiyor. Vatan Bilgisayar Başkanı Hasan Vatan’a göre sektörlerindeki sıkıntının nedeni de başta kira gideri olmak üzere artan maliyetler. 

BASKI ALTINDAKİLER 

Finansal zorluk yaşayan şirketlerin ölçeklerine baktığımızda ise sektörlere göre bu ölçek değişse de yine de en çok orta ve küçük ölçeklilerin sorun yaşadığı dikkat çekiyor. Örneğin Comdata Genel Müdürü Bahadır Pekkan, “Belli bir ölçek ekonomisini yakalayamamış ve sermaye yeterliliği üst düzey olmayan her şirket risk altında. Ama küçük ve orta boy şirketlerin işleri daha zor olacak” diyor. GittiGidiyor Genel Müdürü Öget Kantarcı, e-ticarette faaliyet gösterenler içinde büyük ve stratejik yatırımcısı olan işletmelerin dayanma ve finansman bulma gücünün onları bir nebze olsa avantajlı kıldığını ifade ediyor. Indeks Grup CEO’su Erol Bilecik, küçük mağazaların yüksek sayıda ürün alamamaları, fiyatlarını yeteri kadar cazip hale getirememeleri, finansman modelleri sağlayamamaları nedeniyle zorlandıklarını söylüyor. Jotun Boya Yönetim Kurulu Başkanı Yardımcısı Şükrü Ergün, merdiven altı olarak adlandırdığı orta ve küçük ölçekli şirketlerin yüksek risk taşıdığını söylüyor. “Büyük ölçekli şirketler, küçük veya orta ölçektekilere göre Ar-Ge kapasiteleri, düşük üretim ve hammadde maliyetleri, daha geniş dağıtım ağı gibi birçok konuda avantajlı” diyor. Sezon Pirinç Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Erdoğan, kendi sektörlerinde özellikle büyük oyuncuların ekonomik sıkıntıları daha yoğun hissettiğini düşünüyor. Tam Faktoring Krediler Koordinatörü Hüseyin Ünlü, ödeme kaynakları yeterince güçlü olmayan ve kaynak bulma gücü sınırlı olan şirketlerin zorlandığını belirtiyor. “Bu şirketlerin nakit akışlarını iyi yönetememesi durumunda; vadelerde uzama, gerçek ticarette azalma, batıklarda artış gibi sonuçlar karşımıza çıkıyor” diyor. 

RİSK NASIL BERTARAF EDİLİR? 

Peki bu mevcut riskler nasıl bertaraf edilebilir? Zeynep Erkunt Armağan’a göre KDV oranının en kısa zamanda alışta ve satışta eşitlenmesi traktör sektöründeki sorunu çözebilir. Hayrettin Çaycı, şirketlerin risklerini azaltmaları için nakit sermaye getirecek ortak bulmaları gerektiğini belirtiyor. Sabri Ünlütürk, tekstil sektöründe küçük işletmelerin finansmana erişimini rahatlatabilmek için bir kredi garanti fonu kurulması gerektiğini düşünüyor. Zücaciye sektöründe yaşanan sıkıntılar için ZÜCDER’in önerisi, üretimde devlet teşviklerinin artırılması. Özellikle yurt içindeki üretimi, talebi karşılamayan ürünlere ek gümrük vergisi uygulanmaması. Borusan Otomotiv Premium Kiralama Genel Müdürü Kağan Dağtekin de kontrolsüz büyüme arzusundan kurtulmak gerektiğine dikkat çekiyor. Jotun Boya Yönetim Kurulu Başkanı Yardımcısı Şükrü Ergün, şirketlerin finansal yapılarını geliştirmeleri gerektiğini ifade ediyor. Intercity Yönetim Kurulu Başkanı Vural Ak, sektörde düzenleyici ve denetleyici bir üst kurumun olmamasının uzun vadede işin dinamiğini olumsuz yönde etkilediğini ifade ediyor. “Böyle bir kurumun tespit edeceği iş yapma kurallarının, sermaye yeterliliğinin ve sektöre giriş şartlarının getirilmesi, orta ve uzun vadede kesinlikle sektörün faydasına olacak” diyor.


VEDAT AYDIN / ZORLU TEKSTİL GRUBU BAŞKANI
“SANAYİCİNİN KÂR ETMESİ ZORLAŞTI” 


İHRACAT AZALIYOR
İhracat artmıyor hatta azalıyor. İç piyasa büyümedi hatta küçüldü. Kredi kartı, çek senet ve bireysel kredi kullanımlarıyla vadeli satışlar çok arttı. Tekstilde fiyatlara genel enflasyon rakamları kadar bile zam yapılamadı. Özellikle çok kullanılan iç çamaşırı, çorap, nevresim takımı yatak örtüsü gibi temel ürünlerde fiyat artışı olmadı. Öte yandan işçilik maliyetleri asgari ücrette yüzde 20 arttı, kapasite kullanım oranı yüzde 10 azaldı.
İŞLETME VERİMLİLİĞİ DÜŞTÜ İşletme verimliliği düştüğü için direkt maliyetler arttı, kredi faizleri de artış gösterdi. Bu durumda sanayicilerin kâr etmeleri oldukça zorlaştı. Ürettiklerini 10 ay ve üzeri gibi uzun vadeli satmak zorundalar. Ciddi döviz riski taşıyorlar. FETÖ, terör derken kapanan veya bunları bahane edip borcunu ödemeyen birçok esnaf var. Bu durumda şirketler kapanmasın da ne yapsın. Politik, ekonomik ve sosyal anlamda tekrar güven ortamı oluşmalı. Bu olursa çözüm otomatik gelir. 2-3 yılda eski günlere yani 2002-2010 arası döneme döneriz.



ZAFER YILDIRIM / ORJİN DERİ EŞ BAŞKANI
“SEKTÖR YÜZDE 50 KÜÇÜLDÜ”

İKAME ÜRÜN ETKİSİ
Deri konfeksiyon sektörü son 5 yılda en az yüzde 50 küçüldü. Oyuncuların yüzde 75’i sektörden çekildi. Sektörün bu duruma gelmesinin en önemli sebebi, deri ürünlerin yerine naylon ve polyester gibi ikame ürünlerin girmesi. Bu ürünlerin hem fiyatları çok ucuz hem yenilikleri uygulamak mümkün hem de pratik ve hafifler.
ALIM GÜCÜ AZALDI İkinci neden ana pazarımız olan Rusya’nın satın alma gücünün daralması. İşçilik maliyetlerinin artması da nedenler arasında… Sektör tamamen insan emeğine bağlı olduğu için, ucuz ürünlerde Uzak Doğu üretimi, pahalı ürünlerde de İtalya veya Doğu Avrupa ülkeleri üretimde cazip olmaya başladı. Risklerin bertaraf edilmesi bizim dinamiklerden ziyade dünya dinamiklerine bağlı ve çözümü zor.



NEDEN İFLAS EDİYORLAR?
ÖZLEM ÖZÜNER / EULER HERMES TÜRKİYE CEO’SU

“RİSKLERE KARŞI KORUNMUYORLAR”
Türkiye’de iflasa sürüklenen şirketler, benzer özellikler gösteriyor. Bunlar, genellikle ana kurumsal risklerini tespit etmemiş ve bu risklere karşı korunmamış şirketler oluyor. Ana kurumsal riskler nelerdir? Örneğin tek bir alıcı grubuyla ticaret yapmak, tedarik zincirinde yaşanan kopmalar, kilit elemanların kaybı veya finansman sağlayamama riskleri. Bazı durumlarda şirket sahipleri şirketin cirosuna odaklanarak kârlılığı göz ardı edebiliyor. Şirketin finansal yapısını bozma pahasına spekülatif yatırımlara girilmesi ve şirketten bu yatırımlara kaynak aktarılması iflasa yol açabiliyor.
“KONSOLİDASYON ARTACAK” Türkiye’deki görünümü gelişmiş ülkelerle karşılaştırdığımızda ülkemizde elektronik, hızlı tüketim malları ve tekstil gibi bazı sektörlerdeki perakende oyuncu sayısının iç talebi karşılamakla kalmayıp fazla kapasiteye sahip olduğunu görüyoruz. Bu gözlemler, şirket birleşme ve satın almaları gibi halihazırda yaşanan konsolidasyonların artarak devam edeceği yönündeki öngörüleri destekliyor. Konsolidasyonların dışında kalan seçenekler ise tasfiye, iflas ve iflas erteleme. Birçok sektörde sermaye yetersizliği, yüksek borçlanma gibi yapısal sıkıntılar bulunduğundan kısa ve orta vadede iflas ve iflas ertelemelerle karşılıksız çek oranlarının iyileşme göstermesi beklenmiyor.



“KREDİLERİ ÖDEME SORUNUYLA KARŞI KARŞIYAYIZ”
CÜNEYT YANIKÇIOĞLU / MOBSAD BAŞKAN VEKİLİ

TAHSİLATTA AKSAMA
Çek kullanımı, kapasite kullanımı, bankacılık kredi işlem maliyetleri, bankaların yeni krediler açmaması gibi birtakım konular, sektörümüzdeki şirketleri finansal anlamda zorlayan konu başlıklarından bazıları. Çek kullanımında toptan satış piyasasında maksimum vadeler 24 aya yaklaşıyor. Ortalama vadeler ise 6-10 ay arasında.
SORUN ARTIYOR Geçen yıllara nazaran sorun artıyor. Tahsilatlarda aksama yaşıyoruz. Ödemelerini vadeleri uzatarak çözemeyen önemli sayıda şirket sektörde risk algısını büyüttü. Toptan satışlarda temkin iyice ön plana çıktı. Şirketler, müşterilerinin finansal performansını daha yakından izlemeye aldı. Ödemelerdeki vadeler sektörün genelinde uzadı. Mevcut kredileri ödeme sorunuyla da karşı karşıyayız.
KAPASİTELER DÜŞTÜ Kredi faizlerinin cazip olmaması piyasada vade uzatarak pazarın kendi kendini fiili kredilendirmesi mekanizmasını işletiyor. Kapasite kullanım oranına baktığınız zaman son 10 yıl ortalaması yüzde 70- 75 arasında bulunan kapasite kullanım oranı 2009 yılından bu yana ilk kez yüzde 70’in altına indi. Temizlik, tadilat, biriken işçi izinlerini kullandırma gibi genel yöntemlerle işçi çıkarmadan yavaşlamayı aşmaya çalışıyoruz.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz