Beğendik Ailesi, 500 yılı aşkın süredir her bayram sabahı bir araya
gelerek nohut-pilav yiyor. Adres kimi zaman Paris’te lüks bir otel
oluyor, kimi zaman Kayseri. Ama asırlık menü asla değişmiyor...
Türkiye’nin önde gelen bir başka aile şirketi ise her yıl çoluk-çocuk
toplanıp köye gidiyor. Tüm kuşaklar hep birlikte 3 gün köyde kalıyorlar.
Bazı şirketlerde bayram sabahları, bazılarında ise 29 Ekim haftası
“büyük aile buluşması” için tercih ediliyor. Uzmanlara göre “manevi bir
harç” olan bu değerler, sadece aileleri değil, şirketleri de ayakta
tutuyor. Bir süpermarket düşünün. Açılan her yeni mağazada, ilk ürün
rafa mutlaka yönetim kurulu başkanı tarafından yerleştiriliyor. İlk
alışverişi ise genel müdür yapıyor. Beğendik Mağazaları’nın kumcusu Nuri
Beğendik tarafından başlatılan bu gelenek, uzun yıllardır sürüyor ve
bereket getirdiğine inanılıyor. Başka bir aile şirketinde, kurucu
başkanın başlattığı “yazın yelkenli, kışın kayak” geleneği hiç aksamadan
sürüyor. Bu gelenek, Eker Süt Ürünleri’nin sahibi olan Bursalı Eker
Ailesi’nde öyle bir hal almış ki artık şirket çalışanlarıyla birlikte
turnuvalar düzenleniyor. Bir diğer aile şirketinde ise her yönetim
kurulu toplantısı, kurucunun ve aile geçmişlerinin ruhlarına dua
edilmesiyle başlıyor. Tüm bu örneklerin doğuş hikayesi farklı ama
amaçları aynı: Aile üyeleri ve dolayısıyla hissedarlar arasındaki
bağları güçlü tutmak. Manevi değerleri korumak ve şirketin uzun ömürlü
olmasını sağlamak da hedefler arasında... Bu tarz geleneklere
bakıldığında büyük kısmının kurucunun veya onursal başkanının özel ilgi
ve istekleriyle doğduğu görülüyor. Ama bununla sınırlı değiller.
İnançlar ve yerel kültür de bu geleneklerin oluşmasında son derece
etkili. Uzmanlara göre aile şirketlerinin birçoğunda birbirine benzer
ortak gelenekleri görmek mümkün. Örneğin, bayram sabahları ailenin en
büyüğünün veya yönetim kurulu başkanının evinde toplanmak ve bayram
kahvaltısı yapmak, neredeyse tüm aile şirketlerinin en fazla önem
verdiği geleneklerden. İşte Türkiye’nin önde gelen aile şirketlerinde
nesillerdir süren gelenekler...
Tabloyu görmek için görsele tıklayın. İNCİ'NİN BÜYÜK AİLE YEMEĞİ
İnci Holding, İzmir’in önde gelen gruplarından. 5 kız kardeşten oluşan
ikinci kuşak tarafından yönetilen holding, 1952’de Cevdet İnci
tarafından kuruldu. Bugün, çocuklar ve torunlarla birlikte giderek
kalabalıklaşan bir aile var. İzmirli İnci Ailesi, birbirilerine ve
geleneklerine son derece bağlı. Zaten İnci Ailesi Meclis ve Konsey
Başkanı Hakan Önal’a göre başarının sırlarından biri de bu bağlılık.
Önal, kendilerine has geleneklerini şöyle anlatıyor: “Tüm İnci Ailesi
üyeleri yılda iki kez toplanırız. Bunlardan biri yıl başında diğeri
haziran ayında gerçekleşir. Ayrıca her iki haftada bir de aile yemeği
organize ederiz. Aile üyeleri bu yemeklere katılmaya özen gösterir.
Meclis toplantılarımızın ana amacı, aile üyelerinin bir arada vakit
geçireceği ortamlar yaratarak aile içindeki iletişimi artırmak. Bu
sebeple bir araya geldiğimizde genelde, güncel konular hakkında uzman
kişilerden bilgilenme, gönüllü paylaşımlar, sohbet ortamları, eğlenceli
aktiviteler gibi gündemler yaratıyoruz. İnci Ailesi yemekleri, ilk
olarak kurucumuz merhum Cevdet İnci’nin önderliğinde başladı.~
Cevdet İnci, ailenin bir arada vakit geçirmesine çok büyük önem verirdi.
Meclis toplantıları ise 1998’den beri devam ediyor. Bu toplantılar,
özellikle İnci Ailesi’nin kurumsallaşması sürecinde büyük katkı sağladı.
İnci Holding’deki kurumsallaşma süreci özellikle 2006’dan itibaren hız
kazandı. Aile anayasasının tamamlanmasıyla aile meclisi ve konseyi
tanımlandı. Bu organlar, ailenin iletişimini kuvvetlendirerek aile
değerlerimiz etrafında geleneklerimizi korumak ve iyileştirmek için
sürekli çalışıyor.”
KESKİNOĞLU'NDA ÖĞLEN BULUŞMASI
Keskinoğlu Şirketler Grubu’nun yönetim kurulu başkanı Fevzi Keskinoğlu,
ikinci kuşak bir patron. Şirketi üçüncü kuşakla birlikte yönetiyor.
Çocuklar, kardeşler, kardeş çocukları derken kalabalık bir aile
olduklarını söylüyor. Yönetim kurulu başkanı Fevzi Keskinoğlu, iş yapış
biçimlerine de yansıyan aile geleneklerini şöyle özetliyor:
“Ben finanstan sorumluyum ve şirketin başkanıyım. Benden 9 yaş küçük
olan kardeşim Mehmet Bey, başkan yardımcısı. Yatırımlar ve inşaatla
ilgileniyor. Oğlum Keskin pazarlamanın başında, kızım Esin insan
kaynaklarıyla ilgileniyor. Kardeşim Mehmet’in büyük oğlu İsmail
üretimle, küçük oğlu Hamit ise Türkiye’deki bölge müdürlüklerimizle
ilgileniyor. Evlatlarımız veliaht olarak yetişiyor. Hepsi Türkiye’nin ve
dünyanın en iyi üniversitelerinde okudular. Birçok şirket gibi bizim de
aile meclisimiz ve titizlikle uyguladığımız kurallarımız var. Düzenli
toplantılarımız olur. Her gün öğle yemeğinde buluşuyoruz. Kendimizi
bildik bileli öğlen yemeklerinde bir araya geliyoruz. Herkes yapacağı
işleri anlatıyor. üzel ufak bir restoranımız var, her pazartesi akşamı
aileden kim varsa orada buluşuyoruz. Pazartesi yemekleri 4 yıl önce
başladı. Gençler işe başlayınca çoluk çocuk hep bir arada olmak
istediler. Böyle bir karar aldık. Bizlerden biri mutlaka her zaman işin
başında durur. Herkes kendi alanından sorumlu. Kimse kendi iş alanının
dışına çıkmıyor. Herkes büyüğe son derece saygılı. Alman kararlarda bir
büyüğün fikri mutlaka alınır. Toplantılarda da herkes kendi alanıyla
ilgili gelişmeleri anlatır. Her ayın 15’inde yönetim kurulu olarak
toplanırız."
BEĞENDİKTE İLK ÜRÜN BAŞKANDAN
Ankara’yı merkez alarak büyüyen Beğendik Mağazaları’nın yönetiminde ise
üçüncü kuşaktan Hacı Duran Beğendik var. İcra kurulu başkanı olan
yönetici, birbirlerine çok bağlı bir aile olduklarını ve şirket
yönetimine de yansıyan birçok gelenekleri bulunduğunu vurguluyor. Öne
çıkanları ise şöyle anlatıyor: “Pek çok geleneğimiz var. Örneğin yeni
açacağımız süpermarketlerimizin rafları ve reyonları yerleştikten sonra
ilk ürünü şirket içi bir merasimle yönetim kurulu başkanımız Mehmet
Beğendik Bey yerleştirir. Bu gelenek rahmetli dedem Nuri Beğendik’in
ailemize vasiyeti. Mağaza büyüklüğü ister 300 metrekare ister 3 bin
metrekare iki kuşaktır devam ettirdiğimiz bir gelenek. Bu adetin işimize
bereket kattığına inanırız. Ayrıca bayramlar bizim için çok önemlidir.
Aile fertleri dünyanın neresinde olursa olsun bir araya gelmek
zorundadır. Buluşma noktası ister Bodrum olsun, ister Londra, isterse
Kayseri, bayramın ilk sabahı tüm ailenin bir arada olduğu büyük bir
masada nohut yemeği ve pilav yenir. Bu geleneğin yaklaşık 500 yıldır
sürdüğünü tahmin ediyoruz. Yaklaşık üç nesildir perakende mesleğiyle
uğraşan ailemin en büyük ve en önemli geleneklerinden biri de evde
kesinlikle, ne olursa olsun iş konuşulmamasıdır. ~
Başka bir örnek de Benim tarafımdan başlatıldı. Son 7 mağazadır
uygulanıyor. Mağaza müşteriye hazır olduğunda mağazaya atanan müdür, ilk
alışverişi yaptırmak için genel müdürü ve bütçe müdürünü davet eder.
Genel müdür fizibilite raporunu dikkate alarak mağazadan beklenti cirosu
için ilk alışverişi yapar. Nakit yapılmak zorundadır ki mağaza müdürü
kasaya giren ilk parayı çerçeveletip odasına asabilsin.”
GÜRAL AİLESİ SIK SIK BİR ARADA
Kütahya Porselen Yönetim Kurulu Başkanı Nafi Güral da aile birliğinin
hem iş hem sosyal hayatta son derece önemli olduğuna inananlardan. İş
hayatı ile aile hayatını birbirine karıştırmadıklarını söyleyen Güral,
kendilerine has geleneklerini ve bunları uygularken nelere özen
gösterdiklerini şöyle anlatıyor: “Baba, anne, hepsi eğitimlerini
tamamlamış bir erkek üç kız evlat olmak üzere altı kişi beraber
çalışıyoruz.
Ben yönetim kurulu başkanı, eş ve evlatlar yönetim kurulu üyesi olarak
her ayın ikinci pazartesi günü NG Hotels&Resort yönetim kurulu
toplantısı, dördüncü pazartesi günü ise sanayi grubu yönetim kurulu
toplantısı yaparız. Toplam 16 kişiyiz. Doğum günü, evlenme yıl dönümü,
özel günler, bayram seyran derken her ay birkaç defa tüm aile bir araya
geliyoruz. Hepimizin bir branşta sorumluluğu var ve yönetim kurulu
toplantılarında bilgi paylaşırız. Herkesin maaşı ve kâr payı ayrıdır.
Harcama konusunda kimse kimseye karışmaz. Yönetim kurulu ve iş ortamında
ciddiyet ve profesyonellik hakimdir. Aile olduğumuz gerçeği bir tarafa
bırakılır, ciddiyetle çalışma ortamı içinde olunur. Bizim ailemiz ana
erkildir. Ama şimdi torun erkil’ aileye dönüştük. Tonınlann olmadığı
yerde hanımlann hakimiyeti vardır. Aileyi bir arada tutan en büyük
gücümüz eşim Gülsüm Hanım’dır. Evin diğer kadın fertleri onun en yakın
yardımcısıdır. Ailenin yönetimi anlamında erkeklere hiç yük
bırakmadıklaıı için biz de var gücümüzle çalışma ortamında olmanın
rahatlığı içindeyiz. Evinde mutlu olan insanın işinde başaıılı olmaması
için hiçbir sebep olmuyor. Zaten insan evinde mutlu, işinde başarılı
olmaktan başka ne ister ki?”
YAZLARI YELKEN, KIŞLARI KAYAK
Bursalı Eker Ailesi’nin geleneklerinde en dikkat çekeni yazın
yelkenliyle denize açılmak, kışın ise Uludağ’da kayak yapmak. Eker Süt
Ürünleri Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nevra Eker, “Bu
geleneklerimize çocukluğumuzdan beri devam ediyoruz” diyor ve ekliyor.
“3 yaşından beri eski ahşap teknemizle denize açılırdık. Her yaz babamın
kaptanlığında açıldığımız teknede ağabeyim ikinci kaptan olurdu. Ben
ise miço görevini yapardım. Babamın vefatından sonra kaptanlığı ağabeyim
devraldı ve bu geleneği devam ettirip bugünlere kadar taşıdı. Artık
eskisi gibi küçük bir aile değiliz. İş yaşantısının yoğunluğu ve zaman
sıkıntısı nedeniyle ailemize ayıramadığımız vakti bu aktivitelerle
telafi etmeye çalışıyoruz ve böylelikle hepimiz daha çok paylaşım içine
giriyoruz. Bu da aile bağlarımızı kuvvetlendiriyor ve bizi birbirimize
bağlıyor. Küçük yaşlardan beri gelen yelken ve kayak tutkumuzu,
çocuklarımıza ve eşlerimize de aşıladık. Hatta yelken hobimiz sadece
bizim yaptığımız bir spor olmakla kalmayıp şirketimizin de hobisi haline
geldi. Ağabeyimin şirket çalışanlarından kurduğu yelken takımının
birçok yarışta derece alması, ekibimizin bu geleneğimizi çok iyi
benimsediğinin bir göstergesi. Bu gelenekler sayesinde ailemizi bir
araya toplayarak dayanışmamızı artırıyoruz. Ayrıca kurulan yelken
takımıyla şirket çalışanlarımızın aidiyet duygusu ve ekip çalışması
gelişiyor."~
BABADAN GELEN GELENEKLER
Çelebi Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Canan Çelebioğlu Tokgöz
ise babalarının şirket içinde başlattığı birçok geleneği halen
sürdürdüklerini anlatıyor: “Çelebi Hava Servisi, babamız tarafından
1958’de kuruldu. Babam, sanırım asker kökenli olduğu için çok
disiplinliydi ama çalışanlarına da yakın duran biriydi. Çalışanların
çocuklarının, sünnet düğünlerinin bir arada yapılması, bir başarının
mütevazı bir yemekle de olsa bir arada kutlanması, dini bayramlarda ufak
hediyeler verilmesi gibi uygulamaları başlatmıştı. Biz iki kardeş de
1215 yaşlarından itibaren okul tatillerimizde Ankara Esen-boğa
Havaalanı’nda çalışırdık ve babamızın bu uygulamalarını yakından
gözlemleme olanağı bulduk. Hepsi zaman içinde artarak gelenekselleşti.
Bugün yılda bir kez veya en az 2 yılda bir, tüm personelin katıldığı
personel yemekleri düzenleriz. Artık fiilen işin içinde olmayan annemiz
de dahil olmak üzere, tüm aile mutlaka katılırız. Mesela günün sevilen
bazı şarkılarını sözlerini Çelebi’ye uyarlar, Çelebi korosu oluşturur ve
bu şarkıları hep birlikte söyleriz. Kısaca hep birlikte eğleniriz.
Ayrıca çalışanlarımızın çocuklarının da yapımızda çalışmalarını çok
özendiririz. Bunun hem çalışanlarımız hem bizim için doğru bir uygulama
olduğunu düşünüyoruz. Çünkü iş yerine ve işe bağlılık, günümüzün en
önemli kavramlarından."
NAKSAN'DA TOPLU BAYRAMLAŞMALAR
Gaziantepli Nakıboğlu ailesi de geleneklerini uzun yıllardır devam
ettirenlerden. Naksan Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Osman
Nakıboğlu, saygı ve sevgiyi pekiştiren bu gelenekleri babaları Mehmet
Nakıboğlu’ndan devraldıklarını söylüyor ve ekliyor: “Hem bayram bir aile
geleneği olarak toplu bayramlaşma yaparız. Düzenli toplantılarımız
olur. Belirli aralıklarla kahvaltı ve yemekler organize ederiz. Her
ramazan iftarlarda bir araya geliriz. Bu gelenek babamızdan gelen bir
durum. Babam kardeşleriyle bir araya gelirdi. Bizler de ondan
gördüğümüzü yapıyoruz. Büyüklerimize saygıyı ve sevgiyi bu tür
görüşmeler sayesinde öğrendik. Nakıboğlu ailesi büyük bir aile. Böyle
gelenekler aileler arasındaki bağlarımızı daha da güçlendiriyor. Bir
aile şirketiyiz. Çocuklarımız da bizden gördüklerini uygulayacaktır.
Yoksa araya mesafeler girer ve kopmalar başlar. Allah’a şükürler olsun
şu ana kadar böyle bir şey olmadı. Gelenekler geniş anlamıyla bir
kuşaktan ötekine geçirilebilen bilgi, yaşantı biçimi, daha geniş
anlamıyla maddi olmayan kültürdür. Öncelikle yapmış olduğumuz bu
etkinliklere tüm aile bireyleri olarak katılmaya çalışıyoruz. Ayrıca
Nakıboğlu ailesi olarak sosyal sorumluluk bilinciyle okul, yurt, cami,
etüt merkezleri yaptırıyoruz. Bu da babamızda gelen bir şeydir." ~
BULUŞMALAR NEDEN ÖNEMLİ?
İLETİŞİM GÜÇLENİYOR İnci Ailesi Meclis ve Konsey Başkanı Hakan Önal,
bu geleneklerin özellikle kuşaklar arası iletişimi güçlendirdiğini
söylüyor ve ekliyor: “Ailede elde edilen iletişim platformu ve
kurumsallık işe de yansır. Çatışmaların yaşandığı aileler, iş yerindeki
huzuru sağlamakta zorlanabilir. Oysa huzurlu bir şirket ortamı,
çalışanların aileye duyduğu sadakati ve işindeki çabası, yapılan işin
kalitesini artıracak, bu da sonunda müşteriye yansıyacaktır.”
ETİK DEĞERLERE KATKI Aydınlı Grup Yürütme Kurulu Başkanı Ahmet Said
Kavurmacı, geleneklerin, şirketteki etik değerlerin korunmasına katkı
sağladığını düşünüyor: “Ailemizde ve şirketimizde şekli birtakım
alışkanlıklardan ziyade genel olarak düşünce, ahlaki ve etik değerlere
bağlılık, misafirperverlik, alçakgönüllü ve hoşgörülülük, dedikoduyu
önleme, şefkat ve sevgi ortamı oluşturma gibi temel değerlerimiz var.
Düşünce planında zihne yerleştirilmiş temel değerler, ancak herkes
tarafından paylaşıldığında işletmeniz nice nesiller devam edebilir.”
BAĞLILIK ARTIYOR Eker Süt Ürünleri Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
Nevra Eker de bağlılık ve manevi değerlere dikkat çekiyor ve ekliyor:
“Ağabeyim Ahmet Eker ve ben, bu geleneklerle büyüyerek sağlam güçlü bir
iletişim içinde olduk. Aramızda oluşan bu sinerjiyi çocuklarımıza da
aktararak geleneklerimizin istikrarlı bir şekilde sürmesini sağlıyoruz.
Ekibimizin de bu geleneklere dahil olması için onları teşvik ediyoruz.
Böylece ailemizin geleneğini, şirketimizin hobisiyle özdeşleştirmiş
oluyoruz.”
DR. İLHAMİ FINDIKÇI / DEĞER DANIŞMANLIK
"ŞİRKETLERİN AYAKTA KALMASINDA ETKİLİ"
NE SAĞLIYOR? “Bu geleneklerin ortak amacı, aile üyelerinin etkileşim
ve iletişimlerini daha yoğun, daha doğrudan hale getirmek. Maalesef
belirli bir ekonomik seviyede olan insanlar için insani değerlerdeki
aşınma daha bariz biçimde ortaya çıkıyor. Diğer yandan aile
şirketlerindeki dağılmaların önemli bir nedenini temeldeki iletişim
sorunları oluşturuyor. SADECE MADDİYAT YETMEZ Aile geleneklerinin şirkete çok büyük
faydaları var. Çeşitli vesilelerle aile üyelerinin birlikte olmalarına
yönelik organizasyonlar, gelenekler, ortak bir sevgi, saygı ve ahlak
anlayışının yerleşmesi bakımından önemli. Sadece maddi değerlerle ayakta
kalan, yürümeye çalışan şirketler uzun ömürlü olamıyor. Yıkılan
şirketlerin önce geleneklerini, sonra kültürlerini, daha sonra sevgi ve
saygıyı yitirdiklerini görüyoruz.~ İLGİNÇ ÖRNEKLER Örneğin bir aile şirketimiz, yönetim kurulu
toplantısına kurucunun ve aile geçmişlerinin ruhlarına dua ederek
başlıyordu. Bir başka aile, yılda iki kez mutlaka bir araya geliyor,
organizasyonlar, piknikler yapılıyor. Bir diğerinde, her yıl tüm aile
üyeleri köye gidip en az 3 gün kalıyor. Köyde tüm çocuklar doğayla iç
içe, köy evinde yaşıyor ve iç iletişimleri artıyor. Başka bir örnekte
ise her yıl 29 Ekim haftasında tüm aile bireyleri bir araya
toplanıyordu. LİDER NE YAPMALI? Asıl olan birlik, beraberlik,
sürdürülebilirlik, süreklilik olduğuna göre tüm bunlar koyu otoriteyle
olmaz. Ailenin lideri, bu geleneklerin nedenini, faydasını ve
sonuçlarını yaşamıyla aktarabilmelidir. Aşırı ve zorlayıcı olmamalıdır.
Kısaca lider, işe gösterdiği önemi ve hassasiyeti, aile üyelerine de
göstermelidir. Böylece aile üyeleri gelecekte aileye ve ailenin işine
sahip çıkabilir.”
DAVUT DOĞAN / DOĞTAS YKB
"HER BAYRAM ANNEMDEYİZ"
21 KİŞİLİK AİLE “Biz tüm aile üyeleri olarak mutlaka her bayramda
aile büyüğünün evinde toplanırız. Annemde eksiksiz 21 kişilik aile
meclisi arife gününde bir araya gelir. Birlikte bayram yapılır. Konvoy
halinde akrabalar ziyaret edilir.
1.000 KİŞİLİK AŞEVİ Her yıl eylül ayında kurucu başkanımız olan rahmetli
babamız Hacı Ali Doğan adına dua okuturuz. Yaklaşık 4-5 bin kişi yani
tüm Biga halkı davetli olduğundan katılır. Buraya katılan tüm çocuklara
hediyeler verilir. Ayrıca her yıl Ramazan ayında babamız adına aş evi
oluşturularak, 1.000 kişiye yemek dağıtılır. MECLİS TOPLANTILARI İşle ilgili olarak sürdürdüğümüz geleneklerde
ise aile meclisi üyeleri 6 ayda bir toplanır. Aile meclisinin geleceği
değerlendirilir ve aile anayasamız gözden geçirilir. Ben, şu anda toplam
8 kişi olan ikinci kuşak aile üyeleriyle düzenli toplantılar yaparım.
Onların gelişmesi, eğitimiyle ilgili görüş alışverişinde bulunuruz.”
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?