"İHRACAT ODAKLI BÜYÜMENİN SONUNA GELİNDİ"

Nobel ödüllü ekonomist Prof. Dr. JOSEPH STIGLITZ’e göre global ekonomik krizden henüz çıkılmadı. Amerika tüm dünya için olumlu algılanan büyüme rakamlarına rağmen işsizlikte yol alamadı. Avrupa, sorunlarına yapısal reformlarla yanıt veremediği için daha kötüye ilerliyor. Gelişmekte olan ülkelerin de artık 40 yıldır uyguladıkları ihracat odaklı büyüme modelini sürdüremeyeceklerini belirten Stiglitz, sağlıklı büyümenin iç pazar, çeşitlendirmekle geleceğini söylüyor. Türkiye ve gelişmekte olan ülkelerin bunu nasıl yapacaklarını şöyle açıklıyor: “İç talebi emlak ve altyapıyla canlandıramazsınız. Üretim yöntemleri kullanılmalı. Ekonomi üretim yapan sektörleri desteklemeli.”

24.02.2015 17:03:470
Paylaş Tweet Paylaş
"İHRACAT ODAKLI BÜYÜMENİN SONUNA GELİNDİ"
Global ekonomik kriz sonrası dünya yeni bir dönüşümün eşiğinde... Büyük riskleri barındıran bu değişim hem gelişmiş hem gelişmekte olan ekonomilerin ayrı ayrı yeniden pozisyon almalarını zorunlu kılıyor.” Bu saptamalar Amerika eski başkanı Bill Clinton’ ın ekonomi başdanışmanı Nobel ödüllü ekonomist Prof. Dr. Joseph Stiglitz’e ait. Özellikle gelişmekte olan ülkelerin 2008’deki global ekonomik krizde beklenenden daha iyi bir büyüme performansı ortaya koyduğunu ve dünya ekonomisinde büyümeyi sürüklediğini belirten Stiglitz, şimdi ise bu durumun değiştiğini söylüyor. Gelişmekte olan ekonomilere bugüne kadar sürdürdükleri ihracat odaklı büyüme modelini bırakmalarını tavsiye ediyor. Küresel ekonominin bugünkü yapısını düşündüğümüzde, ekonominin iç talebe bağlı büyüyebileceği bir modele geçilmesi gerektiğini ifade eden Stiglitz, “İç pazarı çeşitlendirmek gerekiyor. Yapısal olarak ekonomide dengeli bir modele sahip olmak önemli. Ekonominin tek bir alana bağlı olması önemli bir risk” diyor. Türkiye ve gelişmekte olan piyasalara iç taleplerini nasıl canlandıracaklarını da şöyle açıklıyor: “İç talebi emlak ve altyapıyla canlandıramazsınız. Üretim yöntemleri kullanılmalı. Ekonomi üretim yapan sektörleri desteklemeli. Belli sektörler desteklenebilir. Hükümet bu konuda önemli rol oynayabilir.” Nobel ödüllü ekonomist Prof. Dr. Joseph Stiglitz, dünya ekonomisindeki son gelişmeleri ve risklerin her geçen gün arttığı bir dünyada nasıl yol alınması gerektiğini Capital’e şöyle anlattı:
* Dünya ekonomisindeki genel görünümü nasıl değerlendiriyorsunuz?
*2015 ülke ekonomileri için risklerle dolu, kötü bir yıl olacak. Petrol meselesi öncelikli risk. Avrupa, Rusya ve Ortadoğu ilişkileri takip ediliyor. Bunun yanı sıra dünyada siyasi sıkıntılar yaşanıyor. Asya’da Çin’in durumu, ABD’nin durumu ne olacak? Dünya değişiyor, iklimler değişiyor. D��nya büyük risklerle karşı karşıya. 
* İlk olarak petrol fiyatlarındaki sert düşüşle başlayalım isterseniz... Petrol fiyatlarındaki bu düşüş, gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomileri nasıl etkileyecek? 
* Petrol fiyatlarında yaşanan düşüş ithalatçı ülkeler için ihracatçı ülkelere göre çok daha olumlu sonuçlar yaratıyor. Asıl soru bu durumun nasıl ele alınacağı, nasıl dengeleneceği… Türkiye gibi ülkeler büyük petrol ithalatçıları, dolayısıyla bu gelişmeler onların lehine gibi görünüyor. Öte yandan Ortadoğu, Rusya ve onların ticari ortakları petrol fiyatlarının düşmesinden zarar görüyor. Çünkü negatif etki yaratıyor. Genele bakarsanız fiyatlardaki bu düşüş dünya için olumsuz bir gelişme. 
~
* Rusya daha ne kadar bu sorunlarla mücadele eder? Rusya’nın durumunu nasıl görüyorsunuz? 
* Rusya gerçekten çok zor bir durumda. Ülkenin komünizmden çıkış sonrasında yaptığı en büyük hata ekonomisinde sadece enerjiye bağımlı olması. Riskini azaltmak için çeşitliliğe gitmedi. Her geçen yıl doğalgaz ve petrol ihracatına ağırlık verdi ve ekonomisini buna odakladı. Sonuçta bugün olduğu gibi petrol fiyatları düşüşe geçtiğinde kaçınılmaz zorluklarla karşı karşıya kaldı. Bence fiyatlar düşük kaldığı sürece Rusya ekonomisi zayıflamaya devam edecek. Şimdiden bu durumun daha ne kadar süreceğini söylemek ise zor.
* Rusya’nın içinde bulunduğu bu durum bölge ülkelerini nasıl etkiler? 
* Rusya’nın durumu ticari ortaklarının hepsinde bir yavaşlamaya neden olacak. Türkiye ithalatını Avrupa’da ve Ortadoğu’da çeşitlendirmiş durumda. Rusya’nın büyük ticari ortakları ciddi problemler yaşıyor. Ortadoğu da bunlardan biri… Avrupa bölgesi daha farklı bir sorunla karşı karşıya... Onlar düşük petrol fiyatlarından faydalanacak. Ancak ekonomi politikaları çöküş içinde olduğu için farklı sorunlarla yüzleşmeye devam edecekler. Almanya gibi ülkeler düşük büyümeye devam edecek.
* Avrupa ekonomileri hala krizden çıkamadı... Peki Avrupa nerede hata yaptı? 
* Avrupa’nın en büyük hatası 10-15 yıl önce Euro’yu devreye almak oldu. Tek bir para birimi yaratmak kritik bir projeydi. Ancak politikalar ekonomik sistemi desteklemek için yeterli olmadı. Kriz, 2010 yılında ortaya çıktığında sorunu saptayamadılar ve Euro bölgesinde ihtiyaç duyulan yapısal reformları yapmayı reddettiler. Bu da durumu daha da kötü hale getirdi. Baktığımızda Euro, Avrupa’yı birleştirmedi, böldü. Şu anda Avrupa’da ülkeler arasında fark yaratıyor. Tek bir para biriminin etkili olması için ülkelerin aynı olması gerekir ama öyle değil. İspanya ve Yunanistan en ağır krizi yaşadı. Almanya olup biteni anlamadı. Aynı politikaları tekrar etmeye çalıştılar ve işe yaramadı. İçinde bulundukları deflasyon sorun yaratıyor, ama Almanya hala ısrar ediyor. Fiyatlar stabil kalsın istiyor. Bu sistemde fakir ülkelerin paraları zengin ülkelere kayıyor. Parasal genişleme Avrupa’da daha olumsuz. Avrupa’da kredi kanalı bloke olduğu için paranın işe yarayacağı yerlere ulaşması mümkün görünmüyor. KOBİ’lerin sayısı AB’de azalıyor. Almanya bazı bonoları kısıtlamak istiyor. Kredi kanalları giderek daha fazla bloke oldu. Avrupa’da para politikası işe yarasa bu para KOBİ’lere yatırıma giderdi. Parasal genişlemeyle yola devam edilecek gibi görünüyor ama bu avantaj sağlamıyor. 
* Avrupa bu sorunları nasıl aşabilir? 
* Sorunları aşmanın tek yolu Avrupa bölgesinde yapıyı değiştirmek. Sadece enflasyona değil büyümeye de odaklanmalılar. En önemlisi de Almanya’nın politikalarını değiştirmesi gerekiyor. Yeni istihdam yaratmak için endüstriyel politikalar oluşturulmalı. Almanya daha düşük enflasyon konusunda paranoyaya sahip. Eğer Avrupa sıfır enflasyona ulaşacaksa bu hedefe ulaşacak en yakın aday Almanya. Avrupa bütünsel bir politika içinde olmalı. 
~
* Amerika ekonomisi üçüncü çeyrekte geride bıraktığımız 11 yılın en hızlı büyümesini yaşadı. Bu büyüme rakamları bize global ekonomiye dair neler söylüyor? 
* Aslında bu hem Amerika hem dünyanın geri kalanı için çok güzel bir haber. En azından dünyanın bir bölümünde pozitif gelişmeler oluyor. Fakat büyümenin işsizlik üzerindeki etkisi çok küçük. İşsizlik oranı düştü. Ancak bu düşüş iş bakan insanların azalmasından kaynaklandı. Bir insan artık iş aramıyorsa işsizlik nüfusuna kayıtlı olmuyor, hapishanede olanlar işsiz sayılmıyor. Amerika’da şu anda çalışan oranı son 30- 40 yılın en düşük oranı. Bu oranlar sağlıklı değil. Amerika’daki büyümenin en rahatsız eden yanı adil şekilde dağılmaması. Sıradan bir çalışan ile en üstteki çalışanın ücreti arasındaki uçurum çok açıldı. Ülkedeki gelir artışının yüzde 95’i en üstteki yüzde 1’e gitti. Tipik Amerikalının geliri hala 25 yıl öncesinden daha düşük. 
* FED’in para politikası hakkında ne düşünüyorsunuz? 
* Enflasyona dair kaygıları olan ve faizleri yükseltmek isteyenlerle, daha çok işsizlik konusuna odaklanan, gelir ve ücretlerle ilgili kaygı duyanlar arasında tartışmalar yaşanıyor. Avrupa’da devam eden problem ve global ekonomideki yavaşlama bu tartışmaları daha da hararetlendirecek. Ben faiz oranlarını düşük tutmalarını umuyorum. Para politikalarının gerçekten başarılı bir büyüme getireceğini düşünmüyorum. Federal hükümet bunun üzerine çalışmalar yürütüyor.
* Çin Merkez Bankası’na göre bu yıl sonunda ülkenin büyümesi yüzde 7,1’e düşecek. Çin’deki yavaşlamanın global ekonomi üzerindeki sonuçları ne olur? 
* Çin ekonomisindeki yavaşlamanın ne kadar olacağı konusunda kimse emin değil. Zaten ülke düşük büyümeyi deneyimlerken, emtialara karşı talep düşüyor. Bu da özellikle doğal kaynaklarını ihraç ederek ekonomilerini büyütmeye çalışan gelişmekte olan ülkeleri etkileyecek. Bu yıl küresel ekonomiye yönelik en büyük risk volatilite. 2015’e damgasını vuracak şey yüksek seviyedeki volatilite olacak. * Gelişmekte olan ülkeler önümüzdeki süreçte nasıl büyebilir? 
* Gelişmekte olan ülkeler 2008’den sonra beklenenden çok daha iyi bir büyüme performansı gösterdi. Avrupa ve Amerika zayıflarken, birçok gelişmiş ekonomi çöküğe geçerken gelişmekte olan pazarlar dünya ekonomisinde büyümeyi sürükledi. Özellikle Çin ve Hindistan dünyanın geri kalanındaki gelişmekte olan ülkeleri de destekleyen bir performans ortaya koydu. Şimdi bu değişiyor. Ne yapmaları gerektiği konusunda yanıt şu olmalı: Gelişmekte olan ülkeler, geçtiğimiz 40 yıla ihracat ağırlıklı olarak büyüdü. Ancak bu şekilde büyümek artık zorlaşıyor. Bu modeli daha uzun süre sürdürmeleri mümkün değil.
* Yakın zamanda 2008’deki gibi büyük bir kriz bekliyor musunuz? 
* Faizleri artırmaya devam ettiğimizde böyle bir risk var. Biz henüz 2008 krizinden sonra toparlanamadık. Bu nedenle böyle bir şoku karşılayacak durumda değiliz. Global ekonomik kriz sonrası dünya yeni bir dönüşümün eşiğinde... Büyük riskleri barındıran bu değişim hem gelişmiş hem gelişmekte olan ekonomilerin ayrı ayrı yeniden pozisyon almalarını zorunlu kılıyor.
~
TÜRKİYE NASIL SAĞLIKLI BÜYÜR?
İÇ PAZAR ÇEŞİTLENDİRİLMELİ
İç pazarı çeşitlendirmek gerekiyor. Yapısal olarak ekonomide dengeli bir modele sahip olmak önemli. Ekonominin tek bir alana bağlı olması önemli bir risk. Küresel ekonominin bugünkü yapısını düşündüğümüzde, ekonominin iç talebe bağlı büyüyebileceği bir modele geçilmeli.
EKONOMİ DENGELİ OLMALI Ekonomi daha dengeli olmalı. Tarıma, sanayiye, inovasyona yönelerek ekonomide çeşitlilik artırılmalı. Ekonominin coğrafi dağılımı da çeşitlendirilmeli. Özellikle ihracat piyasası zayıfladığında ihracat yaparak büyüme modeli ise yaramayacak. Bu nedenle Çin iç talebe yöneliyor.
İÇ TALEP NASIL CANLANIR? Türkiye ve gelişmekte olan piyasalar iç talebi nasıl canlandırabilir? İç talebi emlak ve altyapıyla canlandıramazsınız. Üretim yöntemleri kullanılmalı. Ekonomi üretim yapan sektörleri desteklemeli. Belli sektörler desteklenebilir. Hükümet bu konuda önemli rol oynayabilir. 

"GLOBAL EKONOMİ ZAYIF OLMAYA DEVAM EDECEK"
AMERİKA’NIN YANITI
Petrol sıradan bir emtia değil. Politik gelişmelerden her şeyden daha fazla etkileniyor. Bu biraz Suudi Arabistan Hükümeti’nin politikalarını değiştirmesiyle de ilgili. OPEC dünyada bir kartel olarak faaliyet gösteriyor ve fiyatları yüksek tutmaya çalışıyor. Amerika bu duruma fiyatları düşürerek yanıt verdi. Global istikrar için bunu yaptı. Bu bence en büyük faktör. İkinci neden de Amerika’da doğalgaz üretiminin artması.
POLİTİK KARAR Bir diğer neden global ekonomideki yavaşlamayla petrole duyulan talebin yavaşlaması. 2015 yılı boyunca bu nedenler var olmaya devam edecek. Fakat bu durum aynı zamanda politik bir karar. Sanırım Amerika düşük fiyatlı olarak petrol ve gaz tedarik etmeyi sürdürecek. Benim öngördüğüm tek büyük değişiklik Suudi Arabistan veya Ortadoğu’daki tedarik ayağındaki büyük dağıtıcılardan birinin bu durumu değiştirmesi olabilir. Ama genel olarak 2015’te global ekonominin zayıf olmaya devam edeceğini söyleyebilirim. 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz