Nakit sendromu!

İş dünyası son bir yıldır tek bir konuya odaklanmış durumda: “Nakit sıkışıklığı…

2.03.2020 14:51:000
Paylaş Tweet Paylaş
Nakit sendromu!

Nilüfer Gözütok Ünal

[email protected]

Gerçekten de pek çok sektörde “nakit” sendromu yaşanıyor. Konjonktür, daralan pazar, finansmana erişimin zorlaşması ve vade uyumsuzluğu sıkıntının kaynağını oluşturuyor. Bu nedenle pek çok şirket ödemesini yapamıyor; ciro, kâr ve itibar kaybı yaşıyor. Bazı oyuncular nakit akışını yönetemediği için oyun dışı kalıyor. Tüm iş dünyası bu soruna bir çözüm üretme arayışında. Otomotivden turizme, bilişimden enerjiye her sektörün çözüm formülü ve önerisi ise farklı.

2018 yılından itibaren Türkiye ekonomisi zorlu bir sınav veriyor. Kur artışı, finansmanın maliyetinin artması, düşen talep ve azalan satışlar, nakit akışını bozdu. Yükselen faizler ve kredilere getirilen sınırlamalar da tüm sektörlerde ciddi bir nakit darlığı yarattı. Bu durumu rakamlardan da görüyoruz. 2019 yılının ilk 3 çeyreğinde karşılıksız çeklerin tutarı, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 33, adedi yüzde 38 arttı. Tahsili gecikmiş alacaklar, bankacılık sektörünü 2019’da en çok meşgul eden başlıklardandı. BDDK ve Merkez Bankası verilerine göre takipteki alacak oranı yüzde 5,23’e, takipteki alacak tutarı 147 milyar TL’ye ulaştı. Bu veri, 2019 başında 96,7 milyar TL idi. 2019 sonu BDDK öngörüsü yüzde 6,5-7 seviyeleri. 2019 Kasım sonunda bankaların tahsili gecikmiş alacak oranı da yüzde 5,23 oldu. Bu veri de bir önceki yılın aynı döneminde yüzde 3,7 idi. Peki nasıl oldu da bu noktaya gelindi? Aslında konjonktürü oluşturan ekonomik ve politik nedenleri bir kenara koyarsak her sektör için farklı unsurlar, nakit akışındaki bozulmada öne çıktı. Bu bazı sektörlerde vade uyuşmazlığı olurken bazılarında regülasyon değişikliği, bazılarında da pazar daralması oldu. 

DENGE BOZULDU 

Vade uyuşmazlığı, iş dünyasında nakit sıkışıklığı yaratan en kronik sorunların başında geliyor. Örneğin plastik sektöründe ana maliyet kalemleri olan plastik hammaddesi, elektrik ve işçilik ortalama 45 gün vadede ödeme yapmak durumundayken satışlar ortalama 150 gün vadeyle yapılıyor. PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, ayrıca bankalardan kredi almada yaşanan güçlükler, konkordatolar nedeniyle yaşanan tahsilat güçlüğü ve karşılıksız çek oranlarındaki artışın da sıkışıklığın daha yoğun hissedilmesine neden olduğunu belirtiyor. Kimyada çalışılan sektörlere bağlı olarak vadeler 4-5 aydan 1,5 yıla kadar uzuyor. İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Başkanı Adil Pelister, ihracatçı şirketlerinden de yurt içindeki vadelere ayak uydurabilmeleri için vadeli mal satımı yapmak zorunda kaldıklarını ifade ediyor. “Bu sebeple de şirketlerimiz sermayelerini büyütemiyor” diyor. İnşaat malzemeleri sektöründe tahsilat dengesi ciddi derecede bozulmuş durumda. Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan, İMSAD tahsilat endeksi tablosunun sürekli aşağı doğru gittiğini dile getiriyor. Erdoğan, yaşanan gelişmeleri şöyle anlatıyor: “Son endeks raporunda tahsilat endeksi 2013 yılı için baz aldığımız 100 baz puanına göre 28 puana inmiş durumda. Tahsilat konusunda inşaat malzemesi üreticileri ya parasını hiç alamıyor ya geç alıyor.” İncekaralar Holding CEO’su Özgür İncekaralar, kendi sektörlerinde nakit sıkışıklığı yaratan başlıca sebebin ürünlerin peşin veya çok kısa vadeyle tedarik edilebilirken kamu tarafından yapılan tahsilatın minimim 90 maksimim 5 yılı bulması olduğunu söylüyor. İncekara, “Bu belirsizlik sektörde fiyat istikrarını bozuyor” diye konuşuyor. 

TAKİPTEKİ KREDİ ORANI ARTTI

Değişen regülasyonlar ve vergi artışları da bazı sektörlerde nakit sıkışıklığını tetikleyen önemli bir unsur. Tura Turizm Perakende İcra Kurulu Üyesi Ayşin Arca, sektördeki nakit akışını zora sokacak birçok vergi artışı olduğunu belirtiyor. Arca, “Döviz alımlarından alınan binde 1 oranındaki kambiyo döviz alım vergisinin, 7 Aralık 2019’da binde 2’ye çıkarılması, geçtiğimiz aralık ayında alınmaya başlanan turizm payı vergisi ve son olarak taksit imkânının 6’dan 3’e düşürülmesi nakit sıkışıklığını artırdı” diyor. Prontotour Yönetim Kurulu Başkanı Ali Onaran, bankaların kredi açmaması ve var olan kredileri kapatma yoluna gitmelerinin de nakit akışı üzerinde ciddi etkileri olduğunu dile getiriyor. TYD verilerine göre takipteki kredilerde büyük sıçramaya dikkat çeken Onaran, “Sektör kullandığı toplam krediler içinde takipteki kredilerin oranı 2014’te yüzde 2,4 iken yüzde 7,04’e çıktı. Bu durum sektörün finansman yükünü taşımakta zorlandığını ve nakit akışı ve kârlılıklarında hızlı bir iyileşmeye ihtiyaç duyulduğunu ortaya koyuyor” diye konuşuyor. İnoksan Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Varlık da Onaran’la aynı noktaya dikkat çekiyor. Ankastre sektöründe finansal kaynaklara ulaşımda zorluk yaşandığını söyleyen Varlık, sözlerine şöyle devam ediyor: “Sektörde borçlar/aktif toplamı oranı yüzde 50-80 arasında değişiyor. Bunun nedeni, endüstriyel pazardaki yatırımcıların, üreticilerden uzun vadeli kredili satış beklentisi içinde olması. Öte yandan konkordato ve benzeri nedenlerle geciken alacaklar daha fazla sorun yaratmaya başladı.” 

TAHSİLAT YAPILAMIYOR

SIO Automotive CEO’su Kemal Görgünel, otomotiv sektöründe nakit sıkışıklığının birçok nedeni olduğunu söylüyor. Bu nedenlerin başında da uzayan vadeleri gösteriyor. Satışlardaki vadelerin 60 günden 150 günlere dayandığını ifade eden Görgünel, diğer nedenleri de şöyle açıklıyor: “Gerçek nedenler arasında yıl sonu kotasını doldurmak amaçlı ihtiyacından fazla mal almak sonra zamanında satamamak ve nakde sıkışmak da var. Özkaynak zayıflığı ve bu nedenle gerektiği anda banka kredisi kullanamama da bir diğer neden.” Otomotiv sektörü adına konuşan Sadık Grup Yönetim Kurulu Başkanı Oktay Mersin, sektördeki nakit sıkışıklığına gerekçe olarak piyasadaki satış problemini gösteriyor. Mersin, “Aynı zamanda son zamanlarda düşmesine rağmen faizlerin yüksekliği de sıkışıklığın önemli bir nedeni. 2,5 yıldır sektörde durum böyle. Çek tahsilatlarında da problemler var. Konkordatoda olan şirketlerden tahsilatlar yapılanıyor. Yaklaşık yüzde 15 civarında problemli alacak var” diye konuşuyor. Akaryakıt perakendeciliğinde kredi kartı dönüş süresi sıkışıklık yaratıyor. Bugün istasyon satışlarının yarıdan fazlasının kredi kartıyla gerçekleştiğini dile getiren Enerji Petrol Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Can, sektördeki işleyişi şöyle paylaşıyor: “Bayiler ya uzun süre parasını bekleyecek ya kârlarından fedakarlık yaparak ‘komisyon ödeyerek’ nakde dönecekler. Yine kredi kuruluşlarının 2018 öncesine göre muslukları kapatması ve paranın fiyatının artması cari çalışmanın kısıtlanmasına neden oldu.” 

YENİ FON YARATMAK ZORLAŞTI

Belli sektörlerde satışlarda yaşanan düşüş, sektörlerin daralması da nakit sıkışıklığını ciddi ölçüde tetikliyor. İnsay Yapı Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Çulhalık, özellikle yap sat projelerini içeren alt kollarda satışların azalmasının, nakit sıkışıklığına sebep olan en önemli faktör olduğunu belirtiyor. Çulhalık, “Sektörde nakit girişi azalınca şirketler de krediyle dönmek durumunda kaldı. Bu yönde proje geliştiren şirketler, ek yükümlülüklerle karşı karşıya. Bu şirketler, projeleri tamamlamak için kredi çekme yoluna gidiyor. Yüksek faiz oranları nedeniyle de ciddi bir faiz maliyeti ödemek durumundalar” diyor. Hafele Türkiye CEO’su Hilmi Uytun, konut sektöründe, satışların yavaşlığı ve geçen yıl faizlerin anormal yüksekliği nedeniyle vade maliyetlerinin arttığını dile getiriyor. Bu durumun çok fazla nakit sıkışıklığı yarattığını anlatıyor. Hazır giyim sektöründe nakit sıkışıklığının en önemli nedeni satışların azalması. Bu durumda aşırı indirim yapma zorunluluğunun kârsız satışları beraberinde getirdiğini ifade eden Faik Sönmez Genel Müdürü Mete Sönmez, “Ortaya çıkan sermaye yetersizliğinin nedeni de yüksek faizle aşırı borçlanma” diyor. 

FATURA BÜYÜK 

Yaşanan bu sıkışıklık birçok sektörde derin tahribat yaratıyor. Özellikle rekabetin yapısı bozuluyor, kârlar düşerken finansal açıdan dayanma gücü düşük oyuncular sektörden çekilmek zorunda kalıyor. Atasun Optik CEO’su Nihat Aydın, optik sektöründe bazı yerli ve yabancı optik perakende şirketlerinin küçülmeye giderken bazılarının sektörden çekilmeyi tercih ettiğini söylüyor. Aydın, “Genel olarak tüm sektörde marjların daraldığı, risklerin arttığı bir dönemden geçiyoruz” diyor. Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan, kendi sektörlerinde küçük şirketlerin daha kıvrak hareket ederek ihracat pazarlarına rahat odaklandığını dile getiriyor, “Büyük şirketler ise ciddi kapasite düşüklüğü ile ya çok zarar etti ya değerleri düştüğü için el değiştirdi” diye konuşuyor. İnsay Yapı Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Çulhalık, inşaat sektöründe ise nakit sıkışıklığından en çok bankalara borçlanan, elinde satılmayı bekleyen stoku olan şirketlerin etkilendiğini anlatıyor. İncekaralar Holding CEO’su Özgür İncekara, kendi sektöründeki tabloyu şöyle ortaya koyuyor: “Şirketler kredi geri ödemeleri, çek ödemelerinin yanı sıra işletme zorunlu giderlerinin ödenmesinde dahi ciddi gecikmeler ve zorluklar yaşıyor. Sektör şirketlerinin 50’sinden fazlasının bu süreçte çekleri yazılmış, yüzde 75’ine yakınının da kredi ödemeleri gecikmiş, tamamının kredi notu düşürülmüştür.” 

ÇÖZÜM ARAYIŞI

Peki bu durumdan nasıl çıkılabilir? Her sektörün aslında çözüm için önerdiği bir formül var. PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, nakit sıkışıklığını yaratan unsurları engellemek için en kalıcı çözümün banka garantili elektronik çek karnesine geçiş olduğunu söylüyor. “Bu konuda birçok çalışma yapıldı, ancak popülist politikalar nedeniyle uygulamaya bir türlü gidilemedi. Tek başına bunun çözümü bile piyasadaki nakit sıkışıklığını çözecek güçte bir önlem” diyor. İKMİB Başkanı Adil Pelister, yurt içindeki ticarette, üretici şirketlerde mal satışlarının maksimum 90 gün ile sınırlanması gerektiğini savunuyor. “Şirketlerin ve maliyenin mağduriyetinin yaşanmaması adına bir takvim belirlenerek kademeli olarak bu uygulamaya geçilebilir” diye konuşuyor. Aksis CEO’su Cavit Akşehirlioğlu, bilişim sektöründeki sıkışıklığı aşmak için küçük ölçekli butik hizmet veren şirketlerin finansal güçlerini birleştirebileceğini söylüyor. Akşehirlioğlu, “Sektörün sorunlarını ele alacak ve dayanışmayı sağlayacak sektöre özel ve etkin faaliyet gösteren kurumsal platformlar oluşturulabilir” diyor. Prontotour Yönetim Kurulu Başkanı Ali Onaran da uygun krediler, vergi indirimleri, istihdam koruyucu önlemlerin devreye alınmasının bir çözüm olacağını söylüyor.


VURAL AK / INTERCITY YÖNETİM KURULU BAŞKANI
KÜÇÜK OYUNCU KALMADI

SORUNLU ALACAKLAR
Genel olarak sorunlu alacak miktarlarının yükselmesi, düzensiz nakit akışı ve kötü finansal yönetimler bu sıkışıklığın başlıca nedenleri oldu. Ancak filo kiralama özelinde asıl sebep yüksek kaldıraç oranlarıydı; 2018 yılında borç/özkaynak oranları 1’e 100’ün üzerine çıkan şirketler gördük. Bunların çoğu da 2019 yılında negatif özkaynak açıklayarak havlu attı.
ÇÖZÜM NEREDE? Bu da Intercity gibi özkaynakları güçlü ve finansal olarak iyi yönetilen büyük oyuncuların pazardaki hakimiyetini daha da güçlendirdi. Sıkışıklığı aşmak için konkordatoya başvuran ve borçlarını yeniden yapılandıran şirketler oldu. Geldiğimiz noktada eğer bankalar filo kiralama sektöründe kredibilitesi yüksek şirketlere fon sağlamayı sürdürürse, sektör yeniden bu şirketlerin omuzlarında eski rakamlarına ulaşacaktır.



GÖKHAN BOZKURT / NUH ŞİRKETLER GRUBU CEO'SU
SIKIŞIKLIĞI İÇ PAZARA ÇALIŞANLAR YAŞIYOR

KİMLER ETKİLENDİ? 
İnşaat sektöründe yurt içi pazarda 2018’de yaşanan daralmayla birlikte çimento satışları düşmeye başladı. Satışların azalmasıyla yurt içi pazarına hitap eden çimento şirketlerinin büyük bir kısmı, nakit sıkışıklığı yaşadı. Finansal ve operasyonel anlamda tedbirlerini alamayan bazı şirket müşterilerinin iflas ya da konkordato ilan etmesine maalesef tanık olduk. İş birliği halinde olduğumuz müşterilerimizle yaptığımız titiz, dengeli ticaret ve risk yönetimiyle bu süreci hasarsız atlattık.
POZİTİF BEKLENTİ Talep ve satışlardaki düşüş, nakit sıkışıklığı yaratan etkenlerden oldu. 2018’in ikinci yarısından itibaren başlayan mali sorunlar, 2019’un son çeyreğine kadar hissedilmiş olsa da alınan tedbirlerle beraber 2020’ye daha olumlu girildi ve pozitif bir beklenti oluştu. İç pazardaki daralmaya bağlı nakit sıkışıklığını, en çok yurt içi pazara satış yapan ve ihracat yapma imkânı olmayan şirketler yaşıyor.



BARAN DEMİR / İBRAHİM POLAT HOLDİNG CEO'SU
FİYATLAR BOZULDU

İŞLETMELER EL DEĞİŞTİRDİ 
2018 yılından itibaren talep azlığı nedeniyle satışların düşmesine paralel olarak büyük ve küçük birçok işletmede nakit sıkışıklığı ve takiben de yüksek borçluluk etkin oldu. Borçlu şirketler, nakit dengesini kurgulayamayan şirketler, bundan çok etkilendi. 3 orta boy işletme sahip değiştirdi. Üretimini durduranlar oldu.
GEÇİCİ TEDBİRLER 
Kredi faizlerindeki düşüşler, bu sıkışıklığa bir nebze pozitif etki etti. Stoklarda olan malları üreticiler çok ucuz fiyata satarak nakit ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştı. Ancak bunlar geçici tedbirler. Aksine bu tip aksiyonlar piyasa fiyatlarını önemli ölçüde aşağı doğru bozdu.
İDEAL ÇÖZÜM Panik içerisinde maliyetinin altında iç pazar ve dış pazara mal vermek şirketlere çok kısa süre bireysel bazda nefes aldıracak ancak orta vadede ayakta kalmalarını imkansız hale getirecek. Bunun yerine talep kadar üretim yapmak, stoka çalışmamak ve ihracatı artırmak daha doğru bir çözüm olacak.



Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz