2012 özellikle hisse ve faiz yatırımcısı açısından bir ralli yılıydı.
İMKB’de dolar bazında yüzde 60’a varan getiriler söz konusu oldu.
Gösterge faiz yüzde 12’lerden yüzde 6’nın altına geldi. Altın ve döviz
ise getiri açısından enflasyon dikkate alındığında yerinde saydı. Peki
2013 nasıl bir yıl olacak? Bu soruyu 4 aracı kurum genel müdürüne
sorduk. Yine bu uzmanlardan, 2013 yatırım stratejisinin ipuçlarını
aldık. Dört genel müdürün söylediklerini şöyle özetlemek mümkün: “Düşük
faiz ortamı devam ettiği sürece ve ikinci bir not artırımı beklentisi
varken, 2013’te hisse senedi tercih açısından önde olacak. Ancak
getirilerin 2013 kadar yüksek olmasını beklemeyin.” ALİ RIZA İNCEKARA / BGC PARTNERS GENEL MÜDÜRÜ
“DÜŞÜK FAİZ ORAKLARI HİSSEYİ ÖNE ÇIKARACAK”BANKALAR ÖNDERLİĞİNDE YÖN YUKARI
Geçen yıla damgasını vuran gelişme, Fitch’in not artırımı oldu. 2012’de
İMKB hızla yeni zirvelere yükselerek rekorlar kırdı. MSCI Türkiye
Endeksi’nin yılbaşından beri getirisi, dolar bazında yüzde 58
seviyelerine ulaştı, yabancı yatırımcıların borsada 2,5 milyar dolarlık
net hisse senedi alışı oldu. Hisse senetleri piyasasının 2013 yılında
genel anlamda pozitif bir seyir izlemesini bekliyorum. Faiz seviyeleri
tarihsel olarak bu kadar düşük seviyelerde seyrederken, ekonomik
büyümeden en olumlu etkilenecek finansal varlık grubu, hisse senedi
olacak. Hisse senedi piyasalarının yılın ilk yarısında düşen faizlerden
olumlu etkilenen bankacılık sektörünün liderliğinde yükselmeye devam
etmesini bekliyoruz. İkinci yarı ve yıl sonu seyri, hisse senetleri
açısından hızlanan büyüme konusunda Merkez Bankası’nın alacağı olası
önlemler göz önüne alındığında, ilk yarıya göre biraz daha sıkıntılı
geçebilir.
FAİZDE DÜŞÜK SEYİR
Global likidite ve Türkiye’nin artan ve yatırım yapılabilir seviyeye
çıkan kredi notu ışığında hızla düşmüş TL faiz oranlarının seviyelerini
genel anlamda korumasını bekliyoruz. Oranların yıl içinde yüzde 6-6,5
arası bir bantta seyredeceğini, yıl sonunda ise tekrar yüzde 6’nın
altına ineceğini düşünüyoruz.
DÖVİZDE SEPET 2,08 OLUR
Global likiditenin devam ettiği, Avrupa Birliği ile ilgili risklerin
nispeten göz ardı edildiği ve aynı zamanda Türkiye’nin popülaritesinin
de yükseldiği bir dönemde, TL açısından da olumlu bir yıl olmasını
bekleriz. Ancak düşen faiz oranları TL üzerinde risk algılamasının terse
döndüğü durumlarda ve özellikle yılın ikinci yarısında baskıyı
artıracaktır. 2013 yıl sonu için eşit ağırlıklı dolar +Euro sepet
bazında 2,08, dolar/TL için ise1,85 seviyelerinde bir beklentimiz var.~
ALTINDA TEK HANELİ ARTIŞ
2000 yılından bu yuna özellikle 2008 krizi sonrasında sert yükselişler
yaşayan altının 2012 performansı yatırımcısını çok fazla tatmin etmedi,
Altın fiyatları, ABD’de Operation Twist adımının açıklandığı 2011-Eylül
tarihinde tarihi zirvesi olan 1,922 dolar seviyesini görmüştü. Altın
için kurum olarak bir tahmin yapmıyoruz ancak global faiz oranlarında
düşük seviyelerin devam ettiği bir ortamda altında yukarı yönlü tek
haneli artış rakamlarının geçerli olacağını söylemek mümkün,
2013 PORTFOYU TL AĞIRLIKLI PORTFOY HAZIRLANMALI
Risk iştahına göre değişebilmekle birlikte hisse senedi ağırlığının
arttığı, mevduat ve bono ağırlığının azaldığı bir portföy yapısı olmalı.
Ancak para birimi cinsinden TL, genel anlamda yüzde 50’nin üzerinde bir
ağırlığa sahip olmalı. Altın ve yabancı para cinsi finansal varlıkların
bir önceki yıla göre ağırlıklarını koruduğu bir portföy düşünülebilir.
Yılın ilk yarısında bankaların ağırlıklı olduğu bir hisse senedi
portföyü daha yüksek getiri sağlar.
ŞENİZ YARCAN / YATIRIM FİNANSMAN GENEL MÜDÜRÜ
“YILIN İKİNCİ YARISI BİRAZ SIKINTILI"
YIL SONU HEDEFİ 83.000
Dünyada bol likidite koşullarının ve hisse senedi piyasalarına olan
yüksek ilginin sürmesini bekliyoruz. 2012 başından bugüne yüksek
performans gösteren İMKB, 2013 başlarında bir düzeltme yaşayabilir ama
ardından yön yukarı seyredecek. Bizimle aynı not kategorisindeki gelişen
ülkelerle göre, daha cazip görünen GSYİH ve şirket kârlılıklarındaki
büyüme beklentilerimiz, İMKB için orta/uzun vadedeki olumlu görüşümüzü
destekliyor. İMKB’nin şu anki F/K oranı, son 3 yıl ortalaması olan 9,5
seviyelerinin de üzerinde. Fakat yatırım yapılabilir ülke kategorisine
çıkmamız ve faiz oranlarının geldiği düşük seviyeler dikkate alındığında
daha yüksek F/K oranlarıyla işlem görmeyi hak ediyoruz. 2013 yıl sonu
için İMKB hedefimiz 83.000 seviyelerinde.
FAİZDE İKİNCİ YARIYA DİKKAT
Yılın ikinci yarısında yükseliş yaşanabilir. MB’nin son toplantısında
makro ihtiyati sıkılaştırma eğiliminin devamına yönelik mesajlar,
zorunlu karşılık artışlarının devam edebileceğinin işaretçisi. Zorunlu
karşılık cephesindeki hamleler, kredi büyümesinin finansal istikrarla
ilgili görünümü bozacak seviye ulaşması durumunda ise en erken ikinci
çeyrekte, daha yüksek olasılıkla ise üçüncü çeyrekte devreye girebilir.~
Bu da yılın ikinci yarısında faiz hadleri üzerinde yukarı yönlü baskı
yaratabilir. İlk yarıda ise yine ikinci not artırımına yönelik
beklentiler ve bol likidite ile devam edebilecek yabancı alımları,
faizlerde yükselişi sınırlayacak unsurlar. Tahminimiz gösterge faizin
2013’ü yükselişin önemli kısmı son çeyrekte olacak şekilde yüzde 7,5’e
yakın seviyelerde bitirebileceği yönünde.
DÖVİZDE NELER BEKLENİYOR?
TCMB’nin yeniden dengelenme sürecini korumak adına TL’nin değerlenmesine
karşı aldığı net duruş, 2013’ün seyri için belirleyici. MB, TL’nin reel
olarak değer kazancı anlamında mevcut seviyelerin aşılmasına çok sıcak
bakmıyor. Döviz sepeti, yılın ikinci yarısında yükselir ve bu yıla göre
yaklaşık yüzde 3 değer kaybı ile 2013’ü 2,12 civarında tamamlar.
Uluslararası veri sağlayıcı kuruluşların yaptığı geniş kapsamlı
anketlerde 2013 sonu için beklentiler 1,25-1,27 bandında. Bu
beklentilere göre TL’nin dolara karşı değer kaybı, bir miktar daha fazla
olabilir. Tahminimiz 1,8750 ile yaklaşık yüzde 5’lik bir değer kaybına
işaret ediyor.
ALTINDA SINIRLI KAZANÇ
1.700 seviyesinin hemen altında işlem gören altın, 2013 yılı için
karışık bir görünüm sergileyebilir. Küresel likidite koşullarının
devamına bağlı olarak cazibesini koruyan altın, her parasal genişleme
adımındaki marjinal faydanın azalmasına bağlı olarak değer kazanmakta
zorlanıyor. Merkez bankaları, rezerv çeşitlendirme politikaları
çerçevesinde altına talep gösteriyor fakat yeni bir finansal şok
yaşanmadığı sürece altında değer kazanımları sınırlı olur. Altına
doğrudan yatırım yerine türev ürünler kullanarak portföylerde korunma
amaçlı olarak ya da garantili fonlar üzerinden yer verilebilir.
2013 PORTFÖYÜ FAİZE DUYARLI HİSSE ALIN
Yüzde 45 hisse, yüzde 25 ÖST, yüzde 25 mevduat, yüzde 5 Altın Fonu
öneriyoruz. Sektörel-hisse önerilerimiz olarak ise 2013 yılında faize
duyarlı sektörlerin öne çıkacağına inanıyoruz. Bankacılık, otomotiv ve
GYO sektörlerinin mercek altında olmasını tavsiye ediyoruz. BERRA DOĞANER / TURKISH YATIRIM GENEL MÜDÜRÜ
“2013 GETİRİLERİ DAHA DÜŞÜK OLUR
SANAYİ ŞİRKETLERİ ONE ÇIKAR
Küresel büyümenin yavaşladığı, sistemik risklerin azaldığı, faiz
oranlarının uzun süre düşük kalacağı bir konjonktür var. Bu konjonktür,
Türkiye gibi ağırlıklı olarak iç taleple büyüyen ve dış finansmana
bağımlı ülkeler için faydalı olacak. 2013 için büyüme beklentimiz yüzde
5,2’dir. Bu beklentiyle birlikte İMKB’deki sanayi şirketlerinde satış ve
kâr artışları bekliyoruz. Yine düşük faiz ortamı ve risk primlerinde
yaşanan gerilemelerin etkisiyle şirketlerdeki değer artışları devam
eder.~
Ancak İMKB’yi 2012’deki getiride Venezuela’nın ardından dünya
ikinciliğine taşıyan yaklaşık yüzde 50 oranındaki güçlü performansın,
2013’te aynı şekilde sürme olasılığı düşük. Hisse seçimi ile zamanlama
doğru yapılmalı. Bankacılık sektörü içinse net faiz marjlarında kısmi
gerilemeye karşılık, kredi büyümesi sonucunda artan hacmin kârlılığı
desteklemesini bekliyoruz. Yılın ilk ayları, genelde yeni pozisyonların
açıldığı sürecin başı olduğundan yavaş ama yukarı yönlü bir seyir olur.
Ardından not artırım beklentisiyle yatay-yukarı bir bant hareketini,
yılın son çeyreğinde ise olası not artırımı nedeniyle yukarı yönlü seyir
takip eder. Not artımı olmadığı takdirde ise beklentilerin
korunmasından dolayı yatay seyir sürer.
FAİZ ORTALAMA YÜZDE 6,2 OLUR
TCMB’nin gevşek para politikası uygulamasına devam etmesi, enflasyonun
istikrar kazanması, risk primimizdeki gerileme, fonlama maliyetindeki
geri çekilmenin devam etmesi ve kısa vadeli tahvil faizlerindeki
gerilemenin devam etmesini bekliyoruz. Yabancıların DİBS portföyünün
toplam pazar içindeki payı yüzde 28,5’le son 5 yılın zirvesinde. 2013’te
bileşik faizde ortalama yüzde 6,20 seviyesi, politika faizinde yüzde
5,25 seviyesi, sermaye girişlerine bağlı faiz koridorunda yüzde 4-8
bandı beklentimiz var.
TL'YE OLAN TALEP SÜRECEK
Likidite koşullarının bolluğu ile birlikte TL’ye olan talebin devam
etmesini bekliyoruz. Diğer taraftan 2013 yılı tamamında düşük faiz
ortamının korunacak olması ve kısa vadeli faizlerin daha da düşeceği
yönündeki beklentimiz, TL’de kısmi değer kaybı beklentimizle birleşince,
dolar/TL için 2013 sonu tahminimiz 1,84 seviyesi. Bu seviye dahi dış
ticaret hacmimizi desteklemek amacıyla MB’nin döviz kurunun seviyesinde
gösterdiği hassasiyet ve pratikteki uygulamalarının bir sonucu.
ALTINDA ARALIK 1500-1800 DOLAR/ONS
Düşük enflasyon beklentileri, artan likidite ve dolardaki değer kaybı,
reel faizlerin düşük hatta negatif seyri, Asya ülkelerindeki hızlı
büyümenin yarattığı fiziksel talep, AB ülkelerinin içinde bulunduğu
güven sorunu ve fonların güvenli liman tercihi, altın fiyatlarını yukarı
taşıdı. Bu piyasa şartları kısmen halen geçerli. Ancak ülke
ekonomilerinin büyüme odaklı hedefler belirlemesi, altında
realizasyonları da beraberinde getirdi. 2013’te altında 1.500-1.800
bandında hareket olmasını bekliyoruz.~
2013 PORTFÖYÜ BORSA ONE CIKACAK
Türkiye’nin not artırım beklentisi, enflasyondaki düşüşün devamı, döviz
kurunun yatay seyri ve faizlerdeki düşük seyir, borsa yatırımını öne
çıkaracak. Sektör olarak havacılık, otomotiv, gıda perakendesi,
bankacılık, GYO ve beyaz eşyayı öneriyoruz. Mevduat ve ÖST’ler ikinci
tercihimiz. Döviz bazında 2030 ve üzeri vadedeki Eurobond alınmasını
öneriyoruz. HAKAN DEMİRBİLEK / GALATA MENKUL GENEL MÜDÜRÜ
“İKİNCİ BİR NOT ARTIŞI FİYATLANIYOR”
Fitch’ten sonra bir rating kuruluşu daha “yatırım yapılabilir ülke”
notunu teyit ederse önemli yabancı fonlar Türkiye’ye yatırım yapar. Bu
fonlar başta bankalar olmak üzere likiditesi ve pazar payı yüksek
şirketleri tercih eder. İç talebin hızla azalan faizlerden olumlu
etkilenmesi kaçınılmaz. Bankalar, ellerindeki menkul kıymetlerden
yazacakları kârla ve düşen faizlerden gelen olumlu etkiyle
kârlılıklarını yılın ilk çeyreğinde de sürdürecek. Ancak, zaman
bankaların aleyhine işleyecek; faiz marjı daralması ve global
likiditenin azalma ihtimali, zamanla artacak. Uzun vadede ortam kârlılık
anlamında zorlaşacak ancak halihazırda TL varlıklara ilgi sürüyor.
İMKB, TL bazında tarihi zirve seviyelerinde ama dolar bazında 2008 ve
2010 zirvelerinin altında. Bu zirve seviyeleri, TL bazında 91.000
endekse denk geliyor. Türkiye ekonomisinin 2008 ve 2010’dan çok daha iyi
bir noktada olduğu da unutulmamalı. Burada hedef ilk olarak dolar bazlı
zirve olan 91.000 sonrasında 110.000 endeks seviyesi olabilir.
FAİZDE AŞAĞISI ÇOK ZOR
Gösterge faiz 5,7’lerde tarihi dip seviyeleri gördü ve tekrar yılın son
günlerinde yüzde 6’lara çıktı. Bu dip oranlar, dünyadaki likidite
bolluğu ve düşük faiz ortamında korunur. Ancak bu seviyelerin çok altını
da öngörmüyoruz. Zira enflasyon beklentileriyle, faizler tüm dünyada
olduğu gibi reel anlamda negatif bölgeye geçmeye başladı. Eskisi gibi
reel bazda yabancı yatırımcıyı cezbedecek bir getiri yok. Öte yandan
global anlamda fazla likiditenin, alınacak tedbirlerle piyasadan yavaş
yavaş çekilme ihtimali dövizde değerlenme riski yaratabilir. Bu da
faizlerin 2013’te hafif yukarı bir seyir izlemesine neden olabilir. Yani
merkez bankalarının ve hükümetlerin tavrı, faiz oranlarında yine
belirleyici olacak.~
DÖVİZDE CİDDİ HAREKET OLMAZ
2012’de TL karşısında hemen hemen tüm yıl boyunca yatay ve sakin bir
seyir izledi. 2013’te de benzer bir trend bekliyoruz. Ancak fazla
likiditenin piyasalardan çekilmesi konusunda merkez bankaları aceleci
davranırlarsa, dövizde değer artışı olabilir. Fakat büyüme
beklentilerinden gözlemlediğimiz kadarıyla merkez bankalarının böyle bir
acele içerisinde olacağını düşünmüyoruz. 2013’te döviz, TL karşısında
enflasyonun hafif üzerinde bir değer artışı sağlayabilir.
ALTINDA YATAY SEYİR OLUR
2008’deki ekonomik kriz sonrası merkez bankalarının piyasalara bol
likidite vermesi, emtialara genel olarak olumlu yansıdı. Özellikle
doların değer kaybı, dolar ile değerlenen altın gibi emtialarda değer
artışı getirdi. Ancak, bu bol likiditenin 2013’ten itibaren piyasalardan
yavaş yavaş çekilebileceğini, ülkelerin artık açıklarını kapamaya
çalışabileceklerini öngörüyoruz. Bu çok sert bir şekilde olmasa da altın
gibi emtia araçlarda yatay ve hafif aşağı bir seyir olabilir. Ons
bazında altının 2013’te 1.500 dolarları görebileceğini düşünüyoruz.
AĞIRLIK HİSSE SENEDİNDE
Yüzde 40 hisse yüzde, 30 bono, yüzde 20 döviz ve yüzde 10 repo ideal bir
pozisyon. Hisse bazında Garanti, İş Bankası, Migros, Sinpaş ve Torunlar
hisselerini beğeniyoruz. Yine Akfen Holding, Gübre Fabrikaları, Deva
Holding, Eczacı İlaç, Türk Telekom, Tav, Çelebi, Turkcell ve Çimsa
beğendiğimiz ve yükseliş potansiyeli olan hisseler.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?