Revizyon var mı?

Biz de sektör temsilcilerinin kapısını çalıp, “Yıl sonu hedeflerinizde revizyon var mı” diye sorduk. Ve sizin için güncel tabloyu özetledik...

16.11.2018 10:25:000
Paylaş Tweet Paylaş
Revizyon var mı?

Aslı Sözbilir

Sorunlu bir coğrafyada, siyasi ve ekonomik belirsizliklerin giderek çoğaldığı bir dünyada yaşıyoruz. Ekonomi de bundan etkileniyor. Son dönemde İran, Irak, Suriye gibi komşu ülkelerde istikrarsızlığın devam etmesi, ABD ve Avrupa Merkez Bankalarının faiz artırımı yapmasıyla küresel sistemin en önemli iki rezerv parasının piyasadaki miktarının azalması özellikle yurt dışı piyasalara bağlı sektörleri direkt etkiledi. İçeride ise yükselen kurlara nisan ortasındaki erken seçim kararının eşlik etmesi ve gerçekleşen seçimler sektörlerin kendi içlerinde yeniden bir yıl sonu değerlendirmesi yapmasını zorunlu kıldı. Biz de buradan yola çıkarak sektörlere 2017 yılı sonunda belirledikleri 2018 projeksiyonlarını bu güncel gelişmeler ışığında nasıl revize ettiklerini sorduk. Sektör temsilcileri de sanayileri için başat olan göstergeler üzerinden bize yanıt verdi. Buna göre örneğin otomotiv sanayii, 2018 ihracat hedeflerinde 5 puanlık bir daralma beklerken, gıda ve içecek sektörü yıl sonu büyüme hedefinde 3-4 puan civarında bir düşüş öngörüyor. Tabii tüm sektörlerde negatif revizyon beklenmiyor, bazılarında ise olumlu iyileştirmeler var. Örneğin turizm sektörü büyüme hedefine 6 puan eklerken hazır giyim ihracat hedefini 2 puan yükseltmiş durumda. Bunların yanında beyaz eşya, maden, e-ticaret gibi tüm gelişmelere rağmen revizyon ihtiyacı duymayan sektörler de var. İşte sektör sektör 2018 projeksiyonlarının son durumu… 

İHRACAT ENDİŞESİ

Otomotiv sektörü, 2017 yılını 1 milyon 696 bin adetlik üretim, 1 milyon 333 bin adet ve 29 milyar dolarlık ihracat ile rekor sayılabilecek sonuçlarla kapattı. Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Başkanı ve Ford Otosan Genel Müdürü olan Haydar Yenigün, 2018 başındaki değerlendirmelerinde sektörün yılı, 2017’ye benzer sonuçlarla kapatmasını öngördüklerini anlatıyor. Yenigün dernek olarak o günkü tahminlerini şöyle anlatıyor: “Üretimin 2017’ye paralel seviyede gerçekleşmesini beklerken, ihracatın adet bazında hafif azalma göstermesi olasılığına rağmen, değer bazında artış kaydedileceğini tahmin etmiştik. İhracatın pariteye bağlı olarak 31-32 milyar dolar seviyesinde gerçekleşebileceğini değerlendirmiştik.” Ancak 2018 yılı ilk 5 aylık sonuçlarında görülen daralma yıl sonu tahminlerinde bir revizyonu zaruri kılmış durumda. Yenigün, bu çerçevede 2018 sonunda üretim ve ihracatta yüzde 5 civarında bir daralma öngörmenin mümkün olduğunu belirtiyor ve bu durumun nasıl geliştiğini şöyle özetliyor: “2018 yılı ilk 5 aylık dönemde, geçen yıla göre üretim yüzde 2, ihracat adet bazında yüzde 3, iç pazar ise yüzde 4 oranında daralma gösterdi. Dolar bazında ihracatımız ise yüzde 18 arttı. Kurdaki artış, ihraç edilen araç segmentlerinde gözlenen yavaşlama sinyalleri ve iç pazarda ertelenen satın alma kararları çerçevesinde yaşanan durağanlaşma yılın ilk yarısı kapanırken Türk otomotiv sanayiinin kısmen daralmasına yol açtı. Ayrıca bu yıl hız kazanan dünya genelindeki korumacılık yaklaşımı ürettiğinin yüzde 80’ini ihraç eden sanayimizin gelecek performansını önemli bir tehditle karşı karşıya bıraktı.” 

TURİZM DAHA UMUTLU 

Turizm ise ülkede ve bölgedeki tüm risk tehditlerine karşın 2018 yıl sonu projeksiyonunu pozitif güncelleyen sektörlerden… Sektör 2017 yılında da hem ziyaretçi sayısı hem de turizm gelirinde ciddi oranda artış kaydetmişti. Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) tarafından 2018 öncesi yapılan açıklamada, Almanya ve Rusya başta olmak üzere sektörün birçok ana pazarında Türkiye’ye yönelik rezervasyon artışları yaşandığını ve bu çerçevede 2018 sonunda yüzde 24 seviyesinde büyüme beklenildiği ifade edilmişti. TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanı ve Detur seyahat acentesi kurucu ortağı Firuz B. Bağlıkaya, ilk 4 aylık verilerin bu beklentilerini doğruladığını belirtiyor. Bağlıkaya, “2018 yılının ilk 4 aylık döneminde yabancı ziyaretçi sayısı 7 milyon 783 bine ulaşarak tüm zamanların en yüksek seviyesine çıktı” diyor. Öngörülerinin 2018 sonunda 40 milyon ziyaretçi, 32 milyar dolar turizm gelirine ulaşmak yönünde olduğunu söyleyen Bağlıkaya, bu bağlamda tahminlerinde 6 puanlık yukarı doğru bir revizyon yaptıklarını belirtiyor. Bunun nasıl gerçekleştiğini ise şu sözlerle anlatıyor: “Turizm ilk 4 ayda öngördüğümüzün de ötesinde bir oranda büyüme gösterdi. Antalya Havalimanı üzerinden kente gelen yabancı ziyaretçi sayısı yüzde 46 oranında arttı. İlk 5 aylık dönemde Muğla’ya gelen yabancı ziyaretçi geçtiğimiz yıla göre yüzde 42, İzmir’e gelen ise yüzde 26 oranında yükseldi. Bu rakamlar ışığında yaz aylarındaki talebin de iyi seyretmesi durumunda yılı yüzde 30’lar seviyesinde büyümeyle kapatabiliriz.” 

GIDADA MALİYET KAYGISI 

Gıda ve içecek sanayii yıllardır dış ticaret fazlası veren sektörlerden. Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) Başkanı ve ŞMS Kopuz Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Şemsi Kopuz, ocak ayında yaptığı açıklamada gıda ve içecek pazarının 2017’nin Ocak-Ekim döneminde, 4 milyar 772 milyon 419 dolar dış ticaret fazlası verdiğini belirtmişti. 2018’de de yeni ihracat pazarları bulmak suretiyle yıl sonu büyüme hedeflerini yüzde 5 ila 7 arasında tuttuklarını söylüyordu. Kopuz, dünyada ve Türkiye’de son yaşanan gelişmeler sonrasında büyüme tahmininde aşağı yönlü bir revizyon yaşanacağını söylüyor ve ekliyor: “Kur artışı, enerji ve kredi maliyetlerindeki artışlara bağlı olarak büyümede 3 puan civarında bir düşüş bekliyoruz”. Tarım sektörü içinde en çok büyüme gösteren sektörler arasında olan Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller sektörü ise yılbaşında belirlediği hedefleri sabit tutuyor. İstanbul Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Müjdat Sezer durumu şöyle özetliyor: “2017 yıl sonunda sektör ihracatımız yüzde 19,6 büyüyerek 2 milyar 261 milyon dolar olarak gerçekleşmişti. 2017  sonunda sektörümüzün 2018 yılı ihracatının yüzde 10-11’lik bir artışla 2,5 milyar doların üzerine çıkacağını öngörmüştük. Kriz dönemlerinde dahi ihracatını sürekli artırmayı başaran sektörümüz 2018 yılı hedeflerinde bir revizyona gerek duyulmadan bu rakamlara rahatlıkla ulaşacaktır.” 

~

GAYRİMENKULE TEŞVİK KATKISI

Son 10 yıldır ekonominin lokomotif sektörlerinden biri olan gayrimenkul sektörü ise 2018 sonu için yılbaşından daha iyimser. GYODER Yönetim Kurulu Üyesi ve Sinpaş GYO CEO’su Seba Gecamer, 2017’de inşaat sektörünün yüzde 8, gayrimenkul sektörünün ise yüzde 7 büyüdüğünü hatırlatırken, “Sektörel büyüme, 2018 yılında da ivmesini sürdürdü ve 2018 yılının ilk çeyreğinde büyüme oranı 7,4 oldu. Yıl başında da gayrimenkul sektörünün en az yüzde 5 büyüyeceğini tahmin ediyorduk” diye konuşuyor. Gecamer, hükümetin yıl içinde konut satışlarında eskiden yüzde 18 olarak uygulanan KDV oranını yüzde 8’e, tapu harcını ise yüzde 4’ten 3’e çekme kararının sektörü olumlu etkilediğini söylüyor. Ek olarak gayrimenkul şirketlerinin kampanyalarıyla yıl sonu tahminlerinde artı 1-2 puanlık bir düzeltme olabileceğini söyleyen Gecamer detayları şöyle anlatıyor: “2017’ye göre konut fiyatlarında ciddi bir artış olmadığını göz önüne alırsak 2018 ev sahibi olmak için çok uygun bir yıl olacak. Önümüzdeki dönem için yüzde 6-7 civarında bir büyüme bekleyebiliriz. Seçimlerin de sonuçlanmasıyla yılı yükselen bir grafikle tamamlayacağımızı umut ediyoruz.” 

EVİN İÇİNDE SON DURUM

Genelde konut sektörüyle paralel ilerleyen beyaz eşya ve mobilya sektöründe ise farklı durumlar mevcut. Beyaz eşya sektörü 2017’yi tahminlerinden 0,1 puan yukarıda, toplamda yüzde 7,3 büyümeyle kapamıştı. Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD), tarafından açıklanan verilere göre alt bileşenlerde ihracat yüzde 6 büyürken, ÖTV teşvikiyle iç satışlarda yüzde 11’lik bir büyüme gerçekleşmişti. 2018 başında açıklanan verilere göre beyaz eşya sanayinin 4 ana ürününde, 2018 yılında ihracatta yüzde 6,4, iç satışta yüzde 5,5 ve toplam pazar hacminde yüzde 6,1 oranında büyüme beklentisi vardı. TÜRKBESD Yönetim Kurulu Başkanı ve Vestel Genel Müdürü Ergün Güler, “Güncelleme yok” sözleriyle bu aşamada hedeflerde herhangi bir revizyon ihtiyacı duymadıklarını anlatıyor. Mobilya sektörü ise büyüme hedeflerinde yıl ortasında 20 puanlık ciddi bir revizyon yapma ihtiyacı duydu. Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) Başkanı ve Yataş Grup CEO’su Nuri Öztaşkın, gelişen süreci şöyle anlatıyor: “2018 Ocak ayında mobilya sektörünün büyüme hedefini yüzde 30 olarak belirlemiştik. Döviz kurlarındaki artışlar ve KDV oranları nedeniyle iç pazarda ertelenen mobilya talepleri bu rakamların aşağı çekilmesine neden oldu. 2018 yılının ilk 5 aylık sürecine bakarak 2018 yılı büyüme hedefimizi yüzde 10 olarak revize ettik. İç pazardaki daralmayı ve taleplerin ertelenmesiyle birlikte azalan satışları daha uzak pazarlara açılarak telafi etmeyi hedefliyoruz.” 

PERAKENDEYE KUR BASKISI 

Yıl ortasında değişen iklim nedeniyle hedeflerinde revizyon ihtiyacı duyan bir diğer sektör de perakende. Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı ve Terteks Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Öncel, yıl başında 2018 sonu için yaklaşık yüzde 13’lük bir büyüme hedeflediklerini, ancak faiz artışına rağmen döviz kurlarında ciddi bir sakinleşme olmamasının perakendecileri zorladığını anlatıyor. Öncel, bu durumun döviz geliri olmayan ancak dövizle kira ödeyip, dövizle hammadde alan perakendecilerin maliyetlerinde artışa neden olduğunu vurgularken “Dövizde bir gerileme söz konusu olmazsa büyüme hedeflerinde 2 puanlık bir düşüş söz konusu olabilir” diyor. Perakendedeki payı yüzde 4,1 olan e-ticaret ise yıl başında koyduğu hedeflerde ısrarlı. 2017’yi oldukça verimli geçiren sektör, 42,2 milyar TL’lik hacmi yakaladığı yıl sonunda 2018 için yüzde 30- 35’lik bir büyüme öngördü. Elektronik Ticaret İşletmecileri Derneği (ETİD) Başkanı ve Hepsiburada Ticari Grup Başkanı Emre Ekmekçi, kurdaki ani yükseliş ülke ekonomisi için belirsiz bir tablo oluştursa da hedeflerde herhangi bir revizyon yapmadıklarını söylüyor. Ekmekçi şöyle devam ediyor: “Tabi ki sektör olarak aldığımız tedbirler var ancak mevcut durumun büyüme oranlarımıza negatif bir etkisinin olacağını düşünmüyoruz. Özellikle sınır ötesi e-ticaret için belirlediğimiz stratejiler, sektörün büyümesinde önemli bir kaldıraç görevi görecek. Bu belirsizliğe rağmen biz hedeflerimizin çok daha üzerine çıkmayı ve asıl potansiyelimizi gerçekleştirmeyi umuyoruz.” 

TEKSTİL REKORA GİDİYOR!

Türkiye’nin ikinci büyük ihracatçı sektörü olan hazır giyim ve konfeksiyon sektörü son 3 yılı 17 milyar dolar civarında ihracatla kapattı. Sektör 2018’e başlarken yüzde 3-4 oranında bir ihracat artışı öngörmüştü ancak şimdi bu konuda daha iyimser. Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı ve Denim Village Yönetim Kurulu Başkanı Hadi Karasu “İlk 5 ayda yüzde 9,8’lik bir büyüme yakaladık. Bu veriler ışığında baktığımızda yüzde 5-6 civarında bir artışla 18 milyar dolara ulaşacağımızı ve 2014’te kırdığımız 18,7 milyar dolarlık rekora yaklaşacağımızı söyleyebilirim” diyor. Karasu buradaki pozitif değişimin nedenlerini de şöyle açıklıyor: “2018’de ihracatımızın yönünü AB ile ülkemiz arasındaki ilişkilerin belirleyeceğini öngörmüştük. Avrupa ile son iki yılda zirveye çıkan gerginliğin bu yıl yerini yumuşamaya bırakması ticaretimize olumlu yansıdı. İlk 5 ayda Almanya’ya ihracatımızda yüzde 8,65, İspanya’da yüzde 29,5, İngiltere’de yüzde 3,5 artış yakaladık.” Hazırgiyim ve konfeksiyon sektörünün ana tedarikçisi konumundaki tekstil ve hammaddeleri sektörünün ise ihracatı 2017 yılında son 3 yılın en yüksek ihracat rakamına ulaşarak 10,1 milyar dolar değerinde gerçekleşti. Ve sektör 2018 yılı ihracat hedefini 12 milyar dolar olarak belirledi. İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı ve Kipaş Holding Başkanvekili Ahmet Öksüz, yıl başındaki hedeflerini aynen koruduklarını hatta bu yıl ihracatta rekor kırmayı hedeflediklerini anlatıyor. Bunu da ülke ekonomisine duyduğu büyük güvenle açıklıyor: “Biz negatif söylentilere aldırmadan hedeflerimiz doğrultusunda kararlılıkla ilerliyoruz. Son 12 aylık ihracatımız yüzde 7 oranında artarak yaklaşık 10,6 milyar dolar değerinde gerçekleşti. 11 aydır kesintisiz ihracat artışı gerçekleştiriyoruz. 2014 yılında 11,1 milyar dolarla gerçekleştirdiğimiz ihracat rekorunu 2018’de kırarak tekstil ve hammaddeleri sektöründe tüm zamanların en yüksek ihracat hedefine ulaşmayı hedefliyoruz.” 

MADEN KARARLI, POZİTİF 

Maden sektörü de yıl başında açıkladığı ihracat hedeflerinde ısrarcı… Türkiye’nin 2017 yılına ait tüm maden grubu ihracatı yüzde 23,79’luk büyümeyle 4,6 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmişti. İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Başkanı Aydın Dinçer, Ocak ayında yaptığı açıklamada 2018’i kritik bir yıl olarak değerlendirdiklerini belirterek, “Bizim 2023 hedeflerine ilerlemek için 2018 yılında da yüzde 20 ila 25 arasında bir artış sağlamamız gerekiyor” demişti. “Revizyon var mı” diye sorduğumuz Dinçer, net şekilde “Hayır” yanıtını veriyor. Dinçer, “Hedefimiz ihracatta yüzde 20 artış yönünde. 2018 yılı toplam ihracat hedefimiz 6 milyar dolar. Büyüme hedefimizde revizyon yapmayı düşünmüyoruz. Hedefimizi tutturmak için çalışmalarımıza devam ediyoruz” diye konuşuyor. İhracatta iddialı olan çelik sektöründe ise beklentiler pozitif yönde güncellenmiş durumda. Sektör 2017 yılında miktar bazında 17,8 milyon tonluk, değer bazında ise 11,5 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Yılbaşındaki tahminlere göre 2018 yılı yıl sonu ihracatının ise miktar bazında yüzde 6,7 artarak 19 milyon ton, değer bazında ise yüzde 17,4 artarak 13,5 milyar dolar olarak gerçekleşebileceği öngörülüyordu. Ancak yıl içindeki gelişmeler öngörülerde 12 puanın üzerinde bir pozitif düzeltmeyi gerekli kıldı. Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB) Başkanı Adnan Aslan, “Dünya çelik fiyatları artma eğiliminde ve bu nedenle 2018 yılı sonundaki değer bazı çelik ihracatımızın yukarı yönlü revize edilmesine ihtiyaç var. 2018 sonunda değer bazındaki çelik ihracatımızın 2017’ye oranla yüzde 30 artarak 15 milyar dolara yükseleceğini öngörüyoruz” diyor. 

PLASTİKTE KAYDADEĞER ARTIŞ 

Plastik sektöründe de yukarı yönlü bir revizyon mevcut. 2017 yılı sonunda yapılan tahminlerde 2018’de sektörün değer bazında yüzde 1,1 büyüyeceği tahmin ediliyordu. Sektör 2018 yılının ilk 4 ayında 2017’nin aynı dönemine kıyasla miktar bazında yüzde 10, değer bazında ise yüzde 8,5 büyüme kaydetti. Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) Başkanı ve Sem Plastik Genel Müdürü Yavuz Eroğlu, beklentilerin üzerindeki bu büyümenin hedeflerde 7 puanın üzerinde bir düzeltme getirdiğini söylüyor. Eroğlu revizyon ihtiyacının nasıl ortaya çıktığını da şöyle anlatıyor: “2018 yılı tahminlerimizi yaparken dünya ve Türkiye ekonomisindeki gelişmeleri göz önüne alarak temkinli davranmıştık. İlk dört aydaki gelişmeler bu açıdan sektörümüz adına olumlu oldu ve beklentilerin üzerinde bir büyüme gösterdik. Ek olarak plastik sektörü otomotiv, beyaz eşya, elektrik, elektronik, ambalaj, tekstil, kozmetik, medikal gibi ihracatçı sektörlere mamul ve yarı mamul veren bir sektör konumunda bulunuyor. Bu sektörlerin ihracat başarısı da bizlere olumlu yansıdı. Ayrıca iç piyasada daha önce metal, ahşap, kağıt, cam gibi malzemelerden yapılan birçok ürünün plastikten yapılmaya başlanması da plastik tüketimini arttırdı.”

~


NURULLAH DAL / TÜRKİYE ÖZEL OKULLAR DERNEĞİ (TÖZOK) BAŞKANI
“YÜZDE 20 BÜYÜME HEDEFİMİZİ KORUYORUZ”

ÖĞRENCİ ARTIŞI
Özel okul sektöründe 3 büyüme kriteri vardır. Birincisi öğrenci sayısındaki artış, ikinci olarak okullaşma (yatırım) artışı ve üçüncü olarak da ciro artışı yani finansal artış. Bir farklı konuda yıllık büyüme dikkate alındığında eğitim-öğretim yılını 1 Eylül-31 Ağustos olarak düşünmemiz gerektiğidir. 2017-2018 öğretim yılının sonunda olduğumuzu göz önünde bulundurarak bu öğretim yılını dikkate aldığımızda, bir önceki öğretim yılına göre 1 milyon 128 bin 334 öğrenci sayısı ile yüzde 10’luk bir öğrenci artışı oldu.
OKULLAŞMA İkinci kriter olan yatırım (okullaşma) oranına baktığımızda bu öğretim yılında 1700 özel okul açıldı ve 1000’e yakın okul da kapandı. Okul anlamında yüzde 10 oranında büyüme oldu. Ciro anlamında büyüme ise yüzde 20 civarında oluştu, sektör 15 milyar TL bir ciroya ulaştı. 2018-2019 öğretim yılı için ise gözlemlerimiz sonucu öğrenci sayısında yüzde 15, okullaşma yatırımı anlamında yüzde 10, ciro anlamında ise yüzde 20’lik bir artış tahmin etmiştik. Son 6 ayda oluşan faktörlere göre yıl içinde revize gerekmedi.



ALİ SAMİ AYDIN / TÜRKİYE EV TEKSTİLİ SANAYİCİLERİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ (TETSİAD) BAŞKANI
“İHRACAT HEDEFİMİZİ KORUYORUZ”

BAVUL TİCARETİ 
Dünya ev tekstili ihracatı yaklaşık 90 ila 95 milyar dolar aralığındadır. Bu pazar içinde Çin, Hindistan ve Pakistan’ın ardından tasarım ve üretim gücüyle Türkiye olarak dünyanın dördüncü büyük ev tekstili üreticisi konumunda yer alıyoruz. Avrupa’nın en büyük tedarikçisi olmanın yanında, 170’in üzerinde ülkeye ihracat yapıyoruz. Rakiplerimizle aramızdaki en büyük fark, komşu ülkelerle yapmış olduğumuz bavul ticareti. Bavul ticaretini de dahil edildiğinde toplam ihracatımız için 5 milyar dolar dememiz mümkün.
PAZARDA BÜYÜME 2017 yılı sonunda yaklaşık 3 milyar dolar ihracat rakamı elde ettik. Bu rakamla dünya ev tekstili ihracatından almış olduğumuz pay yüzde 3,6. 2018 yılı ilk dört ayı ihracat rakamımız ise 1 milyar 21 milyon dolar. Geçtiğimiz yıla oranla, yüzde 10’luk artışla 3,3 milyar dolar ihracat hedefliyoruz. Hedef pazarlarımızda yaşanan olumlu gelişmeler, dünya ev tekstili pazarındaki büyüme eğilimi ve geçtiğimiz nisan ayındaki Evteks Fuarı’nda kurulan yeni bağlantılarla ihracat odaklı büyüme hedefimizi koruyoruz.



MİTHAT YENİGÜN / TÜRKİYE MÜTEAHHİTLER BİRLİĞİ (TMB) BAŞKANI
DIŞARIDA TOPARLANMA BEKLENTİSİ VAR

KAYIP PAZARLAR
Türk müteahhitlik şirketlerinin yurt dışında üstlendiği projeler, 2002-2013 döneminde çok büyük gelişme gösterdi ve 4 milyar dolardan 30 milyar dolar düzeyine çıktı. Ancak Irak ve Libya pazarlarındaki jeopolitik gelişmeler ve bölgesel çatışmaların da etkisiyle alınan proje sayısında azalma gözlendi. Türk şirketlerinin 2016-2017 döneminde yurt dışında üstlendikleri yıllık yeni proje tutarı 14-15 milyar dolara indi.
ALTERNATİF ARAYIŞI Toplam yurt dışı iş hacmimizin yaklaşık yüzde 35’ini oluşturan Libya, Irak ve Rusya pazarlarından doğan kaybı dengeleyebilecek yeni fırsatlar için, Sahra-altı Afrika, Hindistan ve ASEAN bölgesi, Suudi Arabistan, Cezayir ve Türkmenistan’da potansiyel yatırımlar takip ediliyor. Ayrıca Rusya ile ilişkilerde kademeli normalleşme iş hacmini belli oranda artırdı. Tüm bu gelişmeler sonucunda önümüzdeki dönemin, yurt dışı müteahhitlik hizmetlerinin gelişiminin 2016-2017 yıllarından daha olumlu olacağı umuluyor.
OLUMLU SİNYALLER Türk müteahhitler, bu yılın ilk çeyreğinde toplam 120 ülkede bedeli 360 milyar dolara ulaşan 9 bin 300’ün üzerinde proje gerçekleştirdi. Yine bu yılın ilk çeyreğinde 16 ülkede 3 milyar dolar tutarında 32 yeni proje üstlendiler. Bu performans, 2017 yılının aynı döneminde 2,9 milyar dolar, 2016 yılının aynı döneminde 1,1 milyar dolar olarak gerçekleşen proje bedelleriyle karşılaştırıldığında; yurt dışı müteahhitlik hizmetleri segmentine ilişkin toparlanma beklentileri güçlendi.



Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz