Yaşam sınırı aşılır mı?

Sadece son 1 yılda bilişim sektöründe kârda yüzde 20, hazır giyimde yüzde 50, turizmde yüzde 80’e varan düşüş yaşandı...

23.02.2017 11:37:490
Paylaş Tweet Paylaş
Yaşam sınırı aşılır mı?
Nilüfer Gözütok
[email protected]

Artan maliyetler, daralan pazarlar ve rekabet en çok kârı vurdu. Sadece son 1 yılda bilişim sektöründe kârda yüzde 20, hazır giyimde yüzde 50, turizmde ise yüzde 80’e varan oranda düşüş yaşandı. 5 yıl öncesinden çok daha düşük marjlarla faaliyetlerini sürdürmeye çalışan sektörler içinde kârda yaşam sınırına dayananların sayısı da bir hayli çok. Üstelik 2017’de mevcut konjonktürün iyileşmemesi halinde sektörler yine marjlarda düşüşü, yani yaşam sınırının altına inişi kaçınılmaz görüyor.

İş dünyasında kârlılık adeta alarm veriyor. Sadece son 1 yılda bilişim sektöründe kârda yüzde 20, hazır giyimde yüzde 50, turizmde ise yüzde 80’e varan oranda düşüş yaşandı. Geride bıraktığımız 5 yılı baz aldığımızda da kârdaki kritik değişim net olarak ortaya çıkıyor. Capital olarak mercek altına aldığımız 22 sektörün bugünkü kâr marjını 5 yıl öncesiyle kıyasladığımızda sadece lojistik ve elektrolitik bakır sektörünün kârını koruduğunu, geri kalan 20 sektörde ise düşüş olduğunu görüyoruz. Yaşanan düşüş bazı sektörlerde öylesine radikal bir seviyede ki gelinen noktada çok sayıda sektörde kârlar yaşam sınırına dayanmış durumda. Beyaz eşya, enerji, bilişim, gıda perakendeciliği ve hazır giyimin de aralarında olduğu bu sektörlerde kâr marjını sınıra getiren bir değil birçok neden var. Bu nedenler arasında ise ekonomideki ve hedef pazarlardaki daralma, düşen tüketici güveni ve talep, artan rekabet ve kapasitelerin verimli kullanılamaması öne çıkıyor. Düşen talep ve artan maliyetlere rağmen fiyat artışına gidemeyen sektörler, kârdaki düşüşü telafi edemedikleri için yaşam sınırında faaliyetlerini sürdürmeye çalışıyor.

KRİTİK RİSK NOKTASI
Kârda yaşam sınırı her sektör için farklı. Bilişim ve inşaatta bu oran yüzde 20’nin altı olarak açıklanırken, enerjide yüzde 17, elektronikte yüzde 15, turizm otelcilikte yüzde 5-10, mobilyada yüzde 5-6, teknoloji perakendeciliğinde yüzde 5’in altına düşülmesi olarak ifade ediliyor. Reeder CEO’su Uygar Saral, bilişim sektöründe kârlılığın yüzde 20’nin altına inmesinin tehlike çanlarını duymak anlamına geldiğini söylüyor. “5 yıl öncesinde riskin çok daha az olduğu bir piyasada bu oran yüzde 40’lar düzeyindeydi” diyor. Aksis Bilgisayar CEO’su Cavit Akşehirlioğlu da bilişimde kârlılığın yazılımda yüzde 20, donanımda yüzde 5 ve bakımda yüzde 20’nin altına düşmesi durumunda riske gireceğini ifade ediyor. 5 yıl öncesinde sektörün yaşam sınırının bu oranların 2 katı olduğuna dikkat çekiyor. Metal Yapı Genel Müdürü Akın Karali, bir inşaat şirketinin faaliyetlerini devam ettirebilmesi için minimum kârlılık oranının yüzde 20 olduğunu açıklıyor. “Geçtiğimiz yıllarda bu oran yüzde 30- 50 arasındaydı” diye konuşuyor. CMS Jant ve Makina CEO’su Ünal Kocaman, EBİT- 70 CAPITAL 2 / 2017 DA marjlarının yüzde 8’in altına düşmesinin kendi sektörleri için tehlike arz ettiğini anlatıyor. Gerekçesini şöyle açıklıyor: “Çünkü bu tesislerin ayakta tutulabilmesi için zaten yaratılan EBİTDA’nın dörtte biri eskiyen makine parkını yenileme ve tesisi belirli bir verimlilik seviyesinde tutmak için sürekli yeniden yatırıma kanalize edilir. Kalan fonlarla da büyüme ve kapasite artışı yatırımı, borçların ödenmesi, vergi yükümlülüklerinin yerine getirilmesi ve ortaklara kâr dağıtımı yapılacağı düşünüldüğünde marjların ne kadar sınırda olduğu daha iyi anlaşılacaktır.”

5 YILLIK PERFORMANS

Bugün sektörlerin ortalama kâr marjlarına baktığımızda aslında mevcut tabloda birçok sektörün yaşam sınırına yaklaştığı hatta ulaştığı dikkat çekiyor… Örneğin bilişim sektöründe 5 yıl önce yüzde 40 olan ortalama kâr marjı bugün yüzde 20 olarak ifade ediliyor. 5 yıl öncesine kıyasla ambalajda bu oran yüzde 10’dan yüzde 3-5’e, hazır giyimde yüzde 15’ten yüzde 8-10’a, inşaatta yüzde 50’den yüzde 15-20’ye, bilgisayar ve cep telefonunda yüzde 50-60’tan yüzde 20-25’e, elektronikte yüzde 15-20’den yüzde 10-15’e gerilemiş durumda. Sektörleri bu noktaya taşıyan nedenlere gelince….
Kâr marjı yüzde 50 daralan un sektöründe, atıl kapasite kârlılığı düşüren neden olarak gösteriliyor. Un sektöründe 1980-2000 döneminde uygulanan teşvik ve yüksek kârlılıkla beraber hızla yükselen üretim kapasitesinin şu an sektörün kanayan yarası olan atıl kapasite sorununu ortaya çıkardığını belirten Ulusoy Un Yönetim Kurulu Başkanı Eren Günhan Ulusoy, 5 yıl önce yüzde 10 civarında olan kâr marjının yüzde 5’e düştüğünü açıklıyor. Ambalaj sektöründe marjları yüzde 10’dan yüzde 3-5’e gerileten ana neden de un sektörüyle aynı. Dunapack Dentas Genel Müdürü Buğra Sükan, ekonomik durağanlığın yanı sıra sektöre yapılan yatırımlarla kapasitelerin talepten daha hızlı artmasının bu durumda etkili olduğunu dile getiriyor.~KÂRI ETKİLEYEN NEDENLER
Birçok sektörde kâr marjını düşüren ise artan maliyetler… Gerek arsa gerek diğer maliyetlerdeki yükseliş nedeniyle kâr marjlarının düştüğünü belirten Ant Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Okay, satış tahmininden kaynaklı yanlış fizibiliteler ve konjonktürün de bu durumda etkili olduğunu söylüyor. Schott Orim Genel Müdürü Hakan Gerdan, maliyetlerin her geçen gün çeşitli değişkenlere bağlı olarak arttığını ifade ediyor. “Maliyeti artıran nedenler; hammadde fiyat artışı, enflasyon, kur ve kaynağın kıt olması. Maalesef yaptığımız verimlilik çalışmaları bu maliyet artışlarını tam karşılamıyor, yani kârımızda erimeler oluyor” diyor. Perakende sektöründe ithalata getirilen ek vergiler ve döviz kuruyla ödenen kiralar neredeyse tüm oyuncuları zorluyor. Birçok hazır giyim markasını bünyesinde bulunduran Abu Issa Holding Türkiye Genel Müdürü Müge Yılmaz Tahtacı, mevcut tabloyu şöyle anlatıyor: “Ek ithalat vergileri, döviz kuru ile ödenen kiralar, ülkemizin genel durumu nedeniyle düşen ziyaretçi sayısı, uzun ve agresif indirim sezonları perakendede her oyuncuyu zorlayan değişkenler olarak sıralanabilir.” Çağrı merkezi sektöründe de kâr marjları zorlayıcı bir noktada. Sektör için durumu, “Bıçak kemiğe dayandı” sözleriyle açıklayan Çağrı Merkezleri Derneği Başkanı Metin Tarakçıoğlu, “Kâr marjındaki bu düşüşün en büyük nedeni, rekabetin etkisiyle şirketlerin müşterilerine fiyat verirken önce kâr marjlarını düşürmeleri, sonra da tüm gider kalemlerinde tasarrufa gitmeleri oldu” diyor. MOBSAD Başkan Vekili Cüneyt Yanıkçıoğlu da mobilyadaki kâr marjı daralmasını tetikleyen tüm nedenleri şöyle sıralıyor: “Kurdaki belirsizlik, kimyasallara gelen zam ve işçi ücretlerinde yapılan artışlar üretim maliyetlerini doğrudan etkiledi. İhracatta da pazarın daralması nedeniyle iç piyasa arzı tüketecek kadar satın alma gücü gösteremedi. Birçok şirketin elinde ciddi stoklar oluştu. Üretim kapasiteleri düştü.”

YENİ DÜŞÜŞ BEKLENTİSİ
Önümüzdeki dönemde kâr marjlarında daha fazla düşüş olup olmayacağı ve yaşam sınırının altına inip inmeyeceği konusu da önemli… Sektörler cephesine baktığımızda hala kârda düşüş beklentisi hakim. Her ne kadar fedakârlık yapacak nokta olmadığının altı çizilse de mevcut konjonktürün düşüşü zorunlu kıldığı ifade ediliyor. “Maalesef kâr marjında düşüş bekliyorum” diyen Gülman Group Yönetim Kurulu Başkanı Polat Gülman, bu düşüşün kısmen kurdan kısmen de talepten kaynaklanacağını söylüyor. Gloria Jean’s Coffees Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Dinçerler de dövizdeki kur artışı devam ettiği sürece girdi maliyetlerinin bu durumdan olumsuz etkilendiğine dikkat çekiyor ve ekliyor: “Aynı oranda satış fiyatlarımıza bu artışı yansıtamıyoruz. Kur artışı devam ettiği sürece kâr marjında düşüş kaçınılmaz olacak.” Bimeks Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmed Akgiray, teknoloji perakendeciliğinde bugün yüzde 16- 17 aralığında olan kâr marjının önümüzdeki yıllarda yüzde 14’e kadar gerileyeceğini öngörüyor. Un sektöründe de fedakarlık yapacak yer kalmadığının altını çizen Ulusoy Un Yönetim Kurulu Başkanı Eren Günhan Ulusoy, “Mevcut fiyatlar daha da düşerse yüzde 5 olan kâr marjı sıfıra doğru yaklaşacak. Bu durum birçok tesisi maalesef üretim yapamaz hale getirir” diyor. Enerji sektöründe de yurt içi piyasada marjlarda düşüş beklentisi hakim. Lotus Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Çelik, “Fedakarlık yapacak marjımız kalmadı. 2017’de mevcudu korumak öncelikli hedefimiz olacak” diye konuşuyor. İnşaat sektöründe de marjlarda daha fazla düşüş olamayacağı görüşü hakim. Ant Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Okay, oranların en düşük seviyelere çekildiğini bu nedenle artık daha fazla düşüş yaşanma şansı olmadığını belirtiyor. Metal Yapı Konut Genel Müdürü Akın Karali, “Türk ekonomisindeki dayanışma ve konut alımını teşvik edici kampanyalarla daha olumlu bir tabloyla karşılaşacağımızı öngörüyoruz. 2017 yılında kâr marjı yüzde 20-30 seviyelerinde olabilir” diyor.

NE YAPMAK GEREKİYOR?

Peki kârda yaşam sınırını geçmemek için ne yapmak gerekiyor? TPV Tech yetkilileri, talebin iyi analiz edilmesi gerektiğini belirtiyor. İbrahim Polat Holding CEO’su Baran Demir, stoğa çalışmamak gerektiği görüşünde… “Gerektiğinde üretimi kısmak, maliyet ve gider tasarrufu yapmak gerekiyor” diyor. RMK Classics CEO’su Füsun Kuran da en sağlam kârlılık formülünün mümkün olduğunca az eski stokla yaşamak olduğuna değiniyor. “Rakamlar markaya, satılan ürüne, ürün grubunun lüks olup olmamasına göre değişir. Ama her şekilde mümkün olduğunca stoksuz olmak çok kritik. Ayrıca kira yapılandırılması da gerekiyor” diye konuşuyor. Papağan Kuruyemiş Yönetim Kurulu Başkanı Kani Emekçi, sadece kendi sektörü için değil tüm sektörler için önemli bir duruma dikkat çekiyor. Son tüketici fiyatlarını ağırlıklı olarak sektör liderinin belirlediğini ifade eden Emekçi, “Diğerleri ise sektör liderlerine endeksli bir fiyatlama üzerinden işlerini sürdürmeye çalışır. Ancak sektör liderlerine endeksli fiyatlama üzerinden kâr edebilmek çok zor hale geldi. Dolayısıyla bu dönemin sihirli çıkış noktası markalaşma ve farklılaşma olmalı” diyor. CMS Jant ve Makine Yönetim Kurulu Başkanı Ünal Kocaman, kârda yaşam sınırını aşmamak için kapasite kullanım oranının yüzde 90’larda olması gerektiğini ifade ediyor. “Giydirilmiş işçilik maliyetlerinin 22 bin TL’nin üzerinde olmaması, enerji maliyetlerinin de 10 Euro/Cent kilovat saat seviyesinin üzerinde olmaması lazım” diye ekliyor. Bimeks Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmed Akgiray da giderleri azaltacak iş ve verimlilik modelleriyle çalışmak gerektiğinin altını çiziyor ve şöyle devam ediyor: “Bundan sonra stratejinin daha fazla ciro hacmi, daha az faaliyet gideri oranı olması gerektiğini düşünüyoruz.” İnoksan Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Varlık, yaşam sınırına gelmemek için yaratılan katma değer oranlarının yukarı çekilmesi gerektiğini savunuyor. “Bunun tek yolu Ar-Ge ve tasarım yatırımlarından geçiyor” diyor. Reysaş Yönetim Kurulu Başkanı Durmuş Döven de verimlilik, tasarruf ve gider kontrolüne dikkat etmek gerektiğini söylüyor.~“RİSKLERİ PAYLAŞACAK İŞ MODELİ GELİŞTİRMELİ”
EKREM AKYİĞİT / COLLEZİONE YÖNETİM KURULU BAŞKANI
“MARJLAR GERİLEDİ”

Perakende sektörünün kâr marjları kendi içindeki dağılımlara ve gelişmelere göre değişiklik gösteriyor. Özellikle en fazla ihracat yaptığımız Euro bölgesi önemli. Şu an aramızdaki gelişmelerden sektör olumsuz etkileniyor. 5 yıl öncenin gerisinde kalan kâr marjları var.
GÜVEN ENDEKSİ NEGATİF
Yurt içinde yılın ilk çeyreğinde perakende sektörü başarılı performans sergilerken son üç çeyrek hiç öngörülemeyen dışsal faktörler ve siyasi politikalar nedeniyle perakendede müşteri güven endeksini negatif yönde aşağı çekti. Bu gelişme satışı düşürürken kârlılıkta bütün hesapları bozdu.
ASGARİ ÜCRET ARTIŞI

2016 yılındaki yüzde 30’luk asgari ücret artışı sektörün giderlerini yukarı doğru artırırken, ülkemizdeki malum gelişmelerden dolayı satış performansı ise aşağı yönlü olup markalarda kârı negatife çevirdi. POZİTİF BAKIŞ
2017 yılında sektörde durum analizini doğru, gelişme alanlarını iyi belirlemiş, dersini iyi çalışan perakende oyuncularının bir önceki yıla göre daha iyi kârlılık yakalayacaklarını tahmin ediyorum: Markamız 2017 yılında kârlılığa pozitif bakıyor. 2017 mutlaka kârlı yılımız olacak, kayıp iki yılın telafisini göreceğiz.

“ALARMI BIRAKIN, SİRENLER ÇALIYOR”
MEHMET SONGÖR / MAKRO MARKET YÖNETİM KURULU BAŞKANI
CİROLARIN DÜŞTÜĞÜ DÖNEM

Perakende sektöründe son yıllarda aşırı arz nedeniyle metrekareye düşen ciroların sürekli düştüğü bir dönem yaşıyoruz. Bu süreçte devamlı artan giderleri de düşündüğümüzde cirodaki gider oranı sürekli yükseliyor. Bu oran halihazırda yüzde 25 düzeyine kadar ulaştı. Bu da gıda perakendesinde, brüt kâr marjındaki kâr zarar sınırının yüzde 25 olduğu anlamına gelir. Mevcut yoğun rekabet şartlarında, sektörde gerçekleşen ortalama brüt kâr marjı ortalama yüzde 23’lerde. Yani alarmı bırakın sirenler çalıyor.
5 YIL ÖNCEKİ TABLO
Beş yıl öncesinde sektördeki alarm sınırı yüzde 22’ler düzeyindeydi. Kârlılıktaki mevcut kritik durumun temel sebebi kontrolsüz ve ihtiyaç fazlası büyüme ve giderlerdeki artışlar. Yaşam sınırının üstüne çıkabilmek için bu sebeplerin üzerine gitmek gerekiyor. Yani gereksiz mağaza açmayacağız ve başta kira olmak üzere giderlerimizi düşürmek için uğraşacağız.
“VERİMLİLİĞE ODAKLANMALI”
Perakendeciler kırıcı rekabeti bir yana bırakıp verimliliğe odaklanmak zorunda. Ben 2017’de, tüm perakendecilerin artık bu durumu göreceğine ve rekabeti fiyat kırmak olarak değil, topyekün bir hizmet kalitesi üzerinden anlamaya başlayacaklarına ve yapacaklarına inanıyorum. Bu doğrultuda brüt marjlarda en az 3 puanlık bir artışın şart olduğunu düşünüyorum.
“ZARAR SINIRINI GEÇTİK”
Şu anki sektörel ortalama brüt kâr marjımız yüzde 23’ler düzeyinde. Bu oran 5 yıl önce yüzde 25’in üzerindeydi. Sektörümüz son birkaç yıldır net kârlılığın olmadığı zarar sınırını geçtiğimiz bir dönem yaşıyor. Brüt marjları korusak bile giderlerin düşürülememesi kârlılığı mümkün kılmıyor. 2017 de perakende için zor bir yıl olacak.

“KÂR MARJLARIMIZ YOK OLDU”
HAYRETTİN ÇAYCI / SARKUYSAN YÖNETİM KURULU BAŞKANI
“SEKTÖRÜN KADERİ”

Sektörün yaşam sınırı ciro üzerinden yüzde 1-2 aşamasında. Son 10 yıldır bu oran değişmedi. Kârda yaşam sınırı bu sektörün kaderi oldu. Üretim kapasitesinin kurulu kapasitenin yüzde 75’inin altına düşmemesi ya da katma değeri yüksek ürün miktarını artırmak gerekiyor.
YÜZDE 40 AZALMA
Özellikle son bir yılda kârda yüzde 40 azalma oldu. Bunda en önemli etken kurlardaki aşırı oynamalar. Önümüzdeki yılın bu yılı da aratacağı izlenimimiz var. Kârdan fedakarlık yapılmaz. Çünkü planladığımız kârın oluşmaması, şirketin iç dinamiklerinden ziyade dış ekonomik ve yönetemediğiniz, inisiyatifiniz dışındaki olaylardan dolayıdır.
“SATIŞLARI ZORA SOKUYOR”
Özetle şirket olarak kârlılıkta çok zorlanıyoruz. Zira kâr marjlarımız yok oldu. Kârlı gördüğünüz müşterilerinizin teminat verememesi, bu şirketlere satışımızı da zora sokuyor. İşletme sermayesi yoğun bir sektör olduğumuz için daha az işletme kredisi kullanmak kârlılığı pozitif etkiler. Ancak bunun için de sermaye artışı yapma zorunluluğu var.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz