Yaptıkları yatırımlarla daha global bir şirket olmak istediklerini söyleyen Sarıbekir, Sarten’in büyüme stratejisini ve yatırım planlarını Capital’le paylaştı...
Nil Dumansızoğlu
ndumansizoglu@capital.com.tr
Ambalaj sektörünün en büyük oyuncusu Sarten, 2022 yılı için belirlediği 500 milyon dolarlık ciro hedefini bu yıl yakalıyor. Yıl sonunda yurt dışı satışlarla birlikte 600 milyon dolarlık ciroya ulaşabileceklerini söyleyen Sarten Ambalaj Yönetim Kurulu Başkanı ZEKİ SARIBEKİR, 2030 ciro hedefini ise 1 milyar dolar olarak açıklıyor. Daha global bir şirket olma yolunda yatırımlarını sürdüreceklerini belirtiyor ve “Türkiye’de üretmediğimiz ambalajları üretmek için senaryolara bakıyoruz. Yurt dışında ise ana iş kolumuz olan metal ambalajda büyüyeceğiz” diyor.
Pandemi, küresel bazda iş yapma koşullarını değiştirdi. AB’nin sürdürülebilirlikle ilgili hassasiyetinin artmasıyla devreye alınan Yeşil Mutabakat da global oyunda önemli bir kıstas olacak. Öyle ki önümüzdeki dönemde bu değişime ayak uyduramayanlar, global rekabette geri kalacak. 2022’de 50’nci yılını kutlamaya hazırlanan Sarten Ambalaj da Yeşil Mutabakat’a uyum yatırımlarını hızlandırıyor. Pandemi döneminde hijyenin ve dolayısıyla ambalajın öneminin çok daha arttığını belirten Sarten Ambalaj Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Sarıbekir, Türkiye’nin dünyadaki krizi fırsata çevirmek için coğrafi avantajını kullanabileceğini düşünüyor. “Bu nedenle sabah akşam Yeşil Mutabakat’a uyum sürecini konuşmalıyız” diyen Sarıbekir, şirket olarak buna hazır olduklarını anlatıyor. 2022 hedefi olan 500 milyon dolarlık ciroya bu yıl ulaşan Sarten Ambalaj, 2030 hedeflerine doğru ilerliyor. Yaptıkları yatırımlarla daha global bir şirket olmak istediklerini söyleyen Sarıbekir, Sarten’in büyüme stratejisini ve yatırım planlarını Capital’le paylaştı:
Global arenada belli bir seviyeye geldiniz. Bu yolculuk ne zaman başladı ve büyümeniz nasıl ivmelendi?
Sarten, 1972 yılında bir aile şirketi olarak kuruldu. İhracata 1990’ların sonunda başladık. Yani ilk globalleşme yolculuğumuz ihracatla başladı. Boş ambalajı önce çevre ülkelere, ardından Avrupa, Rusya ve CIS ülkeleri, Orta Doğu, Afrika ve yakın pazarlara satmaya başladık. Daha sonra ihracat yaptığımız ülkelerde tedarikçisi olduğumuz global müşteriler, bizleri davet etmeye başladı. Biz de onların peşinden bu ülkelere gittik. İlk yurt dışı yatırımımızı Bulgaristan’a yaptık. Daha sonra Rusya’da, lojistik maliyetlerimizi azaltmak için yine büyük bir müşterimizin yakınına gittik. Bir Amerikalı müşterimiz bizi davet ettiği için bundan 4 yıl önce, 2017’de Hollanda’da fabrika kurduk. Daha sonra Bulgaristan’da bir rakibimizi aldık. Şu anda yurt dışında 4 fabrikamız, Sırbistan, Yunanistan ve Romanya’da depolarımız var. 2015 yılında ise Japonlar bize endüstriyel melek yatırımcı olarak yüzde 15 ortak oldu.
Dünyada ambalaj üretiminde ilk 10 şirket arasında yer alıyorsunuz. Yaptığınız yatırımlarla bu sıra değişir mi?
Bulgaristan, Rusya ve Hollanda’da 4 fabrikamızla üretim yapıyoruz. Türkiye’de 2 bin 700, yurt dışıyla birlikte toplamda 3 bin 400’e yakın çalışanımız bulunuyor. Metal ambalajda dünyada ilk 10’da, Avrupa’da ilk 3’te yer alıyoruz. Sıralamada çok değişiklik olmaz çünkü global oyuncular var. Ürün bazında da büyüklüğümüze bakıyoruz. Örneğin kozmetikte kullanılan aerosol ambalajda dünyada pazar 15 milyar adet. Bunun 7 milyarı bizim yaptığımız üç parçalı teneke, 8 milyarı alüminyum. Biz bu 7 milyarlık pazarın 800 milyon adedini üretiyoruz. Yani dünyanın yüzde 11-12’sini biz üretiyoruz. Kavanoz kapağında ise dünya büyüklüğü 25 milyar adet. Bu yıl 2 milyara yakın olacağız.
2022 için 500 milyon dolarlık bir hedef söz konusuydu. Bu hedef halen devam ediyor mu?
Bu yıl 500 milyon dolarlık hedefimizi geçiyoruz. Hammadde fiyatlarının artmasıyla önümüzdeki yılın hedefini bu yıl yakaladık. Bu yılı 510 milyon dolarla bitiriyoruz. Yurt dışı satışlarla toplamda yaklaşık 600 milyon dolara ulaşacağımızı düşünüyorum. 2030 hedefimizi 30 fabrikaya ulaşma ve 1 milyar dolar ciro gerçekleştirme olarak belirlemiştik. Ama tahmin ediyorum ki 2030’dan önce bu ciro hedefine ulaşacağız.
2020 yıl sonu ihracat rakamınız nasıl gerçekleşti? İhracatta 2021’i nasıl kapatırsınız?
Sarten Ambalaj’ın 2019 yılında 120 milyon dolara ulaşan ihracat rakamı, 2020’de toplam ciro içinde yüzde 35 pay oranında gerçekleşti. İhracatımız bu yıl da değer olarak yüzde 30-35 büyüyor. Burada tabii dünyada hammadde fiyatlarının artmasının da etkisi var. Tonaj olarak da yüzde 10 büyüdük. Bu yılı herhalde 170 milyon dolarlık ihracatla kapatacağız.
Pandemide ihracatınızın en çok arttığı ülkeler nerelerdi?
Avrupa ve Amerika arttı. Pandemide tedarik kanalları da işleyemedi. Pandemi döneminde çok çabuk çalışmaya adapte olan bir ülke ve şirketiz. Avrupa, kendi ülkelerinde bile tedarik zincirini çalıştıramadı. Ambalaj bulamadıkları için raflar boş kaldı. Çin de lojistik sorunlardan dolayı eskisi kadar Avrupa’ya gelemedi. Hem kendi tedarik zincirindeki ambalaj üreticilerinin yeteri kadar hızlı davranamaması hem Uzak Doğu’dan ürün alamamaları nedeniyle biz tonaj ve değer olarak büyüdük. En çok yükselen ülke de ABD oldu. Özellikle doğu kıyısına çok yüklü miktarda artış sağladık.
Yurt dışında ve Türkiye’de bundan sonra büyüme stratejiniz ne olacak?
Bundan sonraki büyümemiz, coğrafi bazda olacak. Biz metal ve plastik ambalaj üretiyoruz, ana konumuz metal ambalaj. Dünyadaki büyümemizi, en iyi bildiğimiz konuda, metal ambalajda yapıyoruz. Türkiye’deki büyümemizi de farklı ambalaj tiplerinde kullanıyoruz. Metal, plastik, belki daha ileriki dönemde başka malzemelerden üretilen ambalajlar olabilir. Birkaç hedef ülkemiz var, pandemi dolayısıyla beklemeye aldık. Önümüzdeki yıldan itibaren bunları kovalayacağız.
Yatırım için potansiyel pazarlar hangileri? Radarınızda hangi ülkeler var?
Bizim için en büyük değer global müşterilerimiz. Biz, bir ürünü önce satıyoruz, sattıktan sonra üretiyoruz. Hadi gidelim orada bir fabrika kuralım, bekleyelim, müşteri gelsin demiyoruz. Önce satıyoruz, satmaya devam ederken lojistik maliyetimizi azaltmak, müşteriye yakın olmak, daha iyi ilişkiler kurmak için onların yanına gidiyoruz. Önümüzdeki 10 yıl içinde Amerika, Kuzey Afrika gibi pazarlarda yatırımlarımız olabilir. Yurt dışında en güçlü operasyonumuz Bulgaristan. Geçen yıl pandemide orada bir rakibimizi de satın alarak tesis sayımızı 2’ye çıkardık. Hollanda ile Rusya daha çok Türkiye’nin montaj fabrikası gibi çalışıyor. Amerika, ihracatımızı en çok artırdığımız ülke. Piyasa rahatlayınca bu coğrafyalara yatırım yapacağız.
Türkiye’de yeni tesis yatırımlarınız olacak mı?
Bizde kapasiteyi belirleyen satıştır. Satış tahminlerine göre bütçemizi yapar ve kapasitemizi belirleriz. Seçtiğimiz ihracata yönelik bazı ürün grupları var. Buralarda yatırımlarımıza devam ediyoruz. Türkiye’de birkaç tane daha yeni yatırım geliyor. Balıkesir OSB’de bir yer aldık. Adana’daki tesisimizi büyüttük. Çerkezköy’de de yeni bir yer aldık. Yeni tesisler yapacağız ve 2030 hedeflerimize doğru ilerleyeceğiz. 2030’a giden yolda da daha global bir ambalaj şirketi olmak istiyoruz.
Yatırımcılar ortaklık, satın alma gibi teklifler için kapınızı çalıyor mu?
Birleşme-satın alma planlarınız var mı? Ortağımız zaten var, ortak aramıyoruz. Büyüme konusunda hem organik hem inorganik büyüme taraftarıyız. Türkiye’de, üretmediğimiz ambalajları üretmek için senaryolara bakıyoruz. Yurt dışında bildiğimiz konuda, ana iş kolumuz olan metal ambalajda büyüyeceğiz.
SARTEN’İN GLOBAL HEDEFLERİ
|
“DEĞİŞİME HAZIRIZ” “İHRACAT ZORLAŞACAK” Bence şu anda Türkiye’nin en önemli gündeminin Yeşil Mutabakat’a uyum olması gerekiyor. Çin bile tesislerini kapatıyor, yeniliyor, karbon salımlarını azaltıyor ve yeni dünyaya kendini hazırlıyor. Ama Türkiye’de bu konunun yeteri kadar üzerine gidilmediğini düşünüyorum. 20 yıl önce İSO 9000 belgesini almayan ihracat yapamaz hale gelmişti. Şimdi de karbon salımını ölçmeyen, sürdürülebilirlik raporu olmayan şirketlerin ihracat yapması zorlaşacak. Yurt dışındaki müşterilerimizden şimdiden bu tür talepler gelmeye başladı. “RAPORUMUZU HAZIRLIYORUZ” Dünya değişiyor. Dünyada sanayileşmenin geçmişi 150 yıl. 150 yılda dünyanın sürdürülebilirliğini yok ettik. Bundan sonra 50 yıl bile böyle gidemeyiz, yok oluruz. Onun için fosil yakıtlı sanayi tipinin bir şekilde değişmesi lazım. Artık ucuz değil, temiz, çevreyi kirletmeden üreten ülkeler önem kazanıyor. Biz de şirket olarak bu değişime hazır olduğumuza inanıyoruz. Sürdürülebilirlik raporumuz zaten var. Şimdi de karbon salımımızı ölçtürüyoruz. Çok yakında 2021 Sarten Karbon Raporu çıkaracağız ve her yıl bunu azaltmak için hedefler koyacağız. |
“AMBALAJ TÜKETİMİ GELİŞMİŞLİK SEMBOLÜ” DÜNYADA DURUM Ambalaj sektörü tüm dünyada büyüyor. Afrika’yı da dahil ettiğimizde dünyada kişi başına düşen ambalaj tüketimi ortalama 120 dolar. Türkiye’de ise kişi başına düşen ambalaj miktarı 220 dolar. Ancak bu rakam Avrupa’da 400-450, Amerika’da 500, Japonya’da 600 doların üzerinde. Görüldüğü gibi ambalaj biraz da gelişmişlik sembolü. Pandemi de hijyen konusunda ambalaj kullanımını daha da artırdı. Bunda e-ticaretin de etkisi oldu. GERİ DÖNÜŞÜM Çevreyi ambalaj değil, insan kirletir. Türkiye’de geri dönüşümün artması lazım. Bütün ambalajlar, eğer tek malzemeliyse geri dönüştürülebilir, yeter ki toplanılsın. Japonya’da geri dönüşüm yüzde 98, Endonezya’da yüzde 35, Afrika’da sıfır. Japonya’da kişi başına düşen ambalaj tüketimi 600 dolar. En fazla tüketim bu ülkede olmasına rağmen, çevreyi kirletmiyorlar. Bunun için eğitim düzeyinin yükselmesi lazım. |
“AVRUPA’DA BÜYÜMEYE ODAKLANMALIYIZ” MALİYETLER ARTTI Dünyada hammadde fiyatlarındaki artışın birkaç nedeni var. Lojistik maliyetlerinin artması ve doların Euro karşında değer kaybetmesi öncelikli nedenler. Fiyatlar dolar bazında enflasyon kaybı yaşıyor. Dolar/Euro paritesi geçen yıl 1,06’ydı; bu yıl 1,18. Sadece yüzde 15, Euro karşısında dolarla aldığımız hammaddelerin fiyatı arttı. Biz de hammaddemizi dövizle alıyoruz. Hammadde oranı kadar fiyatlarımızı artıyoruz. Müşterilerimiz de hammadde fiyatlarının ne kadar arttığını bildiğinden bizim artışlarımızı makul karşıladı. TESİSLER DÖNÜŞÜYOR Bir başka, en çok üzerinde durmamız gereken nedense arz eksikliği. Şu anda gündemde Yeşil Mutabakat ve sürdürülebilirlik konusu var. Birçok hammadde üreticisi tesislerini bu doğrultuda yenilemeye başladı. Çin dahil olmak üzere dünyada üreticiler karbon salımlarını azaltıcı yeni tesis, baca, fırın yatırımı yapıyor. Bundan dolayı da üretimlerini kısıyorlar. Bu da arzın azalmasına neden oluyor. COĞRAFİ AVANTAJ Tehditler hep olacaktır. Bizim yapmamız gereken, bunu fırsata çevirmek. Türkiye’nin muhteşem bir coğrafi avantajı var. Almanya’ya bir tırla üç günde ürünlerimizi yollayabiliyoruz. Dünyanın en zengin pazarlarına yakınız. Türk ambalaj sektörü, Avrupa’nın yüzde 10’unu karşılıyor. Bunu yüzde 20’ye çıkarabiliriz. O yüzden Yeşil Mutabakat konusunda hazırlıklarımızı tamamlayıp 3-4 saatlik mesafemizde olan Avrupa’da büyümeye odaklanmalıyız. |
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?