2 milyar Euro'ya 2025'te ulaşırız

Orhan Holding YKB Murat Orhan’la şirketin globalleşme yolculuğunu, pandeminin olumsuz etkilerinin şirkete yansımasını, hedeflerini ve uzun dönemli vizyonu içeren sohbetimizin detayları şöyle...

21.12.2021 10:19:000
Paylaş Tweet Paylaş
2 milyar Euro'ya 2025'te ulaşırız

Nil Dumansızoğlu

[email protected]

14’ü yurt dışında olmak üzere 25 fabrikasıyla global devlere üretim yapan Orhan Holding, pandeminin negatif etkileriyle 2020 yılını, beklentilerinin altında gerçekleşen 725 milyon Euro’luk ciroyla kapattı. 2022 yılı için 890- 900 milyon Euro’luk ciro beklentileri olduğu bilgisini veren Orhan Holding Yönetim Kurulu Başkanı MURAT ORHAN, 2025 yılına kadar 2 milyar Euro’luk bir şirket olmak istediklerini söylüyor ve ekliyor: “Bu hedefe de satın alma ve birleşmelerle ulaşacağız.”

Orhan Holding, 15 ülkedeki üretim faaliyetleriyle globalleşme yolunda ilerliyor. 1972 yılında İbrahim Orhan’ın kurduğu Teknik Malzeme şirketiyle temelleri atılan grup, performansıyla otomotiv şirketlerinin dikkatini çekti ve vazgeçilmez bir iş ortağı haline geldi. Otomotivdeki dönüşümü değerlendiren Orhan Holding, General Motors, Faurecia, Magneti Marelli’yle hala devam eden temeli sağlam ortaklıklar kurdu. 2007 yılında ise ortak olduğu, akışkan yakıt sistemlerinde faaliyet gösteren Amerikalı şirket DANA’nın bu alandan çıkma kararı sonrası önemli bir fırsat yakalayarak globalleşme yolunda ilk adımını attı. O günden bugüne işinin ehli dünya devi otomotivlerini yerli ortağı olarak başladığı global yolculuğunu sürdürüyor. 4 kıtada toplam 15 ülkede Türkiye’yi temsil eden şirketin büyüme stratejisinde birleşme ve satın almalarla 2 milyar Euro ciroluk büyüklüğe ulaşmak var. Orhan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Orhan’la şirketin globalleşme yolculuğunu, pandeminin olumsuz etkilerinin şirkete yansımasını, hedeflerini ve uzun dönemli vizyonu içeren sohbetimizin detayları şöyle:

 Grubun globalleşme yolunda attığı ilk adım neydi? Nasıl bir vizyonla yola çıktınız? 

2007 yılında ortağımız DANA’nın işlerini satın alarak Türkiye’den global otomotiv dünyasına açıldık. Müşterilerimizin taleplerine göre onlara daha yakın olmak için yatırımlarımıza başladık. Hiçbir zaman ucuz iş gücü, ucuz maliyet olur düşüncesine kapılmadık. O ülkedeki otomotiv sektörüne hizmet edebilmek için yatırımlar yaptık. Romanya, Kore, Çin, Hindistan, Rusya ve son olarak da Fas’ta fabrikalarımızı kurduk. Neticede yerli ortak olmak yerine global otomotiv şirketi olmaya doğru değişimimizi, dönüşümümüzü gerçekleştirdikten sonra 2007 yılından itibaren global pazarda belli bir boyuta ulaşmak için çabalıyoruz. 

Şu an kaç iş ortağınız var? 

Dünyadaki ana otomotiv şirketlerinin çoğuyla çalışıyoruz. Bugün satışımıza bakarsak Renault- Nissan, Peugeot-Fiat ve Ford grupları ana müşterilerimizi oluşturuyor. Üç müşterinin portföyümüzdeki payı yüzde 80’i buluyor. Ancak bunların dışında da çalışmadığımız ana üretim şirketi hemen hemen yoktur. 

Globalde elde ettiğiniz başarının arkasında ne var? 

Başarımızın ardında Orhan değerlerimiz, etik değerlerimiz, bu işe olan tutkumuz ve birlikte ileriye gitme anlayışımız hakim. Açık iletişimin olduğu, katılımcı, paylaşımcı, iş birliğine açık, “biz” kültürünün geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması hedefiyle çalışıyor ve insan kaynağına bu anlamda ciddi yatırım yapıyoruz. Farklı kültürlerden insan kaynağımızı etkin yönetebildiğimize ve çeşitliliğin bize güç kattığına inanıyoruz. Türkiye bizim için bu konularda merkez üssü olmakla beraber hem yurt dışından genç yetenekleri 1 yıllığına Türkiye’deki projelerle eğitimden geçirip yetiştiriyor ve iş ihtiyaçlarımız doğrultusunda 15 ülkedeki şirketlerimize yerleştiriyoruz hem de Orhan Holding’i globale açılan kapı olarak insan gücümüzü ilgili fabrika ve teknolojiyi Türkiye’den ihraç ediyoruz. 

Güçlü olduğunuz ve kendinizi geliştirmek istediğiniz pazarlar hangileri?

Türkiye ve Avrupa’da kuvvetli bir gurubuz. Şu anda çabalarımız, Asya ve Kuzey Amerika’daki işlerimizi geliştirmek yönünde. 

2020 yılını ihracat, ciro olarak nasıl kapattınız?

2020, çok zor, daha önce yaşamadığımız bir tecrübeydi. Dünyada COVID-19 pandemisinin getirdiği sıkıntılar hala devam ediyor. 2020 yılını pandeminin negatif etkileriyle 725 milyon Euro seviyesinde tamamladık. Aslında 800 milyon Euro civarında bir ciro hedeflemiştik. Türkiye’den 350 milyon Euro direkt ihracatımız olmakla beraber, Türkiye içine yaptığımız satışların da yüzde 80’i yurt dışına ihraç edildiğini düşündüğünüzde ihracatımız dolaylı olarak artıyor. 

Bu süreçte çalışan sayısı ne oldu? Kısa dönemli çalışma ödeneği bitince işten çıkarma yapmak zorunda kaldınız mı?

 Pazardaki belirsizlikler nedeniyle yeni projelerle büyümemizi esnek iş gücü kullanımına yönelttik. Bazı noktalarda İşkur’la projeler yaptık. Kendi şirketlerimiz arasında geçici süreli iş gücü transferi/paylaşımıyla yavaşlamanın etkilerini hep birlikte yönettik. İşten çıkarma yapmamak için çok gayret ettik. Hala bir toplu çıkarma düşünmüyor, süreci bu şekilde yönetmeye çalışıyoruz. Şu anda 3 bin 600’ü yurt dışında olmak üzere toplam 10 bin 650 çalışanımız var. 

2021’in ilk 3 çeyreğini geride bıraktık. Yıl sonu için beklentileriniz şekillendi mi? 

2021’de de COVID-19’un neden olduğu lojistik sorunlar ve otomotivdeki çip sorunu nedeniyle üretimde aksamalar yaşadık. Bunun dışında her sektörün yaşadığı lojistik konusunda sıkıntılar var. Önümüzdeki dönemde bunların yavaş yavaş düzeleceğini ümit ediyoruz. 2021’de, 2020’ye göre yüzde 10 büyüme gerçekleştirerek yılı 800 milyon Euro’luk ciroyla kapatmayı öngörüyoruz. Bunun yüzde 40’ın üzerinde bir kısmı Türkiye’den direkt ihracatı içeriyor.

Üretimin durması sizin işinizi nasıl etkiliyor? 

Bunu ölçmek çok kolay değil ama cirolarımız bütçenin yüzde 20 altında gerçekleşecek. Çok anormal bir durum. Üretimin durması maliyetleri etkiliyor ama öncelikle insanlarımızı korumaya ve müşterilerimizi durdurmamaya odaklanıyoruz. Müşterilerimiz duruyor ama başlayınca da telafi etmek için normalden daha fazla sipariş geçebiliyorlar. Durmanın maliyeti olduğu gibi fazla çalışmanın maliyeti de var. Biz elimizden geleni yapıyoruz, müşterilerimizin bu açıdan beklentilerini karşılıyoruz. Artık tünelin ucunda ışık gözüktü diye düşünüyorum. Biz de artık bu problemlerle yaşamaya, sürece adapte olmaya alışıyoruz. Aşılar ve yeni çıkacak ilaçlarla 2022’nin daha iyi olabileceğini diliyorum. 

2021 yılı için bahsettiğiniz 800 milyon Euro’luk hedef, yıl başında mı koyduğunuz bir hedef miydi? Yoksa yıl içinde yaşanan gelişmelerle revize etmeniz gerekti mi? 

Biz bütçelerimizi son çeyrekte yapmaya başlıyoruz. O bütçelerin yıla başladığımız andan itibaren sapmaya başladığını gördük. Beklentimiz aslında 800 milyon Euro’nun üzerindeydi. 850- 900 milyon Euro gibi bir beklentimiz vardı. Ama bu dalgalanmalardan, üretimlerin durmasından dolayı beklentimizi düşürdük. Yine de geçen yıla rağmen bir büyümeyle yılı kapatacağız. 

Bu dönemde ne kadarlık yatırım yaptınız? 

Her yıl 25-30 milyon Euro yatırım yapıyoruz. 2007 yılından 2019 yılına kadar büyük ölçekli, global anlamda hedeflediğimiz ülkelerde yatırımlarımızı hem altyapı hem de insan kaynağına yaptık ve yeni şirketler kurduk. Fabrikalarımızın sürekliliği için yatırımlar yapmaya devam ediyoruz. 2021 yılında, teknolojiye, yeni ürünlere, otomasyona, robotik süreçlere ve de insana yatırım yapmaya devam ediyoruz. 

2022 bütçelerini yapmaya başladınız? Nasıl bir planla giriyorsunuz? 

Şu anda yaptığımız bütçelere göre hedefimiz, 890-900 milyon Euro diyebiliriz. Bunun daha iyi olacağını da umuyorum. Çünkü pandeminin etkileri nedeniyle eskiye nazaran daha kötümser bütçe yapmaya başladık. Genelde aslında planlamamız, bütçelerimiz 5 yıllıktır. Biz 3-5 yıl sonraki işi aldığımız için… Önümüzdeki yılın da yüzde 99’u zaten siparişleri, kontratları yapılmış işler. Ama müşterinin üretimine bağlı olarak biz bundan etkileniyoruz. İlave iş alma şansımız çok az. Bu otomotiv sektörünün çalışma şeklidir. 

Şirketinizi geleceğe taşıma noktasında nasıl bir büyüme stratejisi belirlediniz? 

Açıkçası şu anda tüm dünyada olduğu gibi otomotiv sektöründe de çok önemli değişimler oluyor. Otomotiv sektöründe birleşme ve satınalmalar oldukça arttı. Biz, 2007 yılından sonra da ufak tefek satın almalar yaptık aslında. Meksika’da bir şirketi satın aldık. Çin’e yatırımımız da orada bir şirketin yüzde 51’ini satın alma şeklinde olmuştu. Bu değişim sürecinde biz de ciddi anlamda satın alma ve birleşme konusunu araştırıyor ve birkaç şirketle görüşüyoruz. 

Orta ve uzun vadede nasıl bir şirket hayal ediyorsunuz?

Aslında 2023 hedefimiz, 2 milyar Euro’luk bir şirket olmaktı. Ama beklenmedik durumlar nedeniyle yolun yarısına gelebildik. Bu boyuta çıkmak için önümüzde de çok zaman kalmadı. Aslında oldukça yol kat ettik ama COVID-19 pandemisi ve uluslararası politik ve ekonomik mücadelelerden etkilendik. Bu hedefe de satın alma ve birleşmelerle ulaşacağız. Şu anda 5 yıl sonra şu olacak diye bir hedef koymak çok zor. Artık 1 yıllık bütçe yapmanın bile zor olduğu bir dönemdeyiz. Ümit ediyorum ki 2025’e kadar 2 milyar Euro’yu geçmiş olacağız. 

Tabii tüm bunları başarmak için teknoloji ve insan kaynağına yapılan yatırımların büyük önemi var. Siz şirket olarak bu anlamda neler yapıyorsunuz? 

Operasyon olarak dünyadaki en yaygın Türk şirketi ve farklı ürün gruplarında uzmanlığa sahip global bir şirket olmak çalışanlarımızla mümkün. Önce insan kaynağınıza yatırım yapmak bu anlamda her zaman en doğru adım. Bu bilinçle global stratejimiz ve öğrenme ihtiyaçlarımız çerçevesinde gelişimine katkı sağladığımız insan gücümüzle birlikte mevcut ürünlerimizi ve teknolojilerimizi kullanarak fark yaratacak ürünlere yatırım yapmaya devam ediyoruz. Bursa, Fransa, Romanya, İngiltere, Amerika, Hindistan mühendislik merkezlerimizde yaklaşık 100 çalışanımız var. Bu konuya yaklaşık 15 milyon Euro civarında bir ürün geliştirme bütçesi ayırıyoruz.


“ARTIŞIN ETKİSİ BİLANÇOLARA TAM YANSIMADI”

ÇİP KRİZİ
Çip sorunu, aslında bizim direkt problemimiz değil ama müşterilerimiz çip bulamadığı için araç üretemediği zaman bizden ürün almıyor. Biz de bu sorunu yakından takip ediyoruz, oradaki fizibilite çok belirgin değil. Ama bir ümit ışığı da var. Müşteri bazında değişim gösteriyor etkiler. Bazı müşterilerimiz bu konuda daha iyi bazıları daha çok sıkıntı yaşıyor.

KONTEYNER SORUNU
Konteyner krizinin maliyet artışı, 1 ve 2’nci çeyrekte yüzde 15, 3’üncü çeyrekte yüzde 20-25 civarında. Son 2 yılda tüm dünyada yüzde 200’lere varan artışlar oldu. Bunun dışında ülkelerin limanlarında da yığılmalar var. O gecikmeler de ciddi anlamda sıkıntıya yol açıyor. Bizim lojistik nedeniyle çözemediğimiz bir sıkıntı olmadı. Ama müşterimiz olan şirket durunca biz de duruyoruz. Eskiden saat gibi işleyen bir sistem vardı. Şimdi bu belirsizliğe adaptasyon zorluyor.

MALİYET ARTIŞI Hammadde fiyatlarındaki artışın etkisi bilançolara tam yansımadı. Önümüzdeki aylarda ciddi şekilde etkileyecek. Yakın zamanda dünya piyasalarındaki fiyat artışları metalde yüzde 75 civarında, plastik hammaddesinde cinsine göre yüzde 10-50 arası gerçekleşti. Müşterilerimiz ve tedarikçilerimizle birlikte bunu nasıl yöneteceğimizi konuşuyoruz.



“ÇEVREYE DUYARLI ÜRETİM ODAĞIMIZDA”

REKABET 
Her sektörün pazar tanımı ve müşteri beklentileri farklı. Son yıllarda global arenada yeşil dönüşüm öne çıktı. Biz de bu konuda daha fazla gayret ediyoruz. Her sektör, özellikle belirli ülke hedefleri olan şirketler, bu konuda ne yapması gerekiyorsa yapacak. Bu belgeleri almak için yatırımlar yapmak mecburi olacak. Önemli olan bugünden hazırlık yapmak. Sonradan geç kalmış oluruz.

DÖNÜŞÜM
Bu doğrultuda UN Global Compact’in imzacıları arasına katıldık. Bu imzayla birlikte insan hakları, çalışma standartları, çevre ve yolsuzlukla mücadele alanlarında şirketlerin temel sorumluluklarının belirlendiği ilkeleri benimseyerek şirketin strateji ve operasyonlarını bu ilkelere uyumlu hale getirmek için çalışacağız. Bunlar zaten bizim otomotiv sektörü olarak hem müşterilerimize hem diğer organizasyonlara karşı daha önce verdiğimiz taahhütlerden çok farklı değil. Bizim çevre bilincimiz yıllardır var.

ÇEVRE Şu anda karbon ayak izimizi ölçümlemeye başladık. Global Compact’e imzacı olarak da başkalarına örnek olmak istedik. Biz zaten her yaptığımız işi ülkemize, çevremize faydası olması için en iyi şekilde yapmaya çalışıyoruz. Bizim ana işimiz olsa da başka sektörlerde faaliyet gösteriyoruz ve burada da çevreye duyarlı üretim odağımızda.



OTOMOTİVDE YENİ TRENDLER

ELEKTRİKLİ ARAÇLAR 
Elektrifikasyon en önemli değişimlerden biri. 2008- 2009’da da bir kriz olduğu zamanda da elektrikli araçlar gündeme gelmişti. Ama sonra rafa kalkar gibi oldu. Artık öyle değil, elektrikli araca geçiş ciddi anlamda gündemde. Biz de bu konuda ürün geliştirmeye başladık. Özellikle elektrifikasyon konusunda iş birlikleri artmaya başlıyor.

ALTERNATİF TEKNOLOJİLER 
Dünyada elektrikli araç dönüşüm hedefi, 2030-2040 arası. Bununla beraber elektrikli araca alternatif teknolojiler de gündeme gelecek. Hidrojen yakıtlı araçlar gibi teknolojiler üzerinde de çalışılıyor. Bunlar geliştikçe piyasada kabul edilebilir ürünler çıkabilecek. Otomasyon ve paylaşımlı araç pazarının büyümesi de diğer başlıklar. Bundan sonra sektörün odağında çevre konusu olacak.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz