Son 6 yıldır Ford Otosan’ın genel müdürlük koltuğunda oturan Haydar Yenigün ile Ford Otosan’ın liderlik sırlarını ve yeni dönem planlarını konuştuk.
Aslı Sözbilir
Ford Otosan 2016 yılında Türkiye’deki toplam araçların yüzde 22’sini, ticari araçların ise yüzde 62’sini üretti. Ticari araçlarda geleneksel liderliğini pekiştirdi ve 2016 yılındaki satış gelirleri bir önceki yıla göre yüzde 9 artışla 18 milyar TL seviyesine ulaştı. Yine geçtiğimiz yıl 3,9 milyar dolar ihracat gerçekleştirerek 2016’da da Türkiye’nin ihracat şampiyonu olmayı sürdürdü. 2016 sonunda çalışan sayısı 10 bin 261 kişiye ulaşan şirket, liderliğini sürdürmekte kararlı. Son 6 yıldır Ford Otosan’ın genel müdürlük koltuğunda oturan Haydar Yenigün, önümüzdeki dönemde stratejilerini “sanayicilik”, “satış” ve “Ar-Ge” üzerine kurduklarını ve bu üç alanda da büyüme beklediklerini söylüyor. Özellikle otonom sürüş, elektrikli/bağlantılı araçlar ve akıllı ulaşım çözümleri üzerine yoğun olarak çalıştıklarını anlatan Yenigün, “Önümüzdeki dönemde odağımız kesinlikle dijitalleşme” diyor. Yenigün ile Ford Otosan’ın liderlik sırlarını ve yeni dönem planlarını konuştuk:
Biz 2010 sonuyla 2014 sonu arasındaki 4 yıllık süreçte 1,6 milyar dolar yatırım yaptık. Bu 1,6 milyar dolarlık yatırım bizim gelecek 8-10 yılda başarılı olmamızı garanti edecek bir yatırımdı. O dönemlerde ihracatımız çok yükseldi, şu an Türkiye’de gerek adet gerekse parasal değer olarak bir numaralı şirketiz. Bu çok değerli bir şey… Ülkenin ticari araçlarının yüzde 62’sini biz ihraç ediyoruz. Ford açısından bakarsanız Ford’un Avrupa’daki ticari araçlarının yüzde 85’ini üretiyoruz. Bu yatırımlarımızdan önce Avrupa’da Ford markasıyla 6’ncı-7’nci sıradaydık. Son 2 yıldır 1 numarayız ve bundan sonra da bunu bırakmaya niyetimiz yok. Özetle 2016 her bakımdan çok başarılı geçti.
Bugün 11 bin kişiyi istihdam ediyoruz. 11 bin kişilik bir aile, 5,3 milyar dolarlık bir şirket değeri… Bu, dünya ölçeğinde de ciddi bir rakamdır. Ürettiğimiz araç kapasitesi diye bakarsanız 455 bin araçlık bir kapasiteden bahsediyoruz. Kocaeli fabrikamızda her gün 1.100 adet araç üretiliyor. Dünyanın 82 ülkesine araç satıyoruz.
En büyük artışı elde ettiğimiz aracımız Transit, yani orta ticari segment. Ürettiğimiz iki orta ticari araçtan biri Custom, özellikle Avrupa’da çok iyi satıyor. Bizi Avrupa’da 1’inciliğe taşıyan da o aracımız. Şirketin cirosu tam olarak 18,4 milyar TL, ihracat cirosu da 3,9 milyar dolar. Ciromuz 16 milyar dolar seviyesinden 18 milyar TL seviyesine çıktı. Bu trend önümüzdeki dönemde de devam edecek, çünkü araçlarımızın kapasitesini artırmak için çalışıyoruz. Örneğin geçtiğimiz ve bu yıl yaptığımız çalışmalar sonucu önümüzdeki yıl daha fazla sayıda Transit’i ihraç edeceğiz. Hem ihracat adedimiz hem de ciromuz artacak.
2016’da toplam 373 bin adet araç sattık. İhracatımız ise 257 bin adet. 2018 yılında bu rakamı 270 bine çıkarmayı planlıyoruz.
~
Müşteriye yakın olan aracı satmak… Yapılan genel hata şudur, siz otomotiv şirketleri olarak çok iyi bir araç yaptığınızı düşünebilirsiniz. Piyasaya çıkarırsınız, ancak müşteri öyle bir araç istemediği için satamazsınız. Aracınız mükemmeldir ama müşterinin istediği araç değildir. Bizim başarımızın altında yatan şey şu; biz önce müşterinin ihtiyacını tam tespit edip, mühendisliğimizi onun üzerine kurarız.
Birincisi büyüme için insan kaynağına ihtiyacınız olur. Büyümek için buna hazır ve içtenlikle kendini adamış bir yönetim ekibine ihtiyaç var. Hemen akabinde de bunu hayata geçirecek teknik altyapısı olan bir ekibiniz olması lazım. Yani şirketin DNA’sı büyümeye uygun mu, ona bakmalısınız. Bizim en kuvvetli olduğumuz kısım budur. İkincisi ortağınızın size güvenmesi lazım, yani size para verecek, yatırım yapmanızı sağlayacak olanları ikna etmelisiniz. Üçüncüsü de tüm bunları yaptıktan sonra ortaya çıkaracağınız ürün pazarda bir değere tekabül etmeli.
Geçmiş dönemdeki artışa bakın, bundan biraz daha fazla miktardaki artışı önümüzdeki yıl da gerçekleştireceğiz.
Bizim yatırımlarımız hiç bitmez. Yatırımlarımızın en düşük rakamı bile her yıl 100-150 milyon Euro civarındadır. Çünkü, ürünlerimize sürekli yenilik katmamız gerekiyor. Dolayısıyla bunlar devam edecek. Önümüzdeki yılın 3’üncü çeyreğinde yeni kamyonumuzu piyasaya süreceğiz, bu çok önemli bir proje. 2003’te bir kamyon yapmıştık, şimdi yeni ve dünya çapında bir araç yapıyoruz. Biliyorsunuz, kamyonda 2011’den itibaren yurt dışına da çıkmaya başladık. Ticari araç satışlarımızın dışında Ford’la kamyonda kendi başımıza 50 ülkeye satış yapmak üzere distribütörlükler veriyoruz ve oralarda organizasyonlar kuruyoruz. Şu anda 27 ülkede varız. Bu sayıyı önümüzdeki yılın sonunda 42’ye, 2020 sonunda 50’ye çıkaracağız. Önümüzdeki yıl iki tane de yeni otomobil lansmanımız var; Focus yenilenecek, Mustang’in 2018 versiyonunu piyasaya çıkaracağız, bir de SUV’nin bugüne kadar Türkiye’de hiç satmadığımız yeni bir versiyonu gelecek. Dolayısıyla 2018 yine yoğun bir yıl olacak. Üretim sayımızı, ihracatımızı ve yurt içi satışlarımızı artıracağız. Dört de yeni ürün lansmanı yapacağız; bunlardan biri bizim ürettiğimiz araç, üçü ithal ettiğimiz otomobiller.
Bizim bir ana işimiz var; sanayicilik ve satış. Son yıllarda buna 3’üncü bir bacak daha ekledik, o da ürün geliştirme, yani Ar-Ge. Stratejimizi bu üçü üzerine kuruyoruz, üçünde de büyüme öneriyoruz. Ar-Ge kısmında otonom kamyon projemizin testleri devam ediyor. Ayrıca Telematics denilen, araçların birbiriyle bağlantılı olmasını sağlayan teknolojiler üzerine çalışıyoruz. 2019 yılı sonu için plug-in hybrid (elektrikli, şarj edilebilir ve menzil uzatma yeteneğine sahip elektrikli araç) projelerimiz var. Sanayicilik tarafında ise üretim artacak. Bunun için yeni bir deklarasyon yaptık, 52 milyon dolarlık bir yatırımımız var. Onunla birlikte 455 bin araca çıkıyoruz. Türkiye’deki satışlar konusunda da yeni ürün sunumlarıyla daha farklı konseptte satış mekanizmaları geliştireceğiz. Yani sadece peşin para ya da banka kredisiyle araç satmaktan ziyade artık dünyada yaygınlaşan dönemsel araç sahiplenme mekanizması diyebileceğimiz “balon ödeme” sistemini kullanacağız. Sistem şöyle çalışıyor; 100 liralık bir araç almak istediğinizi düşünün. Bu 100 liralık araca 30 lira peşin ya da mevcut arabanızı vermenizi istiyoruz. Yüzde 30’unu peşin verdikten sonra ikinci yüzde 30’u 3 yıl sizden almıyoruz. Arada kalan yüzde 40 için ise size kredi sağlıyoruz. Yani siz cebinizde 30 lira varsa 100 liralık bir araba alıyorsunuz, 40 lirasını faizli geri ödüyorsunuz. O 3 yıl bittiğinde arabanızı yeni bir modelle değiştirmek istediğinizde, size aynı mantıkla yeni bir araba veriyoruz. Yani verdiğiniz arabayı yüzde 30’a sayıyoruz. Siz yine yüzde 40’ın faizini ödüyorsunuz ve kalan yüzde 30’u ödemiyorsunuz. Kısaca sizin ilk yatırım maliyetiniz 1/3’e düşüyor, ama biz müşteriyle bir bağ kuruyoruz. Bugün aldığınız bir Focus’u 3 yıl sonra isterseniz Mondeo’yla isterseniz Kuga’yla değiştiriyorsunuz ama cebinizden çıkan nakit aracın sadece yüzde 30’u. Türkiye’de yeni Fiesta’yla bunu uygulamaya aldık. Önümüzdeki yıl bunu artırmayı planlıyoruz.
Elektrifikasyon ve bağlantılı araç (connected vehicles) konusu en öncelikli konumuz. Aynı zamanda şu anda testleri devam etmekte olan bir otonom kamyonumuz var. Şimdilik bir prototip, önümüzdeki 5 yılda onun ticari olarak yollara çıkmasını sağlayacak olan iş planımız hazır. Dolayısıyla en önemli işimiz “otonom kamyon”, “telematics” ve “bağlantılı araç”. Gelecekle ilgili planlarımızdan bir tanesi “mobility service (ulaşım hizmeti)”; Yani insanların özellikle İstanbul, İzmir, Ankara gibi metropollerde bir yerden bir yere nakledilmesini sağlayacak altyapıların kurulması konusu… Bu konuda İstanbul Büyükşehir Belediyesi’yle çalışıyoruz. Evden çıkarken cep telefonunuzla gideceğiniz yeri tarif ettiğinizde her biri farklı ücretlerdeki alternatiflerden bir kombinasyon yapabileceksiniz. Yani daha evden çıktığınız anda sizi Gebze’den Avcılar’a nasıl ulaştıracağımızı tarif eden bir dijital altyapıdan bahsediyorum. Bunun içinde Ford araçları veya bizim kurduğumuz mekanizmalar olabilir, bir kısım belediye araçları da olabilir. Bizdeki adı Smart Mobility Solutions yani akıllı ulaşım çözümleri. Bunun yanında şirkette bir inovasyon çalışması başlattık. Kendi içimizde bir kuluçka merkezimiz var, genç fikirleri orada yeşertiyoruz ve ticari boyuta ulaşıp ulaşamayacağını değerlendiriyoruz. Bunlardan 3 tanesi şu anda ticari şirketleşme aşamasında. Kısaca 5 yıl içinde Ar-Ge’de otonom kamyon, bağlantılı araçlar ve şehirler için ürettiğimiz bu çözümlere yoğunlaşırken bir taraftan da üretimde kaliteyi, verimliliği ve kapasiteyi artıracağız. Önümüzdeki dönemde odağımız kesinlikle dijitalleşme, inovasyon çalışmaları ve akıllı ulaşım çözümleri… Bunlar mevcut işimizi büyütürken ilave olarak yapmak istediğimiz şeyler.
~
“2020’DE ESTONYA VE LİTVANYA’YA GİRECEĞİZ” Doğu Avrupa, Rusya, Afrika, Kuzey Afrika, Sahra altı, Orta Doğu, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri’ni gözde pazarımız olarak sayabiliriz. Bir de Rusya’nın güneydoğu tarafındaki Türk Cumhuriyetleri var. Satış olarak bize en çok memnuniyet veren pazar Doğu Avrupa pazarı. Oradaki satışlarımız gayet iyi, yayılımımızı da devam ettiriyoruz. Bütün bunların yanında bir de Çin’de bir işimiz var;. Kamyonumuzu Çin’deki Jiangling Motor Company (JMC) şirketine lisansladık, gerek motorumuzu gerek kamyonun kendisini orada bizim desteğimizle ve yönetimimizle devreye aldılar. İki hafta önce orada satışlar başladı. JMC’nin her sattığı kamyondan lisans geliri elde edeceğiz. Bu da Türkiye için bir ilktir. 2020 sonunda da Estonya ve Litvanya’ya girmiş olacağız. Yani yayılımı tamamlamak için daha küçük pazarlar var, ama esas hacim yapacak pazarlarda 2017 ve 2018’de gelişim planımız tamamlanacak. |
“ÖNÜMÜZDEKİ 10 YILDA SEKTÖR DE MÜŞTERİ DE DEĞİŞECEK” BÜYÜME BEKLENTİSİ Eğer momentumu değiştirecek bir yıkım gerçekleşmezse önümüzdeki 10 yılda otomotiv dâhil ekonominin canlanması öngörüsü var. Önümüzdeki yıl Amerika’nın faizleri artırması nedeniyle gelişmekte olan ülkeler olarak belki bir miktar durağanlık yaşayabiliriz, ama uzun vadede sektör büyüyecek. TÜKETİM TRENDLERİ İnsanların tüketim alışkanlıkları değişecek. Daha önce “Bir araç almam lazım” diyen insan profili giderek “Nasıl bir şeye ihtiyacım var, problemimi nasıl çözebilirim” sorusuna odaklanacak. Yani müşterilerin profili değişecek. “Araç paylaşımı ve kiralaması artacak. Şehirlerin daha fazla büyümesiyle altyapı ihtiyacı olacak, bunlar da büyümeyi getirecek. ZORUNLU DEĞİŞİM Otomotiv sektörü de akıllı ulaşım çözümleriyle zaten kendini buna entegre edecek. Buna entegre olmayan yaşayamaz. Tüketiciler değişeceği için otomotivcilerin onlardan önce değişmesi ve onlara bir şey sunması lazım. Dolayısıyla otomotiv büyürken formasyonu değişecek. Biz belki araç kiralama veya paylaşım şirketlerine daha fazla araç satmaya başlayacağız. KONSOLİDASYON ÖNGÖRÜSÜ 10 yıl sonra muhtemelen konsolidasyonlar olacak. Bu kadar hızlı değişen bir otomotiv teknolojisi dünyasının bu kadar fazla markayla devam etmesini çok öngörmüyorum. Şu anda Türkiye’de aşağı yukarı 54 marka araç satıyor. Burada bir konsolidasyon olacağını düşünüyorum. Bu konsolidasyon teknolojik kaynaklı olacak. Bizim Ar-Ge konusunda bu kadar çaba göstermemizin altyapısında da bu var. |
RAKAMLARLA FORD OTOSAN
|
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?