Centricus Yönetici Ortağı Dalınç Arıburnu ile finans piyasalarındaki kariyerini, girişimci bir finansçı olarak hedeflerini ve dünyadaki fon piyasalarının yeni seyrini konuştuk...
Nilüfer Gözütok Ünal
Dalınç Arıburnu, global finans piyasalarının çok yakından tanıdığı bir isim. Bankers Trust’ta başlayan kariyeri Deutsche Bank’ta devam etti. 7 yıl Goldman Sachs’ta yönetici ortak olarak görev yaptı, dünyanın en büyük şirketlerinin kritik finansal işlemlerini gerçekleştirdi. Uzun ve başarılı bir finans kariyerinin ardından geçtiğimiz yıl kendi şirketi Centricus’u kuran Arıburnu, 500 milyar doları yönetecek büyük bir girişim sermayesi şirketi olma hedefiyle çıktığı yeni yolculukta kısa zamanda önemli adımlar attı. Şirketin kuruluşunun ilk yılında 15 milyar dolarlık bir varlık fonunu satın aldı. Şu anda bu fonun da yönetiminde olan Arıburnu, hedeflerinin 5 yıl içinde fonun varlıklarını 30 milyar dolara çıkarmak olduğunu açıklıyor. Ancak bu Arıburnu’nun ilk büyük hamlesi değil. Aynı dönemde Goldman Sachs’tan müşterisi SoftBank’in Japon patronu Masayoshi Son’un isteğiyle 100 milyar dolarlık Vision Found’ı hayata geçirdi. Yatırımcıları arasında Abu Dabi ve Suudi Arabistan hükümetlerinin yanı sıra Apple, Qualcomm ve Foxconn gibi dev kuruluşların olduğu bu fon, kısa zamanda elde ettiği bu kaynakla dünya tarihinin gelmiş geçmiş en büyük kaynak yaratma işlemini de gerçekleştirdi. Bu fonla amaçlarının içinde bulunduğumuz teknoloji devrimini değerlendirmek olduğunu belirten Arıburnu,“Hedefimiz teknoloji devriminde sektörleri dönüştürecek şirketleri ya kurmak ya onlara yatırım yapmak ya da satın almak. Bu konuda ne kadar atak olur, ne kadar büyük rol oynarsanız devrim bittiğinde de o kadar büyük olursunuz” diyor. Centricus Yönetici Ortağı Dalınç Arıburnu ile finans piyasalarındaki kariyerini, girişimci bir finansçı olarak hedeflerini ve dünyadaki fon piyasalarının yeni seyrini konuştuk:
Lise eğitimimi Ankara Fen Lisesi’nde tamamladım sonra Bilkent Üniversitesi’nde endüstri mühendisliği okudum. Mühendis olmayı düşünüyordum ama Türk Eğitim Vakfı’nın bursuyla Amerika’ya gidip finans master’ı yapınca finansçı olmaya karar verdim. İş hayatına 1993 yılında Bankers Trust’ın İstanbul ofisinde başladım. 1995 yılında bursumu geri ödeyip Bankers Trust Londra ofisine geçtim. Daha sonra 1999’da Bankers Trust’ı Deutche Bank satın alınca, Deutche Bank’ta çalışmaya devam ettim. 10 yıllık bir çalışma hayatının ardından 2009’a geldiğimizde Goldman Sachs’a yönetici ortak olarak geçtim. Orada da 7 yıl üst düzey yöneticilik yaptım, şirketin Avrupa yönetim kurulundaydım. Bu görevde dünyanın en önemli müşterileriyle çalışma fırsatım oldu.
Bu kararı almamda bankacılık sektörünün yaşadığı gelişmeler etkili oldu. 2008 krizinden sonra bankacılık yavaş yavaş yaratıcı çözümler oluşturmayı bıraktı ve temel işlevlerini yerine getiren bir sektöre dönüştü. Bu durum bankaların çok sayıda düzenleyici reform adı altında ciddi şekilde ellerinin kollarının bağlanmasından kaynaklandı. Gelinen noktada da bankalar artık daha çok piyasalara likidite veren ve daha basit ürünlerle işlerini yapan kurumlar durumunda. 2011-2014 yılları arasında bu gelişme hızlanırken bir yandan da bankalar en önemli yeteneklerini fonlara ve özel girişim sermayelerine kaptırmaya başladı. Çünkü, bankacılığın yeni işleyişi yeteneklere çok basit gelmeye başlamıştı. Bu durum benim için de geçerli... 1993-2010 yılları arasında bankacılık sektöründe yaşadığım heyecanı bir daha yaşamam çok zordu. Çok ciddi bir müşteri profili ve yatırımcı tabanına sahip biri olarak kendi şirketimi yaratmak istedim. Kendime, “Finansal pazarlarda büyük bir oyuncu olabilecek bir şirketi yaratma zamanın geldi” dedim. Her ne düzeyde yönetici olursanız olun, bir gün girişimcilikte kendinizi test etmeniz lazım. Çünkü bir şirket çatısı altında çalışırken hep kafanızda şöyle bir soru oluyor: “Bu başarı benden mi yoksa şirketten mi kaynaklanıyor.” Açıkçası ben yapabileceğimi düşündüm ve “Evet yapabilirsin” diyerek harekete geçtim.
Tek başıma değildim, yanımda eskiden beri güvendiğim arkadaşlarım vardı.
~
Centricus’un hedefi büyük bir girişim sermayesi şirketi olmak. Centricus olarak dünyada 500 milyar dolarlık bir finansal fon yönetimi yaratmak istiyoruz. Hayalimiz bu. Bir Apollo ya da Blackstone bu işi yapabiliyorsa neden biz de yapmayalım diyoruz. Aslında buradaki tez çok basit: Bu tür büyük kurumları kurabilmek için 3 şey çok önemli. Birincisi, dünyada çok büyük bir likidite var ama para bulmak çok zor. Böyle ilginç bir ikilem söz konusu. Para yılların getirdiği güven ve ilişkilerle sağlanıyor. Biz para bulma konusunu çok rahat çözeceğimizi düşünüyoruz. İkincisi iş bulmak. Yani şirket ve fırsat bulmanız lazım. Biz bu konuda da çok iyiyiz. Üçüncüsü de yetenek. Bunların hepsinde iyi olsanız da grubunuzda yetenekli insan olmazsa başaramazsınız. Bu üçgen çok önemli. Bunların birisi olmazsa bu iş olmaz. Biz bu üçgende çok güçlüyüz.
İlk işlemimizi işe başladıktan bir ay sonra geride bıraktığımız eylül ayında gerçekleştirdik. Amerika’da New York merkezli bir fon satın aldık. Bu yaklaşık 15 milyar dolarlık bir varlık fonu yönetimi. Bu fonu şu anda yönetiyoruz. Bu satın alma bizim piyasalara ilk girişimiz oldu. Hedefimiz 5 yıl içinde fonun varlıklarını 15 milyar dolardan 30 milyar dolara çıkarmak ve global bir operasyona dönüştürmek. Şimdi Londra’da Avrupa operasyonuna başlıyoruz, sonra da Asya’ya geçeceğiz. Bu fonun ardından SoftBank’la beraber Fortress Yatırım’ın alımını gerçekleştirdik. Fortress’de Centricus ve Soft- Bank olarak yaklaşık 70 milyar dolarlık bir varlık yönetiyoruz.
Goldman Sachs’ta çalışırken SoftBank benim müşterimdi. Masayoshi Son ile o zamandan tanışıyorum. Masayoshi, geçtiğimiz eylül başında bize çok büyük bir vizyonu olduğunu söyledi. Ardından şöyle devam etti: “Dünya önemli bir devrim yaşıyor. Bu devrimde 10 yılı geride bıraktık, şimdi çok fazla vaktimiz yok. Bundan sonra işler çok hızlanacak. Bu devrimi kaçırmamalıyız. Önümüzdeki 5 yıl içinde çok şey değişebilir. Gelecek 20-30 yılda dünya bambaşka bir dünya olacak, o yüzden yardımınıza ihtiyacım var. Sizin ilişkileriniz ve benim know how’ımla 100 milyar dolarlık bir fon kurup bu teknoloji devriminde çok önemli bir yer almak istiyorum.” Olay öyle başladı. “Biz 100 milyar dolar çok büyük bir para” dedik. Dünyada şu ana kadar gerçekleştirilmiş en büyük fon toplamı 20 milyar dolar. Ama o bu konuda çok inançlı. “Hadi buna inanın ve yapın” dedi. Centricus olarak Softbank ile bir anlaşmaya vardık. Bu anlaşma kapsamında biz fonu toplayıp yapılandıracağız. Ayrıca fonda danışman olarak görev alacağız. Bu anlaşmadan sonra 6 ay boyunca çok sayıda toplantı yaptık ve geçtiğimiz ay 93 milyar dolarla ilk kapanışımızı gerçekleştirdik. Kalan 7 milyarı da ikinci kapanışla muhtemelen ekim ayında gerçekleştireceğiz. Böylelikle dünya tarihinin gelmiş geçmiş en büyük kaynak yaratma işlemi gerçekleşmiş olacak. Umarım bunun teknoloji dünyasına çok büyük faydası olur. Çünkü Masayoshi Son bence dünyanın teknolojideki en büyük vizyoneri.
SoftBank çok büyük bir grup. SoftBank’in kendisi, Abu Dabi ve Suudi Arabistan hükümetleri gibi büyük yatırımcıların yanı sıra Apple, Qualcomm ve Foxconn gibi şirketler de yatırımcılar arasında…
Zor oldu tabii. Böyle bir rakam için kolay oldu desek yanlış olur çok ciddi bir emek harcandı. l Vision Fund’da nasıl bir ortaklık yapısı var? n Vision Fund’ın, Tokyo, Londra ve San Francisco’da ofisleri var. Çok büyük bir organizasyon ve ekosisteme sahip. SoftBank’ın ekosistemini kullanarak yatırım yapıyor.
Fonun amacı, içinde bulunduğumuz teknolojik devrimi değerlendirmek. Hiçbir devrim dünyada sadece 5-10 yıl sürmez. Bu teknoloji devrimi de tamamlandığında 40-50 yıllık bir devrim olacak ve dünya tanınmayacak bir hale gelecek. Bu tür teknolojik devrimlerde kazanan hepsini alır anlayışı vardır. Örneğin şu anda ulaştırma konusunu konuşurken hemen Uber diyoruz. Nasıl kola dediğimizde aklımıza Coca-Cola geliyorsa, ulaştırmada da artık Uber geliyor. Bu da şu anlama geliyor: Uber bu devrimde ulaştırma sektörünün kazananı ve sektörü dönüştüreni. Her sektör için böyle kazananlar olacak. Sonuçta her sektör kendini dönüştürmek zorunda. Dünyanın en büyük şirketleri de bu dönüşümü başlatanlar olacak. Dönüşemeyenler küçük şirketler olarak kalacak. Bizim hedefimiz, dünyada bu teknoloji devriminde sektörleri dönüştürecek şirketleri ya kurmak ya onlara yatırım yapmak ya da satın almak… Bu konuda ne kadar atak olur, ne kadar büyük rol oynarsanız devrim bittiğinde de o kadar büyük olursunuz.
~
Birçok risk sermayesi fonu var. Onlar 1-2 milyar dolarlık fonlar. Onlar, genel olarak her yere ufak ufak tohum yatırımı yapar, yaptıkları yatırımlardan bir tanesi 100 katına çıkar. Risk sermayelerinin iş modeli bu... Biz risk sermayesi değiliz, biz çok büyük bir fonuz. Her sektörde kazanan olmaya aday ve kazanan olma ihtimali büyük şirketlere yatırım yapmak isteriz.
Zaten teknoloji global olmak zorunda. Her sektör dönüşeceğine göre nerede fırsat yaratabilirsek orada olacağız. Herhangi bir kısıtlama yok. Tabii şu anda dünyanın en önemli konusu yapay zeka ve robotlar. Bu nedenle fonun temel yatırım odaklarından biri yapay zeka ve robotlar olacak.
Türkiye’den yatırımcımız yok. Geçenlerde neden Türkiye’den yatırımcı yok denildi. Ama 150 ülkeden daha yatırımcı yok. İlk turda öyle bir fırsat olmadı. Biz ilk olarak SoftBank’in çok yakın olduğu bizim de yakın olduğumuz şirketlerle ilk turu yaptık. Ama ikinci turda tabii ki Türkiye’yi görmek isteriz. Öyle bir şey olursa çok sevinirim.
Bugün dünyada çok ciddi bir likit ve çok büyük fon imkanları mevcut. Aynı zamanda yatırım yapacak çok ciddi sayıda fırsat var. Likidite ve fırsatlar birikiyor… Ama diğer yandan bu ikisini aynı noktada birleştirmek zor.
Fon ya da likidite sahipleri sadece çok uzun yıllardır güvendikleri çok az sayıda kurumla hareket ediyor. Ancak diğer taraftan da dünyada fırsatlar birikiyor. Burada tıkanıklık yaratıyor tabii… O likiditeye ulaşmak kolay değil…
100 trilyon dolarlık bir para fonlar tarafından yönetiliyor.
Dünyadaki para miktarı arttıkça yönetilen fon da büyüyor. Dolayısıyla artış sürecek. Dünyadaki yatırımlar açısından da fonların önemi daha da artacak.
Üzerinde tüm gücümüzle çalışıyoruz. Global Holding ile beraber. Bu tür büyük projeler hemen olmuyor. Önemli bir Hintli grupla ortaklık görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Çalışmalarımız devam ediyor.
~
“GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE NAKİT AKIŞI DEVAM EDECEK” “RAHATSIZLIK KALKTI” Amerika’daki faizlerin kontrollü şekilde artmasıyla bütün gelişmekte olan ülkelerde yaşanabilecek rahatsızlık riski kalkmış oldu. Şimdi piyasalarda çok ciddi bir rahatlık var. Türkiye’de dahil olmak üzere gelişmekte olan ülkelere nakit akışı devam edecek. GÜÇLÜ FONLAR NERELERDE? Dünyada fonların çok büyük bir kısmı Avrupa, Amerika, Çin ve Japonya’da yer alıyor. Bunun nedeni de likiditenin olduğu yerlerin buralar olması. Bu bölgeler sigorta, emeklilik fonları, finans anlamında da oldukça büyük bir hacme sahip. Bu nedenle de likiditeye yön veriyorlar. TÜRKİYE’NİN PERFORMANSI Sadece Türkiye’de değil Brezilya’da ve Hindistan’da da büyük fonlar yok. O yüzden Türkiye’ye özel bir yorum yapmak zor. Ama zamanla tabii büyütecek, emeklilik ve sigorta şirketleri bu büyümenin en önemli bacakları. |
“DEĞİŞİME İMZA ATMAK İSTİYORUZ” “ZEKANIN TANIMI DEĞİŞECEK” Yapay zeka ve robotlaşma gelişince onların yaptığı işleri yapan insanlara gerek kalmayacak. Bu dünya coğrafyası için de çok enteresan bir konu. Çok zeki bir insanın IQ’su için 200 diyoruz. Yapay zeka ile IQ 10 bine çıkacak. Bu durumda 5-10 yıl içinde zekanın tanımı ve fonksiyonu da değişecek. ROBOT İŞ GÜCÜNE DÖNÜŞ Fabrikalarda şu anda ciddi şekilde robot iş gücüne dönüş var. Bu robotlar 7 gün 24 saat çalışıyor. Ucuza çalışıyor ve hata yapmıyorlar. Rekabetçi olmak için insan mı yoksa robot mu kullanılacak? Sözün özü çok enteresan bir dönem geliyor. Olacakları şimdiden kestirmek çok zor. “EĞLENCE VE HİZMET ÖNE ÇIKACAK” Belki Roma döneminde kölelerin yaptığını robotlar yapacak. İnsanlar daha çok vakitlerini eğlenerek ve sanatla ilgilenerek geçirecek. Eğlence, sanat ve hizmet sektörleri öne çıkacak. Bizim için konu bu tabloda sadece para toplamak değil böyle bir 20 yıla girerken yapacağımız yatırımlarla bu değişime imza atmak da istiyoruz. |
“LİMAN VE ENERJİDE GLOBAL İLE BÜYÜYECEĞİZ” “KUTMAN’I 20 YILDIR TANIYORUM” Global Yatırım Holding’in patronu Mehmet Kutman’la hem Deutsche Bank hem Goldman Sachs döneminden itibaren çalışıyorum. Mehmet Bey’i 20 yıldır çok yakından tanıyorum, yıllardır ne tür bir stratejik ortaklık yapabiliriz diye konuşuyorduk. Dostluğumuz çok eskiye dayanıyor. Sonunda kısmet oldu. AİLEMİZE TÜRKİYE BACAĞI Türkiye’de Centricus olarak Global Yatırım Holding’in yüzde 30 hissesini aldık. Biz teknoloji ve finansal hizmetler alanında büyüyoruz ama büyümek istediğimiz diğer alanlar altyapı ve enerji sektörleri. Global Yatırım Holding şu anda dünyanın en büyük liman işletmecilerinden. Ama Global Yatırım Holding’i bir finansal yatırım olarak görmüyoruz. Bu aynı zamanda ailemize bir Türkiye bacağı eklemek gibi… Amacımız bölgesel bir güç olarak beraber büyümek. “BÖLGESEL DÜŞÜNÜYORUZ” Burada yapacağımız işleri sadece Türkiye ile sınırlamıyoruz, bölgesel düşünüyoruz. Liman operasyonunu daha da çok büyütmek istiyoruz. Ayrıca Global Yatırım Holding bizim de desteğimizle temiz enerji işinde de yöresel olarak daha çok büyüyecek. Hem liman hem temiz enerji işi bizim için çok önemli. Global Yatırım Holding ve Centricus liman ve enerji konusunda beraber büyüyecek. Bu büyüme hem organik hem yeni satın almalar şeklinde olacak. |
DALINÇ ARIBURNU’NUN YATIRIM STRATEJİSİ
|
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?