Grignon’un anlatımıyla “İyi bir insan değildi ama olağanüstü yetenekliydi”dediği Jobs’ı efsane yapan özellikler…
Aslı Sözbilir
asozbilir@capital.com.tr
Hepimiz zaman içinde o “beyaz elma”nın büyüsüne kapıldık. Önce Apple Mac’lerin, iPod’ların sonra iPhone ve iPad’lerin peşine düştük. Parmaklarımızı ekranın üzerinde gezdirmeyi o kadar çok sevdik ki yeni modeller için mağaza kapılarında geceledik. Çünkü çok devrimci ve çok havalıydı. Üstelik kullanımı çok kolaydı. Çünkü Apple’ın efsane CEO’su Steve Jobs, ilk defa teknolojinin değil kullanıcı deneyiminin ve isteğinin şekillendirdiği ürünlerin peşine düşmüştü. O kadar başarılı oldu ki markanın temel ürünü sayılabilecek iPhone bugün tüketiciler için tam bir arzu nesnesi haline geldi. Peki, Jobs’ı bu denli başarılı kılan neydi? Apple’a 1995’te katılan, iPod ve özellikle iPhone’un tasarımındaki çekirdek takımda yer alan Andy Grignon, onu eşsiz yapan özelliğin müşterileri anlama ve ürünü pazarlama yeteneği olduğunu söylüyor. Onun hakkındaki dedikoduları “İyi bir insan değildi” diyerek yorumlarken bir yandan da “en iyileri seçip sonuna dek zorlamasının” onu başarılı kılan özelliği olduğunu söylüyor. Bugün Silikon Vadisi’nde Apple’ı fenomen yapan kültürü en iyi temsil eden kişi olarak tanınan Grignon ile markanın başarı macerasını ve her yönüyle Steve Jobs’ı konuştuk. İşte sohbetimizden satırbaşları:
Aslında her şey iPod’la birlikte başladı. En popüler olduğu zamanlarda dünya çapında o kadar çok iPod satıyorduk ki satmanın yeni bir yolunu bulmak zorunda kaldık. Çünkü, dükkânlarda hizmet verebileceğimiz müşteri sayısı sınırlıydı. O noktada Apple mağazalarında gördüğünüz modele geçildi. Sonra iPhone piyasaya girdi. Telefon olarak bakarsanız yeni bir ürün değildi ama parmakla kullanmayı, internet tarayıcısını ve telefonu bir araya getirmesi açısından yeni bir üründü. Bu da Apple’ı şu anda olduğu pozisyona yükseltti.
Bence olay detaya ve kullanıcı tecrübesine özen göstermekle başladı. Steve Jobs, ürünlere müşterilerin istediği özellikleri eklemekte çok başarılıydı. iPod, ilk çıkan portatif müzik çalar değildi. Zaten bir sürü vardı, ama hiçbiri bir işe yaramıyordu. Bir sürü özelliği vardı ama Apple sadece kullanımı değil, tüm tecrübeyi basitleştirdi. Sonra da Steve yaptığı en iyi işi yaptı ve ürünleri erişilebilir hale getirdi. Kimse iPod’da 5 gigabit hafıza olduğuyla ilgilenmeyeceği için onlara “Buna 1.000 şarkı koyabilirsiniz” dedi. Ürünlerin özelliklerine bir pazarlama mesajı ekledi ve bu kesinlikle Apple’ın başarısının en büyük nedenlerinden biri oldu.
Onunla 5 yıl çalıştım. Hiçbir zaman onunla beraber çalışmazdınız, onun için çalışırdınız. İş arkadaşı değildik, ben onun çalışanıydım. Güç dengesi “Ben ne dersem o olur” şeklindeydi ama insanlar bu dengeyi değiştirebileceklerini bilirdi. Ona “Bence bu doğru değil, bu imkânsız” diyebilirdiniz ama çoğu kişi bunu yapmazdı. Dürüst olmam gerekirse insan olarak iyi biri değildi. Çalışanlarına eziyet ederdi. Bana bir sürü küfür etmiş, şirketini batıracak olmamla itham etmiştir. Normal bir günde bunların hepsini söylerdi. Ama etrafına topladığı insanlar olarak hepimiz birbirimize benzer bir düşünce yapısına sahiptik. Steve’in bir projede başarısız olduğumuzda bizi kötü hissettirecek bir gücü yoktu, çünkü biz zaten bunu kendimize yapıyorduk. Ancak Steve yeteneği fark etmekte olağanüstü iyiydi. Her zaman en iyisini isterdi, sınırları zorlamaktan çekinmezdi, takımları zorlardı, özellikle de yönetici tayfasını. Ben de o zamanlar birkaç takımı yönetiyordum ve onları epey zorlardım. Steve böyle insanları bulmayı iyi bilirdi. Öldüğünde kötü hissettiğimi söyleyemem. Tabii ölümü sektör için bir kayıptı. Sonuçta Apple ürünleri olabilecekleri kadar iyi değil artık…Steve yöneticilerini zorlamayı ve yeni ürünler yaratmayı iyi bilirdi. Bunu da çok yaratıcı bir insan olduğu için değil, kimi dinleyeceğini iyi bildiği için yapabilirdi. Apple çok yaratıcı bir şirkettir ama herkesi dinlerseniz gürültüden hiçbir şey yapamaz hale gelirsiniz. Doğru insanlardan iyi fikirler dinlemeyi bilirdi ve sonra da bu fikirleri bir ürün haline getirirdi. Kısacası olağanüstü yetenekliydi.
~
Steve Jobs’ın bir yönetici olarak güçlü ve zayıf yanları nelerdi?
Zayıf yanları düşüncesizliği, kabalığı ve aceleciliğiydi. Birden aklına bir fikir gelir, herkesi o konuda çalıştırır, sonra da hiçbir şey olmamış gibi o fikirden vazgeçerdi. Güçlü yanları ise pazarlamayı bilirdi ve pazarın ihtiyacı olan ürünü herkesten iyi tahmin ederdi. Bu özellik onun en eşsiz ve güçlü yanıydı. Herkesin bildiği “medyanın gerçeği bozabilme gücü” adını verdiği bir özelliği vardı. Bir davette konuşma yaptığında en sıkıcı üründen bile bahsetse dinleyicileri heyecanlandırıp, “Vay be gördüğüm en iyi ürün bu” dedirtebilirdi. Dinleyiciler konuşma esnasında alkışlar, bağırır, ayağa fırlardı. Neredeyse dini bir tören izlemek gibi olurdu, ama sonra dışarı çıkıp olayın üzerine düşünme fırsatı yakaladıklarında “Ya bu o kadar da müthiş bir şey değil aslında ama satın alacağım” derlerdi. Etrafındakileri başka hiçbir teknoloji liderinde görmediğim bir şekilde heyecanlandırma yeteneğine sahipti.
Kesinlikle hayır. İlk iPhone’u yarattığımızda Steve bir karar aldı ve “iPhone için dışarıdan program yazılmasına hiçbir zaman izin vermeyeceğiz, bu ürünün birinci işi telefon konuşması” dedi. “Dışarıdan bir programcının bizim için aplikasyon yazmasına izin verirsek telefonumuz çökebilir ve birinci hedefimize ulaşamayabiliriz” diyordu. Bu konuda ilk zamanlarda çok kararlıydı. Apple mobile uygun web sayfaları yazılması için bir programcı platformu kurduğunda programcılar bunun yeterli olmayacağını haykırdı ve o zaman da Steve gerçek bir yazılım platformuna izin verdi. Böylece de uygulama ekosistemi ürünün bugünkü durumuna gelmesine uygun hale geldi. iPhone sadece bir telefon değil, Facebook, Twitter ve Snapchat gibi şirketlerin iş modellerinin kaynağı oldu. Böylece de tamamen yeni bir ürün halini aldı. iPhone’un çok başarılı olmasının sebebi yazılımcıların, kullanıcıların yepyeni şeyler yapmasına imkân veren programlar yazmasıydı. İnsanlar sevdikleri bir uygulama indiriyor ve bu onların platforma tekrar tekrar dönmesini sağlıyor.
Bence iPhone ve dolayısıyla iPad’le tamamen yeni bir ürün sınıfı ortaya çıkardık. Bu da insanların laptoplar gibi geleneksel ürünlerden uzaklaşmasını sağladı. Bugün bir uçağa sadece bir iPad’le binebilir ve laptopunuzu açmadan işinizi halledebilirsiniz. Microsoft Word’ü artık iPad’inizde kullanabiliyorsunuz, artık laptopunuza ihtiyacınız yok. Bence temel değişimlerden biri bu. Yaptığı bir diğer şey de kişiselleştirmeyi tamamen yeni bir seviyeye çıkarmış olması. İnsanlar iPod’la böyle hissetmeye başladı, iPod’lar sizin müziğinizi çalan bir cihazdı ve müzik sizin olduğu için de iPod’unuz sadece sizindi. iPhone bunu daha da ileri taşıdı; sizin uygulamalarınız, sizin arkadaşlarınız, sizin iletişim kurma biçiminiz gibi. Telefonunu kaybeden birinin yüzündeki dehşet ifadesine bakın. Bu sadece 700 dolarlık bir şeyi kaybettikleri için olmuyor. Sonuçta tüm hayatları o telefonun içinde. Bu bazı insanlar için bir travma. Telefonunuzdan bir saat bile ayrı kalamıyorsunuz çünkü ona kişisel olarak bağlanmış durumdasınız.
Apple’ın piyasaya sürdüğü ürünlerin birçoğundan hiç etkilenmedim. Apple’ın saatini en çok eleştirenlerden biriyim. Bende de var ama sevmiyorum ve hangi problemi çözdüğünden emin değilim. Yeni Macbook Pro da ana müşteri kitlelerini artık anlamadıklarını gösteren bir örnek. Pazarları ne, bu ürünler kimin için, neden üretiyorlar bilmiyorlar. Steve’in şirkete kazandırdığı yetenekler bunlardı. Olaya diğer yanından bakarsak da Apple’ın kârı rekor kırdı, neden? Çünkü şu andaki CEO Tim Cook, operasyondan müthiş iyi anlıyor, muhtemelen sektörde kâr marjlarını artırmayı en iyi bilen isim. Operasyonel sorunları çözüyor, daha fazla ürünü piyasaya sürüyor. Öte yandan kanımca ilham vermek, pazarı anlamak, doğru ürünü bulmak, takımı zorlayarak insanların umursayacağı ürünler geliştirmek gibi işlerde çok iyi değil. Tüm bunlara rağmen Apple yıllarca üst üste sıradan ürünler piyasaya sürse bile başarılı bir şirket olmaya devam edecek, çünkü insanlar yeni telefon alırken alıştıkları sistem olduğu için iPhone alacak, telefon sınıfının en iyisi olsun veya olmasın…
~
Şu anda Apple kadar devrimci ve havalı olabilecek bir marka var mı, emin değilim. Apple kadar küresel benimsenen bir şirket olabilir mi? Silikon Vadisi, Musk’ın arabaları Tesla’larla dolu. İnsanlar bu konuda heyecanlı ama hala küresel bir fenomen değil. Sanırım böyle bir şirket yok, birinin bu şirketi kurması gerek.
Şu anda kulağa çılgınca geliyor olabilir ama böyle şirketlerin Asya’dan çıkması beni şaşırtmaz. Asya’dan gelen birçok ilginç ürün var, sadece arabalar değil, sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik… Bence gelecekte bunlar çok önemli olacak. Sanal ve artırılmış gerçekliğin gelecekte ne kadar önemli olacağını anlatamam. Yeni telefonumuz o olacak. Bundan tamamen eminim. Yaptığımız her şeyi temelden değiştirecekler. Örneğin bu röportajı yaparken bir yandan da benim eski tweet’lerim gözünüzün önünden geçecek. Daha bunların olmasına 5 yıl var ama bu işi gerçekten çözebilen şirket geleceğin Apple’ı olacak.
Sadece Steve’den değil, birçok insandan dersler aldım. Tony Fidell, John Rubinstein ve Scott Forest gibi. Nasıl takım ve insan yönetileceğini öğrendim. Bu hem bir bilim hem de bir sanat. İnsan yönetmek, bir takımdan olabilecek en iyi performansı almak, doğru insanları işe alıp onları zorlamak öğrendiğim derslerin en büyüklerinden birkaçı... Kaç kere birisini işe alıp doğru kişi olmaması yüzünden kısa sürede işten çıkardığımızı hatırlamıyorum. Kültürel olarak uygun değillerdi, Apple’ın misyonuna uygun değillerdi. “Bu insanı işe almak için bu kadar para ve zaman harcadık, bu kişiyi uygun hale getiremez miyiz” sorusunun cevabı da “Hayır, bu tip insanlar ortamı zehirleyebiliyor ve onu orada tutamazsınız.” İnsanları motive etmek gerçekten çok zor. Steve bire birde iyi bir motivasyon sağlayıcı değildi ama ilham vermeye çalıştığı bir grup insanı gece gündüz çalıştırmak konusunda bir numaraydı. Öğrendiğim derslerden biri buydu.
Bu kadar büyük ve başarılı şirketler bir gecede çökmez, genelde uzun vadede kötüleşir. Apple artık yeni iPhone yapmasa bile 15-20 yıl daha piyasada kalabilir. Google’ın hala hızla yayıldığı varsayılıyor ama ben buna emin değilim. 10 yıl sonra Google tepede olmasa buna şaşırmam. 10 yıl önce AOL’un nasıl önemli bir oyuncu olduğunu düşünün, artık yok. Keza Yahoo da… Facebook’un ana ürünü 10 yıl sonra da bu kadar yaygın olacak mı emin değilim ama bir süredir değişik konulara ciddi yatırımlar yapıyorlar, bu nedenle ilerde de anlamlı olacaklar. Apple’ın da ileride var olacağını düşünüyorum. Ama eğer böyle yenilik yapmamaya devam ederlerse bir sonraki Microsoft olma riskleri var.
~
MUSK VE NADELLA İLHAM VERİCİ LİDERLER BENZER GARİPLİK Elon Musk, hem teknoloji açısından hem de ilham vericilik açısından çok iyi. Onda da Jobs’da olan bazı garip psikolojik özellikler var. Birçok insan Musk’ı da iyi bir insan olarak tanımlamıyor ama tek başına elektrikli arabaları kitlelere ulaştırdı. Uzay gemileri var, birçok ilham verici ürüne sahip. Motivasyonları çok yüksek takımları var ama o da onları sonuna kadar zorluyor. Yani Musk ve Jobs arasında çok benzerlik var. DEĞİŞİMCİ LİDER Belki Microsoft’taki Satya Nadella da sayılabilir. O kadar ilham verici mi bilmiyorum ama o da değişimci bir lider oldu. Microsoft’un havalı bir şirket olarak anılabileceğini veya herhangi ilginç bir ürün üreteceğini hiç düşünmezdim. Ama şu anda Microsoft’un bazı alanlarda Apple’ın önünde olduğunu düşünüyorum. Örneğin Hololens daha kitlelere pazarlamak için uygun değil ama fazlasıyla riskli ve cesur bir ürün. YENİLİKÇİ KÜLTÜR Yeni Surface modelleri de aslında müthiş, bence Apple’ın Macbook’undan iyi. Hayatı boyunca Apple ürünleri kullanan biri olarak Surface’a geçmeyi düşünüyorum. Ne garip değil mi bu ama bunun başarısının çoğu Satya’ya ait, Microsoft’un kültürünü değiştirdi ve çok daha yenilikçi hale getirdi. Elon Musk’ın uzay gemileri ve elektrikli arabaları kadar havalı değiller ama takip edilmesi gereken bir şirket haline geldiler. PICHAI FARKI Google’daki Sundar Pichai de bir diğer önemli lider. Google’ın biraz odağını kaybettiğini hissediyorum. Bir sürü ürünleri var ama özünde Google hala bir reklam motoru, iş modelleri hala reklam. Facebook da aynı, bir milyar kullanıcıları var, yapay gerçeklikle alakalı ilginç şeyler yapıyorlar, ama işin sonunda onlar da bir reklam şirketi. Kısaca bir numaralı lider Elon Musk, arkasından da Satya Nadella geliyor. |
10 YIL SONRAKİ "BÜYÜK ŞEY" ARTIRILMIŞ GERÇEKLİK KORKUTUCU ZEKÂ Bir sonraki “büyük şey” 5 yıl sonra sanal ve artırılmış gerçeklik olacak. 10 yıl sonra ise şu anda telefonların olduğu kadar yaygın olacak, bu derece benimsenecek. Ufuktan görünen şu ki, yapay zekâ o kadar gelişti ki neredeyse korkutucu hale geldi. 10 yıl sonra insan zekâsından ayıramayacağımız kadar gelişmiş yapay zekâ olacak. Bir teknoloji insanı olarak bunu hem korkutucu hem de heyecan verici buluyorum. EKONOMİNİN YÖNÜ Yapay zekânın ekonomiye derinden bir negatif etkisi olacak, çünkü işleri insanların yerine yapar hale gelecek. Bunu yaratan bizlerin dikkatli olması gerekiyor, çünkü yapay zekâ yüzünden bir anda milyonlarca insanın işsiz kalması kabul edilebilir bir şey değil. Pozitif olarak da daha önce görmediğimiz kadar büyük ölçekler göreceğiz.. İŞSİZLİK TEHDİDİ Kurumsal açıdan verimlilik seviyeleri inanılmaz artacak. Mesela eskiden 25 bin kişiyle işlettiğiniz bir müşteri hizmetleri merkezini artık hiç insan kullanmadan sadece yapay zekâya sahip makinelerle daha iyi işletebilir olacaksınız. Bu şirketler için çok iyi. Kişisel açıdan ise 25 bin kişiyi işsiz bırakmış olacaksınız. İşler her iki yöne de gidebilir. |
STEVE JOBS'DAN NELER ÖĞRENDİM? BAŞARISIZLIK DERSİ Steve bana nasıl başarısız olunacağını öğretti. Herkes sadece ürünün son halini görür, insanların görmediği o ürünü yaratırken yapılan denemeler ve değişikliklerdir. O esnada birçok başarısızlık yaşanır. Kimse bundan bahsetmez, “Bu ürünü de amma uzun zamanda geliştirdik” demez. Steve’in temel yeteneği neyin mümkün olduğunu, belki biraz daha ötesini anlayıp gelecekte neyin son teknoloji olacağını tahmin etmekti. İSABETLİ TAHMİN Bunun için insanların o zaman nasıl bir kafa yapısına sahip olacağını tahmin edebilmeniz gerekir. Steve bunu devamlı doğru tahmin edebiliyordu. Bu bir bilim olduğu kadar sanat da… Bilim tarafı doğru insanları dinlemek, tedarikçilerden ne tür parçaların piyasaya sürülmek üzere olduğunu öğrenmek. Müşterinizin iki yıl sonraki kafa yapısını, rekabetin nasıl olacağını, ürününüzü neden satın alabileceklerini bilebilmek de sanat kısmı ve bu da sonsuz değerli bir ders. DOĞRU SORULAR Bunu onu çalışırken izleyerek, sorduğu soruları takip ederek öğrendim. Attığı fırçaları da isterseniz iyi bir amaçla kullanabilirsiniz. Etrafta herkes gülüyor ve “İşler iyi” diyorsa demeniz gereken şey “Saçmalamayın, bu imkânsız” olmalı. Teknoloji işinde yöneticilerinizi bir masa etrafına toplayıp her birine “Donanım nasıl, yazılım nasıl gidiyor” gibi sorular sormak çok yaygındır. Herkesin her şey iyi dediği ve sonunda da Steve’in “Hayır, hiçbir şey iyi değil” dediği birçok toplantı hatırlıyorum. YARATICI ÇATIŞMA “Milyonlarca ürünü piyasaya sürmek zorunda olan milyar dolarlık bir şirkette işler hiçbir zaman yolunda olamaz. Bana yalan söylemeyin” derdi. Bunu kısmen insanlar arasındaki sorunları ortaya çıkarıp öğrenebilmek için yapardı. Böylece bu insanlarla bire bir ilgilenebilirdi. İnsanlar herkesin içinde Steve tarafından bağırılmak, küfredilmek istemediği için böyle yapardı. Sorunlarla hemen o anda ilgilenmek isterdi. Bir miktar çatışma iyidir ancak böyle en iyi ürünleri yaratırsınız. |
ANDY GRIGNON'UN GÖZÜNDEN 10 MADDEDE STEVE... Jobs’un başarısı, detaya ve kullanıcı tecrübesine özen göstermekle başladı. Ürünlere müşterilerin istediği özellikleri eklemekte çok başarılıydı. Apple, Job sayesinde sadece kullanımı değil tüm tecrübeyi basitleştirdi. Ürünlerin özelliklerine bir pazarlama mesajı ekledi. En büyük başarısı, bu iyi fikirleri bir ürün haline getirme becerisiydi. Pazarlamayı bilirdi ve pazarın ihtiyacı olan ürünü herkesten iyi tahmin ederdi. Hiçbir zaman onunla beraber çalışmazdınız, onun için çalışırdınız. Sınırları zorlamaktan çekinmez, her zaman en iyisini isterdi. Herkesi dinlemezdi. Ancak doğru insanlardan iyi fikirler dinlemeyi bilirdi. Bire birde iyi bir motivasyon sağlayıcı değildi. İlham verdiği insanları çalıştırmakta bir numaraydı. |
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?