Başarım odaklanmada

Eray Kapıcıoğlu’yla Türkiye’nin ilk branş hastanesini nasıl yarattığını ve sektörde yarattığı ilkleri konuştuk

1.01.2013 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Başarım odaklanmada
Dünyagöz, Türkiye’nin ilk branş hastanesi. Gözün tüm alanlarında, farklı yüzlerce tedavi yöntemiyle dünyada 18 ayrı noktada hizmet veriyor. 1.500’e yakın çalışanı, 150 göz hekimiyle yurtiçinde 14, yurtdışında da 4 ayrı noktada faaliyette bulunuyor, Türkiye’nin ilk branş hastanesinin kurucusu ise aslında kariyer hayatına inşaat sektöründe başlamış bir girişimci olan ERAY KAPICIOĞLU, Kapıcıoğlu, bugünlere gelmesinin tesadüf olmadığını söylüyor. Türkiye’de branş hastanesi alanındaki boşluğu görerek yatırım yapmasının akılcı bir hamle olduğunu belirtiyor. Sektörde pek çok ilke imza attıklarına değiniyor ve “Doğru ekiple işe başladık. En önemlisi çok çalıştık. Altyapıyı ve operasyon iş akışlarını oturtup hasta memnuniyetini ilke edindik. İnandığımız için başardık” diye konuşuyor. Dünyagöz Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Eray Kapıcıoğlu’yla Türkiye’nin ilk branş hastanesini nasıl yarattığını ve sektörde yarattığı ilkleri konuştuk:

Tam hizmet dönemi değildi
“İstanbul Fulya’da otel olarak inşa edilen bir binayı, doktor arkadaşlarımın tavsiyesiyle hastaneye çevirerek sağlık sektörüne ilk adımı 1994 yılında attım. Sektördeki ikinci hamlemi ise Avrupa Hastanesi’ni kurarak yaptım. Ancak o dönemde, tam hizmet hastanesi düşüncesi zihnime pek oturmadı. 1994’te Avrupa Hastanesi’ni Florence Nightingale Grubu’na sattım. Bir branş hastanesi üzerinden büyümenin daha rasyonel olacağına karar verdim. Türkiye’de özel bir göz hastanesi olmadığını tespit ederek 1996 yılında Türkiye’nin ilk branş hastanesini Levent’te kurdum. Kısa zamanda sağlık sektöründe Türkiye’de benzeri olmayan bir yapıyla başarı basamaklarını tırmandık. Öyle ki bugün Avrupa’da bile eşi olmayan 18 noktadaki hastaneler zincirine sahibiz.

İlk büyüme hamlesi
İlk büyüme hamlemizi, 2004 yılında Ataköy’de hizmete açtığımız akıllı binamızla yaptık diyebilirim. Aynı zamanda İstanbul’da farklı bölgelerde, ardından da yurtiçinde değişik illerde büyümeye, daha geniş coğrafyalara yayılmaya başladık. Bu işte öncelikle hedefimizi doğru koyduğumuzu düşünüyorum, Sağlığın her alanı yerine tek bir alana odaklanarak farklılaşmayı tercih ettik. Kaliteden asla taviz vermedik, Yola çıkarken hastanemize gelen ister SGK’lı ister özel sigortalı olsun, son teknolojiyle hastalarımıza hizmet vermeyi ilke edindik. Halen bu ilke doğrultusunda hareket ediyoruz, Sürekli yenilenen eksiksiz bir teknoloji kullanıyoruz. Kuruluşumuzdan sonraki büyüme ivmemize gelirsek 2009 yılına kadar yılda 1 hastane açıyorken şimdi yılda 2, hatta 3 hastane açmaya başladık.~

İlanla hastane aldık
Hastane alımlarıyla ilgili çok farklı bir model izledik. İlanlar verdik. Biliyorsunuz mevzuat gereği her istediğiniz yere hastane açamıyorsunuz. Ruhsat ve benzeri belli kriterler var. Biz reklamın erişim gücüne inanan bir markayız. Bu yaklaşımımızla da bir hayli geri dönüş aldık. Yurtdışı planı da sağlık sektörüne adım attığımız ilk günden bu yana aklımızdaydı. Yurtdışındaki halkımıza hizmet vermek amacıyla teşhis ve tetkik amaçlı ilk merkezimizi, 2004 yılında Amsterdam’da hizmete açtık. Burada yoğun bir ilgiyle karşılaştık ve bu potansiyeli görünce yurtdışına açılmanın hem grubumuza hem de ülke sağlık turizmine katkısı olacağına emin olduk. Ardından Frankfurt, Köln ve Londra ön muayene kliniklerimizle Avrupa’da hizmet vermeye başladık. 15 yılda toplam 250 bin yabancı hasta, Dünyagöz hastanelerinde tedavi oldu.

Hayal değildi
Doğru bir ekiple işe başladığımı düşünüyorum, çok çalıştık. Altyapıyı ve operasyon iş akışlarını oturtup hasta memnuniyetini ilke edindik. İnandığımız için başardık, karşılaştığımız zorluklar varsa da bize hep çok hafif geldi. Bugünlere gelmemiz benim için bir hayal değildi. Bilerek, planlayarak ve hep birlikte çalışarak bugünlere geldik. Yurtdışı hedefimizi de daha ilk günden ortaya koymuştuk zaten. Öyle ki adımıza ‘Dünya’yı ekleyerek bunu hem kendimize hem de tüm sektöre kanıtladık. Branş hastanesi olma fikri, gerçekten iyi bir fikirdi. Uzmanlığı sadece göz olan bir hastanenin doğru ve yerinde bir karar olduğunu düşünüyorum. Tabii sadece bu da değil, bir hastaneyi hastane yapan, içindeki değerlerdir.

Girişimci liderim
Benim çalışkan ve girişimci bir liderlik anlayışım var. Başarılı çalışanların önünü açan vizyoner bir yapıya sahibim. Gelişmelere çok açığım, bünyemde çalışan ve gelişmek isteyen kişiler için mutlaka imkan yaratırım. Küçük düşünmek bana göre değil, yanımda çalışanların da hep büyük düşünmelerini ve ortaya farklılık koymalarını beklerim. Kararlarımı tek başıma almam, güvendiğim ekip arkadaşlarımın mutlaka fikirlerini alırım. Yaptığım her işin, her başarının bir ekip işi olduğunu bilirim. Bilinçli olarak girdiğim riskleri seviyorum. Yanımdakilerin de aynı cesareti taşımasını isterim. İkinci defa tekrarlanan hatadan pek hoşlanmam, çünkü bu benim için hata olmaktan çıkar. Mükemmeliyetçiyim ve biraz inatçıyımdır. Hep daha iyisini hedeflerim ve bugünde kalmam hep önüme bakarım.~

Pek çok ilke imza attık
Sektörde yarattığımız pek çok ilk de mevcut. 10 milyon Euro’luk yatırımla Dünyagöz Frankfurt ile yurt-dışında tamamen Türk yatırımı olan ilk cerrahi merkezini biz açtık. Dünyagöz Hastaneler Grubu olarak bugün, Türkiye’de 14 yurtdışında 4 ayrı noktada hizmet veren dünyanın en büyük göz hastanesi zinciriyiz. Grubumuz bugün itibarıyla günde 600 ameliyat, 4 bin poliklinik kapasitesine sahip. Göz tedavisinde her alanda ilkleri biz sunuyoruz. Dünya ile eş zamanlı olarak göz sağlığı alanındaki tüm yenilikleri şubelerimize getiriyoruz. Buna en son ve en güzel örnek, kamra ya da femtosaniye lazerle katarakt teknolojileri ile yapılan tedavilerimizdir. Kısacası nerede göz ile ilgili yeni ve güvenilir bir teknoloji varsa biz oradayız.

"RİSK BAŞARI GETİRİR"
Branşlaşmanın olmadığı bir ülkede Dünyagöz gibi bir yatırıma kalkışmam belki bir risk gibi görülebilir. Ancak mevcut durumu ben hiçbir zaman bir engel olarak görmedim. Bana göre başarı ve risk ters orantılıdır. Yani göze aldığınız riskler, büyük başarıları beraberinde getirir. Ancak biz riski en aza indirmek için çok iyi göz hekimi birkaç arkadaşımla bir araya gelerek fizibilite yaptık ve tespit ettik ki Türkiye’de böyle bir boşluk var.

DÜNYADA BENZERİ YOK
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Yurtdışından hiçbir modelden esinlenmedim. Hatta bugün Avrupa’da dahi bizim esinlenebileceğimiz ve sadece göz üzerine uzmanlığı olan bu modelde bir altyapı yok. Hastanemizi ziyaret eden yabancı sağlık profesyonelleri de donanım ve altyapıyı görünce şaşkınlıklarını dile getiriyor. Uzmanlık ve branşlaşmanın önemine inandık ve sağlıkta yurtdışında bağımsız otoritelerin kurduğu üst düzey denetleme ve kalite sistemlerini yakından esas aldık. Hatta bu sistemler, bizi de denetledi ve sunduğumuz hizmet kalitesini beğenip bizi akredite ettiler.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz