Belli sektörler rekabet dışı kalıyor

Kale Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Bodur Okyay’ın sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle...

19.07.2016 15:19:250
Paylaş Tweet Paylaş
Belli sektörler rekabet dışı kalıyor
Kale Grubu, Türkiye’nin önemli sanayi gruplarından biri. Sanayinin arka plana atıldığı, üretimin düştüğü günümüzde grubun kaptanı Zeynep Bodur Okyay, “İnatla sanayide büyüyeceğiz” diyor. Okyay’ın 2016 ajandasında ise “yeni sanayi devrimi” var. Var oldukları tüm sektörlerdeki üretim süreçlerini modern teknolojiyle uyumlu hale getirerek dünyadaki değişimi yakalamaya çalıştıklarını anlatıyor. Grubun ana konusu olan inşaat malzemeleri sektöründe İtalya dışında da yurtdışı yatırımları ve işbirliklerini artırmayı hedeflediklerini söylüyor. Yeni girdikleri gayrimenkul geliştirme alanının “kendi tasarruflarındaki yerlerin değerlendirilmesinden ibaret” olduğunu dile getiriyor. Savunma ve havacılık ise Kale Grubu’nun en iddialı alanlarında biri… Okyay, bu alanda “milli projelere” odaklandıklarını söyleyerek, “Hedefimiz katma değerimizi artırmak. Tasarlayıp, tasarladığımızı üretmek için çalışıyoruz” diyor. Şu anda Roketsan’la birlikte SOM füzelerinin motorunu üreten grubun hedefinde fan, turbo fan gibi daha büyük motorların üretimi var. Okyay, “Kale Arge tarafında da uçak motorunun testlerini yapıyoruz. Arzumuz bundan sonra motor tasarımında, teknolojisinde ve üretiminde büyümek” diyor. Kale Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Bodur Okyay’ın sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:
* 2015 sizin için nasıl geçti?
 İnşaatta fena başlamadık, iyi gittik ama sonra Türkiye’nin girdiği bu haziran sonrası dönemde çok sıkıntı oldu. Özellikle bizim AMEA (Afrika, Ortadoğu, Avrasya) dediğimiz gelişen pazarlarda, petrol fiyatlarının düşmesi, dünyada yaşanan malum kaos oraları çok etkiledi. Dolayısıyla ihracat bütçelerinde o ülkelerdeki ya güvenlik sorunu ya da güvenlikle beraber ekonominin de çökmesi nedeniyle planların biraz gerisinde kalındı. Yine de tahminimizden iyi kapattık. Ama daha iyi bir beklentimiz vardı, o pencere biraz kapandı. İhracat anlamında böyle bir sorunumuz var. İç pazarda güven endeksi yükseldi. Biz de 1 Kasım’dan sonra bunu hissettik. Bunun sürdürülebilir olması bizim için önemli. İnşaatta beklentimiz, biraz daha daralma yönündeydi. Şu anda o kadar hissetmiyoruz ama çok da optimist değiliz. Buna göre de 2016 için gerekli önlemleri aldık; bütçeyi yaparken 2015 tecrübesiyle biraz daha konservatif davrandık.
* Şimdiye kadarki gelişmelerle 2016 nasıl gidiyor?
 2016’nın ilk 3 ayında aslında bütçeyi tutturuyoruz. Sadece belli segmentlerde sıkıntı var. Ama konservatif bir bütçe yaptık. Çünkü yılın ikinci yarısından sonraki dalgalanmaları gördük ve dünya anlaşamadığı için bölgede bir açılımın da olamayacağını anladık. Cirosal büyümeden ziyade daha çok kârlılık anlamında hedeflerimizi tutturma yönünde bir strateji izliyoruz. Çünkü bu tür dönemlerde büyüme, her zaman kolay olmuyor. Savunma, havacılık ise tabii genel konjonktürden daha bağımsız, devletlerle ilgili alanlar. Havacılıkta özellikle büyük firmaların tedarikçisiyiz. Bu alanlarda mevcut devam eden işlerimiz, bir de yaptığımız milli projeler var. Milli projelerde biraz takvimin gerisindeyiz. Bu tür seçim dönemlerinde, ülkedeki karar mekanizmasının yavaşlaması nedeniyle bunlar maalesef yaşanabiliyor. İş planımızda geride değiliz ama ürünün ticarileşmesi anlamında biraz gecikme var. O konuda hükümetle olan görüşmelerimiz devam ediyor.~* Burada yeni yatırımlarınız var mı?
 Havacılıktaki yatırımlarımız hızla devam ediyor. Çalıştığımız Boeing ve Airbus gibi büyük firmalarla proje girişimlerimizi artırıyoruz. Buradaki hedefimiz, katma değerimizi artırmak. Dolayısıyla tedarik zincirinde de belli ürün gruplarında 1-2 seviye yukarıya çıkmak. Yani verilen dizayna göre üretim yapmak yerine “tasarlayıp inşa etmeye” doğru gitmeye çalışıyoruz. Aldığımız projeler de var. Pratt ile F35 uçak motoruyla ilgili ortaklığımız var. Piyade tüfeğinde yatırımımız tamamlandı. Şu anda sadece 7.62 ile üretim hattı kurduk ancak diğer ürünlerle ilgili de ARGE çalışmaları bitti. Onları sırayla devreye almak için ihtiyaç listesinin oluşmasını bekliyoruz. İhtiyaç oluşmazsa seri üretime geçmek biraz daha geç olacak. Bu alana ciddi anlamda hem kapital hem makine yatırımı yaptık. Kale Arge tarafında da uçak motorunun testlerini yapıyoruz. Testler sonucu gerekenlerin tasarımlarını değiştiriyoruz. Başarılı bir motor yapacağımızı ümit ediyorum. Bu, daha başlangıç, bundan sonra motorda, motor teknolojisinde ve üretiminde büyümek istiyoruz. Şu anda Roketsan’la birlikte SOM füzelerinin motorunu üretiyoruz. Fan, turbo fan gibi daha büyük motorların üretimiyle ilgili çalışıyoruz. Yani bunu, bir alan olarak seçtik. Büyümeyi arzu ediyoruz. Dolayısıyla motorun kullanılacağı her türlü ürüne (uçak ya da başka savunma ürünleri) de motor tasarlamak gibi bir vizyonumuz var.
* Sizin ajandanızda öncelikli neler var?
 Gündemimizde yeni sanayi devrimi var. Buna nasıl adapte olacağız, kendimizi nasıl geliştireceğiz, yani süreçlerimizi, ürünlerimizi ve ekosistemimizi nasıl değiştireceğiz? Burada işin çok başındayız, hatta eksi noktasındayız belki. Ama bunu bir hedef olarak alıp uygulama yönünde de gayretlerimiz var. Gündemimizde tabii ki ana iştigal konumuz olan inşaat malzemeleri sektöründeki sorunlarla ilgili katkı vermeye ��alışıyoruz. O sektörün gelişmesi, yapılanmasıyla ilgili konular var. Diğer taraftan yurtdışı yatırımlarımızı da artırmamız gerekiyor. Konjonktür nedeniyle biraz fren yaptık. Rusya’da bir yatırımımız vardı, maalesef biz de etkilendik ve durduk. İtalya’daki yatırımımız devam ediyor ama bunu çeşitlendirmeyi, dünyada işbirlikleriyle de büyümeyi istiyoruz. Bir ajandamız da milli projeler… Türkiye’nin daha fazla kendi ürününü üretir, sanayide de daha bağımsız olabilmesini sağlayacak bir politika var ve buna katkı vermeye çalışıyoruz. Biz de bunları ne kadar içselleştirebiliriz, bu teknolojileri ne kadar burada üretebiliriz, ne kadar bağımlı olmadan bu işleri yapabiliriz ona uğraşıyoruz. Bunun Türkiye için gelecek meselesi olduğunu düşünüyorum. Aslında bir şey kazanmadan yatırım yapmaya devam ediyoruz. Bir yandan da havacılıkta, savunma sektöründe çıtayı biraz daha yükseltmek, biraz daha kendi tasarımlarımızı yapıp bunları üretmek veya yapılmış bir tasarıma katkı vererek iyileştirmek yönünde çalışıyoruz. İşin biraz daha mühendislik tarafının, AR-GE tarafının daha artırıldığı projeleri de almak yönünde gayretlerimiz var.
* Kale Grubu olarak devam eden mevcut yatırımlarınız neler?
 İnşaat malzemeleri tarafında geçmiş yılda başladıklarımıza devam ediyoruz. Orada da dijitalleşmeyle ilgili ciddi çalışmalarımız var. Sadece ürün tarafında değil müşteri ve kanal tarafında da çalışmalar yapıyoruz. Bu yeni sanayi devriminin getirdiği avantajları sektörde nasıl avantaja dönüştürebileceğimizle ilgili çalışmalarımız var. Satış noktalarıyla, müşteriyi anlamayla, veri toplamayla, süreci iyileştirmeyle ve bunları daha verimli kılmakla ilgili çalışmalarımız söz konusu. Diğer tarafta da havacılık ve savunma alanındaki projelerimiz sürüyor.~*Yeni yatırım planlarınız neler?
Şu anda ilk defa inşaat yapıyoruz. 60 yıllık şirketiz, inşaat malzemesi satıyoruz hiçbir zaman inşaat sektöründe olmadık. Ama bu bizim için bir alan değil. İstanbul mega kent haline geldiği ve irileşip büyüdüğü için üretim yerlerimiz İstanbul’un içinde. Onları taşımakla ilgili bir derdimiz bulunuyor. Bunların planlarını, fizibilitelerini yapıyoruz. Dolayısıyla belli alanlarda, mesela Kartal’da proje başlattık. Depomuzdu, şimdi rezidans yapıyoruz. Tabii malzemeleri ürettiğimiz için sektörü tanıyoruz ama bu bizim inşaatçı olduğumuzu göstermez. Sonuç olarak müteahhitlik ayrı bir iş alanı. Ama tabii ki müteahhitliği hiç yapmamış birisinden konuya çok daha yakınız, bir de iyi bir ismimiz olduğunu düşünüyoruz. Gayrimenkul geliştirmeyle ilgili bir girişimimiz var. Ucundan başladık diyelim. Ama bundan sonra bunu bir alan olarak seçtiniz mi diye sorarsanız yanıtım “Hayır”. Yaptığımız projeler kendi tasarrufumuzdaki yerlerin değerlendirilmesinden ibaret.
* Büyüme planlarınız ne durumda?
 İnşaatta yurtdışı yatırımlar için fırsatları kovalıyoruz ama şu anda konjonktür hemen harekete geçmemize imkân vermiyor. Granit seramikte bir yatırım tamamladık ve devamını yapıyoruz. Üretim alanlarında güncel teknolojiyi yakından izliyoruz. Bunları içselleştirmek istiyoruz. Dolayısıyla bazı şeyleri kendimiz yapmaya veya Türkiye’de ürettirmeye de uğraşıyoruz. Çünkü, öyle bir misyonumuz olduğunu da düşünüyorum. Kapasite artırmaya değil ama katma değeri yüksek ürünler üretmeye odaklanıyoruz. Sektörümüzde ciddi anlamda rekabet ve fazla kapasite var. Buna kim katkıda bulunursa sektöre kötülük yapar. O yüzden mevcut kapasiteyi iyileştirmek,dönüştürmek, günün gerekliliklerine ve yenilik anlayışına göre yeniden tasarlamak yönünde yatırımlar yapıyoruz. Banyo grubunda büyüyoruz, agresif yatırımlarımız var, tamamlamaya çalışıyoruz. Daha çok karo üreticisiydik ama banyo, son 6-7 yıldır dâhil olduğumuz bir alan. Onu devam ettiriyoruz. Kale Arge’de de şu anda sadece motor projeleriyle ilgileniyoruz. Üniversite işbirlikleriyle geliştirdiğimiz başka alanlarda da projeler yapıyoruz. Ama henüz olgunlaşmadı.
* Bugün sizin iş yapmanızı zorlaştıran en önemli engeller neler?
 Bir fikriniz var, ARGE yapmak istiyorsunuz veya mevcut bir teknolojiyi içselleştirip üzerine de katma değer katıp Türkiye’ye kazandırmak istiyorsunuz. Bunun ticarileştirilmesi Türkiye’de deveye hendek atlatmak kadar zor. Bu tablo bizi ümitsizliğe sevk ediyor. Türkiye’de eğitim politikasının tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini 88 düşünüyorum. Eğer ki ortada bir sanayi devrimi varsa, Almanya devlet destekli bir teknoloji devrimi yapıyorsa veya ABD’de büyük şirketlerin oluşturduğu bir formasyon konsorsiyumu yeni endüstriye hazırlık yapıyorsa, Türkiye’nin de bununla ilgili bir yol planı olmalı. Türkiye’de ara uzman ve teknik eleman eksiği söz konusu. Yurtdışında birçok şeyi mühendisler değil, teknik elemanlar yapıyor; üstelik mühendis kadar bilgili ve konuya hâkimler. Mühendisler, daha çok AR-GE’de, inovasyonda çalışıyor. Daha sofistike, uzun vadeli projelerde, daha katma değerin yüksek olduğu işlerde çalışıyor. Almanya’daki gibi bir formasyonla insanların yetişmesini hayal ediyorum.
* Bugün sanayi kârlılık anlamında nasıl?
 Mentalite olarak kurumların dönüştürülmesi, iş yapış şekilleri ve süreçlerinin gözden geçirilmesi gerekiyor, ama kârlılıkta da ciddi baskı var. Yani ürettiğimiz ürünlerin dünyada rekabet edebilir olması konusunda sıkıntımız bulunuyor. Türkiye’nin bazı konulardaki rekabet avantajı yok oluyor. Belli sektörler artık rekabet dışı kalıyor. Bunlar başka gelişmekte olan pazarlara gidiyor. Burada sıkıntımız, üretim faktörlerinin maliyetlerinin yüksek olması. TL ciddi anlamda değer kaybetti. Bugün 100 liralık ihracatın 62 lirası ithalat. Yani yüzde 100 her şeyi kendimiz içeride üretemiyoruz. Daha sofistike alanlara girdiğiniz zaman Türkiye’de o evsafta malzeme üreticisi yok. İthal etmeye mecbur kalıyorsunuz. Dolayısıyla oradaki girdi maliyetiniz yabancı para cinsinden. Yani üretim maliyetlerinin üzerinde baskı çok fazla. Dünyada da sanayi devrimiyle süreçler iyileştikçe, otomasyon, verimlilik arttıkça fiyatlara baskı var. Dolayısıyla alttan üstten sanayici sıkıştı. Burada çok aklı evvel işler yapmalıyız.
* Mevcut iş alanlarınızda yeni arayışlarınız var mı?
 İşbirliğine her zaman açık bir şirketiz. Savunma ve havacılıkta birtakım şirketlerle işbirliklerimiz oldu, bir kısmı devam ediyor, bir kısmı etmiyor. İHA’larla ilgili çalışmalar sürüyor. Daha önce robotik otomasyonda bir yatırımımız vardı. Oradan biz geri çıktık ama çok ciddi bir süre o sektörde beraber çalıştık. Biz ilkeli, adil olmaya gayret eden bir şirketiz. İşbirliklerini mümkün olduğunca sürdürme yönünde de belli ilkeleri gözeten bir şirket olduğumuz için genelde çok fazla sorun yaşamıyoruz. Burada fırsat ve şartların bizim önümüze geliyor olması veya bizim onları arıyor olmamız lazım. Ortaklıkla ilgili de şu anda önümüzde spesifik bir şey yok.~“BİLDİĞİMİZ SULARDA YÜZECEĞİZ”
BANKA TEKLİFİ

Biz müteahhitlik bile yapmadık. Önümüze finansla, banka kurmakla ilgili çok enteresan bir teklif geldi, yapmadık. Biz bildiğimiz işi yapmak isteyen bir grubuz. Güçlü olduğumuz alanda kendimizi geliştirmek veya derinleşmek isteyen bir grubuz. Bizim felsefemiz böyle ama sanayide yeni teknolojiler, dünyadaki değişime adapte olacağımız yeni şeyler varsa buralara yatırım yapıyoruz.
ODAK ÜRETİM
O yüzden de Kale Arge’yi kurduk. Şirketin şu anda motorla ilgili ağırlıklı çalışmaları devam ediyor. Başka konularda da yatırım yapıyoruz ama hepsi inkübatör seviyesinde veya bir üniversiteyle geliştirdiğimiz bir proje. Ticarileşme aşamasında olmayan konular var ama yine hep sanayi veya üretimle ilgili alanlarda yoğunlaşıyoruz.
DOKUNAN ALANLAR
Bende mühendislik ve üretim yönetimiyle ilgili birikim var dolayısıyla bilebileceğim ve yönlendirebileceğim işlerde olmak isterim. Hiç bilmediğim bir alana girersem tamamen yepyeni bir kadro kurmam lazım. O yüzden genelde bildiğimiz sularda genişlemeye ve yatırım yapmaya gayret ediyoruz.

“SANAYİDE DAHA FAZLA KADIN İSTİYORUZ”
İNADINA SANAYİ

Biz çok dağınık bir grup değiliz. Tüm yatırımlarımız sanayide. Sanayide büyüyoruz, inatla sanayide kalmayı istiyoruz. Bu, bana baba nasihati. Babamın üretimin toplumda refahı artırdığı yönünde çok güçlü bir inancı vardı. “Sanayi toplumları, ticaret bireyleri geliştirir” derdi. Babamın bu lafını hep düstur edindim. O yüzden ne kadar zorlansak da ne kadar sıkıntılı dönemlerden geçsek de sanayiden vazgeçersek o nasihate karşı gelmiş olacağımız yönünde bir hissiyatım oluyor.
ALMANYA ÖRNEĞİ
Türkiye’nin de bu şekilde ayakta kalacağını düşünüyorum. Çünkü Almanya örneğini görüyorum. Bugün her yerde sıkıntı varken koskoca Avrupa’yı sırtlayıp götürüyor. Sanayi, uzun vadede karşılığını sunuyor. Ama kısa vadeye baktığınız zaman tabii sanayide olmanın kime ne faydası var deniyor ve gençler bu işten uzaklaşıyor. Tam tersi, özellikle kız çocuklarının mühendislik okuması ve üretime girmesi gerekiyor.
ÇARPAN ETKİSİ
Kadının doğasında üretim var. Ve kadın üretime girdiği zaman üretimin rengi değişir. Çünkü mavi yakaya dokunuyorsunuz, çocuklarına, ailelerine dokunuyorsunuz. Çarpan etkisi daha fazla oluyor. Kadın sanayiye girdiğinde buranın değişeceğini, gül açacağını düşünüyorum. O yüzden de TOBB’un altında bir proje başlattım. Sanayide daha fazla kadın istiyoruz. TOBB Kadın Girişimciler Kurulu (KGK) altında “Sanayici kadınlar üretken yarınlar” diye bir sloganla yola çıkıyoruz. Bunu çok önemsiyorum.~OKYAY’IN YENİ AJANDASI
1- Gündemimizde yeni sanayi devrimi var. Nasıl adapte olacağımıza bakıyoruz.
2- Yurtdışı yatırımlarımızı artırmamız gerekiyor. Konjonktür nedeniyle biraz fren yaptık.
3- Rusya’da bir yatırımımız vardı, maalesef biz de etkilendik ve durduk.
4- İtalya’daki yatırımımız devam ediyor ama bunu çeşitlendirmeyi düşünüyoruz.
5- Dünyada yeni işbirlikleriyle de büyümeyi istiyoruz. Bunun için çalışıyoruz.
6- Bir ajandamız da milli projeler… Hükümetin böyle bir politikası var ve buna katkı vermeye çalışıyoruz.
7- Havacılık ve savunmada çıtayı yükselteceğiz. Hedefimiz kendi tasarımlarımızı yapmak.
8- Kale Arge’de motorun kullanılacağı her türlü ürüne motor tasarlamak gibi bir vizyonumuz var.
9- Karo ve banyoda üretimi güncel tutuyoruz. Bununla ilgili yatırımlarımız devam ediyor.
10- İnşaat malzemesi sattık ama ilk defa inşaat işi yapıyoruz. Fakat bu işte kalıcı değiliz.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz