Türkiye’de
aile şirketleri büyük bir riskle karşı karşıya. Çünkü pek çoğunda
yönetimdeki kuşak ile sonraki nesil arasında büyük bir yaş farkı var.
Koç, Doğuş, Kale, Çelebi gibi büyük gruplarda fark 30 yıl ve üstüne
ulaştı. İki kuşak arasındaki bu boşluk, şirketlerin geleceğini tehlikeye
sokuyor. Uzmanlara göre bir devir planı hazırlamak şart. Küçük
veliahtları yetiştirecek bir mentor takımı kurulması da öneriler
arasında. Ancak en iyisi 14 yaşından itibaren yeni jenerasyonu işe
hazırlamak. Erzum, Türkiye’de küçük ev aletleri kategorisinde önemli
oyunculardan biri. Bugün şirketi yöneten Murat Kolbaşı, 24 yıl önce 22
yaşındayken göreve geldi. Bayrağı bir zorunluluktan genç yaşta devralmak
durumunda kalmıştı. Murat Kolbaşı, her aile şirketi için önemli
mesajlar içeren o dönemi şöyle anlatıyor: “Babamla aramda 44 yaş fark
vardı. Kendisi 66 yaşında aniden vefat edince, 22 yaşında ABD’deki
eğitimimi apar topar yanda kesip Türkiye’ye döndüm ve aile işimizin
başına geçtim. Önceleri bu süreç hiç de kolay olmadı, Ailenin en küçüğü
olmak dezavantaj gibi gözükse de amcalarımın yardımıyla bu zor dönemin
üstesinden gelebildim.” Bugün, 46 yaşında olan Kolbaşı, kendisinden
büyük aile üyelerinin yardımı olmasaydı bu zorlukların üstesinden
gelebilir miydi? Kolbaşı, “Amcalarımın işin içinde olması, yaz
tatillerinde aile şirketinde çalışmış olmam zor dönemi atlatmamı
sağladı” diyerek konuya açıklık getiriyor. Babasıyla arasındaki kuşak
farkı o dönem Murat Kolbaşı’nın erken yaşta hazır olmadığı sorumluluklar
almasına neden oldu. Yaşadığı bu süreçten ders çıkaran işadamı, bir
aile anayasası hazırlatarak kendisinden sonraki kuşağın işe katılma
sürecini belirledi. “Arzum’un daha uzun yıllar yaşaması için bizden
sonraki 3’üncü kuşağın kesinlikle aile şirketinde çalışmasını
istemiyoruz. Bu konuyu aile anayasamıza da koyduk. 3’üncü kuşak aile
bireyleri sadece hissedar olacak ve şirketi profesyoneller yönetecek”
diyor. Birçok aile bireyi Murat Kolbaşı kadar şanslı değil. Uzmanlara
göre kuşaklar arasındaki yaş farkının artması, devir planı da hazır
değilse ve kurumsallaşmış bir yapı da yoksa birçok sorun yaratabiliyor.
Çoğu zaman da şirket, bir sonraki kuşağa geçemeden yok olup gidiyor. Tabloyu görmek için görsele tıklayın.
FARK AÇILIYOR MU?
McKinsey’nin araştırmasına göre 10 aile şirketinden sadece 3’ü ikinci
kuşağa geçiyor. 2’nci kuşaktan 3’üncü kuşağa geçenlerin oranı ise yüzde
14’de kalıyor...~
Uzmanlara göre geçişin başarılı olması için kuşaklar arasındaki yaş
farkı önemli bir kriter. Çünkü aradaki yaş farkı açıldıkça, yönetimin
devri konusunda sıkıntılar çıkabiliyor. Bu konuda en büyük risklerden
biri de Murat Kolbaşı örneğinde olduğu gibi kurucu ile ikinci kuşak
arasındaki yaş farkının 35’in üzerinde olduğu durumlar. Kuşaklar
arasındaki yaş farkının açıldığı bu durumlarda, mevcut kuşak 65 yaşında
emekli olmayı planlarken yeni kuşak daha yeni eğitimini tamamlamış
oluyor. Dünyaca ünlü aile şirketleri uzmanı David Bork da kuşaklar
arasındaki yaş farkının büyük olduğu şirketlerde ileride sorun
yaşanabileceği konusunda uyarıyor. Bork, “Özellikle şirketi yöneten
mevcut kuşak, 3540 yaşında çocuk sahibi olmuşsa ve genellikle bunların
60 ila 70 yaş arasında emekliliğe ayrıldığı düşünülürse kendilerinden
sonra gelecek yeni kuşakla çalışma süresi ciddi biçimde kısalıyor” diyor
ve ekliyor: “Bu durum yedek kulübesindeki boşluğu artırıyor.”
TEHLİKE ÇOK BÜYÜK MÜ?
Türkiye’deki birçok büyük aile şirketi de Bork’un dikkat çektiği bu
tehditle karşı karşıya. Örneğin Kıraça Holding’in yönetim kurulu başkanı
İnan Kıraç ile kızı İpek Kıraç arasında tam 47 yaş fark bulunuyor.
Geçtiğimiz nisan ayında holdinge bağlı Sirena Marine’in CEO’su olarak
atanan İpek Kıraç, eğitimini bitirir bitirmez aile şirketinde çalışmaya
başladı. Babası İnan Kıraç’ın kendisine çok büyük destek verdiğini
söyleyen İpek Kıraç, “Babam çok deneyimli ve uzun yılların tecrübesine
sahip. Vakti oldukça sorabildiğim her şeyi babama soruyorum. Çünkü, o
deneyimi, o bilgiyi öğrenebileceğim başka bir yer yok” diyor. Kale
Grubu’nda da yönetim kurulu başkanı Zeynep Bodur Okyay ile oğlu İbrahim
Bodur Okyay arasında 43 yaş fark bulunuyor. Eğitim ve staj dönemiyle
birlikte yeni kuşağın şirkette çalışmaya başlama yaşının 30’a yükseldiği
düşünülürse 25 yıl sonra Zeynep Bodur 73 yaşına geldiğinde, oğlu
İbrahim Bodur Okyay kendisiyle birlikte ancak çalışmaya başlayacak,
Sadece bizde değil dünyada da kuşaklar arasındaki yaş farkı artıyor.
Örneğin Microsoft’un kurucusu Bill Gates ile en büyük kızı Jennifer
Katharine Gates arasında tam 41 yaş fark var.
GEÇ DEVİR SENDROMU
Aile şirketlerinde kuşaklar arasındaki yaş farkının artmasının
nedenlerinin başında sırasıyla eğitim yaşının uzaması, geç çocuk sahibi
olma ve başka şirketlerde deneyim kazanma kuralı geliyor. Egon Zehnder
Yönetici Ortağı Murat Yeşildere, yeni jenerasyonun yönetime geçme
yaşının eğitim ve başka şirketlerde çalışma kuralıyla uzadığına dikkat
çekiyor ve ekliyor: “Bu durum birinci kuşakla ikinci kuşak arasındaki
usta çırak ilişkisini azaltıyor. 22-25 yaş arasında üniversiteden yeni
mezun olmuş ailenin genç üyesinin master yapmak istemesi, ardından da
başka işlerde deneyim kazanması yönetime geçiş süresini geciktiriyor.”
Amrop Türkiye’nin aile şirketleri danışmanı Engin Keskinel de günümüzde
geç çocuk sahip olma eğiliminin aile şirketlerinde kuşaktan kuşağa geçiş
aşamasında riski artırdığı görüşünde. Keskinel, “Geç çocuk sahibi olma
eğilimi, işi kuran ilk neslin yeni kuşağa yatırım yapamadan,
birikimlerini devredemeden, onları yetiştiremeden ve en önemlisi de bir
sistematik kuramadan şirketi bir sonraki kuşağa devretmesine neden
oluyor” diyor. Aile şirketleri danışmanı Dr. İlhami Fındıkçı da yeni
kuşağın birkaç yıl aile şirketi dışında çalışıp deneyim kazanmasının işe
başlama yaşını en az 5 yıl daha uzattığını söylüyor.~
B PLANI YAPMAK LAZIM
Aile şirketleri uzmanı Dr. Haluk Alacaklıoğlu, Türkiye’deki büyük aile
şirketlerinin yüzde 90’ının bir sonraki kuşağa devir konusunda hiçbir
planının olmadığına dikkat çekiyor. İkinci kuşağa geçemeyen şirketlerin
yüzde 60’ının devir planını başarılı yapmadığı için yok olup gittiğine
dikkat çeken Alacaklıoğlu, “Yaş farkı ile birlikte aile şirketlerinde
devir planının olmaması önümüzdeki dönemde büyük sıkıntı yaratacak”
diyor. Çelebi Holding de kurucunun vefatından sonra devir planı
olmamasından dolayı belli bir dönem sıkıntı yaşayan gruplardan
biri. Çelebi Holding Yönetim Kurulu Başkanı Can Çelebioğlu, 1982 yılında
babası Ali Cavit Çelebioğlu’nun vefatı ile birlikte devir planı olmadan
ani bir şekilde işin başına geçmek zorunda kaldığını söylüyor.
Çelebioğlu, “Holdingin başına geçtiğimde ben 19, kardeşim Canan 16
yaşındaydı” diyor ve ekliyor: “O dönemki zorluklar ve sonraki süreçte
kamudan gelen aşırı baskılar karşısında, devretmek belki de çok kolay
bir yoldu. Ancak biz zoru seçtik. Zorluklar, baskılar karşısında adeta
savaştık. Hatta o dönemde kız kardeşimle eğitimimizi nöbetleşe
tamamlayabildik.” Uzmanlar, yaşça küçük erkek çocuklarının işin başına
getirilmesinin şirketin sürekliliğini riske soktuğunu söylüyor. Yönetim
danışmanı Inotec Grup Genel Müdürü Hayati Çağlar, “Türkiye’deki çok
sayıda patron ilerleyen yaşına rağmen işi devretmek için yaşça küçük
olsa bile erkek çocuğunu tercih ediyor. Kız çocuklarına sorumluluk
vermiyor” diyor.
İŞE HAZIRLIK GEREKİYOR
Aile şirketlerinde gittikçe büyüyen yaş farkına karşın mutlaka aile
anayasasının yazılıp devir planının hazırlanması gerekiyor. Devir
planını hazırlamak, kuşak değişiminden sonra lider olacak kişinin
eğitimi ve yeterli deneyimi kazanması için de kritik önem taşıyor.
Bundan sonraki aşama ise yeni kuşağın yetkinliklerinin belirlenmesi
oluyor. Alacaklıoğlu, yeni jenerasyonun yetkinliklerinin ve kişilik
özelliklerinin 14 yaşından itibaren belirlenebileceğini söylüyor.
Örneğin Orka Grup’ta ikinci kuşağın yaz tatillerinde şirkette
çalışmasına önem veriliyor. Eroğlu, Söktaş gibi büyük aile şirketlerinde
ise ikinci kuşak yetkinliklerine göre özel olarak eğitiliyor. Bunların
şirket içinde alacakları görevler de yıllar öncesinden belirleniyor. En
küçük kızıyla arasında 56 yaş fark olan Orka Grup Yönetim Kurulu Başkanı
Süleyman Orakçıoğlu da şirket içinde ikinci kuşağı yaz tatillerinde
mümkün olduğu kadar işle tanıştırmaya dikkat ettiklerini söylüyor.
Orakçıoğlu, ileride şirketi kim hak ederse onun yöneteceğini söylüyor ve
şöyle konuşuyor: “Bizde işi, en büyük erkek çocuğa bırakma gibi bir
kural yok. Yaz tatillerinde oğullarım mutlaka gelip bir süre grupta
çalışıyor. Bu şekilde onların küçük yaştan itibaren işi öğrenmelerini
amaçlıyoruz. Onları kesinlikle işimizi devam ettirmeleri için
zorlamıyoruz.”
PROFESYONEL MENTORLAR
Kuşaklar arası geçiş döneminde güvenilir profesyonellerden ve
danışmanlardan yararlanmak da önemli. İşi devralacak jenerasyon küçükse
güvenilir profesyonellere şirketten hisse verilerek devire kadar şirketi
yönetmelerini sağlamak da kullanılan yöntemlerden biri. Hayati Çağlar,
“Devralacak jenerasyonun yetiştirilmesinde mentorluk yapacak
profesyonellerin kurumda varlığı çok önemli” diyor. ~ HAMİT DEMİR / DEMİR İNŞAAT YKB."
YAŞ FARKI OLMASA İŞİ ÖĞRETEBİLİRDİM"
46 YAŞ FARK
En küçük kızımla aramda 46 yaş fark var. Yaş farkı, şirketimiz açısından
büyük bir risk oluşturmuyor. Fakat çocuklarımın bugünlerde devam eden
iş yoğunluğunda, yönetimde söz sahibi olup üzerimdeki iş yükünü
hafifletmesi ve şirketimize katkı sağlamaları en büyük dileğim olurdu. HOBİYE ZAMAN YOK
Çocuklarımla aramdaki yaş farkı çok olmasaydı, kendilerine şu an işlerin
akışını öğretebilirdim. Böylelikle zamanla ben aradan çekilirdim. Bu
sayede hayalimdeki hobilerimle uğraşabilir, eşim ve dostlarıma daha çok
zaman ayırıp uzun soluklu tatiller yapabilirdim. BABA MESLEĞİ İSTENMİYOR
Yaş farkının yanı sıra en önemli unsurlardan biri günümüzde çoğu genç,
bireysel olarak seçtiği mesleği yapmak istiyor. Baba mesleğine
yönelmiyor ya da en azından seçtiği alanda eğitim almak istiyor.
Sonradan baba mesleğine yönelse dahi üniversite eğitimini farklı bir
alanda aldığı için işe adapte olma süreci zaman alıyor. EVRİM ARAS / ARAS HOLDİNG YKB.
"İKİNCİ KUŞAK İŞİN MUTFAĞINA GİRMELİ"
PROFESYONEL DESTEK
Babam Celal Aras’ın vefatından sonra işin başına geçtiğimde 28
yaşındaydım. Babamla birlikte kısa süre de olsa çalışmanın büyük
faydasını gördüm. Ancak ikinci kuşak yönetime hazır değilse mutlaka
profesyonellerden destek alınması gerekiyor. ORTAK FELSEFE
Aile şirketlerinde kültür çok önemli. Ailenin felsefesiyle yetişen
ikinci kuşak, bu felsefeye hakimse ve şirket temelinde aynı kültür
oturmuşsa geçiş daha kolay oluyor. Ayrıca şirketin ve çalışanların
çıkarlarını göz önünde tutarak karar vermek lazım. AİLE ANAYASASI
Geçiş sürecinde ve sonrasında yaşanan olası sorunları çözmek için aile
anayasasının yazılması da çok önemli. Çünkü anayasa oluşturma süreci
bile aslında bir sonraki nesle geçişi kolaylaştırıp şirketin
kurumsallaşmasını hızlandırıyor. YÖNETİME HAZIRLAMA
Yeni kuşağın yönetime hazırlanması için teori ve pratiği bir araya
getirecek şekilde çalışması gerektiğine inanıyorum. Eğitim elbette çok
önemli ama sadece iyi okullarda okumuş olmak yeterli değil. 2’nci kuşak
işin mutfağına girmeli.~
DR. HALUK ALACAKLIOĞLU / AİLE ŞİRKETLERİ DNŞ.
"YÜZDE 70'İ YENİ KUŞAĞA GEÇECEK"
NESİL DEĞİŞİMİ
Aile şirketlerinde her 25 yılda bir nesil yenileniyor. Önümüzdeki 15
yılda, Türkiye’deki aile şirketlerin yüzde 70’i el değiştirecek. Bu da
950 milyar doların yönetiminin yeni kuşağa geçeceği anlamına geliyor. Bu
durum hem şirketler hem hissedarlar hem de ülke için büyük bir risk. VİZYON FARKI
Kuşaklar arasında yaş farkından çok vizyon farkı var. Önemli olan her
genç kuşağın kendi “ortak” vizyonunu ve hedeflerini, sistematik ve
bilinçli bir şekilde yeniden tanımlanması. Bu ise ciddi bir anayasa
yapma sürecinden geçiyor. Aile şirketlerinde 14 yaşından itibaren
gençlerin yetkinliklerinin belirlenip bu doğrultuda hazırlanması
gerekiyor. Bunların yetiştirilmesi için aile üyeleri içinden mentor da
atanabilir. Daha sonra da en az 5 yıl şirket dışında tecrübe
kazanmalarını sağlamak gerekiyor. DR. İLHAMİ FIRDIKÇI / DEĞER DANIŞMANLIK YKB.
"İŞE GEÇ GİRMEK DEZAVANTAJ"
YAŞAYARAK ÖĞRENME
Aile şirketlerinde kuşaklar arası yaş farkı artınca hem aile içi
iletişimde hem de yönetimde sorunlar yaşanabiliyor. En önemlisi ise
çocuğun işe geç girmesi gelecekte işin yönetimine ilişkin dezavantaj
oluşturuyor. SORUMLULUK ALMIYOR
Halbuki mevcut kuşakla yeni jenerasyonun işte birlikte geçirdiği süre
uzadığında, kurum değerleri birlikte yaşayarak öğreniliyor. Bugün en çok
karşılaştığımız sorunlardan biri de yeni kuşağın şirkette sorumluluk
almaktan kaçınması. TÜKETEN KİTLE
Çoğu aile şirketinde 30-35 yaşındaki ikinci kuşağın ne iş yapacağı belli
değil. Bunlar tüketen, harcayan, yönetmesi zor bir kitleye dönüşüyor.
İşi kuran birinci kuşak da işe, binaya harcadığı zamanı kendi
çocuklarına harcamıyor. İŞİN İÇİNDE OLMALI
Yaştan dolayı artan kuşak farkına karşı en iyi yöntem, yeni jenerasyonun
lise döneminden itibaren işin içinde olmasını sağlamak. Zaten ideal
olan da mevcut kuşak işin içindeyken yeni jenerasyonun şirkette
çalışmaya başlaması.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?