James Rickards ile COVID-19 sonrası global görünüme ilişkin öngörülerini konuştuk...
Aslı Sözbilir
2020 sonunda aşıların bulunması umutları artırdı. Ancak yeni varyantlar ve aşılanmanın bazı bölgelerde yavaş ilerlemesi, senaryolarda kötümser güncellemeleri beraberinde getirdi. Dünyaca ünlü yatırım gurusu JAMES RICKARDS , ekonomist da karanlık senaryoda ısrarcı olanlardan… “The New Great Depression: Winners and Losers in a Post- Pandemic World” (Yeni Büyük Buhran: Pandemi Sonrası Düynada Kazananlar ve Kaybedenler) kitabının yazarı, bu karmaşık dönemde fırsatların Türkiye gibi ülkelerde olacağını söylüyor. Pandeminin ekonomik etkilerinden 1-2 yıl içinde kurtulmanın mümkün olmadığına değiniyor ve “En az 30 yıl sürecek yavaş büyümeye hazır olun” diye konuşuyor.
Dünyamızı COVID-19’un en şiddetli vurduğu 2020 ilkbaharında, ekonomistlerin çoğu yaşadığımızın 1929 Büyük Buhran’ından daha kötü olduğu konusunda hemfikirdi. 2020 sonuna doğru aşıların bulunmasıyla ortama genel bir iyimserlik hakim oldu. 2021’in başlarında, yıl sonunda toparlanmanın hızlıca başlayacağı yönünde ortak bir kanı vardı. Şu an ise hem aşılamanın dünyanın bazı bölgelerinde yavaş kalması hem de Delta, Mu gibi saldırgan varyantların ortaya çıkması nedeniyle toparlanma senaryolarında kötümser bir güncelleme söz konusu. Hükümetler de varyantlar karşısında oldukça endişeli… G20 ekonomilerinin temmuzda gerçekleştirdiği son zirvenin sonuç bildirgesinde Delta gibi varyantların, “acı sonuçları olan karantinalar ve trilyonlarca dolar destekle zar zor kazanılmış iyileşmeyi kırılgan hale getirdiği” vurgulanıyor. Sarkaç iyimserden temkinli kötümsere doğru ilerlerken, pandeminin en başındaki karanlık senaryoda ısrarcı olanlar da var. Dünyaca ünlü yatırım gurusu, ekonomist James Rickards bunların başında geliyor. “The New Great Depression: Winners and Losers in a Post-Pandemic World” (Yeni Büyük Buhran: Pandemi Sonrası Dünyanın Kazananları ve Kaybedenleri) kitabında pandeminin ekonomik etkilerinin en az 30 yıl süreceğini söylüyor. Rickards, tarihteki örneklere bakarak yaptığı analizde yaşadığımızın teknik bir resesyon olmanın ötesinde Keynesyen tanımla “buhran” olduğu sonucuna varıyor. Bugün halen ABD’de pandemi öncesine göre 5,3 milyon daha az iş olduğuna dikkat çeken Rickards, krizin derinliğini ölçmek için GSYİH istatistikleri yerine işsizlik istatistiklerinin kullanılması gerektiği görüşünde. Rickards, “Şu anda zayıflayan büyüme veya yerinde sayan ya da daha önceki tepe noktalarına ulaşmak bir yana daha da düşen’ ekonomik göstergelerle karşı karşıyayız. Bu da 2045 ya da daha sonrasına dek sürebilecek yeni bir büyük buhranı işaret ediyor” diyor. Bu karmaşık dönemde yatırımcılar için fırsatların Türkiye, Hindistan ve Nijerya gibi gelişmekte olan ülkelerde olacağına dikkat çeken Rickards, yatırım alanı olarak da “altın, gayrimenkul ve hazine bonoları” gibi muhafazakar araçların yanı sıra yapay zeka varlıklarını tavsiye ediyor. James Rickards ile COVID-19 sonrası global görünüme ilişkin öngörülerini konuştuk:
Ekonomik buhranla ekonomik durgunluk arasındaki fark nedir? Ve neden pandemi sonrası yaşadığımız dönemin “yeni bir büyük ekonomik buhran” olduğunu düşünüyorsunuz?
Ekonomik durgunluk teknik olarak gayrisafi yurt içi hasılanın iki çeyrek üst üste azalması olarak tarif edilir ama genel anlamda “büyümenin uzun süre genel trendinin ya da potansiyelinin altında gerçekleşmesi” olarak algılanır. Durgunluklar buhranlar sırasında gerçekleşebilir. Büyük Buhran (1929-1940) esnasında teknik olarak iki ekonomik durgunluk (1929-1933 ve 1937-1938) gerçekleşti, ancak tüm o dönem “trend altında büyüme dönemi” olarak tarif ediliyor. Hisse senedi ve emlak fiyatları 1929’daki seviyelerine 1954’e kadar, yani tam 25 yıl, tekrar erişemedi. Şimdi yeni bir durgunluk sürecindeyiz. Aralık 2019’daki üretim seviyesine Temmuz 2021’de tekrar gelebildik. Büyüme yine zayıflıyor ve 2022’de yeniden durgunlukla karşılaşabiliriz. 2020’de teknik olarak gayrı safi yurt içi hasılada bir toparlanma oldu ancak kaybedilen tüm işler yerine konmadı ve 2020 öncesindeki trende geri dönemedik. Bu, uzun seneler devam edebilecek yeni bir büyük buhranın işareti.
Sizce pandeminin yol açtığı bugünkü krizin geçmişteki krizlerden ne gibi farkları var?
Salgının etkileri kuşaklar boyunca sürecek. Finansal paniklerin ya da durgunlukların çoğundan genellikle bir iki yıl içinde kurtulmak mümkün. Salgınlar ise farklıdır. Bir araştırma 1350’lerdeki veba salgınından itibaren yaşanan 15 en kötü salgından sonra normal faiz, büyüme ve istihdam seviyelerine ortalama 30 yıl ya da daha uzun zamanda ulaşılabildiğini söylüyor. Şu andaki salgının yarattığı krizden tam anlamıyla 2045 ya da daha sonrasına dek kurtulamayacağız. Aynı şekilde Büyük Buhran’ın (1929-1940) davranışsal yansımaları, faize ve tasarruf oranlarına etkileri 1960’ların ortalarına kadar sürdü.
Yaşadığımız krizi neden “tarihteki en büyük ekonomik fiyasko” olarak tanımlıyorsunuz? Hükümetlerin pandemi karşısında aldıkları aksiyonlarda en büyük hatalar neler oldu?
Kapanmalar tam işe yaramıyor. Maskeler tam işe yaramıyor. Aşıların etkileri çok kalıcı değil. Virüs nereye isterse oraya gidiyor. Görünen o ki ekonomik kapanmalar virüsü durdurmadı ancak bununla birlikte dünya ekonomisine çok büyük hasar verdi. Ekonominin direksiyonunda sağlık yetkililerinin olması pek doğru değil. Kapanmaların bazı avantajlarını gördüler ancak intiharlardan, fazla alkol tüketiminden, uyuşturucu kullanımından, ev içi şiddetten, ruh sağlığı sorunlarından ve diğer benzeri sorunlardan dolayı oluşan maliyetleri göz ardı ettiler. Kamu sağlığı açısından kazançlar sınırlı oldu ancak ekonomik, sosyal ve psikolojik maliyetler çok fazlaydı ve hala devam ediyor.
Salgının yol açtığı büyük buhrandan dünyanın değişik bölgeleri sizce nasıl etkilenecek?
Global ekonomi yüksek derecede birbirine bağımlı. Bu nedenle tüm ekonomiler kötü etkilenecek. Gelişmiş ülkelerde talep zayıflıyor, bu da gelişmekte olan ülkelerin ihraç ettiği ürünlere talebin azalması demek. Tüm ülkeler turizm, seyahat, oteller, gemi tatilleri, restoranlar, kumarhaneler ve diğer kamusal ürünlere talebin azalmasından kötü etkileniyor.
2020’nin 2’nci yarısından itibaren V şeklinde bir toparlanma olacağına dair bir beklenti vardı. Sizin toparlanma senaryonuz nedir?
V şeklinde bir toparlanma falan olmadı. Büyük ihtimalle iki dipli bir resesyon yaşıyoruz. Mart-Nisan 2020’de sert bir daralmanın ardından temmuz-eylül arası bir toparlanma oldu. Ancak bu toparlanma kayıpların sadece bir bölümünü karşıladı. Yarım V ya da “tepesi kesilmiş V” şeklindeydi. Şu andaysa zayıflayan büyüme veya yerinde sayan ya da daha önceki tepe noktalarına ulaşmak bir yana daha da düşen ekonomik göstergelerle karşı karşıyayız. Bu da yeni bir büyük buhranı işaret ediyor. Bastırılmış ya da ertelenmiş taleplerden bahsedenlere inanmayın, böyle bir şey yok. Yavaş ve uzun bir toparlanma süreciyle karşı karşıya olduğumuzu düşünüyorum.
Ekonomistlerin bir kısmı toparlanmanın en geç 2022 ortalarında gerçekleşeceğini düşünüyor. Sizin bu konuda çok daha kötümser olmanızın nedeni nedir?
Çünkü tarihteki benzer deneyimler en az 30 yıllık yavaş bir büyümeyi işaret ediyor. FED ekonomistlerinin University of California iş birliğinde Mart 2020’de yaptığı “Pandemilerin Uzun Vadeli Ekonomik Sonuçları” başlıklı araştırma, 1347’deki Kara Veba (Black Death) salgınından itibaren en az 100 bin ölüme neden olan pandemilerin ekonomik etkilerini analiz ediyor. Yazarlar araştırmanın sonuç bölümünde kısaca şöyle diyor: “Salgınların ciddi makro ekonomik etkileri 40 yıl kadar devam ediyor ve bu sürede reel getiriler önemli oranda azalıyor.”
COVID-19 pandemisinin dünya tarihinde bir “dönüm noktası” olduğunda ısrarcısınız. 60 bin yıllık modern insanlık tarihinde yaşanan ve bugün sadece bir vaka olarak hatırlanan tüm büyük olaylar düşünüldüğünde bunu söylemek için sizce biraz erken değil mi?
Bakın size şöyle anlatayım; 1962’deki Küba Füze Krizi (Cuban Missile Crisis) bir dönüm noktasıydı, çünkü sonrasında Soğuk Savaş asla aynı kalmadı. Bu kriz on yıllar boyunca, ülkeler arası silahlanma yarışını sınırlamayı amaçlayan “askeri silahların kontrolü anlaşmalarının” yapılmasına vesile oldu. 1973’teki petrol ambargosu da bir dönüm noktasıydı çünkü petrolün jeopolitik bir silah olarak ortaya çıkmasına ve döneminin ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger’ın neredeyse günümüze dek süren petro-dolar standardını yaratmasına neden oldu. Tabii dünya tarihinde dönüm noktası haline gelmeyen büyük krizler de var. Örneğin 1987’dedünya borsalarının ani ve büyük değer kayıpları yaşadığı “Kara Pazartesi” krizi bir dönüm noktası sayılamaz. Çünkü sonuçlarına baktığımızda, New York Borsası’nda (ve sonra takiben diğer borsalarda) “devre kesici” (circuit braker) adı verilen ve endeksin belirli bir oranda düşmesi durumunda piyasanın otomatik olarak kapanmasını sağlayan sistemlerin yerleştirilmesi dışında önemli bir değişim yaratmadı. Aynı şekilde 2008 finansal krizi de bir dönüm noktası değil, geldi ve geçti. Ancak 2020’de başlayan pandemi ve ekonomik bunalım bir dönüm noktası, çünkü hayatlarımız bir daha eskisi gibi olmayacak. Bunun tüm etkilerinin sonlanması için uzun yıllar gerekecek ama bittiğinde dahi alışageldiğimiz o eski normale dönemeyeceğiz.
Yeni COVID mutasyonlarına ve dalgalarına karşı kapanmalar yeniden başlarsa dünya ekonomisine sizce ne olur?
Kapanmalar ekonomiyi açıkça tahrip etti. Kaybolan satışların çoğu sonsuza kadar kaybedildi, bir süre için değil. Dediğim gibi bastırılmış bir talep yok, sadece zayıf yeni bir talep var. Kısaca tüm bu ekonomik maliyetlere katlanacağız.
Bu yeni bunalımın en kötü etkileyeceği sektörler hangileri? Ve hangi sektörler bu işten en fazla kazanç sağlayacak?
En kötü etkilenenler seyahat, barlar, restoranlar, oteller, butik alışveriş ve diğer kişisel servis sektörleri oldu. En iyi etkilenenler de Amazon, Apple, Facebook, Google, Netflix ve Microsoft gibi şirketlerin içinde olduğu teknoloji ve e-ticaret oldu.
Çin ekonomisinde bazı yapısal problemler ve demografik bir saatli bomba olduğunu söylüyorsunuz. ABD’deki Biden yönetiminin ulusal ve global ekonomiye yansıması konusunda ise karamsarsınız. Salgının varlığı da düşünüldüğünde sizce bu iki ülke yeni denklemde nasıl konumlanacak?
Çin dünya tarihindeki en büyük demografik yıkımla karşı karşıya… Nüfus ikame etme oranı 1.0 kadar düşük olabilir (nüfusu sadece sabit tutabilmek için aile başına 2,1 çocuk, büyütmek içinse daha fazla çocuk gerekiyor). Çin’in nüfusu yıkılmıyor olabilir ama yaşlanıyor. Bunun sonunda Alzheimer, Parkinson ve bunama gibi sorunlara sahip yüz milyonlarca 80-89 yaş arasında vatandaşa sahip olacak. On milyonlarca vatandaş da yaşlılara bakım işlerinde olacak ki bu, düşük verimliliğe sahip bir sektör. Tüm bunlar üretim ve teknolojide çalışacak insan sayısının çok daha düşük olmasına yol açacak. Demografik yıkım çalışma çağındaki işçilere çok daha yüksek maaşlar verilmesine sebep olacak ve bu da Çin’in işçi maliyetleri avantajını azaltacak. Bu durum Çin Komünist Partisi’nin meşruiyetinin sorgulanmasına neden olacak kadar ciddileşebilir. İçeride yaşanacak sosyal karışıklıklar da bunun başka bir sonucu olabilir. Amerika tarafına baktığımızda ise Biden yönetiminin daha yüksek vergiler, daha fazla regülasyon ve “Yeni Yeşil Düzen” gibi müsrif programlarla ABD ve dünyanın ekonomik büyümesini yavaşlatması olası.
Kitabınızda Amerika ekonomisinin de zor zamanlar yaşayacağını ama aynı zamanda her varlığın da değer kaybetmeyeceğini öngörüyorsunuz. Sizce hangi varlıkların değeri yükselecek?
Hazine bonoları, altın, arazi, gayrimenkul, tarım, diğer doğal kaynaklar ve yapay zekâ varlıklarının iyi performans göstereceği düşüncesindeyim. l Bitcoin bu sene yeni zirvelere ulaştı. Kripto paralar sizce iyi bir yatırım alternatifi mi? n Kripto paralar bir yatırım aracı değil. Bir kumar türü… Kazananlar ve kaybedenler var ancak yaratılan bir net değer/zenginlik yok. Yakın gelecekte panik halinde bir yıkım yaşanması olası.
2021 ve sonrasında gelişmekte olan ülkelerin, özellikle de Türkiye’nin kaderini nasıl görüyorsunuz?
Türkiye büyük ve göreceli olarak iyi eğitimli nüfusu sayesinde iyi performans gösterebilecek bir pozisyonda. Fırsatlar açısından bir diğer çekici seçenek de Hindistan… Nijerya ve Kenya dahil Sahra Altı Afrika bölgesinde de iyi büyüme fırsatları var. Gelişmekte olan ekonomilerdeki en büyük sorunlar ise yolsuzluk, rüşvet ve siyasi istikrarsızlık olarak öne çıkıyor.
2021 ve sonrasında dünya ekonomisinin karşısındaki en büyük riskler ve zorluklar neler? Toz duman dağıldıktan sonra nasıl bir dünya ekonomisi beklemeliyiz?
Sorun şu ki tozlar 30 yıl boyunca dağılmayacak. 2020 öncesindeki dünyaya ve normale geri dönmeyeceğiz. Dünya ekonomisinin ve toplumunun birçok kısmı uzun süre boyunca çok farklı olacak. En büyük riskler ise savaş ve negatif demografik trendler.
“TÜRKİYE, TL’NİN İSTİKRARI İÇİN ALTINA YATIRIM YAPMALI” “PARA POLİTİKASI SORUNLU” Büyük, iyi eğitimli bir nüfus ile Avrupa ve Asya’nın arasındaki coğrafi konum, Türkiye’nin sahip olduğu avantajlar. Türkiye’nin problemleri ise istikrarsız bir para politikası ve laik topluma karşı negatif bir duruş. LAİKLİK VURGUSU Türkiye bir yandan İslami geleneklerini ve dinini korurken diğer yandan laik bakış açılarına yer vererek istikrarını destekleyebilir. Türkiye altın rezervlerini kullanmalı ve para biriminin istikrarını desteklemek için daha fazla altın satın almalı. |
MAKRO EKONOMİNİN SEYRİ NASIL OLACAK?
|
COVID-19 SONRASI YATIRIMCILAR NEREYE ODAKLANMALI? NAKİTTE KALIN! Nakit iyi bir varlık çünkü portföyün istikrarsızlığını azaltır ve diğer varlıkların fiyatı düştüğünde alım yapılabilmesini sağlar. Altın dünyanın durumu nasıl olursa olsun servetin korunmasını sağlar ve bir finansal panik halinde değer kazanır. ÇİN SORUNLU Petrol ve doğal gaz da kâr getirecek çünkü rüzgar enerjisi, güneş enerjisi ve hidroelektrik enerji gelecekteki enerji talebini karşılayabilecek kadar hızlı büyüyemeyecek. Hindistan, Türkiye, Nijerya, Kenya, Tayvan ve ABD’nin iyi olacağını düşünüyorum. Rusya da petrol, doğal gaz ve altın rezervleri sayesinde çekici. Çin’den uzak dururdum. |
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?