Çin’in
sunduğu fırsatları ve bu pazarın geleceğini anlatmaya artık gerek
yok... Bütün dünyanın girmek için yarıştığı Çin’e, son birkaç yıldır
Türkiye’den de büyük ilgi var. Özellikle de orta ölçek ve üstündeki
şirketler, daha önce v ihracat ve ithalat için yanaştıkları bu ülkeye,
şimdi daha kalıcı olarak giriyor. Giyim perakendecisinden küçük ev
aletlerine, tekstilden inşaat malzemelerine kadar çok sayıda şirket,
kendine özgü taktiklerle bu pazara giriyor. Ancak dünyanın dört bir
yanından irili ufaklı binlerce şirketin yer aldığı, kendine özgü
dinamikleri ve rekabetçi iş dünyası olan Çin’e girmek o kadar da kolay
değil... Üstelik girenleri de ayakta kalmak için zorlu günler
bekliyor... Türkiye’den giden bazı şirketler, giriş ve ayakta kalma
stratejileriyle sonradan gelecek olanlar için örnek oluşturacak başarı
öyküleri yazıyor.
Tabloyu görmek için görsele tıklayın. ÇİLEK ŞANGAY'DAN GİRDİ
Çilek Mobilya, Temmuz 2012’de Şangay’da ilk mağazasını açarak Çin’e
girdi. Çilek Mobilya Genel Müdürü Muzaffer Çilek, ilk hedeflerinin
Şangay’da 8 mağaza açmak olduğunu söylüyor. Çin’e ilk kez Şangay’dan
girmelerinin nedenini ise “Çünkü Şangay, Çin’in ticaret merkezi ve
şehrin yakın bölgesinde 200 milyona yakın bir nüfus var” sözleriyle
açıklıyor. Şangay’da Çilek’i Avrupalı bir marka olarak konumlandıran
Muzaffer Çilek, “Bu nedenle şehrin en lüks caddelerinde ve AVM’lerinde
mağazalar açıyoruz. Şangay’ın gelir düzeyi yüksek ailelerinin,
dolayısıyla onların çocuklarının markası olmayı planlıyoruz. Elbette
orta ve uzun vadede mağazalarımızla Çin geneline yayılma hedefimiz
mevcut” diye konuşuyor. Çilek, Çin’e Singapur’daki partneriyle birlikte
girdi. Muzaffer Çilek, tek başına girmemelerinin nedenini şöyle
açıklıyor: “Çin, dünyanın diğer ülkelerinden çok farklı bir kültüre
sahip. İş yapış şekli ve tüketicinin markaya bakışının farklı olduğunu
biliyoruz. Bu nedenle ülkeye giriş stratejimizi belirlemekte ve
yürütmekte başarılı olmak için Singapur’daki partnerimizle birlikte
hareket etmeyi tercih ettik.” Muzaffer Çilek, Çin’de kendileri gibi
mağazalar açmayı planlayanlara ise tavsiyelerini şöyle iletiyor:
“Öncelikle ülkenin sosyo-ekonomik açıdan önemli şehirlerini belirleyip,
tüketicilerin alışveriş alışkanlıklarına göre konumlanın. Pazar
araştırmaları ile ülkenin kültürünü, tüketici tercihlerini ve yaşam
tarzlarını çok iyi analiz etmek gerekiyor. Bu dev pazarda iyi bir
konumlanma yapabilmek için üç unsur önemli: Yerel PR ve tanıtım şirketi
ile anlaşmak, doğru lokasyon seçimi için emlak danışmanıyla çalışmak ve
tüm iş süreçlerini yürütecek Çinli hukuk danışmanı ile çalışmak.”~
AKTAŞ, FABRİKA KİRALADI
Dünyanın pek çok bölgesinde hava süspansiyon körükleri üreten Aktaş
Holding, 2010 yılında Çin’e yatırım yaptı. Aktaş Holding Yönetim Kurulu
Başkanı Şahap Aktaş, Çin fabrikasıyla tüm Asya pazarına hitap
ettiklerini söylüyor. Asya’daki en önemli hedef pazarlarının Çin
olduğunu belirten Aktaş, “Bölgeye yoğun olarak ürün satışı yapıyorduk.
Piyasada hava süspansiyon körüğü konusunda büyük bir ihtiyaç olduğunu
gördük. Çok hızlı büyüyen ve gelişmekte olan bir pazar olduğu için 7 yıl
boyunca Çin’e girmeyi planladık. Akabinde de yatırım için doğru zaman
ve ortamı hazırlayarak yatırım kararı aldık” diyor. Aktaş, aldıkları bu
kararı nasıl hayata geçirdiklerini ise şöyle anlatıyor: “Çin’de daha
önce yatırım yapan Bursalı bir sanayici dostumuzun da desteği ile
kiralık bir fabrikada üretim yapmaya başladık. Çin pazarının
ürünlerimize olan talebini doğru hesapladığımızı gördüğümüz için bölgede
kendi fabrikamızı kurmaya karar verdik. Bu yılın sonuna kadar da kendi
fabrikamızda üretimi başlatıyor olacağız.” Aktaş Holding söz konusu
yatırımı Çin’in Changxing bölgesine yapacak. Şirket 5 yılda 1 milyon 800
bin adet yıllık kapasiteye ulaşmayı hedefliyor. Aktaş, Çin’e girmek
isteyen şirketleri kendilerini bu dev pazara hazırlamaları gerektiği
konusunda uyarıyor: “Kendinizi çok iyi hazırlamadan girdiğinizde
bocalama ihtimaliniz çok yüksek. Bu nedenle iyi hazırlanmaları
gerekiyor. İlk önerim kesinlikle mallarının satıldığını görmeleri. Eğer
şirketlerin ürünleri bölgede ilgi görüyorsa bu ilk aşamanın
atlatıldığının göstergesidir. Kendilerinden önce bölgede yatırım yapan
Türk işadamlarından da destek almaları hızlı bir adaptasyon için
kolaylık sağlar.”
ARZUM, AVRUPALI RAKİBİNİ İZLEDİ
Elif Evdüzen, 2008 yılında Hong Kong’a yerleşerek Arzum’un Arzum “Asia
Pacific Limited” unvanlı Hong Kong ofisini açtı. Evdüzen, 11 çalışma
arkadaşıyla birlikte şirketin ürün geliştirme, kalite kontrol ve tedarik
süreçlerini yönetiyor. Arzum’un Çin’e giriş hikayesini ise şöyle
paylaşıyor: “Çin, Tayvan ve Hong Kong’la ilk tanışmamız, CEO’muz ve
ortağımız olan Murat Kolbaşı tarafından 1992 yılında
gerçekleştirilmişti. 1996’da Hong Konglu bir şirketle işbirliğine
gidildi. 13 yılın sonunda büyüyen ve markalaşan bir şirket olmanın
sorumluluğu altında 2009’da kendi Hong Kong ofisimizi açtık.” Evdüzen,
Hong Kong’u gerek anakaraya olan yakınlığı, gerekse sektörleri için bir
merkez olması nedeniyle tercih ettiklerini belirtiyor ve şöyle devam
ediyor: “Özellikle 1996 Gümrük Birliği Anlaşması’yla birlikte Avrupalı
şirketler Türkiye pazarında daha aktif rol almaya başladı. Bu markaların
yatırımlarını Çin’e ve Hong Kong’a kaydırmış olduklarını fark ettik.
Biz de hem teknik hem kalite yönünden gelişmiş olan bu fabrikalarla
işbirliğine giderek, Türkiye’de üretemeyeceğimiz farklı ürünler üzerinde
yoğunlaştık. 1996 yılında Arzum markalı sadece 16 adet ürünümüz vardı.
Bugün yurtiçinde 20’ye yakın, yurtdışında 50’den fazla üreticiyle
işbirliği yaparak 150’den fazla çeşide ulaştık.” Evdüzen, üretici
kimliklerinin yanı sıra büyük Çin pazarından ufak da olsa pay almak
adına da yapılanmalarını sürdürdüklerini belirtiyor. Evdüzen, “Çin artık
daha çok Çin pazarında ürünlerini pazarlamak isteyen ve Asya Pasifik
bölgesinde bir şeyler yapmak isteyen şirketlerin tercih etmesi gereken
bir konuma ulaştı” diyor.~
ALARKO NUN GİRİŞ STRATEJİSİ
Alarko Holding Yönetim Kurulu Başkanı İshak Alaton’un da ortakları
arasında yer aldığı Alvimedica, girişimsel kardiyoloji alanında
Türkiye’nin ilk ve tek üretici şirketi. Şu an Çin dahil yaklaşık 40
ülkede faaliyette. Alvimedica CEO’su Cem Bozkurt, on binlerce hastanesi
bulunan Çin’in her zaman hedeflerinde yer aldığını söylüyor. Bozkurt,
Çin’e giriş nedenlerini şu sözlerle açıklıyor: “Çin, pazarı 25 milyonu
bulan kardiyovasküler, 5 milyon taşikardi hastası ve 5 milyona yakın
kalp krizi vakasıyla girişimsel kardiyoloji alanında her türlü yeniliğe
ihtiyaç duyuyor. Bölgede yılda 200 bin açık kalp ameliyatı
gerçekleşirken, 75 bin hastane ve 1.800 civarında girişimsel kardiyoloji
laboratuarı bulunuyor. Her yıl girişimsel kardiyoloji alanında 230
binden fazla vakaya ise müdahale ediliyor. Çin medikal cihaz pazarında
bu yüzden olmamız gerekiyordu."Alvimedica, 2010 yılında Çin’de ürün
ruhsatlandırma konusunda danışman şirketlerle iletişime geçti. Bozkurt,
bu süreçte yaşadıkları en büyük sorunun Avrupa, Latin Amerika, Ortadoğu
ve Afrika bölgelerinde kabul gören ürün kalite testlerinin, Çin’de kabul
edilmemesi olduğunu söylüyor. Alvimedica Asia-Pacific Co Limited adlı
şirketlerinin açılışıyla birlikte, 2011’de Çin ve çevresindeki Tayvan ve
Hong Kong’a ihracat amaçlı temsilcilik ofisleri ve dağıtım ağlarını
kurduklarını belirtiyor. Şirket Şangay’da merkez ofis, Pekin ve Hong
Kong’da yerel ofislerle ilk yapılanmasını gerçekleştirdi. Alvimedica
Asya Pacific Holding ve holdinge bağlı şirketlerde şu anda 50’den fazla
kişi çalışıyor. Bozkurt, “Çin pazarına girerken en doğru yaklaşımımız,
her aşamada doğru lokal partner arayışımızdaki titizliğimiz oldu” diyor.
ORHAN, ÇİNLİ ŞİRKETİ ALDI
Orhan Holding, Kore, Rusya ve Hindistan’ın ardından 2012 başında Çin’de
de üretime başladı. Grup şirketlerinden Nobel Otomotiv, Çin’in Fuzhou
şehri merkez olmak üzere Liuzhou, Chongqing ve Haikou’da üretim
faaliyetleri olan Fuzhou Rocket Enterprises Co. Ltd. adlı şirketin yüzde
51’ini satın aldı. Nobel Otomotiv böylece Çin’de 4 ayrı lokasyonda 250
çalışanıyla faaliyet göstermeye başladı. Şirket, Çin’de binek ve hafif
ticari araçlarda kullanılacak olan akışkan transfer üniteleri, pedal
sistemleri ve yakıt doldurma gibi parçaları üretip yine aynı pazara
satıyor. Orhan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Orhan, Asya’da
bulunma amaçlarını şöyle açıklıyor: “Biz Hindistan’a, Çin’e oradaki
müşterilerimize hizmet vermek için, o pazarlara yönelik üretim yapmak
için gidiyoruz.” Çin’in çok enteresan bir süreç yaşadığını söyleyen
Orhan, pazarı şöyle değerlendiriyor: “Çin, BMW 7 serisinin en çok
satıldığı ülke. Biraz marka olan ürünler alışveriş merkezlerinde
Türkiye'den 3 kat pahalı satılıyor. Örneğin Starbucks çok pahalı ama
Çinliler lüks hayat nasıl diye tadına bakmak için Starbucks’tan bir kere
bir kahve içiyor. Zengin kesim farkı belli etmek için markayı ucuz
bulursa almıyor.”
KİGILI SHOWROOM LA GİRDİ
Kiğılı, yaklaşık 12 yıldır Çin’le ticaret yapıyor. Çin’e asıl girişini
ise 2011’in ilk aylarında gerçekleştirdi. Çin’e girişte farklı bir
yapılanma modeli izlediklerini söyleyen Kiğılı CEO’su Hilal Suerdem,
“Çin’in ticari açıdan en hareketli şehirlerinden Gangzhou’da toplamda 5
bin metrekarelik alanda 4 showroom’la hizmet veriyoruz. Sonbaharda ise
mağazalaşma çalışmalarımıza başlayacağız. Çin’in farklı şehirlerindeki
alışveriş merkezlerinde mağaza yeri bakıyoruz. Çin pazarındaki hedefimiz
Türkiye’ye oranla 5 yıl sonrasında da 10 kat büyümek” diyor ve ekliyor:
“Yüksek nüfus, halkın gelirinin 3 kat artması, lüks tüketime talebin
yükselmesi, tüketicilerin modayı takip etmesi, Çin’in ciddi bir pazar
oluşu, tedarikçilerle ilişkilerimiz, tedarikçilerin bizi
moda-kalite-fiyat anlamında önde gördüklerini ifade etmesi ve işbirliği
teklifleri bizi bu pazara yönlendiren etkenler oldu.”~
Çin pazarında organize perakendenin çok büyük olduğunu ifade eden
Suerdem, Çin’in birkaç mağazayla devam edilebilecek bir pazar olmadığını
da sözlerine ekliyor. Suerdem, bu nedenle Çin pazarında daha güçlü
olmak için üretimde ve perakendede güçlü tedarikçilerle işbirliğine
gittiklerini açıklıyor ve şöyle devam ediyor: “İlk etapta çok katlı
mağazalara giriş yapıp bir anda milyonlarca tüketiciye ulaşmayı
hedefledik. Markamızı tanıttıktan sonra da Kiğılı mağazalarını artırmayı
hedefliyoruz. Çin’deki tedarikçilerimizle işbirliği içinde marka lisans
hakkı yöntemi geliştireceğiz.” Suerdem, Çin’de işe başlamanın hazır
giyim sektörü için çok riskli olduğuna da değiniyor. “Çünkü tüketim
alışkanları çok farklı. Örneğin orada erkekler daha çok alışveriş
yapıyor” diyor.
CEMİL KAZANCI / KAZANCI HOLDİNG YKB VEKİLİ
DÜNYANIN EN BUYUK JENERATÖR FABRİKASINI CİNE KURDU
ÇİNLİ REKABETİ ÇİN’E GÖTÜRDÜ
Yaklaşık 7 yıl önce Çin’de merdivenaltı olarak üretilen jeneratörlerin
Türkiye'ye yarı fiyatına girmesiyle pazar payı kaybetmeye başladık. Bu
durum grup şirketlerimizden Aksa Jeneratör’ün Çin’e yatırımını
tetikledi. Çin’de fabrika kurmaya karar verdik. ÜRETİM KONTROL ALTINDA
2012’de büyük yatırımı yaptık. Bu yatırımla Çin’de ürettiğimiz
jeneratörleri başta Japonya olmak üzere Rusya ve Ortadoğu'ya satacağız.
Yeni yatırımla üretimimizi kontrol altına almak istedik. Dünyanın en
büyük jeneratör fabrikasını Çin’de açtık. KAPASİTE 2 KATINA ÇIKACAK
Bugün Çin’de yıllık 24 bin jeneratör üretim kapasitesine sahibiz. Bunu
bir yılda ikiye katlayıp 48-50 bine çıkaracağız. Artık Çin’de kabul
görür hale geldik. Bu yatırımla Çin'deki pazar payımız da ciddi şekilde
artacak. Çin’den başta Çin olmak üzere birçok pazara satış yapıyoruz.
Jeneratör üretiminde dünyada ilk üçe girmeyi hedefliyoruz. Aksa
Jeneratör şirketimizi halka arz etmeyi, buradan gelecek kaynakla daha da
büyümeyi hedefliyoruz. ASIL HEDEF ÇİN PAZARI
Aslında Çin’deki fabrikamızda, esas hedefimiz Çin pazarındaki payımızı
artırmak. Aksa'yı bir araba markası gibi bilinen bir dünya markası
yapmak istiyoruz. 30 yıllık geçmişimiz ve bu yatırımlarımızla bunun
mümkün olduğunu düşünüyorum.
VEDAT AYDIN / ZORLU HOLDİNG TEKSTİL GRUP BAŞKANI
“ÇİN'DE DEVLETLE ORTAK OLDUK"
VERİLEN DESTEKLER
Türkiye’de artan üretim maliyetleri, Çin’de ise üreticilere verilen
destekleri görünce 6 yıl önce Çin’de üretim denemeleri yapmaya karar
verdik. Çin’de bölgesel olarak farklı destekler var. Sanayi politikaları
gereği bilhassa gelişmeye ihtiyaç olan bölgelerde özellikle iç
taraflarda destekler daha farklı. Örneğin arazi tesisinde istenen türde
bina yapılıp işletmeciye uygun fiyata kiralanabiliyor. PAZARLIK GÜCÜ
Kurulacak şirkete devlet ortak olursa daha da cazip imkanlar sunuluyor.
Sunacağınız hizmetlere bağlı olarak pazarlık gücünüz de oluyor. Çok işçi
çalıştırıyorsanız, üretilen malı pazarlıyorsanız ve oraya know how
götürüyorsanız pazarlık gücünüz artıyor.~ GLOBAL ŞİRKET ÇİN ŞART
Çin’e gitmenin en önemli avantajı rakibe yakın olup onu daha yakından
takip ve kontrol edebilmek. Global pazarlarda iş yapan şirketlerin
muhakkak Çin’de de operasyonlarının olması gerekiyor. Çin’de hem üretim
hem satın alma işlerini yönettiğimiz tekstil grubuna ait iki şirketimiz
var. Tabii başka alternatifler için görüşmelerimiz de sürüyor. Üretim
şirketimizin adı Zorlu Yinhua. Çin’in orta bölgesinde Sichuan eyaletinde
kurulu ve bu şirkette devletle ortağız. Ticari satın alma yapan
şirketimiz Zorlu East ise Şangay’da. SADECE ÇİN YETMEZ
Çin’de Zorlu Tekstil Grubu olarak üretim ve ithalatta 80 milyon dolar
civarında hacmimiz var. Global pazarlarda ürünlerimizi pazarlarken
isteyene Türkiye’den isteyene daha ucuz üretim imkanı olan ülkelerden
çeşitli kalite gruplarına ait ürünler satarak pazar hakimiyetimizi
korumaya çalışıyoruz. Türkiye’de üretim, ürün geliştirme gibi imkanlar
Çin’deki üretime çok destek veriyor. Yani Türkiye’de üretmeden sadece
Çin’de üretmenin çok faydalı olduğuna inanmıyoruz.
PROF. DR. ALİ BEBA / HONG KONG BİLİM VE TEKNOLOJİ ÜNİVERSİTESİ GİRİŞİMCİLİK MERKEZİ DİREKTÖRÜ
“ÇİN'E GELEN ŞİRKETLER KAZANIYOR"
TÜRKLER AVRUPALI
Türk şirketleri Avrupalı şirketler grubuna giriyor. Saygınlıkları var.
Pazarın büyüklüğü ve iç tüketimin artırılması Çin’in yılda yüzde 8-10
oranında büyümesi için devlet politikası haline gelmiş durumda. Bu da
dünyanın tüm şirketleri için olduğu gibi globalleşen Türk şirketleri
için de büyük potansiyel sunuyor. FIRSATLARI GÖRENLER
Bazı Türk girişimcileri Çin’de harikalar yaratıyor. Bizde atık olan
tavuk bacağı Çin’de 17 değişik şekilde pişiriliyor. Bunu fırsat gören
bir girişimcinin şirketi bugün zeytinyağı dahil çeşitli gıda maddeleri
ve maden ithalatı yapan önemli cirolu bir şirkete dönüşüyor. Bir başka
girişimcimizin Hong Kong’da başlattığı bir başka şirket Pekin’de önemli
ihaleler alabiliyor. ŞARAP VE GIDADAKİ FIRSAT
Son zamanlarda şarap kültürü ciddi bir yükseliş içinde. Dünyanın en
pahalı şarapları Çin’de satış rekorları kırıyor. Ancak mutfakları bizden
çok farklı olduğu için gıda işine gireceklerin burada dikkatli olması
lazım. BUNLARA DİKKAT!
Türk şirketleri Çin’e girerken araştırma şirketlerinden hizmet satın
almalı ve mutlaka piyasa araştırması yapmalı. Her işe değil, ihtisas
sahibi konulara odaklanılmalı. Yasal ve düzenleyici hizmetler konusunda
hukuk deneyimi olan kurumlardan hizmet alınmalı. GUANXI FAKTÖRÜ
Çin’de “guanxi” yani ilişkiler çok önemli olduğu için yerli bir ortak
bulunmalı. Teknolojinin tüm nimetlerinden faydalanılmalı. İnternet ve
sosyal medya iletişimine çok önem verilmeli. Ürünlere ait kataloglar ve
fiziksel örnekler hazırlanmalı ve çok sayıda fuara katılınmalı. Çin’e
giriş Hong Kong üzerinden yapılmalı. Sabırlı olunmalı.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?