Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Feyhan Yaşar, sorularımızı yanıtladı...
Özlem Aydın Ayvacı
oaydin@capital.com.tr
YAŞAR TOPLULUĞU, TÜRKİYE’NİN EN ÖNEMLİ sanayi gruplarından biri. Grup 2017’yi yüzde 15 büyümeyle 5,2 milyar TL konsolide brüt ciroyla tamamladı. 2018’de de yüzde 20 büyüyerek yaklaşık 6,2 milyar TL ciroya ulaşacak. Feyhan Yaşar, grupta yönetim kurulu başkan vekili olarak görev yapıyor. İş hayatındaki 40’ıncı yılını yaşayan Yaşar, şu an yaşanılan türbülansın en zor döneminde olunduğunu ve iyileşme sürecinin yakında başlayacağını düşünüyor. Bu zamana kadar da yatırımlara devam ettiklerini belirtiyor. 2017’de 230 milyon TL ve son 5 yılda ise 315 milyon dolar yatırım yaptıklarının altını çizen Yaşar’ın ajandasının en önemli maddesi yurt dışında büyüme. Gelirlerinin sadece yüzde 10-12’sinin yurt dışından geldiğini söyleyen Yaşar, “Önümüzdeki dönemde bu oranın yüzde 20’ye çıkmasını hedefliyoruz. Bu büyüme Dubai’deki ilk üretim yatırımımızın devreye girmesi ve et ihracatımızın da artmasıyla olacak” diyor. Yaşar, grubun sürdürülebilir, kârlı büyümesi ve sağlıklı bir şekilde kaynaklarını kullanması üzerine düşündüklerini belirtiyor ve “TL bazında 5 yılda 2 kat büyüklüğe ulaşırız. Kârlılıktan taviz vermeden büyümeyi başarmak önemli. Bu yıl ekonomik şartlar bizi Yeni Türkiye ekonomik modeli içinde yeniden bir portföy değerlendirmesine, bir gelecek değerlendirmesine, yurt dışına bakış açımızın yeniden irdelenmesine götürebilir. Yeni bir stratejik çalışma yapmak için yönetim kurulu olarak işe koyulabiliriz. Türk sanayicisi bu yeni durum üzerine yeniden başka türlü büyüme formülleri üzerine düşünecek” diyor. Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Feyhan Yaşar, sorularımızı şöyle yanıtladı:
2017’de yüzde 15 büyüdünüz. Son 1-2 yıl nasıl geçti?
Stratejimizde 2016-2017’den beri Türkiye’nin geçirmiş olduğu birtakım sıkıntılar sonrasında dahi çok önemli değişiklikler yapmadık. Büyüme ve yatırım hedeflerimizi hiç aksatmadık. Önemli bir istihdam artışı hedefimiz vardı. Bunun için de yatırımlar yapıldı. 2009-2010’dan itibaren Yaşar Holding sürekli odak iş kollarında yatırım yapmaya devam etti. Bu alınan stratejik kararların bir parçasıydı. Gıda, içecek, boya sektörlerine odaklandığımız için yatırımları ağırlıklı bu sektörlerde yaptık. 2017’de yüzde 15 büyüdük ve 5,2 milyar TL konsolide brüt ciroya ulaştık. Bakıldığı zaman Türkiye’nin büyümesinin biraz üzerinde bir büyümemiz oldu. Gıda ve içecekte bu büyümenin bir kısmı da fiyat artışlarından geldi.
2018 grup açısından nasıl tamamlanacak?
Tabii ki büyüme olacak ama 2018’i bütçe hedeflerimizin altında tamamlayacağız. Sadece üretmek değil, pazarın büyümesi de önemli. Dolayısıyla planlı olarak daralan pazara göre bazı bütçelerimizi revize ettik. Dolayısıyla son 3 ayda bir daralma bekleniyor. Zaten yeni ekonomik programda da 2019 hedefleri açıklandı.
Gıdada daralma var mı?
Ekonomide bir daralma olunca bu her sektörde kendini gösteriyor. Gıdada daha az ama mesela boyada daha çok olacaktır. Bu toparlanacak bir daralma. Bu yıl iş hayatımda 40’ıncı yılım. Bu sürede 7-8 tane kriz gördüm. Bunun bir süreci var. Şu an en zor zamanı geldi. Her sıkıntılı dönem ekonomide bir hasar bırakıyor ama her dönemin de bir iyileşme süreci var. Talep biraz azalınca cari açıkta iyileşmeyi hemen gördük. Talep azaldı, sanayici de tüketici de tedbirli olmak durumunda kaldı. Sanayici olmak kolay değil. Sanayicinin pek çok yere sorumluluğu var. Sadece paydaşlarına değil bankalara, devlete karşı sorumluluğu var. Bu riski yönetmek zorundayız. Bu riski yönetirken biraz daha talebe göre üretimi ayarlamak zorundayız. Piyasada satış olsa bile büyüme eski oranlarda olmayacak. İthal girdilerin artan fiyatları maliyetleri yükseltiyor ve fiyata baskı yapıyor. Biz 2018 için yüzde 25 büyüme hedefi koymuştuk, yüzde 20 ile kapatmayı bekliyoruz. 2017’de ciroda ihracatımızın payı yüzde 10-12 bandındaydı ve 110 milyon dolar civarında ihracatımız vardı. Bugün de kaybımızın bir kısmını ihracattan telafi ediyoruz.
Maliyetlerin ne kadarı ithal?
Tarım ve hayvancılık sektöründe en önemli iki girdi yem ve nakliye. Özellikle yemde büyük fiyat artışı var. Bu konunun çözülmesi, meraların ıslahı gibi önlemlerin alınması gerekiyor. Enerji ve nakliye maliyetlerimiz yüzde 50’ye yakın arttı. Yemdeki artış yüzde 40-50 arasında oldu. Boyada da hem menşei fiyat arttı hem döviz artışı etkiledi. Petrol fiyatları artınca boya hammadde maliyetleri de arttı. Sanayici maliyet enflasyonuyla karşı karşıya kaldı. Son 4-5 aydır bu böyle devam ediyor. Eski kâr marjımızı korumamız mümkün değil. Fiyat ayarlamaları kısmen yapıldı ama tüm artışları fiyatlara yansıtmadık.
Peki bu sorunu nasıl yönetiyorsunuz?
Rekabet belli, tüketicinin alım gücü belli başka yerlerden tasarruf etmeye çalışıyoruz. Başka nakit çıkışlarını ve yatırımları erteleyerek bunu telafi etmeye çalışıyoruz. Yılbaşına kadar olan kısa vadeli yatırımlarımızı askıya aldık. Çünkü, kaynak problemi yok ama kaynak maliyeti çok yükseldi. İkincisi o kaynakları tüketiciye yansıtamadığımız maliyet artışları için kullanmayı uygun bulduk. Maliyet artışlarının ancak yarısı kadar ayarlama yapabildik. Bu her zaman böyle olur. Bunu zaman içinde tüketici dışında ba��ka kaynaklardan tasarruf ederek bütçeyi denkleştirmeye çalışıyoruz. Şimdi bütçe çalışmasına da erken başladık. Yurt dışındaki büyüme, ajandamın en önemli maddesi. Gelirlerimizin sadece yüzde 10-12 arası yurt dışından geliyor.
Bu konudaki hedefiniz nedir?
Hedef koymak kolay değil. Rakamsal hedeflerin altının dolu olması lazım. Önümüzdeki dönemde ihracat ve yurt dışı kaynaklı ciromuzun toplam cirodaki payının yüzde 20’ye çıkmasını hedefliyoruz. Bu büyüme Dubai’deki yatırımın devreye girmesi ve et ihracatımızın da artmasıyla olacak. Balıkta da ihracatımız her yıl artıyor. Boyadan da büyüme gelecek. Sanayi boyalarında yurt dışında ihalelere girmeyi planlıyoruz. Gelişmiş teknolojik ürünler ve Ar-Ge’nin yaptığı dünyayla rekabet edebilir ürünlerimiz var.
Grubun gelir dağılımı sektörlere göre nasıl?
Gıda ve içeceğin payı son 5 yılda yüzde 65’ten yüzde 70’e geldi. Grup gelirlerinin yüzde 25’i boyadan, yüzde 4 kağıt ve gerisi diğer sektörlerden geliyor. 1998’deki stratejik yapılanmadan beri hedefimiz gıda ağırlıklı büyüme. Gıdanın içine yem, hindi, balık da giriyor. Geriye doğru entegre canlı hayvan stok ve üretimimiz de var. Onlar ihracat ağırlıklı olduğu için dolar bazında gelirler arttı. Balıkta 25 milyon dolarlık ihracatımız var. Balık önemli ama balık ürün değil üretim. Fiyatı borsada belli oluyor
Toplam ihracatınız ne kadar?
2017’de 110 milyon dolar ihracat yaptık. Önemli ithalatımız da var. Ticaret anlamında alım satımı da düşünürseniz önemli bir ciromuz var.Sadece gıda ve içecekte ihracatımızın 66 milyon doları Körfez bölgesinden geliyor. Boya ihracatımız 10 milyon dolar, balık ihracatımız 25 milyon dolar.
2019 ve sonrasında ihracatta mı büyüyeceksiniz?
İç pazarda talep azalınca ihracat Türkiye’de her zaman artış gösteriyor. Bazen şartlar ihracata zorluyor. Böyle küçük küçük krizler herkese yeni pazarlar bulma, yeni akıllar geliştirme, yeni çözümler üretme konusunda bir enerji veriyor.
Sizin en önemli pazarlarınız hangileri?
Irak, Katar, BAE, Lübnan gıda için önemli. Almanya’da yerel üretim yaptırıyoruz. Almanya, Danimarka ve İngiltere’de etnik pazar ağırlıklı çalışıyoruz. Bu pazarlar çok hızlı büyümüyor ama Katar, BAE’de yüzde 20 oranında büyüme hePetrodefimiz bulunuyor. Rusya’ya da ihracatımız var. Kurun değişimiyle o kadar kârlı olduğunu düşünmediğimiz işler daha kârlı hale geldi. Viking Kağıt da 15 milyon dolar ihracat yapıyor. İngiltere’de önemli alıcıları var. Rekabet edebilir, kârlı bir iş olarak devam ediyor.
Turizmde yeni projeniz olacak mı?
Turizmden çıktık sadece Çeşme Altın Yunus var. İş kolu olarak sektörde değiliz. Turizm gelirleri her sektörü olumlu etkiliyor. Ülkeye daha fazla harcayan turisti kültür turizmiyle getirebiliriz. 30 yıldır bu alana sürdürülebilir destek veriyoruz. İki vakfımız var.
2019 yatırım ajandanızda ne var?
Şu an bütçe hazırlığımız başladı. 2019’da büyük yatırım olmaz. Duralım, bir soluklanalım dedik. Ama sanayinin yatırımı hiç bitmez. Verimlilik, otomasyon, taşınma, tadilat yatırımları devam eder. Ama o kadar büyük bir yatırım döneminden çıktık ki onların verimini, geri dönüşünü almak da önemli. Son 5-6 yılda kalite ve kapasiteyle ilgili her türlü yatırım yapıldı. Bu konuda bir sıkıntımız olmayacak.
2019’da büyüme öngörünüz var mı?
Yeni ekonomik planda Türkiye’nin yüzde 2,9 büyüyeceğini gördüm ama ben rahatlıkla ülke büyümesinin yüzde 4-5 olacağını düşünüyorum. Enflasyon da bir büyüme getirecektir. 2019 için biz de yüzde 10-15 aralığında büyüme hedefi koyarız. İhracat gelirleriyle artabilir.
Büyüme getirecek projeler neler?
Her ürünümüz büyüme getiriyor. Hızlı dönen ürünlerde her yıl yeni ürün çıkarıyorsunuz. Ambalaj, lezzet her şey değişiyor. Değişen piyasa koşullarına, tüketici trendlerine ve talebe göre sürekli yeni ürün çıkarıyoruz. Büyüme yeni ürünlerle sürüyor.
Tüketicinin davranışları nasıl değişti?
Tüketicinin krizlerde ilk reaksiyonu her zaman kendi kesesiyle ayakta kalmaya çalışmaktır. Bunu ben dahil herkes yapmak zorunda ki çok doğal bir tepki. Tüketici iki üründen birinden fedakarlık etme noktasında. Ya kaliteden fedakarlık edecek ya da iki yerine bir tane alacak. Herkes harcamalarını biraz daha kısacak. Bizim ürünlerimiz raf ömrü kısa ürünler. Yiyecekleri kadar alacaklar. Çok değil az ve öz alacaklar.
Son dönemde pazar paylarınız değişti mi?
Pazar paylarımız aşağı yukarı aynı. Birçoğunda lideriz, ikinci ve üçüncü olduğumuz kategoriler var. Bunu ben her ay takip etmem. Mutlak büyümeleri ve ürün kârlılıklarını takip ediyorum.
Son 1 yılda kârlılıklar ne kadar değişti?
Son 1 yılda maliyet girdileri de çok arttığı için özellikle nakliye, ambalaj kalemleri bizi etkiledi. Ama her zor dönemde 1-2 ay böyle olur. Ondan sonra kurlar biraz geri gelir. Bu ambalaj şirketleriyle yeniden pazarlıklara oturulur. Petrole bağımlı işler etkilendi. Kâr marjı ürüne göre değişiyor. Böyle ortamlarda kârınızdan fedakarlık etmeniz gerekir. Enflasyonla mücadele için geçmişte de çok uğraştık. Enflasyon bir kere yukarı çıktıktan sonra aşağı indirmek çok maliyetli.
Tahsilat ve ödemede sorunlar var mı?
Herkes kadar bizim de oluyor. Mesela büyük perakendecilerden biri ‘7 milyon ödeyeceğim’ diyor, 3 milyon ödüyor. Kriz ortamlarında o da nakit tahsil edemiyor. Bunları mesele yapmaya gerek yok. Herkes bu ortamda adil şekilde işi sürdürmeye çalışıyor.
Bu dönemde en önemli sorunlar ve riskler neler?
Talep daralmasından başka sorun görmüyorum. Bazı satışlarda azalma var. Çalıştığımız şirketlerden tek tük zora girenler olacak ama teminatlar var, sektörde kilitlenme olmaz. Nakit akışında gecikmeler olur ama sistem kendini dengeler.
Talep ne kadar daralır?
Şu anda talep çok daralmıyor ama ağustosta ciddi bir talep daralması olmuştu. Boyada satışların büyük bölümü yazın oluyor. Ekim-kasımı da göreceğiz. Boya sezonu devam ediyor ama bir kısım inşaatlar durdu. Boya işimizin yarısı sanayi boyaları. Sanayi boyalarında büyümemiz devam ediyor. Biz stok yönetimine çok dikkat ediyoruz. Stoklar artınca yavaşlama olabilir. Yeni bir arz talep dengesi oluşacak. Ne gerekiyorsa her işletme işi yönetecek. Türkiye’nin iç dinamikleri iyidir.
Satın alma, birleşme planı var mı?
Yok.
Gelecek 5 yılda grubu nereye taşımayı düşünüyorsunuz?
Grubun sürdürülebilir, kârlı büyümesini ve aynı zamanda sağlıklı bir şekilde kaynaklarını kullanmasını hedefliyoruz. Bu doğrultuda her zaman enflasyonun üzerinde büyüme planımızda var. Bu basit bir hesapla 5 yıl içinde ciromuzu 2’ye katlamamız gerektiğini ortaya koyuyor. TL bazında 5 yılda 2 kat büyüklüğe ulaşırız. Dolar açısından bu hesabı yapmak zor. Dolar bazında pek çok Türk şirketi küçülmüş görünüyor. Kârlılıktan taviz vermeden büyümeyi başarmak önemli. Oldukça kurumsal olduğumuz için çok fazla toplantı ve beyin fırtınası yapıyoruz. Stratejik toplantılarımız oluyor. Bu yıl ekonomik şartlar bizi Yeni Türkiye ekonomik modeli içinde yeniden bir portföy değerlendirmesine, bir gelecek değerlendirmesine, yurt dışına bakış açımızın yeniden irdelenmesine götürebilir. Güçlü ve zayıf yanlarımızı bir kere daha elden geçirip yeni bir stratejik çalışma yapmak için yönetim kurulu olarak işe koyulabiliriz. Ama önümüzdeki 5 yıl için geçmiş 5 yıla bakarsak yüzde 17-18 reel büyümeler yaşadık, ama Türkiye de iyi büyümeler yakalamıştı. Türk sanayicisi bu yeni durum üzerine yeniden başka türlü büyüme formülleri üzerine düşünecek. Belki daha çok ortaklıklar, daha çok paydaşlıklar gibi yeni modeller olabilir. Bu bir süreç, bugünden yarına her şey değişmiyor. Ama bizim her zaman daha ileriye ne yapabilirizi arayan bir anlayışımız var. Yönetim kurulu da farklı konulara farklı bakış açılarıyla yaklaşıyor.
“SON 3 AYDA ALDIĞIM EN ÖNEMLİ KARARLAR” YATIRIM ERTELEDİK Şirketlerimiz hepsi yerinde kararlar alıyorlar. Merkezden ani karar pek almıyoruz. Dövizin hızlı yükselmesiyle son 3 aydaki yatırımları erteledik. Her ay değişen koşullar ve tasarruf tedbirleriyle ilgili şirketlere önerilerimizi yazdık. YENİ ALIM VE PROJELER Yeni işe alımların, yeni projelerin yeniden değerlendirilmeden yapılmamasını istedik. Tamamen tasarrufa ve sürdürülebilirliğe yönelik tedbirler aldık. Geçen yıl da bir döviz hareketi olmuştu. Yönetim kurulları bütçelere bakar, bütçeleri sapan şirketlerden çözüm önerileri ister. Bazen tasarruf, bazen fiyat ayarlaması, stok yönetimi gibi çözümler bulunur. NE KADAR SAKİN O KADAR AZ HASAR Şirketlerin yönetim kurulları gerekeni yapıyor. Çok farklı iş kollarındayız. Gerekeni yapmaları için elimizden geleni yaparız. Öyle dönemlerde ne kadar az karar alırsanız o kadar az hata yapıyorsunuz; ne kadar sakin kalırsanız o kadar az hasar alıyorsunuz. |
“YURT DIŞINDA BÜYÜME STRATEJİMİZ VAR” İLK ÜRETİM YATIRIMI Yurt dışındaki işlerimizi büyütme stratejimiz var. Bu babamın da çok arzu ettiği bir gelişme. Son 10 yıldır bunun için çalışmalar yapıyoruz. Dubai’de Kızad bölgesinde eritme ve krem peynir üretim tesisi hayata geçiriyoruz. Bu yurt dışında ilk gıda üretim tesisi yatırımımız. İhracat yaptığımız ve lider olduğumuz bir pazarda ilk defa lokal üretim yapacağız ve Şubat 2019’da bu tesisi açacağız. Bu 2 yıl önce başlattığımız bir projeydi. YEMDE DAHA REKABETÇİ Yem fabrikamızı da Turgutlu’ya taşıdık. Buraya daha dikey modern bir tesis kurduk. Yem maliyetlerimizi daha rekabetçi hale getireceğiz. Geçen yıl toplam 230 milyon TL, son 5 yılda 315 milyon dolar yatırım yaptık. 2016 Kasım’ında Pınar Su’ya kapasite artışı yatırımı yaptık, Bursa İnegöl’de su tesisi yatırımı yaptık. Urfa’da sosyal sorumluluk amaçlı süt tesisi yatırımı yaptık. İstanbul’da Yaşar Birleşik Pazarlama olarak büyük bir lojistik merkezi hayata geçirdik. GERİ DÖNÜŞ BEKLİYORUZ Sanayide yatırım hiçbir zaman bitmez. Bazen 4-5 yıl yoğun yatırım yapılınca bu yatırımların meyvelerini almak lazım. Çünkü dış kaynaklarla büyümek çok sağlıklı bir büyüme yöntemi değil. Borçluluk oranlarımızı da göz önünde tutarak yatırımların geri dönüşünü bekleyerek ilerleyeceğiz. Yatırımlarımızın bir kısmı daha devam ediyor. Ödemelerimiz de devam edecek. Böyle dönemlerde yeni pazar yatırımlarını da çok önemsiyoruz. Mevcut pazarlarda büyüme planlıyoruz. |
“MOODY’S’İN ANALİZİ KISA VADELİ” Moody’s, değer kaybeden TL karşısında en savunmasız iki gruptan birinin Yaşar Holding olduğunu ifade etti. Moody’s yorumuna ne diyorsunuz? Bizim bir bonomuz var. Bonomuzun gereği iki reyting şirketinden sadece o bono yüzünden reyting alıyoruz. Bu yabancı bir kuruluş. Hepsinin kendine göre baktıkları rakamlar var. Moody’s tam doların en dalgalı, en sıkıntılı zamanında bize geldi. Doların 7’lere çıktığı ve nereye gideceğinin tahmin edilemediği bir dönemdi. Aslında kullandıkları kelime “savunmasız” değil “vulnerable” yani “kırılgan” demek. Daha sonra bir basın bülteni yapmışlar. Ağustosta bir ay sonrasını göremiyorduk. Şu an görebiliyoruz. Ağustosta kısa süreli belirsizlik hepimiz yaşadık. Bu yoruma katılıyor musunuz? Ben o yoruma katılmıyorum. Reyting şirketleri çok kısa vadeli analizler yapıyor. Biz bu ekonomide 73 yıldır faaliyet gösteren bir topluluğuz. Ürün portföyümüz, marka gücümüz ve insan kaynağımız bu tür dalgalanmaları yönetecek yetenektedir. |
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?