'Derinleşmek için yatırım yapacağız'

Fiba Grup Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı Murat Özyeğin ve sorularımıza verdiği yanıtlar...

2.03.2020 12:33:000
Paylaş Tweet Paylaş
'Derinleşmek için yatırım yapacağız'

Ebru Fırat Tayman

efirat@capital.com.tr

Fiba Grubu, Fiba ve Fina Holding ile 3 milyar dolarlık özkaynak büyüklüğüyle Türkiye’nin büyük gruplarından biri. Bu yıl 500 milyon dolarlık yatırım yapacak olan grup, her bir sektörde ise yüzde 15-20 bandında büyüme planlıyor. Yeni başkan MURAT ÖZYEĞIN, 2020’de yatırımlara odaklanacaklarını söylüyor. Sektörel derinleşme için yeni yatırım veya şirket alımı yapabileceklerini anlatan Özyeğin, “Şirketlerimizin doğru ölçeğe gelmesi için bazı çıkış fırsatlarını da değerlendirebiliriz” diyor.

Murat Özyeğin, Ekim 2019’da Türkiye’nin önde gelen gruplarından Fiba’nın başkanlığını babası Hüsnü Özyeğin’den devraldı. Zaten Hüsnü Özyeğin, zaman içinde birçok sorumluluğu çocuklarına devretmişti. Geçtiğimiz ekim ayında da kendisinin de söylediği gibi fiili durumun adı kondu. Bundan sonra grupta ne olacak? Hüsnü Özyeğin gibi bir duayen ne yapacak? Yeni başkanın ajandasında neler var? Bu sorularla Murat Özyeğin’in kapısını çaldık. Sorduğumuz soruları samimiyete yanıtlayan iş insanı, grubu geleceğe taşımak üzere  hazırlıklarını sürdürüyor. Özyeğin, grubu bir portföy mantığıyla yönetmeye devam etmeyi planlıyor. Bulundukları sektörlerde derinleşmeye yönelik yeni yatırımlar yapmak, belki şirket satın almak da hedefleri arasında. 2021’den sonra da yeni sektör açılımları ajandasında yer alıyor. Özyeğin, bunlara paralel olarak kardeşiyle birlikte hem ailede yeni neslin mentorluğunu yapacak hem grubu Z ve Z plus kuşağa hazırlayacak. Bütün bunları da Hüsnü Özyeğin’in hikayesine sahip çıkarak yapacak. İşte Fiba Grup Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı Murat Özyeğin ve sorularımıza verdiği yanıtlar:

Ekim 2019’da başkanlığı devraldınız. Hayatınızda neler değişti? 

 Hüsnü Bey’in basın açıklamasında söylediği bir cümle vardı: “Aslında fiili durumun adını koyuyoruz” diye... Çok şey değişmedi. Farklı alanlardaki birçok sorumluluğu zaman içinde bize devretmişti. Oyun alanımı zaten çok geniş tutuyordu. Sorumluluklarımı her fırsatta bir doz artırıyordu. Dolayısıyla günlük iş hayatımda yeni bir sorumluluğum olmadı. 

 Peki ne oldu? 

 Özellikle aile anayasasıyla bir sonraki jenerasyonu da kapsar şekilde bu geçişi yapmış olduğumuz için hayatımda ilk defa, bir gün kız kardeşimle birlikte benim de bu grubu yeni nesle devretmem gerektiğini hissettim. Çünkü bu sorumluluk, hep babamın üzerindeydi. Bunun için sürdürülebilirliği ön planda tutacak projelere daha fazla odaklandım ve bir gün grubu devredeceğim sorumluluğuyla fikirler üretmeye başladım. Artık çocukların alacağı eğitimi, kalitesini, iş tecrübelerini daha fazla düşünmeye başladım. 

 Bu yapıda kardeşinizle işleri nasıl paylaşıyorsunuz?

 Ayşecan, hem eğitim hem gruptaki deneyimler noktasında uzun yıllardır benimle birlikte bu sorumluluğu paylaşıyor. Belli iş kollarımızın da öncelikli sorumluluğunu almıştı. l Sektörel bir önceliklendirme mi bu? n Aslında ikimiz, her konuda birlikte çalışıyoruz. Fiba ve Fina olmak üzere iki holdingimiz var. Fiba Holding’de bankacılık ve finans yatırımlarımız; Fina Holding’de ise finans dışı yatırımlarımız bulunuyor. İkimiz de iki holdingde yönetim kurulu başkanı ve yardımcısı olarak görev yapıyoruz. Her iki holdingimizin altında icra kurulu kurduk; ben, Ayşecan Özyeğin ve Mehmet Güleşci ile birlikte bu kurulda yer alıyoruz. İcra kurulunda üçümüz de farklı sektörlerdeki şirketlerimizin yönetim kurulu başkanlığını üstleniyoruz. 

Peki bu kurul ne yapıyor?

 Grubumuz destantralize bir yapıya sahip. Mümkün olduğu kadar şirketlerimizi kendi ayakları üzerinde durabilen bir yapıda tutmaya çalışıyoruz. Yönetim olarak onları yönlendirmek, desteklemek, ihtiyaçlarına yardımcı olmak şeklinde bir modeli benimsiyoruz. Yöneticilerimize olan güveni ve bakış açımızı bu stil ortaya koyuyor. Her zaman yöneticilerimizi destekler, merkezde olmalarını ve karar almalarını teşvik ederiz. Doğrusu ve yanlışıyla onların verdiği kararlara ilişkin fikirlerimizi yönetim kurulu seviyesinde paylaşırız. Hata yapmaktan doğruyu yaşamaya kadar her türlü sorumluluğu yöneticilerimize bırakırız. Aslında bizim holdingdeki felsefemiz mümkün olduğu kadar “yardımcı olan ama işleri yönetmeyen” hassas bir denge tutturmak üzerine kurulu. Güçlü CEO’lar, güçlü yöneticiler, onlara odaklı bir yönetim anlayışıyla ilerlemeye çalışıyoruz. Kurum içi girişimciliği stratejimizin odağına koyarak Z ve Z plus kuşağa yani yeni nesle hazırlanmak istiyoruz. Bizim çeşitliliği kucaklayan bir yapımız var. 48 ülkeden 13 bin çalışanımız mevcut. Bu büyüklüğü yönetmenin en güzel yolu da insanlara güvenmekten ve işleri delege etmekten geçiyor. 

 Hüsnü Bey, bu tablonun neresinde? 

 Hüsnü Bey, Fibabanka’nın ve Credit Europe Bank Moskava’nın yönetim kurulu başkanı olarak devam ediyor. Özyeğin Üniversitesi için inanılmaz bir zaman harcıyor. Devir öncesinde mesaisinin yüzde 40’ını üniversiteye harcıyordu. Bundan da müthiş haz alıyor. Üniversiteye daha da yöneleceğini söyleyebilirim. Bankacılıkta üç ayrı yapımız var: Moskova, Fibabanka ve Credit Europe Bank… Credit Europe Hollanda’nın altında İsviçre, Romanya, Ukrayna, Malta ve Dubai’deki iştiraklerimiz bulunuyor. Hollanda’da zaten 5-6 yıldır Hüsnü Bey, yönetim kurulunda değildi. Bağımsız başkanımız var. Ben de başkan vekiliydim. Dolayısıyla bu yapıda bir değişiklik olmadı. 

 2 milyar dolarlık gelir, 15,3 milyar dolarlık aktif büyüklükle 2018’i bitirdiniz. 2019 için bu rakamlar nasıl gerçekleşti? 

 Hollanda ve iştiraklerinde sermaye büyüklüğü 550 milyon Euro civarında. Rusya’nınki 350 milyon dolar ve Türkiye’nin ise 3 milyar TL seviyesinde. Bu da bizi finansta 1,5 milyar dolarlık bir özkaynak, 11-12 milyar dolarlık da bir bilanço büyüklüğüne taşıyor. Finans dışı tarafta servis ağırlıklıyız. Fina Holding’de ise 1,5 milyar dolarlık bir özkaynak büyüklüğünden bahsetmek mümkün. 2019’da grubumuzun her alanda büyümeye imza attığını söyleyebilirim. Aslında 2019’da, dünyada da likiditenin bol olduğu, borsaların yükseldiği, olumlu piyasa koşullarının oluştuğu bir ortam vardı. Bulunduğumuz ülkeler de bayağı iyi gitti. Türkiye belli bir dengelenme sürecinden geçti. Bu dengelenme sürecinin getirdiği cari dengenin oluşması, enflasyonun düşmesi ve akabinde gelen faiz düşüşü, belli bir canlanmanın başladığını bize gösterdi. Şimdi Türkiye için kritik olan, yatırımların ivme kazanması. 

Sizce böyle bir ortam oluştu mu peki?

 Bu aşamada evet, böyle bir ortamın oluştuğunu düşünüyorum. Hem faizlerin düştüğü seviye hem enflasyondaki öngörülebilirlik hem de özel sektörde odaklı bir büyüme planının ortaya konulmaya başlanması, bize büyüme ortamının oluşmaya başladığını düşündürüyor. 

 Bulunduğunuz ülkelerden Rusya nasıldı? 

 Rusya, hem perakendecilikte hem bankacılıkta çok iyi bir yıl geçirdi. Oradaki her iki yatırımımızdan da son derece memnunuz. Romanya bulunduğumuz ülkelerden biri. AVM’miz ve bankamız büyüdü. Her anlamda olumlu bir yıl geçirdik. Ayrıca konut satışlarında çok yoğun bir gelişim izliyoruz. AVM’deki satışlar çok iyi gitti. Moldovya’da AVM’nin yanına hem bir iş merkezi hem bir otel yatırımımız oldu. Genel anlamda 2019, grubun her anlamda büyüdüğü bir yıl oldu. 

 Yurt dışı daha mı iyi gitti? 

 Hayır, Türkiye’de Fiba Perakende büyüdü. Fibabanka’nın çok önemli atılımları oldu. Swissotel İstanbul, turizmin iyi bir yıl geçirmesine paralel olarak güçlü bir dönem geçirdi. Yeni aldığımız İnegöl AVM’yi yeniledik. Bu ve Adana’daki AVM’mizin yenileme sonrası 1,5 yılda kazandığı ivmeyle Türkiye’de de birebir tüketicinin dokunduğu sektörlerimizde çok yoğun bir artış olduğunu görüyoruz. Bunun dışında enerji işlerimizde de yoğun yatırımlarımız devam etti. En büyük hacmi, Türkiye yaratıyor. Her ne kadar Rusya ve Romanya’da en aktif Türk yatırımcılardan olsak da Türkiye, grubumuzun yüzde 65’ini oluşturuyor diyebilirim. 

 Sektörel bakıldığında ağırlık hangi alanda? 

 Finansbank’ın satışı sonrasında yoğun bir şekilde grubun bir dengeye oturmasını istedik. Hem yurt içi/yurt dışı olarak hem finans/finans dışı olarak… Bu yönde birçok adım attık. 10-12 yıl içinde yüzde 50-50 dengeye geldik. 

 Yatırımlar açısından 2020 nasıl bir yıl olur? 

 Rüzgar tarafı bizim için 2020’nin en önemli alanlarından biri. 369 megavatlık bir üretim kapasitemiz var. 2020’de 5 ayrı projeyle 260 megavatlık daha yatırım yapacağız. Bu alana 300 milyon dolar civarında bir yatırım yapacağız. Fibabanka’da büyük bir değişim ve yatırım dönemi söz konusu. Vatan Bilgisayar, n11, Carrefoursa gibi birçok perakendeciyle etkin finansman modelleri geliştirerek iş birliği yapıyoruz. Dijital bankacılık dönüşümü paralelinde yatırım projelerimiz var. Fibabanka da tüketici tarafında inanılmaz inisiyatifler aldı. Özellikle içerideki değişim projeleriyle çok farklı alanlarda güzel yatırımlar yapıyorlar. Fibabanka’da güzel bir hikaye oluşuyor. M&S ve GAP’te bu yıl 12 yeni mağaza daha açacağız. Turizmdeki canlanma sayesinde bu alanda gerçekten bir hareket yaşandı. Yavaşlama bir anlamda dengelenmiş oldu. Rusya, Türkiye ve Ukrayna’da yatırımlarımız sürecek. Gelecek Varlık’ta yoğun bir portföy yatırımı planımız var. Dolayısıyla 2020 için yapacağımız yatırımın büyüklüğü, bankamıza koyacağımız sermayeyle birlikte 500 milyon dolara ulaşır. 

 Bu yatırımlarla ne kadar büyüyeceksiniz?

Bankada yüzde 15-20 civarında bir büyüme hedefliyoruz. Perakendede de benzer. Enerjide kapasitemizi iki katına çıkarıyoruz. 

 Bu yapıyı 10 yıl sonrasına nasıl bir hikayeyle taşıyacaksınız? Nasıl hayalleriniz var? 

 Fiba Grubu’nun çalışanları tarafından çok sevilen bir şirket olması, “İyi ki bu grupta çalışıyorum” dedikleri bir ortam yaratmak istiyorum. KSS’yi gündeminin ilk sırasında tutan bir grup istiyorum. Özyeğin Üniversitesi, Özyeğin Vakfı, Anne Çocuk Eğitim Vakfı gibi kurumlarımızı destekleyemeye ve yükseltmeye devam edeceğiz. Objektif, liyakat odaklı, insanlara alan bırakan, gençleri kucaklayan bir çalışma ortamı yaratmak istiyorum. Yani bir sürü hayalim var. 

 Portföy olarak bir değişiklik düşünüyor musunuz? 

 2018-2019, biraz dengelenme süreciydi. Bu yıl ise yapmamız gereken yatırımlar var. Bu yatırımlara çok odaklıyız. 2021’de yeni sektör alanlarını grubumuzun önüne koymayı hedefliyorum. Portföy değişikliği hem organik olabilir hem sektör dışından olabilir. İçinde bulunduğumuz sektörlerde şirket alımları yapabiliriz. Sektörlerimizde derinleşme noktasında yeni yatırımlar yapabiliriz. Bunlara 2021’e sarkmadan bile başlayabiliriz. Yeni sektör açılımını ise 2021’den sonra yaparız. 

 Yeni sektörler bakıyorsunuz yani? 

 Şu aşamada mevcut yatırımlarımızla sinerji yaratabilecek yeni şirketlere bakıyoruz. 2021’den sonra yeni sektör bakacağız. Çok önemli bir olgu var. Sizin şirketiniz başkalarına size olduğundan daha değerli olabilir. Kumport buna güzel bir örnek. Kumport’u aldık, 6 yıl içinde 250 bin TEU’dan 1,2 milyon TEU kapasiteye getirdik. Ne kadar stratejik bir yatırım olduğunu gördük. Dünyada taşıyıcılarla limanlar birleşiyor. Bu noktada ülkelerin liman sahipliğinin ihracat ve ithalatları için stratejik bir unsur olduğunu anladık. Çinliler, Kumport ile ilgili olduklarını söyleyerek hayallerini anlattılar. O gün şunu düşündük: Biz bu limanın sahibi olarak kalırsak maksimum ulaşacağı seviyenin önünde engel bile olabiliriz. Çinliler global bir perspektife sahip ve Pire Limanı’nın da sahibiler. Yepyeni yük potansiyelleri oluşturarak sinerji yaratabilirler. İşte bu noktada sektörden çıkma kararı aldık ve sattık. 

 O zaman çıkacağınız sektörler veya şirketler olabilir? 

 Fiba olarak iki önemli satış gerçekleştirdik: Finansbank ve Kumport. Her ikisi de gerçekleştiği yıl, Türkiye’ye o yıl giren en büyük yabancı sermaye girişini sağladı. İleride bunlardan daha fazlasını yapmak istiyoruz. 

 12 ülkede varsınız. Küresel de nasıl bir hikayenin peşinden koşacaksınız? 

 Bulunduğumuz sektörlerde derinleşerek organik, yeni yatırımlar veya yeni şirket alımlarıyla büyümek istiyoruz. Aynı zamanda şirketlerimizin doğru ölçeğe gelmesi için bazı çıkış fırsatlarını da değerlendirebiliriz. Bir şirketimizin birkaç yıl aynı noktada kaldığını gördüğümüzde o şirketten çıkabiliriz.


YENİ BAŞKANIN YOL HARİTASI


- Bu yıl rüzgar enerjisine 5 ayrı projeyle 300 milyon dolarlık yatırım yapacağız.
- 2020 için yapacağımız yatırımın büyüklüğü, bankamıza koyacağımız sermayeyle birlikte 500 milyon dolara ulaşır.
- Mevcut yatırımlarımızla sinerji yaratabilecek yeni şirketlere bakıyoruz.
- Bir şirketimizin birkaç yıl aynı noktada kaldığını gördüğümüzde o şirketten çıkabiliriz.
- 2021’de yeni sektör alanlarını grubumuzun önüne koymayı hedefliyorum.
- Bulunduğumuz ülkelerde ve sektörlerde derinleşerek organik, yeni yatırımlar veya yeni şirket alımlarıyla büyümek istiyoruz.
- Z ve Z plus kuşağa, yani yeni nesle hazırlanmak istiyoruz.



“HÜSNÜ BEY’İN HİKAYESİNE SAHİP ÇIKMALARINI İSTİYORUZ”

YENİ NESİL
Kardeşim ve benim üçer çocuğumuz var. En büyüğü 16, en küçüğü 3 yaşında. Babamın hepimiz üzerinde büyük emeği var. Bu ilgi, 13-14 yaşında gittiğimiz yaz okullarıyla başladı. Üniversiteye giriş sürecim, üç yıl grup dışında çalışma tecrübesi, bunlarda hep babamın mentorluğu vardı. Bu geçtiğimiz aşamaların hepsini grup anayasamızda topladık. Anayasamızda grup dışında çalışmayı, liyakat ve promosyon anlamında grup içinde çalışmaya göre daha büyük bir kat sayıyla değerlendireceğiz. Üniversite eğitimi, master gibi konularda da kurallar koyduk.
YOL HARİTASI Kardeşime ve bana yeni nesle mentorluk yapmak için bir yol haritası çizdik. Nasıl babam bize mentorluk yaptıysa ve çok sağlıklı bir safhada grubu bize devrettiyse bizim de aynı şekilde yeni nesle devretmemiz gerekiyor. Buna yönelik bir yapı oluşturduk. Profesyonellerle çalışma disiplini kritik. Aile bireyi sayısı arttıkça profesyonellerin grubumuzda çalışma hevesinin sürmesini önemsiyoruz. Anayasamıza göre aile üyelerinin prim, terfi, ücret gibi değerlendirilmesini profesyoneller yapacak ki işe duygular karışmasın. Bu kurallarla sürdürülebilirliği ön planda tuttuk. Aile şirketlerinde nesiller arası geçişte olan problemleri yaşamaması için kuralları oluşturduk.
“HİKAYELERLE ANLATIYORUZ” Aynı zamanda Hüsnü Bey’in hikayelerini de onlara sıklıkla anlatıyoruz. Hüsnü Bey de onlara anlatıyor. Babam çok güzel hikayeleştiriyor, çocuklar da severek dinliyor. Tabii ki en kritik konu, onların Hüsnü Bey’in ve Ayşen Hanım’ın hikayesine sahip çıkmaları olacak. Hüsnü Bey’in hikayesinin çok önemli bir kısmını ise sosyal sorumluluk oluşturuyor ki buna sahip çıkmaları önemli. Şimdiden bunun işaretlerini babamın torunlarında görüyorum.



“YATIRIM ÇEKMEK İÇİN DÖRT DÖRTLÜK BİR ORTAM VAR”

ÖNEMLİ BİR YIL
Dünya önemli bir yıla giriyor. Bütün piyasaların rekor bir seviyeye geldiği, Avrupa’da ve ABD’de faizlerin çok düşük seviyeye indiği, para bolluğunun oluştuğunu görüyoruz. Birçok alanda getiriler düştüğü için yatırım kararlarının zor verilebildiği bir ortam oluştu.
DOĞRU STRATEJİ Dolayısıyla yatırımın özüne bakmak, tüketici veya ürün konusunda nasıl konumlandığı, bir dalga gelirse buna dayanıp dayanmayacağı çok kritik. Bence bütün dünyada 2020’nin en önemli temalarından biri, doğru yatırım alanlarını seçmek olacak. Çünkü bazı varlık fiyatları çok yükseldi. Sadece gerçekten o değeri hak etmiş ve ileri gitme potansiyeli olan ürün, hizmet veya alanlar öne çıkacak. Ağırlıklı olarak değişimi benimsemiş, yenilenmeye açık, yenilikleri takip eden şirketler dikkat çekecek.
UCUZ PARA Avrupa’da belli bir yavaşlık söz konusu. Bu yavaşlığın ne kadar süreceği kritik. Bu ortamda Türkiye’nin uzun vadeli yatırımları ortaya koyması önemli. Yurt dışında para bu kadar ucuzlamış ve Türkiye’de de çok büyük bir yatırım getirisi söz konusuyken bu ortamda yabancı şirketlerin Türkiye’de yatırım yapmalarını sağlamalıyız. Bunun için de gerçekten dört dörtlük bir ortam var. Kendi iç piyasaları daralıyor. Türkiye’de büyüyebilecek bir iç piyasa potansiyeli var, çok önemli teşvikler veriliyor.



“BİREYSEL YATIRIM YAPMIYORUM”

AÇIK PLATFORM 
Fibabanka, Türkiye’deki ilk özel kurumsal girişim fonu (corporate venture capital) lisansı alan ilk bankadır. Dört girişimciye yatırım yaptık. Bu girişimcilerle birlikte ürün geliştiriyoruz. Finansbank’tayken ilk kez kurumiçi girişim birimini kuran banka olmuştuk. Harvard’dan döndüğümde kurmuştuk. Artık değişimi yakalamamak gibi bir lüksümüz yok. Değişimi DNA’mızın bir parçası olarak görmek, her gün öğrenmek zorundayız. Sektörlerde global ölçüde neler oluyor anlamamız gerekiyor. Bunların paralelinde girişimcileri kucaklayan, açık platformlarla ilerlemek zorundayız.

EKOSİSTEMİ BÜYÜTME VİZYONU Türkiye’de bazı fonları destekliyoruz. Türkiye’nin önde gelen bazı girişimlerine yatırım yapan bazı fonlarla yatırım yapıyoruz. Türkiye’de bu alanda yatırım yapan her yatırım fonunda yatırımımız var diyebilirim. Bunun yanı sıra Endeavor, TÜSİAD Girişimcilik Masası’da görev aldım, alıyorum. Ekosistemin gelişmesini çok önemsiyorum. Diğer taraftan da Finberg üzerinden direkt yatırım da yapıyoruz. Ama şahsen yatırım yapmıyorum.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz