Tibet Eğrioğlu, “İş Dünyasının En Beğenilen Şirketleri” araştırmasının sonuçlarını değerlendirdi ve İK’nın yeni gerçeklerini anlattı...
Nil Dumansızoğlu
ndumansizoglu@capital.com.tr
Çalışanların, artık kurumlarından sadece iş tanımında netlik ve yüksek ücret gibi geleneksel beklentileri yok. Bireysel gelişimlerin desteklenmesi, kariyer yönetimi ve güvenilir çalışma ortamı gibi istekler de öne çıkıyor. Bunların gerçekleşebilmesi yolunda yöneticinin kritik rolü olduğunu söyleyen Adecco Group Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Türkiye Bölge Başkanı TİBET EĞRİOĞLU, “Doğru lideri bulan şirketler başarıyı hızlı şekilde yakalar” diyor.
En Beğenilen Şirketler, çalışanlarına liderlik eden, temel değerler tanımlayarak bu değerleri iş süreçlerine taşıyan, tüm çalışanlar adına mükemmel bir iş yeri yaratmayı hedefleyen İK politikalarıyla fark yaratıyor. Capital Dergisi’nin bu yıl 18’inci kez gerçekleştirdiği “İş Dünyasının En Beğenilen Şirketleri” araştırmasının sonuçları gösteriyor ki “insan”ı merkeze koyan bir yönetim anlayışını benimseyen şirketler, bir adım öne çıkıyor. En beğenilen şirket olma yolunda yöneticinin kritik rolü olduğunu söyleyen Adecco Group Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Türkiye Bölge Başkanı Tibet Eğrioğlu, “Kuruluşlarının amaç ve hedefleri doğrultusunda örnek çalışma duruşu sergileyen ve bu hedeflere inanarak koşacak bir ekip oluşturabilen yöneticiler, çalışanları tarafından başarılı birer lider olarak algılanıyor” diye konuşuyor. Çalışanların artık iş tanımında netlik ve yüksek ücretten ziyade güvenilir çalışma ortamı ve yöneticileri tarafından takdir edilmeyi beklediğini de sözlerine ekleyen Eğrioğlu, liderliğin önemini şu sözlerle anlatıyor: “Lider olarak benimsenen yöneticilerin, çalışanlarının hem kişisel hem de profesyonel hayatlarına büyük etkisi olduğunu gözlemliyoruz. Doğru lideri bulan şirketler başarıyı en hızlı şekilde yakalar.” Tibet Eğrioğlu, “İş Dünyasının En Beğenilen Şirketleri” araştırmasının sonuçlarını değerlendirdi ve İK’nın yeni gerçeklerini anlattı:
“İş Dünyasının En Beğenilen Şirketleri” araştırmasına bu yıl zirvede değişiklik var. Geçen yıl 7’nci sırada olan Eczacıbaşı 3’üncü sıraya yükseldi. Bu yükselişi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Eczacıbaşı, gerek iş ahlakı ilkeleri gerekse yönetim anlayışıyla insanı merkezine alan bir stratejiyle faaliyet gösteriyor. İnsana saygı temasıyla yola çıkarak gelişimi, yeniliği destekleyen bir yapısı var. Kültürsanat, eğitim, bilim ve spor faaliyetleriyle toplumsal yaşamı desteklemeye de önem veriyor. Topluma ve çevreye gösterilen saygının büyük oranda bu çıkışı etkilediğini gözlemliyoruz. Buna ek olarak faaliyet gösterdiği birçok konuda yarattığı markalar ve ürettiği ürünlerle sektörünün lideri konumunda çok başarılı bir şirketler grubu. Yurt dışına yaptığı ihracatıyla da birçok ülkede kendi alanında söz sahibi. Bunlardan dolayı da bu sonucu fazlasıyla hak edilmiş bir başarı olarak görüyorum.
Sıralamada ilk 2 şirket yine değişmedi. Koç Holding ve Arçelik’in bu başarısında etkili olan İK politikalarını değerlendirir misiniz?
Koç Holding ve Arçelik, gerek şirket politikaları gerekse İK politikalarıyla Türkiye’de bu başarıyı her zaman hak ediyor. Koç Grubu’nun çalışanlarına değer veren, sürdürülebilir, kurum kültürüne ve evrensel değerlere sıkı sıkıya bağlı bir İK stratejisi mevcut. Çalışanlarının eğitim ve gelişimine yatırım yapmak, dünyanın her yerinde en beğenilen şirket özelliklerinden biri. Örnek olarak Koç Grubu’nda başarılı üst düzey görev yapan yöneticilerin, kurumun kendi içinden yetiştiğini görüyoruz. Hatta her yönetim pozisyonu için birden fazla aday yetiştirilmeye çalışılıyor. Her çalışanın geleceğini ayrı ayrı düşünerek standart eğitimlerle değil, alana ve ihtiyaca göre kariyer gelişimi fırsatı sunmayı hedefleyen bir yaklaşım benimsiyor. Ayrıca grup içinde şirketler arası sinerji en yüksek seviyede yaratılmış durumda. Arçelik de sektörünün lideri, Koç Grubu stratejilerinin en iyi şekilde temsil edilip uygulandığı bir şirket. Yeniliğe önem veren, tüm paydaşlarıyla birlikte geniş bir kitlenin ihtiyaçlarına cevap veren, etki alanı çok geniş bir marka. Köklü geleneklerini ve yönetim anlayışını değişen teknolojiye ve pazar dinamiklerine en iyi şekilde adapte eden bir kuruluş. Bundan dolayı da geniş hedef kitlesine en büyük dağıtım ve servis ağıyla ulaşan alanındaki en başarılı şirket. En beğenilen şirket olması ve bu başarıyı her yıl tekrarlaması çok doğal.
Bu şirketlerin yönetici profiline baktığımız zaman ortaya nasıl bir görünüm çıkıyor? En Beğenilen Şirketler’de lider etkisini nasıl yorumlarsınız?
Günümüzde beğenilen şirketlerin yöneticilerine baktığımızda “insan”ı merkeze koyan yönetsel anlayışı benimseyen, teknolojik gelişmeler nedeniyle dünyada değişen iş yapış şekilleri doğrultusunda kendini güncel tutan, kuruluşlarının amaç ve hedefleri doğrultusunda örnek çalışma duruşu sergileyen ve bu hedeflere inanarak koşacak bir ekip oluşturabilen yöneticilerin, çalışanları tarafından başarılı birer lider olarak algılandığını söyleyebiliriz. Lider olarak benimsenen yöneticilerinse çalışanlarının hem kişisel hem de profesyonel hayatlarına büyük etkisi olduğunu, bu doğrultuda çalışanlarının kariyerleri için gerekli esnek çalışma ortamı, eğitim ve tecrübeyi sağladıklarını ve bunun bir sonucu olarak da kurumlarının “İş Dünyasının En Beğenilen Şirketleri” arasında olduğunu gözlemliyoruz. Doğru lideri bulan şirketler başarıyı en hızlı şekilde yakalar.
Dünyaya baktığınızda şirketlerin İK politikalarında nasıl değişimler gözlemliyorsunuz?
Önceki yılları göz önünde bulundurduğumuzda, günümüzde geçmişe kıyasla çalışanlarını daha çok destekleyen, çalışanlarına yönelik gelişim programları oluşturan politikalar gözlemliyoruz. Ayrıca sabit çalışma saatleri yerine esnek çalışma saatlerine geçen, çalışanlarının şikayetlerini ve problemlerini çözmeyi merkezine koyan şirketlerin sayısı artıyor. Y ve Z kuşağının iş dünyasında rol alışının artığını, dijitalleşme çağının desteklendiğini, yaratılan şeffaflıkla çalışanlarının ilgisinin çekildiğini görüyoruz. Son olarak da çalışan deneyiminin geliştirilmesine odaklanılan, performans yönetimini destekleyen İK politikalarının ön planda olduğunu söyleyebiliriz.
Çalışan beklentileri nasıl değişiyor? Şirketler bu değişimleri nasıl yönetiyor?
Çalışanların kurumlarından beklentileri artık çok daha fazla. Çalışanlar; iş tanımında netlik ve yüksek ücret gibi beklentilerden ziyade esnek koşullar, kapsamlı yan haklar, bireysel gelişimlerini destekleyen eğitim programları aracılığıyla kariyer yönetimlerinin yapılmasını, iş ortamında kendilerine fırsatlar sunulmasını ve inisiyatif alabilecekleri ortamlar yaratılmasını, büyümek için iyi bir ortamın, güvenilir çalışma takımının sağlanmasını ve yöneticileri tarafından takdir edilmeyi bekliyor. Sektör, global anlamda geliştikçe öncelikler de değişiyor ve şirketler değişen bu dinamikleri anlamak ve beklentileri karşılayabilmek adına yönetim kadrosunu eğiterek yeni projeler üretiyor.
Araştırmalar önümüzdeki yıllarda şirketler tarafından talep edilecek yeteneklerin üçte birinden fazlasının, bugün iş için henüz önemli görülmeyen becerilerden oluşacağını söylüyor. İş dünyası bu geleceğe nasıl hazırlanıyor?
Akıllı makinelerin ve sistemlerin yükselişi, her alanın yapısını değiştiriyor. Yalnızca birkaç yıl içinde çalışanlardan yeni bilgi ve beceriler talep edilmeye başlanabilir. Ana yetenekler yerini daha çok duygusal zekayı ön plana çıkaran yaratıcılık, esneklik, karmaşık problem çözebilme, öğrenmeye açık olma, ekip çalışması ve iş birliği yapabilme gibi becerilere bırakacak. Farkındalığı yüksek şirketlerin şimdiden kendilerini geleceğe hazırlamak adına esnek çalışma biçiminin hızla artışıyla sektörlerindeki gelişmeleri makro bakış açısıyla takip ederek çalışanları için özgür, kendileri için çalıştıklarını hissedebilecekleri çalışma alanları tasarladıklarını, merkeziyetçi yapıdan uzaklaştıklarını, teknolojik anlamda ise kurum içini sürekli güncellediklerini söyleyebiliriz.
Yapay zeka geleceğin İK’sını nasıl şekillendirecek?
Yapay zeka kavramı neredeyse gündelik hayatın her alanında karşımıza çıkıyor. Makineler günümüzde, makine öğrenmesinin de devreye girmesiyle büyük verileri hızlıca tarama ve anlamlı sonuç çıkararak çalışanlara karar vermede yardım edecek noktadalar. İK tarafında da yapay zekanın kullanıldığı alanların artışı birçok sürecin daha verimli işlemesini destekledi. Her geçen gün yapay zekaya dair yeni bir uygulamayla karşılaşıyoruz ve bu gelişmelerin, gelecekte uygulama alanlarını sağlamlaştırarak işe alım aşamasında aranan yeteneklerin var olan yeteneklerle doğru eşleşmesi, performans değerlendirmesi ve eğitim gibi çeşitli konularda çok daha iyi sonuçlar almamıza destek olacağını düşünüyorum. Dijitalleşme, Adecco Group olarak bizim de önceliklerimizden birisi. Artık daha hızlı, sürekli, her an ve her yerde bilgiye ulaşma talebi var.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?