Votta ile şirketin yeni dönem planlarını konuştuk...
Aslı Sözbilir
Uçak motoru üretmek için II. Dünya Savaşı’nın sonlarında yola çıkan, 1954’ten sonra da traktör üreticisi olarak devam eden TürkTraktör, son 11 yıldır sektörünün lideri. Dünya traktör üretiminin yüzde 3’ünden fazlasına imza atarak güçlü bir global oyuncu haline gelen şirket, şimdi büyümesini ilintili başka bir alanda genişletme peşinde. “Traktör pazarı olgunluğa ulaşıyor” diyen TürkTraktör Genel Müdürü MARCO VOTTA, “Önümüzdeki birkaç yıl traktör ekipmanlarını da piyasaya sunmaya odaklanacağız. Bu alan hem içeride hem dışarıda orta vadede bize büyüme imkanı sunuyor” diye konuşuyor.
Kurumsal yapılanmasını, Koç Holding ve dünyanın en büyük traktör üreticilerinden CNHI ortaklığının oluşturduğu TürkTraktör, 64 yıllık geçmişiyle Türk otomotiv sektörünün ilk üretici kuruluşu olarak biliniyor. Şirket bugün Ankara ve Sakarya’daki iki fabrikasında, tasarım ve üretiminin neredeyse tamamı yerli olmak üzere yılda 50 bin adet traktör üretiyor. Üretiminin 4’te 1’ini de 130’dan fazla ülkeye ihraç ediyor. Şirketin kaptan koltuğunda ise 2010 yılından bu yana Marco Votta oturuyor. Votta, son 8 yıldaki stratejisini “Önce model çeşitliliğini sonra da üretim kapasitesini artırmak” olarak özetliyor. Son 31 yılda 19 kez pazar lideri olan şirketin başarısını sabırlı bir maraton koşucusu olmasına bağlıyor. Votta, “Yıllık hedefler belirleyip yıl içinde o hedeflere ulaşmaya çalışacağımız bir iş modeli yerine uzun vadeli hedefler belirlediğimiz ve devamlı durum değerlendirmeleri yaptığımız bir modeli tercih ediyoruz” diyor. Ucuz fiyatla sektör lideri olmayı değil, kaliteli üretim ve sürekli hizmetle şampiyon kalmayı tercih ettiklerini söylüyor. Gelişmiş robotların üretimin bir parçası olduğu şirketin büyüme stratejisi ise önümüzdeki dönemde “traktör ekipmanları” üzerine şekillenecek. “Stratejimiz Türkiye’de traktör dışı ürünlerle büyümek, yurt dışında da ihraç pazarlarımıza çekici gelecek modeller üretmek” diyen Votta ile şirketin yeni dönem planlarını konuştuk:
Bize şirketin Türkiye ve dünya traktör sektöründeki yerinden bahsedebilir misiniz?
Türk Traktör, Türkiye tarım ve traktör pazarında bu kadar uzun süredir hala faaliyette olan tek şirket ve de en büyüğü. Neredeyse yılda 50 bin traktör üretiyoruz. Bu sanırım Türkiye’deki en büyük rakibimizin birkaç katı. Ancak dünyada da önemli bir traktör üreticisiyiz. Dünya traktör pazarının yılda 1,5 milyon traktör olduğu tahmin ediliyor. Yani Türk Traktör yıllık dünya traktör üretiminin yüzde 3’ünden fazlasını üretiyor.
Şirketiniz 2017’yi nasıl geçirdi?
2017’de piyasanın biraz üzerinde büyüdük. Türk ekonomisi ve tarımı için iyi bir yıldı ve bu da bize üretilen traktör sayısı olarak yüzde 5’ten fazla büyüme imkanı tanıdı. Yüzde 5 büyüme kulağa çok büyükmüş gibi gelmiyor. Bunun nedeni Türk piyasasının doymuş bir piyasa olması. Tüm Avrupa’da yılda 150 bin traktör satılıyor. Geçen yıl Türkiye’de bunun yaklaşık yarısı kadar, yani 72 bin traktör satıldı. Kısaca 2017’de 49 bin 600 traktör sattık. Üretim biraz daha azdı, 49 bin kadardı. Ciro 4 milyar TL, ihracat da 350 milyon Euro civarındaydı. Adet bazında üretimimizin 4’te 1’ini, yani 12 bin adet traktörü ihraç ediyoruz.
2018 şu ana kadar TürkTraktör için nasıl geçti? Performanstan memnun musunuz?
GSMH’ye bakarsanız, Türk ekonomisi iyi büyüyor ama gerçekte tarım gibi bazı alt sektörlerde yavaşlama var. Mayıs sonunda resmi rakamlara göre yüzde 29 daralma mevcut. Burası bizim ana pazarımız ve biz de burayla beraber yavaşlamış durumdayız. Yani çiftçilerin bakış açısıyla baktığımda tabii pek mutlu değilim. Ancak, duruma traktör pazarı açısından bakarsak bu daralmayı ihracatımızı artırmak suretiyle şirketi sarsmadan ve büyük bir problem yaşamadan iyi yönetiyoruz. Bu kadar uzun süre bu pazarda faaliyet göstermek bize esnek olmanın önemini gösterdi. Burası bir yıl 40 bin, öbür yıl 10 bin traktör satılan bir pazar. Geçen 4-5 yıl çok istikrarlıydı ama durum her zaman böyle olmadı. Yani hayatta kalabilmek için çok esnek olmak gerek. Şu andaki rakamlarla pazarın yüzde 20-30 küçüldüğünü görüyoruz ama TürkTraktör’e gelip her gün olan bitene baksanız bunu anlamanız imkansız. Yani içim rahat, ne olursa olsun TürkTraktör’ün büyük bir problem yaşamadan hayatta kalacağına eminim.
Peki, 2018’i nasıl kapatmayı öngörüyorsunuz? Hedeflerinize ulaşacak mısınız?
Açıkçası herhangi bir hedefimiz yok, çünkü bu durumun kısa zamanda değişeceğini öngörmüyoruz. Biz yıllık hedefler belirleyip yıl içinde o hedeflere ulaşmaya çalışacağımız bir iş modeli yerine uzun vadeli hedefler belirlediğimiz ve devamlı durum değerlendirmeleri yaptığımız bir modeli tercih ediyoruz. Bir yıl 72 bin adet satış yapıp, bir sonraki yıl satışların yüzde 30 düştüğü bir pazarda yıllık hedefler koymanın bir manası yok. Şu an için pazarın kesinlikle 2017’ye göre daralacağını düşünüyoruz.
~
Türkiye ve yurt dışındaki güncel projeleriniz neler?
Birbirine benzer projeler, çünkü günün sonunda Türk çiftçiler Avrupalı çiftçilerle aynı şeyi istiyor. Amerika’da uzmanlaşmış çiftçiler de ürünlerimize bayılıyor. Yani Türkiye pazarı için bir ürün geliştirmek eninde sonunda dünyanın geri kalanı için de bir ürün geliştirmek anlamına geliyor, en azından Batı için. Türk pazarına bir ürün sunduğumuz zaman hemen geri bildirim alabiliyoruz, Amerikan pazarında ise ürünün kendini bulması 2 ayı buluyor. Ürünü bir kez Türkiye’de ispatlarsak uluslararası pazarlarda satmak da çok kolay. Ürünün burada başarılı olduğunu görenler başka yerlerde de başarılı olacağına ikna oluyor. Her yılın ikinci yarısında daha fazla ürün lansmanı yapıyoruz, piyasaya yeni traktör ürün aileleri sunuyoruz. Yeni bir projemiz bitmek üzere, Avrupa’daki çevre kurallarına uygun yeni nesil motorlar geliştiriyoruz. Bu proje sayesinde motorlarımızı ilk kez Amerikan traktörlerinde de kullanma şansımız olacak. Avrupa’yı tamamladık ve motorlarımızı birkaç ay içinde Kuzey Amerika’da da satmaya başlayacağız.
Önümüzdeki 5 yıl için planlarınız neler?
Sanayi yatırımı için hala Türkiye’nin en iyi yer olduğunu düşünüyoruz. Ürün açısından da traktör ürün gamımızın Türkiye ve Avrupa pazarları için olabilecek her türlü isteği karşılayabilecek durumda olduğuna inanıyoruz. Yapmaya çalıştığımız şey gittikçe daha çeşitli tarım ekipmanı tedarik edebilmek. Çünkü çiftçilerin ihtiyaçlarını karşılamak için çeşitli tedarikçilerle; çok fazla zaman kaybettiğini ve giderek daha fazla tüm ihtiyaçlarını aynı yerden almak istediklerini fark ettik. Biz de traktörleri, yedek parçayı ve servis ağını onlara olabildikçe yaklaştırmaya çalışıyoruz. Bu, onların hayatını iyileştirdi ama daha iyisini de yapabiliriz, tüm ekipmanları kendimiz veya ağımız aracılığıyla aynı yerde satabiliriz. Onlara zaman kazandırmak için “TürkTraktör Finans” adında bir hizmet başlattık. Genelde çiftçi traktörü aldıktan sonra en yakın şehirdeki bankadan bir kredi almak zorundadır, traktör çiftçiler için önemli bir yatırımdır ve yıllarca ödemelerini yaparlar. Bankayla traktör bayisi arasında mekik dokurlar. Biz de bazı bankalar ve leasing şirketleriyle ortaklaşa olarak onlara bizim bayilerimizde kredi başvurusu yapma ve sonucunu alma hizmetini sunmaya başladık.
2018’in geri kalanı için Türk ve dünya ekonomisine bağlı beklentileriniz neler?
Bence Türk ekonomisi epeyce istikrarlı olacak, çünkü Türkiye birçok krizden geçti ve insanlar bu krizleri nasıl yöneteceğini biliyor. Dünya ekonomisi konusunda daha kötümserim. Diğer ülkeler bu tip sorunlara ve bu tip sorunlarla baş etmeye Türkiye kadar alışkın değil. Türk ekonomisi iç talebe çok bağımlı. İnsanların gelecek hakkında makul bir güvenleri olduğu sürece ekonomik aktivitelerine devam edeceklerdir. Tüm bu belirsizlik ve seçimler yüzünden insanlar tüketimlerini fazlasıyla azalttı. Her sektörde küçülme mevcut. Ama bizim ürünlerimiz insanların yatırım amacıyla aldığı ürünler, çünkü onlara bir kazanç sağlıyorlar. İnsanlar yeni bir traktörü güzel göründüğü için değil, daha az yakıt harcayıp daha fazla iş yapabildiği için alır. Araba alırken bu hesapları yapmazsınız. Yani bir çiftçi traktör alımını erteleyebilir, ama eninde sonunda alır, çünkü yeni traktör almak işine yarayacaktır. 2018 için nihai beklentilerimiz çok pozitif, 3 ay sonra olabilir, 6 ay sonra olabilir ama müşterilerim geri gelecek. Bu, diğer sektörlerde olmayan bir rahatlık.
Global planlarınız neler? Yeni pazar arayışınız var mı?
130 ülkeden fazlasına ihracat yapıyoruz, hesaplarımıza göre traktör kullanan ülkelerden sadece 7’sinde bizim traktörlerimiz kullanılmıyor. Yani hemen her yerde varız. Bu bizi rahatlatıyor, çünkü Çin kötüleşse ABD iyileşiyor, Brezilya kötüleşse Orta Doğu ve Avrupa iyileşiyor. Çok dengeli bir portföyümüz var, çünkü orta büyüklükte traktörler üretiyoruz. İhracatımızın artması ekonomiyle değil, bizim piyasaya ne kadar ürün sunabildiğimizle alakalı. Yakın zamanda iki traktör ailesini piyasaya sunduğumuz için hacimler artıyor. Bu yıl ihracatımız yüzde 10 artabilir, 2019’da ne kadar bilmiyorum ama yine artacak. Yani kısa vadede yerel pazarımız büyümeyecek ama orta vadede o da diğer pazarlarımıza yetişecek. Elbette traktörlerimiz yüksek kalitede oldukları için Avrupa’da ve ABD’de satmak daha kolay. ABD pazarı demek yılda 200 bin traktör satılması demek. Afrika’da çok büyüğüz ama Afrika pazarında yılda 20 bin traktör satılıyor. TürkTraktör tek başına Afrika pazarının yüzde 10’una sahip ama bunun bir nedeni de Afrika pazarının küçük olması.
Uzun vadede Türkiye ve dünyada TürkTraktör’ün konumlanması nasıl olacak?
Türkiye piyasası zaten çok büyük ve Türkiye’deki büyüme satılan traktör sayısından çok satılan traktörlerin fiyatlarının artmasından gelecek. Satılan traktör sayısı ister istemez stabilize olacak ama piyasa büyük ve orta büyüklükte traktörlere yönelecek. Bu da daha fazla değer ve daha iyi kâr marjları demek. İhraç pazarlarında ise hem değer hem de sayı olarak büyümeye yerimiz var ama önümüzdeki birkaç yıl odaklanacağımız iş traktör dışındaki ürünleri de piyasaya sunmak olacak. Bu Türkiye için olgunlaşmış bir pazar değil, daha yeni başlıyoruz ve böyle ekipmanların kullanımı Avrupa’nın çok gerisinde. Türk tarımının verimliliği de Avrupa’nın gerisinde. Bunun nedeni daha az sayıda traktörümüz olması değil, sayılar aynı, sorun traktörlerde kullanılan ekipmanların azlığı ve bu ekipmanları en iyi şekilde kullanmıyor olmamız. Bu alan hem Türkiye hem de uluslararası pazarda orta vadede bize büyüme imkanı sunuyor. Bunun bir nedeni de traktör pazarının olgunluğa ulaşıyor olması.
~
SÜREKLİ YENİ TEKNOLOJİLER DENİYORUZ GELİŞMİŞ ROBOTLAR Her yıl ürün geliştirmeye 10 milyonlarca dolar rutin yatırım yapıyoruz. Artık daha gelişmiş robotlar da kullanmaya başladık. Mesela Sakarya’daki fabrikaya giderseniz, kendi kendine gezen robotları görebilirsiniz. Bu orada çalışan insanlar için normal bir durum. Önce 1 tane vardı ardından 5 tane oldu, sonra onlar robotları çeşitli nedenlerle modifiye ettiler. 3D YAZICILAR Hem satışta hem de eleman eğitimimizde sanal gerçeklik kullanıyoruz. Bunu müşterilerimizin eğitiminde de kullanıp kullanamayacağımızı araştırıyoruz. Yeni teknolojiler deniyoruz, üç boyutlu yazıcılar kullanıyoruz. Bazen bir teknolojiyi fabrikada üretimde kullanabileceğimizi düşünerek işe başlıyor ve sonra onu sahada kullanabileceğimizi fark ediyoruz. Her yıl ciromuzun yüzde 1’ini Ar-Ge yatırımı olarak harcıyoruz. BIG DATA FARKI Büyük veri (big data) bizim için bir modadan çok daha fazlası çünkü işimizde direkt kullanabiliriz. Örneğin şu anda makine bakımı ihtiyacını azaltmak için veri toplamaya yatırım yapıyoruz. Bir makineyi bozulmadan önce tamir edebiliriz. Bu teknolojiyi ileride sahada traktörler için de kullanabiliriz. Traktörün bir parçasını bozulmadan önce değiştirerek traktörün ıssız bir yerde bozulmasını engelleyebilir ve çiftçilere destek olabiliriz. |
LİDERLERİN SIRRI: UZUN VADELİ VİZYON, SABIRLI ORTAKLAR TARIMA DESTEK Biz yıllık sonuçları önemsemediğimiz için başarılı olduk. Her zaman uzun vadeli bir vizyonumuz vardı. Her zaman Türkiye’nin büyük bir tarım ülkesi olduğunu biliyorduk. Türk tarımının büyümesini destekleyerek başarılı olacağımızın bilincindeydik. KALİTE YATIRIMI Hep kısa vadeli başarılar değil, uzun vadede kaliteli ürünler ve satış sonrası servis için yatırım yaptık. Bu strateji bazı yıllar başarılı olur bazı yıllar olmaz, ama devamlı kaliteyi artırmaya yatırım yapıldığı için uzun vadede kesinlikle başarı getirir. Kısa vadeye çok fazla odaklanırsanız, uzun vadede kötü olacak kararlar verebilirsiniz. UZUN YOL Şanslıyız çünkü 50 yıldır bu vizyonu destekleyen ortaklarımız var ve bu aynı zamanda Koç Grubu’nun ve Fiat’ın da iş yapma şekli. Tüm yatırımlarımız konusunda sabırlılar. Örneğin, yeni fabrika yatırımı yaptığımız zaman kazancın uzun vadede oluşacağını biliyorlar. 50 BİN TRAKTÖR Şimdi her şey daha kolay görünüyor, çünkü son 31 yılda 19 kez pazar lideri olduk. Ama 50 yıl önce her şey çok daha zordu, birçok rakibimiz vardı, yılda sadece birkaç yüz traktör üretiyorduk, şimdiyse 50 bin rakamına ulaştık. Tüm bunlar bize devamlı güvenen, hızlı sonuçlar peşinde koşmayan ve bizim büyük ve uzun vadeli düşünmemize izin veren insanlar sayesinde. ENTEGRE SİSTEM Genelde en ucuz malı satan piyasanın en büyüğü olur. Ama biz en iyi ürünü üretmeye ve en iyi satış sonrası servisi vermeye çaba harcıyoruz. Çünkü, traktörünüzü 3 yılda 1 değiştirmezsiniz, 20-30 yıl kullanırsınız. Bence her zaman “birkaç yıl ve birkaç adım öteyi” düşündüğümüz entegre sistem bizim başarılı olmamızı sağladı. Sonra da bu başarı ihracatımıza yansıdı. |
PAZAR PAYIMIZI YÜZDE 60'A ÇIKARIRSAK RAKİPLER KÜSER BÜYÜME PUANLARI Müşterilerimizin tüm ihtiyaçlarını karşılayabilmek istiyoruz, tüm traktör segmentlerini sunabilmeliyiz. Bunu zaten yapıyoruz ve yapmaya da devam etmeliyiz. Daha fazla sayıda model üretmek istememizin nedeni ise ihracat… Artık üretimimizin dörtte birini ihraç ediyoruz. Ancak Türkiye’de ürettiğimiz her model bazen yabancı pazarlarda tanınmadığından, bazen de daha agresif bir şekilde pazarlamamız gerektiğinden ihraç edilmiyor. Yani bazı adaptasyonlar ve modifikasyonlar yaparak daha fazla sayıda modeli ihraç edebiliriz. Bu, satış sayımızı da artırabilir. Dünya traktör pazarı doyuma ulaştı, çünkü oyun daha geniş alanda tarım yapmaktan daha yoğun tarım yapmaya dönüştü. Yani giderek traktör dışı ürünlere de yoğunlaşmamız gerek. YENİ YOL HARİTASI Stratejimiz Türkiye’de traktör dışı ürünlerle büyümek, yurtdışında da ihraç pazarlarımıza çekici gelecek modeller üretmek. Türkiye’de bundan daha fazla büyümek zor, çünkü zaten neredeyse pazarın yarısı bizim. Eğer pazar payımızı yüzde 60’a çıkarırsak rakiplerimiz herhalde bize küser. Bu da bizim çıkarımıza olmaz. Bir taraftan çiftçilerin önümüzdeki 50 yılda bizim traktörlerimizi satın almasını sağlama vizyonumuz var, yani onları kısa vadede sıkıştırmak doğru değil. Öte yandan hissedarlarımız kar marjımıza bakarak onları önemsediğimizi anlayabiliyor. Kârımızın yüzde 10’unu kâr marjımızı yüzde 1 artırmak için harcamayız, o tip bir şirket değiliz. Bu nedenle Türkiye’de sayı olarak çok büyüme beklemiyorum. Büyüme ya ihracattan ya da traktör dışı ürünlerden gelecek. Türk mühendislerin geliştirdiği yerli traktör motoru da üretiyoruz. 2017’de 490 binden fazla motor ürettik. 2018 Mayıs sonu itibarıyla traktör üretiminin yüzde 71’ini, ihracatının ise yüzde 93’ünü yapıyoruz. Avrupa’daki çevre kurallarına uygun yeni nesil motorlarla Avrupa’dan sonra ilk kez ABD’ye motor satışı yapacağız. Önümüzdeki 5 yılda traktörün yanı sıra tüm ekipmanların üretim ve satışını kendi ağımız üzerinden gerçekleştireceğiz. |
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?