“En Kötüyü 2010 Yılında Görebiliriz”

Mohamed A. El-Erian, küresel yatırım dünyasının en önemli düşünürlerinden biri. Dünyanın yeni bir hedefe doğru sarsıntılı bir yolculuk yaptığını söylüyor. Varılan yerde 3 köklü farklılık olacağına ...

1.04.2009 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

Mohamed A. El-Erian, küresel yatırım dünyasının en önemli düşünürlerinden biri. Dünyanın yeni bir hedefe doğru sarsıntılı bir yolculuk yaptığını söylüyor. Varılan yerde 3 köklü farklılık olacağına işaret ediyor: “Birincisi, piyasalardan devletlere doğru bir kayma gerçekleşecek; ikincisi, finans sisteminde ciddi ölçekli bir konsolidasyona ve risk azaltımına gidilecek; üçüncüsü, ABD’de, Hak Çağı’ndan Tasarruf Çağı’na geçilecek.” 2009, yetersiz küresel büyüme, işsizlikte artış ve refah gerilemesi yılı olarak tanımlayan El-Erian, “2010 yılında ekonominin en alt noktaya inmesi beklenebilir” diyor.

Ünlü Ekonomistten Global Krizin Yönü

Mohamed A. El-Erian, küresel yatırım dünyasının en önemli fikir adamlarından biri olarak kabul ediliyor. 2008 yılında yazdığı “Piyasalar Çarpışınca” adlı kitabında, küresel ekonomiyi değiştirmekte olan dinamikleri anlatıyor. Küresel ekonominin yeni varış noktası olarak adlandırdığı süreçle ilgili analiz ve düşüncelerini paylaşıyor. El-Erian’ın bu kitabı, Financial Times ve Goldman Sachs tarafından yılın en iyi kitabı seçildi.

Tahvil piyasasının en büyük oyuncusu Pimco’nun CEO’su olan Mohamed A. El-Erian ile aşağıda detaylarını okuyacağınız önemli bir söyleşi gerçekleştirdik. Capital’in sorularını yanıtlayan bu önemli düşünür,  küresel krizin henüz kontrol altına alınamadığını düşünüyor. Çünkü, ona göre dünyanın her yanında, konut ve finans sektörleriyle tüketimi etkileyen geniş kapsamlı bir finansal küçülme süreci yaşanıyor. Politika yapıcılar ise bu sürecin gerisinden geliyor. 2009’un, yetersiz küresel büyüme, işsizlikte artış ve refah gerilemesi yılı olacağını düşünen El-Erian, 2010 yılında ise ekonominin en alt noktaya inmesinin beklenebileceğini söylüyor.

Bütün dünyanın yeni bir hedefe doğru son derece sarsıntılı bir yolculuk yaptığını öngören El-Erian, varılan yerde 3 köklü farklılık olacağını söylüyor. Bunlardan biri, piyasalardan devletlere doğru bir kaymanın gerçekleşmesi olacak. İkincisi, finans sisteminde ciddi ölçekli bir konsolidasyona ve risk azaltımına gidilecek. Son olarak ise ABD’de, Hak Çağı’ndan (Age of Entitlement) Tasarruf Çağı’na (Age of Thrift) geçilecek.

Bu süreçte önemli bir tavsiye de veriyor. İhtiyatlı davranmaya devam edilmesi ve eldeki sermaye birikiminin korunmasını öneriyor.

Dünyanın en başarılı risk yöneticilerinden biri olarak kabul edilen Mohamed A. El-Erian, küresel krizle ilgili düşüncelerini Capital ile paylaştı. El-Erian’ın sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:

*Yıllardır bu işin içindesiniz. Yaşanan kriz neden çıktı? Kaçınılmaz bir kriz miydi, önlenebilir miydi?
Başlangıçta bu krizin üç farklı, ama birbirini güçlendiren nedeni vardı: Uzun süreden beri var olan yapısal zayıflıklar ve bu arada yıkıcı küresel dengesizlikler, küresel ekonominin fiilen her düzeyinde gözlenen risk yönetimi hataları ve önemli bir finansal yeniliğin, yapılandırılmış finansmanın aşırı tüketimi ve aşırı üretimi.

Piyasalarda yaşanan kazalara uygun tepkilerin verilmemesi ve politika hataları krizi derinleştirdi. Lehman Brothers’ın 15 Eylül 2008’deki iflasına verilen tepkiler örnek gösterilebilir.

Bunların sonucunda, ABD’deki bir finans krizi olarak başlayan süreç, bugün büyümeye, istihdama, refaha ve yoksulluğun azaltılması çabalarına zarar veren büyük bir küresel ekonomi faciasına dönüştü.

*Bu krizin sorumlusu veya sorumluları sizce kim?
Liste uzun. En başta, ABD’deki ve İngiltere’deki çok fazla borçlanarak maliyetlerini karşılayamayacakları konutları satın alan ev sahipleri var. Bunları, gerekli teknik değerlendirmeleri yapmayan ve aşırı risk alan kreditörler izliyor.

Bunlara, gelişmelere gereken tepkileri vermeyen kredi derecelendirme kuruluşları ile düzenleyici kurumları, yetersiz risk yöneticilerini ve çok taraflı politika koordinasyonu açısından zayıf kalan mekanizmaları ekleyebiliriz.

*Krizin kontrol altına alındığını düşünüyor musunuz?
Henüz değil. Dünyanın her yanında konut ve finans sektörleriyle tüketimi etkileyen geniş kapsamlı bir finansal küçülme süreci yaşanıyor ve politika yapıcılar bu sürecin gerisinden geliyor.

hed*Durgunluğun ve sıkıntıların ne zaman sona ereceğine yönelik çeşitli tahminler var. Sizin tahmininiz nedir?
2009, yetersiz küresel büyüme, işsizlikte artış ve refah gerilemesi yılı olacak. 2010 yılında ekonominin en alt noktaya inmesi beklenebilir.

*Piyasalara güven gelmesi, çıkış için umutların oluşması için hangi göstergelere bakmak gerekecek? İyileşme başladı demek için nelerin değişmesi gerekiyor?
Dünya kredi pazarının normalleşme sürecinin izlenmesi önem taşıyor. Bu süreç, bankacılık sisteminin hem içinde hem dışında kalan finansal aracılık sürecinin ne ölçüde istikrar kazandığının işaretini verecek.

*Kriz sonrasında yeni bir kapitalist sistem, para sistemi oluşacak görüşleri var. Siz katılıyor musunuz?
Yeni bir hedefe doğru son derece sarsıntılı bir yolculuk yapıyoruz. Varacağımız yerde, özellikle sanayileşmiş ülkeler açısından, yakın geçmişe göre 3 köklü farklılık olacak. Birincisi, piyasalardan devletlere doğru bir kayma gerçekleşecek; ikincisi, finans sisteminde ciddi ölçekli bir konsolidasyona ve risk azaltımına gidilecek; üçüncüsü, ABD’de, Hak Çağı’ndan (Age of Entitlement) Tasarruf Çağı’na (Age of Thrift) geçilecek.

*Önümüzdeki hafta veya aylarda borsalarda yeni bir dip, büyük bir düşüş bekliyor musunuz? Sizce en kötü geride kaldı mı?
En kötünün geride kaldığını kendinden emin bir şekilde söyleyebilmek için henüz çok erken. Benim tavsiyem, ihtiyatlı davranmaya devam edilmesi ve eldeki sermaye birikiminin korunması olacaktır.

*Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için tahminleriniz nedir? Onlar krizden nasıl etkilenecekler?
Özellikle Lehman Brothers’ın iflasından sonra kriz, gerçekten küresel bir nitelik kazandı ve etkileri açısından ayrım gözetmemeye başladı. Hiçbir ülke, bu kriz karşısında bağışıklığa sahip değil. Tüm diğer ülkelerin yapmak zorunda olduklarını, Türkiye’nin de yapması gerekecek: Gündemde, yeni bir hedefe fazlasıyla sarsıntılı bir yolculuk var.

*Kitabınıza, “Piyasalar Çarpışınca” (When Markets Collide) adını vermişsiniz. Neden böyle bir kitap yazdınız? Neden böyle bir isim verdiniz?
Bu kitabın yazılma amacı, piyasalarda ve ekonomide gözlenmekle birlikte, politika yapıcılar, bankacılar ve yatırımcılar tarafından yeterince ciddiye alınmayan bir dizi anormalliği çözümlemekti. Bu anormallikler kitapta tarif ediliyor.

Kitapta, söz konusu anormalliklerin, çok sayıda insan tarafından, birer sinyal olarak değerlendirilmek yerine, yalnızca birer gürültü kaynağı olarak görülüp ihmal edildiklerini savundum. Öyle ki özellikle ABD’deki kamusal ve özel altyapı, büyük dönüşümlere yeterince hazırlanmadı. Bu nedenle de kitap, dünün piyasalarının bugünkülerle, bugünkülerin de yarınkilerle çarpışacağını öngördü. Başlık da bu nedenle seçildi!

*Finansal piyasaları anlamamızı zorlaştıran gürültülerden söz ediyorsunuz? Bunlar yaşadığımız dönemi ne kadar etkiledi? Gelecekte bu gürültüleri algılayıp önlem almak için ne yapmak gerekiyor?
Kitapta, sinyallerle gürültülerin birbirlerinden ayırt edilmesini sağlayacak bir çerçeve var. Gerektiğinde eldeki araçları yeniden yapılandırmaya açık olmanın önemi vurgulanıyor. Ayrıca bizi, modası geçmiş rahatlık alanlarına ve kavramlara tutsak eden etkenler hakkında uyarılara yer veriliyor.

Riski Değiştirecek 5 Önemli Değişiklik
Mohamed A. El-Erian, “Piyasalar Çarpışınca” adlı kitabında, yatırımcılar için risk ve getiri konfigürasyonunu değiştirecek önemli değişiklikleri şöyle değerlendiriyor:

Yeni İtici Güç
Öncelikle dünyada ekonomik büyümenin motoru yalnızca ABD olmayacak, gelişmekte olan piyasalar, büyümenin arkasında yer alan bağımsız bir itici güç haline gelecektir. Bu yeni itici güç, ihracattan çok iç talebe(yani iç tüketime) yönelik olarak gelişecektir.

Düzeltme Olabilir
Bu gelişme sayesinde, borçla finanse edilen ve tüketime aşırı bağımlı hale gelen Amerikan ekonomisinde, çoktandır ihtiyaç duyulan, gecikmiş düzeltme gerçekleşebilir. Bu süreçte küresel ekonomi, eski dengesine kavuşarak küresel ticaret dengesizliklerinin yol açtığı finansal kırılganlığı giderecektir. 

Baskılar Artıyor
Küresel enflasyon eğilimleri, doğal kaynaklar üzerinde hissedilen baskılardan olumsuz etkilenecektir. Ayrıca bu eğilimler, geçmişte küresel ekonomiye, yığınlar halinde katılan verimli ve ucuz iş gücünün getirdiği enflasyonu azaltıcı etkinin ortadan kalkmasıyla daha da artacaktır. Bu, son derece akışkan bir dünyada çalışmak zorunda kalan merkez bankalarının karşı karşıya olduğu politika belirleme sorunlarını daha da karmaşık hale getirecektir.

Fonların Durumu
Sermayenin küresel dağılımı ve bununla ilişkili olarak varlık fiyatlarında yaşanan hareketler, devlet varlık fonlarının faaliyetlerinden etkilenecektir. Devlet varlık fonları, sabit getiri yatırımlarından uzaklaşıp daha riskli ve enflasyona karşı daha fazla koruma sağlayacağı düşünülen enstrümanlara odaklanacaklardır.

Yeni Teknik Gelişmeler
Son olarak da ekonomik ve finansal değişikliklerin yanı sıra yapılandırılmış finansman ve türev ürünlerinin gelecekte yayılmaya devam etmesine bağlı olarak ortaya çıkacak yeni teknik gelişmeler gündeme gelecektir.

“Artık ABD, Küresel Büyümenin Motoru Değil”

Çarpışma Sürecek
Piyasa katılımcılarının, bazı köklü strateji ve kurumların, daha önce akla gelmeyen ani operasyonel güçlükler yaşayacağı gerçeğini anlamaları acil ve önemlidir. Dünya kaçınılmaz olarak temel bazı değişimlerin yaşanacağı bir sürece girmiştir ve elimizdeki araçlar, geleceğin değil, dünün dünyasına daha uygundur. Bunun bunların sonucunda da dünya piyasaları yarının piyasalarıyla çarpışmaya başlamıştır ve bu süreç bir süre daha devam edecektir.

Yeni Gerçekler
Aslında tüm bu gelişmelerin özünde, küresel sistemde yaşanan ekonomik, finansal ve teknik dönüşüm yatmaktadır. Karşımızda sistem açısından önemli yeni ülkeler, yeni koşullara tam olarak ayak uyduramamış bazı ülkelerin elinde toplanan uluslararası servet, giriş ve çıkış bariyerlerini değiştiren, korelasyonları alt üst eden ve iç likiditenin etkisini artıran yeni araç ve ürünler var.
 
Büyümenin Yeni Motoru
Küresel büyümenin motoru artık ABD değil, gelişme yolundaki bazı piyasalar olacak. Ülkeler yeni koşullara ayak uydururken küresel dengesizlik de azalacak. Bugün bazı piyasalara odaklanmış portföyler, daha geniş bir çeşitlilikteki varlık sınıflarına yönelecek. Politika ve piyasa altyapısında gerçekleşecek kaçınılmaz gelişmeler, ürünler ve yatırımcılar arasındaki yeni ve karmaşık etkileşimlere daha iyi cevap verebilecek.

İnişli Çıkışlı Bir Yol
Piyasa katılımcılarının, yeni varış noktasına giden yolun, oldukça inişli çıkışlı olacağını anlamaları çok önemli. Çıkılan yolda şimdiden kurumsal sorunlar ve piyasa çalkantıları kendini göstermeye başlamıştır. Değerlemelere duyulan güven, fiyat keşfi, görünürlük ve mülkiyet hakları gibi normal bir piyasanın işlemesi için temel sayılabilecek parametreler baskı altında kalmıştır. Daha da kötüsü, zaten baskı altında olan bilançolar, karşılarındaki yeni ve belirsizliklerle dolu gerçekler karşısında büsbütün tanımlanamaz hale gelmiştir.

M. Rauf Ateş
rates@capital.com.tr

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz