Adecco Group CEO’su ALAIN DEHAZE, insan kaynakları dünyasında büyük değişimler olduğunu, bunun da yetenek konusunu etkilediğini söylüyor...
Hande Yavuz
hyavuz@capital.com.tr
Teknolojik değişim, robotlaşma ve yapay zeka insan kaynakları alanında da büyük bir değişim yaratıyor. 70 ülkede 33 bin çalışanı ve 56 bin şubesiyle her gün 750 bin kişiye iş olanağı sağlayan bir insan kaynakları ve istihdam çözümleri şirketi olan Adecco Group’un CEO’su Alain Dehaze de “Bence yapay zeka robotlardan daha önemli bir etkiye sahip olacak” diyerek bu konuya dikkat çekiyor. Bu durumun birçok sektörü değiştireceğini ifade ediyor. Bilim, teknik, mühendislik, tıp işlerinin daha önemli bir ihtiyaç haline geleceğini dile getiriyor, “Takım birlikteliği, empati çok önemli. Çünkü empati insanın sahip olduğu ancak robotların sahip olamadığı önemli bir özellik” diye konuşuyor. Dehaze, bugün yetenek söz konusu olduğunda en büyük boşluğun ise teknik beceri gerektiren alanlarda olduğunu belirtiyor. “Dünyada en fazla beceri yoksunluğu çekilen alanlar bilgi teknolojileri, dijital, bilgisayar bilimleri, mühendislik ve sağlık sektörleri” diyor. Teknolojik gelişmelerin ardından dünyada iş yapış şeklinin değiştiğini ve liderlerin kendilerini yeni normallere adapte etmesi gerektiğini belirtiyor ve şunları söylüyor: “Tüm sektörlerde teknolojik gelişimleri görebilirsiniz. En önemli konu, kişilerin hayatları boyunca öğrenmeye açık olması. Araştırmalara göre ortalama her 4 yılda bir kişiler yetkinliklerinin yüzde 30’unu kaybediyor.” Adecco Group CEO’su Alain Dehaze ile yetenek dünyasını etkileyecek trendleri, yeni teknolojilerle birlikte gelişen yeni iş yapış kurallarını ve iş kavramının geleceğini konuştuk:
Geleceğin iş kavramını nasıl tanımlıyorsunuz?
Geleceğin iş kavramı mega trendlerin etkisiyle şekilleniyor. İlk trend, teknolojik değişimlerin ardından iş ortamının çok değişken, tahmin edilemez ve karmaşık bir yapıya dönüşmesi. Tüm bu gelişmelere adapte olabilmek için hem sıradışı bir anlayışa hem hıza ihtiyaç var. Şirketlerin bu durumda çok esnek olması gerekiyor. Çünkü yeni teknolojilere anında adapte olabilmek kritik önem taşıyor. İkinci trend, yetenekler ve dengelerdeki değişim. Teknoloji, yapay zeka, robot gibi konular insanların adapte olması gereken kaçınılmaz gerçekler. Bundan 5 yıl önceki pazarlama becerileriyle dahi günümüzde bir şey yapamazsınız. Bugün sosyal medya arama motoru optimizasyonu gibi konular gündemde. Üçüncü trend ise teknolojik ilerlemelerin iş hayatına yansımaları. Örneğin yapay zekanın iş hayatındaki önemi. Diğer bir konu demografi. Türkiye’nin konusu değil ama yaşlanan bir nüfus var. Bu da insanların daha çok bakıma ihtiyacı olduğunu gösteriyor. Diğer taraftan doğurganlık oranının her geçen yıl düşmesi iş gücünü de olumsuz etkiliyor. Örneğin Japonya, şu ana dek 6 milyon çalışan kaybetti ve her yıl 1 milyon çalışan kaybetmeye devam ediyor. Çin ise her yıl 24 milyon çalışan kaybedecek. Almanya önümüzdeki 10 yıllık dönemde yaklaşık 10 milyon çalışan kaybedecek. Bu da birçok ülkede iş gücünün bu durumdan çok etkileneceğini gösteriyor. İş kavramının geleceğini şekillendiren dördüncü güçlü trend ise sosyolojik değişimler. Bu yeni jenerasyonun etkisi anlamına geliyor. Genç insanlar özgür olmak istiyor. Bir şirkette hayatlarını geçirmek istemiyorlar. İlginç bir işe sahip olmak istiyorlar. Bu nedenle şirketler, bu yeni jenerasyonu nasıl kendilerine çekeceğini ve onları nasıl geliştireceğini düşünmeli. Bu konu da freelance yani bağımsız çalışanların öne çıktığı, ağırlığını artırdığı GIG ekonomisiyle bağlantılı. Amerika’daki çalışanların yüzde 30’u freelance (bağımsız çalışan) oldu bile. İtalya’da 4 milyon kişi bağımsız çalışan konumunda. Amerika’daki yeni mezunların yüzde 47’si iş hayatına freelancer olarak atılıyor. Bu yeni gerçek.
Şirketlere bu trendler karşısında nasıl çözüm önerilerinde bulunuyorsunuz?
İlk olarak eğitim kurumları ve büyük şirketlerin beraber kuracakları, gençleri ve işe yeni başlayanları yönlendirecekleri sağlam süreçler gerekiyor. Böylece bu genç beyinler, hangi yolda olduklarını ve işi öğrenebilir. Dünyanın en çekici şehirlerine baktığınızda hem çok iyi eğitim sistemleri hem uluslararası şirketleri olduğunu görüyorsunuz. Bu şirketler bu okullarla iş birliği içerisine giriyor. Böylece öğrenci o şirkete girip giremeyeceğini, staj yapıp yapamayacağını biliyor. Devletler de bu iş birliğini kolaylaştıracak imkanlar veriyor. İsviçre, Singapur, Amerika, İskandinav ülkeleri bu iş birliğini deniyor. Diğer önemli bir konu da beyin sirkülasyonunun önünü açmak. Öğrencilerin yurt dışına öğrenmek için gitmesi ama aynı zamanda ülkelerin de yurt dışından birçok öğrenciyi kabul edebilmesi gerekiyor. Bu beyin sirkülasyonu ülkeleri zenginleştiriyor. Eğer başka bir ülkeden gelmiş kişiler o ülkede yaşamak isterse de orada kalıyor ve yeni şirketler kuruyor. Örneğin Google gibi bir şirket Rus göçmenler tarafından kuruldu. İnanılmaz. Demografiye gelince... Yaşlanan nüfus için yeni konular geliyor. Amerika’daki 4 milyon kişi evde yemek yapacak, alışverişe çıkacak yardımcı eleman arıyor.
Son birkaç yılda yetenek talebi konusunda en radikal değişimler ne oldu?
Özellikle robot ve yapay zeka diyebilirim. Bence yapay zeka robotlardan çok daha önemli bir etkiye sahip olacak. Çünkü yapay zekayla her şeyi yapabilecek durumda olacaksınız. Bu durum birçok sektörü, birçok ürünü değiştirecek. Bu da talebi etkileyecek. Bilim, teknik, mühendislik, tıp sektörlerinde ihtiyaç önemli olacak. Diğer taraftan kreatif kişilere de daha çok ihtiyaç duyulacak. Takım birlikteliği, empati çok önemli. Empati insanın sahip olduğu ancak robotların sahip olamadığı önemli bir özellik. Eğitim elbette çok önemli ama takım beraberliği, yaratıcılık ve empati gibi özellikleri size veremiyor. Tüm bunların birleşimine ihtiyaç duyuluyor.
~
Bugün en büyük yetenek boşluğunu nerede görüyorsunuz?
Teknik becerilerle çalışabilme yeteneği en büyük boşluklardan... Dünyada en fazla beceri yoksunluğu çekilen alanlar bilişim teknolojileri, dijital, bilgisayar bilimleri, mühendislik ve sağlık sektörleri. Yaşlılık trendi göz önüne alındığında World Health Organization’da global sağlık alanında iş gücü eksikliği 7,2 milyon profesyonel. Avrupa’da 2020 yılına kadar dijitalde 900 bin doldurulmamış pozisyon olacak. Yeni teknolojiye adapte olmanız gerekiyor. Tüm sektörlerde teknolojik gelişimleri görebilirsiniz. En önemli konu, kişilerin hayatları boyunca öğrenmeye açık olması. Kendi becerilerini sürekli yenilemeliler. Araştırmalara göre bireyler, ortalama her 4 yılda bir, yetkinliklerinin yüzde 30’unu kaybediyor. Bu da kişilerin kendilerini sürekli yenilemesi gerektiği anlamına geliyor.
World Economic Forum’un “2017 Global Riskler” raporunda, en büyük riskin robotlaşma nedeniyle işsizlik olduğu söyleniyor. İşsizlikten özellikle hangi sektörler etkilenecek?
Rutin işlerin olduğu sektörlerde, bu süreçlerin otomasyona tabi olması şart. Artık bu işleri yapan insanların görevleri yok oldu. Bankacılık, sigortacılık gibi sektörler otomasyonun olduğu alanlar. Perakende de keza bu şekilde. E-ticaret, klasik alışveriş sistemini yok etti. Amazon gibi platformlar insanların alışveriş davranışlarını değiştirdi.
World Economic Forum’da söylendiği gibi 4’üncü Sanayi Devrimi’nden sonra teknoloji sektörü için yeterince yetenek olacak mı?
Bence hayır. Çünkü birçok ülkede, özellikle genç nüfusun yoğun olduğu ülkelerde, işverenlerin yüzde 40’ı doğru adayla karşılaşamadıklarını, adayların doğru deneyime sahip olmadıklarını belirtiyor. Bu bulgu, şirketlerin aradığı yetenekle var olan yetenek arasında eksik bir eşleşme olduğunu ortaya koyuyor. Bu noktada eğitim kurumlarıyla şirketlerin beraberlikleri çok önemli.
Liderler kendilerini geleceğe adapte edebilmek için ne yapmalı?
Her zaman meraklı olmalılar. Merak çok çok önemli. Yeni fırsatlara, yeni trendlere, yeni fikirlere açık olabilmeliler. Çünkü yarın bugünden çok farklı olabilir. Geleceğe direnmek yerine ona adapte olmak daha değerli. Liderler şirketlerini geleceğe hazırlamak için değişime karşı çok bilinçli olmalı. Değişimleri tahmin edebilmek de önemli. Çalışanların yetenek konusunda iyi eğitilmesi için de yol açmalılar.
İş gücünü şekillendirecek trendler ne olacak?
Esneklik, adaptasyon yeteneği, inovasyon, sürekli öğrenme becerilerini geliştirmek çok önemli konular. Çalışanları sürekli eğitmek, yeteneklerini geliştirmek gerekiyor. Gençlere yatırım ise bir diğer önemli alan. Türkiye’de genç işsizliği oranı yüksek. Bu yatırım sadece onlara karşı bir sorumluluk değil aynı zamanda geleceğe yatırım için de çok önemli. Dijitale yatırım ve var olan iş gücünün becerilerini geliştirmek ise bir diğer konu.
Organizasyonlar gelecek için doğru yeteneğe sahip olduklarına nasıl emin olabilir?
Kendilerini değerlendirmeliler. Nasıl yeteneklere sahip olmaları gerektiği konusunda vizyonları olması gerekiyor.
Türkiye’de iş piyasasına ilişkin son gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’de yeni esnek çalışma kanunları önemli bir adım oldu. Özellikle genç nüfusun sürekli devam edeceği iş bulma konusunda önemli bir adım. Çünkü bunu uygulayan ülkelerde geçici işe sahip çalışanların yüzde 40’ı 24 ay sonra kalıcı iş buldu. Geçici iş doğru ve kalıcı işi bulma konusunda önemli bir kanal. Bu da işsizliği azaltıyor.
Adecco’nun Türkiye’deki gelecek hedefleri nasıl?
Biz Adecco olarak Türkiye’de farklı alanlarda yatırım yapmaya devam edeceğiz. Örneğin geçici çalışma kanunundan sonra farklı dallarda şirketi büyütmeye devam ediyoruz. Ankara ve Manisa’da şubeler açtık, açmaya da devam edeceğiz. Aynı zamanda dijital yatırımlar da gerçekleştiriyoruz. 2017’de Adia ve YOSS adında dijital çözümleri lanse ettik. Bu yılın başlarında, dijital platform olan Vettery ile iş birliği yaptık ve Adecco grup olarak içimizdeki yetenek değerini artırdık.
~
“YAPAY ZEKAYA HAZIR DEĞİLİZ” “NELER YAPABİLECEĞİMİZİ BİLMİYORUZ” Toplum ve birey olarak henüz yapay zekaya hazır değiliz. Ama ona ulaşmaya çalışıyoruz. Yapay zeka, elektriğin bulunması gibi. Bugün henüz yapay zekayla tam olarak neler yapabileceğimizi bilemiyoruz. Bu nedenle her gün, her ay yapay zekanın yeni bir uygulamasını göreceğiz. Elektriğin bulunmasından sonra neler olduğuna baktığınızda yapay zekanın da benzer süreçler içinden geçeceğini görebilirsiniz. “YENİ DÜZENLEME GEREKİYOR” Yeni iş yapış şekilleri gündeme geliyor. Yeni çalışma biçimine ve yeni düzenlemelere adapte olmamız gerekiyor. Çünkü elektrik en basit şekliyle hem gece hem gündüz çalışma fırsatı verdi. Bu nedenle iş gücünü bu şekilde adapte ettik. Yapay zeka da aynı... Bizim bu yeni alan için işleri yaparken yeni düzenlemeler yapmamız gerekiyor. |
CEO’NUN YENİ ROLÜ “ENERJİ VERMELİSİNİZ” CEO bence “Chief Energy Officer” yani enerjiden sorumlu başkan ya da “Chief Entertainment Officer” yani eğlenceden sorumlu başkan olmalı... CEO olarak çalışanlara, paydaşlara, müşterilere enerji vermelisiniz. Aynı zamanda paydaşlarınızı yönetebilmelisiniz. Gerçekten onları motive etmek çok önemli bir konu. “DÜNYA ŞEFFAFLAŞIYOR” CEO olarak bunu çok şeffaf şekilde yapmalısınız. Çünkü dünya çok şeffaflaşıyor. Çok geniş çerçeveden bakmalısınız. Çünkü dünya çok çeşitleniyor. Çeşitlilik daha iyi performans demek. Bunu yönetebilmek çok önemli. Bu kanıtlanmış bir gerçek. İnovasyon, sürekli öğrenmek, yetinmemek çok önemli. CEO’ların çok esnek ve güçlü karar vericiler olması gerekiyor. |
“START UP KONUSUNDA TÜRKİYE İYİ BİR KONUMDA” YETENEĞİ EN İYİ DEĞERLENDİRENLER Adecco’nun geldiği İsviçre ya da Singapur ya da birçok İskandinav ülkesi yeteneği değerlendirmek konusunda çok başarılı. İsviçre’de işsizlik oranı yüzde 5’in altında. Bu tarz toplumlar bunu nasıl başarıyor? ÖNE ÇIKAN NEDENLER Çok iyi eğitim sistemine sahip olmak, şirketler ve eğitim kurumları arasındaki bağ, büyük şirketlerinin çekiciliği onları öne çıkaran nedenler. Aynı zamanda start up kurmak için de bu ülkeler çok önemli bir imkan tanıyor. Start up konusunda Türkiye’nin de çok iyi bir konumda olduğunu biliyorum. Bu çok iyi. Çünkü geleceğin işini kurguluyorsunuz. |
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?