Geleceğin bankacılığı

İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hakan Aran ile geleceğin bankacılığını masaya yatırdık...

19.02.2019 11:40:000
Paylaş Tweet Paylaş
Geleceğin bankacılığı

Elçin Cirik

ecirik@capital.com.tr

Teknolojinin gelişimiyle birlikte hemen hemen her sektörde radikal değişimler göze çarpıyor. Bankacılık ise uzun yıllardır dijital değişimden etkilenen sektörlerin başında geliyor. Ancak yeni dönemde oyunun kuralları yeniden yazıldığı için dijital dönüşüm hayati önem taşıyor. Dijital bankacılıkta dünyada iki yaklaşım dikkat çekiyor: Türk bankalarının da rekabet avantajı olarak sıklıkla başvurduğu bankaların kendi içlerinde dijitalleşmesi bunlardan ilki. Diğeri ise bankacılığın dijital dünyada kendini konumlandırması... İşte burada da tüm ekosistemi ile Çin’in ağırlığı hissediliyor. İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hakan Aran, “Bankacılığın nasıl şekilleneceğini net şekilde Çin’de görüyoruz” diyor ve uzak değil 5 yıl sonrasında bankacılığın günlük akışın içinde mobil uygulamalarda görünmez hale geleceğini belirtiyor. Aran şöyle devam ediyor:: “Çin’de WeChat’teyken bir alışveriş sırasında kredi istediğinizde WeBank size kredi veriyor. Bu kredi tutarını arka planda kurulmuş blockchain sistemi üzerinden 2-3 bankaya yönlendiriyor. API’lerini açmış olan bankalar kredi veriyor. Çin’de bu ölçek o kadar büyük ki arkada duran bankalar da öndeki WeBank de kâr elde edebiliyor.” İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hakan Aran ile geleceğin bankacılığını masaya yatırdık. 

Yakın gelecekte, bankacılık nasıl bir evrimden geçecek? Bankacılığın geleceğini nasıl görüyorsunuz?

 En basit haliyle bir banka müşterisi olarak karşılaşacağımız temel değişiklik şu olacak: Bankacılık hizmet ve ürünlerini bir bankacılık uygulamasına girerek almayacaksınız. Bankacılık ürünleri için şube ya da banka uygulaması zorunlu olmayacak. Bankacılık görünmez hale gelecek. Tüm hizmetler diğer uygulamaların içine gömülecek. Kısacası bankacılık günlük hayatın bir parçası haline gelecek. Şöyle örnek vereyim, çocuğunuzla bir mesajlaşma uygulamasında yazışıyorsunuz diyelim. “Bana 100 TL gönderir misin” dediğinde hiçbir bankacılık uygulamasına girmeden mesajlaşmayı yaparken parayı gönderebileceksiniz. Şu anda Çin’de WeChat uygulaması, Alibaba’nın ticaret uygulamalarının içine yedirilmiş durumda. Bunun örnekleri çok can alıcı ve bu tür hizmetler oldukça büyük ölçeğe ulaştı. Dünyada bu trend başladı. Türkiye’de de yaygın hale gelecek. Tüketiciyi yakalayan mesajlaşma, e-ticaret gibi alanlardaki başarılı uygulamaların içinde bankacılık deneyimi yer alacak. Bunun için de hem açık bankacılık hem gömülü bankacılık gelişecek. 

 Bu durumda bankaların yıllardır yaptığı marka yatırımları boşa mı gidecek? Hangi bankanın kullanıldığının önemi kalmayacak mı? 

 Eğer banka, bankacılığın bu yöne evirileceğini düşünüyorsa bu yeni trendlere yatırım yapacak. Bu trendi gören bankaların, dijitalleşen dünyada müşterisine daha zengin deneyim sunmak adına faaliyetlerini genişletmesi ve genişletilen faaliyetlerde müşteri trafiğini kendi üzerinden geçirmesi gerekiyor. Bir banka “Bankacılıktan başka bir şey bilmem. Mevcut uygun olan ürünlerimi kullansınlar” derse rekabet içinde yok olmayı da kabul ediyor demektir. Bankaların müşteri trafiğini halen kendi üzerlerinden geçirmesi gerekiyor. Bu da bizi ekosistem savaşlarına götürecek. Yakın dönemde dijital dünyada iş birlikleri geliştirmek ve bu iş birliklerini dijital platformlar üzerinde yönetmek çok önemli hale gelecek. İş Bankası olarak bizim vizyonumuzda dijital dünyada tercih edilen bir platform yaratabilmek var. Şu anda içinde bankacılığın da gömülü olduğu bir platformun hazırlıklarını yapıyoruz. 

 Bu tip platformlarda neler olacak? 

 İçinde her şey olabilir. Türkiye’nin yeni elektronik ticaret platformu ya da mesajlaşma, sosyalleşme platformu da olabilir. 

 Ama zaten global ve yol almış platformlar yok mu? 

 Evet ama yerel bir marka yok. 

Yerel olması önemli mi?

 Değil. Ancak şu anda dünyadaki mevcut platformların oyuncularına teslim olma riski var. Eğer bunu istiyorsanız bu alanda hiç deneme yapmanıza gerek yok. Bu durumda Alibaba Türkiye’ye girdiğinde kendi bankasını da getirebilir. Biz burada bankanın kendi müşterisi kadar insanın kullanacağı ve kullanmaya devam edeceği bir platform oluşturmanın mantıklı olacağını düşünüyoruz. Örneğin Maximum Mobil ve Maximum İşyerim uygulaması ile sinema bileti, benzin alma ya da yemek siparişi deneyimlerini bir platform üzerinde birleştiriyoruz. Maddi bir geri dönüşü olmasa da trafiğin sizin üzerinizden ekosisteme yönelmesi çok kıymetli… Örneğin burada da ilk seanslar Maximum Kart varsa indirimli oluyor, “Kartı hemen alabilirsiniz, ister misiniz” dediğimizde müşteri 1 saniye sonra mobil uygulamaya girip, kredi kartını üretip cep telefonuna indirebiliyor. Hiçbir ilave masrafa katlanmadan, ilave iş gücü yaratmadan elektronik olarak bu kadar hızlı bir müşteriye erişebilmek çok kıymetli… Ancak banka bu noktalarda faaliyet göstermiyorsa gelecekte kimsenin yolu bu bankaya düşmeyecek. İşte böyle yerlere dükkan açarak trafik olasılıklarını artıracak girişimler yaratmak gerekiyor. 

Bankacılığın görünmez olduğu noktada müşteri savaşları da keskinleşecek mi?

 Müşteri sahipliği kavramı değişiyor. Yine Çin’den örnek vereyim: Çin’de WeChat’te yazışırken bir alışveriş sırasında kredi istediğinizde WeBank size kredi veriyor. Bu kredi tutarını arka planda kurulmuş blockchain sistemi üzerinden 2-3 bankaya yönlendiriyor. API’lerini açmış olan bankalar kredi veriyor. Çin’de bu ölçek o kadar büyük ki arkada duran bankalar da öndeki WeBank de kâr elde edebiliyor. Öndeki banka tümüyle elektronik bankacılık yaparak pazarlık gücüyle, arkadaki bankalar toptancı bankacılıkla kâr ediyor. Bankalar, bir müşterinin tek sahibi ben olayım, demiyor. Müşteri sahipliği önde duran bankaya geçiyor ama arkadaki bankalar kredi verebiliyor. İşte ekosistem savaşları da buralarda yer kapmak üzerine kuruluyor. Burada banka için kritik nokta, maliyet yapısını son kullanıcıya değer yaratacak şekilde mümkün olan en yalın hale getirebilmek. Geleneksel bankacılıktan gelen katılaşmış bir maliyet yapısı var. Bu, ister istemez ücret ve komisyonlarda tartışmalara yol açıyor. Bu maliyetleri basitleştirip herhangi bir ürünü ve hizmeti insanların ulaşabileceği bir noktaya indirdiğinizde başarılı bir model kuruyorsunuz. Türkiye’de burada yol alacak çok mesafe var. Hala bankacılık hizmetlerine erişemeyen önemli bir kesim mevcut. Bunun yolu çok ucuz ve kolay hizmet sunabilmek. Çin’in en büyük başarı hikayesi bu. 1990’da halkın yüzde 60’ı yoksulluk sınırının altındayken bugün finansal erişim ve kalkınmayı sağlayarak bu oranı yüzde 1’e indirdi. 

 Dijital bankacılıkta örnek aldığınız en iyi uygulamalar hangi ülkelerde yoğunlaşıyor? 

 Dijital bankacılıkta iki yaklaşım var: Biri bankaların kendi içlerinde dijitalleşmesi; burada ABD ve Türkiye bankaları önde. Ancak bankacılığın yeni şekli dijital dünyada bankacılık konusunda Çin önde. Bankacılığın nasıl şekilleneceğini Çin’de görüyoruz. 

Peki bankaların kendi içlerindeki dijitalleşmede en son nokta ne?

 En son aşama mobil bankacılıkla yapay zekanın birleştiği yer. Türkiye’de özel büyük bankalar bu alanda oldukça iyi. Dünyada görmeye alışık olmayacağınız, Amerika’da ancak 3-5 büyük bankada görülebilecek uygulamalar Türk bankalarında var. İleride mobil bankacılık, kanal olarak önemini koruyacak. Bugün Türkiye’de işlemlerin yüzde 95’e yakını dijital kanaldan geliyor. Burada üst sınıra çok yaklaştık, sadece yüksek tutarlı nakit işlemler kaldı. Para elektronik hale gelirse bu oran, yüzde 100’e kadar çıkar. Bundan sonra yeni gelişmeler de mobil üzerinde olacak. Ama kestiremediğimiz, mobildeki bankacılık işlemlerinin ne kadarı bugün sunulan mobil bankacılık uygulamalarından ne kadarı dijital dünyadaki gömülü ve açık bankacılıktan gelecek. 10 yıl içinde arabanızdaki navigasyon cihazına, telefonunuzdaki mesajlaşma uygulamasına ya da evdeki akıllı asistana girmek için savaşlar olacak. Bu alanlara giremezseniz her geçen gün eskimeye başlayacaksınız ve sizi kullananlar azalacak.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz