Hedef 10 yılda 50 milyar dolar

ETHEM SANCAK sağlık, tarım, teknoloji ve bilgi alanlarında büyümenin planlarını yapıyor. Üstelik çok da iddialı hedeflerle...

1.04.2011 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Hedef 10 yılda 50 milyar dolar



Sancak Ailesi, Siirt'in önde gelen ai­lelerinden biriydi. Aile, okuyan bi­reyleri olmasına rağmen ağırlıklı olarak tarım ve hayvancılıkla uğ­raşıyordu. Uzun yıllarını siyasette, hatta "hızlı solcu" olarak çeşitli örgütlerde geçiren Ethem Sancak'ın girişimiyle ailenin hayatında bü­yük bir dönüşüm oldu. Kendi deyimiyle "Haya­tını topraktan sağlayan 1.000 kişilik aile" İstan­bul'a taşındı. 1987 yılında, o dönem 400 şirke­tin rekabet ettiği Hedef İlaç Dağıtım şirketini ku­ruldu.Ethem Sancak ve 8 kardeşinin kurduğu bu şirket, başarılı bir performans gösterdi. 2000'le rin başına gelindiğinde sektörde liderliğe otur­du, başka alanlara girip grup haline geldi.İlaç dağıtımının yanı sıra inşaat, tarım ve has­tane sektörlerinde adından söz ettirdi, hatta tekstil, perakende ve medya alanlarına da yatı­rım yaptı. Bu arada dünyanın önde gelen şirketlerin­den İngiliz Alliance ile ortaklık kurup global­leşme yolunda adımlar attı. 2010 sonu itibariyle 5 milyar dolarlık ciroyu yakalayan Ethem San­cak, uzun süredir sessizdi. Basında görünmü­yor, açıklamalar yapmıyordu.Bu sessizliği bozduğu söyleşisinde, aslında öne çıkmayan önemli bir dönemden geçtiğini, 8 kardeşi ile işlerini ayırdığını ve kendi deyimiyle "Oyunu yeniden kardığını ve 20 yılın oyununu yeniden kurmayı" planladığını öğrendik. Okuyacağınız söyleşi, yeniden dağıtılan kart­ları, kurulan yeni oyunu ve 5 milyar dolardan 50 milyar dolara giden iddialı yolculuğun ayrın­tılarını anlatıyor:


Capital:
Uzun süredir sizi basında görmüyoruz. Bi­raz sessiz gidiyorsunuz gibi bir izlenim var. İş­leriniz nasıl gidiyor, her şey yolunda mı?
- Biraz sessiz kaldık ama her şey planladı­ğımız gibi gidiyor. Bazen planlarsınız ama he­men sonuç alamazsınız. Bazen 3 yıl, 5 yıl sonra alırsınız. Aradaki 2-3 yıl durgun, hatta kârsız ge­çer. Önemli olan geleceğe yatırım yapmaktır. Onun sonucunu da bir süre sonra alırsınız.Sorunuza dönersek... İşlerin iyi gitmesini, ben planlanıldığı gibi gitmesi diye algılıyorum. Bazen 1 yıl hiç hesap etmediğiniz bir şekilde çok büyük para kazanabilirsiniz. Bu benim için o işin iyi gittiği anlamına gelmez. Bu durum bir piyango biletinden ikramiye almak gibidir. As­lında hoş bir şey değil. İşlerin iyi gitmesi, plan­landığı gibi yürümesidir. Benim için de böyle oldu.Türkiye, tarihinin çok önemli dönüm nokta­larından birini yaşıyor. Dünya da bu yeni sürecin içinden geçiyor. Yepyeni bir ufuk açılacak. Bizim gibi girişimcilerin de bu öngörülerini he­saba katıp işlerini ona göre tasarlamaları gere­kiyor. Şimdi ben o hesabın ve sessizliğin içeri­sindeyim.

Capital:  Rakamlar belli olmuştur. 2010 yılı grup için nasıl geçti?
- Bizim grup için 2010, bir önceki yıla göre yüzde 20'ye yakın bir iyileşme ile geçti. Toplamda 5 milyar doları geçen bir ciro yap­tık. Kâr marjlarımız, ortağı bulunduğumuz gru­bun 22 ülkesi içerisinde İngiltere'deki Alliance ile yarışır hale geldi, 2'nci durumuna ulaştı. İtal­ya'nın, Almanya'nın, Fransa'nın çok önüne geç­ti. Hatta o kadar parladık ki Alliance'ın icra ko­mitesine girdim. Üstelik İngilizce bilmiyorum ve orayı yönetiyorum. Ve yönettiğimiz yer 160 bin çalışanı, 60 milyar Euro'luk cirosu olan Avru­pa'nın en büyük 4-5 şirketinden biri. Ayrıca As­ya ve Afrika pazarlarının yönetimini de bana verdiler. Bu sessizliğimin sebeplerinden biri de oraya endekslenmemdir. Kendime, global bir partner ve yönetici olmak diye bir hedef koydum. Biz önümüzdeki 10 yıl içerisinde şimdi olduğumuz 4 ülkenin dışında en az 10 ülkede olacağız di­ye bir hedefle gidiyoruz.Şu anda 5 milyar dolar olan Hedef Alliance cirosunu, 10 yıl içinde 50 milyar dolara çıkar­mayı planlıyoruz. Aynı anda 4 tane ülkede ope­rasyonumuz sürüyor.

 
Capital: Hangi ülkeler?
- Ukrayna, Kazakistan, Gürcistan ve Ro­manya'da operasyonlar sürdürüyoruz. Oranın yerel dağıtım şirketleri ile temaslarımız var ve en kısa zamanda da onlardan birileriyle part­nerlik ilişkisi kuracağız.~

Capital: Hangi sektörlerde faaliyet gösteriyorsu­nuz? Grupta kaç kişi çalışıyor, kaç şirketten olu­şuyor?
- 2010 yılının sonuna kadar bir aile şirke­tiydik. Sancak Yatırımlar A.Ş. diye bir şirketimiz ve onun iştirakleri vardı. Ben her şeyi yeniden kardım ve önümüzdeki 20 yılın oyununu kura­cağım. Bundan dolayı gruptaki yapı değişti, Sancak Yatırım A.Ş.'den ayrıldım. Orada kar­deşlerim vardı. Onlarla felsefi bir farklılığa düş­tük. Akrabalık ve kardeşlik ilişkilerimiz zede­lenmesin diye işlerimizi ayırdık. Stratejik olarak Hedef Alliance'ı üstüme aldım. Ortaklarım olan İngilizlerle zaten bir ortaklık anlaşmam vardı. Çekilecek aile bireyleri, hisse­lerini kalanlara satacaktı. O çerçevede ben ve İngilizler ailenin diğer fertlerinin hisselerini sa­tın alıyoruz. 3 yıl içerisinde bu operasyon ta­  mamlanacak. Aile fertlerinin tamamına yakını şirketten ayrılacak.

Capital: Peki ailenin diğer üyelerinde ne kalıyor?
- Onlara da Medical Park ve Sancak İnşaat kaldı. Böyle birkaç tane daha işleri var. Bende ise Hedef Alliance ve bir de Ata Sancak Tarım İşletmesi'nin bir kısmı kaldı. Çünkü ben tarım işine devam edeceğim ve orada büyüyeceğim.Tarımda ciddi partner arayışları içerisinde­yim. Yerli ve yabancılarla görüşmelerimiz sürü­yor. Bazı projelerimiz var. Orada 4-5 yıl içinde çok iddialı duruma geleceğimizi düşünüyorum. Ben şöyle bir işadamıyım. İnsanlara gelece­ğe ilişkin hayallerimi söylerim. Söylediğim ha­yaller o günkü dünyaya göre uçuk olarak kabul ediliyor ve komik oluyorum. Ama 4-5 yıl sonra herkes sözünü ettiğim şeylerin bir bir gerçek­leştiğini görür.

Capital: Peki, geçmişte komik bulunan ve şu anda gerçekleşen hedefiniz ya da yaklaştığınız hede­finiz neydi?
- Ben Türkiye'de tarımın kurtuluş yolu ol­duğunu söyledim. Söylediğimde mensubu ol­duğum TÜSİAD kongresinde benimle bazıları dalga geçti. Hatta Ekşi Sözlük'te ve Facebook'ta benimle ilgili alarak "ineğe aşık olan iş adamı" diye yazdılar. Ama şimdi herkes inekçi oldu.Çünkü insanlar şunu görüyor: Petrol fiyatla­rı 70 dolardan 103 dolara çıktı. Dünya yıkılacak sanıyorlar. Ama 8 ay önce Şikago Borsası'nda buğday 200 dolardı, şimdi 800 dolar. Gıda pi­yasasında olağanüstü gelişmeler oluyor. Dolayısıyla tarım bu ülkenin, hatta dünyanın geleceği. Ben bunu 10 yıl önce "İnekler bilgisa­yarlardan önemlidir" demiştim. Çünkü aç kaldı­ğınız zaman bilgisayarları yiyemezsiniz ama ine­ği keser yersiniz ve yaşarsınız demiştim. O za­man alay etmişlerdi. Ama şimdi herkes gerçeği gördü. Bence Türkiye hayvancılık ve tarımda bir üs haline gelebilir ve gelmelidir.

Capital: Rüyalarınız bunun üzerine mi yoksa giri­şim ile ilgili başka rüyalarınız da var mı?
- Türkiye önümüzdeki dönem 3 milyar nü­fuslu coğrafyanın en büyük sağlık üssü haline gelebilir. İstanbul, önümüzdeki 20 yıl içerisinde Houston veya Cleveland'ın 3 katı büyüklüğün­de bir tedavi merkezi haline gelebilir ve dünya­nın büyük beyin gücünü bu yolla ülkemize çe­kebiliriz. Ben bunu Medikal Park'ta denedim, becere­medim. Çünkü maalesef ortaklarıma ve kardeş­lerime anlatamadım. Onlar iç piyasaya endekslendi. Tabii bürokrasi ve Sağlık Bakanlığı da en­gel çıkardı. O rüyamı gerçekleştiremedim ama bu gerçekleşecek. Çünkü geleceğin ihtiyacıdır.

Capital: Yani sağlıkla ilgili girişimleriniz devam edecek mi?
- Medikal Park'tan çekildim ama sağlık sek­töründen çıkmadım. Rüyalarımdan biri, İstan­bul'u tekrar 10. Yüzyılın Bağdat'ı gibi dünya tıb­bının merkezi haline getirmektir. Ben yapmazsam başkası yapacak. İstan­bul'un böyle bir çekiciliği var. Önümüzdeki 20­30 yıl içerisinde uygarlık merkezi New York ve Londra olmaktan çıkacaktır. Uygarlık kuşu iki yere konabilir: Bombay ve İstanbul...

Capital: Peki kafanızda bir şey var mı, yoksa çalı­şıyor musunuz?
- Çalışıyorum ama taze bir ortaklıktan ayrıl­dım. Onları da rencide edecek açıklama yap­mak istemem. Biraz zamana ihtiyaç var.

Capital: Kafanızda ilginç, gelecek gördüğünüz, ta­rım veya sağlık dışında konular, incelediğiniz ya da yakından izlediğiniz sektörler var mı?
- Gelecekte BT ve dijital konular çok önem kazanacak. Geçenlerde Time dergisinin kapa­ğında, "2049 yılında insanla bilgisayar aynı kişi olacak" konusu vardı. Bence bu yabana atıla­cak bir söylem değil. Böyle gerçekler varken biz bu iletişim ko­nusuna yabancı kalamayız. Eğer dünyanın yön­lendirici bir gücü olacaksak iletişim teknolojile­rini yakından takip etmemiz gerekiyor.

Capital: Teknolojiyi izliyorsunuz o zaman?
- Sadece izlemiyor, adımlar da atıyorum. Oğlum Metronet diye bir şirket kurdu. 100 kişi çalışıyor. TTnet ve Superonline'ın piyasasında 3'üncü organize şirket durumunda.~

Capital:  Başka izlediğiniz sektörler var mı?
- Gelecekte Batılılar, Doğu'ya akarken bilgi satın almak zorunda kalacak. Geleceğin Morgan Stanley'leri, Abbott Consulting'leri İstanbul'da olacak. Dolayısıyla bizim bilgi ekonomileri ve teknolojileri, bilgiyi derleyip toparlamak ve sat­mak konusunda organizasyonlar inşa etmemiz gerekiyor. Bunun peşindeyiz, bununla ilgili planlar yapıyoruz.

Capital: Kafanızda yurtdışında şirket alma planı var mı? Yoksa organik mi büyüyeceksiniz?
- Dediğim gibi 10 ülkede operasyon yapı­yoruz ve 10 tane şirket satın alacağız. Biz gidip sıfırdan kurmuyoruz, oranın yerli bir şirketini sa­tın alıyoruz. Çünkü bizim iş, yerel bir iş. Onları razı ediyoruz ve ortak oluyoruz.

Capital: 50 milyar dolar ciro hedefini 20 yılda mı yakalayacaksınız?
- 10 yıl sonra Hedef Alliance, bütün Asya ve Afrika'nın en etkin dağıtıcısı olacak ve ciro hedefimiz 50 milyar doları bulacak. Bugünü 10'a katlayacağız.

Capital: Son 10 yılda girip çıktığınız sektörler oldu. Medya, tekstil sanırım. Başka var mıydı?
- Tekstile sektörüne yatırım yaptık ama bat­tık ve kapattık.

Capital: Orada neyi yanlış yaptınız?
-  Hepsinde de çok yanlışlar yaptık. Birinci­si, bilmediğimiz işe girdik. Bilenlerle çalışmadık. Bunlar bize ders oldu. Son 10 yılda çok hatalar, hatta acayip hata­lar yaptık. Nereden bakarsanız bakın bu hatalı işlerde 200 milyon dolar para batırdık. Ama sadece tekstilde değil, başka işler de de hatalar yaptık. Örneğin Rusya'da Boyner ile ma­ğaza açtık ve orada da battık.

Capital: Yaptığınız hataları sayarken, "bilmediği­miz işler" dediniz. Başka ne tür hatalar vardı?
- Sanıyorum o dönem bir kendini beğenmişlik de oldu. "Ben girişimciyim, her şeyi bilir ve yaparım" diye düşünmemek lazım.

Capital: Siz şimdi Moskova'da perakende, medya­ya ve tekstile girdiniz. Başka var mı?
- Medyaya aslında bir iddia için girdik. Medyada da kaybettik. Medyaya ilgim devam ediyor. Ben önümüzdeki 20-30 yıl içinde iletişi­min çok önem kazanacağına inanıyorum. Ve medya da iletişimin kendisidir. Becerisine ve tecrübesine çok güvendiğin duayen medyacılardan bir tanesi çok küçücük bir deneme yapmak istediğini söyledi. Çok da sevdiğim ve çok güvendiğim bir gazeteci. Bana geldi ve bir projesinden bahsetti. Beraber de­neyeceğiz. Çok hoş bir şeye gireceğiz ve onu markalaştırırsak bütün Asya'da çok önemli bir medya grubuna dönüşebiliriz.

Capital: Sizin çocuklarınız da işin içinde mi? Metronet'in başında bir oğlunuz vardı...
- Aslında oğlum benim işimin içine gir­medi. "Ben senin askerin olmam, senin yaptı­ğın işi de yapmam" dedi ve kendi işini kurdu. Bir kızım var o da üniversiteye hazırlanıyor. 11 yaşında bir oğlum daha var. O henüz çok küçük.

Capital: Aile niye bir arada duramadı?
-  Aile bir arada duramazdı, çünkü 1400 yıl­lık bir aile. Şehir hayatına daldı. Kapitalizm ai­leleri parçalıyor. Para insanı bozuyor. Paraya hükmetmek ayrı bir bilgeliktir. Aileler de büyü­yor. Objektif kurallar koyamıyorsunuz.

Capital: Aile anayasanız var mıydı?
- Hazırlamaya çalıştık, bunun için büyük paralar harcadık. Amerika'dan adamlar getirttik. Yaptık ama günün sonunda işte o dediğim şey­ler işin içine giriyor ve aile parçalanıyor. Yerine objektif katı kurallar koyamıyorsu­nuz, çünkü duygu var işin içinde. Bir süre son­ra yürümüyor, felsefi ayrılıklar ortaya çıkıyor. Bu yüzden medeni bir şekilde ekonomik işleri­mizi ayırdık, kardeşliği esas aldık. Herkes kendi parasını yönetsin. Aldım ben 1500 kişilik koca aileyi Siirt'ten şehre getirdim. Örneğin tarım yapmayı öneriyorum, bir kısmı karşı çıkıyor. "Köylülükten kurtulmak için gel­dik, sen yeniden köye gönderiyorsun" diye dü­şünüyor. Tarımı öyle algılıyor. O zaman siz kı­rılıyorsunuz. Veya bir ideal uğruna medya işine giriyorsunuz, itiraz edenler oluyor.Girişimci tavrınız sizi farklı kılıyor. Bazıla­rında yeni girişimler nedeniyle parayı kaybetme korkusu başlıyor. Sizin peşinizden serdengeçti olarak gelmiyorlar. Eskiden geliyorlardı. Kaybe­decek şeyleri yoktu. Şimdi kaybedecek şeyleri var. Haklı olarak hesap yapıyorlar.


 

 

 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz