Ahmet Zorlu, kökeninde tekstil olan Zorlu Grubu’nu elektronik işine, ardından da bankacılığa taşıdı. Türkiye’nin önde gelen gruplarından biri haline getirdi. Geçen yıl bankacılıktan çıktıktan sonra...
Ahmet Zorlu, kökeninde tekstil olan Zorlu Grubu’nu elektronik işine, ardından da bankacılığa taşıdı. Türkiye’nin önde gelen gruplarından biri haline getirdi. Geçen yıl bankacılıktan çıktıktan sonra sektör hedefini yeniledi, gayrimenkul ve enerjiyi büyüme odağına yerleştirdi. Şimdi gelecek için iddialı planları var. Gayrimenkulde 5-6 milyar dolarlık proje yürütmeleri ve enerjiye 4-5 milyar dolar yatırmaya hazırlanmaları da bunun göstergesi… Zorlu, “Bu yatırımlar bize rekor büyüme getirecek” diyor ve ekliyor: “Grubumuz 2010 yılında gayrimenkul ve enerji ile yüzde 100’ün üzerinde büyüyecek. 2015 yılında 20 milyar dolar ciroluk bir şirket olmayı planlıyoruz.”
Zorlu Holding ilk çıkışını tekstil sektöründe yaptı. Beyaz eşya ve elektronikle devleşti. Grup, şimdi gayrimenkul ve enerjideki yatırımlarıyla rekor bir büyüme peşinde. 2007 yılı itibariyle 4 milyar 600 milyon dolarlık ciroya sahip olan Zorlu Holding’in hedefi 2015 yılında 20 milyar dolarlık ciroya ulaşmak. Büyümeyi getirecek sektörlerin başında gayrimenkul ve enerjinin geleceğini belirten Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu, “Grubumuz 2010 yılında gayrimenkul ve enerji ile yüzde 100’ün üzerinde büyüyecek” diye konuşuyor.
Zorlu Grubu gayrimenkul ve enerjiye milyar dolarlık yatırımlar yapıp bu alanda rekor büyüme hedeflerken akıllara “Zorlu sanayici olmaktan vaz mı geçiyor?” sorusu da geliyor. Kimilerine göre “yap-satçı” olmaya soyunan Zorlu ise bu tanımlamaları kabul etmiyor. Yumurtaları aynı sepete koymamak adına farklı sektörlerde büyüme arayışında olduğunu belirtiyor. Sanayicilikten uzaklaştığına yönelik eleştirilere yanıt olarak da “Geçtiğimiz yıl tekstilde 257 milyon dolarlık ihracat yapmışız. Bu yıl 300 milyon dolarlık ihracat yapacağız. Aynı şekilde 2007 yılında beyaz eşyada 2,5 milyar dolarlık ihracat yaptık. Bu yıl da 2 milyar 800 milyon dolarlık ihracat yapıyoruz. Yani bizim reel sektörde küçülmediğimiz büyüdüğümüz aşikar. Reel sektörde, ülkenin kalkınmasında yine varız” diyor.
Gayrimenkul ve enerjide olduğu gibi sanayide de Zorlu’nun hedefleri büyük. Vestel olarak Türkiye’de modül üretimine başlayacaklarını kaydeden Ahmet Nazif Zorlu, 3-4 yıl içinde 200-300 milyon euro’ya yakın modül yatırımı yapacaklarını söylüyor. “Türkiye hala televizyonda dünya çapında bir oyuncu olabilir” diyerek de bu alandaki iddiasını ortaya koyuyor.
Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu ile Zorlu Holding’in yeni rotasını, gelecek hedeflerini ve Zorlu’nun bir sanayici olarak Türkiye’ye bakışını konuştuk:
Bu yıl Zorlu Holding açısından nasıl gidiyor? Yılı yüzde kaçlık bir büyüme ile kapatırsınız?
İhracatta büyüyoruz. İç pazarda geçen yıla göre biraz gerileme var. Tekstil, elektronik, beyaz eşya ve enerjideki işlerimizden yüzde 10’luk bir büyüme elde edeceğiz. Gelecek için enerji ve gayrimenkuldeki yatırımlarımız sürüyor. Geçtiğimiz yıla baktığımızda bu büyüme yeterli değil. Ama bu biraz da dünyadaki konjonktürden kaynaklanıyor. Tüm dünyada finans sektörleri dalgalanıyor.
Neyse ki sizin içiniz rahat?
Herkes öyle söylüyor. “İyi ki sattınız” diyorlar. Her darlığın bir bolluğu, her bolluğun da bir darlığı olurmuş. Dünya genelinde 2003’den sonra bir para bolluğu vardı. Şimdi de darlık dönemine girdik. Amerika’daki mortgage ile başlayan, bankaların sanal ticarete girmesiyle patlak veren bu krizi şimdi düzeltmeye çalışıyorlar. Bundan daha kötü olmaz. Yaşananların sonuna gelindi, bundan sonra her şey normal yoluna girecek. Önümüzdeki yılın daha iyi olacağını ümit ediyorum.
Peki önünüzü görebiliyor musunuz? Gelecek birkaç yılda Zorlu Holding’in büyümesi nereden gelecek?
Enerji ve gayrimenkulde büyüyeceğiz. Malum biz tekstil kökenli bir aile olarak tekstilde bir yerlere geldik, ondan sonra başka sektörlere geçtik. Şimdi enerjide yoğunlaştık. Enerjideki yatırımlarımız devam edecek.
Gayrimenkulde bildiğiniz gibi karayolları arazisi, Deva arazisi projelerimiz var. İzmir’de gayrimenkul için araziler aldık, buralarda büyümeye devam edeceğiz.
Siz gayrimenkulde büyümeyi planlarken herkes, “Zorlu sanayici olmaktan vazgeçiyor” diyor. Böyle diyenlere siz ne diyorsunuz?
“Yumurtaları aynı sepete koyma, düşerse hepsi bir kırılır” denilir. 2007 yılının en büyük bin ihracatçısı listesinde Vestel 4’üncü sırada yer alıyor. Tekstilde 257 milyon dolarlık ihracat yapmışız. Bu yıl 300 milyon dolarlık ihracat yapacağız.
Biz 2000’li yıllarda 5-6 yıl üst üste ihracat şampiyonluğunu aldık. Bu yıl şampiyonluk niye gitti? Çünkü, ülkede otomotiv sanayi büyüdü. Sonuçta onlar 15-20 bin dolarlık otomotiv satarken, biz 100-200 veya bin dolarlık televizyon satıyoruz. Geçtiğimiz yıl beyaz eşyada da 2,5 milyar dolarlık ihracat yaptık. Bu yıl 2 milyar 800 milyon dolarlık ihracat yapıyoruz. Bugün reel sektörde 25 bin çalışanımız var. Yani reel sektörde küçülmediğimiz büyüdüğümüz aşikar. Reel sektörde, ülkenin kalkınmasında yine varız.
Önümüzdeki 5 yıl içinde sanayi tarafına yapmayı düşündüğünüz yatırım tutarı nedir?
Biz hala yatırım yapıyoruz. LCD televizyon, cam çok büyük yatırımdı. Zamanında Türkiye yatırım yapamadı, treni kaçırdı. Öbür devletler sektörel destekler verdi. Ama şimdi biz Vestel olarak Türkiye’de camı alıp modül üretimi gerçekleştirmek için yatırım yapmaya başladık. Aşağı yukarı 3-4 yıl içinde 200-300 milyon euro’ya yakın modül yatırımı yapacağız.
Şu ana kadar 50-60 milyon dolarlık yatırım gerçekleştirildi. Geçtiğimiz yıl Vestel City’de sayın başbakanımızın açılışında bulunduğu 5 tane yeni fabrika açtık. Zorlu Grubu’nda Bursa’da 2 tane polyester iplik fabrikası var. Lüleburgaz’da çarşaf emprime, yatak örtüleri ve perde fabrikamız var. Yalnız Vestel City’de 9 fabrika bulunuyor. Şöyle saydığım zaman 16 fabrikaya ulaşmışız. Bu fabrikaları idare etmek kolay değil. Belli bir büyüklükten sonra artık iyileştirme ve verimlilik daha önemli.
Uzun bir süredir Türkiye’de yeni büyük sanayi yatırımları yapılmıyor. Sizce sorun nerede? Yeni Vestel, Petkim, Tüpraş, Arçelik yatırımlarını görmeyecek miyiz?
Bence yapılabilir, niye olmasın? Sanayileşme dünyada ölmez. Mesela tekstilden başlayalım. 1970’lerde tekstil yok gibiydi. Şimdi inovasyon yapan bir noktaya geldi. 2005 yılında Çin’in Avrupa kotalarının kalkmasıyla başta sektörde bir sendeleme oldu. Yıllardır tekstil işinde olanlar, altyapısını, Ar-Ge’sini oluşturanlar ise ayakta kaldı. Şu anda biz de tekstilde 300 milyon dolar ihracat yapacağız. Peki tekstil öldü dediğimiz yerde, 300 milyon dolar ihracat yapıyorsanız bu sektör bu ölmüş müdür? Hala tekstil 23 milyar dolarlık ihracat yapıyor. 2005 yılında bizden de müşteri gitti, ihracatımız düştü, bayağı zorlandık. Ama o müşteriler tekrar geldi. Niye? Kaliteme, yeniliğime, servisime geldi. Şu anda bizim yarı fiyatımıza mal verenler var. Ama kaliteleri yok. Bugün bizde öyle fabrikalar var ki, bir benzeri ne Avrupa’da ne dünyada var. Bu kadar iddialı konuşuyorum.
Bulunduğunuz sektörlerde bölge ülkelere yatırım yapmayı düşünüyor musunuz?
Halihazırda yurtdışında tekstilde yatırımlarımız var. Şu anda Rusya’da Moskova’ya 100 kilometre mesafede 100 bin metrekare kapalı alanda buzdolabı çamaşır makinesi ve televizyon üretiyoruz.
Bu tesislerin üretim kapasiteleri ne kadar?
Şu anda 1 milyon televizyon ve 1 milyon beyaz eşya üretiyoruz. Bunlarda üretimi hemen 2’şer milyona çıkarma yolunda gerekli kapasite ve altyapı hazır. Ama yurtdışında yan sanayide zorlanıyoruz. Örneğin, Rusya’ya giderken yan sanayiyi götürdük ve zorlandık.
Şu anda hala yabancı sermaye Türkiye’ye geliyor ve otomotiv sektöründe fabrikalar kuruyorsa bunun nedeni buradaki güçlü yan sanayidir.
Bakın şimdi Doğu Avrupa’ya gelenler de pişman. Türkiye, Avrupa’nın Uzakdoğu’su olabilir. Genç nüfusu ve bilinçli bir yan sanayisi var. Ama Türkiye’de birçok sektörde yan sanayi potansiyeline tam olarak erişmedi. Daha da büyümek lazım.
Kore’deki firmalar yan sanayisini geliştirme amacıyla kompleksler yapmış. Bizim de bunları yapmamız lazım. Ama bunu sadece sanayici yapamaz. Devletin Türkiye’nin geleceği için bir vizyonu olmalı. Vestel, Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nde 30 tane yan sanayi geliştirdi. Bu insanlar hem ihracat yapıyor hem iç pazara mal veriyor. Yan sanayiyi KOBİ deyip geçmeyin, bizim için çok önemli.
Uzakdoğu rekabeti sizi nasıl etkiledi?
Bugün devlet sanayici işbirliği yapması lazım. Neler yapmamız gerektiğini oturup konuşmalıyız. Bu işsizliği nasıl aşağı çekeriz, ihracatımızı ne kadar artırabiliriz düşünmeliyiz. Bu yıl bakın ihracat 130 milyar dolar. Bu küçümsenecek bir şey değil. Biz ağlamayı, hazırlopu çok seviyoruz. 10 yıl önce 20 milyar dolar ihracatımız vardı. “Ben bu ülkede 1 milyar dolar ihracat yapacağım” dediğim zaman herkes, “Ne demek istiyor bu adam” diye baktı. Biz 1 milyar doları aştık, 3 milyar dolar ihracat yapıyoruz. 1980’lere baktığınızda Türkiye’nin 3 milyar dolar ihracatı yoktu. Şimdi 3 milyar dolar ihracat yapan bir grubuz. Geldiğimiz nokta bu.
Belirlenmiş en uzun büyüme planınız nedir?
Bugün var olduğumuz sektörlerde daha iyi duruma gelmeyi ve 2015 yılında 20 milyar dolar ciroluk bir şirket olmayı planlıyoruz.
“Gayrimenkul Ve Enerjiyle Büyümemizi Katlayacağız”
Karayolları arazisi gibi arazi projelerini yurtdışında da yapmayı düşünüyor musunuz? Bismillah yeni girdik. Karayolları arazisinin olduğu yerde inşaata başladık. Şimdi Deva’da başlıyoruz. İzmir Konak’ta rezidans ve işyeri yapacağız. Bunlar 5-6 milyar dolarlık projeler. Bittikten sonra buraya aşağı yukarı 3 milyar dolara yakın yatırım yapacağız. Marmaris ve Çeşme’de de projelerimiz var. Arazileri aldık. Marmaris’te oteller ve devre mülkler olacak.
Yurtdışına gelince… Niye olmasın? İşadamı hem ülkesinde hem yurtdışında yatırım yapacak. Bizim karşımıza böyle bir yatırım potansiyeli çıktığında inceleriz, fizibilite çalışmaları yapar, yatırıma karar veririz. Ama altını çizerek söylüyorum öncelikli yatırımlarımız Türkiye’nin. Bugün yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır. Gayrimenkulde çok iyi eserler yapacağız. 2010 yılında ortaya koyduğumuz eseri göreceksiniz. O proje dünyada konuşulan bir proje olacak.
Bu gayrimenkul projelerinin size geri dönüşü ne olacak? Büyümenize katkısı ne olur?
Biz 2009’dan itibaren geri dönüşlerin başlayacağını düşünüyoruz. Grubumuz 2010 yılında gayrimenkul ve enerji ile yüzde 100’ün üzerinde büyüyecek.
“Yeni Bir Marka Aldık İmza Aşamasındayız”
Elektronik ve beyaz eşya alanında yurtdışından şirket ya da marka satın alma planınız var mı?
Yurtdışından marka almaya sıcak bakıyorum. Bir marka satın alımında son aşamaya geldik. Hatta sizden bir saat önce konuştuk. İmza aşamasına geldi, ama bunu şu anda açıklamam mümkün değil. Fabrika almak konusuna gelince… Avrupa’da ya da Doğu Avrupa’da bir fabrika satın almak yerine kendi ülkemde kurar, kendi ülkemin insanlarına iş veririm.
Türkiye televizyonda dünya genelinde büyük bir oyuncu olabilir mi?
Yine de olacaktır. Türkiye Avrupa televizyon üretim üssü oldu. 1995-2005-2006’da Türkiye’de 20 milyon televizyon üretiliyordu. Şimdi bu geçiş dönemi. Bir de şu oldu, Doğu Avrupa ülkelerinde Polonya, Çekoslovakya’da teşvik verdiler. 40-50 yatırımcı orada yatırıma gitti. Biz şu anda Türkiye’de modül yatırımını yaptık, üretime de başladık. Önümüzdeki günlerde kendi panellerimizi tamamen kendimiz üretiyor olacağız.
“Bunlar da Geçer, Ben Hiçbir Zaman Karamsar Olmadım”
Sizinle en son bir yıl önce görüştük. O dönem her şey süt limandı ve siz de “Arkamıza aldığımız rüzgarla durmadan koşacağız” diyordunuz. Şimdi içinde bulunduğumuz dönemde, bu yatırımları yaparken tedirginlik duyuyor musunuz?
Bu ülke bizim ülkemiz, beraber kardeşçe yaşamayı çok iyi bilmemiz lazım. Durup dururken bir yerden bir şeyler çıkıyor. 2001 krizini daha yeni atlattık. Bunlar da geçecektir. Ama bana göre o kadar büyütülecek bir şey yok. Karamsar olmamamız lazım. Sanayi yüzde 6 büyüme yaptı. Turizm büyüyor. Ben bir işadamı olarak hiçbir zaman karamsar olmadım. Karamsar olursak hepimiz zarar görürüz.
Son bir yıldır siyasi cepheden atılan adımlardan memnun musunuz?
Tek taraflı bakmamak lazım. 2 yıl önceki durumla şu an dünyadaki durum bir değil. Evet bugün faizler düşerken yükseldi. Geçtiğimiz yıllarda böyle bir şey olsaydı çok daha kötü sonuçlar olurdu. Siyasi istikrara ihtiyacımız var. Herkes aklıselim düşünmeli. Ben bir işadamı olarak bundan en çok huzursuz olan kişiyim.
“Enerjide Büyük Hayallerimiz Var!”
Sizin için enerjinin önemi nedir? Enerjideki kapasite hedefinizden bahseder misiniz?
1996 yılında bir enerji darboğazı varken kendi enerji ihtiyacımız için sektöre girdik. Tam istediğimiz kadar büyümedik. 2 yıl önce enerjide büyüme kararı aldık. Yurtdışı yatırımlarımız var. Moskova’da 340 ve 680 megawatt’lık 2 tane santral yapıyoruz. Bu santrallerin yatırımı 1 milyar 200 milyon dolar civarında. Şimdi İsrail’de 1 milyar doların üzerinde proje finansmanıyla bir 800 megawatt’lık ve ondan sonra 100’er megawatt’lık olmak üzere toplam bin 200 megawatlık’lık projelerimiz var. Bunlar için yer tahsisleri yapıldı. Şimdi içeriye dönük büyük hayallerimiz var. Bu yıl Osmaniye’de 240 megawatt’lık rüzgar enerjisi projesine başlıyoruz. Şu anda Dalaman Çayı üzerinde 2 adet 200 küsur megawatt’lık hidrolik barajı için etüt yapılıyor. Geçtiğimiz aylarda Ankara Elektrik’i 510 milyon dolara aldık. 6-7 tane elektrik santrali var. 2 yıl içinde jeotermal ve hidrolikte 300 megawatt’a çıkacağız. Geçen hafta Denizli’deki Kızıldere santralini gezdim. Orada değerlendirilmeyen buhardan elektrik ürettikten sonra buradaki kapasitemizi birkaç misline çıkartacağız. Ardından seralara buhar vermek için çok güzel kompleksler yapmak istiyoruz. 2012 yılında 4 bin megawatt’lık bir enerji gücüne ulaşmayı ve 4-5 milyar dolar bir yatırım yapmayı öngörüyoruz.
Peki bu güç ve yatırımla sektörde büyüklük sırasında nerede yer alacaksınız?
Şu anda 4 bin megawat’lık çok büyük bir güce sahip olan bir özel sektör yok. Türkiye bundan sonra büyüyecek. Biz de iyi bir yerde olacağımızı tahmin ediyoruz.
Nilüfer Gözütok
ngozutok@capital.com.tr
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?