Hedef global oyuncu olmak

Taban Gıda Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Hasan Hacıhaliloğlu, sorularımızı şöyle yanıtladı...

12.11.2021 17:31:000
Paylaş Tweet Paylaş
Hedef global oyuncu olmak

Özlem Aydın Ayvacı

oaydin@capital.com.tr

Kurulduktan 5 yıl sonra Türkiye’nin en büyük 200 şirketi arasına giren tarımsal gıda tedarikçisi Taban Gıda, 2020’de ulaştığı 2 milyar 543 milyon TL’lik ciroyla hızlı büyümesine devam ediyor. Taban Gıda Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su HASAN HACIHALILOĞLU, “En önemli hedefimiz, 2020 yılında 300 bin ton olarak gerçekleştirdiğimiz transit ticaret hacmini 2021 yılında 1,5 milyon tona çıkarmak” diyor. 2021 sonunda ciroda yüzde 25 büyüme hedefleyen Hacıhaliloğlu, “Hedefimiz para kazanmak değil, yer edinmek. Global bir oyuncu olmak istiyoruz” diye konuşuyor.

Pandemi ve iklim krizinin derinden etkilediği sektörlerin başında tarım geliyor. 2020 ve 2021 yılında küresel gıda fiyatları rekor kırdı. Pandemi nedeniyle buğday, son iki yılın kilit ürünü haline geldi. Yerli üretimdeki sıkıntılar sektörü ithalata mecbur bıraktı. Bu ortamda ticaretinin yüzde 89’unu buğdayla gerçekleştiren Taban Gıda, tarımsal gıda tedarik sektöründe agresif büyüme stratejisiyle dikkat çekti. Kurulduktan sadece 5 yıl sonra Türkiye’nin en büyük 200 şirketi arasına giren Taban Gıda, 2020’de ulaştığı 2,5 milyar TL’lik ciroyla hızlı büyümesini sürdürüyor. Cirosunun yüzde 85’ini Türkiye’de gerçekleştiren şirketin hedefindeyse önümüzdeki 5 yıllık süreçte tedarik zincirini destekleyecek üretim ve lojistik yatırımları yaparak sektördeki gücünü etkinleştirmek var. Bu amaçla geçtiğimiz günlerde ilk gemilerini de satın aldıklarını söyleyen Taban Gıda Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Hasan Hacıhaliloğlu, “En önemli hedefimiz, 2020 yılında 300 bin ton olarak gerçekleştirdiğimiz transit ticaret hacmini 2021 yılında 1,5 milyona çıkarmak” diyor. Hacıhaliloğlu, 2021 sonunda ciroda yüzde 25 büyümeyi planladıklarını da belirtiyor ve “Global bir oyuncu olmak istiyoruz. Türkiye’de yaptığımızı dünyada yapabilirsek hedefimizi gerçekleştiririz. Yurt içinde olduğu gibi global pazarda da lider tedarikçiler arasında yer alma hedefiyle ilerliyoruz” diye konuşuyor. Hacıhaliloğlu, ayrıca Türkiye’de un fabrikası satın alma planından da bahsederek, “Hem Türkiye’de hem Rusya’da satın alma fırsatlarını inceliyoruz” diyor.

Taban Gıda Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Hasan Hacıhaliloğlu, sorularımızı şöyle yanıtladı: 

Global hububat fiyatları ve küresel gıda fiyatlarında zirveden zirveye koşulan bir yıldayız. Bu durumun pandemiyle bağlantısı nedir?

Pandemi özellikle tarımsal emtiada ülkelerin stok tutma kapasitesini yukarılara taşıdı. Ama tüketim azaldı. 2020 yılında Türkiye’de un tüketimi yüzde 15 azaldı. Küresel anlamdaysa un tüketimi yüzde 7 daraldı. Bir diğer önemli gelişme ise hasat zamanında yaşandı. Küresel ısınmanın etkisi görüldü. Örneğin buğdayda Rusya’nın beklentisi 85 milyon ton buğday hasatıydı. Ağustos raporunda ise Rusya bu rakamı 72,5 milyon tona çekmek zorunda kaldı. Aşağı yukarı 20 yıldır bu sektördeyim. Hasat zamanında böyle bir fiyat artışı görmedim. 1 ton buğday 250 dolar seviyesindeyken, şu anda 320 dolara çıkmış durumda. Bu rakam 1 ay içinde buralara ulaştı. Hasatta yaşanan bu azalma tamamen kuraklığa bağlı. Şu an hububat konusunda dünyada en büyük sıkıntıyı çeken yer Kuzey Yarımküre, ülke olarak da Kanada. Kanada’nın ortalama buğday üretimi 35 milyon tonlardayken 24 milyon tona gerileyeceği öngörülüyor. 

Peki buğday üretiminde hangi ülkeler ön planda? Türkiye’de üretim ne durumda?

 Buğdayda sırasıyla ilk 3; Rusya, Amerika ve Avrupa Birliği. Bizim ortalama üretimimiz 15 milyon ton kadar. Aslında ithalatımız son birkaç yıla kadar ihracata dayalıydı. Unda ise 2005’ten bu yana dünyada Türkiye olarak büyük ihracatçıyız. Yine makarna ve bisküvi sektöründe gayet iyi yerlere geldik. Biz de son birkaç yıla kadar ithal ettiğimiz buğdayı Türkiye’de ihracat yapan firmaların hak edişleri üzerinden getirebiliyorduk. Buğday, arpa ve mısırda, yerli üretimi korumak adına, yüzde 130’ları bulan gümrük vergisi vardı. Bu oran Türkiye’deki üretimdeki sıkıntılar nedeniyle yüzde 35’e düşürüldü. Bu rakam da hala çalışılabilir bir rakam değil. Irak, Suriye, Venezuella, Endonezya bizim ihracat yaptığımız iyi pazarlar arasında yer alıyor. Şu anda ithalat şartı var. Önce hububatın ithal edilmesi sonra ihracat yapılması gerekiyor. Eskiden Türkiye olarak buğday üretiminde kendi kendimize yetiyorduk. Sadece ihracat yapmak için gerekli buğdayı dışarıdan alıyorduk. Son 2 yıldır Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) 2 milyon tona yakın buğdayı kendisi dışarıdan almak durumunda kaldı. Bunu da piyasayı düzenlemek amacıyla yaptı. TMO fiyatı da dengelemeye çalışıyor, bu hamleleri yapmasa fiyatta çok daha yukarıları görürüz. 

 Peki yerli üretimdeki sıkıntı nedir? Yerli üretici neden üretmek istemiyor ve fizibıl olması açısından hangi üründe fiyatın ne olması gerekiyor? 

 Ekmeklik buğday, mısır ve arpanın yurt dışında işlem gördüğü fiyatların yurt içi serbest piyasa fiyatlarıyla uyumlu olduğu görülüyor. Makarnalık buğday özelinde ise arzın talepten fazla olması nedeniyle yurt içi fiyatı yurt dışı fiyatından düşük. Makarna üreticilerinin durum buğdayından ziyade ekmeklik buğdaydan makarna üretmesi bu arz fazlalığına neden oluyor. TMO’nun piyasayı düzenlemek adına verdiği alım fiyatları ise piyasa fiyatlarının altında kalıyor. TMO geçtiğimiz yıla göre alım fiyatlarında ortalama yüzde 40 artış yapsa da çiftçi TMO’ya satış yapmadı çünkü piyasa, TMO’nun verdiği fiyatın üzerinde oluştu. TMO’nun verdiği fiyatlar ise şöyleydi: Ekmeklik buğday alım fiyatı 2020 yılında ton başına 1.650 lira açıklanmıştı. 2021 ürünü için yüzde 36,4 artırılarak ton başına 2 bin 250 lira oldu. Makarnalık buğday alım fiyatı geçen yıl 1.800 lira iken 2021’de ton başına 2 bin 450 lira olarak açıklandı. Geçen yıla göre yüzde 36,1 artış var. Geçen yıl arpa, alım fiyatı ton başına 1.275 liraydı. Yulaf alım fiyatı ise ton başına 1.900 lira olarak belirlendi. 

Aslında yüzde 40, enflasyona göre yüksek bir fiyat artışı. Girdi maliyetleri nedeniyle mi düşük bulundu. Bu durum nasıl düzelir?

 Yüzde 40 olan artış TL bazında. Üretimde ise girdiler dolar kuruna bağlı. Dolar bazında 15 yıl önce 310 dolarlardan bugün 240 dolara geriledik. Dünyada buğday fiyatı artarken bizim dolar bazında verdiğimiz fiyat düşüyor. Çok uzun zamandır dünya böyle bir enflasyon görmedi. Bu, global bir sorun ama biz Türkiye olarak çok daha fazla hissediyoruz. Ukrayna’da rekor hasat var bu yıl. Hem buğdayda hem mısırda tarihi rekor bekliyorlar. Bizim de Trakya bölgemiz gayet iyi. Ama Anadolu, İran, Suriye, Irak, Kuzey Rusya ve Sibirya tarafı gerçekten çok kötü. 

 Türkiye’de buğdayın kalitesi nasıl? 

 Ortalama kalitemiz dünya ortalamasının üzerinde. Bölgelere göre değişiyor aslında. Çok iyi de var vasat da… 

Taban Gıda bu ortamda her yıl hızlı büyüyen ve Türkiye’nin ilk 500 şirketi arasında her yıl yükselen bir konumda. Taban Gıda nasıl bu kadar hızlı büyüdü?

 Şirket kurucumuz Aras Demir. Biz İsviçre merkezli Vivalon şirketinin yüzde 100 hissedar olduğu bir Türk şirketiyiz. Aras Demir, Taban Gıda’yı kurduktan sonra Türkiye’ye yerleşmeye karar verdi ve Rusya’da meyve sebze ticaretiyle ilgili sağlam bağlantılarıyla bu işi yapmaya başladı. Türkiye’de 2 büyük un üreticisiyle ilişkilerini geliştirdi ve Taban Gıda’yı kurdu. Vivalon’un sahibi de Aras Demir. Finansı yurt dışından uygun kredi imkanlarıyla çok daha rahat çözebildiğimiz için Vivalon ana şirketimiz olarak konumlanmış durumda. Ben de 2017 sonunda Taban Gıda’ya sektördeki önemli bir un şirketinden geldim. İşin mutfağından yetiştim. 2001’den beri bu işin içindeyim. 20 yıllık bir deneyimle Taban Gıda’nın kaptan koltuğuna oturdum. Ben genel olarak ilişkileri ve ticareti geliştirdim. Kısa sürede bu cirolara ulaşmamızın en önemli nedeni de piyasada bilinir isimler olmamız. Geçmiş tecrübemden dolayı özellikle Türkiye’deki müşterilerimizin portföyünü de çok iyi biliyorum. Hangi un fabrikasının hangi kalite buğdaya ihtiyacı olduğunu çok iyi bilirim ve kolay kolay da yanılmam. Bu tecrübe bizi buralara getirdi diyebiliriz. Ancak işin finans ayağı da çok önemli. Yurt dışından da Aras Bey kredi buldu. Ben piyasada 325 dolar olan bir ürünü, doğru ürünü doğru yere sunarak 350 dolara satabilirim. Kalite, amaca uygunluktur. Sizin için kötü olan mal, başkası için değerlidir. Aras Bey’in Rusya’daki gücü ve benim yurt içindeki ekosistemdeki deneyimim başarımızda çok etkili oldu. 

 Cironuzun yüzde kaçı Türkiye’den geliyor? 

 En az yüzde 85’i Türkiye’den geliyor. 

 2016’dan bu yana cironuz nasıl bir gelişme gösterdi? 

 Taban Gıda ilk yılında yani 2016’da 37 milyon TL ciro elde etti. Bu rakamı her yıl katlayarak büyüdük. Ciromuz, 2017’de 141 milyon TL, 2018’de 404 milyon TL, 2019’da 1 milyar 835 milyon TL ve 2020’de 2 milyar 543 milyon TL ciroya ulaştı. 

Bu süreçte hububat ticaretinizin tonaj hacmi nasıl gerçekleşti?

 2017’de 150 bin metrik tondan 2018’de 622 bin metrik tona ulaştık. 2019’da 2 milyon 407 bin ton, 2020’de 2 milyon 49 bin metrik ton satış yaptık. Ağustos 2021 itibarıyla bu rakam henüz 714 bin metrik tonda. 

 Cironuzda en büyük ağırlığı hangi ürün oluşturuyor? 

 Buğdayın 2020 ciromuzdaki payı yüzde 77’ydi. Bu oran 2021’de yüzde 89’a ulaşmış durumda. Büyük oranda buğday ticareti yapıyoruz. 

 2021 nasıl gidiyor? Hedefleriniz neler? 

 Tarımsal gıda tedarik sektöründe agresif büyüme stratejisiyle hareket ediyoruz. Geçtiğimiz yıl Capital500 sıralamasında 246’ncı sırada yer alırken 2020 ciromuzla bu yıl 50 sıra birden yükselerek 196’ncı sıraya yerleştik. Umarım bundan sonraki yıllarda da listede yükselerek yer almaya devam ederiz. Tüm dünya için zorlu bir süreçten geçiyoruz. İhtiyaca hızlı cevap verebilmek için daha fazla efor sarf ettik ve 2020’yi başarıyla atlattık. Pandemi nedeniyle buğday geçtiğimiz yılın ve bu yılın kilit ürünü oldu. Üretim tüketim dengeleri değişti, ülkeler daha çok stok yapmaya başladı. Tabii iklim değişikliğinin de etkilerini son yıllarda fazlasıyla yaşamaya başladık. İklim şartlarına bağlı olarak kuraklık sebebiyle tarımsal üretimde düşüş beklentisi var. Türkiye ve birçok ülkede de ciddi oranda rekolte kaybı bekleniyor. 

Bu ortamda siz riski minimize etmek için neler yapıyorsunuz? 

 2021 yılı bu şartlarda zorlu geçse de yeni stratejilere ve pazarlara yönelerek risklerin etkisini en az düzeyde tutmayı ve bu yılı da büyümeyle kapatmayı planlıyoruz. Sürdürülebilir tarım ve iklim değişikliğiyle mücadele etme her zaman stratejilerimizin en başında yer alıyor. Önümüzdeki 5 yıllık süreçte tedarik zincirini destekleyecek üretim ve lojistik yatırımları yaparak sektördeki gücümüzü etkinleştirme hedefindeyiz. 2020 yılında 300 bin ton olarak gerçekleştirdiğimiz transit ticaret hacmimizi 2021 yılında 1,5 milyona çıkarmayı hedefliyoruz. Asya, Afrika ve Avrupa pazarlarında 20‘ye yakın ülkede faaliyet gösteriyoruz. Buğday başta olmak üzere tahıl, yem grubu ve yağlı tohum tedariki yapıyoruz. Güçlü sermaye yapımızla 2021 sonunda yüzde 25 büyümeyi planlıyoruz. 

Yatırım planınızda neler var?

 Hedefimiz transit ticarette büyümek bunu her konuşmamda vurguluyorum. Ayrıca üretim yapma planımız da var. Bu ya Türkiye’de ya Rusya’da olacak. 

 Grup genelinde ciro hedefiniz nasıl? 

 Vivalon’un cirosu en az 4 milyar TL’ye ulaşacak. Çünkü gemi alıyoruz ve onun üzerinden satış yapıyoruz. Transit ticaretin tamamını da bu şirket üzerinden yapıyoruz. O yüzden ciddi bir ciro artışı oluyor. 

 Üretime ne zaman gireceksiniz? 

 Türkiye’de un fabrikası satın alabiliriz. Bunu çok iyi yapabileceğimizi düşünüyoruz. 

 Türkiye’de un sektöründe yüzde 50 kapasite fazlası var. 

 Evet, biz fabrika almak istiyoruz. Türkiye’nin toplam un kapasitesi 40 milyon ton. Biz o kapasitenin yarısını kullanarak dünyada birinciyiz. Bu işte doğru fizibilite çok büyük artılar getirebilir. Şu an Türkiye’deki işçilik hiçbir ülkede yok. 

 Ciroda hızlı büyüyorsunuz ancak kârlılık da aynı şekilde mi ilerliyor? 

 Bu çok değişir. Bizim hedefimiz sadece para kazanmak değil. Biz yer edinmek istiyoruz. Global bir oyuncu olmak istiyoruz. Bu işin Türkiye bacağı Taban Gıda. Türkiye’de yaptığımızı dünyada yapabilirsek hedefimizi gerçekleştiririz.


TABAN GIDA’NIN BÜYÜME KARNESİ


  1. Ciromuzun en az yüzde 85’i Türkiye’den geliyor. 
  2. 2016’da 37 milyon TL’den, 2020’de 2 milyar 543 milyon TL ciroya ulaştık. 
  3. 2017’de 150 bin metrik tondan 2020’de 2 milyon 49 bin metrik ton satışa ulaştık. 
  4. Buğdayın 2020 ciromuzdaki payı yüzde 77’ydi. Bu oran 2021’de yüzde 89’a ulaşmış durumda. 
  5. 2020 ciromuzla Capital500’de 50 sıra birden yükselerek 196’ncı sıraya yerleştik. 
  6. 2020 yılında 300 bin ton olan transit ticaret hacmimizi 2021 yılında 1,5 milyon tona çıkarmayı hedefliyoruz. 
  7. 2021 sonunda yüzde 25 büyümeyi planlıyoruz. 
  8. Rusya ya da Türkiye’de üretime girmeyi planlıyoruz. Türkiye’de un fabrikası alabiliriz. 
  9. Grup şirketimiz Vivalon’un cirosu en az 4 milyar TL’ye ulaşacak. 
  10. Navlun fiyatları bize gemi aldırdı. Öncelikli yatırım alanımız gemi olacak.



“NAVLUN KRİZİ BİZİ GEMİ SAHİBİ YAPTI”

GEMİ YATIRIMDA ÖNCELİKLİ
Ticaretteki navlun krizi bizi gemi sahibi yaptı. Tedarik zincirini güçlendirmek ve olası riskleri en aza indirmek için gemi yatırımı gerçekleştirdik. Dünya çapında ticaret yapıyoruz ve stratejimizi bu yönde oluşturuyoruz. 9 milyon dolara ilk gemimizi aldık. Güney Amerika, Akdeniz ülkeleri ve Batı Afrika sahilleri öncelikli olmak üzere ticaret ağımızı genişletmeyi hedefliyoruz. Gemi filomuzu da büyütmek istiyoruz. Yatırımlarımızda ilk sırayı alacak şey kesinlikle gemi.

“ARMATÖRLÜKTEN KAÇIŞ YOK” Dünyadaki büyük ticaret şirketlerine bakarsanız, armatör olmaktan kaçamadıklarını görürsünüz. Sektörde yükselen navlun piyasasını gider olarak kontrol edebilmek, bunu gelir kalemine dönüştürüp ticareti dengelemek stratejik bir karar haline geldi. Biz de bu yatırımımızla taşıma maliyetlerini kontrol altına alma gerekliliği önem arz eden transit ticaret pazarında söz sahibi olabilmeyi ve bu pazarda da hacmimizi artırma stratejimize daha hızlı ulaşmayı hedefliyoruz.



“FİYAT DALGALANMALARI YORUYOR”

TMO’DA OLSAM 
TMO’da yetkili biri olsam her yıl fiyat ne olursa olsun çiftçiden en az 3 milyon ton buğday alırım. Çok stratejik bir üründen bahsediyoruz. Üç milyon tonu aldıktan sonra istediğiniz zaman fiyatı dengeleyebilirsiniz.

BUĞDAY EKİMİ ARTMALI Buğday ekimi artmalı. Çiftçilerin geçimini tarımdan sağlayabilmesi gerekiyor. Ve toprak bütünlüğü çok önemli. Ne kadar uğraşılsa da bu konuda kooperatiflere, farklı organizasyonlara ihtiyaç var.

STRATEJİK ÜRÜN Buğday gerçekten stratejik bir ürün. En azından kendimize yetebilmeliyiz. Çiftçiyi nereye ne ekeceğiyle ilgili alım garantisi de vererek yönlendirebilmeliyiz. Bugün bisküvi, kek sektöründeki markalar çiftçiye yulafını, buğdayını ektiriyor. Alım garantisi veriyor ve çiftçiyi yönlendiriyor. Bunu devlet neden yapamasın?

TEŞVİK OLMALI İthalata bağımlı hale geliyoruz. Fiyatta dalgalanmalar hep olabilir ama Türkiye bu dalgalanmaya dayanamıyor. Bu durum sanayiciyi çok yoruyor. Türkiye’de tarımda devlet teşviği hayatımızda kesinlikle olmalı.

İÇ ALIMLA DENGE KURULMALI TMO dışarıdan değil, içerideki alımlarıyla piyasayı dengelemek zorunda. Yerli çiftçimizi zor durumda bırakmamalıyız. Türkiye’nin yıllık 15 milyon ton olan buğday üretimi daha aşağı inmemeli. Her yıl ekilen arazi azalıyor. Ekilmeyen arazi kalmamalı.



Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz