Hızlı büyüme dönemine girdik

Müjdat Altay’la Netaş’ın faaliyetlerini, Türkiye’nin bilgi iletişim teknolojileri alanında nelere ihtiyaç duyduğunu, 5G yatırımlarını içeren çok yönlü bir sohbet gerçekleştirdik...

5.10.2020 10:32:000
Paylaş Tweet Paylaş
Hızlı büyüme dönemine girdik

Nil Dumansızoğlu

ndumansizoglu@capital.com.tr

Netaş, 3’üncü yatırımcısı ZTE’yle güçlenerek yoluna devam ediyor. 2019 yılında yüzde 28’lik ciro artışıyla Capital 500 listesinde 35 sıra yükselerek 338’inci olan şirket, bundan sonrası için daha az borç ve daha çok kârla büyümeye odaklanıyor. 2021’de 50-60 milyon dolar yazılım ihracatı gerçekleştirmeyi hedefliyor. Bu yılın ilk çeyreğine güçlü girmenin avantajıyla pandemi krizinin etkilerini azaltacaklarını söyleyen Netaş CEO’su MÜJDAT ALTAY, ZTE’yle 3 yıllık bir alışma sürecini geçirdiklerini ve artık bu döneminin tamamlandığını söylüyor ve ekliyor: “Netaş raya oturdu. Bundan sonra hızlı büyüme dönemi gelecek.”

53 yıllık teknoloji şirketi Netaş, hem kendi sektörünün hem Türkiye’nin önemli bir değeri. Bugüne kadar yerlileştirme çalışmalarıyla ülkeye 4 milyar dolar tasarruf sağladı. Nortel ve One Equlity Partners’tan sonra teknolojinin doğuya doğru kaymasıyla bu kez de doğudan üçüncü yatırımcısını çekti. Şimdi onunla yeniden yerli üretim atağını başlatmak için çalıştıklarını söyleyen Netaş CEO’su Müjdat Altay, “ZTE, Türkiye’ye 101 milyon dolar yatırarak geldi. 3 yıllık bir alışma süreci geçirdik. Artık raya oturdu. Bundan sonra Netaş’ın hızlı büyüme dönemi gelecek” diye konuşuyor. 2019’da bir önceki yıla göre yüzde 28’lik büyüme gerçekleştirerek ortalama 1 milyar 328 milyon TL’lik ciroya ulaşan şirket, 2020’nin ilk çeyreğine de satış gelirlerini yüzde 39 artışla 304 milyon TL’ye ulaştırarak başladı. Tabii sonra araya pandemi süreci girdi ve işler değişti. “İlk çeyreği güzel geçirmenin etkisiyle ikinci çeyreği de 2019’un ikinci çeyreğine yakın geçirmeye çalıştık” diyen Altay, yıl sonunu 2019 rakamlarına benzer bir sonuçla kapatmayı düşündüklerini söylüyor ve şöyle konuşuyor: “Daha az kârla da olsa pazar payımızı büyütmeye oynuyoruz. Şu anda yaptığımız ölçümlere göre Netaş, bu krizden çıktığında pazar payını büyütmüş olacak.” Müjdat Altay’la Netaş’ın faaliyetlerini, Türkiye’nin bilgi iletişim teknolojileri alanında nelere ihtiyaç duyduğunu, 5G yatırımlarını içeren çok yönlü bir sohbet gerçekleştirdik: 

 Netaş pandemi dönemini nasıl geçirdi? 

 Biz, aslında yıl başından beri pandemiyle ilgili çalışmaları başlatmıştık. 1 Ocak itibarıyla öncelikle yurt dışından gelenlerin Netaş kampüsüne girmemesi gibi veya karantinadan geçmeden girmemesi gibi önlemlerle başladık. Türkiye’ye geldi geliyor derken 1 Mart’ta evden çalışmaya geçmek için birtakım altyapı çalışmaları yaptık. 15 Mart haftası evden çalışmaya geçtik. Şu anda Netaş’ta 2 bin 420 kişi var. Bunun aşağı yukarı 1.800’ü evden çalışma modeline geçti. Sahadaki arkadaşlarımız için süreci çok iyi yönettik. Gerekli önlemlerin hepsini aldık. Mutlulukla söylüyorum ki 2 bin 420 kişi çok büyük bir problem olmadan bu 3,5 ayı atlattık. 

 Evden çalışma konusunda verimlilik konusunu nasıl yönettiniz? 

 Verimliliğimiz hiç etkilenmedi. Yüzde 100 verimi yakaladık, hatta yüzde 110’lara çıkan verimliliğimiz oldu. 

Pandemi işlerinizi nasıl etkiledi? Bu süreçte iş kaybı yaşadınız mı?

 Türkiye ekonomisi ikinci çeyrekte etkilendi. Onun etkilerini biz de biraz gördük Ama adım adım, ciddi tedbirler aldığımız için de bu yılı, yine sağlam şekilde geçireceğimizi düşünüyoruz. Aslında hacimsel kayıplardan ziyade brüt kâr marjında kayıplar yaşadık. Çünkü bizimle çalışan müşterilerimiz daha konservatif bütçelerle alım yaptı. Daha rekabetçi bir ortama girdik. Ama biz aslında yıl sonunu bugünden görüyoruz, büyük bir problemimiz yok. Zaten ilk çeyreği güzel geçirdik. İlk çeyrekte, dolar bazında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 25 civarında büyüme elde etmiştik. Brüt kâr marjında da yüzde 40’lara yakın gelişme sağlamıştık. İlk çeyreği güzel geçirmenin etkisiyle ikinci çeyreği de 2019’un ikinci çeyreğine yakın olarak geçirmeye çalışıyoruz. 

 İkinci çeyrekte rakamlar hedeflerin ne kadar altında kaldı? 

 Borsada halka açık bir şirket olduğumuz için çok net rakamlar veremiyorum, ancak şunu söyleyebilirim ki geçen yılın rakamlarından da çok uzak değil. Maliyetlerimizi kontrol ederek ilerliyoruz. 

 Maliyetleri düşürme konusunda ne gibi çalışmalar yaptınız? 

 Evden çalışmak da bir şekilde maliyetleri düşürüyor. Onun dışında maliyet unsurlarımızı oluşturan kalemlerde sert pazarlıklar yapıyoruz. Ama çalışan sayımızda hiçbir değişikliğe gitmedik. Umarım 3 ve 4’üncü çeyreklerde büyük bir sıkıntı olmaz ve biz de bu şekilde devam ederiz. 

Yılın ikinci yarısı için beklentileriniz nedir? 

 Önümüzdeki 3 ve 4’üncü çeyrekte de ekonominin toparlamasına bağlı olarak daha da iyiye gideceğimizi düşünüyoruz. İlk çeyrekte bir de borçluluk seviyemizi oldukça aşağı indirdik. O da bizim için önemliydi. Şu anda aslında sektörde en büyük problem, iş miktarının azalmasına bağlı olarak rekabetin artması. Bazı şirketler, zararına da olsa iş alma peşinde ki bu çok tehlikeli. Bu, sonunda o şirketleri daha büyük sıkıntıya sokuyor. Biz böyle bir şey yapmıyoruz; zararına iş almak ne ülkemiz ne şirketimiz adına güzel bir şey. Daha az kârla da olsa pazar payımızı büyütmeye oynuyoruz. Şu anda da yaptığımız ölçümlere göre Netaş, bu krizden çıktığında pazar payını büyütmüş olacak. 

 İhracat nasıl etkilendi? 

 Yazılım ihracatımız aynı şekilde devam ediyor. Son 5 yılda 300 milyon dolar civarında bir ihracat yaptık. Yalnız teknoloji ihracatları aynı seviyede gitmiyor; bazı yıllar artıyor, bazı yıllar azalıyor. Şu anda aslında biraz azalma döneminde. Çünkü büyük sistem entegrasyon projeleri almaya çalışıyoruz. Cezayir’de güzel işler yapıyoruz. Cezayir’in en büyük operatörlerinden ATM Mobilis’in optimizasyon işini almıştık; değeri 5 yılda 50 milyon doların üzerine çıktı. Yine Cezayir’in büyük petrol şirketlerinden Sonatrach’la birtakım işler yaptık. Şimdi orada yeni işler almaya çalışıyoruz. Kazakistan’da bayağı açıldık. Tüm telekom operatörleriyle irili ufaklı işler yapıyoruz. Azerbaycan ve Gürcistan’ı takip ediyoruz. Sanırım oralarda da güzel fırsatlar olacak. Bir de Katar odaklandığımız pazarlar arasında. 1993’ten beri de Amerika’ya yazılım ihracatı yapıyoruz. İhracatımızı hep yukarda tutmaya çalışıyoruz. Çünkü Türk teknoloji şirketlerinin milli bir görevi ihracat yapmak. Burada edindiğimiz tecrübeyi yurt dışına aktarmak istiyoruz. Önümüzdeki yıl da ihracatta ortalama 50-60 milyon dolara doğru çıkacağımızı düşünüyorum. 

Bu ülkelerin sizin için avantajı nedir?

Aslında Cezayir, çok güzel bir ülke. Birbirimizi çok rahat anlıyoruz. 5 yıldan beri orada bir kültür birleşmesi yaşadık ve müşterilerimizle iyi bir iletişim içindeyiz. Çok büyük 3 proje aldık. Onun yanına şimdi küçük projelerle Cezayir’de büyümeye çalışıyoruz. Her çeyrekte 2-3 ihaleye giriyoruz. Ama bunlar 1-2 milyon dolarlık küçük ihaleler, çoğunu da alıyoruz. Cezayir’de Türkiye’de deneyimlediğimiz TFF projesinin devamı olan akıllı stat projelerinde çalışıyoruz. Cezayir’e gidince Fas ve Tunus komşu ülkelere de ulaştık. Kuzey Afrika’da odağımızda Fas, Tunus, Cezayir olduğunu söyleyebiliriz. Asya’da ise Kazakistan’a, 90’lı yıllarda, Nortel Netaş’ın ortağıyken girmiştik. O günden beri her yıl biraz satış yaparız. Şimdi ZTE ile birlikte orada daha çok güçlendik. ZTE tamamen müşteri erişimini bize bıraktı. Orada adım adım büyüyerek devam ediyoruz. Azerbaycan ve Gürcistan geliştirmekte olduğumuz pazarlar. Herhalde 2021 yılında orada daha çok ses getireceğiz. Katar için de çalışmalarımız devam ediyor. 

Bu yıl için ve orta vadede hedefiniz nedir?

 Bu yıla başlarken hedefimizi daha çok kâr ve daha az borç olarak belirledik. Ciro anlamında geçen yıldan çok farklı görmüyorum ama Netaş’ı daha kârlı, borcunu daha kontrol altına almış bir şirket olarak görmek istiyorum. Netaş, Nortel’in kanatları altında Türkiye’ye yerli ve yenilikçi ürünler sundu. Şimdi ZTE ile 3 yıllık bir deneyimimiz oldu. Artık bu alışma dönemi bitti, Netaş raya oturdu. Bundan sonra Netaş’ın hızlı büyüme dönemi gelecek. Türkiye’ye yatırım geldiği zaman o şirket, Türkiye’nin şirketi oluyor. Türkiye’ye yatırım yapmayan şirket, Türkiye’nin şirketi olamaz. Netaş’ta 2 bin 400 Türk çalışıyor, bu ülke için teknoloji geliştiriyorlar. Evet, bize Nortel, One Equlity Partners, ZTE yatırım gibi şirketler yatırım yaptı. 3 kere ana hissedarı değişen bir şirket olsak da elde edilen mühendislik gücü ve teknolojiler her zaman Türkiye’de kalıyor. 

Türkiye’nin yeni teknoloji yatırımını ve üretimini nasıl buluyorsunuz? 

 90’lı yıllarda bir yerlileşme hareketi vardı. Özellikle telekom sektöründe bu Netaş’la birlikte de çok hareketlenmişti. O rüzgarın etkisiyle hem Netaş büyüdü hem Türkiye’ye hız kazandıran çok anlı şanlı projeler yaptı. 1997 yılında Netaş’tan çıkan ürünlerin yerlilik oranı yüzde 68’e ulaşmıştı. Ama 1995’ten sonra telekomda ihale oranı düşmeye başladı ve yerlilik dalgası tamamen yok oldu. Onun arkasından da bir masa, bir sandalye, bir telefonla gelen şirketler de mallarını satar oldu. 2003 yılında hükümetimiz güzel bir hamle yaparak Ar-Ge teşviklerini ve teknolojiyi gündeme getirdi. Geçen 17 yılda da teknolojide bir seviyeye geldik. Ancak buna rağmen onu bir şekilde yerli tasarım, üretim, çoğullu bir hale getiremedik. Bence burada da bir hedef lazım, çünkü 2003 yılında Sayın Cumhurbaşkanımız, savunma sanayinde yüzde 20 olan yerlilik oranını yüzde 50’ye çıkarma hedefi vermişti. 2015 yılında hedef yakalandı ve şu anda sanırım yüzde 70’lere ulaşıldı. 

Türkiye’nin bilişim teknolojilerinde 2023 hedefi, ortalama 160 milyar dolar büyüklüğe erişmekti. Bu hedefin çok gerisinde kaldık. Ne yapılması gerekiyor?

Aslında bir hedef konulması çok güzeldi, hepimizi motive etti. Ama dünyada o günden bugüne çok şey değişti. Şu anda bu hedefe ulaşmak çok mümkün gözükmüyor. 160 milyar dolar hedefini koyarken aslında Türkiye de kendisine 2 trilyon dolarlık bir ekonomi, 500 milyar dolarlık da bir ihracat hedefi koymuştu. GSMH’de büyük bir artış olmadı. Bu nedenle bizim hedefimiz de GSMH içindeki payıyla sıkıştı kaldı açıkçası. Bütün dünya, bütün hedeflerini revize edecek. Bugün baktığımızda Amerika’nın yüzde 3-4 küçülmesi, çift hanelerle büyümesi beklenen Çin’in birkaç puanlık büyümelere kifayet etmesi, Avrupa’nın yüzde 5 küçülmesi söz konusu. Bu küçülmenin etkisi devam ederken BT 1-2 yıl içinde çok ciddi büyüyecek. Burada donanım ve yazılım temelli büyümelerden bahsediyorum. Aslında Türkiye kendi teknolojisini geliştirdiği zaman bilgi teknolojilerinde önemli bir pay sahibi olur. Teknoparklarda pırıl pırıl şirketler var. Onlar o büyümeyi getirecek, çünkü başarılı bir iş yaptıklarında büyüme hızları çok yüksek. Türkiye tekrar 2003 yılındaki heyecanla Ar-Ge teşviklerine, teknoloji geliştirmeye ve yerli üretime daha fazla baskı yapmalı. 

 Bu heyecan düştü mü? 

 Direkt Ar-Ge teşviklerinde bir azalma oldu. Ar-Ge yapılıyor ama ülke bunun yeterince verimini alamıyor diye çok konuşuldu ve heyecan düştü. Halbuki insanlar Ar-Ge teşvikleri yerini bulmuyor dediği zaman hep bunu bir tulum çalgısına benzetmek gerektiğini söylerdim. Bırakın tulum dolsun, dolduktan sonra ses verecek derdim. Tam tulum dolmaya başlarken Ar-Ge teşviklerinde azalma oldu. Açıkçası Ar-Ge teşvikleri zaten teknoparklarda ve bizim gibi teknolojiye çok önem veren şirketlerde yepyeni ürünler, yeni teknolojiler gelişmesini de sağladı. Bence bu çok önemli. Şunu da söyleyeyim, eğer biz kendi teknolojimizi hızlı bir şekilde geliştirirsek bir anda bu pandemi krizini şansa çevirebiliriz. 

 Türkiye’nin bu konuda nasıl bir potansiyeli olduğunu düşünüyorsunuz? 

 Türkiye’nin yazılım gücü çok yüksek. Şimdi hükümetimizin 1 milyon yazılımcı diye bir inisiyatifi var. Umarım buradan başarılı bir sonuç alırız ve ülkemiz başarılı olur. Avrupa’nın 45 yaş ortalamasına karşın Türkiye’nin 30 yaş ortalamasının çok büyük bir değer olduğunu düşünüyorum. Artık arazi, arsa değerlenmesi bitti, bundan sonra teknoloji yatırımları artacak. Amerika’da da herkes şunu sorguluyor: Neden Silikon Vadisi’nde pahalı evlerde oturan maliyeti yüksek insanlara yazılım yaptırıyoruz. Amerika’nın daha orta kesimlerinde de bunu yapmak mümkün. Çünkü evden çalışıyor herkes. Bu bizim için neden mümkün olmasın? Burada bir gencimiz sabah kalkar, yürüyüşünü yapar, kahvesini içer, öğlen 14.00’te oturur, gece 12.00’ye kadar New York’ta bir şirket için yazılım ihraç eder. Biz 1 milyar dolarlık yazılım ihraç ettik bugüne kadar. Buradan yaptık, buradan çalıştık. Bu mümkün.


“BİRLİKTE GELİŞMEYE İNANIYORUZ”

START UP’LARA DESTEK 
Biz birliğe, beraberliğe, birlikte gelişmeye çok önem veriyoruz. 2011’de Probil ve BDH şirketlerini satın aldık. Sonra Netaş Wesley Clover Teknoloji Fonu’nu kurduk. 10 milyon dolarlık bir fondu, çok başarıya ulaştı. Şu anda 7 şirketimiz 100’den fazla mühendisle yurt dışına hem yazılım hem donanım desteği veriyor, ihracat yapıyor. Krom’dan yüzde 10 hisse alarak daha da büyümesine katkı sağladık. O zaman borsa değeri 10 milyon dolar olan şirketin şu an değeri 50 milyon doların üzerinde. Bir Türk start up’ının büyümesine çok büyük katkı sağladık.
“DAHA DA GELİŞTİRECEĞİZ” Diğer taraftan Netaş as a Platform’la 30’a yakın KOBİ’yi kendi kaynaklarımızla birleştirdik ve çözümler oluşturduk. Bu çözümleri de müşterilerimize sunuyoruz. Bu platformu kurmaktan çok mutluyuz. Bundan sonra güçlenmeyi düşündüğümüz yer, yeni bir yatırımdan ziyade Netaş as a Platform’u geliştirmek. Amacımız, bu 30’lu yapıyı 100-200’e çıkarıp Türkiye’de teknoparklarda olan bilgi iletişim teknoloji şirketlerinin önünü açmak.



“TEDBİRLİ CESARETİ ÖĞRENDİK”

NETAŞ’IN 7 DEĞERİ
50’nci yılımızı güzel törenlerle kutladık. Bir anda kurulur kurulmaz, yerli üretime geçmiş, binlerce kişi çalıştırmış, 50 yaşına gelmiş, Türkiye’ye 3 kez yatırım çekmiş tek teknoloji şirketiyiz. 50 yılı düşündüğümüz zaman, bir değer yarattığımızı gördük. Bunu motifleştirme ihtiyacı duyduk ve bir beyin fırtınası yaptık. Hayatın kaynağı olan su ve kökleri güçlü ağaçtan ilham aldık. Ağacın harelerinden bir su damlası motifi ortaya çıktı. Netaş’ın değerlerini alt alta yazdık ve aile, azim, tutku, paylaşım, yenilikçilik ve millilik olarak 7 değer belirledik. Bu yüzden logodaki hare sayısı da 7 oldu.
“KRİZLERE ALIŞIĞIZ” 50 yılda çok kriz atlattık. Öncelikle krizler, tedbirli cesareti öğretiyor. Türkiye, her an bir krizle karşı karşıya kalabilen bir coğrafyada bulunuyor. O nedenle her an bir krizin geleceğini düşünerek adımlarınızı atmanız lazım. İkincisi, muhakkak şirketinizde bir değer yaratmanız lazım. Köklü olmanız çok önemli. Çünkü sel geliyor, kökü olmayanları alıp götürüyor, kökünüz varsa siz zarar görseniz de yerinizde kalıyorsunuz.



“BİRKAÇ YIL İÇİNDE 5G KULLANIMI BAŞLAYACAK”

ULAK KONSORSİYUMU
Köklerimizden gelen yerlilik DNA’sıyla 2007 yılında, daha Türkiye’de 2G konuşulurken neden Türkiye kendi 4G’sini yapmasın dedik. 2009’da 3G lisansları verildiği gün de biz Netaş’ta 4G tasarımına başladık, 2011’e kadar tasarım çalışmaları devam etti. 5 milyon dolar özkaynak harcadık. 2013 yılında da ULAK konsorsiyumu kuruldu. Buna paralel de devletimizde bu sefer 4G lisansında yüzde 35-40 bir yerlilik oranını şart olarak getirdi.
YERLİLİK ORANI Netaş baz istasyonuna bu kadar odaklandı, çünkü bir operatörün yıllık yatırımının yüzde 25-35 arası baz istasyonuna gidiyor. Yani siz yerli baz istasyonu yaptığınız zaman telekom alanında yüzde 35’lik bir yerliliği yakalıyorsunuz. Bu hedefle yola çıktık ve artık rakiplerinin yanında başarıyla çalışan 4G baz istasyonlarımız var. ÇALIŞMALAR HIZLANDI Aslında 4G devam eden bir süreç, yeni yeni özellikleri geliyor. Tabii 5G bambaşka. Ancak Türkiye gerekli donanım ve yazılımları kendisi geliştirmeden 5G’ye atlarsa daha kısıtlı bir 5G almış olur. Biz de ZTE’yle birlikte 5G’nin daha verimli kullanılması için birtakım dikeylerde çalışmalar yapıyoruz. 5G baz istasyonunu zaten Türkiye’ye getirdik. 5G denemelerle başlayacaktır. Birkaç yıl içinde 5G’yi kullanmaya başlayacağız.



NETAŞ’IN GELECEK HEDEFİ 


  1. 2020’ye başlarken hedefimizi daha çok kâr ve daha az borç olarak belirledik. 
  2. Ciro anlamında geçen yıldan çok fark olmayacak. 
  3. Netaş’ı daha kârlı, borcunu daha kontrol altına almış bir şirket olarak görmek istiyorum. 
  4. ZTE ile 3 yıllık alışma dönemi bitti. Netaş raya oturdu. 
  5. Bundan sonra Netaş’ın hızlı büyüme dönemi gelecek. 
  6. Azerbaycan ve Gürcistan’da 2021’de daha çok ses getireceğiz. 
  7. Katar için çalışmalarımız tüm hızıyla devam ediyor. 
  8. Kuzey Afrika’da odağımızda Fas, Tunus, Cezayir var. 
  9. Önümüzdeki yıl ihracatta ortalama 50-60 milyon dolara doğru çıkarız.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz