Kadına mentorluk, erkeğe itibar getirir

“Artık kadın lider sayısı artmıyor” diyen Sandberg, ABD şirketlerine bakıldığında son 10 yılda bu rakamda kayda değer bir gelişme olmadığını söylüyor. Sheryl Sandberg’le gerçekleştirdiğimiz söyleşinin detayları ise şöyle

1.04.2014 01:15:400
Paylaş Tweet Paylaş
Kadına mentorluk, erkeğe itibar getirir
Facebook COO’su SHERYL SANDBERG, geçtiğimiz yıl yayınladığı “Sınırlarını Zorla: Kadınlar, İs ve Liderlik İsteği” (Lean In-Women, Work And The Will To Lead) adlı kitabıyla çok tartışıldı. Özel bir toplantı için İstanbul’a gelen Sandberg, dünyada artık kadın lider sayısının artmadığına dikkat çekiyor.

Sandberg, “Bu sayı 1970’lerden yakın zamana kadar arttı. Ancak ABD şirketlerine bakarsak son 10 yılda kayda değer bir gelişme yok” diyor. Ona göre bu sayı çoğalmalı, çünkü sayının artmamasının bize maliyeti çok yüksek.

Dünyanın En Güçlü 50 Kadınından biri olarak gösterilen Facebook COO’su Sheryl Sandberg, geçtiğimiz yıl yayınlanan “Sınırlarını Zorla: Kadınlar, İş ve Liderlik İsteği” (Lean In-Women, Work And The Will To Lead) adlı kitabıyla dünyada çok konuşuldu.

CEO Club toplantıları kapsamında düzenlenen özel bir buluşmanın konuğu olarak İstanbul’a gelen Sandberg’le hem kitabının yarattığı tartışmaları hem de liderlik sırlarını konuşmak için bir araya geldik. Sandberg, kadın liderlerin erkeklere göre daha açık ve iyi iletişimci olduğunu düşünüyor; kendi başarısını da bu açıklığa bağlıyor.

“Lider olmanın riski insanların size duymak isteyeceğiniz şeyleri söylemesidir. Ben de zayıflıklarımdan açıkça bahsederek insanların bana gerçeği anlatmasını sağlıyorum” diye konuşuyor.

Kadın CEO oranının azlığından yakınan Sandberg, dünyanın her yerinde bu oranın yüzde 4-5 seviyesinde veya daha az olduğuna dikkat çekiyor. “Artık kadın lider sayısı artmıyor” diyen Sandberg, ABD şirketlerine bakıldığında son 10 yılda bu rakamda kayda değer bir gelişme olmadığını söylüyor. Sheryl Sandberg’le gerçekleştirdiğimiz söyleşinin detayları ise şöyle:~
“Kadınlar liderlik dışında her seviyede ilerleme kaydediyor” diyorsunuz. Neden ve bunu değiştirmek için ne yapmak lazım?
Pek çok şey... Kurumsal reforma, kadınların liderlik pozisyonlarını elde edebilmesi için onları destekleyen kurumsal politikalara ihtiyacımız var. Bu da esneklik ve ihtiyaç duyduklarında bir süre uzak kalmalarına izin verebilmek demek.

Kamu politikasını tamamen kadını destekleyecek şekilde değiştirmemiz gerekiyor. Ayrıca kalıplaşmış örnekleri de değiştirmemiz lazım. Dünyanın her tarafında pek çok farklı kültür var. Ancak hayret verici olan şu ki ülkelerin cinsiyet politikaları çarpıcı bir şekilde birbirine benziyor.

Dünyanın her yerinde liderlerin erkek olması gerektiğini düşünüyoruz. Ve yine dünyanın her yerinde, kadınların başkalarına “hizmet vermesi ve takip eden olması” gerektiğini düşünüyoruz. Bu yüzden liderlik özellikleri gösteren küçük kızları “bossy” (patronluk taslayan) diye yaftalıyoruz.

Dünyanın hiçbir yerinde erkek çocuklara “bossy” demiyoruz. Türkiye’de de bir kadın liderlik yaptığında “Erkek gibi davranıyor” deniyor. Bu, aslında bir iltifat; o bir lider, erkek gibi olmalı. Ben liderliğin erkek ve kadından eşit şekilde beklenen bir şey olmasını istiyorum...

Kitabınızda kadınlara masanın tam ortasına oturmalarını ve seslerini yükseltmelerini salık veriyorsunuz. Bunu yapan ve üstlerindeki erkek yöneticilerden sert reaksiyonlar alan pek çok kadın tanıyorum. Liderlik yolunda kararlı kadınlar, bu tavırlarla nasıl mücadele etmeli?

Pek çok kadın bana, yaşadıkları bu tip zorlukları anlamlandıramadıkları konusunda mesaj gönderiyor. Sonra kitabı okuyup yöneticilerine veriyorlar. Ona “Bunu oku” diyorlar.

ABD’de bir arkadaşım geçen hafta 6 yaşındaki kızının veli toplantısına gittiğinde öğretmen ona, “Geçtiğimiz yıl kızını bossy diye tanımlayabilirdim, ama yazın bu kitabı okudum ve şimdi kızının liderlik yetenekleri olduğunu söyleyebilirim” demiş. ~
Her kadın için masaya oturup sesini yükseltmek yeterli olmayabilir, bu sadece gerekli olan. Biz aynı zamanda masanın etrafında oturan diğerlerini kadınların oraya ait olduğu konusunda eğitmeliyiz. Onlara kadınların da erkeklerin de iddialı olduğunu ve her ikisini de hoş karşılamamız gerektiğini öğretmeliyiz.

Bu kitabı yayınlamanın en iyi tarafı, dünyanın her yerinden bir sürü kadının bana kitabı maaşlarına zam istemek için kullandıklarını anlatması oldu. Kadınlar, yöneticilerinin odasına girip “Bu kitabı okudum. Bana hak ettiğim parayı ödemiyorsunuz.

Erkeklerle eşit ücret almak istiyorum” diyor. CEO’lar da bana, “Bize çok fazla paraya mal oluyorsun” diyor. Lean In arkasındaki fikir de zaten kadınların bu diyaloğu gerçekleştirmelerini sağlamak ve yalnız mücadele etmediklerini göstermekti.

Erkek liderleri eğitebilmemiz mümkün mü?
Bence bu konunun onlar için de çok kritik olduğunu söyleyerek işe başlayabiliriz. Örneğin Cisco CEO’su John Chambers, tüm çalışanlarının önünde “Kitabı okuyana kadar kadınlar konusunda iyi olduğumu düşünüyordum, ama değilmişim.

Çünkü kitapta anlamadığım pek çok şey var” dedi. Onunla sahneye çıktım ve yüzde 20’den azı kadın olan 400 üst düzey yöneticisinin karşısında durdum.  Chambers, “Bu odadaki her kadına agresif dedik.

Çok üzgünüm, bunu bir daha yapmayacağız” dedi ve ekledi “Bunu kadınlara hoş görünmek için yapmıyorum, Cisco’nun mali yapısını daha da güçlendirmek için yapıyorum” dedi. Bence erkekleri bu işe dahil edebilmemizin yolu, şirketlerinin böylece daha başarılı olacağını anlatmamız.~
Kitapta liderlik yolunda mentorluğun çok önemli olduğunu, ama kadınların bu konuda cinsel gerilim engeline takıldığını söylüyorsunuz. Özellikle Türkiye gibi muhafazakar ülkelerde bu engel nasıl aşılabilir?
Bu konuyu masa üzerine koyup açıkça konuşmalıyız. O kadar da muhafazakar olmayan ABD’de bile erkek yöneticilerin yüzde 64’ü, bir kadınla aynı odada yalnız kalmaktan korkuyor. Ancak odada yalnız olmazsan mentorluk yapamazsın.

Eğer sadece kadınların kadınlara mentorluk yapmasını sağlarsak da oran yüzde olarak yine çok az kalır. Bugün Türkiye’de CEO’ların yüzde 12’si kadın. Bu yeterli değil... Yüzde 12’nin yüzde 50’ye mentorluk yapmasını sağlayamayız.

Erkeklerin kadınlara mentorluk yapmasını bir itibar nişanesi haline getirmeliyiz. Neden bunu yapmaları gerektiğine gelirsek. Çünkü şirketleri daha iyi performans gösterebilir. Eğer bir şirket, nüfusun tümünden en iyi yeteneği bulacaksa işi kimin iyi yapacağına bakmalı, toplumun sadece yarısına bel bağlamamalı.

Türkiye’deki kadın CEO’ların sayısının ABD’den fazla olmasını nasıl yorumluyorsunuz?
ABD’deki Fortune 500 listesine bakarsanız kadın CEO oranı yüzde 4, BİST 100’e bakarsanız da yüzde 4 olduğunu göreceksiniz. Aslında bu oran, dünyanın her yerinde yüzde 4-5 ya da daha az. Türkiye’de genele bakarsak CEO’ların yüzde 12’si kadın, ama zaten ABD’de de Fortune 500 dışına çıkıldığında oranın yükseldiğini görüyoruz. Kadınlar girişimciliğini yaptıkları küçük şirketlerin ya da aile işlerinin başına geçiyor.

Yine de Türkiye’de kadınların nüfusun yarısını oluşturduğunu düşünürsek yüzde 12 yüksek bir oran değil. Türkiye’yi eleştirmiyorum. Bu problem, dünyanın her yerinde aynı. Ciddiyetle anlamamız gereken şu ki artık kadın lider sayısı artmıyor. Bu sayı 1970’lerden yakın zamana kadar arttı, ancak ABD şirketlerine bakarsak son 10 yılda kayda değer bir gelişme yok.

Eğer kitapta anlattığınız gibi kendinizi belli zamanlarda geri çekmeseydiniz acaba bugün nerede olurdunuz?
Eğer kendimi geri çekmeseydim de bugün yine işimi yapar ve bir yandan da bu kitabı yazardım. Takdir edersiniz ki Facebook oldukça büyük bir iş. Şu anda ziyadesiyle sert bir şekilde sınırları zorladığımı düşünüyorum.~
Kitapta beni en çok şaşırtan kendinize güvensizliklerinizi samimi bir şekilde ortaya koymanız oldu. Bunun liderliğinize zarar vereceğini ve suiistimal edilebileceğinizi hiç düşündünüz mü?
Hayır. Bakın insanlar bana bu kitabı yazmamam gerektiğini söyledi. Eğer bir kadın olarak açıkça konuşursam, kariyerimin biteceğini anlattılar. Bence yapmaya korktuğunuz şeyler hakkında konuştuğunuzda, başkalarına da bu konuda müsaade vermiş olursunuz. Dünyanın dört bir yanındaki çalışanlardan aldığım mesajlar, aslında “Sheryl bunu yapmaya korkuyordu. O yaptığına göre ben de yapabilirim” şeklindeydi.

Takımınız kitaba nasıl bir tepki verdi?
Mark (Zuckerberg) kitabı çok sevdiğini söyledi. Onun kitaptan öğrendiği yeni bir şey yok, çünkü Mark’la 5 yıldır yan yana çalışıyoruz. Fakat tüm hikayeyi derli toplu bir araya koyunca durumu daha iyi anladı.

Hayatımdaki çoğu insan, bu hikayeleri zaten benden zaman zaman duymuştur. Ama ben bunu geniş bir şekilde toparlayınca benim içinde ilginç bir yolculuğun başlangıcı oldu. Bence takımımdan gelen en ilginç tepki, kitaptaki ilkeleri uygulamaya başladıklarında gerçekleşti. Facebook’ta benim için çalışan bir adam var.

Aslında kitabı okumuş ama diyaloğu, “Ben kitabınızı okumadım” diye başlattı. Devamında benim söylediklerimi duyduğunu ve kendisi için çalışan bir kadına insanların “agresif” dediğini anlattı. Bu insanlara, “Tam olarak agresif nitelemesini hak edecek ne yaptı? Ve eğer bir erkek aynı şeyleri yapsaydı yine de ona agresif der miydiniz” diye sormuş. Ve onlar da “Hayır” demişler.

İş dünyasında bugün geldiğiniz noktaya varmak için bir yol haritanız var mıydı?
Hayır. Ama iş piyasasına da çocuklarım ya da kariyerimin olmayacağını düşünerek girmedim. 44 yaşındayım ve benim jenerasyonumda annelerin bizim elde ettiğimiz şeyleri elde edemeyeceği düşünülürdü.~
Beni şu anda endişelendiren kadınların işgücü piyasasına girerken aynı zamanda bir çıkış aramaları. Çalışmaya başladıklarında hem anne olup hem kariyer yapamam, o zaman bir noktada ayrılmam gerekiyor diye düşünüyorlar. Ben ne şu andaki konumumu planlamıştım ne de ayrılmayı.

Bir kadın olarak sizin liderliğiniz Facebook’ta neleri değiştirdi?
Ben bir kadın, anne veya ebeveyn olarak karşılaştığım zorluklar konusunda daha açığım. Örneğin 17.30’da ofisten ayrılma meselesi... Çocuğum olduktan sonra işi bu saatte terk ediyordum ama sinsice çıkmak zorunda kalıyordum.

Ofisimde ışığı açık bırakıyor veya otoparkı kontrol edip kimse ortada yokken arabama koşuyordum. Ama bir süre sonra “Dürüst olmalıyım, sadece akşam yemeğinde çocuklarımla birlikte olmak için eve gidiyorum” demeliyim diye düşündüm. Çünkü böylece başkalarına da bunu yapabilme müsaadesi verecektim ki zaten böyle oldu.

Kadın liderler şirketlere ne gibi artılar katabilir?
En başta toplumun diğer yarısını istihdam ediyorsunuz ve bu, ekonomik büyüme için önemli. Eğer tüm nüfusun yeteneklerimi kullanmazsak ekonomimiz büyüyemez. Kadınlar üst düzey yönetici olduklarında kesinlikle iş hayat dengesi politikaları daha iyi oluyor.

Daha iyi iletişim, daha fazla işbirliği, daha güçlü takımlar inşa etme yeteneği de cabası... Kadınlar tüm organizasyonlara ve şirketlere çok fazla güç katıyor.

Sizce gelecekte daha fazla kadın lider olacak mı?
Dünyanın bazı bölgelerinde durum iyileşiyor. Ama daha fazla olmalı. Çünkü sayının fazlalaşmamasının bize maliyeti çok yüksek.

Kadın liderlerin sayısını nasıl artırabiliriz?
Dış bariyerleri yıkarak. Cinsiyetçiliğe, bariyerlere dikkat çekerek. Kadınları masaya oturmaya davet ederek. Erkeklerin açık pozisyonların bazı kriterlerini, kadınların ise hepsini karşıladıklarında o işlere başvurduklarını bilerek. Ve kadınlara masaya oturmaları için kendilerine güvenmelerini sağlayarak.~
"AÇIK DAVRANIN,
GERÇEKLERİ DUYUN"
KENDİNİZE İNANIN

İstediğiniz bir ise hemen başvurun, onu yapabileceğinizden emin olana kadar beklemeyin. Bu, çok önemli. Su ana kadar kabul edildiğim hiçbir pozisyon için kendimi tam olarak kalifiye hissetmedim. Ama bu benim için önemli olmadı, işleri kabul ettim. Çünkü hemen yanı başımda oturan erkeğin böyle bir kaygı taşımadan kabul edeceğini biliyordum.

Önce işi yapın, sonra kendiniz hakkında karar verin. Ve mutlaka hayat ortağınız hakkında çok seçici olun. Genç kadınlara şunu söylüyorum: Kimi isterseniz onunla çıkın ama onlarla evlenmeyin. Kendi payına düşeni yapmaya hevesli olan adamla evlenin.

HARİKA DEĞİLİM
Bence zayıflıklarımız konusunda açık ve dürüst olmak önemli. Öteki türlü insanlardan gerçeği öğrenemezsiniz. Eğer her konuda iyi olduğumu iddia etseydim, Facebook’ta kimse beni eleştiremezdi.

Fakat “Bu konuda harika değilim” ya da “Bazen fazla endişeli olduğumu ve çabuk karar verdiğimi kabul ediyorum” deyince insanlar da bana “Evet, çok çabuk karar verebiliyorsun. Endişelenme” diyebiliyor ve ben de bunu anlıyorum. Kısaca siz açık davranmazsanız, gerçekleri de duyamazsınız.

DOĞRU İNSANLARI İSE ALIYORUZ'
DİREKT VE DÜRÜST

Çok direkt ve dürüstümdür. Ve zayıflıklarım hakkında da açık olduğumu düşünüyorum. Liderseniz insanların size gerçekleri anlatması zordur. Lider olmanın riski, insanların size duymak isteyeceğiniz şeyleri söylemesidir. Ben de zayıflıklarımdan açıkça bahsederek insanların bana gerçeği anlatmasını sağlıyorum.~
ÖNCE BEN SÖYLERİM
Onlara “Acaba bu toplantıda çok fazla mı konuştum” diye soruyorum. Bu da konuyu kendileri gündeme getirmeden, onlara benimle aynı fikirde olma müsaadesi veriyor. Ama eğer ben konuyu açmazsam kimse bana bir şey söylemez. O yüzden bir lider olarak insanların size karşı dürüst olmasını sağlamak için çok çalışmalısınız.

DELEGE EDİYORUM
Kendinizi her zaman her şeyi bilmeniz gerekmediği konusunda eğitiyorsunuz. Örneğin Facebook’ta her şey Mark ve benim onayımdan geçmiyor. Çünkü her şeyi biz onaylarsak, bu her şeyin duracağı anlamına gelir. Bunun yerine doğru insanları işe alıp onların yeni ürünler üretmelerine imkan tanıyoruz.

İDEAL BİR LİDER NASIL OLMALI?
ÇEŞİTLİLİK SAĞLAMALI

Kadın veya erkek iyi bir lider bence şöyle olmalı: Tüm toplumun yeteneklerini kullanabilen, sadece erkeklerden değil diğerlerinden de en iyisini almayı başaran ve sadece kendisine benzeyenleri işe almayan biridir... Çünkü böylelikle takımda değişik sesler olacaktır. Bu da daha iyi kararlara ve sonuçlara yol açar.

ZUCKERBERG’E HAYRANIM
Aslında çok fazla hayran olduğum lider var. Mesela Mark Zuckerberg’e gerçekten hayranım. 19 gibi çok genç bir yaşta dünyanın çok başka bir yer olabileceği konusunda bir vizyonu vardı. Okulu bıraktı ve para bularak bir şirket kurdu.

Bana bu şansı veren pek çok harika insanı işe aldı. Kendi seslerini başkaları için bir şeyleri değiştirmek adına kullanan insanlara hayranım. Bugün yaşamıyor ama mesela Martin Luther King böyle bir örnek...~
GELECEĞİN LİDERİ
Geleceğin lideri bence çok hızlı değişen dünyaya ve şeffaf iletişime açık olmalı... Türkiye’de internet kullanıcılarının yüzde 91 ’i Facebook’ta, bizim için en çok penetrasyona sahip ülkelerden biri. Türkiye’de insanların sesi var ve bir şeyler söylemek istiyorlar. Geleceğin liderleri teknoloji değişip ekonomiler büyürken değişime adapte olmalı.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz