Müşterinin nabzını yerinde tutun

Özlem Aydın Ayvacı

oaydin@capital.com.tr

Hikmet Ersek, global arenada en tepe noktaya ulaşan birkaç Türk iş dünyası liderinden biri. Alanında dünyanın en büyük şirketi olan Western Union’un başkanı ve CEO’su. İstanbul’daki Avusturya Lisesi’nden mezun olan ve Viyana Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nden derecesi bulunan Ersek’in annesi Avusturyalı, babası ise Türk. Aslında Ersek, profesyonel kariyerine biraz geç başladı. Ersek, 26 yaşına kadar Avrupa’da profesyonel basketbol oyunculuğu yaptı. Finans alanında kariyerine başladıktan 24 yıl sonraysa zirveye yükseldi.

Ersek, son 6 yıldır şirketini büyüme, kârlılık ve dijitalleşme anlamında çok iyi bir noktaya getirdi. Şirket, dünyada dijitalleşmede sektörünün lideri. Ersek, “Bence başarılı olmanın sırlarından biri hangi pozisyonda olduğunuzdan bağımsız olarak her zaman sahada, müşterinin nabzının attığı yerde olmak” diyor. Ersek’in en önemli özelliklerinden biri de yaptığı her işe ya da hobiye kendini adaması. Ersek, şöyle anlatıyor: “Ben işimi iş olarak görmüyorum. İş benim için adanmışlık anlamına geliyor. Hem sıkı çalışıyorum hem sıkı oynuyorum. Çalıştığım arkadaşlarla eğlenmeye de çok önem veriyoruz. Çok sık seyahat ediyorum ve müşterilerle resmi olmayan diyaloglara da giriyorum. Özel yaşamında eğlenen kişilerin iş hayatında da daha iyi bir performans sergilediğine inanıyorum.”

Western Union’un başkanı ve CEO’su Hikmet Ersek ile global kariyer yolculuğunda başarılı olmayı sağlayan yetenekleri konuştuk. Ersek Capital’in sorularını şöyle yanıtladı: 

Kariyer yolculuğunuz ne zaman, nasıl başladı?

 Annem Avusturyalı, babamsa Türk. İstanbul’daki Avusturya Lisesi’nden mezun oldum. Viyana Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nü dereceyle bitirdim. Uzun yıllar basketbol oynadım. 26 yaşımda basketbol kariyerimin ardından, 1986’da MasterCard’da çalışmaya başladım. 1992 yılında MasterCard’da pazarlama ve satıştan sorumlu başkan yardımcılığına yükseldim. 1996 yılında GE Capital’e katıldım ve şirkette perakende satış, finans ve kartlarla ilgili faaliyetlerin yanı sıra GE-Six Sigma girişimini hayata geçirdim. Aynı zamanda, General Electric’in Avusseyaturya ve Slovenya’daki Ulusal Temsilcisi olarak görev yaptım. 

Western Union’a ne zaman geçtiniz?

 Western Union’a 1999 yılında Güney Doğu Avrupa Bölgesi Başkan Yardımcısı olarak katıldım. İki yıl sonra şirketin Orta ve Doğu Avrupa bölge başkan yardımcılığı görevine getirildim. Kısa bir süre sonra da Orta Doğu, Afrika, Güney Asya ve Pasifik bölgeleri sorumluluk alanına eklendi. Ocak 2010’da operasyonlardan sorumlu başkan görevine getirildim. Bu pozisyonda Western Union’ın pazarlama ve operasyon dahil tüm iş birimlerinden sorumlu kişi oldum. 8 ay sonraysa Western Union Başkanı, CEO’su görevine getirildim. 

Global kariyer anlamında bugüne kadar en itibarlı noktaya ulaşan Türk yöneticilerden biri oldunuz. Bugün halen şirketin başkanı ve CEO’susunuz. Tüm kariyerinizi düşününce sizi bu noktaya getiren en önemli özellikleriniz neler?

 Teşekkür ederim. Bence doğduğumuz coğrafyadan bağımsız olarak çalışkan, disiplinli ve cesur olmak önemli özellikler. Avusturyalı bir anne ile Türk bir babanın oğluyum. Erken yaşta iş hayatına atıldım ve sektöründe lider şirketlerde farklı pozisyonlarda çalıştım. Liseyi Türkiye’de okuduktan sonra iş ve eğitim hayatıma yurt dışında devam ettim. Okul hayatımın yanı sıra basketbol oyunculuğu yapmamın da bana ayrı bir disiplin ve özgüven kattığına inanıyorum. Ayrıca hayatımın hiçbir döneminde işime iş olarak bakmadım. İşim her zaman hayatımın bir parçası oldu. 

~

İlk işiniz basketbol muydu? Profesyoneldiniz değil mi?

 Benim ilk işim basketbol. Profesyonel olarak Avrupa’da oynadım ve hayatımın en iyi dönemiydi. Hem para kazanıyordum hem seyahat ediyordum. 26 yaşındaydım. Sonra 18 yaşındaki birisi bana topu fırlattı ve artık başka bir şey yapmam gerektiğini düşündüm. Ben işimi iş olarak görmüyorum. İş benim için adanmışlık anlamına geliyor. 

Bu noktaya ulaşmanızda kişisel özelliklerinizin yanı sıra hangi faktörler etkili oldu? Şansa inanır mısınız?

 Şanslı biri olduğuma inanıyorum. Western Union’da 200’ün üzerinde ülke ve bölgede hizmet veriyoruz. İnsanların hayatlarına dokunuyoruz. Daha iyi yaşam kurmaları ve bunu sürdürmeleri için aracılık ediyoruz. Böyle anlamlı ve heyecan verici bir işte çalışmak şüphesiz büyük şans ama bu noktaya ulaşmam tabii ki şans eseri değildi. Müşterilerimizi, iş ortaklarımızı ve faaliyet gösterdiğimiz pazarları tüm kalbimle tanıyorum. Yılın büyük bir kısmını seyahat ederek geçiriyorum. Bence başarılı olmanın sırlarından biri hangi pozisyonda olduğundan bağımsız olarak her zaman sahada, müşterinin nabzının attığı yerde olmak. 

Network’ün global kariyerde önemi nedir? Sizin kariyerinizde ne kadar etkili oldu?

 Dünya çılgınca dijitalleşse de bence insan ilişkisi buna paralel oranda daha da önem kazanıyor. Network tabii ki önemli. Ben de doğru zamanda doğru yerlerde bulunduğumu düşünüyorum. 

Western Union’da global kariyer yapmak isteyenlere hangi yeteneklerini geliştirmelerini tavsiye edersiniz?

 Global yetkinliğin olması çok önemli yani bulundukları ve gezdikleri ülkelerin geleneklerini incelemelerini ve öğrenmelerini öneririm. Tabii ki farklı lisanlar öğrenmek de insanın yurt dışına açılmasına daha kolay olanak sağlıyor. O yüzden mümkün olduğunca fazla dil öğrenmelerini ve genç yaşta önlerine çıkan fırsatları cesaretle karşılamalarını tavsiye ederim. 

Western Union’ın Türkiye organizasyonunda nasıl bir yapı var ve Türkiye’deki yöneticilerin liderlik yeteneklerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

 Şirketimiz her ülkeden ve milliyetten elemana açık. Türk yöneticilerimiz de tabii ki birçok ülke ofisimizde çalışıyor. Bazı Western Union ofislerinde faaliyet gösterdikleri ülkenin vatandaşlarından çok yabancı uyruklu çalışanımız oluyor. Hatta İstanbul ofisimizin de yüzde 20’si Türk değil. Türkiye’den inanılmaz yetenekler çıkıyor. Sadece kurumsal şirketlerde yönetici olarak değil spor, sanat ve hayatın her alanında gururla izlediğimiz Türkler var. Yeni nesillerle bu sayı daha da artacak, buna inanıyorum 

Birini işe almaya çalışırken yaptığınız görüşmede ona ne sorarsınız?

 Favori sorum şu; “ Uluslararası, çok kültürlü rekabette müşterileri ve diğer kültürleri, dillerini nasıl anlarsınız?” Çünkü çok kültürlü rekabette insanların ihtiyaçlarını anlayacak liderlere, çalışanlara ihtiyacımız var. Güvensiz insanlar kendi alanlarını koruyarak başarılı olmaya çalışır. Başkalarını güçlendirebilecek insanlar başarılı olur. Ben çalışanlarımı güçlendiririm ve benden daha zeki insanları işe almaya çalışırım. Bu beni de daha iyi gösterir. 

Kariyerinizde en zorlandığınız zamanlar hangi anlardı? Ve nasıl üstesinden geldiniz? Bu zorlayıcı sorunlar pazar, ürün ya da insan ilişkileriyle mi ilgiliydi?

 Bu saydıklarınızın hemen hemen hepsi. Böyle zamanlar tabii ki çok fazla. Aklıma ilk gelenler deprem, kasırga gibi doğal afet zamanları ya da savaş koşulları. Genelde insanlara acil nakit ulaştırma sıkıntısı çok yaşanıyor. Bunun için de hızlıca uyguladığımız belirli projeler oldu, bu sayede müşterilerimize en zor anlarında ulaşıp hayatlarını kolaylaştırabildik. 

Globalde sizin izinizden gitmek isteyen yetenekli gençlere tavsiyeleriniz neler olur?

 Bol bol soru sorun, lisan öğrenin, seyahat edin. Rahat olmaktan rahatsız olun.

~