Nezih Barut ile Abdi İbrahim’in gelecek planlarını ve ilaç sektörünün durumunu konuştuk...
Aslı Sözbilir
1912’de Eczacı Abdi İbrahim Bey tarafından İstanbul Küçükmustafapaşa semtinde kurulan ilk eczaneyle temelleri atılan Abdi İbrahim, bugün 12 ülkede yurt dışı operasyonları ve yabancı ortaklıklarla gelişen dev bir ilaç markası. İlk etapta 2007’de olduğu gibi tekrar dünyanın en büyük 100 ilaç şirketi arasına girmeye “kilitlendiklerini” söyleyen Abdi İbrahim Yönetim Kurulu Başkanı NEZIH BARUT orta ve uzun vadede ise hedeflerinin kendi moleküllerini bularak küresel bir oyuncu haline gelmek olduğunu anlatıyor.
Benim en büyük idealim bir Türk ilaç firmasının kendi molekülünü bulması. İlk hedefimiz o. Ondan sonrasına bakacağız.” Bu sözler Türk ilaç sektörünün en büyük oyuncusu Abdi İbrahim’in yönetim kurulu başkanı Nezih Barut’a ait… Eczacı kökenli bir aileden gelen Barut, inovasyonun ilaç sektöründeki önemine gönülden inanıyor ve cironun yüzde 6’sını Ar-Ge’ye harcadıklarını söylüyor. Şirketinin geleceğini de burada görüyor. Abdi İbrahim şubat ayında faaliyete geçen Türkiye’nin en büyük biyoteknoloji fabrikası AbdiBio ile biyoteknolojik ilaç pazarına hızlı bir giriş yapacak. Fabrikaya 100 milyon dolar yatırım yaptıklarını anlatan Barut, burada “kimyasal ürünlerle tedavisi olmayan hastalıkların tedavisi için bir ürün gamı” geliştireceklerini söylüyor. Barut, ayrıca “kendi molekülünü bulan ilk Türk ilaç şirketi olmak” hedefiyle Amerika’daki start up şirketleri ve üniversitelerle iş birlikleri yaptıklarını anlatıyor. 2017 yılında pazarın yüzde 10 üzerinde büyüyerek 2 milyar 22 milyon TL ciroya ulaşan Abdi İbrahim, 2018’de 400 milyon TL’lik yatırımla daha da büyümeyi hedefliyor. Bugün Türkiye dahil 13 ülkede toplam 4 bin çalışanla operasyonlarını sürdüren Abdi İbrahim, yeni dönemde yurt dışı ortaklıklarının sayısını artırmayı planlıyor. Japonya ve Almanya’da iki yeni ortaklığın masada olduğunu söyleyen Barut, şirketiyle ilgili yakın vade hedefini ise şöyle özetliyor: “Öncelikle ilk hedefimizi yakalayalım, ilk 100 ilaç firması içine girelim. Bizim hırsımız, hepimizin kilitlendiği nokta o.” Nezih Barut ile Abdi İbrahim’in gelecek planlarını ve ilaç sektörünün durumunu konuştuk:
2017 sizin için nasıl bir yıl oldu?
2017 bizim için başarılı bir yıl oldu. Bütçemizin aşağı yukarı yüzde 94’ünü realize ettik. 2016’da 1 milyar 650 milyon TL olan ciromuz, ortalama yüzde 22’lik bir artışla 2017’de 2 milyar 22 milyon TL olarak gerçekleşti. Hedeflediğimiz kârı tam yakalayamadık ama ona yakın bir kârlılık gerçekleştirdik. İstihdam açısından da önemli bir yıldı. 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana yeni istihdam sağladığımız kişi sayısı 1.175’e ulaştı. Yurt dışı pazarlar dahil çalışan sayımız şu an 4 bin oldu. 2018 sonuna kadar bu sayıyı 4 bin 500’e çıkaracağız.
Üretim kapasiteniz ve bu konudaki hedefiniz nedir?
2016’da 220 milyon kutu olan üretimimiz, 2017’de 230 milyona yükseldi. 2018’de 285 milyon kutu üretim yapmayı planlıyoruz. Toplamda 350 milyon kutuluk kapasitemiz vardı ancak son yıllarda yaptığımız yatırımlarla 575 milyona çıkardık. İki yıl içinde bunu, 735 milyon kutuya çıkaracağız.
2017’de pazarın ne kadar üzerinde bir büyüme gerçekleştirdiniz?
Abdi İbrahim olarak her zaman pazardan daha hızlı büyüyoruz. 2003 yılından beri pazar lideriyiz. 2017’de sektör ciro olarak yüzde 20,2 büyürken biz sektörden yüzde 10 daha fazla büyüdük.
İlaç sektöründeki güncel ithalat ve ihracat oranları sizi nasıl etkiliyor?
İlaç sektörü, cari açığa neden olan sektörlerden biri. Hükümetin politikası da hem ilacı halka ucuz verebilmek hem de ithal edilen ilaçların Türkiye’de üretilmesini sağlamak. Şu anda Türkiye’de 890 milyon dolarlık ihracat var. İhracatta yüzde 2,9 civarında büyüdük. Ancak buna karşılık ithalatta da büyümemiz yüzde 6 civarında. 4 milyar 790 milyon dolar civarında ithalatımız var. Türkiye, dünyada ilaç fiyatları en düşük olan ülke. Hindistan’dan bile daha ucuzuz. Türkiye’de ilaç fiyatı ne kadarsa ihraç edeceğimiz zaman o fiyattan ihraç edebiliyoruz. İhraç ve ithal fiyatının ikisi de döviz üzerinden gerçekleşiyor. O ucuz döviz fiyatından ihraç ediyoruz ancak yüksek fiyattan ithal ediyoruz.
En çok hangi ürünler ithal ediliyor?
Genelde biyoteknolojik ürünler. Kimyasal ürünlerle tedavi edemediğimiz hastalıkları bu ürünlerle tedavi ediyoruz. Şimdi yeni yeni bu ürünlerin üretimi başlıyor. Henüz yeterli olmasa da devlet bu konuda teşvikler veriyor. Şu anda Türkiye’de cirosal bakımdan 10 tane ilaçtan 9’u biyoteknolojik. Bunları Türkiye’de üretebildiğimizde daha az cari açığa neden olacağız. 2023’ten sonra tam olmasa bile daha makul bir dengeye ulaşmış olacak. Biz de yatırımlarımızı biyoteknoloji üzerine yapıyoruz. Özellikle onkoloji gibi önemli hastalık gruplarında tedaviler biyoteknolojiye dönüşüyor. Bunlar da çok pahalı ilaçlar. Patent süreleri de çok uzun olduğu için bu ilaçları Türkiye’de üretme şansımız olmuyor. İlaç endüstrisinin amacı, bu tür ürünlerin moleküllerini Türkiye’nin artık kendisinin bulabilecek hale gelmesi. Biz sektör lideri olarak kendi molekülümüzü bulmak ve öncü olmak için uğraşıyoruz. Amerika’da start up şirketleriyle iş birlikleri yapıyoruz.
2018 sizin için nasıl bir yıl olacak?
100 milyon dolarla hayata geçirdiğimiz Türkiye’nin en büyük biyoteknoloji fabrikası AbdiBio’yu 11 Mayıs’ta açacağız. Bu bizim için çok önemli bir yatırım, çünkü biyoteknolojik ilaç pazarı hem büyük hem çok yeni bir alan. Hindistan, İzlanda gibi ülkelerden fabrikamızda çalışması için insanlar getirdik. Yurt dışında iki şirketle iş birliği yapıyoruz, onların bilgi birikimiyle bu işi devam ettirmek istiyoruz. Aynı zamanda Türkiye’de bu alanda insan gücü yetiştireceğiz.
Bu fabrikada hangi ürünleri üreteceksiniz?
Kimyasal ürünlerle tedavisi olmayan hastalıkların tedavisi için yapılan bir ürün gamı olacak. Merkezi sinir sistemi hastalıkları, göz ürünleri, romatizma gibi hastalıklar için biyoteknolojik ilaçlar üretilecek.
AbdiBio’nun size nasıl bir getirisi olacak?
Biyoteknolojik ilaçları üretmeye başladığımızda şu anda yüzde 6,42’lerde olan pazar payımızı yüzde 7’ye çıkaracağız. Şu anda 85-86 milyon dolarlık ihracatımız var. Bunu gelecek yıl 100 milyon dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Ancak biyoteknolojik ürünler yaptığımız zaman bu çok yükselecek. Örneğin sadece Cezayir’de 35 milyon dolarlık bir biyoteknolojik ürün ihalesi aldık. Fiyatları çok yüksek olduğu için hem kârlılığımıza hem ciromuza ciddi katkıları olacağını düşünüyoruz. Dünyada sadece biyoteknolojik ürünlerin 230 milyar dolar büyüklüğü var, pazar payı yüzde 23. Türkiye’deki pazar ise 3,4 milyar TL, bu da yüzde 17’ye denk geliyor. Bizim bu 3,4 milyar TL’den ne kadar pazarı alacağız zaman gösterecek. Bizim beklentimiz, gelecekte bu pazarda 200 milyon dolar ciroya ulaşmak.
Bunun dışında geçen yıl ne kadarlık bir yatırım yaptınız?
Geçen yıl 243 milyon TL’lik yatırım yaptık. 2018’de bütün döviz artışlarına rağmen hedefimiz 400 milyon TL yatırım yapmak. Devletten 1 milyar 50 milyon TL’lik teşvik aldık. Bunun 400 milyonunu 2018’de, 600 milyonu da 2019’da kullanacağız.
Bu teşviki nerelerde kullanacaksınız?
Kapasite artırımı yapıyoruz. Bunun dışında çok uluslu şirketler bizim kapasitemizi görünce kendi ilaçlarını üretmek istiyor. Örneğin biz, göz ilaçlarımızı fason yaptırıyorduk. Sonra kendimiz yapmaya karar verdik ve bunun için 150 milyon TL’lik yatırım yapacağız. 2019 yılının ortasında göz ilaçlarını üretmeye başlayacağız. Sadece kendi ilaçlarımızı değil, örneğin çok uluslu önemli ilaç şirketlerinden Allergan’ın da ithal ettiği ilaçları da üreteceğiz. Hatta civar ülkelere de üretim yapma konusunda görüşmelerimiz var. Bunun dışında 15 milyon TL’lik bir yatırımla hormon tesisi yaptık. Türkiye’deki hormon ilaçları genelde ithal ediliyor. Bunları ihraç etmek için İngiltere’yle bir anlaşma yaptık. Ayrıca onkoloji ve enjektabl ürünlerle alakalı 600 milyon TL civarında bir yatırım yapacağız. 2020’de bitmesini planladığımız bu tesisin 11 Mayıs’ta fabrika açılışıyla beraber temelini attık. Dolayısıyla 2020’nin sonunda, devletten aldığımız 1 milyar 50 milyon TL’lik teşvikin tamamını kullanmış olacağız.
Yurt dışı operasyonlarınızda son durum nedir?
Türkiye dışında dünyada 12 ülkede kendi yapılanmamızla faaliyet gösteriyoruz. Kazakistan’da devletle 7 yıllık bir anlaşma yaptık. Devlet, GMP’ye uygun üretim tesisi yapma şartıyla bazı ilaçların ihalesini alma izni veriyordu. Bizden önce Kazak ortağımız bu ilaçların ihalesini bizden almış ve üretimi konusunda devlete garanti vermişti. Biz bu şirketin yüzde 60’ına sahip olduk ve yeni bir fabrika yaptık. Şu anda o ihalelerdeki ürünleri sadece biz alabiliyoruz. Kazakistan’da gelecek yıl ilk 10’un içine girmeyi planlıyoruz. Cezayir’de ise yeni bir fabrika yaptık. Şu anda üretim denemeleri yapılıyor ve bu yılın sonuna kadar tam olarak üretime geçecek. Orada da 2020 yılında ilk 10 ilaç şirketi içine girmeyi hedefliyoruz.
Yurt dışında başka yatırım planlarınız var mı?
Şu anda bir start up şirketine ortak olduk, birlikte ürün geliştiriyoruz. Şu anda 2 ürün kullanma aşamasına geçebilecek duruma geldi. Onun dışında biri 2’nci, diğeri 3’üncü fazda olan iki ürünümüz daha var. Bunlar biyoteknolojik göz ürünleri. Bunların üretim hakkını alıp Türkiye’de biz üreteceğiz. Bu ortaklık, bize ileride kendi molekülümüzü bulabileceğimiz ilişkileri sağlıyor. Onlardan öğrendiklerimizi Türkiye’de üretebileceğiz. Amerika pazarından ufak bir şirketi satın alıp eşdeğer üretim yapılabilecek bir tesis düşünüyoruz. Avrupa’daki şirketleri de araştırıyoruz.
Yurt içinde yeni satın almalar planlıyor musunuz?
Artık yurt içinde bir şirket almak bizim için cazip değil. Alabileceğimiz şirketler bizimle benzer ürünleri üreten şirketler.
2020’de 1 milyar dolar satış rakamına ulaşarak dünyanın en büyük 100 ilaç şirketi arasında yer almak istediğinizi söylemiştiniz. Bu hedefe nasıl ulaşmayı planlıyorsunuz?
2007’de zaten ilk 100 ilaç firması arasında 96’ncı sıradaydık. O zaman bizim 830 milyon dolar ciromuz vardı. Şimdi baktığımız zaman ilaç fiyatları o kadar düştü ki, bizim ciromuz dolar olarak 2016’da 547 milyon dolar iken 2017’de 553 milyon dolar oldu. TL olarak artışa rağmen dolar olarak bakıldığı zaman 6 milyon dolar fark var. 2007’deki ciromuzla biz zaten ilk 100’ün içerisindeydik. Şimdi baksanız 150’nin içerisine giremeyiz. Peki bu hedefi nasıl yakalayacağız? Biz bunu yakalamak için mevcut ilaçlarımızı daha fazla satacağız, pazar payımızı artıracağız ki zaten artırıyoruz. İkincisi üretim hizmetlerimiz… Biz 17 firmaya üretim hizmeti veriyoruz, bunların 14’ü uluslararası firma. 2017 yılında uluslararası firmalara 63 milyon kutu üretim yaptık. Bu alanda da büyümek istiyoruz.
Dünyada ilk 100 ilaç şirketi arasına tekrar girmek için başka ne gibi adımlar atacaksınız?
Üretim hizmeti konusunda başka firmalarla da anlaşma yaptık zaten. Yakında onlarla da üretim devreye girecek. Dolayısıyla orada büyüyeceğiz. Bunun dışında ihracat bizim için önemli. Mesela ihracatımız bu sene ile geçen sene arasında dolar cinsinden yüzde 32 civarında büyüdü, ihracatta büyüyeceğiz. Ayrıca içeride büyüyeceğiz. Katma değeri yüksek olan ürünler var. Mesela iki molekülü birleştiriyoruz. Ya da katma değeri yüksek bazı mide ilaçlarımızı piyasaya çıkardık. Bunların ihracatı için çalışmalara yapıyoruz.
Gelecek 10 yılda Abdi İbrahim’i nereye taşımayı hedefliyorsunuz? Ve 2050’de nasıl bir Abdi İbrahim hayal ediyorsunuz?
Bir kere birinci hedefimizi yakalayalım, ilk 100 ilaç firması içine girelim. Bizim hırsımız, hepimizin kilitlendiği nokta o. Abdi İbahim 10- 20 yıl sonra kendi molekülünü bulabilecek bir yapıya kavuşursa o zaman bölgesel ve küresel bir oyuncu olacak. Benim en büyük idealim bir Türk ilaç firmasının kendi molekülünü bulması. İlk hedefimiz o. Ondan sonrasına bakacağız.
~
“MİLLİ KALMAK İSTİYORUZ AMA İŞ BİRLİĞİNE AÇIĞIZ” SÖYLEŞİ DEZAVANTAJLAR Şu an ilaç sektöründe satın alma amacıyla Türkiye’ye gelmek isteyen olduğunu zannetmiyorum. Çünkü Türkiye’de ilaç fiyatları çok düşük. Evet, nüfus çok cazip, kutu pazarı büyüyor. Ama ilaç fiyatlarının çok düşük olmasından dolayı çok çekici bir pazar değil. Bir de regülasyonları ve adaptasyonu zor. Abdi İbrahim özelinde, bize gelen böyle bir teklif yok. Biz milli ilaç firması olarak hayatımıza devam etmek istiyoruz. DİREKSİYON ŞARTI Yıllar evvel de söyledim. Bize böyle bir teklif gelirse ancak belirli bir yüzdeyi veririz ama direksiyonda biz oluruz demiştim. Yine aynı şeyi söylüyorum. 106 yıldır bu işi yapıyorsak, bu ülkeye hep sorumluluğumuz olduğunu düşünüyoruz ve milli kalmak istiyoruz. Böyle bir teklifin olacağını da düşünmüyoruz. Hacmimiz büyük, küçük olsaydı bu tip satışlar daha kolay olurdu. Ama iş birlikleri yapmaya her zaman hazırız. |
“JAPON BİR ŞİRKETLE ORTAK OLACAĞIZ” Japon ilaç devi Otsuka ile 5 yıldır ortaksınız, ortaklık nasıl gidiyor? Çok memnunuz. Çünkü Otsuka Japonya’nın en büyük ilk üç ilaç firmasından biri. Bizden başka dünyada hiçbir ortaklığı yok. Bizim için çok önemli bir referans. Mesela şimdi tekrar bir Japon firmasıyla ortaklık yapma durumumuz var. Otsuka bize o pazarda bir yol açtı. Şu anda ortaklık masada mı? Önümüzdeki 1-1,5 yıl içerisinde herhalde… Konusunda en büyük firmalardan bir tanesi Japonya’da. Görüşüyoruz, onlarla ortaklık yapacağız. Yine çok büyük bir Alman OTC (Over the Counter- Tezgâh Üstü İlaçlar) firmasıyla aynı durum söz konusu. Abdi İbrahim’den hisse alıp ortak olmuyorlar. Ayrı şirketler kuruyoruz, üretim hizmetini biz veriyoruz, satış pazarlamada ortak oluyoruz. Ortaklığa alışığız. Çünkü biz 30 yabancı firmayla çalışıyoruz. O kültür bizde artık oluşmuş durumda. |
BARUT’A GÖRE SEKTÖR LİDERLİĞİNİN 6 SIRRI
|
ABDİ İBRAHİM'İN YENİ DÖNEM STRATEJİSİ
|
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?