NOBEL ÖDÜLLÜ EKONOMİSTTEN ÇARPICI TESPİTLER BALON VAR MI?

Nobel ödüllü ekonomist Prof. Dr. ROBERT SHILLER, bugüne kadar birçok krizde dünyayı uyardı. Son küresel finans krizinin geldiğine ilk dikkat çeken de oydu. Shiller, bugün uyarılarına devam ediyor. Birçok ülkede tahvil piyasalarında aşırı canlanmaya işaret ediyor. Amerika’da eşik altı borçlanmanın ve ev fiyatlarındaki yükselişin de yeniden canlandığını söylüyor. “Fakat yine de keskin bir balon oluşumundan bahsedemeyiz” diye konuşuyor. Uzun vadeli sabit getirili enstrümanlara yatırım yapmak için riskli bir zaman olduğunu düşünen ekonomist, “Avrupa’da yatırım maliyetinin daha düşük olmasından dolayı bu borsalarda kazanç elde etme oranı da Amerika borsalarına kıyasla daha yüksek” diye konuşuyor.

16.03.2015 14:52:490
Paylaş Tweet Paylaş
NOBEL ÖDÜLLÜ EKONOMİSTTEN ÇARPICI TESPİTLER BALON VAR MI?
Prof. Dr. Robert Shiller, dünyanın en önemli ekonomistleri arasında yer alıyor. 2013 yılında Nobel ekonomi ödülünün sahibi olan Shiller, son 20 yılda iki büyük krizi tahmin etti. 2003 yılında konut balonunun oluşmaya başladığını, “Is There a Bubble in the Housing Market?” (Konut Piyasasında Balon Var mı?) kitabıyla haber verirken 2006 yılında da The Wall Street Journal’da yazdığı yazılarla ıinans piyasalarında ciddi bir krizin yaklaştığına dair uyarılarda bulundu. Tüm bu uyarılarını ilk kez 2000 yılında kaleme aldığı “Irrational Exuberance” (Gerçekdışı Coşkunluk) kitabında da tüm detaylarıyla dile getiren Prof. Shiller, bu yıl kitabının üçüncü baskısında yine tüm dünyayı yeni bir balona karşı uyarıyor. Tahvil piyasalarında aşırı canlanmaya dikkat çeken Shiller, başta Amerika olmak üzere birçok ülkede tahvil faizlerinin sıra dışı bir şekilde aşağı yönlü seyrettiğini belirtiyor. “Tahvil faizlerindeki bu düşüklüğün çok sürdürülebilir olduğunu düşünmüyorum. Sonuçta sıfırın altına düşemeyiz. Bana öyle geliyor ki bu yeni normal kültürü sürebilir, fakat sonra çöker. Bence uzun vadeli sabit getirili enstrümanlara yapmak için riskli bir zaman” diye konuşuyor. Amerika’da alt gelir grubuna verilen riskli krediler ve ev fiyatlarındaki yükselişin yeniden canlanmasının dikkat edilmesi gereken gelişmeler olduğunu ifade eden Shiller, yine de henüz keskin bir balon oluşumundan bahsedilemeyeceğinin altını çiziyor. Shiller’e göre şimdilik Amerika ve Hindistan’da büyük miktarda yatırımlar riskli. Bu nedenle yatırımı çeşitlendirmeyi tavsiye ederken bir uyarıda da bulunuyor: “Bir pazarı değerlendirirken sadece piyasanın sayısal durumu değil piyasadaki hikayeleri de izleyin.” Dünyaca ünlü Nobel ödüllü ekonomist Prof. Dr. Robert Shiller, son kitabını ve dünya ekonomisinin genel durumuna dair değerlendirmelerini Capital’e şöyle anlattı: 
~
* “Irrational Exuberance” (Gerçekdışı Coşkunluk) adlı kitabınızı ilk olarak 2000 yılında yazdınız. Şimdi o kitabınız üçüncü ve güncellenmiş baskısıyla yeniden okuyucularla buluşuyor. Gerçekdışı Coşkunluk’u ilk kaleme aldığınız tarihten bugüne tam 15 yıl geçti. O günden bugüne neler değişti? 
* Ilk kitabımı, 1990’larda borsada yaşanan inanılmaz fiyat yükselişine tepki olarak yazdım. O dönemler fiyatlar gelirlere bağlı olarak rekor derecede yüksekti. Hatta genel tablo 1929 buhranındakinden daha kötüydü. 2005 yılındaki ikinci baskıyı da ev fiyatlarında yaşanan patlamaya tepki olarak kaleme aldım. O yıllarda benim en büyük kaygım, emlak sektöründe olası bir çöküntü yaşanması ve bunun dünya ekonomisini çok olumsuz etkileyecek olmasıydı. Bu nedenle kitaba emlak piyasalarına tarihi bir perspektiıten bakan bir bölüm ekledim. Bu bölümde, Amerika’da emlak pazarında yaşanan fiyat artışının, tarihin en büyük artışı olduğu net olarak ortaya konuluyordu. 2015 yılında üçüncü baskı ise tahvil piyasalarında oluşan aşırı canlanmaya tepki olarak yazıldı. Bu kez tahvil piyasalarını anlatan bir bölüm ekledim. Birçok ülkede onlarca yıldır uzun vadeli faiz oranları bu kadar sıra dışı bir şekilde aşağı yönlü olmamıştı. 
* Aradan geçen 10 yılın ardından bu kez tahvil piyasalarında balon riskine dikkat çekiyorsunuz… Tahvil piyasalarında bu risk nasıl oluştu? 
* Amerika’da tahvil piyasaları çok düşük fiyatlanıyor. Bu da yine balon görünümü veriyor. Ben balonları, heyecan ve tutkunun sosyal salgına dönüşmesi olarak yorumluyorum. Bu salgın da ağızdan ağıza yayılıyor ve bir pazara daha fazla yatırımcının gelmesine neden olan bir cazibe yaratıyor. Fakat bu kez tahvildeki bu canlanmanın böylesi bir heyecan tarafından yaratıld��ğından emin değilim. Yine bir tür heyecandan bahsedebiliriz, ancak bu öyle çok iyimser bir tür değil. Tahvil faizlerindeki bu düşüşte Amerikan Merkez Bankası’nın rolü var. Ancak tek neden bu değil. Bu aynı zamanda yatırım fırsatları, korkuları ve kültürle alakalı bir durum. Tahvil faizlerindeki bu düşük seviyenin çok sürdürülebilir olduğunu düşünmüyorum. Sonuçta sıfırın altına düşemeyiz. Bana öyle geliyor ki bu yeni normal kültürü sürebilir, fakat sonra çöker. Bence uzun vadeli sabit getirili enstrümanlara yatırım yapmak için riskli bir zaman.
~
* Tahvil piyasaları dışında dünyanın herhangi bir yerinde potansiyel bir balon oluşumu görüyor musunuz?
* Genel olarak dünyayı konuştuğumuzda bir genelleme yapmak oldukça zor. Amerika’da riskli krediler ve ev fiyatlarındaki yükselişin yeniden canlandığını görüyoruz. Fakat yine de keskin bir balon oluşumundan bahsedemeyiz.
* Kitabınızda özellikle varlık balonlarını azaltmak için acil politika değişimleri olması gerektiğini belirtiyorsunuz… Bu konuyu biraz açar mısınız? Ne tür politika değişimlerine ihtiyaç var? 
* Benim de ciddiye alınması gerektiğini düşündüğüm etkin piyasalar teorisine göre, menkul kıymet fiyatlarıyla bilgi arasında bir ilişki bulunuyor ve menkul kıymet fiyatları her zaman açıklanan yeni bilgilere göre oluşuyor. Dolayısıyla fiyat değişimleri öngörülemiyor. Çünkü yeni bilgilere yanıt olarak fiyatlar yeniden oluşuyor. Şimdi söz konusu edilen balonların varlığının nedeni, yeni bilgiler değil, ağırlıklı olarak yatırımcıların psikolojisi. Bu durumda balonların varlığının farkında olan Merkez Bankası’nın tedbirlerine ve düzenleyici politikalarına ihtiyaç duyuyoruz. Tabii özel sektör de balon riskini göz önünde bulundurmalı, ona göre yatırımlarını gerçekleştirmeli. 
* Yatırımcıları bir pazarın fazla değerlendiğine karşı uyarabilecek bir sistem var mı? Dünyanın herhangi bir yerinde yatırım yapmak isteyen yatırımcılara tavsiyeleriniz neler? 
* Çok yararlı olabilecek değerlemeyi ölçen birçok yöntem var. Ben ve bu kitabı birlikte yazdığım Harvard Üniversitesi’nden John Y. Campell, uzun bir tarih yolculuğunun ardından konjonktürel olarak fiyat ve gelire göre ayarlı kesin bir rasyo bulduk. Bu rasyo, borsada uzun dönemli yani 10 yıla kadar gelirleri öngörme yeteneğine sahip. CAPE (Cyclically adjusted price earnings/Dönemsel duruma göre düzeltilmiş fiyat kazançları) adını verdi ğimiz bu rasyo, bir pazarın ucuz ya da pahalı mı olduğunu gösteriyor. Geçmiş 10 yıllık veriler de hesaba katılarak hisse fiyatlarının kurum kazançlar ına bölünerek hesaplandığı CAPE rasyosu, şu anda Amerika ve Hindistan’da yüksek. Dolayısıyla birinin tüm varlığını buralara koyması riskli olur. Anahtar kelime her zaman çeşitlendirme olmalı. Ayrıca bir pazar değerlendirilirken sadece piyasanın sayısal durumu değil piyasadaki hikayeler de izlenmeli.
~
* Siz Avrupa’ya yatırım yapılmalı diyorsunuz. Özellikle Avrupa’ya yatırım yapılmasını önermenizin nedeni nedir? 
* CAPE rasyosu, son dönemde Avrupa’da oldukça düştü. Avrupa’nın 2009’da başlayan borçlanma krizi hikayesinin abartıldığını düşünüyorum. Bence uzun vadeli olarak Avrupa borsaları, şu anda riskli olsa da çeşitlendirilmiş portföyler için iyi bir kazanç noktası olabilir. Avrupa’da yatırım maliyetinin daha düşük olmasından dolayı bu borsalarda kazanç elde etme oranı da Amerika borsalar ına kıyasla daha yüksek.
* Küresel ekonomi, 2014 yılından beklenenin altında bir performans sergiledi. Bu durum sizce ne zaman düzelir? 2015’e ait öngörüleriniz nedir? 
* Küresel ekonomik büyüme eninde sonunda yavaşlayacaktı. Tüm dünyada ekonomik büyüme son dönemlerde a?ırlıklı olarak gelişmekte olan ekonomilerin katkısıyla olması gerekenden daha büyük boyutlarda oldu. Ben bu büyüme başarısının devam edeceğini, ancak daha dü-şük seviyelerde gerçekleşeceğini düşünüyorum. 2008 yılındaki küresel finans krizinden sonraki büyüme, aynı zamanda dünyada frene basılmas ına da neden oldu. Ancak bu etki şimdi geçiyor… Bu nedenle ben 2015 yılında global ekonomi için ılımlı bir büyüme yaşanmasını bekliyorum 
~
Sinyallerin yönü
1 Amerika’da tahvil piyasaları çok düşük fiyatlanıyor. Bu da yine balon görünümü veriyor.
2 Amerika’da riskli krediler ve ev fiyatlarındaki yükselişin yeniden canlandığını görüyoruz. 
3 Fakat yine de keskin bir balon oluşumundan bahsedemeyiz.
4 Tahvil faizlerindeki bu düşük seviye çok sürdürülemez. 
5 Bence uzun vadeli sabit gelire yatırım yapmak için riskli bir zaman. 
6 Uzun vadeli olarak Avrupa borsaları, şu anda riskli olsa da çeşitlendirilmiş portföyler için iyi bir kazanç noktası olabilir.
7 CAPE rasyosu (Dönemsel duruma göre düzeltilmiş fiyat ve kazançlar) şu anda Amerika ve Hindistan’da yüksek. Yani birinin tüm varlığını buralara koyması riskli. 
8 Avrupa borsalarında kazanç elde etme oranı, Amerika borsalarına kıyasla daha yüksek.
9 2015 yılında global ekonomi için ılımlı bir büyüme yaşanmasını bekliyorum. 

"AVRUPA'YLA GÜÇLÜ BAĞ ÖNEMLİ"
TÜRKİYE’DE RİSK VAR MI?
Türkiye emlak piyasası hakkında çok fazla bilgim yok. Fakat şunu söyleyebilirimı Bir balonun ilk kanıtı, fiyatların hızlı bir şekilde yükselmesi, kiralama fiyatlarının, inşaat maliyetlerinin ve gelir oranının yüksek oluşudur. İkinci kanıt da eve yapılan yatırımın heyecan verici bir atmosfer yaratması. 
DÜŞÜK FAİZ ÇOK PSİKOLOJİK Türkiye ekonomisinde son dönemde büyümenin sıcak para akışıyla finanse edildiği meselesine gelince… Sıcak para her zaman bir risk. Ultra düşük faiz oranları çok psikolojik ve belki birden bire tam tersi etki yaratabilir. 
ULUSAL BİR RUH Geçtiğimiz günlerde Türkiye’yi ziyaret ettiğimde, Türkiye’nin savaşa ne kadar yakın olduğunu gördüm. Kuzeyde Ukrayna, güneyde Suriye ve Irak… Türkiye’nin tüm bunların ortasında güvenli bir yer olmaya devam etmesi ve bunun bu şekilde kalması da önemli. Atatürk’ten itibaren Türkiye ulusal bir ruhla güçlü ekonomik bir büyüme yakaladı. 
SAĞLIKLI BÜYÜME Ben Türkiye’nin bu şekilde devam edeceğini umuyorum, beklentim de bu yönde. Türkiye’nin bir ayağı her zaman Avrupa’daydı ve bugün de Avrupa ile güçlü bağlantısını devam ettiriyor. Bunu kalıcı kılması da başka önemli bir mesele. Tüm bunlarla sağlıklı ekonomik büyüme sürmeli.

"DEPRESYONUN NEDENİ GELİR EŞİTSİZLİĞİ” 
POLİTİK EŞİTSİZLİK
Amerika’da politik sistem para tarafından yönetiliyor. Ekonomik eşitsizlik politik eşitsizliğin bir ürünü. Dünya geneline baktığımızda ise tüm dünyada yaşanan depresyonun ana kaynağının gelir eşitsizliği olduğunu görüyoruz. 
DEVRİMSEL TRENDLER Eşitsizlikle ilgili birçok faktör var, fakat bunları listelemek gerekirse şöyle sıralayabiliriz: Geleceğe dair belirsizlik, ileri bilgi teknolojilerinin gelişi. İnsanların yaptığı birçok işin makineler tarafından yapılıyor olması ve insanların bireyler olarak ya da kalabalıklarda makinelerle iletişime geçme yeteneği… Bugün en çok istikrar bozucu ve devrimsel olarak nitelendirilen trendler bunlar.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz